Jonathan Haidt: Religion, evolution, and the ecstasy of self-transcendence

Jonathan Haidt: Din, evrim ve kendinden geçmenin coşkusu

346,732 views

2012-03-14 ・ TED


New videos

Jonathan Haidt: Religion, evolution, and the ecstasy of self-transcendence

Jonathan Haidt: Din, evrim ve kendinden geçmenin coşkusu

346,732 views ・ 2012-03-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Diba Szamosi Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
I have a question for you:
0
15260
3000
Size bir sorum var:
00:18
Are you religious?
1
18260
2000
Dindar mısınız?
00:20
Please raise your hand right now
2
20260
2000
Kendinizi dindar olarak görüyorsanız
00:22
if you think of yourself as a religious person.
3
22260
3000
lütfen şimdi elinizi kaldırın.
00:25
Let's see, I'd say about three or four percent.
4
25260
3000
Bakalım, sanırım yüzde üç ya da dört kadar.
00:28
I had no idea there were so many believers at a TED Conference.
5
28260
3000
Bir TED konferansında bu kadar inananın olduğunu bilmiyordum.
00:31
(Laughter)
6
31260
2000
(Gülüşmeler)
00:33
Okay, here's another question:
7
33260
2000
Peki, başka bir soru:
00:35
Do you think of yourself as spiritual
8
35260
2000
Herhangi bir şekilde ruhani olduğunuzu
00:37
in any way, shape or form? Raise your hand.
9
37260
2000
kabul ediyorsanız elinizi kaldırın.
00:39
Okay, that's the majority.
10
39260
3000
Tamam, bu çoğunluğu oluşturuyor.
00:42
My Talk today
11
42260
2000
Bugünkü konuşmam, insanların
00:44
is about the main reason, or one of the main reasons,
12
44260
2000
kendilerini ruhani olarak görmelerinin
00:46
why most people consider themselves
13
46260
2000
asıl nedeniyle, ya da asıl nedenlerden
00:48
to be spiritual in some way, shape or form.
14
48260
2000
biriyle ilgili.
00:50
My Talk today is about self-transcendence.
15
50260
3000
Bugünkü konuşmam kendinden geçmekle ilgili.
00:53
It's just a basic fact about being human
16
53260
3000
İnsan olmanın temel gerçeği,
00:56
that sometimes the self seems to just melt away.
17
56260
3000
bazen benlik kavramı ortadan kayboluverir.
00:59
And when that happens,
18
59260
2000
Ve bu gerçekleştiğinde,
01:01
the feeling is ecstatic
19
61260
3000
ortaya çıkan duygu coşku vericidir
01:04
and we reach for metaphors of up and down
20
64260
2000
ve biz bu duyguları açıklamak için
01:06
to explain these feelings.
21
66260
2000
metaforlar yaratır dururuz.
01:08
We talk about being uplifted
22
68260
2000
Yukarı çekildiğimizi ya da yükseldiğimizi
01:10
or elevated.
23
70260
2000
söyleriz.
01:12
Now it's really hard to think about anything abstract like this
24
72260
3000
Bunun gibi soyut bir şeyi iyi somut bir metafordan
01:15
without a good concrete metaphor.
25
75260
2000
başkası açıklayamaz.
01:17
So here's the metaphor I'm offering today.
26
77260
3000
İşte bugün kullanacağım metafor.
01:20
Think about the mind as being like a house with many rooms,
27
80260
3000
Zihni, çoğunu bildiğimiz
01:23
most of which we're very familiar with.
28
83260
3000
odalardan oluşan bir ev gibi düşünün.
01:26
But sometimes it's as though a doorway appears
29
86260
3000
Ama birden bire hiç olmayan bir yerden
01:29
from out of nowhere
30
89260
2000
bir kapı oluşuverir
01:31
and it opens onto a staircase.
31
91260
3000
ve bu kapı merdivenlere açılır.
01:34
We climb the staircase
32
94260
2000
Merdivenleri tırmanırız
01:36
and experience a state of altered consciousness.
33
96260
4000
ve değişmiş bir bilinç durumunu yaşarız.
01:40
In 1902,
34
100260
2000
1902'de,
01:42
the great American psychologist William James
35
102260
2000
büyük Amerikan psikolog William James
01:44
wrote about the many varieties of religious experience.
36
104260
3000
dini deneyimlerin türlü çeşidini yazmıştı.
01:47
He collected all kinds of case studies.
37
107260
2000
Her çeşit durum çalışmalarını topladı.
01:49
He quoted the words of all kinds of people
38
109260
2000
Bu değişik deneyimleri yaşayan
01:51
who'd had a variety of these experiences.
39
111260
2000
insanların sözlerini yazdı.
01:53
One of the most exciting to me
40
113260
2000
Benim için en heyecan vericisi
01:55
is this young man, Stephen Bradley,
41
115260
2000
Stephen Bradley adlı genç adamın,
01:57
had an encounter, he thought, with Jesus in 1820.
42
117260
3000
1820'de İsa'yla karşılaştığını sanıyor olmasıydı.
02:00
And here's what Bradley said about it.
43
120260
3000
Ve Bradley bu konuda şöyle demişti.
02:06
(Music)
44
126260
2000
(Müzik)
02:09
(Video) Stephen Bradley: I thought I saw the savior in human shape
45
129260
3000
(Video) Stephen Bradley: Bir saniye için, kurtarıcıyı odada
02:12
for about one second in the room,
46
132260
2000
insan formunda gördüğümü sandım,
02:14
with arms extended,
47
134260
2000
kolları açık,
02:16
appearing to say to me, "Come."
48
136260
3000
bana "Gel." diyordu.
02:19
The next day I rejoiced with trembling.
49
139260
3000
Ertesi gün sevinçten titriyordum.
02:22
My happiness was so great that I said I wanted to die.
50
142260
3000
Mutluluğum o kadar büyüktü ki, ölmek istediğimi söyledim.
02:25
This world had no place in my affections.
51
145260
3000
Duygularımın içinde bu dünyaya yer yoktu.
02:28
Previous to this time,
52
148260
2000
O ana kadar,
02:30
I was very selfish and self-righteous.
53
150260
2000
çok bencil ve kendini beğenmişin tekiydim.
02:32
But now I desired the welfare of all mankind
54
152260
3000
Ancak o an, tüm insanlık için iyi şeyler isteyip
02:35
and could, with a feeling heart,
55
155260
2000
hisseden bir kalple
02:37
forgive my worst enemies.
56
157260
3000
tüm düşmanlarımı affedebildim.
02:41
JH: So note
57
161260
2000
JH: Bradley'nin küçük
02:43
how Bradley's petty, moralistic self
58
163260
2000
ahlaki benliğinin merdivenleri çıkarken
02:45
just dies on the way up the staircase.
59
165260
2000
nasıl öldüğüne bir bakın.
02:47
And on this higher level
60
167260
2000
Ve bu yüksek seviyede
02:49
he becomes loving and forgiving.
61
169260
3000
sevgi dolu ve affedici birine dönüşüyor.
02:53
The world's many religions have found so many ways
62
173260
2000
Dünyadaki bir çok din, insanları merdivenlere
02:55
to help people climb the staircase.
63
175260
2000
tırmadırmak için yöntemlere sahip.
02:57
Some shut down the self using meditation.
64
177260
2000
Kimisi benliği meditasyon kullanarak kapatıyor.
02:59
Others use psychedelic drugs.
65
179260
2000
Kimisi halüsinojen ilaçlar kullanıyor.
03:01
This is from a 16th century Aztec scroll
66
181260
4000
Bu 16. yy Aztek yazısından,
03:05
showing a man about to eat a psilocybin mushroom
67
185260
3000
psilosibin mantar yemek üzere olan bir adamı
03:08
and at the same moment get yanked up the staircase by a god.
68
188260
4000
ve aynı anda tanrı tarafından merdivenlere çekilişini anlatıyor.
03:12
Others use dancing, spinning and circling
69
192260
2000
Kimisi kendinden geçebilmek için
03:14
to promote self-transcendence.
70
194260
2000
dansı, dönmeyi, daireler çizmeyi kullanıyor.
03:16
But you don't need a religion to get you through the staircase.
71
196260
3000
Ama merdivenleri çıkmak için bir dine ihtiyacınız yok.
03:19
Lots of people find self-transcendence in nature.
72
199260
3000
Çoğu insan doğada kendinden geçiyor.
03:22
Others overcome their self at raves.
73
202260
3000
Diğerleri benliklerinden çılgınlıklarla kurtuluyor.
03:25
But here's the weirdest place of all:
74
205260
3000
Hepsinden de tuhaf olan bir yer ise:
03:28
war.
75
208260
2000
savaş.
03:30
So many books about war say the same thing,
76
210260
2000
Birçok kitap savaş için aynı şeyi söylüyor.
03:32
that nothing brings people together
77
212260
2000
Hiçbir şey, insanları savaşın yaptığı gibi
03:34
like war.
78
214260
2000
bir araya getiremez.
03:36
And that bringing them together opens up the possibility
79
216260
3000
Ve bu bir araya geliş sıradışı kendinden geçme
03:39
of extraordinary self-transcendent experiences.
80
219260
3000
deneyimlerini mümkün kılıyor.
03:42
I'm going to play for you an excerpt
81
222260
2000
Glenn Gray'in kitabından
03:44
from this book by Glenn Gray.
82
224260
2000
bir pasaj çalacağım.
03:46
Gray was a soldier in the American army in World War II.
83
226260
3000
Gray 2. Dünya Savaşında Amerikan ordusundaydı.
03:49
And after the war he interviewed a lot of other soldiers
84
229260
3000
Ve savaştan sonra birçok askerle röportaj yaptı
03:52
and wrote about the experience of men in battle.
85
232260
2000
ve savaşan adamların deneyimleri hakkında yazdı.
03:54
Here's a key passage
86
234260
2000
İşte merdivenleri anlatan
03:56
where he basically describes the staircase.
87
236260
3000
anahtar bölüm:
04:01
(Video) Glenn Gray: Many veterans will admit
88
241260
2000
(Video) Glenn Gray: Eski askerlerin çoğu
04:03
that the experience of communal effort in battle
89
243260
3000
savaş esnasındaki ortak deneyimlerinin
04:06
has been the high point of their lives.
90
246260
3000
hayatlarının en üst noktası olduğunu söyler.
04:09
"I" passes insensibly into a "we,"
91
249260
3000
"Ben" farketmeden "Biz"e dönüşür
04:12
"my" becomes "our"
92
252260
2000
"benim" yerine "bizim" gelir
04:14
and individual faith
93
254260
2000
ve bireysel inanç
04:16
loses its central importance.
94
256260
3000
merkezi önemini yitirir.
04:19
I believe that it is nothing less
95
259260
2000
Bunun, ölümsüzlük teminatının
04:21
than the assurance of immortality
96
261260
3000
o anlarda kendini kurban etmeyi
04:24
that makes self-sacrifice at these moments
97
264260
3000
kolaylaştırmasından daha önemsiz
04:27
so relatively easy.
98
267260
3000
olduğunu sanmıyorum.
04:30
I may fall, but I do not die,
99
270260
3000
Düşebilirim, ama ölmem,
04:33
for that which is real in me goes forward
100
273260
3000
bunun için içimdeki gerçek ben ilerler
04:36
and lives on in the comrades
101
276260
2000
ve onlar için hayatımdan vazgeçtiğim
04:38
for whom I gave up my life.
102
278260
2000
dostlarımla yaşamaya devam eder.
04:42
JH: So what all of these cases have in common
103
282260
3000
JH: Tüm bu durumların arasındaki ortak özellik
04:45
is that the self seems to thin out, or melt away,
104
285260
3000
öz-benliğin incelmesi ya da eriyip gitmesi,
04:48
and it feels good, it feels really good,
105
288260
2000
ve bu çok çok iyi hissettiriyor,
04:50
in a way totally unlike anything we feel in our normal lives.
106
290260
3000
normal hayatlarımızı yaşarkenki hiçbir şeye benzemiyor.
04:53
It feels somehow uplifting.
107
293260
3000
Canlandırıcı bir his yaratıyor.
04:56
This idea that we move up was central in the writing
108
296260
3000
Yükseldiğimiz firkri, Fransız sosyolog
04:59
of the great French sociologist Emile Durkheim.
109
299260
3000
Emile Durkheim'ın yazısında anafikirdi.
05:02
Durkheim even called us Homo duplex,
110
302260
2000
Hatta Durkheim bizi birbirini tamamlayan, iki seviyeli
05:04
or two-level man.
111
304260
2000
insan olarak tanımlıyor.
05:06
The lower level he called the level of the profane.
112
306260
3000
Bunun bir alt seviyesine dindışılık seviyesi diyor.
05:09
Now profane is the opposite of sacred.
113
309260
3000
Dindışı kutsallığın zıttı oluyor.
05:12
It just means ordinary or common.
114
312260
2000
Sadece sıradan anlamına geliyor.
05:14
And in our ordinary lives we exist as individuals.
115
314260
3000
Ve sıradan hayatlarımızda bireysel olarak varoluyoruz.
05:17
We want to satisfy our individual desires.
116
317260
3000
Bireysel arzularımızı tatmin etmek istiyoruz.
05:20
We pursue our individual goals.
117
320260
2000
Bireysel hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz.
05:22
But sometimes something happens
118
322260
2000
Ama bazen bu seviyenin değişimini
05:24
that triggers a phase change.
119
324260
2000
tetikleyen bir şeyler oluyor.
05:26
Individuals unite
120
326260
2000
Bireyler birleşiyor
05:28
into a team, a movement or a nation,
121
328260
3000
ve bir takım, bir hareket ya da bir ulus oluyorlar,
05:31
which is far more than the sum of its parts.
122
331260
3000
tek tek parçalarından çok farklı bir oluşum.
05:34
Durkheim called this level the level of the sacred
123
334260
3000
Durkheim bu seviyeye, kutsallık seviyesi diyor
05:37
because he believed that the function of religion
124
337260
2000
çünkü dinin işlevinin insanları bir grup içinde,
05:39
was to unite people into a group,
125
339260
2000
ahlaki bir topluluğa dönüştürmek
05:41
into a moral community.
126
341260
3000
olduğuna inanıyordu.
05:44
Durkheim believed that anything that unites us
127
344260
3000
Durkheim bizi birleştiren her ne ise kutsallık
05:47
takes on an air of sacredness.
128
347260
2000
havasında yükseldiğine inanıyordu.
05:49
And once people circle around
129
349260
2000
Ve insanlar kutsal bir değerin ya da nesnenin
05:51
some sacred object or value,
130
351260
2000
etrafında döndüklerinde,
05:53
they'll then work as a team and fight to defend it.
131
353260
3000
onu savunmak için de beraber savaşabilecek bir takım oluveriyorlar.
05:56
Durkheim wrote
132
356260
2000
Durkheim
05:58
about a set of intense collective emotions
133
358260
2000
yoğun ortak duygularla ilgili
06:00
that accomplish this miracle of E pluribus unum,
134
360260
3000
"Hepimiz biriz" mucizesini yaratabildiğini
06:03
of making a group out of individuals.
135
363260
2000
ve bireylerden bir grup oluşturabildiğini yazmıştı.
06:05
Think of the collective joy in Britain
136
365260
3000
2. Dünya savaşı bittiğinde
06:08
on the day World War II ended.
137
368260
3000
Britanya'daki ortak neşeyi bir düşünün.
06:11
Think of the collective anger in Tahrir Square,
138
371260
3000
Tahrir Meydanı'ndaki
06:14
which brought down a dictator.
139
374260
3000
bir diktatörü deviren ortak öfkeyi.
06:17
And think of the collective grief
140
377260
2000
Ve 9/11'den sonra
06:19
in the United States
141
379260
2000
hepimizi bir araya getiren
06:21
that we all felt, that brought us all together,
142
381260
3000
hepimizin hissettiği
06:24
after 9/11.
143
384260
3000
ortak acıyı.
06:27
So let me summarize where we are.
144
387260
3000
Nerede olduğumuzu özetleyecek olursam,
06:30
I'm saying that the capacity for self-transcendence
145
390260
2000
Diyorum ki, kendinden geçme kapasitesi
06:32
is just a basic part of being human.
146
392260
3000
sadece insan olmanın doğasında var.
06:35
I'm offering the metaphor
147
395260
2000
Kafamızın içinde var olan bir
06:37
of a staircase in the mind.
148
397260
2000
merdiven metaforunu kullanıyorum.
06:39
I'm saying we are Homo duplex
149
399260
2000
Hepimizin aslında birbirini tamamladığını,
06:41
and this staircase takes us up from the profane level
150
401260
3000
ve bu merdivenlerin bizi dindışı seviyeden
06:44
to the level of the sacred.
151
404260
2000
kutsallığa taşıdığını söylüyorum.
06:46
When we climb that staircase,
152
406260
2000
Bu merdivene tırmandığımızda,
06:48
self-interest fades away,
153
408260
2000
benliğimize olan ilgi azalıyor,
06:50
we become just much less self-interested,
154
410260
2000
daha az bencil oluyoruz,
06:52
and we feel as though we are better, nobler
155
412260
2000
ve bu bizi daha iyi, daha asil ve yükselmiş
06:54
and somehow uplifted.
156
414260
3000
hissettiriyor.
06:57
So here's the million-dollar question
157
417260
3000
Şimdi benim gibi sosyal bilimciler için
07:00
for social scientists like me:
158
420260
2000
milyonluk sorumuza gelelim:
07:02
Is the staircase
159
422260
2000
Bu merdiven
07:04
a feature of our evolutionary design?
160
424260
3000
evrimsel tasarımın bir parçası mı?
07:07
Is it a product of natural selection,
161
427260
3000
Doğal seleksiyonun, ellerimiz gibi
07:10
like our hands?
162
430260
2000
birer ürünü mü?
07:12
Or is it a bug, a mistake in the system --
163
432260
3000
Yoksa sistemdeki bir virüs mü --
07:15
this religious stuff is just something
164
435260
2000
bu dini şeyler, beynimizde
07:17
that happens when the wires cross in the brain --
165
437260
3000
bir şeylerin ters gitmesiyle oluşan bir hata mı --
07:20
Jill has a stroke and she has this religious experience,
166
440260
2000
Jill bir felç geçirdi ve bu dini deneyimi yaşadı,
07:22
it's just a mistake?
167
442260
2000
bu sadece bir hata mıydı?
07:24
Well many scientists who study religion take this view.
168
444260
4000
Din üzerine çalışan bilimadamları böyle diyorlar.
07:28
The New Atheists, for example,
169
448260
2000
Mesela, Yeni Ateistler
07:30
argue that religion is a set of memes,
170
450260
2000
dinin parazit gen taklitlerinden
07:32
sort of parasitic memes,
171
452260
2000
ortaya çıktığını iddia ediyor,
07:34
that get inside our minds
172
454260
2000
bu parazitler zihnimize giriyor ve
07:36
and make us do all kinds of crazy religious stuff,
173
456260
3000
her türlü çılgın dini şeyi yapmamızı sağlıyor.
07:39
self-destructive stuff, like suicide bombing.
174
459260
2000
Kendimizi yok eden şeyler, mesela intihar bombacılığı.
07:41
And after all,
175
461260
2000
Yine de,
07:43
how could it ever be good for us
176
463260
2000
kendimizi kaybetmenin
07:45
to lose ourselves?
177
465260
2000
bize ne yararı var?
07:47
How could it ever be adaptive
178
467260
2000
Nasıl oluyor da organizmalar
07:49
for any organism
179
469260
2000
kişisel çıkarlardan vazgeçmenin
07:51
to overcome self-interest?
180
471260
3000
edinilmesi gereken bir özellik olduğuna karar veriyor?
07:54
Well let me show you.
181
474260
2000
Şöyle göstereyim.
07:56
In "The Descent of Man,"
182
476260
2000
"İnsanın Türeyişi" kitabında
07:58
Charles Darwin wrote a great deal
183
478260
2000
Charles Darwin ahlakın evrimi üzerine
08:00
about the evolution of morality --
184
480260
2000
çok şey yazmıştı --
08:02
where did it come from, why do we have it.
185
482260
3000
nereden geldiğini ve neden sahip olduğumuzu.
08:05
Darwin noted that many of our virtues
186
485260
2000
Darwin erdemlerimizin çoğunun
08:07
are of very little use to ourselves,
187
487260
2000
kendimize az yararı olduğunu,
08:09
but they're of great use to our groups.
188
489260
2000
ama içinde yaşadığımız gruplar için yararlı olduğunu söyler.
08:11
He wrote about the scenario
189
491260
2000
İlk insan kabilelerinden ikisinin
08:13
in which two tribes of early humans
190
493260
2000
iletişime geçip, rekabete başladığı
08:15
would have come in contact and competition.
191
495260
2000
bir senaryosu vardı.
08:17
He said, "If the one tribe included
192
497260
3000
Şöyle anlatıyor: "Eğer bir kabilede
08:20
a great number of courageous, sympathetic
193
500260
2000
hatrı sayılır sayıda cesur, anlayışlı
08:22
and faithful members
194
502260
2000
ve inançlı üyeler varsa
08:24
who are always ready to aid and defend each other,
195
504260
2000
ve bunlar birbirlerini korumaya hazırlarsa
08:26
this tribe would succeed better
196
506260
2000
bu kabile başarılı olur
08:28
and conquer the other."
197
508260
2000
ve diğerini fetheder."
08:30
He went on to say that "Selfish and contentious people
198
510260
2000
Şöyle devam ediyor: "Bencil ve çekişmeli bir halk
08:32
will not cohere,
199
512260
2000
birbirine tutunamaz
08:34
and without coherence
200
514260
2000
ve birlik olmayınca
08:36
nothing can be effected."
201
516260
2000
hiçbir etki yaratılamaz."
08:38
In other words,
202
518260
2000
Başka bir deyişle,
08:40
Charles Darwin believed
203
520260
2000
Charles Darwin
08:42
in group selection.
204
522260
2000
grup seleksiyonuna inanıyordu.
08:44
Now this idea has been very controversial for the last 40 years,
205
524260
3000
Bu fikir, son 40 yıldır tartışmalı bir konu olmuştur,
08:47
but it's about to make a major comeback this year,
206
527260
3000
ama bu yıl büyük bir sonuca bağlanmak üzere,
08:50
especially after E.O. Wilson's book comes out in April,
207
530260
3000
özellikle E. O. Wilson'ın kitabı nisanda çıktıktan sonra,
08:53
making a very strong case
208
533260
2000
bizim ve bazı başka türlerin
08:55
that we, and several other species,
209
535260
2000
grup seleksiyonunun ürünleri olduğumuz
08:57
are products of group selection.
210
537260
2000
konusunda iddialı bir kitap.
08:59
But really the way to think about this
211
539260
2000
Ama bu konuyu düşünmenin yolu
09:01
is as multilevel selection.
212
541260
2000
çok-seviyeli bir seçim.
09:03
So look at it this way:
213
543260
2000
Şimdi bir de bu yönden bakın:
09:05
You've got competition going on within groups and across groups.
214
545260
3000
Kendi grubunuz içinde ve başka diğer gruplarla rekabet içerisindesiniz.
09:08
So here's a group of guys on a college crew team.
215
548260
3000
Bir üniversite kürek takımı.
09:11
Within this team
216
551260
2000
Bu grup içinde
09:13
there's competition.
217
553260
2000
rekabet var.
09:15
There are guys competing with each other.
218
555260
2000
Birbiriyle yarışan gençler var.
09:17
The slowest rowers, the weakest rowers, are going to get cut from the team.
219
557260
3000
En yavaş kürekçiler, en zayıfları, takımdan çıkarılacaklar.
09:20
And only a few of these guys are going to go on in the sport.
220
560260
2000
Ve bu gençlerin sadece birkaçı bu spora devam edecek.
09:22
Maybe one of them will make it to the Olympics.
221
562260
3000
Hatta biri olimpiyatlara bile katılabilir.
09:25
So within the team,
222
565260
2000
Yani takım içinde,
09:27
their interests are actually pitted against each other.
223
567260
3000
benlikleri birbirlerine karşı yarışıyor.
09:30
And sometimes it would be advantageous
224
570260
2000
Ve bazen, birisinin diğerlerini
09:32
for one of these guys
225
572260
2000
sabotaj etmesi
09:34
to try to sabotage the other guys.
226
574260
2000
kendisine avantaj sağlayabilir
09:36
Maybe he'll badmouth his chief rival
227
576260
2000
Belki de koça en iyi rakibini
09:38
to the coach.
228
578260
2000
kötüleyecek.
09:40
But while that competition is going on
229
580260
2000
Ama bot içindeki bu rekabet
09:42
within the boat,
230
582260
2000
sürerken,
09:44
this competition is going on across boats.
231
584260
3000
botlar arası bir yarışma da devam ediyor.
09:47
And once you put these guys in a boat competing with another boat,
232
587260
3000
Ve bu çekişmeli gençleri başka bir botla yarışsın diye bir bota koyduğunuzda,
09:50
now they've got no choice but to cooperate
233
590260
2000
ortak çalışmak dışında bir şansları kalmıyor
09:52
because they're all in the same boat.
234
592260
3000
çünkü artık aynı bottalar.
09:55
They can only win
235
595260
2000
Sadece takım olarak
09:57
if they all pull together as a team.
236
597260
2000
çalıştıklarında kazanabilirler.
09:59
I mean, these things sound trite,
237
599260
2000
Size klişe gibi gelebilir,
10:01
but they are deep evolutionary truths.
238
601260
2000
ama bunlar derin evrimsel gerçekler.
10:03
The main argument against group selection
239
603260
2000
Grup seleksiyonuna karşı kullanılan argümanlar
10:05
has always been
240
605260
2000
her zaman şöyle olmuştur:
10:07
that, well sure, it would be nice to have a group of cooperators,
241
607260
3000
grup içerisinde ortak çalışanların olması çok iyi ama
10:10
but as soon as you have a group of cooperators,
242
610260
2000
ortak çalışanlar varsa,
10:12
they're just going to get taken over by free-riders,
243
612260
3000
diğerlerinin çalışmalarını sömürerek üstünleşecek
10:15
individuals that are going to exploit the hard work of the others.
244
615260
3000
beleşçiler de ortaya çıkacaktır.
10:18
Let me illustrate this for you.
245
618260
2000
Şöyle açıklayayım.
10:20
Suppose we've got a group of little organisms --
246
620260
3000
küçük organizmalardan oluşan bir grubunuz var --
10:23
they can be bacteria, they can be hamsters; it doesn't matter what --
247
623260
3000
bakteriler olabilir, hamsterlar olabilir; ne olduğu mühim değil. --
10:26
and let's suppose that this little group here, they evolved to be cooperative.
248
626260
3000
ve diyelim ki bu küçük grup ortak çalışmak üzere evriliyorlar.
10:29
Well that's great. They graze, they defend each other,
249
629260
2000
Gayet iyi. Birbirlerine destek olup koruyorlar,
10:31
they work together, they generate wealth.
250
631260
3000
beraber çalışıyor ve rahatlığa ulaşıyorlar.
10:34
And as you'll see in this simulation,
251
634260
2000
Bu simülasyonda göreceğiniz gibi,
10:36
as they interact they gain points, as it were, they grow,
252
636260
3000
kazanç noktalarına ulaştıklarında, büyüyorlar
10:39
and when they've doubled in size, you'll see them split,
253
639260
2000
ve boyutları iki katına ulaşınca, bölünüyorlar
10:41
and that's how they reproduce and the population grows.
254
641260
2000
ve böylece çoğalıyorlar ve nüfus artıyor.
10:43
But suppose then that one of them mutates.
255
643260
3000
Ama diyelim ki, bir tanesi mutasyona uğruyor.
10:46
There's a mutation in the gene
256
646260
2000
Geninde bir mutasyon oluşuyor
10:48
and one of them mutates to follow a selfish strategy.
257
648260
2000
ve bencil bir yol izlemeye programlanıyor.
10:50
It takes advantage of the others.
258
650260
2000
Diğerlerini kullanmaya başlıyor.
10:52
And so when a green interacts with a blue,
259
652260
3000
Ve bir yeşil, maviyle karşılaşınca,
10:55
you'll see the green gets larger and the blue gets smaller.
260
655260
2000
yeşilin büyüdüğünü ve mavinin küçüldüğünü görüyorsunuz.
10:57
So here's how things play out.
261
657260
2000
İşler bu şekilde yürüyor.
10:59
We start with just one green,
262
659260
2000
Sadece bir yeşille başlıyoruz,
11:01
and as it interacts
263
661260
2000
ve diğerlerine ulaşınca
11:03
it gains wealth or points or food.
264
663260
3000
güçlerini, puanlarını ya da yiyeceklerini alıyor.
11:06
And in short order, the cooperators are done for.
265
666260
3000
Ve kısa zamanda, ortak çalışmacılar tükeniyorlar.
11:09
The free-riders have taken over.
266
669260
3000
Beleşçiler herşeyi ele geçiriyor.
11:12
If a group cannot solve the free-rider problem
267
672260
3000
Eğer bir grup beleşçi problemini çözmezse
11:15
then it cannot reap the benefits of cooperation
268
675260
3000
ortak çalışmanın faydalarından yararlanamaz
11:18
and group selection cannot get started.
269
678260
3000
ve grup seleksiyonu başlayamaz.
11:21
But there are solutions to the free-rider problem.
270
681260
2000
Ancak, beleşçi probleminin çözümleri var.
11:23
It's not that hard a problem.
271
683260
2000
O kadar da zor bir problem değil.
11:25
In fact, nature has solved it many, many times.
272
685260
3000
Aslında, doğa bunu pek çok kez çözdü.
11:28
And nature's favorite solution
273
688260
2000
Ve doğanın en sevdiği çözüm
11:30
is to put everyone in the same boat.
274
690260
3000
herkesi aynı bota koymak.
11:33
For example,
275
693260
2000
Mesela,
11:35
why is it that the mitochondria in every cell
276
695260
3000
her hücrede mitokondrinin neden
11:38
has its own DNA,
277
698260
2000
kendi DNAsı var?
11:40
totally separate from the DNA in the nucleus?
278
700260
3000
Neden çekirdeğin DNAsından tamamen ayrı?
11:43
It's because they used to be
279
703260
2000
Çünkü ikisi eskiden
11:45
separate free-living bacteria
280
705260
2000
ayrı yaşayan bakterilerdi
11:47
and they came together
281
707260
2000
ve biraraya gelerek
11:49
and became a superorganism.
282
709260
2000
bir süperorganizma oluşturdular.
11:51
Somehow or other -- maybe one swallowed another; we'll never know exactly why --
283
711260
3000
Öyle ya da böyle -- belki biri birini yutuverdi; nasıl olduğunu asla bilemeyeceğiz --
11:54
but once they got a membrane around them,
284
714260
2000
ama çevrelerinde çeperleri oluşunca
11:56
they were all in the same membrane,
285
716260
2000
artık aynı çeperin içinde olunca,
11:58
now all the wealth-created division of labor,
286
718260
3000
çalışmalarının üreteceği bolluk ve güç,
12:01
all the greatness created by cooperation,
287
721260
2000
ortaklığın yarattığı tüm iyilik,
12:03
stays locked inside the membrane
288
723260
2000
çeperin içinde kalacak
12:05
and we've got a superorganism.
289
725260
3000
ve artık bir süperorganizmamız var.
12:08
And now let's rerun the simulation
290
728260
2000
Hadi simülasyonu yeniden oynatalım
12:10
putting one of these superorganisms
291
730260
2000
ve bu sefer süperorganizmamızı
12:12
into a population of free-riders, of defectors, of cheaters
292
732260
3000
beleşçilerin, asalakların, sahtekarların olduğu topluluğun içine atalım
12:15
and look what happens.
293
735260
3000
ve bakın ne oluyor:
12:18
A superorganism can basically take what it wants.
294
738260
2000
Bir süperorganizma istediği şeyi kolayca alıyor.
12:20
It's so big and powerful and efficient
295
740260
3000
O kadar büyük, güçlü ve etkili ki,
12:23
that it can take resources
296
743260
2000
kaynakları yeşillerden,
12:25
from the greens, from the defectors, the cheaters.
297
745260
4000
beleşçilerden, sahtekarlardan kolayca alıyor.
12:29
And pretty soon the whole population
298
749260
2000
Ve çok kısa sürede tüm popülasyon
12:31
is actually composed of these new superorganisms.
299
751260
3000
bu süperorganizmalardan oluşuyor.
12:34
What I've shown you here
300
754260
2000
Burada size gösterdiğim şeye
12:36
is sometimes called a major transition
301
756260
2000
bazen evrimsel tarihte
12:38
in evolutionary history.
302
758260
3000
büyük geçiş deniyor.
12:41
Darwin's laws don't change,
303
761260
2000
Darwin'in kanunları değişmez,
12:43
but now there's a new kind of player on the field
304
763260
3000
ama şimdi sahada yeni bir tür oyuncu var
12:46
and things begin to look very different.
305
766260
3000
ve herşey farklılaşmaya başlıyor.
12:49
Now this transition was not a one-time freak of nature
306
769260
2000
Bu geçiş doğada sadece bir defa ortaya çıkan
12:51
that just happened with some bacteria.
307
771260
2000
ve bazı bakterilerin başına gelen bir kaza değil.
12:53
It happened again
308
773260
2000
120-140 milyon yıl önce
12:55
about 120 or a 140 million years ago
309
775260
2000
yine ortaya çıktı:
12:57
when some solitary wasps
310
777260
3000
yalnız yaşayan yaban arıları
13:00
began creating little simple, primitive
311
780260
2000
basit ilkel yuvalarını,
13:02
nests, or hives.
312
782260
3000
kovanlarını yaparken.
13:05
Once several wasps were all together in the same hive,
313
785260
3000
Birkaç yaban arısı aynı kovana yerleşince,
13:08
they had no choice but to cooperate,
314
788260
2000
beraber çalışmaktan başka şansları kalmadı,
13:10
because pretty soon they were locked into competition
315
790260
2000
çünkü kısa sürede kendilerini diğer kovanlarla rekabet
13:12
with other hives.
316
792260
2000
içerisinde buldular.
13:14
And the most cohesive hives won,
317
794260
2000
Ve Darwin'in dediği gibi
13:16
just as Darwin said.
318
796260
2000
en uyumlu çalışan kovan kazandı.
13:18
These early wasps
319
798260
2000
Bu ilkel yaban arıları
13:20
gave rise to the bees and the ants
320
800260
2000
dünyayı kaplayan ve biyosferi değiştiren
13:22
that have covered the world
321
802260
2000
arılara ve karıncalara
13:24
and changed the biosphere.
322
804260
2000
bir başlangıç oldular.
13:26
And it happened again,
323
806260
2000
Ve sonra tekrar oldu,
13:28
even more spectacularly,
324
808260
2000
bu defa daha olağanüstü şekilde,
13:30
in the last half-million years
325
810260
2000
son yarım milyon yıl önce
13:32
when our own ancestors
326
812260
2000
atalarımız toplumsal
13:34
became cultural creatures,
327
814260
2000
varlıklar olmaya başladıklarında,
13:36
they came together around a hearth or a campfire,
328
816260
3000
kamp ateşinin etrafında bir araya gelip
13:39
they divided labor,
329
819260
2000
işleri paylaştıklarında,
13:41
they began painting their bodies, they spoke their own dialects,
330
821260
3000
vücutlarını boyayıp, ortak dillerini konuşmaya başladılar
13:44
and eventually they worshiped their own gods.
331
824260
3000
ve zamanla ortak tanrılarına tapındılar.
13:47
Once they were all in the same tribe,
332
827260
2000
Aynı kabileden olduklarında,
13:49
they could keep the benefits of cooperation locked inside.
333
829260
3000
ortaklıklarının faydalarını da içeride tuttular.
13:52
And they unlocked the most powerful force
334
832260
2000
Ve bu gezegen üzerinde bilinen
13:54
ever known on this planet,
335
834260
2000
en güçlü silahı buldular,
13:56
which is human cooperation --
336
836260
2000
ortak çalışma --
13:58
a force for construction
337
838260
2000
yapıcı olduğu kadar
14:00
and destruction.
338
840260
3000
yıkıcı bir silah.
14:03
Of course, human groups are nowhere near as cohesive
339
843260
2000
Elbette, insan grupları hiç bir zaman arı kovanlarındaki kadar
14:05
as beehives.
340
845260
2000
uyumlu olmadılar.
14:07
Human groups may look like hives for brief moments,
341
847260
3000
İlk başlarda arı kovanı gibi görünseler de
14:10
but they tend to then break apart.
342
850260
2000
sonradan dağılmaya meyilliler.
14:12
We're not locked into cooperation the way bees and ants are.
343
852260
3000
Bizler ortak çalışmaya arılar ya da karıncalar kadar sıkıca bağlı değiliz.
14:15
In fact, often,
344
855260
2000
Aslında, sık sık
14:17
as we've seen happen in a lot of the Arab Spring revolts,
345
857260
2000
Arap Baharı ayaklanmalarında da gördüğümüz gibi,
14:19
often those divisions are along religious lines.
346
859260
4000
bu bölünmeler dini çizgiler üzerinde ortaya çıkıyor.
14:23
Nonetheless, when people do come together
347
863260
3000
Ancak, insanlar bir araya geldiklerinde
14:26
and put themselves all into the same movement,
348
866260
2000
ve aynı hareketin parçası olduklarında
14:28
they can move mountains.
349
868260
3000
dağları yerinden oynatabilirler.
14:31
Look at the people in these photos I've been showing you.
350
871260
3000
Size gösterdiğim fotoğraflardaki insanlara bir bakın.
14:34
Do you think they're there
351
874260
2000
Sizce sadece kişisel çıkarları
14:36
pursuing their self-interest?
352
876260
2000
için mi oradalar?
14:38
Or are they pursuing communal interest,
353
878260
3000
Yoksa, kendilerinden vazgeçip
14:41
which requires them to lose themselves
354
881260
3000
bir bütünün parçası olmalarını sağlayan
14:44
and become simply a part of a whole?
355
884260
4000
bir toplumsal çıkar için mi oradalar?
14:49
Okay, so that was my Talk
356
889260
2000
Tamam, işte bu, benim konuşmamın
14:51
delivered in the standard TED way.
357
891260
2000
TED standartlarında yapılmış haliydi.
14:53
And now I'm going to give the whole Talk over again
358
893260
2000
Ve şimdi, tüm konuşmamı yeniden
14:55
in three minutes
359
895260
2000
üç dakika içinde
14:57
in a more full-spectrum sort of way.
360
897260
3000
görüntülü şekilde yapacağım.
15:00
(Music)
361
900260
2000
(Müzik)
15:02
(Video) Jonathan Haidt: We humans have many varieties
362
902260
2000
(Video) Jonathan Haidt: Biz insanların çeşitli
15:04
of religious experience,
363
904260
2000
dini deneyimleri vardır,
15:06
as William James explained.
364
906260
2000
diye açıklar William James.
15:08
One of the most common is climbing the secret staircase
365
908260
3000
En yaygını gizemli merdivenleri tırmanıp
15:11
and losing ourselves.
366
911260
2000
kendimizi kaybetmektir.
15:13
The staircase takes us
367
913260
2000
Bu merdiven bizi
15:15
from the experience of life as profane or ordinary
368
915260
3000
dindışı ya da sıradan hayatlarımızdan çıkarıp
15:18
upwards to the experience of life as sacred,
369
918260
2000
kutsal ya da derinden bağlı hayat deneyimlerine
15:20
or deeply interconnected.
370
920260
2000
götürür.
15:22
We are Homo duplex,
371
922260
2000
Durkheim'ın açıklamalarına göre
15:24
as Durkheim explained.
372
924260
2000
biz birbirimize bağlıyız.
15:26
And we are Homo duplex
373
926260
2000
Darwin'e göre de bağlıyız çünkü
15:28
because we evolved by multilevel selection,
374
928260
2000
çoklu seçimlerden geçerek
15:30
as Darwin explained.
375
930260
3000
evrimleştik.
15:33
I can't be certain if the staircase is an adaptation
376
933260
2000
Bu merdivenlerin bir adaptasyon mu yoksa
15:35
rather than a bug,
377
935260
2000
sadece bir hata mı olduğunu bilemiyorum,
15:37
but if it is an adaptation,
378
937260
2000
ama adaptasyonsa,
15:39
then the implications are profound.
379
939260
2000
bunu anlamı çok derin.
15:41
If it is an adaptation,
380
941260
2000
Adaptasyonsa,
15:43
then we evolved to be religious.
381
943260
3000
dindar olmak üzere evrildik.
15:46
I don't mean that we evolved
382
946260
2000
Devasa dini oluşumlara katılmak
15:48
to join gigantic organized religions.
383
948260
2000
için evrildiğimizi söylemiyorum.
15:50
Those things came along too recently.
384
950260
2000
Tüm bunlar çok yeni ortaya çıktı.
15:52
I mean that we evolved
385
952260
2000
Demek istediğim
15:54
to see sacredness all around us
386
954260
2000
etrafımızdaki kutsallığı görmek ve
15:56
and to join with others into teams
387
956260
2000
diğerlerine katılarak
15:58
and circle around sacred objects,
388
958260
2000
kutsal nesneleri, insanları ve düşünceleri
16:00
people and ideas.
389
960260
2000
tavaf etmek için evrildiğimiz.
16:02
This is why politics is so tribal.
390
962260
3000
Bu yüzden siyaset böylesine kabul görüyor.
16:05
Politics is partly profane, it's partly about self-interest,
391
965260
3000
Siyaset biraz profan, biraz da kişisel çıkarlara hitap ediyor.
16:08
but politics is also about sacredness.
392
968260
3000
Ama aynı zamanda da kutsallıkla ilgili.
16:11
It's about joining with others
393
971260
2000
Diğerleriyle bir araya gelip
16:13
to pursue moral ideas.
394
973260
2000
ahlaki fikirleri takip etmekle ilgil.
16:15
It's about the eternal struggle between good and evil,
395
975260
3000
İyi ile kötü arasındaki o sonsuz savaşla ilgili,
16:18
and we all believe we're on the good team.
396
978260
3000
ve hepimiz kendimizin iyi tarafta olduğuna inanıyoruz.
16:21
And most importantly,
397
981260
2000
Ve daha da önemlisi,
16:23
if the staircase is real,
398
983260
2000
merdiven gerçekse,
16:25
it explains the persistent undercurrent
399
985260
2000
bu bize modern hayattaki
16:27
of dissatisfaction in modern life.
400
987260
2000
daimi tatminsizlik eğilimini açıklar.
16:29
Because human beings are, to some extent,
401
989260
3000
Çünkü insanoğlu, bir bakıma,
16:32
hivish creatures like bees.
402
992260
2000
arılar gibi toplu yaşayan varlıklardır.
16:34
We're bees. We busted out of the hive during the Enlightenment.
403
994260
3000
Biz arıyız. Aydınlanma sürecinde kovanlarımızdan çıktık.
16:37
We broke down the old institutions
404
997260
3000
Eski oluşumları yıktık ve
16:40
and brought liberty to the oppressed.
405
1000260
2000
ezilenlere özgürlüğü getirdik.
16:42
We unleashed Earth-changing creativity
406
1002260
2000
Dünyayı değiştiren yaratıcılığı serbest bıraktık
16:44
and generated vast wealth and comfort.
407
1004260
3000
ve sonsuz rahatı ve zenginliği başlattık.
16:47
Nowadays we fly around
408
1007260
2000
Bugünlerde ise yalnız arılar gibi
16:49
like individual bees exulting in our freedom.
409
1009260
2000
özgürlüğümüzü kutlayarak etrafta uçuşuyoruz.
16:51
But sometimes we wonder:
410
1011260
2000
Ama bazen de merak ediyoruz:
16:53
Is this all there is?
411
1013260
2000
Hepsi bu mu?
16:55
What should I do with my life?
412
1015260
2000
Hayatımla ne yapmalıyım?
16:57
What's missing?
413
1017260
2000
Eksik olan ne?
16:59
What's missing is that we are Homo duplex,
414
1019260
2000
Eksik olan birbirimize bağlı olmamıza rağmen,
17:01
but modern, secular society was built
415
1021260
3000
modern ve laik toplumun, dindışı ve sıradan olan
17:04
to satisfy our lower, profane selves.
416
1024260
3000
benliklerimizi tatmin etmek için kurulmuş olması.
17:07
It's really comfortable down here on the lower level.
417
1027260
3000
Bu aşağı seviyede hayat gerçekten rahat.
17:10
Come, have a seat in my home entertainment center.
418
1030260
3000
Gel ve ev-eğlence merkezimde yerini al.
17:13
One great challenge of modern life
419
1033260
2000
Modern hayatın en zor yanı ise
17:15
is to find the staircase amid all the clutter
420
1035260
3000
merdivenleri tüm o karışıklığın ortasında bulmak
17:18
and then to do something good and noble
421
1038260
3000
ve tepeye tırmanarak
17:21
once you climb to the top.
422
1041260
3000
asil ve iyi bir şey yapmak.
17:24
I see this desire in my students at the University of Virginia.
423
1044260
3000
Bu isteği Virginia Üniversitesi'ndeki öğrencilerimde görüyorum.
17:27
They all want to find a cause or calling
424
1047260
2000
Kendilerini içine atabilecekleri
17:29
that they can throw themselves into.
425
1049260
2000
bir çağrı ya da bir amaç bulmak istiyorlar.
17:31
They're all searching for their staircase.
426
1051260
3000
Hepsi kendi merdivenini arıyor.
17:34
And that gives me hope
427
1054260
2000
Ve insanların sadece bencil
17:36
because people are not purely selfish.
428
1056260
2000
olmadıklarını görmek bana umut veriyor.
17:38
Most people long to overcome pettiness
429
1058260
2000
Çoğu insan küçüklüklerinin üstesinden gelmek
17:40
and become part of something larger.
430
1060260
2000
ve daha büyük bir şeyin parçası olmak istiyor.
17:42
And this explains the extraordinary resonance
431
1062260
3000
Ve bu da 400 yıl önce ortaya çıkan
17:45
of this simple metaphor
432
1065260
2000
metaforun olağanüstü
17:47
conjured up nearly 400 years ago.
433
1067260
3000
yankılanışını açıklıyor.
17:50
"No man is an island
434
1070260
2000
"Hiç kimse sadece kendinden oluşan
17:52
entire of itself.
435
1072260
2000
bir ada değildir.
17:54
Every man is a piece of the continent,
436
1074260
3000
Herkes anakarayı oluşturan
17:57
a part of the main."
437
1077260
3000
bütünlüğün bir parçasıdır."
18:00
JH: Thank you.
438
1080260
2000
JH: Teşekkürler.
18:02
(Applause)
439
1082260
8000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7