Jessica Jackley: Poverty, money -- and love

Jessica Jackley: Yoksulluk, para -- ve sevgi

162,012 views ・ 2010-10-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Beril Devlet Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:16
The stories we tell about each other
0
16260
2000
Biribirimize dair öykülerimiz
00:18
matter very much.
1
18260
3000
çok önemlidir.
00:21
The stories we tell ourselves about our own lives matter.
2
21260
3000
Kendi hayatımızın ne kadar önemli olduğunu birbirimize anlatırız.
00:24
And most of all,
3
24260
2000
ve en büyük önemi de
00:26
I think the way that we participate in each other's stories
4
26260
2000
birbirimizin hayatlarına nasıl katkı sağladığımız
00:28
is of deep importance.
5
28260
3000
taşır.
00:31
I was six years old
6
31260
2000
Yoksulluktan bahsedildiğini ilk duyduğumda
00:33
when I first heard stories about the poor.
7
33260
2000
altı yaşındaydım.
00:35
Now I didn't hear those stories from the poor themselves,
8
35260
2000
Şu anda yoksul insanlardan duyduklarım
00:37
I heard them from my Sunday school teacher
9
37260
3000
kilise okulundaki öğretmenden dinlediklerime hiç benzemiyor.
00:40
and Jesus, kind of via my Sunday school teacher.
10
40260
3000
tabii kilise öğretmeni vasıtasıyla İsa'nın anlattıklarına da.
00:43
I remember learning that people who were poor
11
43260
3000
Yoksulların eşyaya gereksinimi vardır
00:46
needed something material --
12
46260
2000
diye öğretildiğini hatırlıyorum,
00:48
food, clothing, shelter -- that they didn't have.
13
48260
2000
yiyecek, giyecek, barınma gibi sahip olmadıkları nesnelere.
00:50
And I also was taught, coupled with that,
14
50260
3000
ve bununla birlikte, bu işin yani yardımın
00:53
that it was my job -- this classroom full of five and six year-old children --
15
53260
3000
benim, hatta bir sınıf dolusu beş - altı yaşındaki arkadaşımın
00:56
it was our job, apparently, to help.
16
56260
2000
görevi olduğunu düşünürdüm.
00:58
This is what Jesus asked of us.
17
58260
2000
İsa'nın bizden beklediği buydu.
01:00
And then he said, "What you do for the least of these, you do for me."
18
60260
3000
İsa "yoksullar için yapacağınız her şey, benim için yapılmış sayılır" diyordu.
01:03
Now I was pretty psyched.
19
63260
2000
Dünyada faydalı olmak için
01:05
I was very eager to be useful in the world --
20
65260
2000
çok istekli ve inançlıydım.
01:07
I think we all have that feeling.
21
67260
2000
Bence bu duygu hepimizde var.
01:09
And also, it was kind of interesting that God needed help.
22
69260
2000
Üstelik Tanrının da yardımıma ihtiyacı vardı ki,
01:11
That was news to me,
23
71260
2000
böyle bir görev üstlenmek
01:13
and it felt like it was a very important thing to get to participate in.
24
73260
2000
benim için son derece önemli ve heyecan vericiydi.
01:15
But I also learned very soon thereafter
25
75260
2000
Ama sonradan öğrendim ki,
01:17
that Jesus also said, and I'm paraphrasing,
26
77260
2000
İsa fakirlerin hep var olacağını
01:19
the poor would always be with us.
27
79260
2000
daima aramızdan birilerinin yoksul olacağını da söylemiş.
01:21
This frustrated and confused me;
28
81260
2000
Kolum kanadım kırılmış, kafam karışmıştı.
01:23
I felt like I had been just given a homework assignment
29
83260
2000
Sanki bana seveceğim, heyecan verici
01:25
that I had to do, and I was excited to do,
30
85260
2000
bir ödev verilmiş de, ne yaparsam yapayım
01:27
but no matter what I would do, I would fail.
31
87260
3000
ödevimi başaramayacakmışım gibi geldi.
01:30
So I felt confused, a little bit frustrated and angry,
32
90260
3000
Aklım karışmış, içimi bir yılgınlık ve öfke kaplamıştı
01:33
like maybe I'd misunderstood something here.
33
93260
2000
ve birşeyleri yanlış anladığımı düşünmeye başlamıştım.
01:35
And I felt overwhelmed.
34
95260
2000
Bunalmıştım.
01:37
And for the first time,
35
97260
2000
Hayatımda ilk defa
01:39
I began to fear this group of people
36
99260
2000
yoksul insanlardan korkmaya
01:41
and to feel negative emotion towards a whole group of people.
37
101260
3000
ve onlara karşı olumsuz duygular beslemeye başlamıştım.
01:44
I imagined in my head, a kind of long line of individuals
38
104260
3000
Kafamda adeta asla eksilmeyecek
01:47
that were never going away, that would always be with us.
39
107260
2000
bir yoksullar listesi belirmişti.
01:49
They were always going to ask me to help them and give them things,
40
109260
3000
Daima benden birşeyler isteyecek, yardım dileneceklerdi
01:52
which I was excited to do,
41
112260
2000
ki, aslında yardım etmeyi çok istiyordum ama
01:54
but I didn't know how it was going to work.
42
114260
2000
bu işin nasıl olacağını bilemiyordum.
01:56
And I didn't know what would happen when I ran out of things to give,
43
116260
3000
Verebileceklerim tükenince ne olacaktı?
02:01
especially if the problem was never going away.
44
121260
2000
Üstelik bütün eşyalarımı versem de bu sorun çözülmeyecekti.
02:03
In the years following,
45
123260
2000
İzleyen yıllarda
02:05
the other stories I heard about the poor growing up
46
125260
2000
yoksul kimselerin yaşantısına dair dinlediklerim
02:07
were no more positive.
47
127260
2000
hiç de olumlu, iç açıcı şeyler değildi.
02:09
For example, I saw pictures and images
48
129260
3000
Mesela gördüğüm o mahzun
02:12
frequently of sadness and suffering.
49
132260
2000
ve acı çeken yüzlerin resimleri.
02:14
I heard about things that were going wrong in the lives of the poor.
50
134260
3000
Yoksul insanların hayatı hep ters gidiyordu.
02:17
I heard about disease, I heard about war --
51
137260
2000
Hastalıklara, savaşa dair öyküler dinledim.
02:19
they always seemed to be kind of related.
52
139260
2000
sanki felaketler hep onların başına geliyordu.
02:21
And in general,
53
141260
2000
ve yoksulların hayatlarının
02:23
I got this sort of idea
54
143260
2000
acı ve üzüntüyle
02:25
that the poor in the world lived lives
55
145260
2000
yoğurulduğu
02:27
that were wrought with suffering and sadness,
56
147260
2000
genellemesine
02:29
devastation, hopelessness.
57
149260
3000
kani oldum.
02:32
And after a while, I developed what I think many of us do,
58
152260
2000
Derken şöyle bir tutum gelişti bende:
02:34
is this predictable response,
59
154260
2000
sanırım hepimizin yaptığı gibi
02:36
where I started to feel bad every time I heard about them.
60
156260
3000
onlar hakkındaki her bilgi kendimi
02:39
I started to feel guilty for my own relative wealth,
61
159260
3000
kötü ve suçlu hissetmeme yol açıyor,
02:42
because I wasn't doing more, apparently, to make things better.
62
162260
3000
kendi görece servetimden dolayı suçluluk duyuyordum.
02:45
And I even felt a sense of shame because of that.
63
165260
3000
Hatta utanç duyuyordum.
02:48
And so naturally,
64
168260
2000
Ve doğal olarak
02:50
I started to distance myself.
65
170260
2000
kendimi uzak tutmaya başladım.
02:52
I stopped listening to their stories
66
172260
2000
Yoksulluğa ve yoksullara eskisi kadar
02:54
quite as closely as I had before.
67
174260
2000
kulak vermemeye başladım.
02:56
And I stopped expecting things to really change.
68
176260
3000
Birşeylerin değişeceğine inancım kalmadı.
02:59
Now I still gave -- on the outside it looked like I was still quite involved.
69
179260
3000
Yine de birşeyler veriyordum. Görüntüde çok yardımseverdim.
03:02
I gave of my time and my money,
70
182260
2000
zamanımı, paramı sakınmıyordum.
03:04
I gave when solutions were on sale.
71
184260
2000
Ucuz çözümlere katkı sağlıyordum.
03:06
The cost of a cup of coffee can save a child's life, right.
72
186260
2000
Bir fincan kahve bir çocuğun hayatını kurtarır ya.
03:08
I mean who can argue with that?
73
188260
2000
Yani, kim buna itiraz edebilir ki?
03:10
I gave when I was cornered, when it was difficult to avoid
74
190260
3000
Kaçınamadığım, kıstırıldığım noktalarda sadaka kabilinden birşeyler veriyordum
03:13
and I gave, in general, when the negative emotions built up enough
75
193260
3000
suçluluk duygusu benliğimi sardığında ufak bir sadaka verip
03:16
that I gave to relieve my own suffering,
76
196260
2000
vicdanımı rahatlatıyordum.
03:18
not someone else's.
77
198260
2000
ama kendi vicdanımı, başkasınınkini değil.
03:20
The truth be told, I was giving out of that place,
78
200260
3000
doğrusu, yardımseverliğimin kaynağı bu suçluluk duygusuydu,
03:23
not out of a genuine place of hope
79
203260
3000
gerçekten birşeylerin değişeceğine
03:26
and excitement to help and of generosity.
80
206260
2000
samimiyetle inanıyor değildim.
03:28
It became a transaction for me,
81
208260
2000
Bir alış verişe dönüşmüştü benim için
03:30
became sort of a trade.
82
210260
2000
bir tür ticaret gibi,
03:32
I was purchasing something --
83
212260
2000
gündelik hayatıma
03:34
I was buying my right to go on with my day
84
214260
3000
rahat bir vicdanla devam edebilmek için
03:37
and not necessarily be bothered by this bad news.
85
217260
3000
birşey satın alıyor, bütün kötü haberlerden böylece uzak kalıyordum.
03:40
And I think the way that we go through that sometimes
86
220260
3000
Seçtiğimiz bu yol, herşeyden önce
03:43
can, first of all,
87
223260
2000
dünyanın bir ucundaki bir grup insanı gözümüzde
03:45
disembody a group of people, individuals out there in the world.
88
225260
3000
sahici insanlar olmaktan çıkarabiliyor.
03:48
And it can also turn into a commodity,
89
228260
2000
Hatta bir emtia haline getirebiliyor ki,
03:50
which is a very scary thing.
90
230260
2000
bu son derece korkunç.
03:52
So as I did this, and as I think many of us do this,
91
232260
3000
Ben bu yola saptım, sanırım bir çoğumuz da öyle.
03:55
we kind of buy our distance,
92
235260
2000
Yoksullarla aramıza koyacak bir mesafe satın aldık,
03:57
we kind of buy our right to go on with our day.
93
237260
2000
gündelik hayatımıza dönme hakkını satın aldık.
03:59
I think that exchange can actually get in the way of the very thing that we want most.
94
239260
3000
Bence bu değiş tokuş, hayatta en çok isteyeceğimiz şeyle aramıza bir engel koyuyor
04:02
It can get in the way of our desire
95
242260
2000
Bir başkasının hayatında anlam taşıma,
04:04
to really be meaningful and useful in another person's life
96
244260
3000
bir başkasına yararlı olma arzumuza, kısaca sevgi ihtiyacımıza
04:07
and, in short to love.
97
247260
3000
ket vuruyor.
04:10
Thankfully, a few years ago, things shifted for me
98
250260
2000
Çok şükür ki birkaç yıl önce, benim açımdan bu durum değişti.
04:12
because I heard this gentleman speak, Dr. Muhammad Yunus.
99
252260
3000
Bu beyefendinin bir konuşmasını dinledim, Dr. Muhammed Yunus'un.
04:15
I know many in the room probably know exactly who he is,
100
255260
3000
Sanırım aranızdan pek çoğu onun kim olduğunu biliyor
04:18
but to give the shorthand version
101
258260
2000
yine de herhangi konuşmasını dinlemeyenler için
04:20
for any who have not heard him speak,
102
260260
2000
kısaca tanıtayım.
04:22
Dr. Yunus won the Nobel Peace Prize a few years ago
103
262260
2000
Dr. Yunus, birkaç yıl önce mikro finans üzerine öncülük ettiği
04:24
for his work pioneering modern microfinance.
104
264260
3000
çalışmasıyla Nobel ödülüne layık görüldü.
04:27
When I heard him speak, it was three years before that.
105
267260
3000
Ödülden üç yıl önce kendisini dinlemiştim.
04:30
But basically, microfinance -- if this is new to you as well --
106
270260
3000
Siz de konuya yabancıysanız, mikro finansı
04:33
think of that as financial services for the poor.
107
273260
2000
yoksullar için bir finans hizmeti olarak görebilirsiniz.
04:35
Think of all the things you get at your bank
108
275260
2000
Bankanızdan aldığınız tüm hizmetleri düşünün
04:37
and imagine those products and services
109
277260
2000
ve bütün o ürünlerin ve hizmetlerin günde sadece birkaç dolarla
04:39
tailored to the needs of someone living on a few dollars a day.
110
279260
2000
yaşayan birine göre yeniden şekillendirildiğini hayal edin.
04:41
Dr. Yunus shared his story,
111
281260
2000
O konuşmasında Dr. Yunus, fikrini paylaştı,
04:43
explaining what that was,
112
283260
2000
amacın ne olduğunu açıkladı
04:45
and what he had done with his Grameen Bank.
113
285260
2000
ve Grameen Bankasında neler yaptığını anlattı.
04:47
He also talked about, in particular, microlending,
114
287260
2000
ve özellikle mikro kredi üzerinde durdu
04:49
which is a tiny loan
115
289260
2000
ki, bu minik kredi ile
04:51
that could help someone start or grow a business.
116
291260
2000
birilerinin bir iş kurabileceğini gösterdi.
04:53
Now, when I heard him speak, it was exciting for a number of reasons.
117
293260
3000
Konuşmasının beni heyecanlandırmasının birkaç sebebi vardı.
04:56
First and foremost, I learned about this new method of change in the world
118
296260
3000
Öncelikle dünyayı değiştirebilecek bu yeni yöntemi öğrenmiştim
04:59
that, for once, showed me, maybe,
119
299260
2000
ki, bu yöntem bir kerecik olsun belki
05:01
a way to interact with someone
120
301260
2000
biriyle etkileşim kurarak ona
05:03
and to give, to share of a resource in a way that wasn't weird
121
303260
2000
yardım edebilmemi ve tuhaf kaçmayacak ve hatta
05:05
and didn't make me feel bad --
122
305260
3000
kendimi kötü hissettirmeyecek bir paylaşımda bulunmamı sağlayacaktı.
05:08
that was exciting.
123
308260
2000
Çok heyecanlanmıştım.
05:10
But more importantly, he told stories about the poor
124
310260
3000
Daha da önemlisi, yoksullar hakkında önceden
05:13
that were different than any stories I had heard before.
125
313260
2000
hiç duymadığım türden öyküler anlatıyordu.
05:15
In fact, those individuals he talked about who were poor was sort of a side note.
126
315260
4000
Hatta bahsettiği kimselerin vasıfları arasında yoksulluk son sıralardaydı.
05:19
He was talking about strong, smart,
127
319260
2000
Her sabah uyanıp ailelerine daha iyi bir yaşam sağlamak için uğraşan
05:21
hardworking entrepreneurs who woke up every day
128
321260
3000
güçlü, zeki, çalışkan
05:24
and were doing things to make their lives and their family's lives better.
129
324260
3000
girişimcilerden bahsediyordu.
05:27
All they needed to do that more quickly and to do it better
130
327260
3000
Tek eksikleri, bu uğraşı hızlandıracak ve geliştirecek
05:30
was a little bit of capital.
131
330260
2000
kadar, küçük bir sermayeydi.
05:32
It was an amazing sort of insight for me.
132
332260
2000
Bu bakış açısından çok etkilendim.
05:34
And I, in fact, was so deeply moved by this --
133
334260
2000
Üzerimde yarattığı etkinin
05:36
it's hard to express now how much that affected me --
134
336260
3000
ne kadar güçlü olduğunu anlamam kolay değil.
05:39
but I was so moved that I actually quit my job a few weeks later,
135
339260
3000
Ama şu kadarını söyleyeyim, mikro krediyi öğrendikten üç hafta sonra
05:42
and I moved to East Africa
136
342260
2000
işimden istifa edip neler yapabileceğimi görmek için
05:44
to try to see for myself what this was about.
137
344260
2000
Doğu Afrika'ya taşındım.
05:46
For the first time, actually, in a long time
138
346260
2000
Uzun zaman sonra ilk defa
05:48
I wanted to meet those individuals, I wanted to meet these entrepreneurs,
139
348260
3000
bu insanlarla, bu girişimcilerle tanışmak,
05:51
and see for myself what their lives were actually about.
140
351260
3000
hayatlarını kendi gözlerime müşahade etmek istiyordum.
05:54
So I spent three months in Kenya, Uganda and Tanzania
141
354260
3000
Böylece Kenya, Uganda ve Tanzanya'da üç ay geçirdim.
05:57
interviewing entrepreneurs that had received 100 dollars
142
357260
2000
Bir iş kurmak için eline 100 dolar geçen
05:59
to start or grow a business.
143
359260
2000
müteşebbislerle görüştüm.
06:01
And in fact, through those interactions,
144
361260
2000
ve bu sayede hayatımda ilk defa,
06:03
for the first time, I was starting to get to be friends
145
363260
2000
o insanlarla, benden çok çok uzakta olduğunu düşündüğüm
06:05
with some of those people in that big amorphous group out there
146
365260
3000
o şekli şemali tarifsiz kitleyle
06:08
that was supposed to be far away.
147
368260
3000
arkadaşlık kurmaya başladım.
06:11
I was starting to be friends and get to know their personal stories.
148
371260
3000
Dost olmaya, bireysel hikayelerini dinlemeye başladım.
06:14
And over and over again,
149
374260
2000
Onlarla tekrar tekrar görüşüp
06:16
as I interviewed them and spent my days with them,
150
376260
2000
aralarında günler geçirdim ve
06:18
I did hear stories of life change
151
378260
2000
hayatlarının nasıl değiştiğini,
06:20
and amazing little details of change.
152
380260
2000
o ufacık muhteşem değişim kıvılcımlarını gözlemledim.
06:22
So I would hear from goat herders
153
382260
2000
Keçi çobanlarından
06:24
who had used that money that they had received to buy a few more goats.
154
384260
3000
elde ettikleri o parayla birkaç keçi daha alıp
06:27
Their business trajectory would change.
155
387260
2000
işlerinin yörüngesini nasıl değiştirdiklerini dinledim.
06:29
They would make a little bit more money;
156
389260
2000
Böylece biraz daha fazla kazanç elde ediyor,
06:31
their standard of living
157
391260
2000
hayat standartlarını
06:33
would shift and would get better.
158
393260
2000
bir parça ilerletebiliyorlardı.
06:35
And they would make really interesting little adjustments in their lives,
159
395260
3000
Hayatlarında son derece ilginç küçük ayarlamalar yapıyor,
06:38
like they would start to send their children to school.
160
398260
2000
mesela çocuklarını okula göndermeye başlıyorlardı.
06:40
They might be able to buy mosquito nets.
161
400260
2000
Sivrisineklerden korunmak için cibinlik satın almaları,
06:42
Maybe they could afford a lock for the door and feel secure.
162
402260
3000
kapıya bir kilit asarak güvenlik duygusunu güçlendirmeleri mümkün oluyordu.
06:45
Maybe it was just that they could put sugar in their tea
163
405260
2000
Hatta bu parayala belki sadece, evlerine misafir olduğumda
06:47
and offer that to me when I came as their guest
164
407260
2000
ikram ettikleri çaya bir parça şeker atabilimekten
06:49
and that made them feel proud.
165
409260
2000
dolayı gurur duyuyorlardı.
06:51
But there were these beautiful details, even if I talked to 20 goat herders in a row,
166
411260
3000
Görüştüğüm 20 keçi çobanı için bu güzel ayrıntılar
06:54
and some days that's what happened --
167
414260
2000
anlamlıydı,
06:56
these beautiful details of life change
168
416260
2000
hayatı bu küçük detaylar
06:58
that were meaningful to them.
169
418260
2000
güzelleştiriyordu.
07:00
That was another thing that really touched me.
170
420260
2000
İşte beni derinden etkileyen diğer şey de bu oldu.
07:02
It was really humbling to see for the first time,
171
422260
2000
Elime bir sihirli değnek alıp bütün sorunları
07:04
to really understand
172
424260
2000
bir anda ortadan kaldırmış olsam bile
07:06
that even if I could have taken a magic wand and fixed everything,
173
426260
3000
birçok hata yapabileceğini bilmek,
07:09
I probably would have gotten a lot wrong.
174
429260
2000
bunu ilk defa anlamak insanı küçültüyor.
07:11
Because the best way for people to change their lives
175
431260
3000
Çünkü insanlar için yapabileceğiniz en iyi şey, onların kendi hayatlarını kontrol edebilmelerini ve
07:14
is for them to have control and to do that in a way that they believe is best for them.
176
434260
3000
kendileri için istedikleri şeyleri elde etmelerini sağlamak olacaktır.
07:17
So I saw that and it was very humbling.
177
437260
3000
Bu şekilde olmayan her yardımın, insanı nasıl aşağıladığını gördüm.
07:20
Anyway, another interesting thing happened while I was there.
178
440260
3000
Neyse, oradayken yaşadığım bir başka tecrübe de,
07:23
I never once was asked for a donation,
179
443260
3000
kimsenin benden bağış talep etmemesi oldu.
07:26
which had kind of been my mode, right.
180
446260
2000
Halbuki sadaka vermeye alışkındım, değil mi?
07:28
There's poverty, you give money to help --
181
448260
2000
Fakirlere para verirsin, yardım etmiş olursun.
07:30
no one asked me for a donation.
182
450260
2000
Hiç kimse benden bağış istemedi.
07:32
In fact, no one wanted me to feel bad for them at all.
183
452260
3000
Aslında kimse, onlar için üzülmemi de istemiyordu.
07:35
If anything, they just wanted to be able to do more of what they were doing already
184
455260
2000
Sadece kendi kabiliyetleri dahilinde yapmakta oldukları işleri
07:37
and to build on their own capabilities.
185
457260
2000
geliştirecek bir şeye ihtiyaçları vardı.
07:39
So what I did hear, once in a while,
186
459260
2000
Böylece orada duyduklarımın ardından
07:41
was that people wanted a loan --
187
461260
2000
borç isteyenlere kredi açmanın
07:43
I thought that sounded very reasonable and really exciting.
188
463260
3000
mantıklı ve heyecan verici olduğunu düşünerek zaman geçirdim.
07:46
And by the way, I was a philosophy and poetry major in school,
189
466260
3000
Bu arada, okulda şiir ve felsefe eğitimi aldığımdan
07:49
so I didn't know the difference between profit and revenue when I went to East Africa.
190
469260
3000
başlangıçta kâr ile gelir arasındaki farktan bile habersizdim.
07:52
I just got this impression that the money would work.
191
472260
3000
Para varsa tamamdır diye düşünüyordum.
07:55
And my introduction to business
192
475260
2000
İş hayatına girişim
07:57
was in these $100 little infuses of capital.
193
477260
3000
işte bu 100 dolarlık minik sermayelerle oldu.
08:00
And I learned about profit and revenue, about leverage, all sorts of things,
194
480260
3000
Zamanla kârın, gelirin, borcun sermayeye oranının ne demek olduğunu
08:03
from farmers, from seamstresses, from goat herders.
195
483260
3000
çiftçilerden, terzilerden, keçi çobanlarından öğrendim.
08:06
So this idea
196
486260
2000
Sonra bu fikrin,
08:08
that these new stories of business and hope
197
488260
3000
iş kurmaya ve umuda dair bu yeni hikayelerin
08:11
might be shared with my friends and family,
198
491260
2000
arkadaşlarla ve ailemle paylaşılabileceğini düşünüp
08:13
and through that, maybe we could get some of the money that they needed
199
493260
3000
belki bu sayede ihtiyaç duydukları krediyi bulabilirim
08:17
to be able to continue their businesses as loans,
200
497260
3000
böylece ticari faaliyetlerini geliştirebilirler dedim.
08:20
that's this little idea that turned into Kiva.
201
500260
2000
İşte bu küçük fikirle Kiva doğdu.
08:22
A few months later, I went back to Uganda
202
502260
2000
Birkaç ay sonra, basit bir web sitesi ve bir dijital fotograf makinesiyle
08:24
with a digital camera and a basic website
203
504260
3000
birlikte Uganda'ya döndüm
08:27
that my partner, Matthew, and I had kind of built,
204
507260
2000
web sitesini ortağım Matthew'la kurduk, fotograf makinesiyle
08:29
and took pictures of seven of my new friends,
205
509260
3000
yeni yedi arkadaşımın fotograflarını çektim ve
08:32
posted their stories, these stories of entrepreneurship, up on the website,
206
512260
4000
işlerini nasıl kurduklarına dair hikayeleri web sitesine yerleştirdim.
08:36
spammed friends and family and said, "We think this is legal.
207
516260
2000
bilgileri arkadaşlara e postalar atarak "gerçi henüz resmi onay gelmedi ama
08:38
Haven't heard back yet from SEC on all the details,
208
518260
3000
bunun yasal olduğu kanısındayız. Ne dersin?
08:41
but do you say, do you want to help participate in this,
209
521260
2000
Bu işe katkı verir misin? İhtiyaç duydukları krediyi
08:43
provide the money that they need?"
210
523260
2000
açar mısın?" dedik.
08:45
The money came in basically overnight.
211
525260
2000
Para bir gecede geldi.
08:47
We sent it over to Uganda.
212
527260
2000
Kredileri hemen Uganda'ya yolladık.
08:49
And over the next six months, a beautiful thing happened;
213
529260
2000
İzleyen altı ay içinde harika şeyler oldu.
08:51
the entrepreneurs received the money,
214
531260
2000
Girişimciler krediyi aldı,
08:53
they were paid, and their businesses, in fact, grew,
215
533260
3000
daha doğrusu işleri kredilendirildi,
08:56
and they were able to support themselves
216
536260
2000
işlerini geliştirme, hayatlarını idame ettirme
08:58
and change the trajectory of their lives.
217
538260
2000
ve yaşam yörüngelerini dönüştürme imkanı buldular.
09:01
In October of '05,
218
541260
2000
Ekim 2005'te
09:03
after those first seven loans were paid,
219
543260
2000
bu yedi kredi verildikten sonra
09:05
Matt and I took the word beta off of the site.
220
545260
2000
Matt ile birlikte web sitemizi deneme aşamasından çıkardık,
09:07
We said, "Our little experiment has been a success.
221
547260
2000
"küçük deneyimiz başarılı oldu. Şimdi sahicisine başlayabilir,
09:09
Let's start for real." That was our official launch.
222
549260
3000
yasal olarak faaliyete geçebiliriz" dedik.
09:12
And then that first year, October '05 through '06,
223
552260
2000
Ve Ekim 2005'ten 2006'ya kadar geçen ilk yılda,
09:14
Kiva facilitated $500,000 in loans.
224
554260
3000
Kiva 500.000 dolarlık kredi temin etti.
09:17
The second year, it was a total of 15 million.
225
557260
3000
İkinci yıl toplam rakam 15 milyona ulaştı.
09:20
The third year, the total was up to around 40.
226
560260
2000
Üçüncü yılda genel toplam 40 milyon civarındaydı.
09:22
The fourth year, we were just short of 100.
227
562260
2000
Dördüncü yıl 100 milyonun biraz altındaydık.
09:24
And today, less than five years in,
228
564260
2000
ve bugün, beş yıldan kısa zamanda
09:26
Kiva's facilitated
229
566260
2000
Kiva, 25 dolarlık kredi birimlerinden oluşan toplam 150 milyon dolarlık güce ulaşarak
09:28
more than 150 million dollars, in little 25-dollar bits,
230
568260
3000
borç verenlerle
09:31
from lenders and entrepreneurs --
231
571260
2000
girişimcileri buluşturuyor ve
09:33
more than a million of those, collectively in 200 countries.
232
573260
2000
200 ülkede bir milyondan fazla insana ulaşıyor.
09:35
So that's where Kiva is today, just to bring you right up to the present.
233
575260
3000
İşte Kiva'nın bugünlere geliş öyküsü böyle.
09:38
And while those numbers and those statistics
234
578260
2000
Her ne kadar bu rakamlar ve istatistiklerden
09:40
are really fun to talk about and they're interesting,
235
580260
3000
bahsetmesi eğlenceli olsa ve bana çok
09:43
to me, Kiva's really about stories.
236
583260
3000
ilginç gelse de, Kiva esasen insan öyküleriyle inşa edilmiştir.
09:46
It's about retelling
237
586260
2000
Mesele yoksulluğu bambaşka bir dille
09:48
the story of the poor,
238
588260
2000
yeniden anlatmakta.
09:50
and it's about giving ourselves
239
590260
2000
Kendimize, onların gururunu incitmeden
09:52
an opportunity to engage
240
592260
2000
bildiğimiz hayırseverliğin sebep olabileceği tuhaflıklardan
09:54
that validates their dignity,
241
594260
2000
sakınarak ve ast - üst hiyerarşisinden uzak kalarak,
09:56
validates a partnership relationship,
242
596260
2000
ortaklık zemininde etkileşim kurma
09:58
not a relationship that's based
243
598260
2000
ve yardımcı olma
10:00
on the traditional sort of donor beneficiary
244
600260
3000
fırsatı
10:03
weirdness that can happen.
245
603260
2000
sağlamaktayız, böylece.
10:05
But instead a relationship that can promote respect
246
605260
3000
Bu sayede aramızdaki ilişiki
10:08
and hope
247
608260
2000
karşılıklı saygıya, umuda ve
10:10
and this optimism
248
610260
2000
iyimserliğe dayanabiliyor,
10:12
that together we can move forward.
249
612260
3000
birlikte mesafe katedebiliyoruz.
10:15
So what I hope is that,
250
615260
2000
Umuyorum ki Kiva,
10:17
not only can the money keep flowing forth through Kiva --
251
617260
2000
üzerinden akan paranın yanı sıra
10:19
that's a very positive and meaningful thing --
252
619260
2000
fakir ile zengin arasındaki o bildik sınırı silikleştirecek,
10:21
but I hope Kiva can blur those lines, like I said,
253
621260
2000
daha önce bahsettiğim gibi bize öğretilenden farklı olarak
10:23
between the traditional rich and poor categories
254
623260
2000
dünyayı bu ikilikten bağımsız bir gözle
10:25
that we're taught to see in the world,
255
625260
2000
görmemizi sağlayacaktır.
10:27
this false dichotomy of us and them, have and have not.
256
627260
3000
Bu yanlış ikiliğin silinmesinde
10:30
I hope that Kiva can blur those lines.
257
630260
2000
Kiva'nın etkili olacağını umuyorum.
10:32
Because as that happens,
258
632260
2000
Çünkü bu ayrım ortadan kalktıkça
10:34
I think we can feel free to interact
259
634260
2000
birbirimizle iletişim kurmamız kolaylaşacak,
10:36
in a way that's more open, more just and more creative,
260
636260
3000
birbirimize karşı daha açık, adil ve yaratıcı
10:39
to engage with each other and to help each other.
261
639260
3000
yollardan yardım etmemiz mümkün olacak.
10:42
Imagine how you feel
262
642260
2000
Sokakta bir dilenci görüdüğünüzü
10:44
when you see somebody on street who is begging
263
644260
3000
hayal edin. Nasıl duygular içindesiniz?
10:47
and you're about to approach them.
264
647260
2000
ve ona doğru yaklaşıyorsunuz.
10:49
Imagine how you feel;
265
649260
2000
Ne hissediyorsunuz?
10:51
and then imagine the difference when you might see somebody
266
651260
2000
Şimdi de bir başkasını canlandırın gözünüzde
10:53
who has a story of entrepreneurship and hard work
267
653260
3000
size işinden ve ne çok çalıştığından
10:56
who wants to tell you about their business.
268
656260
3000
bahseden bir müteşebbis düşünün.
10:59
Maybe they're smiling, and they want to talk to you about what they've done.
269
659260
3000
Muhtemelen gülümseyerek neler başardığını anlatıyor size.
11:02
Imagine if you're speaking with somebody
270
662260
2000
Mesela ekin eken ve işleyen,
11:04
who's growing things and making them flourish,
271
664260
3000
onları yetiştiren biriyle konuşuyorsunuz,
11:07
somebody who's using their talents
272
667260
3000
yeteneğini kullanarak
11:10
to do something productive,
273
670260
2000
üretken olan biriyle,
11:12
somebody who's built their own business from scratch,
274
672260
3000
hiç yoktan bir iş kurabilen biriyle
11:15
someone who is surrounded by abundance,
275
675260
2000
varlıkla çevrelenmiş biri,
11:17
not scarcity,
276
677260
2000
kıtlıkla değil,
11:19
who's in fact creating abundance,
277
679260
2000
hatta varlık üreten biriyle
11:21
somebody with full hands with something to offer,
278
681260
3000
elleri sunacak şeylerle dolu biri,
11:24
not empty hands
279
684260
2000
elinde avucunda birşey olmayan
11:26
asking for you to give them something.
280
686260
3000
ve sizden birşey vermenizi isteyen biri değil, konuştuğunuz.
11:29
Imagine if you could hear a story you didn't expect
281
689260
2000
Her sabah kalkıp
11:31
of somebody who wakes up every day
282
691260
2000
hayatını yaşanabilir kılmak için çok fazla çalışan
11:33
and works very, very hard to make their life better.
283
693260
3000
birinin hikayesini dinlemeyi hayal edin.
11:36
These stories can really change the way that we think about each other.
284
696260
3000
Destekleyici bir toplum anlayışını harekete geçirebilir
11:39
And if we can catalyze
285
699260
2000
ve bu insanları onunla çevreleyebilirsek,
11:41
a supportive community to come around these individuals
286
701260
3000
bu hikayeler cidden birbirimiz hakkındaki fikrimizi değiştirebilir.
11:44
and to participate in their story
287
704260
2000
Verilecek küçük bir borçla
11:46
by lending a little bit of money,
288
706260
2000
bu hikayeye katkı sağlayabilir ve
11:48
I think that can change the way we believe in each other
289
708260
2000
birbirimiz hakkında ve
11:50
and each other's potential.
290
710260
2000
birbirimizin potansiyeli hakkındaki inançlarımızı değiştirebiliriz.
11:52
Now for me, Kiva is just the beginning.
291
712260
2000
Kiva benim için sadece bir başlangıç.
11:54
And as I look forward to what is next,
292
714260
2000
Gelecekte neler olacağını görmek için
11:56
it's been helpful to reflect on the things I've learned so far.
293
716260
3000
buraya kadar neler öğrendiğime dönüp bakmayı yararlı görüyorum:
11:59
The first one is, as I mentioned, entrepreneurship was a new idea to me.
294
719260
3000
İlk olarak, belirttiğim gibi girişimcilik fikri yeni öğrendiğim birşeydi.
12:02
Kiva borrowers, as I interviewed them and got to know them over the last few years,
295
722260
3000
Girişimciliğin ne olduğunu bana, son yıllarda tanıştığım
12:05
have taught me what entrepreneurship is.
296
725260
2000
ve Kiva'dan kredi alan insanlar öğretti.
12:07
And I think, at its core, it's deciding that you want your life to be better.
297
727260
3000
bence girişimcilik fikrinin temelinde hayatını daha iyiye taşıma kararlılığı yatıyor.
12:10
You see an opportunity
298
730260
2000
Bir fırsat görüyorsunuz
12:12
and you decide what you're going to do to try to seize that.
299
732260
2000
ve onu elde etmek için ne yapacağınıza karar veriyorsunuz.
12:14
In short, it's deciding that tomorrow can better than today
300
734260
2000
Kısaca yarının bugünden daha güzel olacağına karar vermek
12:16
and going after that.
301
736260
2000
ve bunu uygulamak demek, girişimcilik.
12:18
Second thing that I've learned is that loans are a very interesting tool for connectivity.
302
738260
3000
İkinci olarak öğrendim ki, borç vermek teması sürdürmeye yarayan çok ilginç bir araç.
12:21
So they're not a donation.
303
741260
2000
Verdiğiniz sadaka değil.
12:23
Yeah, maybe it doesn't sound that much different.
304
743260
2000
Belki kulağa pek farklı gelmiyor ama
12:25
But in fact, when you give something to someone
305
745260
2000
aslında birine bir şey verip
12:27
and they say, "Thanks," and let you know how things go,
306
747260
2000
teşekkürünü aldıktan sonra işlerin nasıl gittiğini
12:29
that's one thing.
307
749260
2000
sormak tamamen farklı bir süreç.
12:31
When you lend them money, and they slowly pay you back over time,
308
751260
3000
Onlara borç veriyorsunuz ve size yıllar içinde yavaş yavaş geri ödüyorlar.
12:34
you have this excuse to have an ongoing dialogue.
309
754260
2000
bu sayede uzun süreli bir diyalog içine giriyorsunuz.
12:36
This continued attention -- this ongoing attention --
310
756260
2000
bu süren, süregelen bir ilgi.
12:38
is a really big deal
311
758260
2000
cidden çok önemli.
12:40
to build different kinds of relationships among us.
312
760260
3000
aranızda değişik ilişkiler kuruluyor.
12:43
And then third, from what I've heard from the entrepreneurs I've gotten to know,
313
763260
3000
Ve üçüncü olarak girişimcilerden öğredim ki,
12:46
when all else is equal,
314
766260
2000
sonuçları hiç fark etmeyecek de olsa
12:48
given the option to have just money to do what you need to do,
315
768260
3000
sırf borç para alıp ne isterlerse yapmak yerine
12:51
or money plus the support and encouragement
316
771260
3000
hem borçlanmayı hem de küresel bir toplumun
12:54
of a global community,
317
774260
2000
destek ve teşvikini almayı
12:56
people choose the community plus the money.
318
776260
2000
tercih ediyorlar.
12:58
That's a much more meaningful combination, a more powerful combination.
319
778260
3000
Bu çok daha anlamlı, çok daha güçlü bir bileşim.
13:01
So with that in mind, this particular incident
320
781260
2000
İşte aklımda bu fikirle bir vak'adan yola çıkıp
13:03
has led to the things that I'm working on now.
321
783260
3000
şimdi üzerinde çalıştıklarıma kadar geldim.
13:06
I see entrepreneurs everywhere now, now that I'm tuned into this.
322
786260
2000
Artık her yerde girişimciler görüyorum, tümüyle buna odaklandım.
13:08
And one thing that I've seen
323
788260
2000
Gördüğüm bir başka şey de
13:10
is there are a lot of supportive communities that already exist in the world.
324
790260
2000
dünyanın her yerinde destekçi topluluklar olduğu.
13:12
With social networks,
325
792260
2000
sosyal ağlar sayesinde
13:14
it's an amazing way, growing the number of people that we all have around us
326
794260
3000
çevremizdeki destekçi sayısının
13:17
in our own supportive communities, rapidly.
327
797260
3000
inanılmaz bir hızla arttığını tespit ettik.
13:20
And so, as I have been thinking about this,
328
800260
2000
Onları düşündükçe merak ediyorum
13:22
I've been wondering: how can we engage these supportive communities
329
802260
3000
bu destekçi toplulukları nasıl bir araya getirir,
13:25
to catalyze even more entrepreneurial ideas
330
805260
2000
nasıl daha da girişimci fikirler
13:27
and to catalyze all of us
331
807260
2000
üreterek yarını bugünden daha güzel
13:29
to make tomorrow better than today?
332
809260
3000
kılmamızı sağlayabiliriz?
13:32
As I've researched what's going on in the United States,
333
812260
2000
ABD'de neler yapıldığını araştırınca
13:34
a few interesting little insights have come up.
334
814260
2000
ilginç bir takım teşviklerin ortaya atıldığını gördüm.
13:36
So one is that, of course, as we all might expect,
335
816260
3000
Bunlardan biri, elbette, bekleneceği gibi,
13:39
many small businesses in the U.S. and all over the world
336
819260
2000
ABD'de ve dünyanın her yerinde birçok küçük işletmenin
13:41
still need money to grow and to do more of what they want to do
337
821260
3000
gelişmek ve istediklerini yapabilmek için
13:44
or they might need money during a hard month.
338
824260
2000
ya da zor bir ayı atlatabilmek için paraya ihtiyacı olduğu.
13:46
But there's always a need for resources close by.
339
826260
3000
Ancak kaynakların daima el altında olması gerek.
13:49
Another thing is, it turns out,
340
829260
2000
Bir başka husus, bu kaynakların
13:51
those resources don't usually come from the places you might expect --
341
831260
3000
her zaman bankalar, bankerler,
13:54
banks, venture capitalists,
342
834260
2000
başka kuruluşlar ve destekçi yapılanmalar gibi
13:56
other organizations and support structures --
343
836260
2000
olması beklenen yerde bulunmaması,
13:58
they come from friends and family.
344
838260
2000
yardımcı kaynağın aileden ve arkadaşlardan gelmesi.
14:00
Some statistics say 85 percent or more of funding for small businesses
345
840260
2000
Bazı istatistikler, küçük işletmelere akan fonların %85 ya da fazlasının
14:02
comes from friends and family.
346
842260
2000
aile ve dost çevresinden geldiğini gösteriyor.
14:04
That's around 130 billion dollars a year --
347
844260
2000
Bu rakam yılda 130 milyar dolar civarında.
14:06
it's a lot.
348
846260
2000
Çok para.
14:08
And third, so as people are doing this friends and family fundraising process,
349
848260
3000
üçüncü olarak aile ve arkadaş çevresinden fonlanan bu kimselerin
14:11
it's very awkward, people don't know exactly what to ask for,
350
851260
2000
tam olarak ne isteyeceğini,
14:13
how to ask, what to promise in return,
351
853260
2000
nasıl isteyeceğini, karşılığında ne vaad edeceğini
14:15
even though they have the best of intentions
352
855260
2000
en iyi niyetlerle de olsa
14:17
and want to thank those people that are supporting them.
353
857260
3000
kendilerini destekeleyene nasıl teşekkür edeceğini bilmemesi çok tuhaf.
14:20
So to harness the power of these supportive communities in a new way
354
860260
3000
O halde bu destekçi topluluğun gücüne gem vuralım,
14:23
and to allow entrepreneurs to decide for themselves
355
863260
2000
ve girişimcilerin kendi kararlarını vermesini sağlayalım.
14:25
exactly what that financial exchange should look like,
356
865260
2000
Tam olarak nasıl bir değiş tokuşa ihtiyaçları olduğuna,
14:27
exactly what fits them and the people around them,
357
867260
3000
kendilerine ve çevrelerine tam olarak neyin uygun olacağına, bırakalım, kendileri karar versin.
14:30
this week actually,
358
870260
2000
Aslında bu hafta
14:32
we're quietly doing a launch of Profounder,
359
872260
2000
"Profounder"ın kuruluş haftası
14:34
which is a crowd funding platform for small businesses to raise what they need
360
874260
3000
küçük işletmeler, bu toplu fon platformu üzerinden, aile ve dost çevrelerinden
14:37
through investments from their friends and family.
361
877260
2000
nasıl bir yatırım istediklerini beyan ediyorlar.
14:39
And it's investments, not donations, not loans,
362
879260
2000
söz konusu olan yatırım. borç değil, sadaka değil.
14:41
but investments that have a dynamic return.
363
881260
2000
ama yatırımın dinamik bir geri dönüşü oluyor.
14:43
So the mapping of participating in the story,
364
883260
2000
Bu katkı haritasının oluşumu
14:45
it actually flows with the up and down.
365
885260
2000
hem yukarı hem aşağı doğru işliyor.
14:47
So in short, it's a do-it-yourself tool
366
887260
3000
Kısacası bu platform, küçük işletmelerin
14:50
for small businesses to raise these funds.
367
890260
2000
kendi fonlarını yaratmalarını sağlayacak bir araç.
14:52
And what you can do is go onto the site, create a profile,
368
892260
3000
yapmanız gereken tek şey siteye girip bir profil oluşturmak
14:55
create investment terms in a really easy way.
369
895260
2000
yatırım şartlarınızı yaratmak gerçekten çok kolay.
14:57
We make it really, really simple for me
370
897260
2000
Benim bile yapabileceğim kadar kolay olmasını istedik ki,
14:59
as well as anyone else who wants to use the site.
371
899260
2000
başka herkes de kullanabilsin.
15:01
And we allow entrepreneurs to share a percentage of their revenues.
372
901260
2000
Girişimcilerin kârdan ne hisse paylaşacağını da belirlemesine imkan veriyor.
15:03
They can raise up to a million dollars
373
903260
2000
akredite ya da sofistike olmayan sayısız yatırımcıdan
15:05
from an unlimited number of unaccredited, unsophisticated investors --
374
905260
3000
en çok bir milyon dolara kadar fon toplayabiliyorlar
15:08
everyday people, heaven forbid --
375
908260
2000
sıradan kimseler, kendi belirledikleri şartlara uygun olcak şekilde
15:10
and they can share those returns over time --
376
910260
2000
bu hisselerin geri dönüşünü
15:12
again, whatever terms they set.
377
912260
2000
zaman içinde alıyorlar.
15:14
As investors choose to become involved
378
914260
2000
Sisteme giren yatırımcılar
15:16
based on those terms,
379
916260
2000
bu şartlar çerçevesinde
15:18
they can either take their rewards back as cash,
380
918260
2000
isterlerse ödüllerini nakit olarak alabiliyor
15:20
or they can decide in advance
381
920260
2000
ya da önceden karar vererek
15:22
to give those returns away to a non-profit.
382
922260
2000
bunu bir hayır kurumuna bağışlayabiliyorlar.
15:24
So they can be a cash, or a cause, investor.
383
924260
3000
Böylece ya nakitçi ya da hayırcı yatırımcı olabiliyorlar.
15:27
It's my hope that this kind of tool can show anybody who has an idea
384
927260
3000
Umarım bu platform bir yol açar ve
15:30
a path to go do what they want to do in the world
385
930260
2000
bir fikri olan herkes
15:32
and to gather the people around them that they already have,
386
932260
2000
zaten sahip olduğu insanları,
15:34
the people that know them best
387
934260
2000
kendisini en iyi tanıyan insanları,
15:36
and that love them and want to support them,
388
936260
2000
kendisini seven ve destekleyen insanları,
15:38
to gather them to make this happen.
389
938260
2000
bir araya getirerek hayatının hayalini gerçekleştirebilir.
15:40
So that's what I'm working on now.
390
940260
2000
İşte bu sıra bunun üzerinde çalışıyorum.
15:42
And to close, I just want to say, look these are tools.
391
942260
2000
Son olarak, işte bakın diyorum, araçlar bunlar.
15:44
Right now, Profounder's right at the very beginning,
392
944260
2000
Şimdilik Profounder henüz emekleme aşamasında
15:46
and it's very palpable; it's very clear to me, that it's just a vessel, it's just a tool.
393
946260
3000
gayet erişilebilir, gayet anlaşılır bir araç, bir vasıta.
15:49
What we need are for people to care, to actually go use it,
394
949260
3000
Tek isteğimiz insanların ilgisi, bu aracı kullanması
15:52
just like they've cared enough to use Kiva
395
952260
2000
tıpkı Kiva'da olduğu gibi
15:54
to make those connections.
396
954260
2000
bu destek bağını kurması.
15:56
But the good news is I don't think I need to stand here and convince you to care --
397
956260
2000
Neyse ki burada durup konuya ilgi gösterin diye sizleri ikna etmeme gerek yok.
15:58
I'm not even going to try.
398
958260
2000
Bunu denememe bile gerek yok.
16:00
I don't think, even though we often hear,
399
960260
2000
Hatta size etik açıdan, ahlaki açıdan,
16:02
you know, hear the ethical and moral reasons,
400
962260
2000
dini açıdan
16:04
the religious reasons,
401
964260
2000
gerekçeler anlatıp
16:06
"Here's why caring and giving will make you happier."
402
966260
3000
"şefkat ve fedakarlık sizi daha mutlu kılar" dememe bile gerek yok.
16:09
I don't think we need to be convinced of that. I think we know;
403
969260
3000
Bu konuda ikna edilmeye muhtaç değiliz. Bunları zaten biliyoruz.
16:12
in fact, I think we know so much,
404
972260
2000
aslında sanırım fazlaca biliyoruz
16:14
and it's such a reality
405
974260
2000
şefkat duyuyoruz,
16:16
that we care so deeply,
406
976260
2000
gerçekten
16:18
that in fact, what usually stops us
407
978260
2000
aslında bizi genellikle durduran
16:20
is that we're afraid to try and to mess up,
408
980260
2000
deneyip başarısız olma ihtimali.
16:22
because we care so very much about helping each other
409
982260
2000
birbirimizle yardımlaşmaya
16:24
and being meaningful in each other's lives.
410
984260
3000
birbirimizin hayatında anlamlı bir yer tutmaya aslında büyük önem veriyoruz.
16:27
So what I think I can do today,
411
987260
3000
Ve bence bugün
16:30
that best thing I can give you --
412
990260
2000
size sunabileceğim en iyi şey
16:32
I've given you my story, which is the best I can do.
413
992260
2000
size hikayemi sundum gerçi, yapabileceğim en iyi şey oydu.
16:34
And I think I can remind us that we do care.
414
994260
3000
bunun dışında sanırım meseleyi önemsediğimizi hatırlatabilirim.
16:37
I think we all already know that.
415
997260
2000
Galiba bunu zaten biliyoruz da.
16:39
And I think we know that love is resilient enough
416
999260
3000
Bence sevgi o kadar dayanıklı bir bağ ki,
16:42
for us to get out there and try.
417
1002260
2000
sonu ne olursa olsun yardımlaşmayı deneyebiliriz.
16:45
Just a sec.
418
1005260
2000
Bir dakika
16:51
(Applause)
419
1011260
2000
(Alkış)
16:53
Thanks.
420
1013260
2000
Sağ olun.
16:55
(Applause)
421
1015260
10000
(Alkış)
17:05
Thanks.
422
1025260
2000
Sağ olun.
17:07
(Applause)
423
1027260
2000
(Alkış)
17:09
For me, the best way to be inspired to try
424
1029260
3000
Kanımca ilham almak için
17:12
is to stop and to listen
425
1032260
2000
durup bir başkasının
17:14
to someone else's story.
426
1034260
2000
öyküsünü dinlemek gerekiyor.
17:16
And I'm grateful that I've gotten to do that here at TED.
427
1036260
3000
Bugün burada olabiliğim için TED'e müteşekkirim.
17:19
And I'm grateful that whenever I do that,
428
1039260
3000
Ayrıca ne zaman bir başkasını dinlesem,
17:22
guaranteed, I am inspired --
429
1042260
2000
heyecan duyacağımı,
17:24
I am inspired by the person I am listening to.
430
1044260
3000
dinlediğim kişiden ilham alacağımı bilmemi sağlayanlara da müteşekkirim.
17:27
And I believe more and more every time I listen
431
1047260
3000
İçinde dünyada büyük bir iş başarma
17:30
in that that person's potential to do great things in the world
432
1050260
3000
potansiyeli olan her kimi dinlesem benim de yardım edebileceğim
17:33
and in my own potential to maybe help.
433
1053260
3000
ihtimalinin arttığına inanıyorum.
17:36
And that --
434
1056260
2000
ve şu var ki,
17:38
forget the tools, forget the moving around of resources --
435
1058260
2000
araçları boşverin, kaynaklar etrafında dolanmayı boşverin,
17:40
that stuff's easy.
436
1060260
2000
bu kolay olanı
17:42
Believing in each other,
437
1062260
2000
Birbirimize inanmak
17:44
really being sure when push comes to shove
438
1064260
2000
itici bir güç geldiğinde
17:46
that each one of us can do amazing things in the world,
439
1066260
3000
her birimizin dünyada harika işler başaracağından emin olmak,
17:49
that is what can make our stories into love stories
440
1069260
3000
işte bu, ancak bu, kendi öykülerimizi birer sevgi öyküsü haline getirebilir.
17:52
and our collective story
441
1072260
2000
müşterek öykümüz
17:54
into one that continually perpetuates hope
442
1074260
2000
süreğen ve ebedi umuda
17:56
and good things for all of us.
443
1076260
2000
ve her birimiz için iyiliğe dair.
17:58
So that, this belief in each other,
444
1078260
2000
ve işte birbirimize hiç şüphe etmeden
18:00
knowing that without a doubt
445
1080260
2000
duyacağımız bu inanç, inanıyorum ki,
18:02
and practicing that every day in whatever you do,
446
1082260
2000
her gün yaptığımız her işe bu inancı katmak,
18:04
that's what I believe will change the world and make tomorrow better than today.
447
1084260
3000
dünyayı değiştirecek ve yarını bugünden güzel kılacaktır.
18:07
Thank you.
448
1087260
2000
Teşekkür ederim.
18:09
(Applause)
449
1089260
17000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7