The beauty of being a misfit | Lidia Yuknavitch

520,567 views ・ 2016-06-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Meltem Sendag Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
So I know TED is about a lot of things that are big,
0
12841
3731
Biliyorum TED konuşmaları büyük şeyler hakkında.
00:16
but I want to talk to you about something very small.
1
16596
3530
Ama ben sizinle, çok küçük bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
00:20
So small, it's a single word.
2
20150
2158
Çok küçük bir şey, sadece bir kelime.
00:23
The word is "misfit."
3
23093
1556
"Uyumsuz" kelimesi.
00:25
It's one of my favorite words, because it's so literal.
4
25347
3619
En sevdiğim kelimelerden birisi, çünkü düz anlamlı bir kelime.
00:29
I mean, it's a person who sort of missed fitting in.
5
29403
3946
Uyum sağlayamayan bir insanı anlatıyor.
00:33
Or a person who fits in badly.
6
33752
2296
Veya kötü uyum sağlayan birisini.
00:36
Or this: "a person who is poorly adapted
7
36658
2923
Ya da şunu: "Yeni durumlara ve koşullara
00:39
to new situations and environments."
8
39605
2868
kötü adapte olmuş bir kişi".
00:43
I'm a card-carrying misfit.
9
43298
2222
Ben resmî olarak bir uyumsuzum.
00:46
And I'm here for the other misfits in the room,
10
46307
2833
Eminim ki bu odada başka uyumsuzlar da var,
00:49
because I'm never the only one.
11
49164
1811
çünkü hiçbir zaman sadece ben olmam.
00:51
I'm going to tell you a misfit story.
12
51995
1885
Size bir uyumsuz hikâyesi anlatacağım.
00:55
Somewhere in my early 30s,
13
55237
2532
30'larımın başında,
00:57
the dream of becoming a writer came right to my doorstep.
14
57793
3562
yazar olma hayali kapıma kadar geldi.
01:02
Actually, it came to my mailbox
15
62198
1604
Aslında posta kutuma geldi,
01:03
in the form of a letter that said I'd won a giant literary prize
16
63826
3659
bir mektup şeklinde.
Yazdığım kısa bir hikâye için büyük bir edebiyat ödülü kazanmıştım.
01:07
for a short story I had written.
17
67509
1925
01:10
The short story was about my life as a competitive swimmer
18
70183
3761
Bu kısa hikâye benim hırslı bir yüzücü olarak hayatım üzerineydi
01:14
and about my crappy home life,
19
74632
2055
ve berbat ev yaşamım,
01:17
and a little bit about how grief and loss can make you insane.
20
77258
4897
biraz da keder ve kayıp vermenin insanı nasıl delirttiğiyle ilgiliydi.
01:23
The prize was a trip to New York City to meet big-time editors and agents
21
83829
4673
Ödül, önemli editörlerle, ajanslarla ve başka yazarlarla tanışmak amaçlı
01:28
and other authors.
22
88526
1324
bir New York gezisiydi.
01:30
So kind of it was the wannabe writer's dream, right?
23
90278
3064
Yazar olmak isteyen birisi için çok iyi bir fırsat, değil mi?
01:34
You know what I did the day the letter came to my house?
24
94573
2840
Eve mektup geldiği gün ne yaptım biliyor musunuz?
01:38
Because I'm me,
25
98037
1798
Ben böyleyim işte...
01:39
I put the letter on my kitchen table,
26
99859
2197
Mektubu mutfak masasının üzerine bıraktım,
01:42
I poured myself a giant glass of vodka
27
102080
3442
kendime bir bardak buzlu ve limonlu
01:45
with ice and lime,
28
105922
2370
votka koydum
01:48
and I sat there in my underwear for an entire day,
29
108722
4204
ve bütün gün orada iç çamaşırlarımla oturarak,
01:52
just staring at the letter.
30
112950
2082
mektuba bakıp durdum.
01:56
I was thinking about all the ways I'd already screwed my life up.
31
116608
3145
Hayatımı berbat ettiğim her türlü anı düşündüm.
01:59
Who the hell was I to go to New York City
32
119777
3174
Ben kim oluyordum ki New York'a gidecektim
02:02
and pretend to be a writer?
33
122975
1730
ve bir yazarmışım gibi davranacaktım?
02:05
Who was I?
34
125681
1365
Kimdim ben?
02:07
I'll tell you.
35
127070
1198
Anlatayım.
02:08
I was a misfit.
36
128745
1167
Ben bir uyumsuzdum.
02:10
Like legions of other children,
37
130625
2363
Diğer bir sürü çocuk gibi,
02:13
I came from an abusive household
38
133908
2368
kötü davranış eğilimleri olan bir aileden geliyorum.
02:16
that I narrowly escaped with my life.
39
136300
2656
Öyle ki, kendimi zor kurtardım.
02:19
I already had two epically failed marriages underneath my belt.
40
139727
4491
İki tane feci başarısız sonuçlanmış evliliğin yükünü taşıyorum.
02:24
I'd flunked out of college not once but twice
41
144242
2966
Okuldan bir kere değil, iki kere atıldım.
02:27
and maybe even a third time that I'm not going to tell you about.
42
147232
3192
Hatta belki üç kere, üçüncüyü burada anlatmayacağım.
02:30
(Laughter)
43
150448
1810
(Kahkahalar)
02:32
And I'd done an episode of rehab for drug use.
44
152582
3661
Uyuşturucu kullanımı rehabilitasyonu geçirdiğim bir dönemim oldu.
02:36
And I'd had two lovely staycations in jail.
45
156795
4450
Ve hapiste geçirdiğim iki muhteşem dönemim var.
02:42
So I'm on the right stage.
46
162228
1904
Yani bu sahneye çok uyuyorum.
02:45
(Laughter)
47
165680
2090
(Kahkahalar)
02:48
But the real reason, I think, I was a misfit,
48
168744
3493
Ama bence, uyumsuz birisi olmamın gerçek sebebi,
02:52
is that my daughter died the day she was born,
49
172261
3262
kızımın doğduğu gün ölmüş olması
02:55
and I hadn't figured out how to live with that story yet.
50
175547
3119
ve benim bununla nasıl baş edeceğimi
henüz bilemiyor olmamdı.
03:00
After my daughter died I also spent a long time homeless,
51
180233
5127
Kızım öldükten sonra uzun bir süre evsiz yaşadım,
03:05
living under an overpass
52
185384
1944
bir üst geçidin altında,
03:07
in a kind of profound state of zombie grief and loss
53
187352
4218
derin bir yas ve kayıp hâli içerisinde.
03:11
that some of us encounter along the way.
54
191594
2514
Yolda bazılarımızın başına geldiği gibi.
03:14
Maybe all of us, if you live long enough.
55
194132
2731
Belki yeterince uzun yaşarsak, hepimize olabilir.
03:18
You know, homeless people are some of our most heroic misfits,
56
198240
3997
Bilirsiniz, evsiz insanlar, aramızdaki en büyük uyumsuzlardandır.
03:22
because they start out as us.
57
202261
3096
Çünkü yola bizim gibi başlarlar.
03:26
So you see, I'd missed fitting in to just about every category out there:
58
206670
5418
Gördüğünüz gibi, neredeyse, hiçbir kategori içerisinde
uyumu yakalayamadım.
03:32
daughter, wife, mother, scholar.
59
212112
4468
Evlat, eş, anne veya öğrenci olarak.
03:37
And the dream of being a writer
60
217474
2499
Ve yazar olma hayali, boğazımda kalmış hüzünlü bir taş gibiydi.
03:39
was really kind of like a small, sad stone in my throat.
61
219997
5441
03:46
It was pretty much in spite of myself that I got on that plane
62
226906
3469
Neredeyse kendime rağmen o uçağa bindim.
03:50
and flew to New York City,
63
230399
2387
New York'a uçtum,
03:52
where the writers are.
64
232810
1556
yazarların olduğu yere.
Sevgili uyumsuzlar, gözlerinizin parladığını görebiliyorum.
03:55
Fellow misfits, I can almost see your heads glowing.
65
235168
3675
03:58
I can pick you out of a room.
66
238867
1912
Sizi bir odada rahatça ayırt edebilirim.
04:00
At first, you would've loved it.
67
240803
2438
Başta çok güzel görünüyordu.
04:03
You got to choose the three famous writers you wanted to meet,
68
243265
2952
Tanışmak istediğiniz üç ünlü yazar seçiyordunuz
04:06
and these guys went and found them for you.
69
246241
2358
ve bu insanlar sizin için onları bulup getiriyorlardı.
04:08
You got set up at the Gramercy Park Hotel,
70
248623
2790
Gramercy Park Otel'de kalıyordunuz,
04:11
where you got to drink Scotch late in the night
71
251437
2634
gece geç saatte Scotch viski içebiliyordunuz,
04:14
with cool, smart, swank people.
72
254095
2491
harika, akıllı, havalı insanlarla.
04:16
And you got to pretend you were cool and smart and swank, too.
73
256610
4509
Onlar gibi harika, akıllı ve gösterişliymişsiniz gibi
davranmanız gerekiyordu.
04:21
And you got to meet a bunch of editors and authors and agents
74
261143
3188
Editörler, yazarlar ve ajanslarla tanışıyordunuz,
04:24
at very, very fancy lunches and dinners.
75
264355
4063
çok ama çok şık öğle ve akşam yemeklerinde.
04:29
Ask me how fancy.
76
269377
1628
Ne kadar şık olduğunu sorun.
Seyirciler: Ne kadar şık?
04:31
Audience: How fancy?
77
271735
1961
Lidia Yuknavitch: Bir itirafta bulunayım: Üç adet keten peçete çaldım,
04:34
Lidia Yuknavitch: I'm making a confession: I stole three linen napkins --
78
274077
4318
04:38
(Laughter)
79
278419
1571
(Kahkahalar)
üç farklı restorandan.
04:40
from three different restaurants.
80
280014
1657
04:42
And I shoved a menu down my pants.
81
282430
2266
Menüyü araklamaya çalıştım.
04:44
(Laughter)
82
284720
2076
(Kahkahalar)
04:46
I just wanted some keepsakes so that when I got home,
83
286820
3706
Sadece eve döndüğümde bir hatıra olsun istedim ki,
04:50
I could believe it had really happened to me.
84
290550
2285
bunun gerçekten benim başıma geldiğine inanabileyim.
04:53
You know?
85
293241
1229
Biliyor musunuz,
04:55
The three writers I wanted to meet
86
295467
1664
tanışmak istediğim üç yazar
04:57
were Carole Maso, Lynne Tillman and Peggy Phelan.
87
297155
2809
Carole Maso, Lynne Tillman ve Peggy Phelan idi.
05:00
These were not famous, best-selling authors,
88
300496
3054
Onlar meşhur, çok satan yazarlar değillerdi,
05:03
but to me, they were women-writer titans.
89
303574
3307
ancak bana göre dev kadın-yazarlardı.
05:07
Carole Maso wrote the book that later became my art bible.
90
307700
3562
Carole Maso, sanat alanında sonradan kutsal kitabım olacak kitabı yazdı.
Lynne Tillman bana inanabilme gücü verdi,
05:12
Lynne Tillman gave me permission to believe
91
312056
2501
05:14
that there was a chance my stories could be part of the world.
92
314581
3481
hikâyelerimin dünyanın bir parçası
olabileceğine inanmanın gücünü.
05:18
And Peggy Phelan reminded me
93
318839
1954
Ve Peggy Phelan bana,
05:20
that maybe my brains could be more important than my boobs.
94
320817
5009
beynimin memelerimden daha önemli olabileceğini hatırlattı.
Onlar ana akım kadın yazarlar değillerdi,
05:27
They weren't mainstream women writers,
95
327500
2684
ancak ana akımın içerisindeki bir yolu kesiyorlardı,
05:30
but they were cutting a path through the mainstream
96
330208
3777
bedene dair hikâyeler anlatarak.
05:34
with their body stories,
97
334009
1333
05:36
I like to think, kind of the way water cut the Grand Canyon.
98
336294
4135
Suyun Büyük Kanyon'u keserek içinden akması gibi.
05:41
It nearly killed me with joy
99
341371
1711
Neredeyse zevkten ölüyordum,
05:43
to hang out with these three over-50-year-old women writers.
100
343106
3841
bu 50'lerindeki üç kadın yazarla takılırken.
05:46
And the reason it nearly killed me with joy
101
346971
2926
Bu kadar zevk almış olmamın sebebi
05:49
is that I'd never known a joy like that.
102
349921
2069
böyle bir zevkin varlığını daha önceden bilmiyor olmamdı.
05:52
I'd never been in a room like that.
103
352014
1682
Böyle bir odanın içerisinde daha önce hiç bulunmamıştım.
05:54
My mother never went to college.
104
354350
1758
Annem okula hiç gitmedi.
05:56
And my creative career to that point
105
356747
2489
Ve benim yaratıcı kariyerim, o zamana kadar,
küçük, hüzünlü ve geleceği olmayan bir şeydi.
05:59
was a sort of small, sad, stillborn thing.
106
359260
4452
06:05
So kind of in those first nights in New York I wanted to die there.
107
365394
3279
Ben de, New York'taki ilk gecelerimde adeta ölmek istedim.
06:08
I was just like, "Kill me now. I'm good. This is beautiful."
108
368697
3440
"Şimdi öldür beni. Şu an iyiyim. Böyle güzel." diye düşünüyordum.
Buradaki bazılarınız sonra ne olduğunu tahmin edeceklerdir.
06:13
Some of you in the room will understand what happened next.
109
373187
3148
06:16
First, they took me to the offices of Farrar, Straus and Giroux.
110
376935
4295
Beni önce Farrar, Straus ve Giroux'taki ofislerine götürdüler.
Farrar, Straus ve Giroux benim en büyük hayallerimi süsleyen
06:21
Farrar, Straus and Giroux was like my mega-dream press.
111
381863
3175
yayınevleriydi.
06:25
I mean, T.S. Eliot and Flannery O'Connor were published there.
112
385062
3691
T.S. Eliot ve Flannery O'Connor buralardan çıkmışlardı.
Baş editör bana uzun bir konuşma yaptı,
06:29
The main editor guy sat me down and talked to me for a long time,
113
389418
4375
içimde, yüzücü hayatımla ilgili bir kitap olduğuna
06:33
trying to convince me I had a book in me
114
393817
2318
beni ikna etmeye çalıştı.
06:36
about my life as a swimmer.
115
396159
1705
06:38
You know, like a memoir.
116
398498
1287
Bilirsiniz, bir biyografi gibi.
06:40
The whole time he was talking to me,
117
400630
2236
Benimle konuştuğu tüm zaman boyunca
06:42
I sat there smiling and nodding like a numb idiot,
118
402890
3705
gülümseyerek ve kafa sallayarak, elleri göğsünün üzerinde kenetlenmiş
06:47
with my arms crossed over my chest,
119
407509
1852
duygusuz bir aptal gibi oturdum.
06:49
while nothing, nothing, nothing came out of my throat.
120
409385
4917
Hiçbir şey ama hiçbir şey söyleyemiyordum.
06:55
So in the end, he patted me on the shoulder
121
415875
3367
Sonunda, omzumu hafifçe sıvazladı,
06:59
like a swim coach might.
122
419266
1581
aynı bir yüzücü koçunun yapacağı gibi
07:01
And he wished me luck
123
421580
1835
ve bana şans diledi.
07:03
and he gave me some free books
124
423439
2438
Bana bazı bedava kitaplar verdi
07:05
and he showed me out the door.
125
425901
1791
ve beni kapıya doğru yönlendirdi.
Sonra beni, W.W Norton ofisine götürdüler.
07:09
Next, they took me to the offices of W.W. Norton,
126
429588
3267
07:12
where I was pretty sure I'd be escorted from the building
127
432879
2700
Aslında beni dışarı atacaklarından emindim,
07:15
just for wearing Doc Martens.
128
435603
1889
Doc Martens (bir ayakkabı markası) giymiş olduğum için.
07:18
But that didn't happen.
129
438190
1449
Ancak böyle bir şey olmadı.
07:20
Being at the Norton offices
130
440512
2429
Norton ofisinde olmak,
07:22
felt like reaching up into the night sky and touching the moon
131
442965
4472
gece gökyüzüne çıkıp aya dokunurken,
07:27
while the stars stitched your name across the cosmos.
132
447461
3637
bir yandan yıldızların evrene isminizi yazması gibi bir şeydi.
Yani, bunun benim için ne kadar büyük olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
07:31
I mean, that's how big a deal it was to me.
133
451599
2145
07:33
You get it?
134
453768
1181
Anlayabildiniz mi?
07:35
Their lead editor, Carol Houck Smith,
135
455567
2498
Baş editör, Carol Houck Smith,
parlak ve ateşli gözlerini dikerek yüzüme doğru eğildi
07:38
leaned over right in my face with these beady, bright, fierce eyes
136
458089
4343
07:42
and said, "Well, send me something then, immediately!"
137
462456
3110
ve dedi ki, "Bana bir şeyler gönder, bir an önce!"
Şimdi, insanların birçoğu, özellikle TED insanları,
07:46
See, now most people, especially TED people,
138
466328
2292
07:48
would have run to the mailbox, right?
139
468644
2340
böyle bir durumda hemen posta kutularına koşarlar, değil mi?
07:51
It took me over a decade to even imagine
140
471651
3278
Sadece bir zarfa bir şeyler koyup üzerine bir pul yapıştırmayı
07:54
putting something in an envelope and licking a stamp.
141
474953
3877
hayal etmem bile neredeyse yıllar aldı.
08:00
On the last night,
142
480741
1574
Son gece,
08:02
I gave a big reading at the National Poetry Club.
143
482339
3269
Ulusal Şiir Klubü'nde bir okuma yaptım.
08:06
And at the end of the reading,
144
486342
1947
Okumanın sonunda,
08:08
Katharine Kidde of Kidde, Hoyt & Picard Literary Agency,
145
488313
4303
Kidde, Hoyt & Picard Edebiyat Ajansı'ndan Katharine Kidde,
08:12
walked straight up to me and shook my hand
146
492640
2587
direkt bana doğru geldi ve elimi sıktı
08:15
and offered me representation, like, on the spot.
147
495251
3178
ve bana, o an, orada, temsilcim olmayı önerdi.
08:20
I stood there and I kind of went deaf.
148
500558
2987
Orada öyle durdum, sanki onu duymuyordum.
08:23
Has this ever happened to you?
149
503569
1586
Böyle bir şey hiç sizin başınıza geldi mi?
08:25
And I almost started crying
150
505703
2112
Neredeyse ağlayacaktım,
08:27
because all the people in the room were dressed so beautifully,
151
507839
3925
çünkü odadaki herkes çok güzel ve özenliydi.
08:31
and all that came out of my mouth was:
152
511788
3153
Benim ağzımdan sadece şu çıkabildi:
08:34
"I don't know. I have to think about it."
153
514965
3110
"Bilmiyorum, düşünmem lazım."
08:38
And she said, "OK, then," and walked away.
154
518805
4292
"Tamam o zaman" dedi ve gitti.
08:44
All those open hands out to me, that small, sad stone in my throat ...
155
524884
6519
Tüm önümde açılan kapılar ve boğazımdaki o küçük, hüzünlü yumru...
08:51
You see, I'm trying to tell you something about people like me.
156
531427
3938
Anlıyor musunuz, size benim gibi insanlar ile ilgili bir şey anlatmaya çalışıyorum.
08:55
Misfit people -- we don't always know how to hope or say yes
157
535389
4053
Uyumsuz insanlar ---bizler çoğu zaman nasıl umut edeceğimizi
veya nasıl evet diyeceğimizi
08:59
or choose the big thing,
158
539466
1611
veya o büyük şeyi seçeceğimizi bilemiyoruz,
09:01
even when it's right in front of us.
159
541101
2146
o şey gözümüzün önünde olsa bile.
09:03
It's a shame we carry.
160
543271
1619
Bu bizim taşıdığımız bir nevi utanç.
09:04
It's the shame of wanting something good.
161
544914
1991
İyi bir şey istiyor olmanın utancı.
09:06
It's the shame of feeling something good.
162
546929
1992
İyi bir şey hissediyor olmanın utancı.
09:08
It's the shame of not really believing we deserve to be in the room
163
548945
4382
Hayranlık duyduğumuz insanlarla, bu odada olmayı
gerçekten hak ettiğimize inanmıyor olmanın utancı.
09:13
with the people we admire.
164
553351
2117
09:16
If I could, I'd go back and I'd coach myself.
165
556472
2926
Eğer mümkün olsa, geçmişe dönüp kendime,
bana yardım eden 50'nin üzerindeki o kadınlar gibi yardım ederdim.
09:19
I'd be exactly like those over-50-year-old women who helped me.
166
559422
4343
Kendime, bir şeyleri nasıl isteyebileceğimi öğretirdim,
09:23
I'd teach myself how to want things,
167
563789
1901
09:25
how to stand up, how to ask for them.
168
565714
2340
nasıl sağlam durulacağını, nasıl istenebileceğini.
09:28
I'd say, "You! Yeah, you! You belong in the room, too."
169
568078
4306
Derdim ki, "Sen! Evet, sen! Sen de bu odaya aitsin."
09:32
The radiance falls on all of us,
170
572408
2272
Her birimiz ışıltılıyız
09:34
and we are nothing without each other.
171
574704
2911
ve birbirimiz olmadan hiçbir şeyiz.
Peki ben ne yaptım? Oregon'a uçtum,
09:39
Instead, I flew back to Oregon,
172
579041
3272
09:42
and as I watched the evergreens and rain come back into view,
173
582337
5692
ve Evergreeen (bir dizi) izlerken yağmur yağmaya başladı.
Uçaktan aldığım bir sürü küçük
09:48
I just drank many tiny bottles of airplane "feel sorry for yourself."
174
588053
4292
"kendime acıyorum" şişelerinden içerken,
09:53
I thought about how, if I was a writer, I was some kind of misfit writer.
175
593491
4842
bir yazar olsaydım, nasıl uyumsuz bir yazar
olacağımı düşündüm.
09:59
What I'm saying is,
176
599244
1159
Demek istediğim,
Oregon'a, bir kitap anlaşması ayarlamadan döndüm,
10:00
I flew back to Oregon without a book deal,
177
600427
2004
10:02
without an agent,
178
602455
1151
bir ajansla anlaşmadan,
10:03
and with only a headful and heart-ful of memories
179
603630
2485
kafam ve kalbim anılarla dolu döndüm,
10:06
of having sat so near
180
606139
3148
çok güzel yazarlara, bu kadar yakın durabilmiş olmanın hatıralarıyla.
10:09
the beautiful writers.
181
609311
2270
10:12
Memory was the only prize I allowed myself.
182
612278
3406
Hatıralar, kendime izin verdiğim tek ödülümdü.
Ve yine, evimde, karanlıkta,
10:17
And yet, at home in the dark,
183
617175
3129
iç çamaşırlarımla oturduğumda,
10:21
back in my underwear,
184
621272
1563
10:23
I could still hear their voices.
185
623788
1730
hâlâ onların seslerini duyabiliyordum.
10:26
They said, "Don't listen to anyone who tries to get you to shut up
186
626264
4041
Dediler ki, "Seni susturmayı isteyen kimseye kulak asma
10:30
or change your story."
187
630329
1551
ya da hikâyeni değiştirmeni isteyen."
10:32
They said, "Give voice to the story only you know how to tell."
188
632861
3679
Dediler ki, "Sadece senin nasıl anlatılacağını bildiğin
o hikâyeye ses ver."
10:36
They said, "Sometimes telling the story
189
636564
2430
Dediler ki: "Bazen hikâyeyi anlatmak
10:39
is the thing that saves your life."
190
639018
3046
hayatını kurtaran şey hâline gelir."
10:43
Now I am, as you can see, the woman over 50.
191
643703
3690
Şimdi ben, gördüğünüz gibi, 50'nin üzerindeki o kadınım.
10:48
And I'm a writer.
192
648278
1175
Ve bir yazarım.
10:50
And I'm a mother.
193
650516
1227
Ve bir anneyim.
10:52
And I became a teacher.
194
652441
1537
Ve bir öğretmen oldum.
10:54
Guess who my favorite students are.
195
654970
1881
Tahmin edin, en sevdiğim öğrencilerim hangileri.
O rüya mektubun posta kutuma
10:58
Although it didn't happen the day
196
658604
1628
11:00
that dream letter came through my mailbox,
197
660256
2254
geldiği gün olmasa da,
11:02
I did write a memoir,
198
662534
1673
bir biyografi yazdım,
11:04
called "The Chronology of Water."
199
664231
1833
"Suyun Kronolojisi" adında.
11:06
In it are the stories of how many times I've had to reinvent a self
200
666889
4699
İçerisinde kendimi tekrar tekrar yeniden keşfedişimin hikâyeleri var,
11:11
from the ruins of my choices,
201
671612
2404
seçimlerimin yarattığı harabelerin içerisinden çıkışım,
11:14
the stories of how my seeming failures were really just weird-ass portals
202
674575
5410
başarısızlık gibi görünen şeylerin nasıl güzel bir şeylere
açılan garip kapılar olduğunun hikâyeleri.
11:20
to something beautiful.
203
680009
1522
11:22
All I had to do was give voice to the story.
204
682309
3452
Tek yapmam gereken, hikâyeyi seslendirmek oldu.
11:27
There's a myth in most cultures about following your dreams.
205
687552
4246
Birçok kültürde, hayallerinin peşinden gitmekle ilgili söylenler vardır.
11:32
It's called the hero's journey.
206
692664
1721
Buna kahramanın yolculuğu denir.
11:35
But I prefer a different myth,
207
695679
1824
Ben farklı bir söyleni tercih ediyorum,
11:37
that's slightly to the side of that
208
697527
1779
bunun biraz kıyısında kalmış
11:39
or underneath it.
209
699330
1157
bir söylen.
Buna uyumsuzun söyleni deniyor.
11:41
It's called the misfit's myth.
210
701089
1852
11:43
And it goes like this:
211
703763
1265
Ve şu şekilde devam ediyor:
11:45
even at the moment of your failure,
212
705623
2255
Başarısız olduğun anda bile,
11:47
right then, you are beautiful.
213
707902
2578
o anda bile, sen güzelsin.
11:51
You don't know it yet,
214
711585
1152
Bunu henüz bilmiyorsun,
11:52
but you have the ability to reinvent yourself
215
712761
3177
ancak kendini her zaman yeniden bulma yeteneğine sahipsin,
11:55
endlessly.
216
715962
1198
sonsuz olarak.
11:57
That's your beauty.
217
717184
1594
Güzelliğin burada.
11:59
You can be a drunk,
218
719694
1516
Sarhoş olabilirsin,
12:01
you can be a survivor of abuse,
219
721234
2349
kötü bir muameleye maruz kalmış olabilirsin,
12:03
you can be an ex-con,
220
723607
1436
sabıkalı olabiirsin,
evsiz olabilirsin,
12:05
you can be a homeless person,
221
725067
1498
12:06
you can lose all your money or your job or your husband
222
726589
3278
tüm paranı kaybetmiş olabilirsin veya işini, kocanı veya karını
12:09
or your wife, or the worst thing of all,
223
729891
2414
ya da en kötüsü,
12:12
a child.
224
732329
1150
çocuğunu.
12:13
You can even lose your marbles.
225
733864
2053
Kafayı yemiş bile olabilirsin.
12:15
You can be standing dead center in the middle of your failure
226
735941
4069
Başarısızlığının ortasında ölü gibi asılı kalmış olabilirsin
12:20
and still, I'm only here to tell you,
227
740034
2878
ve buna rağmen, şunu söylemek için buradayım:
12:22
you are so beautiful.
228
742936
2113
Çok güzelsin.
12:25
Your story deserves to be heard,
229
745073
2299
Hikâyen, duyulmayı hak ediyor,
12:27
because you, you rare and phenomenal misfit,
230
747396
4273
çünkü sen, sen az bulunur ve harikulade uyumsuz,
12:31
you new species,
231
751693
2256
sen yeni bir tür,
12:34
are the only one in the room
232
754568
1969
sen odadaki tek kişisin,
12:36
who can tell the story
233
756561
1616
hikâyeyi senin anlattığın gibi
12:38
the way only you would.
234
758201
2408
anlatabilecek tek kişi.
12:41
And I'd be listening.
235
761710
1510
Ve ben dinliyor olacağım.
12:44
Thank you.
236
764863
1176
Teşekkürler.
(Alkışlar)
12:46
(Applause)
237
766063
11360
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7