Lisa Kristine: Photos that bear witness to modern slavery

Lisa Kristine: Günümüz köleliğine tanıklık eden fotoğraflar

301,934 views

2012-09-28 ・ TED


New videos

Lisa Kristine: Photos that bear witness to modern slavery

Lisa Kristine: Günümüz köleliğine tanıklık eden fotoğraflar

301,934 views ・ 2012-09-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Yakup Merdan Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:12
I'm 150 feet down an illegal mine shaft in Ghana.
1
12723
6400
Gana'da 45 metre aşağıdaki yasadışı maden kuyusundayım.
00:19
The air is thick with heat and dust,
2
19123
4121
Hava çok sıcak ve tozlu
00:23
and it's hard to breathe.
3
23244
3409
ve nefes almak çok zor.
00:26
I can feel the brush of sweaty bodies passing me
4
26653
3262
Karanlığın içinde, etrafımdan geçen ter içindeki insanların
00:29
in the darkness, but I can't see much else.
5
29915
4246
bana değdiklerini hissedebiliyorum fakat daha fazlasını göremiyorum.
00:34
I hear voices talking, but mostly the shaft
6
34161
3970
Etrafta konuşmalar duyuyorum, fakat daha çok
00:38
is this cacophony of men coughing,
7
38131
3988
öksüren insanların ve ilkel aletlerle kırılan taşın
00:42
and stone being broken with primitive tools.
8
42119
3911
yarattığı gürültü etrafa hakim.
00:46
Like the others, I wear a flickering, cheap flashlight
9
46030
4055
Diğerleri gibi benim kafamda da titrek ışık saçan, liğmelenmiş haldeki
00:50
tied to my head with this elastic, tattered band,
10
50085
4796
elastik bandajla bağlanmış bir fener vardı
00:54
and I can barely make out the slick tree limbs
11
54881
3340
ve güçlükle kaygan ağaç dallarına basarak
00:58
holding up the walls of the three-foot square hole
12
58221
3029
3 adım genişliğindeki deliğin duvarlarına tutunarak
01:01
dropping hundreds of feet into the earth.
13
61250
4626
yerin yüzlerce feet altına indim.
01:05
When my hand slips, I suddenly remember a miner
14
65876
3080
Ve ellerim kaydığında, aniden günler önce tanıştığım
01:08
I had met days before who had lost his grip
15
68956
4281
elleri kayarak metrelerce aşağı düşen
01:13
and fell countless feet down that shaft.
16
73237
4621
madenciyi hatırladım.
01:17
As I stand talking to you today,
17
77858
2531
Bugün sizlerle konuşurken,
01:20
these men are still deep in that hole,
18
80389
3504
bu insanlar hala bu kuyunun içinde.
01:23
risking their lives without payment or compensation,
19
83893
3515
Ücret veya tazminat almadan hayatlarını riske atıyorlar,
01:27
and often dying.
20
87408
3140
ve çoğu zaman ölüyorlar.
01:30
I got to climb out of that hole, and I got to go home,
21
90548
5188
O kuyudan dışarı çıkabildim ve eve gidebildim,
01:35
but they likely never will, because they're trapped in slavery.
22
95736
6182
fakat onlar belki de hiçbir zaman bunu yapamayacaklar, çünkü kölelik tuzağına düşmüşler.
01:41
For the last 28 years, I've been documenting
23
101918
2907
Son 28 yıldan beri, 70'ten fazla ülkede ve 6 kıtada
01:44
indigenous cultures in more than 70 countries
24
104825
2561
yerel kültürlerin belgesellerini yapıyorum.
01:47
on six continents, and in 2009 I had the great honor
25
107386
3795
ve 2009'da Vancouver Barış zirvesindeki tek sinemacı
01:51
of being the sole exhibitor at the Vancouver Peace Summit.
26
111181
4412
olma onurunu yaşadım.
01:55
Amongst all the astonishing people I met there,
27
115593
3572
Orada şaşırtıcı insanların arasında
01:59
I met a supporter of Free the Slaves, an NGO
28
119165
3170
Kölelere Özgürlük adlı günümüz modern köleliğini ortadan
02:02
dedicated to eradicating modern day slavery.
29
122335
5327
kaldırmayı amaçlayan sivil bir örgütün taraftarıyla karşılaştım.
02:07
We started talking about slavery, and really,
30
127662
2889
Kölelik hakkında konuşmaya başladık
02:10
I started learning about slavery,
31
130551
2864
ve köleliği gerçekten öğrenmeye başladım,
02:13
for I had certainly known it existed in the world,
32
133415
3209
köleliğin dünyada var olduğunu tabii ki biliyordum
02:16
but not to such a degree.
33
136624
3011
fakat bu derecede olduğunu değil.
02:19
After we finished talking, I felt so horrible
34
139635
3743
Konuşmamız bittikten sonra kendimi çok korkunç hissettim
02:23
and honestly ashamed at my own lack of knowledge
35
143378
3376
ve hayatım boyunca bu vahşetten habersiz
02:26
of this atrocity in my own lifetime, and I thought,
36
146754
3510
kaldığım için gerçekten utandım. Dedim ki,
02:30
if I don't know, how many other people don't know?
37
150264
4868
eğer ben bile bunu bilmiyorsam başka kaç kişi bunu bilmiyor?
02:35
It started burning a hole in my stomach, so within weeks,
38
155132
3815
Bu konu içimi kemirmeye başladı ve haftalar sonra
02:38
I flew down to Los Angeles to meet with the director
39
158947
2976
Los Angeles'a Kölelere Özgürlük örgütünün
02:41
of Free the Slaves and offer them my help.
40
161923
3271
başkanıyla görüşmek ve ona yardım teklif etmek üzere gittim.
02:45
Thus began my journey into modern day slavery.
41
165194
4570
böylece günümüz köleliğine yolculuğum başladı.
02:49
Oddly, I had been to many of these places before.
42
169764
3142
İşin garibi, bu yerlerde daha önceden bulunmuştum.
02:52
Some I even considered like my second home.
43
172906
3481
Hatta bazıları ikinci evim gibiydi.
02:56
But this time, I would see the skeletons hidden in the closet.
44
176387
7435
Fakat bu sefer, perdenin arkasını görecektim.
03:03
A conservative estimate tells us there are more than
45
183822
2305
İyimser bir tahminle bugün dünyada
03:06
27 million people enslaved in the world today.
46
186127
4155
27 milyon insan köle durumunda.
03:10
That's double the amount of people taken from Africa
47
190282
3480
Bu sayı atlantik denizi üzerinden
03:13
during the entire trans-Atlantic slave trade.
48
193762
4125
Afrika'dan getirilen kölelerin sayısının iki katı
03:17
A hundred and fifty years ago, an agricultural slave
49
197887
3144
150 yıl önce bir tarım kölesinin fiyatı
03:21
cost about three times the annual salary
50
201031
3494
bir Amerikan işçisinin 3 yıllık maaşına
03:24
of an American worker.
51
204525
2746
eşitti.
03:27
That equates to about $50,000 in today's money.
52
207271
3993
Bugünün parasıyla yaklaşık 50 bin dolar ediyor.
03:31
Yet today, entire families can be enslaved for generations
53
211264
4392
Fakat günümüzde bütün aile sadece 18 dolar borçla
03:35
over a debt as small as $18.
54
215656
4868
nesiller boyunca köle yapılabiliyor.
03:40
Astonishingly, slavery generates profits
55
220524
3032
Şaşılacak derecede, kölelikten dünya çapında 13 milyar dolardan
03:43
of more than $13 billion worldwide each year.
56
223556
5746
fazla gelir elde ediliyor.
03:49
Many have been tricked by false promises
57
229302
2852
Çoğu iyi bir eğitim, iyi bir iş gibi
03:52
of a good education, a better job, only to find
58
232154
4546
sahte vaatlerle kandırılmış ve karşılaştıkları
03:56
that they're forced to work without pay
59
236700
3508
şiddet altında, bırakıp gidemeyecekleri, ücret almadan
04:00
under the threat of violence, and they cannot walk away.
60
240208
5668
çalışmak zorunda olmuş.
04:05
Today's slavery is about commerce,
61
245876
3282
Bugün kölelik ticaret için yaptırılıyor,
04:09
so the goods that enslaved people produce have value,
62
249158
4030
yani kölelerin ürettiği malların değeri var,
04:13
but the people producing them are disposable.
63
253188
4998
ama kölelerin yok, onlar elden çıkarılabilir.
04:18
Slavery exists everywhere, nearly, in the world,
64
258186
4390
Kölelik dünyada her yerde mevcut, aynı zamanda
04:22
and yet it is illegal everywhere in the world.
65
262576
6967
dünyada her yerde yasak.
04:29
In India and Nepal, I was introduced to the brick kilns.
66
269543
4790
Hindistan ve Nepal'de tuğla fabrikalarına götürüldüm.
04:34
This strange and awesome sight was like
67
274333
2791
Bu değişik ve korkunç manzarayı eski Mısır'ın
04:37
walking into ancient Egypt or Dante's Inferno.
68
277124
3890
ya da Dante'nin Cehennemi'ne girmek gibi tarif edebilirim.
04:41
Enveloped in temperatures of 130 degrees,
69
281014
4151
130 derece sıcaklığın içinde,
04:45
men, women, children, entire families in fact,
70
285165
4095
erkek, kadın, çocuk aslında bütün aile,
04:49
were cloaked in a heavy blanket of dust,
71
289260
3151
toz bulutu içinde
04:52
while mechanically stacking bricks on their head,
72
292411
2620
makinalar gibi hareket ederek tuğlaları kafalarının üstüne yerleştirip
04:55
up to 18 at a time, and carrying them
73
295031
3121
18 tuğlaya kadar tek seferde kavurucu fabrikanın içinden
04:58
from the scorching kilns to trucks hundreds of yards away.
74
298152
4950
yüzlerce metre uzaklıktaki kamyonlara götürüyolardı.
05:03
Deadened by monotony and exhaustion,
75
303102
3527
Monotonluktan ve yorgunluktan bitmiş bir şekilde,
05:06
they work silently, doing this task over and over
76
306629
5585
sessizce çalışıp aynı işi tekrar tekrar günde 16-17
05:12
for 16 or 17 hours a day.
77
312214
3353
boyunca yapıyorlardı.
05:15
There were no breaks for food, no water breaks,
78
315567
3719
Su molası, yemek molası yoktu
05:19
and the severe dehydration made urinating
79
319286
2552
ve aşırı su kaybı işemeyi
05:21
pretty much inconsequential.
80
321838
2872
oldukça acıverici yapıyordu.
05:24
So pervasive was the heat and the dust
81
324710
2432
Sıcaklık ve toz o kadar etkiliydi ki,
05:27
that my camera became too hot to even touch
82
327142
3751
kameram dokunulmayacak kadar sıcak oldu
05:30
and ceased working.
83
330893
2452
ve çalışmayı durdurdu.
05:33
Every 20 minutes, I'd have to run back to our cruiser
84
333345
2772
20 dakikada bir, arabamıza geri dönüp
05:36
to clean out my gear and run it under an air conditioner
85
336117
3349
ekipmanımı temizliyor ve diri kalmasını sağlamak için klimanın altında tutuyordum.
05:39
to revive it, and as I sat there,
86
339466
3055
Bu esnada oturuken
05:42
I thought, my camera is getting far better treatment
87
342521
4610
kameramın bu insanlardan daha iyi muamele
05:47
than these people.
88
347131
2326
gördüğünü düşündüm.
05:49
Back in the kilns, I wanted to cry,
89
349457
2872
Fabrikaya döndüğümde ağlamak istedim,
05:52
but the abolitionist next to me quickly grabbed me
90
352329
3178
fakat yanımdaki kölelik karşıtı kişi hemen beni yakaladı
05:55
and he said, "Lisa, don't do that. Just don't do that here."
91
355507
4304
ve dedi ki "Lisa, lütfen yapma. Bunu burada lütfen yapma."
05:59
And he very clearly explained to me that emotional displays
92
359811
3893
ve bana çok net bir biçimde böyle duygusal hareketlerin
06:03
are very dangerous in a place like this,
93
363704
2534
böyle bir yerde sadece kendim için değil köleler
06:06
not just for me, but for them.
94
366238
3854
için de tehlikeli olacağını söyledi.
06:10
I couldn't offer them any direct help.
95
370092
3650
Onlara doğrudan yardım edemezdim.
06:13
I couldn't give them money, nothing.
96
373742
2793
Onlara para ya da herhangi bir şey veremezdim.
06:16
I wasn't a citizen of that country.
97
376535
1797
bu ülkenin vatandaşı değildim.
06:18
I could get them in a worse situation
98
378332
3088
onları bulundukları halden
06:21
than they were already in.
99
381420
2780
daha kötü bir pozisyona sokardım.
06:24
I'd have to rely on Free the Slaves to work
100
384200
2256
Kölelere Özgürlük örgütüne sistem içinde onların özgürlüğü
06:26
within the system for their liberation,
101
386456
2842
için çalışacağına güvenmek zorundaydım
06:29
and I trusted that they would.
102
389298
3469
ve öyle olacağına güvendim
06:32
As for me, I'd have to wait until I got home
103
392767
3437
Bana gelince, kalbimin acısını hissetmem
06:36
to really feel my heartbreak.
104
396204
3962
eve geldiğim zaman oldu.
06:40
In the Himalayas, I found children carrying stone
105
400166
2873
Himalayalar'da, çocukları aşağıdaki yolda
06:43
for miles down mountainous terrain
106
403039
2750
bekleyen kamyonlara dağlık arazide
06:45
to trucks waiting at roads below.
107
405789
2898
kilometrelerce aşağı kaya taşırken gördüm.
06:48
The big sheets of slate were heavier
108
408687
2518
Taş bloklar, onları taşıyan
06:51
than the children carrying them,
109
411205
2666
çocuklardan daha ağırdı
06:53
and the kids hoisted them from their heads
110
413871
2029
ve çocuklar onları sopalardan, halatlardan ve
06:55
using these handmade harnesses of sticks and rope
111
415900
4444
yırtık kumaşlardan elle yapılmış düzenekleri boyunlarına
07:00
and torn cloth.
112
420344
1847
asmışlardı.
07:02
It's difficult to witness something so overwhelming.
113
422191
3675
Böylesine olağanüstü şeylere şahit olmak zordur.
07:05
How can we affect something so insidious,
114
425866
2647
Nasıl böylesine haince fakat bir o kadar da yaygın
07:08
yet so pervasive?
115
428513
3212
bir şeyi yapabiliyoruz?.
07:11
Some don't even know they're enslaved,
116
431725
2712
Bazıları köle olduklarının farkında bile değil,
07:14
people working 16, 17 hours a day without any pay,
117
434437
5006
para almadan 16-17 saat çalışıyorlar,
07:19
because this has been the case all their lives.
118
439443
3213
çünkü bu, bütün yaşamları boyunca böyleydi zaten.
07:22
They have nothing to compare it to.
119
442656
4282
Yaşadıklarını karşılaştıracakları başka bir hayat bilmiyorlar zaten.
07:26
When these villagers claimed their freedom,
120
446938
3374
Köylüler özgürlüklerini istediklerinde,
07:30
the slaveholders burned down all of their houses.
121
450312
5415
köle sahipleri hepsinin evini yaktı.
07:35
I mean, these people had nothing,
122
455727
1962
Yani,bu insanların hiçbir şeyi yok
07:37
and they were so petrified, they wanted to give up,
123
457689
3649
ve öylesine taşlaşmışlardı ki, vazgeçmek istediler,
07:41
but the woman in the center rallied for them to persevere,
124
461338
4047
fakat içlerinde bir kadın azmetmeleri için onlara koştu
07:45
and abolitionists on the ground
125
465385
1496
ve oradaki kölelik karşıtları
07:46
helped them get a quarry lease of their own,
126
466881
2659
onlara kendi kiralık taş ocaklarını elde etmeleri için yardım etti,
07:49
so that now they do the same back-breaking work,
127
469540
3113
bu sayede, aynı ağır işi yapmaya devam ediyorlar
07:52
but they do it for themselves, and they get paid for it,
128
472653
4507
fakat bu sefer kendileri için ve para alıyorlar
07:57
and they do it in freedom.
129
477160
3423
ve özgürce yapıyorlar.
08:00
Sex trafficking is what we often think of
130
480583
2068
Kölelik kelimesini duyduğumuzda
08:02
when we hear the word slavery,
131
482651
1901
genellikle seks ticaretinin düşünürüz
08:04
and because of this worldwide awareness,
132
484552
1959
ve bu küresel farkındalık yüzünden
08:06
I was warned that it would be difficult for me to work safely
133
486511
3136
özellikle bu sektörde güvenli olarak çalışmamın
08:09
within this particular industry.
134
489647
2822
zor olacağı konusunda uyarıldım.
08:12
In Kathmandu, I was escorted by women who had
135
492469
2842
Kathmandu'da daha önce seks kölesi olan
08:15
previously been sex slaves themselves.
136
495311
3536
kadınlar bana eşlik ettiler
08:18
They ushered me down a narrow set of stairs
137
498847
2358
Beni dar sonu pis, cılız yanan lambayla aydınlatılmış
08:21
that led to this dirty, dimly fluorescent lit basement.
138
501205
5613
bodruma çıkan merdivenlere yönelttiler.
08:26
This wasn't a brothel, per se.
139
506818
1832
Bir geneleve benzemiyordu.
08:28
It was more like a restaurant.
140
508650
2311
Daha çok restorana benziyordu.
08:30
Cabin restaurants, as they're known in the trade,
141
510961
2260
Ticarette bilindiğine göre kabin restoranlar
08:33
are venues for forced prostitution.
142
513221
2622
zorla fuhuş mekanları.
08:35
Each has small, private rooms, where the slaves,
143
515843
3032
Her birinde küçük odalar var, burada
08:38
women, along with young girls and boys,
144
518875
2631
köleler yani kadınlar, küçük kız ve erkekler
08:41
some as young as seven years old,
145
521506
2779
hatta bazıları 7 yaşında, müşterileri eğlendirmeye,
08:44
are forced to entertain the clients,
146
524285
1990
onları daha çok
08:46
encouraging them to buy more food and alcohol.
147
526275
3780
yiyecek ve içki satın almaya teşvik etmeye zorlanıyor.
08:50
Each cubicle is dark and dingy,
148
530055
3039
Bütün localar karanlık ve pis,
08:53
identified with a painted number on the wall,
149
533094
3939
duvarına boyayla yazılmış numaraları var
08:57
and partitioned by plywood and a curtain.
150
537033
4105
ve kontrplak ve perdeyle bölümlendirilmiş.
09:01
The workers here often endure tragic sexual abuse
151
541138
3551
Burada çalışanlar müşterileri tarafından sık sık
09:04
at the hands of their customers.
152
544689
2582
cinsel istismara maruz kalıyolar.
09:07
Standing in the near darkness, I remember feeling
153
547271
3066
Neredeyse tamamen karanlıkda dururken o an hızlı ve sıcak
09:10
this quick, hot fear, and in that instant,
154
550337
4086
korkuyu hissedişimi anımsıyorum,
09:14
I could only imagine what it must be like
155
554423
2345
sadece böyle bir cehennemde sıkışmış
09:16
to be trapped in that hell.
156
556768
2663
olmayı hayal edebiliyordum.
09:19
I had only one way out: the stairs from where I'd come in.
157
559431
4602
Tek bir çıkışım vardı: geldiğim merdivenler
09:24
There were no back doors.
158
564033
1856
Arka kapı yoktu.
09:25
There were no windows large enough to climb through.
159
565889
2543
içinden geçebilecek kadar geniş pencereler yoktu.
09:28
These people have no escape at all,
160
568432
4260
Bu insanların hiçbir kaçışı yoktu.
09:32
and as we take in such a difficult subject,
161
572692
3060
Böyle zor bir konuyu ele alırken
09:35
it's important to note that slavery, including sex trafficking,
162
575752
4611
kölelik, seks köleliği dahil, bizim kendi
09:40
occurs in our own backyard as well.
163
580363
2929
arka bahçemizde de olduğunu vurgulamamız lazım.
09:43
Tens of hundreds of people are enslaved in agriculture,
164
583292
4624
Binlerce insan restoranlarda, iç hizmet
09:47
in restaurants, in domestic servitude,
165
587916
2672
ve pek çok alanda köle
09:50
and the list can go on.
166
590588
2632
olmuş durumda.
09:53
Recently, the New York Times reported that
167
593220
2639
Son zamanlarda, New York Times her yıl
09:55
between 100,000 and 300,000 American children
168
595859
5806
100.000 ile 300.000 arasında Amerikalı çocuğun
10:01
are sold into sex slavery every year.
169
601665
3961
seks kölesi olarak satıldığının haberini verdi.
10:05
It's all around us. We just don't see it.
170
605626
6543
Bu her yerde. Sadece biz görmüyoruz
10:12
The textile industry is another one we often think of
171
612169
3382
Köle işgücünü duyduğumuzda aklımıza gelen diğer bir
10:15
when we hear about slave labor.
172
615551
2886
konu da tekstil endüstrisidir.
10:18
I visited villages in India where entire families were enslaved
173
618437
4323
Hindistan'da bütün ailenin ipek ticaretinde köle olduğu
10:22
in the silk trade.
174
622760
2645
köyleri ziyaret ettim
10:25
This is a family portrait.
175
625405
2292
Bu bir aile portresi.
10:27
The dyed black hands are the father, while the blue
176
627697
3888
Siyah boyalı eller babanın, mavi ve
10:31
and red hands are his sons.
177
631585
2789
kırmızı eller ise oğullarının.
10:34
They mix dye in these big barrels,
178
634374
2724
Bu büyük fıçılarda boyaları karıştırıyorlar
10:37
and they submerge the silk into the liquid up to their elbows,
179
637098
3965
ve ipeği dirseklerine kadar bu boyaya batırıyorlar,
10:41
but the dye is toxic.
180
641063
4962
fakat boya zehirli.
10:46
My interpreter told me their stories.
181
646025
3305
Çevirmenim bana hikayelerini anlattı.
10:49
"We have no freedom," they said.
182
649330
3602
"Özgür değiliz" dediler.
10:52
"We hope still, though, that we could leave this house
183
652932
3104
"Buna rağmen, umarız bir gün bu terkedebilir
10:56
someday and go someplace else
184
656036
1654
ve boyama karşılığında gerçekten
10:57
where we actually get paid for our dyeing."
185
657690
6664
ücret alabileceğimiz başka bir yere gideriz.."
11:04
It's estimated that more than 4,000 children
186
664354
4939
Volta Gölü'nde 4,000'den fazla çocuğun
11:09
are enslaved on Lake Volta,
187
669293
2157
köleleştirildiği tahmin ediliyor.
11:11
the largest man-made lake in the world.
188
671450
4086
Burası dünyanın en büyük suni gölü.
11:15
When we first arrived, I went to have a quick look.
189
675536
2974
İlk vardığımızda, kısaca bir göz atmaya gittik.
11:18
I saw what seemed to be a family fishing on a boat,
190
678510
3368
Bir aile teknede balık tutuyormuş gibi gördüm
11:21
two older brothers, some younger kids, makes sense right?
191
681878
4165
iki büyük kardeş, birkaç küçük kardeş, mantıklı değil mi?
11:26
Wrong. They were all enslaved.
192
686043
4048
Yanlış. Onların hepsi köleydi.
11:30
Children are taken from their families
193
690091
2829
Çocuklar ailelerinden alınmış,
11:32
and trafficked and vanished,
194
692920
2507
satılmış ve ortadan kaybolmuşlardı,
11:35
and they're forced to work endless hours on these boats
195
695427
2912
bu göldeki teknelerde bitmek bilmeyen saatlerce
11:38
on the lake, even though they do not know how to swim.
196
698339
4547
çalışmaya zorlanmışlardı, üstelik yüzme bilmedikleri halde.
11:42
This young child is eight years old.
197
702886
2335
Bu çocuk sekiz yaşında.
11:45
He was trembling when our boat approached,
198
705221
2656
Teknemiz yaklaştığında titriyordu,
11:47
frightened it would run over his tiny canoe.
199
707877
2655
küçük kanosunun üzerinden geçeceği korkusu vardı.
11:50
He was petrified he would be knocked in the water.
200
710532
3339
Suya düşeceği korkusuyla taş kesilmişti.
11:53
The skeletal tree limbs submerged in Lake Volta
201
713871
3285
Volta gölünde suyun altında cılız ağaç dalları
11:57
often catch the fishing nets, and weary,
202
717156
3965
sık sık ağlara takılır ve yorgun,
12:01
frightened children are thrown into the water
203
721121
3733
korkmuş çocuklar ağları çözmek için
12:04
to untether the lines.
204
724854
2151
suya atılır.
12:07
Many of them drown.
205
727005
2847
Çoğu boğulur.
12:09
For as long as he can recall, he's been forced to work
206
729852
3340
Kendisini bildi bileli, bu gölde çalışmaya
12:13
on the lake.
207
733192
2173
zorlanıyor.
12:15
Terrified of his master, he will not run away,
208
735365
3464
Efendisinde korktuğu için asla kaçmayacak,
12:18
and since he's been treated with cruelty all his life,
209
738829
3488
hayatı boyunca kendisine zalimce davranıldığı için
12:22
he passes that down to the younger slaves
210
742317
2432
kendisi de idare ettiği genç kölelere
12:24
that he manages.
211
744749
3005
aynısını yapıyor.
12:27
I met these boys at five in the morning,
212
747754
2104
Bu çocuklarla sabah 5'te son ağlarını
12:29
when they were hauling in the last of their nets,
213
749858
2461
toplarken karşılaştım,
12:32
but they had been working since 1 a.m.
214
752319
2861
gece 1'den beri soğuk, rüzgarlı
12:35
in the cold, windy night.
215
755180
3575
havada çalışıyorlardı.
12:38
And it's important to note that these nets weigh
216
758755
3266
Şunun altını çizmem gerekir,bu ağlar
12:42
more than a thousand pounds when they're full of fish.
217
762021
4416
tamamen balıkla dolduğunda 455 kilodan daha fazla geliyor.
12:46
I want to introduce you to Kofi.
218
766437
4503
Sizi Kofi ile tanıştırmak istiyorum.
12:50
Kofi was rescued from a fishing village.
219
770940
3246
Kofi böyle bir balıkçı köyünde kurtarıldı.
12:54
I met him at a shelter where Free the Slaves
220
774186
2592
Onunla Kölelere Özgürlük örgütünün kölelik
12:56
rehabilitates victims of slavery.
221
776778
3929
kurbanlarını tedavi ettiği bir barınakta karşılaştım.
13:00
Here he's seen taking a bath at the well,
222
780707
2081
Burada kuyu suyuyla banyo yaparken görünüyor,
13:02
pouring big buckets of water over his head,
223
782788
2903
başından aşağı büyük kovayla su dökerken,
13:05
and the wonderful news is,
224
785691
1921
güzel haber ise,
13:07
as you and I are sitting here talking today,
225
787612
1998
sizler ve ben burada oturup konuşurken,
13:09
Kofi has been reunited with his family,
226
789610
3235
Kofi ailesine tekrar kavuştu,
13:12
and what's even better, his family has been given tools
227
792845
3152
daha da iyisi, ailesine yaşamını sürdürebilmeleri
13:15
to make a living and to keep their children safe.
228
795997
5727
ve çocuklarını güvende tutmak için araçlar verildi.
13:21
Kofi is the embodiment of possibility.
229
801724
4453
Kofi olabilirliğin sembolü.
13:26
Who will he become because someone took a stand
230
806177
4571
Birisinin sorumluluk alıp onun hayatında değişiklik
13:30
and made a difference in his life?
231
810748
3592
yapması sayesinde nasıl biri olacak?
13:34
Driving down a road in Ghana
232
814340
2228
Kölelere Özgürlük üyeleriyle
13:36
with partners of Free the Slaves,
233
816568
2088
Gana'da ilerlerken,
13:38
a fellow abolitionist on a moped suddenly sped up
234
818656
3042
motosikletli bir kölelik karşıtı hızla cipimize yaklaştı
13:41
to our cruiser and tapped on the window.
235
821698
2947
ve cama tıkladı.
13:44
He told us to follow him down a dirt road into the jungle.
236
824645
4780
Bize, kendisini ormana giden toprak yolda takip etmemizi söyledi.
13:49
At the end of the road, he urged us out of the car,
237
829425
2789
Yolun sonunda arabamızdan inmemizi istedi
13:52
and told the driver to quickly leave.
238
832214
2679
ve şöföre hemen terk etmesini söyledi.
13:54
Then he pointed toward this barely visible footpath,
239
834893
3345
Sonra, zar zor görünen patika yolu işaret etti,
13:58
and said, "This is the path, this is the path. Go."
240
838238
3897
ve "Bu yoldan, bu yoldan, hadi." dedi.
14:02
As we started down the path, we pushed aside the vines
241
842135
3669
Patikadan aşağı inerken yolu kapatan asma yapraklarını
14:05
blocking the way, and after about an hour of walking in,
242
845804
3800
kenara ittik ve yaklaşık 1 saat yürüyüşten sonra,
14:09
found that the trail had become flooded by recent rains,
243
849604
5526
yolun devamının son yağmurlarla su altında kaldığını gördük
14:15
so I hoisted the photo gear above my head
244
855130
1816
Bu yüzden göğsüme kadar suya batarken
14:16
as we descended into these waters up to my chest.
245
856946
4586
fotoğraf makinemi başımın üzerinde tuttum.
14:21
After another two hours of hiking, the winding trail
246
861532
3785
İki saatlik başka bir tırmanistan sonra dolambaçlı yol
14:25
abruptly ended at a clearing, and before us
247
865317
4296
aniden açık bir alanda son buldu ve önümüzde
14:29
was a mass of holes
248
869613
2016
bir futbol sahasına sığacak kadar çok
14:31
that could fit into the size of a football field,
249
871629
3820
sayıda kuyular vardı
14:35
and all of them were full of enslaved people laboring.
250
875449
5594
ve bunların hepsi köle insanlarla doluydu.
14:41
Many women had children strapped to their backs
251
881043
3145
Altın elerken ve civayla zehirlenmiş suyun
14:44
while they were panning for gold,
252
884188
2040
içinde dolaşırken kadınların sırtında bağlanmış
14:46
wading in water poisoned by mercury.
253
886228
4303
çocukları vardı.
14:50
Mercury is used in the extraction process.
254
890531
4878
Civa çıkarma işleminde kullanılıyor.
14:55
These miners are enslaved in a mine shaft
255
895409
3156
Bu madenciler Gana'nın başka bir bölgesindeki
14:58
in another part of Ghana.
256
898565
3074
maden kuyusunda çalışıyor.
15:01
When they came out of the shaft, they were soaking wet
257
901639
2821
Kuyudan çıktıklarında kendi terleriyle
15:04
from their own sweat.
258
904460
2278
sırılsıklam haldeydiler.
15:06
I remember looking into their tired, bloodshot eyes,
259
906738
4003
Onların yorgun, kan çanağına dönmüş gözlerine
15:10
for many of them had been underground for 72 hours.
260
910741
5741
baktığımı hatırlıyorum, çoğu 72 saattir toprağın altındaydı.
15:16
The shafts are up to 300 feet deep, and they carry out
261
916482
3975
Bazı kuyular 92 metraye kadar iniyor,
15:20
heavy bags of stone that later will be transported
262
920457
3569
altın çıkarmak için, parçalanmak üzere başka bir yere
15:24
to another area, where the stone will be pounded
263
924026
2601
götürülecek olan taş çuvallarını
15:26
so that they can extract the gold.
264
926627
3945
buradan dışarı taşıyorlar.
15:30
At first glance, the pounding site seems full
265
930572
4105
İlk bakışta, bu hengame güçlü insanlarla doluymus
15:34
of powerful men, but when we look closer,
266
934677
4893
gibi görünüyor, fakat yakından bakınca,
15:39
we see some less fortunate working on the fringes,
267
939570
4867
bazı talihsizlerin ve çocukların zincirlerle
15:44
and children too.
268
944437
2143
çalıştığını görüyoruz
15:46
All of them are victim to injury, illness and violence.
269
946580
7142
Hepsi yaralanma, hastalık ve şiddete maruz kalmış.
15:53
In fact, it's very likely that this muscular person
270
953722
3980
Gerçekte, büyük olasılıkla bu kaşlı adamında sonu, veremden
15:57
will end up like this one here, racked with tuberculosis
271
957702
4535
mahvolmuş şu adamınki gibi olacak,
16:02
and mercury poisoning in just a few years.
272
962237
4971
civa sadece birkaç yılda zehirler.
16:07
This is Manuru. When his father died,
273
967208
4277
Bu Manuru. Babası öldüğünde,
16:11
his uncle trafficked him to work with him in the mines.
274
971485
3082
amcası kendisiyle birlikte çalışmak üzere onu sattı.
16:14
When his uncle died, Manuru inherited his uncle's debt,
275
974567
4596
Amcası öldüğünde ,onu madende köle olarak çalışmasına
16:19
which further forced him into being enslaved in the mines.
276
979163
4942
neden olan borcunu miras olarak aldı.
16:24
When I met him, he had been working in the mines
277
984105
2833
Onunla karşılaştığımda, madenlerde 14 yıldır
16:26
for 14 years, and the leg injury that you see here
278
986938
4793
çalışıyordu ve burada gördüğünüz ayak yarası
16:31
is actually from a mining accident,
279
991731
2013
aslında bir maden kazasından kalma,
16:33
one so severe doctors say his leg should be amputated.
280
993744
5117
o kadar ciddi ki doktorlar, ayağının kesilmesi gerektiğini söylüyorlar.
16:38
On top of that, Manuru has tuberculosis,
281
998877
3950
Üstüne üstlük, Manuru verem hastası,
16:42
yet he's still forced to work day in and day out
282
1002827
3044
hala bütün gün bu madende
16:45
in that mine shaft.
283
1005871
2244
çalışmaya zorlanıyor.
16:48
Even still, he has a dream that he will become free
284
1008115
5163
Ve hala, özgür olacağı ve Kölelere Özgürlük örgütü gibi
16:53
and become educated with the help of local activists
285
1013278
3113
yerel gönüllüler yardımıyla eğitileceği
16:56
like Free the Slaves,
286
1016391
2428
hayalini taşıyor
16:58
and it's this sort of determination,
287
1018819
2352
ve en kötü şartlar altında
17:01
in the face of unimaginable odds,
288
1021171
3878
bu tarz bir kararlılık
17:05
that fills me with complete awe.
289
1025049
7360
beni hayretler içinde bırakıyor.
17:12
I want to shine a light on slavery.
290
1032409
3300
Köleliği biraz olsun aydınlatmak istedim.
17:15
When I was working in the field,
291
1035709
2255
Bu alanda çalışırken,
17:17
I brought lots of candles with me,
292
1037964
2681
yanımda mumlar getirdim
17:20
and with the help of my interpreter,
293
1040645
2722
ve tercümanımın yardımıyla,
17:23
I imparted to the people I was photographing
294
1043367
2316
fotoğrafını çektiğim insanlara
17:25
that I wanted to illuminate their stories
295
1045683
3111
hikayelerini aydınlatmak istediğimi söyledim
17:28
and their plight,
296
1048794
2067
ve durumlarını,
17:30
so when it was safe for them, and safe for me,
297
1050861
3505
ben ve onlar için güvenli olduğunda
17:34
I made these images.
298
1054366
3341
bu görüntüleri yaptık.
17:37
They knew their image would be seen
299
1057707
2233
Fotoğraflarının dünyadaki siz özgür insanlar
17:39
by you out in the world.
300
1059940
1829
tarafında görülceğini biliyorlardı.
17:41
I wanted them to know that we will be bearing witness
301
1061769
3744
Onların bilmelerini istiyordum ki, biz onlara şahidiz
17:45
to them, and that we will do whatever we can
302
1065513
3929
ve onların yaşamlarında değişiklik yapmak için
17:49
to help make a difference in their lives.
303
1069442
4690
elimizden geleni yapacağız.
17:54
I truly believe, if we can see one another
304
1074132
3480
Gerçekten inanıyorum ki, eğer birbirimiz
17:57
as fellow human beings, then it becomes very difficult
305
1077612
4484
insanoğlu olarak görüyorsak, kölelik gibi vahşeti
18:02
to tolerate atrocities like slavery.
306
1082096
5204
hoş görmemiz çok zor olacaktır.
18:07
These images are not of issues. They are of people,
307
1087300
3684
Bu görüntüler herhangi bir konu hakkında değil,
18:10
real people, like you and me, all deserving
308
1090984
3265
insanlar hakkında, gerçek insanlar, sen ben gibi ve
18:14
of the same rights, dignity and respect
309
1094249
3480
hepsi hayatlarında onur ve saygı gibi aynı
18:17
in their lives.
310
1097729
2229
hakları hak ediyorlar.
18:19
There is not a day that goes by that I don't think
311
1099958
3235
Tanışmaktan büyük onur duyduğum
18:23
of these many beautiful, mistreated people
312
1103193
5279
bu güzel, kötü muamelede bulunulmuş insanları
18:28
I've had the tremendous honor of meeting.
313
1108472
4569
düşünmeden geçirdiğim tek gün dahi yok.
18:33
I hope that these images awaken a force
314
1113041
3530
Umarım bu görüntüler sizin gibi bunları
18:36
in those who view them, people like you,
315
1116571
3046
izleyen insanlar arasında bir güç hissi uyandırır
18:39
and I hope that force will ignite a fire,
316
1119617
4276
ve umarım bu güç köleliğe ışık tutacak bir ateşi
18:43
and that fire will shine a light on slavery,
317
1123893
4923
yakan bir güç olur,
18:48
for without that light, the beast of bondage
318
1128816
4009
çünkü bu ışık olmazsa esaret canavarı
18:52
can continue to live in the shadows.
319
1132825
3184
gölgeler içinde yaşamaya devam edebilir.
18:56
Thank you very much.
320
1136009
2977
Çok teşekkür ederim.
18:58
(Applause)
321
1138986
13253
(Alkış) (Ç.N. "Köleler nihayet azad olduklarında, biz gerçekten özgür olacağız." -Başpiskopos Desmond Tutu)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7