Michael Pawlyn: Using nature's genius in architecture

Michael Pawlyn: Doğanın Dehasını Mimarlıkta Kullanmak

398,044 views

2011-02-10 ・ TED


New videos

Michael Pawlyn: Using nature's genius in architecture

Michael Pawlyn: Doğanın Dehasını Mimarlıkta Kullanmak

398,044 views ・ 2011-02-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Sinan Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
I'd like to start with a couple of quick examples.
0
15260
3000
Hızlı birkaç örnekle başlamak istiyorum.
00:18
These are spinneret glands
1
18260
2000
Bunlar iplik üretimi için kullanılan
00:20
on the abdomen of a spider.
2
20260
2000
örümceğin göbek kısmındaki memeciklerdir.
00:22
They produce six different types of silk, which is spun together into a fiber,
3
22260
3000
Bunlar, altı farklı çeşit ipek üretiyorlar ve bir araya gelerek insanoğlunun
00:25
tougher than any fiber humans have ever made.
4
25260
3000
şimdiye kadar ürettiği her türlü iplikten daha sağlam olan bir ipliği oluşturuyorlar.
00:28
The nearest we've come is with aramid fiber.
5
28260
3000
Bizim en çok yaklaştığımız aramid ipliğidir.
00:31
And to make that, it involves extremes of temperature,
6
31260
2000
Ve bu ipliği üretmek aşırı yüksek derecelerde sıcaklık,
00:33
extremes of pressure and loads of pollution.
7
33260
3000
yüksek basınç ve büyük miktarda kirlilik gerektiriyor.
00:36
And yet the spider manages to do it at ambient temperature and pressure
8
36260
3000
Oysa ki örümcek bu ipliği çevresel sıcaklık ve basınçta,
00:39
with raw materials of dead flies and water.
9
39260
3000
ölü sinekler ve su gibi ham malzemelerle üretiyor.
00:42
It does suggest we've still got a bit to learn.
10
42260
2000
Bu, bizim halâ öğrenecek bir şeylerimiz olduğunun göstergesi.
00:44
This beetle can detect a forest fire at 80 kilometers away.
11
44260
3000
Bu böcek, bir orman yangınını 80 km öteden sezebilir.
00:47
That's roughly 10,000 times the range
12
47260
2000
Bu, yaklaşık olarak, insan yapımı yangın dedektörlerinin
00:49
of man-made fire detectors.
13
49260
2000
algıladığı mesafenin 10,000 katı.
00:51
And what's more, this guy doesn't need a wire
14
51260
2000
Ve ayrıca, bu küçük yaratık fosil yakıtlar yakan
00:53
connected all the way back to a power station burning fossil fuels.
15
53260
4000
bir güç istasyonuna bağlı olan bir tele ihtiyaç duymuyor.
00:57
So these two examples give a sense of what biomimicry can deliver.
16
57260
3000
Sonuç olarak bu iki örnek, biyomimikrinin (doğadaki modellerini insan yararına kullanma) neler sağlayabileceği hakkında fikir veriyor.
01:00
If we could learn to make things and do things the way nature does,
17
60260
3000
Eğer doğanın yaptığı biçimde bazı şeyleri yapmayı öğrenebilirsek,
01:03
we could achieve factor 10, factor 100,
18
63260
2000
kaynak ve enerji kullanımında
01:05
maybe even factor 1,000 savings
19
65260
2000
10, 100 veya
01:07
in resource and energy use.
20
67260
3000
belki de 1000 kat kazanç sağlayabiliriz.
01:10
And if we're to make progress with the sustainability revolution,
21
70260
3000
Ve eğer sürdürülebilirlik devrimiyle kalkınmayı sağlamak istersek,
01:13
I believe there are three really big changes
22
73260
2000
uygulamamız gereken üç büyük değişim
01:15
we need to bring about.
23
75260
2000
olduğuna inanıyorum.
01:17
Firstly, radical increases in resource efficiency.
24
77260
3000
Öncelikle, kaynak verimliliğinde radikal bir artış.
01:20
Secondly, shifting from a linear, wasteful,
25
80260
2000
İkinci olarak, kaynakları çizgisel, tutumsuz
01:22
polluting way of using resources
26
82260
2000
kirlilik yaratan bir şekilde kullanmak yerine
01:24
to a closed-loop model.
27
84260
2000
kapalı döngü modeline dönüştürmeliyiz.
01:26
And thirdly, changing from a fossil fuel economy
28
86260
2000
Ve üçüncü olarak, fosil yakıtları kullanan bir ekonomiden
01:28
to a solar economy.
29
88260
2000
güneş enerjisi ekonomisine geçiş yapılmalıdır.
01:30
And for all three of these, I believe,
30
90260
2000
Bu üçünün tamamı için,
01:32
biomimicry has a lot of the solutions that we're going to need.
31
92260
2000
biyomimikri ihtiyacımız olan çözümlerin çoğunu barındırdığına inanıyorum.
01:34
You could look at nature as being like a catalog of products,
32
94260
3000
Doğaya sanki bir ürün kataloğu gibi bakabilirsiniz
01:37
and all of those have benefited
33
97260
2000
ve tüm bu ürünler 3.8 milyar-yıllık
01:39
from a 3.8-billion-year research and development period.
34
99260
3000
bir araştırma-geliştime döneminden faydalanmıştır.
01:42
And given that level of investment, it makes sense to use it.
35
102260
3000
Ve yatırım düzeyini göz önünde bulundurursak, kullanmamız matıklı olur.
01:45
So I'm going to talk about some projects that have explored these ideas.
36
105260
3000
Bu fikirleri araştıran bazı projeler hakkında konuşacağım.
01:48
And let's start with radical increases
37
108260
2000
Ve kaynak verimliliğinde
01:50
in resource efficiency.
38
110260
2000
radikal artışlarla başlayalım.
01:52
When we were working on the Eden Project,
39
112260
2000
Eden projesinde çalışırken
01:54
we had to create a very large greenhouse
40
114260
2000
hem düzensiz hem de taş ocağının
01:56
in a site that was not only irregular,
41
116260
2000
kazı çalışmaları devam ettiğinden
01:58
but it was continually changing because it was still being quarried.
42
118260
3000
sürekli değişen alanımıza bir sera inşaa etmemiz gerekiyordu.
02:01
It was a hell of a challenge,
43
121260
2000
Ciddi bir mücadeleydi,
02:03
and it was actually examples from biology
44
123260
2000
ve aslında biyolojiden
02:05
that provided a lot of the clues.
45
125260
2000
gözlemlediğimiz örnekler ipuçların çoğunu verdi.
02:07
So for instance,
46
127260
2000
Örneğin,
02:09
it was soap bubbles that helped us generate a building form
47
129260
2000
sabundaki hava kabarcıkları katları önemsemeden
02:11
that would work regardless of the final ground levels.
48
131260
3000
bir bina yaratmamıza yardımcı olmuştur.
02:14
Studying pollen grains
49
134260
2000
Polen tanecikleri ve radyolarya
02:16
and radiolaria and carbon molecules
50
136260
2000
ve karbon moleküllerini incelemek,
02:18
helped us devise the most efficient structural solution
51
138260
3000
altıgenler ve beşgenler kullanarak
02:21
using hexagons and pentagons.
52
141260
3000
en verimli yapı çözümüne ulaşmamızı sağladı.
02:24
The next move was that we wanted
53
144260
2000
Sonraki adımda, bu altıgenlerin
02:26
to try and maximize the size of those hexagons.
54
146260
2000
boyutlarını maksimize etmek istedik.
02:28
And to do that we had to find an alternative to glass,
55
148260
2000
Bunu yapmak için birim boyutları kısıtlı olan cam dışında
02:30
which is really very limited in terms of its unit sizes.
56
150260
3000
bir alternatif bulmamız gerekiyordu.
02:33
And in nature there are lots of examples
57
153260
3000
Ve doğada basınçlandırılmış membranlara dayanan çok verimli
02:36
of very efficient structures based on pressurized membranes.
58
156260
3000
yapıların bir çok örneği mevcuttur.
02:39
So we started exploring this material called ETFE.
59
159260
3000
Biz de ETFE adındaki malzemeyi araştırmaya başladık.
02:42
It's a high-strength polymer.
60
162260
2000
Çok güçlü bir polimerdir.
02:44
And what you do is you put it together in three layers,
61
164260
2000
Üç kat şekilinde oluşturup
02:46
you weld it around the edge, and then you inflate it.
62
166260
3000
kenarlarını kaynakladıktan sonra şişirmeniz gerekiyor.
02:49
And the great thing about this stuff
63
169260
2000
Bu malzemenin güzelliği
02:51
is you can make it in units
64
171260
2000
camın birimlerinden yedi kat büyük
02:53
of roughly seven times the size of glass,
65
173260
2000
birimler oluşturabilmenizdir.
02:55
and it was only one percent of the weight of double-glazing.
66
175260
2000
Ve cift camlı sisteminin yüzde biri kadar ağırliğindaydı.
02:57
So that was a factor-100 saving.
67
177260
2000
100 kat tasaruf demek.
02:59
And what we found is that we got into a positive cycle
68
179260
3000
Ve bunun sonucunda bir yeniliğin bir başka bir
03:02
in which one breakthrough facilitated another.
69
182260
2000
yeniliğe yol açtığı bir olumlu döngü içerisine girdiğimizi farkettik.
03:04
So with such large, lightweight pillows,
70
184260
3000
Bu kadar hafif olan yastıklarımızla
03:07
we had much less steel.
71
187260
2000
çok daha az çeliğe ihtiyacımız vardı.
03:09
With less steel we were getting more sunlight in,
72
189260
2000
Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk
03:11
which meant we didn't have to put as much extra heat in winter.
73
191260
3000
bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu.
03:14
And with less overall weight in the superstructure,
74
194260
2000
Ve yapının genelinin hafif olmasının sonucu olarak
03:16
there were big savings in the foundations.
75
196260
2000
temellerde büyük tasaruflar oldu.
03:18
And at the end of the project we worked out
76
198260
2000
En sonunda yapının genelinin
03:20
that the weight of that superstructure
77
200260
2000
ağırlığı aslında bina içerisindeki havadan
03:22
was actually less than the weight of the air inside the building.
78
202260
3000
daha hafif olduğunu hesapladık.
03:25
So I think the Eden Project is a fairly good example
79
205260
3000
Dolaysıyla Eden Projesi biyolojiden alınan
03:28
of how ideas from biology
80
208260
2000
fikirlerin radikal kaynak verimliliği artışı
03:30
can lead to radical increases in resource efficiency --
81
210260
3000
sağlayabileceği konusunda iyi bir örnektir --
03:33
delivering the same function,
82
213260
2000
normalde kullanılan kaynakların çok azını
03:35
but with a fraction of the resource input.
83
215260
2000
kullnarak aynı işlevi elde edebiliyorsunuz.
03:37
And actually there are loads of examples in nature
84
217260
2000
Ve aslında benzer çözümler elde etmek maksadıyla
03:39
that you could turn to for similar solutions.
85
219260
3000
doğada bulunan çok sayıda örneğe dönebiliriz.
03:42
So for instance, you could develop super-efficient roof structures
86
222260
3000
Örneğin Amazon nilüferlerinin inceleyerek
03:45
based on giant Amazon water lilies,
87
225260
3000
süper-verimli çatı yapıları,
03:48
whole buildings inspired by abalone shells,
88
228260
2000
deniz kulağı kabuğklarına dayanan bina tasarımları,
03:50
super-lightweight bridges inspired by plant cells.
89
230260
3000
bitki hücrelerinden esinlenerek süper-hafif köprüler geliştirilebilir.
03:53
There's a world of beauty and efficiency to explore here
90
233260
3000
Doğayı araç olarak kullanarak güzellik ve verimlilik içeren
03:56
using nature as a design tool.
91
236260
3000
keşfedilmesi gereken bir dünya vardır.
03:59
So now I want to go onto talking about the linear-to-closed-loop idea.
92
239260
3000
Cizgiselden kapalı dögüye geçiş fikri hakkında konuşmaya devam etmek istiyorum.
04:02
The way we tend to use resources
93
242260
2000
Biz kaynakları çıkararak
04:04
is we extract them,
94
244260
2000
kısa ömürlü ürünlere çevirip
04:06
we turn them into short-life products and then dispose of them.
95
246260
2000
onları atıyoruz.
04:08
Nature works very differently.
96
248260
2000
Doğa çok farklı çalışır.
04:10
In ecosystems, the waste from one organism
97
250260
2000
Ekosistemlerde bir organizmanın atığı
04:12
becomes the nutrient for something else in that system.
98
252260
2000
o sistemdeki başka bişey için besin olmaktadır.
04:14
And there are some examples of projects
99
254260
2000
Ekosistemleri taklit etmek amacıyla tasarlanmış
04:16
that have deliberately tried to mimic ecosystems.
100
256260
3000
bazı proje örnekleri vardir.
04:19
And one of my favorites
101
259260
2000
En sevdiğim örneklerden biri
04:21
is called the Cardboard to Caviar Project
102
261260
2000
Graham wiles tarafından yapılan
04:23
by Graham Wiles.
103
263260
2000
Kartondan Havyara projesidir.
04:25
And in their area they had a lot of shops and restaurants
104
265260
3000
Bölgelerinde çok miktarda yemek, karton ve plastik atık
04:28
that were producing lots of food, cardboard and plastic waste.
105
268260
3000
üreten dükkanlar ve restoranlar vardı.
04:31
It was ending up in landfills.
106
271260
2000
Bu atıklar çöplükte son buluyordu.
04:33
Now the really clever bit is what they did with the cardboard waste.
107
273260
2000
Karton attıkları ile yaptıkları en kıllıca kısmıydı.
04:35
And I'm just going to talk through this animation.
108
275260
3000
Bu animasyon boyunca anlatacağım.
04:38
So they were paid to collect it from the restaurants.
109
278260
2000
Restoranlartan toplama yapmak için para alıyorlardı.
04:40
They then shredded the cardboard
110
280260
2000
Sonra kartonları parçalıayıp
04:42
and sold it to equestrian centers as horse bedding.
111
282260
3000
at yataklaması olması için binicilik merkezlerine sattılar.
04:45
When that was soiled, they were paid again to collect it.
112
285260
2000
Burda kirlenip kullanılamaz hale gelince yine toplamaları için para aldılar.
04:47
They put it into worm recomposting systems,
113
287260
2000
Solucan yeniden kompostlama sistemlerine koydular.
04:49
which produced a lot of worms, which they fed to Siberian sturgeon,
114
289260
3000
bu da çok solucan üretti ve Siberya Mersin balıklarına yedirerek
04:52
which produced caviar, which they sold back to the restaurants.
115
292260
3000
havyar ürettip yeniden restoranlara sattılar.
04:55
So it transformed a linear process
116
295260
2000
Böylece çizgisel bir süreci
04:57
into a closed-loop model,
117
297260
2000
kapalı döngü modeline çevirdiler
04:59
and it created more value in the process.
118
299260
3000
ve süreç çok daha değerli olmuştur.
05:02
Graham Wiles has continued to add more and more elements to this,
119
302260
2000
Graham Wiles bu sürece daha fazla bileşen ekleyerek
05:04
turning waste streams into schemes that create value.
120
304260
3000
atık süreç işlemlerini değer yaratan projelere çevirmiştir.
05:07
And just as natural systems
121
307260
2000
Ve doğal sistemlerin zaman içerisinde
05:09
tend to increase in diversity and resilience over time,
122
309260
3000
çeşitlilik ve dayanıklılık konusunda artış gösterdikleri gibi,
05:12
there's a real sense with this project
123
312260
2000
bu projede de
05:14
that the number of possibilities
124
314260
3000
olasılıkların sayısı
05:17
just continue increasing.
125
317260
2000
artmaya devam etmektedir.
05:19
And I know it's a quirky example,
126
319260
2000
Garip bir örnek olduğunu biliyorum,
05:21
but I think the implications of this are quite radical,
127
321260
2000
fakat bunun ima ettiği sonuçların çok radikal olduğunu düşünüyorum
05:23
because it suggests that we could actually
128
323260
2000
çünkü aslında büyük bir surunu
05:25
transform a big problem -- waste -- into a massive opportunity.
129
325260
3000
büyük bir fırsata dönüştürebileceğimizi ima etmektedir.
05:28
And particularly in cities --
130
328260
2000
Ve özellikle şehirlerde --
05:30
we could look at the whole metabolism of cities,
131
330260
2000
şehirlerin metabolismasının tamamına bakabiliriz,
05:32
and look at those as opportunities.
132
332260
2000
ve fırsat olarak değerlendirebiliriz.
05:34
And that's what we're doing on the next project I'm going to talk about,
133
334260
2000
Ve bahsedeceğim bir sonraki projede yaptiğimiz budur,
05:36
the Mobius Project,
134
336260
2000
Mobius Projesi,
05:38
where we're trying to bring together a number of activities,
135
338260
2000
burda tek bir bina içerisinde birkaç aktiviteyi
05:40
all within one building,
136
340260
2000
bir araya getirmeye çalışıyoruz,
05:42
so that the waste from one can be the nutrient for another.
137
342260
3000
böylece birinde çıkan atıklar başka bir aktivite için besleyici olabilir.
05:45
And the kind of elements I'm talking about
138
345260
2000
Bahsettiğim elemanlar
05:47
are, firstly, we have a restaurant inside a productive greenhouse,
139
347260
3000
öncelikle üretken bir sera içerisinde restoranımız var
05:50
a bit like this one in Amsterdam called De Kas.
140
350260
2000
Amsterdam'da bulunan De Kas adlı örneğe bezemektedir.
05:52
Then we would have an anaerobic digester,
141
352260
2000
Bakterilerle ayırışabilen yerel bölgedeki atığı
05:54
which could deal with all the biodegradable waste from the local area,
142
354260
3000
organik maddelerin oksijensiz ortamda bozulmalaranı sağlayan bir cihazla
05:57
turn that into heat for the greenhouse
143
357260
2000
bunları sera için ısıya dönüştürebiliriz
05:59
and electricity to feed back into the grid.
144
359260
2000
ve şebekeye elektriği geri verrebiliriz.
06:01
We'd have a water treatment system
145
361260
2000
Atık suyu temiz suya dönüştüren
06:03
treating wastewater, turning that into fresh water
146
363260
2000
bir su arıtma tesisi olacak
06:05
and generating energy from the solids
147
365260
2000
ve yalnızca bitki ve mikroorganizmaları kullanarak
06:07
using just plants and micro-organisms.
148
367260
3000
katı maddelerden energi üretebiliriz.
06:10
We'd have a fish farm fed with vegetable waste from the kitchen
149
370260
2000
Mutfak artıklarla ve organik gübre içerisindeki solucanlarla
06:12
and worms from the compost
150
372260
2000
besleyeceğimiz balıklarımız olacak
06:14
and supplying fish back to the restaurant.
151
374260
2000
ve bu balıkları restoranımıza vereceğiz.
06:16
And we'd also have a coffee shop, and the waste grains from that
152
376260
3000
Kafe de olacak ve bu dükkandaki kahve çekirdeği attıklarını kullanarak
06:19
could be used as a substrate for growing mushrooms.
153
379260
2000
mantar yetiştirebilmek maksadıyla bir katman oluşturulabilir.
06:21
So you can see that we're bringing together
154
381260
2000
Dolaysiyla görüldüğü üzere
06:23
cycles of food, energy and water and waste
155
383260
2000
yiyecek, energy ve atık döngülerini bir bina içerisinde
06:25
all within one building.
156
385260
2000
bir araya getiriyoruz.
06:27
And just for fun, we've proposed this for a roundabout in central London,
157
387260
3000
Sırf eğlencesine de bunu Londra'nın merkezinde bulunan ve şu anda
06:30
which at the moment is a complete eyesore.
158
390260
2000
çok çirkin görünen bir trafik çemberi için önerdik.
06:32
Some of you may recognize this.
159
392260
2000
Bazılarınız burayı tanıyor olabilir.
06:34
And with just a little bit of planning,
160
394260
2000
Biraz planlama ile trafik tarafından domine edilen
06:36
we could transform a space dominated by traffic
161
396260
3000
bir alanı insanlara açık,
06:39
into one that provides open space for people,
162
399260
3000
bu insanlara yemek olanakları sunan,
06:42
reconnects people with food
163
402260
2000
ve atıkları kapalı döngü fırsatına çeviren
06:44
and transforms waste into closed loop opportunities.
164
404260
3000
bir alana dönüştürebiliriz.
06:47
So the final project I want to talk about
165
407260
2000
Bahsetmek istediğim son konu ise
06:49
is the Sahara Forest Project, which we're working on at the moment.
166
409260
3000
şu anda üzerinde çalıştığımız Sahra Orman Projesidir
06:52
It may come as a surprise to some of you
167
412260
2000
Şu anda çol olan büyuük alanların
06:54
to hear that quite large areas of what are currently desert
168
414260
2000
aslında kısa süre önce ağaçlandırılmış olmaları
06:56
were actually forested a fairly short time ago.
169
416260
3000
şizlere şaşırtıcı glebilir.
06:59
So for instance, when Julius Caesar arrived in North Africa,
170
419260
3000
Örneğin, Julius Sezar Afrika'ya vardığında
07:02
huge areas of North Africa
171
422260
2000
Kuzey Afrika'nın geniş bir kısmı
07:04
were covered in cedar and cypress forests.
172
424260
2000
sedir ve selvi ormanları ile kaplıydı.
07:07
And during the evolution of life on the Earth,
173
427260
2000
Ve dünya'nın evrimi süresince
07:09
it was the colonization
174
429260
2000
toprağın bitkiler tarafından kolonize edilmesi
07:11
of the land by plants
175
431260
2000
bügün keyifle içinde bulunduğumuz
07:13
that helped create the benign climate we currently enjoy.
176
433260
2000
mülayım iklimin yaratılmasına sebep olmuştur.
07:15
The converse is also true.
177
435260
2000
Bunun tersi de doğrudur.
07:17
The more vegetation we lose,
178
437260
2000
Bitki örtüsü yok oldukça
07:19
the more that's likely to exacerbate climate change
179
439260
2000
iklim değişikliğinin daha hızlı olması olasılığı artacak
07:21
and lead to further desertification.
180
441260
3000
ve daha fazla çölleşmeye yol açacaktır.
07:24
And this animation,
181
444260
2000
Bu animasyon
07:26
this shows photosynthetic activity over the course of a number of years,
182
446260
3000
seneler geçtikçe fotosentetik aktiviteyi göstermektedir.
07:29
and what you can see is that the boundaries of those deserts
183
449260
3000
Gördüğünüz şey aslında o çollerin sınırlarının
07:32
shift quite a lot,
184
452260
2000
çok değişken olduğudur.
07:34
and that raises the question
185
454260
2000
Bu durum sınır koşuları noktalarında müdahale ederek
07:36
of whether we can intervene at the boundary conditions
186
456260
3000
çölleşmeyi durdurabilirmiyiz veya etkilerini geri çevirebilirmiyiz
07:39
to halt, or maybe even reverse, desertification.
187
459260
3000
sorusunu ortaya koymaktadır.
07:42
And if you look at some of the organisms
188
462260
2000
Ve çöllerde yaşabilmek adına
07:44
that have evolved to live in deserts,
189
464260
2000
evrim geçirmiş bazı organizmalara bakarsanız,
07:46
there are some amazing examples of adaptations to water scarcity.
190
466260
3000
suyun yokluğu karşısında inanılmaz bazı adaptasyonlar vardır.
07:49
This is the Namibian fog-basking beetle,
191
469260
2000
Namibiya çöl böceği
07:51
and it's evolved a way of harvesting its own fresh water in a desert.
192
471260
3000
çölde temiz su üretmek için evrim geçirmiştirç
07:54
The way it does this is it comes out at night,
193
474260
2000
Geceleri
07:56
crawls to the top of a sand dune,
194
476260
2000
bir kum tepesinin üstüne çıkar
07:58
and because it's got a matte black shell,
195
478260
2000
ve kabuğu mat siyah renginde olduğundan
08:00
is able to radiate heat out to the night sky
196
480260
2000
gece havaya ısısını yayabilmektedir
08:02
and become slightly cooler than its surroundings.
197
482260
2000
dolaysıyla çevresinden daha düşük bir ısıya düşebilmektedir.
08:04
So when the moist breeze blows in off the sea,
198
484260
2000
Böylece denizden gelen nemli rüzgar estiğinde
08:06
you get these droplets of water forming on the beetle's shell.
199
486260
3000
böceğin kabuğunda su tanecekleri oluşmaktadır.
08:09
Just before sunrise, he tips his shell up, the water runs down into his mouth,
200
489260
3000
Gündoğumundan hemen önce kabuğunu kaldırarak suyun ağızına akmasını sağlar,
08:12
has a good drink, goes off and hides for the rest of the day.
201
492260
2000
kana kana içer ve gün boyunca saklanır.
08:14
And the ingenuity, if you could call it that,
202
494260
2000
Bunun yaratıcılığı
08:16
goes even further.
203
496260
2000
daha da fazladır.
08:18
Because if you look closely at the beetle's shell,
204
498260
2000
Eğer böceğin kabuğunu dikkatli bir şekilde incelerseniz,
08:20
there are lots of little bumps on that shell.
205
500260
2000
kabuğun üzerinde bir çok kabartı görürsünüz.
08:22
And those bumps are hydrophilic; they attract water.
206
502260
3000
Bu kabartılar hidrofildir: suyu çekerler.
08:25
Between them there's a waxy finish which repels water.
207
505260
3000
Aralarında cilalı bir katman vardır bu da suyu iter.
08:28
And the effect of this is that
208
508260
2000
Bunun etkisi ise
08:30
as the droplets start to form on the bumps,
209
510260
2000
kabartıların üzerinde su taneciklerinin
08:32
they stay in tight, spherical beads,
210
512260
2000
sıkı, yuvarlak boncular şeklinde olmasıdır,
08:34
which means they're much more mobile
211
514260
2000
dolaysıyla kabuğun üzerindeki tek bir su katmanı olmasından
08:36
than they would be if it was just a film of water over the whole beetle's shell.
212
516260
3000
çok daha hareketlidirler.
08:39
So even when there's only a small amount of moisture in the air,
213
519260
3000
Havada çok az nem olsa bile
08:42
it's able to harvest that very effectively and channel it down to its mouth.
214
522260
3000
suyu etkili bir biçimde toplatıp ağızına gtürebilmektedir.
08:45
So amazing example of an adaptation
215
525260
2000
Kaynak bakımında çok kısıtlı bir ortamda
08:47
to a very resource-constrained environment --
216
527260
2000
inanılmaz bir adaptasyon örneğidir --
08:49
and in that sense, very relevant
217
529260
2000
bu anlamda önümüzdeki onyıllarda birkaç yıl boyunca
08:51
to the kind of challenges we're going to be facing
218
531260
2000
bizim karşılaşacağımız mücadelelerle
08:53
over the next few years, next few decades.
219
533260
2000
çok alakalıdır.
08:55
We're working with the guy who invented the Seawater Greenhouse.
220
535260
2000
Denizsuyu serasını icat eden bir adamla çalışıyoruz.
08:57
This is a greenhouse designed for arid coastal regions,
221
537260
3000
Bu kurak sahil bölgeleri için tasarlanmış bir seradır
09:00
and the way it works is that you have this whole wall of evaporator grills,
222
540260
4000
ve buharlaştırıcı ızgaralardan oluşan bir duvar
09:04
and you trickle seawater over that
223
544260
2000
üzerinden deniz suyu dökerek
09:06
so that wind blows through, it picks up a lot of moisture
224
546260
2000
içinden geçen rüzgarın çok nem toplamasını
09:08
and is cooled in the process.
225
548260
2000
ve soğumasını sağlar.
09:10
So inside it's cool and humid,
226
550260
2000
İçerisi soğuk ve nemlidir dolaysıyla bu bitkilerin yetişmesi için
09:12
which means the plants need less water to grow.
227
552260
2000
daha az suya ihtiaç duymaları anlamına gelmektedir.
09:14
And then at the back of the greenhouse,
228
554260
2000
Seranın arkasında
09:16
it condenses a lot of that humidity as freshwater
229
556260
3000
çöl böceğinin kullandığı sürece tıpatıp benzeyen bir yöntemle
09:19
in a process that is effectively identical to the beetle.
230
559260
3000
nemin büyük bir kısmı temiz su olarak yoğunlaşmaktadır
09:22
And what they found with the first Seawater Greenhouse that was built
231
562260
3000
İlk inşa edilen Denizsuyu Sera'sında
09:25
was it was producing slightly more freshwater
232
565260
2000
içerde bulunan bitkilerin ihtiyacından
09:27
than it needed for the plants inside.
233
567260
3000
biraz fazla su ürettiğini fark etmişler.
09:30
So they just started spreading this on the land around,
234
570260
3000
Dolaysıyla çevresinde bulunan toprağa yaydılar.
09:33
and the combination of that and the elevated humidity
235
573260
2000
Bu ve arttırılmış nemin birleşimi
09:35
had quite a dramatic effect on the local area.
236
575260
3000
yerel bölge üzerinde çarpıcı bir etkisi olmuştur.
09:38
This photograph was taken on completion day,
237
578260
2000
Tamamlandığında bu fotoğraf çekilmişti
09:40
and just one year later, it looked like that.
238
580260
2000
ve yalnızca bir yıl sonra böyle görünüyordu.
09:42
So it was like a green inkblot spreading out from the building
239
582260
3000
Sanki binadan yayılan yeşil bir mürekkep birikintisinin
09:45
turning barren land back into biologically productive land --
240
585260
3000
etrafta bulunan toprağı biyolojik olarak üretken toprağa çevirmekteyi --
09:48
and in that sense, going beyond sustainable design
241
588260
2000
bu anlamda sürdürülebilir tasarım kavramını aşıp
09:50
to achieve restorative design.
242
590260
2000
yenileme tasarımı başarılmıştır.
09:52
So we were keen to scale this up
243
592260
2000
Bunu geniş anlamda uygulayarak
09:54
and apply biomimicry ideas to maximize the benefits.
244
594260
3000
yaraları maksimize etmek maksadıyla biomimikri fikirlerini kullanmak istedik.
09:57
And when you think about nature,
245
597260
2000
Doğa hakkında konuşurken
09:59
often you think about it as being all about competition.
246
599260
2000
çoğunlukla hep rekabet olarak düşünülmektedir.
10:01
But actually in mature ecosystems,
247
601260
2000
Aslında, olgun ekosistemlerde
10:03
you're just as likely to find examples
248
603260
2000
sismiyotik ilişki bulma
10:05
of symbiotic relationships.
249
605260
2000
şansınız aynıdır.
10:07
So an important biomimicry principle
250
607260
2000
Önemli bir biyomimikri prensibi ise
10:09
is to find ways of bringing technologies together
251
609260
2000
teknolojileri simbiyotik gruplarda
10:11
in symbiotic clusters.
252
611260
2000
bir araya getirebilmenin yollarını bulmaktır.
10:13
And the technology that we settled on
253
613260
2000
Ve üzerinde karar kıldığımız teknoloji
10:15
as an ideal partner for the Seawater Greenhouse
254
615260
2000
Denizsuyu Sera'sı için ideal ortak olan
10:17
is concentrated solar power,
255
617260
2000
elektrik üretmek için güneşin sıcaklığını odaklamak maksadıyla
10:19
which uses solar-tracking mirrors to focus the sun's heat
256
619260
2000
takip eden aynalar kullanan
10:21
to create electricity.
257
621260
2000
yoğunlaştırılmış güneş enerjisidir
10:23
And just to give you some sense of the potential of CSP,
258
623260
3000
Ve CSP'nin (YGE) potansiyelinin anlatabilmek için
10:26
consider that we receive
259
626260
2000
güneten, her türlü eneji kaynağımızdan
10:28
10,000 times as much energy from the sun every year
260
628260
3000
10.000 kat daha fazla
10:31
as we use in energy from all forms --
261
631260
2000
enerji aldığımızı düşünün --
10:33
10,000 times.
262
633260
2000
10,000 kat.
10:35
So our energy problems are not intractable.
263
635260
2000
Enerji sorunlarımız çölülemez değildir.
10:37
It's a challenge to our ingenuity.
264
637260
2000
Yaratıcılığımızın bir sınavıdır.
10:39
And the kind of synergies I'm talking about
265
639260
2000
Bahsettiğim sinerjiler
10:41
are, firstly, both these technologies work very well in hot, sunny deserts.
266
641260
4000
öncelikle bu iki teknolojinin sıcak, güneşli çöllerde çok iyi çalışmasıdır.
10:45
CSP needs a supply of demineralized freshwater.
267
645260
3000
CSP (YGE) mineralleri çıkarılmış temiz suya ihtiyacı vardır.
10:48
That's exactly what the Seawater Greenhouse produces.
268
648260
2000
Bu tam olarak Denizsuyu Sera'sının ürettiği şeydir.
10:50
CSP produces a lot of waste heat.
269
650260
2000
CSP (YGE) çok fazla atık ısı üretir.
10:52
We'll be able to make use of all that to evaporate more seawater
270
652260
3000
Bu ısıyı kullanarak daha fazla denizsuyunu buharlaştırabiliriz
10:55
and enhance the restorative benefits.
271
655260
2000
ve yenilemeye yönelik edineceğimiz yararlarını arttırabiliriz.
10:57
And finally, in the shade under the mirrors,
272
657260
2000
Son olarak aynaların altındaki gölgede
10:59
it's possible to grow all sorts of crops
273
659260
2000
güneş ışığında yetişmeyen
11:01
that would not grow in direct sunlight.
274
661260
2000
her türlü bitkiyi yetiştirmek mümkün olacaktır.
11:03
So this is how this scheme would look.
275
663260
2000
Şema böyle görünecektir.
11:05
The idea is we create this long hedge of greenhouses facing the wind.
276
665260
3000
Fikir, rüzgara bakan sera çiti yaratmak.
11:08
We'd have concentrated solar power plants
277
668260
2000
Aralarda
11:10
at intervals along the way.
278
670260
2000
Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi santralleri bulunmaktadır.
11:12
Some of you might be wondering what we would do with all the salts.
279
672260
3000
Bazılarınız tuzlarla ne yapacağımızı merak ediyordur.
11:15
And with biomimicry, if you've got an underutilized resource,
280
675260
3000
Biyomimikride az kullanılan bir kaynağınız varsa
11:18
you don't think, "How am I going to dispose of this?"
281
678260
2000
"Bundan nasıl kurtulurum?" diye düşünmezsiniz
11:20
You think, "What can I add to the system to create more value?"
282
680260
3000
"Sisteme ne eklesem de daha çok değer yaratsam?" diye düşünürsünüz.
11:23
And it turns out
283
683260
2000
Aslında,
11:25
that different things crystallize out at different stages.
284
685260
2000
bazı şeyler farklı evrelerde kristalize olur.
11:27
When you evaporate seawater, the first thing to crystallize out
285
687260
2000
Denizsuyunu buharlaştırdığınızda ilk kristalize olan madde
11:29
is calcium carbonate.
286
689260
2000
kalsiyum karbonattır.
11:31
And that builds up on the evaporators --
287
691260
2000
Bu buharlaştırıcıların üzerinde toplanır --
11:33
and that's what that image on the left is --
288
693260
2000
Solda gördüğünüz resim --
11:35
gradually getting encrusted with the calcium carbonate.
289
695260
2000
kalsiyum karbonat yavaşça bir katman oluşturmaktadır.
11:37
So after a while, we could take that out,
290
697260
2000
Bir süre geçtikten sonra bunu çıkarıp
11:39
use it as a lightweight building block.
291
699260
2000
hafif bir bina bloğu (inşaat) olarak kullanabiliriz.
11:41
And if you think about the carbon in that,
292
701260
2000
Bu maddenin içerisinde bulunan karbonun
11:43
that would have come out of the atmosphere, into the sea
293
703260
2000
atmosferden denize,
11:45
and then locked away in a building product.
294
705260
2000
ordan da bina ürününe girdiği düşünün.
11:47
The next thing is sodium chloride.
295
707260
2000
Bir sonraki madde sodyum klorürdür.
11:49
You can also compress that into a building block,
296
709260
2000
Burdaki gibi sıkıştırarak
11:51
as they did here.
297
711260
2000
bina blockları haline getirilebilir.
11:53
This is a hotel in Bolivia.
298
713260
2000
Bu Bolivya'da bir otel.
11:55
And then after that, there are all sorts
299
715260
2000
Bunlardan sonra
11:57
of compounds and elements that we can extract,
300
717260
2000
çöl toprağını gübrelemek için ihtiyacımız olan fosfatlar gibi
11:59
like phosphates, that we need to get back into the desert soils to fertilize them.
301
719260
3000
çıkarabileceğimiz bir sürü bileşen ve madde vardır.
12:02
And there's just about every element of the periodic table
302
722260
2000
Ve neredeyse periyodik tabloda bulunan her madde
12:04
in seawater.
303
724260
2000
denizsuyunda bulunmaktadır.
12:06
So it should be possible to extract valuable elements
304
726260
2000
Dolaysıyla rnerk olarak yüksek performans piller için
12:08
like lithium for high-performance batteries.
305
728260
3000
lityum gibi maddeleri elde etmek mümkün olabilir.
12:12
And in parts of the Arabian Gulf,
306
732260
3000
Arap Körfezi'nin bazı bölgelerinde
12:15
the seawater, the salinity is increasing steadily
307
735260
3000
arıtma tesislerinin atık salamura suyu yüzünden
12:18
due to the discharge of waste brine
308
738260
2000
denizsuyunun tuz oranı
12:20
from desalination plants.
309
740260
2000
artmaktadır.
12:22
And it's pushing the ecosystem close to collapse.
310
742260
3000
BU da ekosistemin çökmesine neden olmaktadır.
12:25
Now we would be able to make use of all that waste brine.
311
745260
2000
Artık atık salamuranın tümünü kullanabileceğiz.
12:27
We could evaporate it
312
747260
2000
Acil bir atık sorununu büyük bir fırsata çevirmek maksadıyla
12:29
to enhance the restorative benefits
313
749260
2000
Yenileme konusundaki yararları arttırmak
12:31
and capture the salts,
314
751260
2000
ve tuzları elde etmek amacıyla
12:33
transforming an urgent waste problem into a big opportunity.
315
753260
3000
ve tuzları elde etmek amacıyla buharlaştırabiliriz.
12:36
Really the Sahara Forest Project is a model
316
756260
2000
Aslında Sahra Orman Projesi
12:38
for how we could create zero-carbon food,
317
758260
3000
sıfır-karbon yiyecek ,
12:41
abundant renewable energy in some of the most water-stressed parts of the planet
318
761260
3000
en fazla su sıkıntısı çeken bölgelerin bazılarında fazlasıyla sürdürülebilir enerji üretebileceğimiz
12:44
as well as reversing desertification in certain areas.
319
764260
4000
ve aynı zaman da bellirli bölgelerde çolleşmeyi geriletebileceğimiz bir modeldir
12:48
So returning to those big challenges that I mentioned at the beginning:
320
768260
3000
Başta bahsettiğim büyük mücadelelere dönecek olursak:
12:51
radical increases in resource efficiency,
321
771260
2000
kaynak verimliliğinde radikal artışlar,
12:53
closing loops and a solar economy.
322
773260
2000
kapalı döngüler ve güneş enerjisi ekonomisi.
12:55
They're not just possible; they're critical.
323
775260
3000
Bunlar sadece mümkün olmakla kalmıyor aynı zamanda kritikler.
12:58
And I firmly believe that studying the way nature solves problems
324
778260
3000
Doğanın sorunları çözümlemesini inceleyerek kendi sorunlarımızın
13:01
will provide a lot of the solutions.
325
781260
3000
bir çoğunu çözümleyeceğine kesin olarak inanıyorum.
13:04
But perhaps more than anything, what this thinking provides
326
784260
3000
Sürdürülebilir tasarım hakkında bu şekilde düşünmek,
13:07
is a really positive way of talking about sustainable design.
327
787260
2000
herşeyden çok pozitif konuşabilmeyi sağlamaktadır.
13:09
Far too much of the talk about the environment
328
789260
2000
Çevre ile ilgili konuşmalarda
13:11
uses very negative language.
329
791260
2000
çok fazla negatif söylemler içermektedir.
13:13
But here it's about synergies and abundance and optimizing.
330
793260
3000
Ama burdaki durum synerji ve fazlalık ve optimizasyon hakkındadır.
13:16
And this is an important point.
331
796260
2000
Ve bu önemli bir nokta.
13:18
Antoine de Saint-Exupery once said,
332
798260
2000
Antoine de Saint-Exupery bir defasında şöyle söylemiş,
13:20
"If you want to build a flotilla of ships,
333
800260
2000
"Eğer gemilerden küçük bir filo kurmak istiyorsanız,
13:22
you don't sit around talking about carpentry.
334
802260
2000
marangozluk hakkında konuşup zaman kaybetmezsiniz.
13:24
No, you need to set people's souls ablaze
335
804260
3000
Hayır, uzak sahilleri keşfetme vizyonlarını sunarak
13:27
with visions of exploring distant shores."
336
807260
2000
insanların ruhlarını ateşe vermelisin."
13:29
And that's what we need to do, so let's be positive,
337
809260
3000
Ve işte yapmamız gereken işte bunlardır,
13:32
and let's make progress with what could be
338
812260
2000
şimdiye kadar en heyecan verici dönem olarak
13:34
the most exciting period of innovation we've ever seen.
339
814260
2000
tanımlayabileceğimiz süreçte ilerleme sağlayalım.
13:36
Thank you.
340
816260
2000
Teşekkürler.
13:38
(Applause)
341
818260
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7