What separates us from chimpanzees? | Jane Goodall

Jane Goodall'dan bizi insansı maymunlardan ayıranın ne olduğu üzerine

521,185 views

2007-05-16 ・ TED


New videos

What separates us from chimpanzees? | Jane Goodall

Jane Goodall'dan bizi insansı maymunlardan ayıranın ne olduğu üzerine

521,185 views ・ 2007-05-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cagla Taskin Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:26
Good morning everyone. First of all, it's been fantastic
0
26000
4000
Herkese günaydın. Kendimi- öncelikle son birkaç
00:30
being here over these past few days.
1
30000
3000
gündür burada olmak muhteşemdi.
00:33
And secondly, I feel it's a great honor to kind of wind up
2
33000
4000
İkinci olarak, bu olağanüstü insan topluluğunu,
00:37
this extraordinary gathering of people,
3
37000
2000
yapılan bu inanılmaz konuşmaları,
00:39
these amazing talks that we've had.
4
39000
3000
bir nevi sonuçlandırmak büyük bir onur.
00:42
I feel that I've fitted in, in many ways,
5
42000
3000
Duyduğum bazı şeylere birçok yönden
00:45
to some of the things that I've heard.
6
45000
3000
uyum sağladığımı hissediyorum.
00:48
I came directly here
7
48000
4000
Şöyle başladım- buraya doğrudan Ekvador'daki
00:52
from the deep, deep tropical rainforest in Ecuador,
8
52000
4000
yoğun tropik yağmur ormanından geldim- oraya sadece
00:57
where I was out -- you could only get there by a plane --
9
57000
3000
uçakla gidebiliyordunuz- yüzlerinde boyalar ve
01:00
with indigenous people with paint on their faces
10
60000
3000
başlıklarında papağan tüyleri olan
01:04
and parrot feathers on their headdresses,
11
64000
2000
yerel halkla beraberdim.
01:06
where these people are fighting to try and keep the oil companies,
12
66000
5000
İnsanların petrol şirketlerini ve sokakları, ormanlarından
01:11
and keep the roads, out of their forests.
13
71000
4000
uzak tutmak için çabaladıkları yerdeydim.
01:15
They're fighting to develop their own way of living within the forest
14
75000
4000
Temiz, kirletilmemiş bir dünyada, ormanın içerisinde
01:19
in a world that's clean, a world that isn't contaminated,
15
79000
3000
kendi yaşam şekillerini oluşturmak
01:22
a world that isn't polluted.
16
82000
3000
için mücadele ediyorlar.
01:25
And what was so amazing to me, and what fits right in
17
85000
3000
Bana büyüleyici gelen ve burada TED'de konuştuklarımızla
01:28
with what we're all talking about here at TED,
18
88000
3000
birebir uyan şey şu ki,
01:31
is that there, right in the middle of this rainforest,
19
91000
3000
bu yağmur ormanının tam ortasında bazı güneş panelleri vardı-
01:34
was some solar panels -- the first in that part of Ecuador --
20
94000
4000
Ekvador'un o bölgesinde ilk- ve bu esasen pompayla
01:39
and that was mainly to bring water up by pump
21
99000
3000
yukarıya su çıkarmak içindi,
01:42
so that the women wouldn't have to go down.
22
102000
2000
böylece kadınlar aşağı inmek zorunda kalmayacaktı.
01:44
The water was cleaned, but because they got a lot of batteries,
23
104000
3000
Su temizlenmişti; birçok bataryaları olduğu için
01:47
they were able to store a lot of electricity.
24
107000
3000
çok fazla elektrik depolayabilmişlerdi.
01:50
So every house -- and there were, I think, eight houses
25
110000
2000
Bütün evler- ve sanırım bu küçük toplulukta
01:52
in this little community -- could have light
26
112000
3000
sekiz ev vardı- her akşam yaklaşık yarım saatliğine
01:55
for, I think it was about half an hour each evening.
27
115000
2000
ışığa sahip olabiliyordu.
01:58
And there is the Chief, in all his regal finery, with a laptop computer.
28
118000
6000
Ve bir de krallara yakışır şıklığı içinde, dizüstü bilgisayarıyla Şef vardı.
02:04
(Laughter)
29
124000
2000
(Gülüşmeler)
02:06
And this man, he has been outside, but he's gone back,
30
126000
5000
Ve bu adam, dışardaymış; ama geri dönmüş,
02:11
and he was saying, "You know, we have suddenly jumped into
31
131000
6000
diyordu ki, "Bilirsiniz, birden yepyeni bir çağa atladık ve
02:17
a whole new era, and we didn't even know about the white man
32
137000
4000
50 sene önce beyaz adamdan haberimiz bile yoktu,
02:21
50 years ago, and now here we are with laptop computers,
33
141000
3000
şimdi ise dizüstü bilgisayarlarlayız,
02:24
and there are some things we want to learn from the modern world.
34
144000
3000
ve modern dünyadan öğrenmek istediğimiz bazı şeyler var.
02:27
We want to know about health care.
35
147000
3000
Sağlık hizmetlerini öğrenmek istiyoruz.
02:30
We want to know about what other people do -- we're interested in it.
36
150000
4000
Başka insanların ne yaptığını öğrenmek istiyoruz- bununla ilgileniyoruz.
02:34
And we want to learn other languages.
37
154000
2000
Ve başka diller öğrenmek istiyoruz.
02:36
We want to know English and French and perhaps Chinese,
38
156000
4000
İngilizce, Fransızca ve belki de Çince bilmek istiyoruz,
02:40
and we're good at languages."
39
160000
2000
ve dil konusunda iyiyizdir."
02:42
So there he is with his little laptop computer,
40
162000
4000
İşte orada küçük dizüstü bilgisayarıyla birlikte,
02:46
but fighting against the might of the pressures --
41
166000
4000
ama baskıların gücüne karşı koyuyor-
02:50
because of the debt, the foreign debt of Ecuador --
42
170000
3000
Ekvador'un dış borçlarından kaynaklanan baskı-
02:53
fighting the pressure of World Bank, IMF, and of course
43
173000
4000
Dünya Bankası, IMF ve tabii ki ormanları sömürüp
02:57
the people who want to exploit the forests and take out the oil.
44
177000
4000
petrol çıkarmak isteyen insanların baskısına karşı koyuyor.
03:02
And so, coming directly from there to here.
45
182000
4000
Ve doğrudan oradan buraya geliyorum.
03:06
But, of course, my real field of expertise
46
186000
3000
Ama, tabii, benim gerçek uzmanlık alanım
03:09
lies in an even different kind of civilization --
47
189000
4000
daha da başka bir medeniyet türünde.
03:13
I can't really call it a civilization.
48
193000
3000
Ona gerçekten bir medeniyet diyemem.
03:16
A different way of life, a different being.
49
196000
3000
Başka bir yaşam şekli, başka bir var oluş.
03:20
We've talked earlier -- this wonderful talk by Wade Davis
50
200000
5000
Daha önce konuşmuştuk- Wade Davis'in dünyadaki farklı
03:25
about the different cultures of the humans around the world --
51
205000
3000
kültürler ve insanlar hakkındaki harika konuşması-
03:28
but the world is not composed only of human beings;
52
208000
5000
ama dünya sadece insanoğlundan oluşmuyor,
03:33
there are also other animal beings.
53
213000
2000
başka hayvanlar da var.
03:35
And I propose to bring into this TED conference,
54
215000
3000
Ve ben de, dünyanın farklı yerlerinde hep yaptığım gibi,
03:38
as I always do around the world, the voice of the animal kingdom.
55
218000
4000
bu TED konferansına hayvan krallığının sesini getirmeyi teklif ediyorum.
03:42
Too often we just see a few slides, or a bit of film,
56
222000
3000
Sıklıkla sadece birkaç slayt ya da bir filmin parçasını görürüz; ama
03:45
but these beings have voices that mean something.
57
225000
3000
bu varlıkların bir şey ifade eden sesleri var.
03:48
And so, I want to give you a greeting,
58
228000
2000
Size Tanzanya ormanlarından bir
03:50
as from a chimpanzee in the forests of Tanzania --
59
230000
3000
şempanze gibi selam vermek istiyorum-
03:54
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh!
60
234000
6000
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh!
04:01
(Applause)
61
241000
8000
(Alkış)
04:10
I've been studying chimpanzees in Tanzania since 1960.
62
250000
5000
1960'dan beri Tanzanya'daki şempanzeleri inceliyorum.
04:15
During that time, there have been modern technologies
63
255000
4000
Bu süre zarfında, saha biyologlarının işlerini
04:19
that have really transformed the way
64
259000
2000
yapma şekillerini gerçekten değiştiren
04:21
that field biologists do their work.
65
261000
3000
modern teknolojiler gelişti.
04:24
For example, for the first time, a few years ago,
66
264000
3000
Örneğin, ilk defa, birkaç sene önce,
04:27
by simply collecting little fecal samples
67
267000
3000
sadece küçük dışkı örnekleri toplayarak
04:30
we were able to have them analyzed -- to have DNA profiling done --
68
270000
5000
onları analiz ettirebildik- DNA profili çıkarttırabildik-
04:35
so for the first time, we actually know which male chimps
69
275000
4000
böylece ilk defa, hangi erkek şempanzelerin
04:39
are the fathers of each individual infant.
70
279000
3000
tek tek hangi çocuğun babası olduğunu biliyoruz.
04:42
Because the chimps have a very promiscuous mating society.
71
282000
4000
Çünkü şempanzelerin son derece seçici olmayan bir çiftleşme topluluğu var.
04:46
So this opens up a whole new avenue of research.
72
286000
3000
Bu yepyeni bir araştırma alanı açıyor.
04:49
And we use GSI -- geographic whatever it is, GSI --
73
289000
7000
Ve biz GSI kullanıyoruz- coğrafi her neyse, GSI-
04:56
to determine the range of the chimps.
74
296000
4000
şempanzelerin çeşitliliğini tayin etmek için.
05:00
And we're using -- you can see that I'm not really into this kind of stuff --
75
300000
6000
Bir de şey kullanıyoruz- çok fazla bu tür şeylere ilgi duymadığımı anlayabilirsiniz-
05:06
but we're using satellite imagery
76
306000
3000
ama uydu görüntüleri kullanıyoruz
05:09
to look at the deforestation in the area.
77
309000
3000
bölgedeki orman tahribine bakmak için.
05:12
And of course, there's developments in infrared,
78
312000
3000
Ve tabii ki, kızılötesinde gelişmeler var,
05:15
so you can watch animals at night,
79
315000
2000
böylece hayvanları gece izleyebiliyorsunuz,
05:17
and equipment for recording by video,
80
317000
3000
ve video kaydetmek için ekipman var
05:20
and tape recording is getting lighter and better.
81
320000
3000
ve film kayıtları daha aydınlık ve daha iyi oluyor.
05:23
So in many, many ways, we can do things today
82
323000
3000
Yani, birçok yönden ben 1960'da
05:26
that we couldn't do when I began in 1960.
83
326000
4000
başladığımda yapamadığımız şeyleri bugün yapabiliyoruz.
05:31
Especially when chimpanzees, and other animals
84
331000
3000
Özellikle şempanzeler ve büyük beyinli başka hayvanlar
05:34
with large brains, are studied in captivity,
85
334000
2000
esaret altında incelendiği zaman
05:36
modern technology is helping us to search
86
336000
5000
modern teknoloji, insan olmayan bu hayvanlardaki
05:41
for the upper levels of cognition in some of these non-human animals.
87
341000
4000
daha üst düzey bilişi araştırmamıza yardımcı oluyor.
05:45
So that we know today, they're capable of performances
88
345000
4000
Böylece bugün biliyoruz ki, ben başladığım zaman
05:49
that would have been thought absolutely impossible
89
349000
2000
bilim tarafından tamamen imkansız olduğu düşünülen
05:51
by science when I began.
90
351000
2000
şeyleri yapma kapasitesine sahipler.
05:54
I think the chimpanzee in captivity who is the most skilled
91
354000
4000
Bence esaret altındaki şempanzelerden
05:58
in intellectual performance is one called Ai in Japan --
92
358000
4000
zihinsel performansta en yeteneklisi Japonya'daki Ai
06:02
her name means love --
93
362000
2000
isminin anlamı aşk-
06:04
and she has a wonderfully sensitive partner working with her.
94
364000
4000
ve onunla birlikte çalışan mükemmel derecede duyarlı bir partneri var.
06:08
She loves her computer --
95
368000
2000
Bilgisayarını çok seviyor-
06:10
she'll leave her big group, and her running water,
96
370000
3000
büyük grubunu, akan suyunu, ağaçlarını
06:13
and her trees and everything.
97
373000
2000
her şeyi bırakır
06:15
And she'll come in to sit at this computer --
98
375000
2000
ve bu bilgisayarın başına oturmak için gelir-
06:17
it's like a video game for a kid; she's hooked.
99
377000
2000
bir çocuk için bilgisayar oyunu nasılsa öyle, takılmış durumda.
06:19
She's 28, by the way, and she does things with her computer screen
100
379000
4000
Bu arada 28 yaşında, ve bilgisayar ekranı ve dokunmatik ekranla
06:23
and a touch pad that she can do faster than most humans.
101
383000
6000
çoğu insanın yapacağından daha hızlı şeyler yapıyor.
06:29
She does very complex tasks, and I haven't got time to go into them,
102
389000
5000
Çok karmaşık işlemler yapıyor, ve bunlara girmeye zamanım yok,
06:34
but the amazing thing about this female is
103
394000
2000
ama bu dişinin büyüleyici yönü şu ki,
06:36
she doesn't like making mistakes.
104
396000
4000
hata yapmayı sevmiyor.
06:40
If she has a bad run, and her score isn't good,
105
400000
3000
Eğer serisi kötüyse ve puanı iyi değilse,
06:43
she'll come and reach up and tap on the glass --
106
403000
2000
gelir ve uzanıp cama tıklar-
06:45
because she can't see the experimenter --
107
405000
2000
çünkü bir kere daha yapmasını isteyen
06:47
which is asking to have another go.
108
407000
3000
deneyciyi göremiyor.
06:50
And her concentration -- she's already concentrated hard
109
410000
3000
Ve konsantrasyonu- zaten 20 dakikadır
06:53
for 20 minutes or so, and now she wants to do it all over again,
110
413000
4000
yoğun bir şekilde konsantre olmuştu, ve şimdi hepsini baştan yapmak istiyor,
06:57
just for the satisfaction of having done it better.
111
417000
3000
sadece daha iyi yapmış olmanın memnuniyeti için.
07:00
And the food is not important -- she does get a tiny reward,
112
420000
3000
Ve yiyecek önemli değil- küçük bir ödül alıyor,
07:03
like one raisin for a correct response --
113
423000
3000
her doğru cevap için bir kuru üzüm gibi-
07:06
but she will do it for nothing, if you tell her beforehand.
114
426000
4000
ama ona önceden söylerseniz karşılıksız da yapar.
07:10
So here we are, a chimpanzee using a computer.
115
430000
5000
İşte böyle, bilgisayar kullanan bir şempanze.
07:15
Chimpanzees, gorillas, orangutans also learn human sign language.
116
435000
4000
Şempanzeler, goriller, orangutanlar insan işaret dilini de öğreniyor.
07:19
But the point is that when I was first in Gombe in 1960 --
117
439000
5000
Ama mesele şu ki ben 1960'da ilk defa Gombe'deyken-
07:24
I remember so well, so vividly, as though it was yesterday --
118
444000
4000
çok iyi, çok canlı hatırlıyorum, sanki dün gibi-
07:28
the first time, when I was going through the vegetation,
119
448000
3000
ilk seferinde, bitki örtüsünden geçerken,
07:31
the chimpanzees were still running away from me, for the most part,
120
451000
3000
şempanzelerin çoğu hala benden kaçıyordu,
07:34
although some were a little bit acclimatized --
121
454000
4000
gerçi bazıları biraz alışmıştı-
07:38
and I saw this dark shape, hunched over a termite mound,
122
458000
4000
ve beyaz karınca yığının üzerinde kambur duran büyük, karanlık bir şekil gördüm
07:42
and I peered with my binoculars.
123
462000
2000
ve dürbünümle ona baktım.
07:44
It was, fortunately, one adult male whom I'd named David Greybeard --
124
464000
5000
O, neyse ki, David Greybeard adını verdiğim bir yetişkin erkekti-
07:49
and by the way, science at that time was telling me that I shouldn't name the chimps;
125
469000
3000
ve bu arada, o zamanlar bilim bana şempanzelere isim vermemem gerektiğini söylüyordu
07:52
they should all have numbers; that was more scientific.
126
472000
2000
hepsinin numaraları olmalıydı, bu daha bilimseldi.
07:54
Anyway, David Greybeard -- and I saw that
127
474000
3000
Her neyse, David Greybeard- ve gördüm ki
07:57
he was picking little pieces of grass and using them
128
477000
4000
küçük çimen parçaları koparıp onları
08:01
to fish termites from their underground nest.
129
481000
3000
yeraltındaki yuvalarından beyaz karıncalar avlamak için kullanıyordu.
08:04
And not only that -- he would sometimes pick a leafy twig
130
484000
3000
Ve sadece bu da değil- bazen de yaprakla kaplı bir dal alıp
08:07
and strip the leaves --
131
487000
2000
yaprakları soyuyordu.
08:09
modifying an object to make it suitable for a specific purpose --
132
489000
3000
Belirli bir amaca uygun hale getirmek için bir nesneyi değiştirmek-
08:12
the beginning of tool-making.
133
492000
2000
alet yapmanın başlangıcı.
08:15
The reason this was so exciting and such a breakthrough
134
495000
2000
Bunun bu kadar heyecan verici ve bu kadar büyük bir atılım
08:17
is at that time, it was thought that humans,
135
497000
3000
olmasının sebebi, o zamanlar sadece ve sadece
08:20
and only humans, used and made tools.
136
500000
3000
insanların alet yapıp kullandıklarının düşünülmesiydi.
08:23
When I was at school, we were defined as man, the toolmaker.
137
503000
4000
Ben okuldayken, biz insanoğlu, alet yapanlar olarak tanımlanıyorduk.
08:27
So that when Louis Leakey, my mentor, heard this news,
138
507000
4000
Bu yüzden Louis Leakey, akıl hocam, bu haberi duyduğunda
08:31
he said, "Ah, we must now redefine 'man,' redefine 'tool,'
139
511000
3000
"Ah, şimdi insanoğlunu, aleti yeniden tanımlamalı ya da
08:34
or accept chimpanzees as humans."
140
514000
3000
şempanzeleri insan kabul etmeliyiz." dedi.
08:37
(Laughter)
141
517000
2000
(Gülüşmeler)
08:39
We now know that at Gombe alone, there are nine different ways
142
519000
4000
Biliyoruz ki yalnızca Gombe'da, şempanzeler farklı nesneleri
08:43
in which chimpanzees use different objects for different purposes.
143
523000
3000
farklı amaçlar için dokuz farklı şekilde kullanıyorlar.
08:47
Moreover, we know that in different parts of Africa,
144
527000
2000
Dahası, biliyoruz ki, şempanzelerin incelendiği
08:49
wherever chimps have been studied,
145
529000
2000
Afrika'nın farklı yerlerinde, tamamen farklı
08:51
there are completely different tool-using behaviors.
146
531000
5000
alet kullanma adetleri var.
08:56
And because it seems that these patterns are passed
147
536000
3000
Ve bu örüntüler bir nesilden diğerine gözlem, taklit
08:59
from one generation to the next, through observation,
148
539000
3000
ve alıştırma yoluyla geçiyor gibi gözüktüğü için-
09:02
imitation and practice -- that is a definition of human culture.
149
542000
5000
bu insan kültürünün bir tanımı.
09:07
What we find is that over these 40-odd years
150
547000
4000
Başkalarının ve benim 40 yılın üzerinde şempanzeler
09:11
that I and others have been studying chimpanzees
151
551000
3000
ve başka büyük insansı maymunlar, ve benim deyişimle, karmaşık beyinli
09:14
and the other great apes, and, as I say, other mammals
152
554000
3000
ve sosyal sistemli memeliler üzerinde yaptığımız
09:17
with complex brains and social systems,
153
557000
3000
araştırmalarda bulduğumuz şey,
09:20
we have found that after all, there isn't a sharp line
154
560000
4000
insanları hayvan krallığının geri kalanından
09:24
dividing humans from the rest of the animal kingdom.
155
564000
3000
ayıran çok da keskin bir çizgi olmadığı.
09:27
It's a very wuzzy line.
156
567000
2000
O çok belirsiz bir çizgi.
09:29
It's getting wuzzier all the time as we find animals doing things
157
569000
3000
Bizim cehalet içinde insana özgü sandığımız şeyleri
09:32
that we, in our arrogance, used to think was just human.
158
572000
5000
yapan hayvanlar olduğunu gördükçe daha da belirsizleşiyor.
09:37
The chimps -- there's no time to discuss their fascinating lives --
159
577000
4000
Şempanzeler- onların büyüleyici hayatlarını konuşacak kadar vaktimiz yok-
09:41
but they have this long childhood, five years
160
581000
3000
ama beş sene boyunca annelerini emdikleri ve onunla uyudukları
09:44
of suckling and sleeping with the mother,
161
584000
2000
uzun bir çocukluk dönemleri var,
09:46
and then another three, four or five years
162
586000
2000
ve sonra da üç, dört, beş senelik anneye
09:48
of emotional dependence on her, even when the next child is born.
163
588000
5000
duygusal bağımlılık dönemleri var, bir sonraki çocuk doğduğunda bile.
09:53
The importance of learning in that time, when behavior is flexible --
164
593000
3000
O dönemde, davranış biçimlendirilebilirken öğrenmenin önemi-
09:56
and there's an awful lot to learn in chimpanzee society.
165
596000
4000
ve şempanze topluluğunda öğrenecek çok fazla şey var.
10:00
The long-term affectionate supportive bonds
166
600000
3000
Uzun dönemli şefkat, bu uzun çocukluk dönemi
10:03
that develop throughout this long childhood with the mother,
167
603000
3000
boyunca anneyle, kardeşlerle olan destekleyici
10:06
with the brothers and sisters,
168
606000
2000
bağları kuvvetlendiriyor ki,
10:08
and which can last through a lifetime,
169
608000
3000
bu 60 seneye varabilen
10:11
which may be up to 60 years.
170
611000
2000
ömürleri boyunca devam ediyor.
10:13
They can actually live longer than 60 in captivity,
171
613000
3000
Aslında esaret altında 60 seneden uzun yaşayabiliyorlar,
10:16
so we've only done 40 years in the wild so far.
172
616000
3000
biz doğal ortamlarında şimdiye kadar sadece 40 sene inceledik.
10:19
And we find chimps are capable of true compassion and altruism.
173
619000
5000
Ve şempanzelerin gerçek şefkat ve fedakarlığa muktedir olduklarını keşfediyoruz.
10:25
We find in their non-verbal communication -- this is very rich --
174
625000
4000
Sözlü olmayan iletişimlerinde- ki bu çok zengin-
10:29
they have a lot of sounds, which they use in different circumstances,
175
629000
5000
farklı durumlarda kullandıkları birçok ses olduğunu keşfediyoruz,
10:34
but they also use touch, posture, gesture,
176
634000
2000
ama aynı zamanda dokunuyorlar, duruş alıyorlar, hareketler yapıyorlar,
10:36
and what do they do?
177
636000
2000
ve ne yapıyorlar?
10:38
They kiss; they embrace; they hold hands.
178
638000
2000
Öpüşüyorlar, sarılıyorlar, el ele tutuşuyorlar.
10:40
They pat one another on the back; they swagger; they shake their fist --
179
640000
3000
Birbirlerinin sırtını sıvazlıyorlar, kabadayılık taslıyorlar, yumruklarını sallıyorlar-
10:43
the kind of things that we do,
180
643000
3000
bizim yaptığımız türden şeyler-
10:46
and they do them in the same kind of context.
181
646000
2000
ve bunları aynı türden bağlamda yapıyorlar.
10:49
They have very sophisticated cooperation.
182
649000
2000
Çok gelişmiş bir işbirlikleri var.
10:51
Sometimes they hunt -- not that often,
183
651000
3000
Bazen avlanıyorlar- o kadar sık değil,
10:54
but when they hunt, they show sophisticated cooperation,
184
654000
3000
ama avlandıkları zaman gelişmiş bir işbirliği gösteriyorlar,
10:57
and they share the prey.
185
657000
2000
ve avı paylaşıyorlar.
11:00
We find that they show emotions, similar to -- maybe sometimes the same --
186
660000
6000
Bizdeki mutluluk, üzüntü, korku, umutsuzluğa benzer-
11:06
as those that we describe in ourselves as happiness, sadness, fear, despair.
187
666000
5000
belki bazen aynı şekilde- duygular gösteriyorlar.
11:11
They know mental as well as physical suffering.
188
671000
2000
Fiziksel acının yanında zihinsel acıyı da biliyorlar.
11:13
And I don't have time to go into the information
189
673000
3000
Ve bu şeylerden bazılarını size ispatlayacak
11:16
that will prove some of these things to you,
190
676000
2000
bilgilerden bahsetmeye zamanım yok,
11:18
save to say that there are very bright students, in the best universities,
191
678000
4000
şunu söyleyebilirim ki, en iyi üniversitelerde hayvanlarda duyguyu,
11:22
studying emotions in animals, studying personalities in animals.
192
682000
4000
kişiliği araştıran çok zeki öğrenciler var.
11:26
We know that chimpanzees and some other creatures
193
686000
3000
Şempanzelerin ve bazı başka yaratıkların kendilerini
11:29
can recognize themselves in mirrors -- "self" as opposed to "other."
194
689000
5000
aynada tanıyabildiklerini biliyoruz- başkasının karşıtı olarak kendileri.
11:34
They have a sense of humor, and these are the kind of things
195
694000
4000
Mizah anlayışları var, ve bunlar önceden
11:38
which traditionally have been thought of as human prerogatives.
196
698000
6000
insanların ayrıcalıkları olarak düşünülen şeylerdi.
11:44
But this teaches us a new respect -- and it's a new respect
197
704000
5000
Ama bu bize yeni bir itibarı öğretiyor- ve bu yeni itibar
11:49
not only for the chimpanzees, I suggest,
198
709000
3000
sadece şempanzeler için değil, ileri sürüyorum ki
11:52
but some of the other amazing animals with whom we share this planet.
199
712000
4000
bu gezegeni paylatığımız bazı başka inanılmaz hayvanlar için de geçerli.
11:56
Once we're prepared to admit that after all,
200
716000
3000
Bir kez sadece bizim kişilikleri, zihinleri,
11:59
we're not the only beings with personalities, minds
201
719000
3000
hisleri olan varlıklar olmadığımızı
12:02
and above all feelings, and then we start to think
202
722000
2000
kabul etmeye hazır olduğumuzda, bu gezegendeki
12:04
about ways we use and abuse
203
724000
2000
başka birçok duygulu, zeki varlığı nasıl
12:06
so many other sentient, sapient creatures on this planet,
204
726000
6000
kötüye kullandığımızı düşünmeye başlıyoruz ve
12:12
it really gives cause for deep shame, at least for me.
205
732000
5000
bu gerçekten derin bir utanç duygusuna neden olyuor, en azından benim için.
12:19
So, the sad thing is that these chimpanzees --
206
739000
4000
Ve üzücü olan şey şu ki, bu şempanzeler-
12:23
who've perhaps taught us, more than any other creature, a little humility --
207
743000
4000
ki onlar belki de bize başka herhangi bir yaratıktan daha fazla alçakgönüllülük öğretti-
12:27
are in the wild, disappearing very fast.
208
747000
3000
vahşi doğada hızla yok oluyor.
12:30
They're disappearing for the reasons
209
750000
2000
Bu odadaki herkesin çok iyi bildiği
12:32
that all of you in this room know only too well.
210
752000
3000
sebeplerden dolayı yok oluyorlar.
12:35
The deforestation, the growth of human populations, needing more land.
211
755000
5000
Ormanların tahrip olması, daha fazla toğrağa ihtiyaç duyan insan nufüsunun büyümesi.
12:40
They're disappearing because some timber companies
212
760000
3000
Bazı kereste şirketleri tıraşlama kesime
12:43
go in with clear-cutting.
213
763000
2000
meraklı oldukarı için yok oluyorlar.
12:45
They're disappearing in the heart of their range in Africa
214
765000
4000
Afrika'da kendi alanlarının tam ortasında yok oluyorlar
12:49
because the big multinational logging companies have come in and made roads --
215
769000
5000
çünkü büyük çokuluslu tomruk fabrikaları gelip yollar yaptı-
12:54
as they want to do in Ecuador
216
774000
2000
Ekvador'da ve ormanların el değmemiş
12:56
and other parts where the forests remain untouched --
217
776000
2000
olduğu başka yerlerde yapmak istedikleri gibi-
12:59
to take out oil or timber.
218
779000
4000
petrol ya da kereste çıkarmak için.
13:03
And this has led in Congo basin, and other parts of the world,
219
783000
5000
Ve bu da Kongo havzasında ve dünyanın başka yerlerinde
13:08
to what is known as the bush-meat trade.
220
788000
2000
yabani hayvan eti ticareti olarak bilinen şeye yol açtı.
13:10
This means that although for hundreds, perhaps thousands of years,
221
790000
4000
Bu demek oluyor ki; insanlar yüzlerce, belki de binlerce yıldır
13:14
people have lived in those forests, or whatever habitat it is,
222
794000
4000
o ormanlarda ya da doğal ortamları neyse orada,
13:18
in harmony with their world, just killing the animals they need
223
798000
3000
kendi dünyalarıyla uyum içinde yaşamış ve sadece kendileri ve aileleri
13:21
for themselves and their families --
224
801000
2000
için ihtiyaç duydukları kadar hayvan öldürmüş olsalar da-
13:23
now, suddenly, because of the roads,
225
803000
3000
şimdi, aniden yollar yüzünden,
13:26
the hunters can go in from the towns.
226
806000
2000
avcılar kasabalardan içeri girebiliyor.
13:28
They shoot everything, every single thing that moves
227
808000
3000
Her şeyi vuruyorlar, hareket eden ve küçük bir fareden büyük olan her şeyi,
13:31
that's bigger than a small rat; they sun-dry it or smoke it.
228
811000
5000
ve güneşte kurutuyorlar ya da tütsülüyorlar.
13:36
And now they've got transport; they take it on the logging trucks
229
816000
3000
Ve şimdi taşıma araçları da olduğu için, onları tomruk ya da
13:39
or the mining trucks into the towns where they sell it.
230
819000
4000
maden kamyonlarıyla sattıkları kasabalara taşıyorlar.
13:43
And people will pay more for bush-meat, as it's called,
231
823000
5000
Ve insanlar yabani hayvan etine, söylendiği şekliyle
13:48
than for domestic meat -- it's culturally preferred.
232
828000
3000
evcil etten daha fazla para ödüyorlar- kültürel olarak o tercih ediliyor.
13:51
And it's not sustainable, and the huge logging camps in the forest
233
831000
4000
Bu sürdürülebilir değil, ve ormandaki devasa tomruk birlikleri
13:55
are now demanding meat, so the Pygmy hunters in the Congo basin
234
835000
4000
et talep ediyor, o yüzden yüzlerce yıldır Kongo havzasında muhteşem
13:59
who've lived there with their wonderful way of living
235
839000
4000
yaşam şekillerini sürdürmüş olan Pigme avcıları
14:03
for so many hundreds of years are now corrupted.
236
843000
3000
şu anda yozlaşmış durumda.
14:06
They're given weapons; they shoot for the logging camps; they get money.
237
846000
3000
Onlara silahlar verildi, tomruk birlikleri için ateş edip para alıyorlar.
14:09
Their culture is being destroyed,
238
849000
3000
Bağımlı oldukları hayvanların yanısıra,
14:12
along with the animals upon whom they depend.
239
852000
3000
kültürleri yok ediliyor.
14:15
So, when the logging camp moves, there's nothing left.
240
855000
3000
Ve tomruk birliği yer değiştirdiği zaman, geriye hiçbir şey kalmıyor.
14:18
We talked already about the loss of human cultural diversity,
241
858000
3000
İnsanın kültürel çeşitliliğinin yok oluşu hakkında konuşmuştuk,
14:21
and I've seen it happening with my own eyes.
242
861000
3000
ve bunun oluşunu kendi gözlerimle gördüm.
14:24
And the grim picture in Africa -- I love Africa,
243
864000
4000
Ve Afrika'daki zalim tabloyu da- Afrika'yı seviyorum,
14:28
and what do we see in Africa?
244
868000
2000
ve biz Afrika'da ne görüyoruz?
14:30
We see deforestation;
245
870000
3000
Ormanların tahrip olduğunu görüyoruz,
14:33
we see the desert spreading; we see massive hunger;
246
873000
5000
çölün yayıldığını görüyoruz, kitlesel açlık görüyoruz,
14:38
we see disease and we see population growth in areas
247
878000
4000
hastalık görüyoruz ve nüfusun, insanların yaşadıkları
14:42
where there are more people living on a certain piece of land
248
882000
4000
belli bir toprak parçası üzerinde o toprağın
14:46
than the land can possibly support,
249
886000
2000
kaldırabileceğinden daha fazla arttığını görüyoruz
14:48
and they're too poor to buy food from elsewhere.
250
888000
3000
ve bu insanlar, başka yerden yiyecek almak için çok fakirler.
14:51
Were the people that we heard about yesterday,
251
891000
3000
Dün bahsedilen insanlar, Paskalya Adası'nda
14:54
on the Easter Island, who cut down their last tree -- were they stupid?
252
894000
4000
kalan son ağaçlarını kesen insanlar- onlar aptal mıydı?
14:58
Didn't they know what was happening?
253
898000
2000
Ne olduğunu bilmiyorlar mıydı?
15:00
Of course, but if you've seen the crippling poverty
254
900000
2000
Elbette, ama eğer dünyanın bazı bölgelerindeki
15:02
in some of these parts of the world
255
902000
2000
felce uğratan açlığı görmüşseniz, bu artık bir
15:04
it isn't a question of "Let's leave the tree for tomorrow."
256
904000
3000
"ağacı yarına bırakalım" meselesi değildir.
15:07
"How am I going to feed my family today?
257
907000
2000
"Bugün ailemi nasıl doyuracağım?
15:09
Maybe I can get just a few dollars from this last tree
258
909000
3000
Belki bu son ağaçtan bizi biraz daha idare edecek
15:12
which will keep us going a little bit longer,
259
912000
2000
birkaç dolar alabilirim,
15:14
and then we'll pray that something will happen
260
914000
3000
ve sonra da bizi kaçınılmaz sondan kurtaracak
15:17
to save us from the inevitable end."
261
917000
3000
bir şey olması için dua ederiz."
15:20
So, this is a pretty grim picture.
262
920000
3000
Yani, bu oldukça zalim bir tablo.
15:23
The one thing we have, which makes us so different
263
923000
4000
Sahip olduğumuz tek şey, bizi şempanzelerden ve
15:27
from chimpanzees or other living creatures,
264
927000
2000
diğer yaşayan canlılardan bu kadar farklı kılan,
15:29
is this sophisticated spoken language --
265
929000
3000
bu gelişmiş konuşulan dildir-
15:32
a language with which we can tell children
266
932000
2000
sayesinde çocuklara mevcut olmayan
15:34
about things that aren't here.
267
934000
2000
şeylerden bahsedebileceğimiz bir dil.
15:36
We can talk about the distant past, plan for the distant future,
268
936000
4000
Uzak geçmişten bahsedebilir, uzak geleceği planlayabilir,
15:40
discuss ideas with each other,
269
940000
2000
birbirimizle fikirler tartışabiliriz ki o fikirler
15:42
so that the ideas can grow from the accumulated wisdom of a group.
270
942000
4000
bir grubun birikmiş bilgeliğinden gelişebilsin.
15:46
We can do it by talking to each other;
271
946000
2000
Bunu birbirimizle konuşarak,
15:48
we can do it through video; we can do it through the written word.
272
948000
4000
video aracılığıyla, yazılı sözcükle yapabiliriz.
15:52
And we are abusing this great power we have to be wise stewards,
273
952000
5000
Akıllı hizmetkarlar olmak için sahip olduğumuz bu büyük gücü
15:57
and we're destroying the world.
274
957000
2000
kötüye kullanıyoruz ve dünyayı yok ediyoruz.
15:59
In the developed world, in a way, it's worse,
275
959000
3000
Gelişmiş dünyada bu bir bakıma daha kötü,
16:02
because we have so much access to knowledge
276
962000
3000
çünkü yaptığımız aptallığın bilgisine
16:05
of the stupidity of what we're doing.
277
965000
2000
çok fazla erişimimiz var.
16:07
Do you know, we're bringing little babies
278
967000
3000
Biliyor musunuz, dünyadaki birçok yerde suyun
16:10
into a world where, in many places, the water is poisoning them?
279
970000
5000
zehirlediği küçük bebekler dünyaya getiriyoruz.
16:15
And the air is harming them, and the food that's grown
280
975000
4000
Ve hava onlara zarar veriyor, kirlenmiş
16:19
from the contaminated land is poisoning them.
281
979000
3000
arazide yetişmiş besin onları zehirliyor.
16:22
And that's not just in the far-away developing world; that's everywhere.
282
982000
4000
Ve bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde.
16:26
Do you know we all have about 50 chemicals
283
986000
2000
Biliyor musunuz, vücudumuzda yaklaşık 50 sene önce sahip olmadığımız
16:28
in our bodies we didn't have about 50 years ago?
284
988000
4000
yaklaşık 50 çeşit kimyasal var.
16:32
And so many of these diseases, like asthma
285
992000
4000
Ve astım gibi birçok hastalık ve belirli kanser türleri,
16:36
and certain kinds of cancers, are on the increase
286
996000
3000
bizim kirli zehirli atıklarımızın boşaltıldığı
16:39
around places where our filthy toxic waste is dumped.
287
999000
5000
yerlerde artış gösteriyor.
16:44
We're harming ourselves around the world,
288
1004000
3000
Dünyanın her yerinde kendimize ve aynı zamanda
16:47
as well as harming the animals, as well as harming nature herself --
289
1007000
4000
hayvanlara, doğanın kendisine zarar veriyoruz.
16:51
Mother Nature, that brought us into being;
290
1011000
3000
Bizi var eden Doğa Ana.
16:54
Mother Nature, where I believe we need to spend time,
291
1014000
4000
Zamanımı geçirmemiz gereken yer olduğuna inandığım,
16:58
where there's trees and flowers and birds
292
1018000
2000
bizim fiziksel gelişmemiz için yararlı olan
17:00
for our good psychological development.
293
1020000
3000
ağaçların, çiçeklerin ve kuşların olduğu Doğa Ana.
17:03
And yet, there are hundreds and hundreds of children
294
1023000
3000
Yine de, gelişmiş dünyada, beton içinde büyüdükleri ve
17:06
in the developed world who never see nature,
295
1026000
2000
bütün bildikleri sanal gerçeklik olduğu için
17:08
because they're growing up in concrete
296
1028000
2000
doğayı hiç görmeyen, gidip güneşin altında ya da
17:10
and all they know is virtual reality,
297
1030000
2000
yukarıdaki gölgelikten gelen benekli
17:12
with no opportunity to go and lie in the sun,
298
1032000
4000
güneş zerrelerinin altında yatma
17:16
or in the forest, with the dappled sun-specks
299
1036000
3000
şansı olmadan büyüyen
17:19
coming down from the canopy above.
300
1039000
3000
yüzlerce çocuk var.
17:22
As I was traveling around the world, you know,
301
1042000
3000
Dünyayı dolaşırken, bilirsiniz,
17:25
I had to leave the forest -- that's where I love to be.
302
1045000
3000
ormanı terk etmek zorunda kaldım- orası olmayı sevdiğim yer.
17:28
I had to leave these fascinating chimpanzees
303
1048000
3000
Bu büyüleyici şempanzeleri, öğrencilerimin ve
17:31
for my students and field staff to continue studying
304
1051000
4000
alan ekibimin incelemeye devam etmesi için bırakmak zorunda kaldım
17:35
because, finding they dwindled from about two million
305
1055000
3000
çünkü, sayılarının 100 sene önce 2 milyondan
17:38
100 years ago to about 150,000 now,
306
1058000
4000
bugün 150.000'e azaldığını öğrenince,
17:42
I knew I had to leave the forest to do what I could
307
1062000
3000
dünya çapında farkındalık yaratmak için elimden geleni
17:45
to raise awareness around the world.
308
1065000
2000
yapmak için ormanı terk etmem gerektiğini biliyordum.
17:47
And the more I talked about the chimpanzees' plight,
309
1067000
3000
Ve şempanzelerin kötü durumundan daha fazla bahsettikçe,
17:50
the more I realized the fact that everything's interconnected,
310
1070000
5000
her şeyin birbirine bağlanmış olduğu gerçeğini fark ettim
17:55
and the problems of the developing world
311
1075000
2000
ve gelişmekte olan dünyanın sorunları,
17:57
so often stem from the greed of the developed world,
312
1077000
3000
çoğunlukla gelişmiş dünyanın açgözlülüğünden kaynaklanıyordu ve
18:00
and everything was joining together, and making -- not sense,
313
1080000
5000
her şey bir araya geliyordu, ve- bir anlam değil,
18:05
hope lies in sense, you said -- it's making a nonsense.
314
1085000
4000
umut anlamda yatar, dediniz- anlamsızlık oluşturuyordu.
18:09
How can we do it?
315
1089000
1000
Nasıl yapabiliriz?
18:10
Somebody said that yesterday.
316
1090000
2000
Dün birisi bunu söyledi,
18:12
And as I was traveling around, I kept meeting young people who'd lost hope.
317
1092000
5000
ve ben seyahet ederken, umudunu yitirmiş genç insanlarla tanışıp durdum.
18:17
They were feeling despair,
318
1097000
3000
Umutsuzluk hissediyorlardı,
18:20
they were feeling, "Well, it doesn't matter what we do;
319
1100000
3000
şöyle hissediyorlardı, "Ne yaptığımızın önemi yok,
18:23
eat, drink and be merry, for tomorrow we die.
320
1103000
2000
yiyip, için mutlu oluruz, yarın öleceğimiz için.
18:25
Everything is hopeless -- we're always being told so by the media."
321
1105000
4000
Her şey umutsuz- medya bize her zaman bunu söylüyor."
18:29
And then I met some who were angry,
322
1109000
3000
Bir de kızgın olanlarla tanıştım,
18:32
and anger that can turn to violence,
323
1112000
2000
ve kızgınlık şiddete dönüşebilir,
18:34
and we're all familiar with that.
324
1114000
3000
ve hepimiz buna aşinayız.
18:37
And I have three little grandchildren,
325
1117000
4000
Ve benim üç küçük torunum var,
18:41
and when some of these students would say to me
326
1121000
3000
ve bu öğrencilerden bazıları bana lisede ya da
18:44
at high school or university, they'd say, "We're angry,"
327
1124000
3000
üniversitede "Kızgınız" ya da,
18:47
or "We're filled with despair, because we feel
328
1127000
3000
"Umutsuzlukla doluyuz; çünkü sizin bizim geleceğimizi
18:50
you've compromised our future, and there's nothing we can do about it."
329
1130000
4000
kararlaştırdığınızı ve bu konuda yapacak hiçbir şeyimiz olmadığını hissediyoruz." derdi.
18:54
And I looked in the eyes of my little grandchildren,
330
1134000
2000
Ve küçük torunlarımın gözlerine baktım,
18:56
and think how much we've harmed this planet since I was their age.
331
1136000
4000
ve ben onların yaşında olduğumdan beri bu gezegene ne kadar zarar verdiğimizi düşündüm.
19:00
I feel this deep shame, and that's why in 1991 in Tanzania,
332
1140000
6000
Bu derin utancı hissediyorum, ve bu yüzden 1991'de Tanzanya'da
19:06
I started a program that's called Roots and Shoots.
333
1146000
3000
Roots and Shoots adındaki programı başlattım.
19:09
There's little brochures all around outside,
334
1149000
4000
İçeride her yerde küçük broşürler var,
19:13
and if any of you have anything to do with children and care about their future,
335
1153000
4000
ve eğer herhangi birinizin küçük çocuklarla herhangi bir ilgisi varsa ve onların geleceğini umursuyorsanız,
19:17
I beg that you pick up that brochure.
336
1157000
3000
o broşürü almanız için yalvarıyorum.
19:20
And Roots and Shoots is a program for hope.
337
1160000
4000
Ve Roots and Shoots, umut için bir program.
19:24
Roots make a firm foundation.
338
1164000
2000
Roots (kökler) sıkı bir temel oluşturur.
19:26
Shoots seem tiny,
339
1166000
2000
Shoots (filizler) küçük görünür,
19:28
but to reach the sun they can break through brick walls.
340
1168000
3000
ama güneşe ulaşmak için tuğladan duvarları yıkabilirler.
19:31
See the brick walls as all the problems
341
1171000
2000
Tuğladan duvarları bu gezegenin
19:33
that we've inflicted on this planet.
342
1173000
2000
üzerine yıktığımız bütün sorunlar olarak düşünün.
19:35
Then, you see, it is a message of hope.
343
1175000
4000
O zaman, görürsünüz ki, bu bir umut mesajı.
19:39
Hundreds and thousands of young people around the world
344
1179000
2000
Dünyada yüzlerce ve binlerce genç insan
19:41
can break through, and can make this a better world.
345
1181000
4000
duvarları yıkabilir, burayı daha iyi bir dünya yapabilir.
19:45
And the most important message of Roots and Shoots
346
1185000
3000
Ve Roots and Shoots'un en önemli mesajı,
19:48
is that every single individual makes a difference.
347
1188000
4000
her bir bireyin fark yarattığıdır.
19:52
Every individual has a role to play.
348
1192000
2000
Her bireyin oynayacak bir rolü vardır.
19:54
Every one of us impacts the world around us everyday,
349
1194000
4000
Her birimiz her gün etrafımızdaki dünyayı etkiliyoruz,
19:58
and you scientists know that you can't actually --
350
1198000
3000
ve siz bilim insanları biliyorsunuz ki aslında-
20:01
even if you stay in bed all day, you're breathing oxygen
351
1201000
3000
bütün gün yatakta kalsanız da, oksijen alıp
20:04
and giving out CO2, and probably going to the loo,
352
1204000
4000
CO2 veriyorsunuz, ve muhtemelen tuvalete gidiyorsunuz,
20:08
and things like that --
353
1208000
2000
ve bunun gibi şeyler.
20:10
you're making a difference in the world.
354
1210000
2000
Dünyada bir fark yaratıyorsunuz.
20:12
So, the Roots and Shoots program
355
1212000
3000
Yani, Roots and Shoots programı,
20:15
involves youth in three kinds of projects.
356
1215000
5000
gençleri üç farklı projeye sokuyor.
20:20
And these are projects to make the world around them a better place.
357
1220000
4000
Ve bu projeler, etraflarındaki dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için.
20:24
One project to show care and concern for your own human community.
358
1224000
6000
Kendi beşeri topluluğunuza özen ve ilgi göstermek için bir proje.
20:30
One for animals, including domestic animals -- and I have to say,
359
1230000
4000
Bir tane evcil hayvanlar da dahil hayvanlar için- ve söylemeliyim ki,
20:34
I learned everything I know about animal behavior
360
1234000
2000
Gombe'a ve şempanzelere gitmeden bile önce,
20:36
even before I got to Gombe and the chimps from my dog, Rusty,
361
1236000
4000
hayvan davranışları hakkında bütün bildiklerimi,
20:40
who was my childhood companion.
362
1240000
3000
çocukluk dostum Rusty'den öğrendim.
20:43
And the third kind of project: something for the local environment.
363
1243000
4000
Ve üçüncü tür proje, yerel çevre için bir şey.
20:48
So what the kids do depends first of all, how old are they --
364
1248000
4000
Çocukların ne yaptıkları öncelikle yaşlarına bağlı-
20:52
and we go now from pre-school right through university.
365
1252000
4000
ve şimdi okul öncesinden üniversiteye kadar uzanıyoruz.
20:56
It's going to depend whether they're inner-city or rural.
366
1256000
3000
Şehir içinden mi kırsal kesimden mi olduklarına bağlı.
20:59
It's going to depend if they're wealthy or impoverished.
367
1259000
5000
Varlıklı mı yoksullaştırılmış mı olduklarına bağlı.
21:04
It's going to depend which part, say, of America they're in.
368
1264000
3000
Örneğin, Amerika'nın neresinden olduklarına bağlı.
21:07
We're in every state now, and the problems in Florida
369
1267000
3000
Şu anda bütün eyaletlerdeyiz, ve Florida'daki
21:10
are different from the problems in New York.
370
1270000
2000
sorunlar, New York'takilerden farklı.
21:13
It's going to depend on which country they're in --
371
1273000
2000
Hangi ülkede olduklarına bağlı-
21:15
and we're already in 60-plus countries, with about 5,000 active groups --
372
1275000
6000
ve şimdiden yaklaşık 5.000 aktif grupla, 60'ın üzerinde ülkedeyiz-
21:21
and there are groups all over the place that I keep hearing about
373
1281000
4000
ve daha önce adını bile duymadığım birçok yerde
21:25
that I've never even heard of, because the kids are taking the program
374
1285000
3000
gruplar var, çünkü çocuklar programı öğrenip
21:28
and spreading it themselves.
375
1288000
2000
kendileri yayıyorlar.
21:30
Why?
376
1290000
2000
Neden?
21:32
Because they're buying into it,
377
1292000
2000
Çünkü onda bir pay sahibi oluyorlar,
21:34
and they're the ones who get to decide what they're going to do.
378
1294000
3000
ve ne yapacaklarına kendileri karar veriyorlar.
21:37
It isn't something that their parents tell them,
379
1297000
2000
Bu ebeveynelerinin ya da
21:39
or their teachers tell them.
380
1299000
2000
öğretmenlerinin onlara söylediği bir şey değil.
21:41
That's effective, but if they decide themselves,
381
1301000
3000
Bu etkili, ama eğer kendileri karar verirlerse,
21:44
"We want to clean this river
382
1304000
3000
"Bu nehri temizlemek ve eskiden
21:47
and put the fish back that used to be there.
383
1307000
2000
orada olan balıkları oraya geri koymak istiyoruz.
21:49
We want to clear away the toxic soil
384
1309000
5000
Bu alandan zehirli toprağı temizlemek ve
21:54
from this area and have an organic garden.
385
1314000
2000
organik bir bahçeye sahip olmak istiyoruz.
21:56
We want to go and spend time with the old people
386
1316000
3000
Gidip yaşlı insanlarla zaman geçirmek ve
21:59
and hear their stories and record their oral histories.
387
1319000
4000
onların hikayelerini dinleyip sözlü geçmişlerini kaydetmek istiyoruz.
22:04
We want to go and work in a dog shelter.
388
1324000
2000
Gidip bir köpek barınağında çalışmak istiyoruz.
22:06
We want to learn about animals. We want ... "
389
1326000
2000
Hayvanlar hakkında bilgi edinmek istiyoruz. İstiyoruz..."
22:08
You know, it goes on and on, and this is very hopeful for me.
390
1328000
4000
Yani böyle devam ediyor ve bu benim için çok umut verici.
22:12
As I travel around the world 300 days a year,
391
1332000
4000
Yılda 300 günü dünyayı dolaşırken, her yerde
22:16
everywhere there's a group of Roots and Shoots of different ages.
392
1336000
3000
farklı yaşlardan bir Roots and Shoots grubu var.
22:19
Everywhere there are children with shining eyes saying,
393
1339000
2000
Her yerde parlayan gözleriyle
22:21
"Look at the difference we've made."
394
1341000
3000
"Yarattığımız farka bak" diyen çocuklar var.
22:24
And now comes the technology into it,
395
1344000
2000
Ve şimdi işin içine teknoloji giriyor,
22:26
because with this new way of communicating electronically
396
1346000
5000
çünkü bu yeni elektronik haberleşme yöntemiyle,
22:31
these kids can communicate with each other around the world.
397
1351000
4000
bu çocuklar dünya çapında birbirleriyle iletişim kurabilecek.
22:35
And if anyone is interested to help us, we've got so many ideas
398
1355000
3000
Ve eğer bize yardımcı olmakla ilgileneniniz varsa, birçok fikrimiz var
22:38
but we need help -- we need help to create the right kind of system
399
1358000
6000
ama yardıma ihtiyacımız var- bu genç insanların heyecanlarını
22:44
that will help these young people to communicate their excitement.
400
1364000
4000
paylaşmalarına yardımcı olacak doğru türden sistemi yaratmak için yardıma ihtiyacımız var.
22:48
But also -- and this is so important -- to communicate their despair,
401
1368000
5000
Ama aynı zamanda- ve bu da çok önemli- umutsuzluklarını da paylaşmak için,
22:53
to say, "We've tried this and it doesn't work, and what shall we do?"
402
1373000
3000
"Şunu denedik ve işe yaramıyor, ne yapmalıyız?" demek için.
22:56
And then, lo and behold, there's another group answering these kids
403
1376000
4000
Ve sonra, işe bakın, belki Amerika'da olan ya da belki İsrail'den,,
23:00
who may be in America, or maybe this is a group in Israel,
404
1380000
3000
bu çocuklara yanıt veren ve "Evet, biraz yanlış yapmışsınız.
23:03
saying, "Yeah, you did it a little bit wrong. This is how you should do it."
405
1383000
5000
Böyle yapmalısınız." diyen başka bir grup var.
23:08
The philosophy is very simple.
406
1388000
3000
Felsefemiz çok basit.
23:11
We do not believe in violence.
407
1391000
3000
Şiddete inanmıyoruz.
23:14
No violence, no bombs, no guns.
408
1394000
3000
Şiddet, bombalar, silahlar yok.
23:17
That's not the way to solve problems.
409
1397000
2000
Sorunları çözmeni yolu bu değil.
23:19
Violence leads to violence, at least in my view.
410
1399000
4000
Şiddet şiddete yol açar, en azından bana göre.
23:23
So how do we solve?
411
1403000
2000
Öyleyse nasıl çözeceğiz?
23:25
The tools for solving the problems are knowledge and understanding.
412
1405000
5000
Sorunları çözmenin araçları bilgi ve anlayıştır.
23:30
Know the facts, but see how they fit in the big picture.
413
1410000
3000
Gerçekleri bil, ama onların büyük resme nasıl uyum sağladıklarını gör.
23:33
Hard work and persistence --don't give up --
414
1413000
3000
Sıkı çalışma ve süreklilik- pes etme-
23:36
and love and compassion leading to respect for all life.
415
1416000
5000
ve bütün yaşama saygıya yönlendiren sevgi ve merhamet.
23:41
How many more minutes? Two, one?
416
1421000
2000
Kaç dakika daha kaldı? İki, bir?
23:43
Chris Anderson: One -- one to two.
417
1423000
2000
Chirs Anderson: Bir- birle iki arası.
23:45
Jane Goodall: Two, two, I'm going to take two.
418
1425000
2000
Jane Goodall: İki, iki, iki dakika olacak.
23:47
(Laughter)
419
1427000
1000
(Gülüşmeler)
23:48
Are you going to come and drag me off?
420
1428000
2000
Gelip beni sürükleyecek misiniz?
23:50
(Laughter)
421
1430000
2000
(Gülüşmeler)
23:52
Anyway -- so basically, Roots and Shoots
422
1432000
4000
Her neyse- temel olarak, Roots and Shoots
23:56
is beginning to change young people's lives.
423
1436000
3000
genç insanların hayatlarını değiştirmeye başlıyor.
23:59
It's what I'm devoting most of my energy to.
424
1439000
4000
Enerjimin çoğunu buna adıyorum.
24:03
And I believe that a group like this can have a very major impact,
425
1443000
7000
Ve böyle bir grubun büyük bir etiki olabileceğine inanıyorum,
24:10
not just because you can share technology with us,
426
1450000
3000
sadece bizimle teknoloji paylaşabileceğiniz için değil,
24:13
but because so many of you have children.
427
1453000
3000
çoğunuz çocuk sahibi olduğunuz için.
24:16
And if you take this program out, and give it to your children,
428
1456000
5000
Ve bu programı dışarı taşır ve çocuklarına veririseniz
24:21
they have such a good opportunity to go out and do good,
429
1461000
4000
dışarı çıkıp iyi bir şeyler yapmak için çok iyi bir şansları olacak,
24:25
because they've got parents like you.
430
1465000
2000
çünkü sizin gibi ebeveynlere sahipler.
24:27
And it's been so clear how much you all care
431
1467000
4000
Ve hepinizin bu dünyayı daha iyi bir yer yapmayı
24:31
about trying to make this world a better place.
432
1471000
2000
ne kadar umursadığınız son derece açıktı.
24:33
It's very encouraging.
433
1473000
2000
Bu çok cesaret verici.
24:35
But the kids do ask me --
434
1475000
2000
Ama çocuklar bana soruyor-
24:37
and this won't take more than two minutes, I promise --
435
1477000
2000
ve bu iki dakikadan uzun sürmeyecek, söz veriyorum-
24:39
the kids say, "Dr. Jane, do you really have hope for the future?
436
1479000
5000
çocuklar diyor ki, "Dr. Jane, gerçekten gelecek için umudunuz var mı?
24:44
You travel, you see all these horrible things happening."
437
1484000
4000
Seyahet ediyorsunuz, bütün o korkunç şeylerin olduğunu görüyorsunuz."
24:48
Firstly, the human brain -- I don't need to say anything about that.
438
1488000
4000
Öncelikle, insan beyni- onunla ilgili bir şey söylememe gerek yok.
24:52
Now that we know what the problems are around the world,
439
1492000
3000
Artık dünyadaki sorunları bildiğimize göre,
24:55
human brains like yours are rising to solve those problems.
440
1495000
4000
sizinki gibi insan beyinleri onları çözmek için yükseliyor.
24:59
And we've talked a lot about that.
441
1499000
2000
Ve bunun hakkında çokça konuştuk.
25:01
Secondly, the resilience of nature.
442
1501000
3000
İkinci olarak, doğanın çabuk iyileşme özelliği.
25:04
We can destroy a river,
443
1504000
2000
Bir nehri yok edebiliriz,
25:06
and we can bring it back to life.
444
1506000
2000
ve onu hayata döndürebiliriz.
25:08
We can see a whole area desolated,
445
1508000
5000
Terk edilmiş koca bir alan görebiliriz,
25:13
and it can be brought back to bloom again, with time or a little help.
446
1513000
5000
ve biraz zaman ya da biraz yardımla yeniden verimli hale getirilebilir.
25:18
And thirdly, the last speaker talked about -- or the speaker before last,
447
1518000
6000
Ve üçüncü olarak, son konuşmacı bahsetti- ya da sondan önceki konuşmacı,
25:24
talked about the indomitable human spirit.
448
1524000
3000
inatçı insan ruhundan bahsetti.
25:27
We are surrounded by the most amazing people
449
1527000
4000
Tamamen imkansız görünen şeyler yapan
25:31
who do things that seem to be absolutely impossible.
450
1531000
4000
inanılmaz insanlarla çevriliyiz.
25:35
Nelson Mandela -- I take a little piece of limestone
451
1535000
3000
Nelson Mandela- onun 27 yıl çalıştığı
25:38
from Robben Island Prison, where he labored for 27 years,
452
1538000
3000
Robben Adası Cezaevi'nden küçük bir parça kireçtaşı aldım,
25:41
and came out with so little bitterness, he could lead his people
453
1541000
5000
ve oradan o kadar az acıyla çıktı ki, halkını
25:46
from the horror of apartheid without a bloodbath.
454
1546000
3000
ırk ayrımının dehşetinden bir kıyım olmadan çıkarabildi.
25:49
Even after the 11th of September -- and I was in New York
455
1549000
4000
11 Eylül'den sonra bile- ve ben New York'taydım
25:53
and I felt the fear -- nevertheless, there was so much human courage,
456
1553000
6000
ve korkuyu hissettim- yine de çok fazla cesaret,
25:59
so much love and so much compassion.
457
1559000
3000
sevgi ve merhamet vardı.
26:02
And then as I went around the country after that and felt the fear --
458
1562000
4000
Ve ondan sonra ülkenin etrafındaydım ve korkuyu hissettim-
26:06
the fear that was leading to people feeling
459
1566000
2000
insanları vatansever görünmezlerse diye
26:08
they couldn't worry about the environment any more,
460
1568000
2000
artık çevre hakkında endişelenemeyecekleri
26:10
in case they seemed not to be patriotic --
461
1570000
3000
duygusuna iten korkuyu-
26:13
and I was trying to encourage them,
462
1573000
2000
ve onlara cesaret vermeye çalışıyordum,
26:15
somebody came up with a little quotation from Mahatma Gandhi,
463
1575000
3000
ve birisi Mahatma Gandhi'den küçük bir alıntı yaptı,
26:18
"If you look back through human history,
464
1578000
3000
"Eğer insanlık tarihine bakarsanız,
26:21
you see that every evil regime has been overcome by good."
465
1581000
3000
her kötü rejimin iyilik tarafından alt edildiğini görürsünüz."
26:25
And just after that a woman brought me this little bell,
466
1585000
4000
Ve bundan hemen sonra bir kadın bana bu küçük çanı getirdi,
26:29
and I want to end on this note.
467
1589000
2000
ve bu küçük notla bitirmek istiyorum.
26:31
She said, "If you're talking about hope and peace, ring this.
468
1591000
3000
Dedi ki, "Eğer umuttan ve barıştan söz ediyorsanız, bunu çalın.
26:36
This bell is made from metal from a defused landmine,
469
1596000
6000
Bu çan, Pol Pot'un öldürücü arazilerinden çıkan
26:42
from the killing fields of Pol Pot --
470
1602000
3000
etkisiz hale getirilmiş bir mayının metalinden yapılmıştır,
26:45
one of the most evil regimes in human history --
471
1605000
3000
insanlık tarihini en kötü rejimlerinden biri-
26:48
where people are now beginning to put their lives back together
472
1608000
4000
rejim çöktükten sonra insanlar şimdi
26:52
after the regime has crumbled.
473
1612000
3000
hayatlarını toparlamaya başlıyorlar."
26:55
So, yes, there is hope, and where is the hope?
474
1615000
4000
Evet, umut var, ve umut nerede?
26:59
Is it out there with the politicians?
475
1619000
3000
Orada, politikacılarla mı birlikte?
27:03
It's in our hands.
476
1623000
2000
Bizim ellerimizde.
27:05
It's in your hands and my hands
477
1625000
2000
Sizin elinizde ve benim elimde
27:07
and those of our children.
478
1627000
2000
ve çocuklarımızın elinde.
27:09
It's really up to us.
479
1629000
2000
Gerçekten bize bağlı.
27:11
We're the ones who can make a difference.
480
1631000
2000
Bir fark yaratabilecek olan bizleriz.
27:13
If we lead lives where we consciously leave
481
1633000
2000
Eğer bilinçli bir şekilde mümkün olan
27:15
the lightest possible ecological footprints,
482
1635000
4000
en hafif ekolojik ayak izini bıraktığımız yaşamlarımız olursa,
27:19
if we buy the things that are ethical for us to buy
483
1639000
3000
bizim için alması etik olan şeyleri satın alırsak
27:22
and don't buy the things that are not,
484
1642000
3000
ve olmayanları almazsak,
27:25
we can change the world overnight.
485
1645000
3000
bir gecede dünyayı değiştirebiliriz.
27:28
Thank you.
486
1648000
1000
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7