What is a coronavirus? - Elizabeth Cox

1,915,927 views ・ 2020-05-14

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Can Boysan Gözden geçirme: Adel Kuzulu
00:07
For almost a decade, scientists chased the source of a deadly new virus
0
7828
4698
Neredeyse on yıldır bilim insanları,
Çin'in en yüksek dağları ile en ıssız mağaraları boyunca
00:12
through China’s tallest mountains and most isolated caverns.
1
12526
4000
ölümcül ve yeni bir virüsün kaynağının peşine düştüler.
00:16
They finally found it here: in the bats of Shitou Cave.
2
16526
4730
Sonunda burada, Shitou Mağarası'ndaki yarasalarda virüsü buldular.
00:21
The virus in question was a coronavirus
3
21256
2230
Sözü geçen virüs, 2003'te ağır akut solunum sendromu yoluyla
00:23
that caused an epidemic of severe acute respiratory syndrome,
4
23486
4003
veya SARS ile küresel salgına yol açan bir koronavirüs idi.
00:27
or SARS, in 2003.
5
27489
3250
00:30
Coronaviruses are a group of viruses
6
30739
2150
Koronavirüsler küçük protein uçlarında yer alan,
00:32
covered in little protein spikes that look like a crown—
7
32889
3544
taca benzeyen ya da Latince adıyla "corona"ya benzeyen
00:36
or "corona" in Latin.
8
36433
1800
bir virüs grubu.
00:38
There are hundreds of known coronaviruses.
9
38233
2980
Bilinen yüzlerce koronavirüs var.
00:41
Seven of them infect humans, and can cause disease.
10
41213
4107
Bunlardan yedisi insanları enfekte edip hastalığa yol açabilir.
00:45
The coronavirus SARS-CoV causes SARS, MERS-CoV causes MERS,
11
45320
6546
Koronavirüs SARS-CoV, SARS hastalığına yol açar,
MERS-CoV ise MERS hastalığına
00:51
and SARS-CoV-2 causes the disease COVID-19.
12
51866
4993
ve SARS-CoV-2 ise COVID-19 hastalığına yol açar.
00:56
Of the seven human coronaviruses, four cause colds,
13
56859
4370
İnsanları enfekte eden yedi koronavirüsten dördü soğuk algınlığına
01:01
mild, highly contagious infections of the nose and throat.
14
61229
4094
ve hafif ya da ağır olan burun ve boğaz enfeksiyonuna yol açar.
01:05
Two infect the lungs, and cause much more severe illnesses.
15
65323
4758
Bunlardan ikisi akciğerleri enfekte eder ve daha da ciddi hastalıklara yol açar.
01:10
The seventh, which causes COVID-19, has features of each:
16
70081
4490
COVID-19 hastalığına yol açan yedincisinin özellikleri ise şunlar:
01:14
it spreads easily, but can severely impact the lungs.
17
74571
4358
Çok çabuk yayılır ve akciğerleri ciddi biçimde etkileyebilir.
01:18
When an infected person coughs, droplets containing the virus spray out.
18
78929
4732
Enfekte olan bir kişi öksürdüğünde
virüs içeren damlacıklar dışarı püskürtülür.
01:23
The virus can infect a new person when the droplets enter their nose or mouth.
19
83661
4835
Damlacıklar insanların burnuna veya ağzına girdiğinde
virüs yeni bir kişiyi enfekte edebilir.
01:28
Coronaviruses transmit best in enclosed spaces,
20
88496
3290
Koronavirüsler en çok, insanların birbirine yakın olduğu
01:31
where people are close together.
21
91786
1670
kapalı alanlarda yayılır.
01:33
Cold weather keeps their delicate casing from drying out,
22
93456
3410
Soğuk hava, virüsün kişiler arasında daha uzun süre yaşamasını sağlayarak
01:36
enabling the virus to survive for longer between hosts,
23
96866
3290
hassas gövdesinin kurumasını önler,
01:40
while UV exposure from sunlight may damage it.
24
100156
3588
halbuki güneş ışığındaki UV ışınlarına maruz kalmak virüse zarar verebilir.
01:43
These seasonal variations matter more for established viruses.
25
103744
3740
Bu mevsimsel değişkenler, var olan virüsler için daha çok önem taşır.
01:47
But because no one is yet immune to a new virus,
26
107484
2910
Fakat yeni bir virüse henüz hiç kimse bağışıklık kazanmadığından dolayı,
01:50
it has so many potential hosts that it doesn’t need ideal conditions to spread.
27
110394
4999
virüsün yayılması için ideal şartlara ihtiyaç duymayan
birçok hasta adayı vardır.
01:55
In the body, the protein spikes embed in the host’s cells and fuse with them—
28
115393
4633
Vücuttaki protein uçları hastanın hücrelerine gömülüdür ve onlarla birleşir
02:00
enabling the virus to hijack the host cell’s machinery
29
120026
2870
ve virüs, hastanın hücre işleyişini
02:02
to replicate its own genes.
30
122896
2640
kendi genleriyle değiştirmek için gasbeder.
02:05
Coronaviruses store their genes on RNA.
31
125536
3080
Koronavirüsler, genlerini RNA'da depolarlar.
02:08
All viruses are either RNA viruses or DNA viruses.
32
128616
4067
Bütün virüsler, ya RNA ya da DNA virüsüdür.
02:12
RNA viruses tend to be smaller, with fewer genes,
33
132683
3021
RNA virüsleri daha az genlerle daha küçük olma eğiliminde,
02:15
meaning they infect many hosts and replicate quickly in those hosts.
34
135704
4555
bu da çok kişiyi enfekte etmek
ve bu kişilerde hızlıca çoğalmak anlamına gelir.
02:20
In general, RNA viruses don’t have a proofreading mechanism,
35
140259
4201
RNA virüslerinin genellikle düzeltme mekanizması yokken
02:24
whereas DNA viruses do.
36
144460
2600
DNA virüslerinin var.
02:27
So when an RNA virus replicates,
37
147060
2300
Yani, bir RNA virüsü çoğaldığında
02:29
it’s much more likely to have mistakes called mutations.
38
149360
4045
mutasyon denen hatalara uğrama olasılığı çok daha yüksek.
02:33
Many of these mutations are useless or even harmful.
39
153405
3932
Bu mutasyonların çoğu faydasız hatta bazen de zararlı.
02:37
But some make the virus better suited for certain environments—
40
157337
3130
Fakat mutasyonların bazıları
yeni hasta türleri gibi belirli ortamları, virüs için daha uygun hale getirir.
02:40
like a new host species.
41
160467
2490
02:42
Epidemics often occur when a virus jumps from animals to humans.
42
162957
4472
Salgınlar sıklıkla bir virüsün hayvandan insana geçmesiyle ortaya çıkar.
02:47
This is true of the RNA viruses that caused
43
167429
2544
RNA virüslerinin, Ebola, Zika, SARS salgını
02:49
the Ebola, Zika, and SARS epidemics, and the COVID-19 pandemic.
44
169973
5903
ve COVID-19 küresel salgını gibi hastalıklara yol açtığı doğru.
02:55
Once in humans, the virus still mutates—
45
175876
2860
Virüs, insanlara geçtiğinde de mutasyona uğramayı hâlâ sürdürür,
02:58
usually not enough to create a new virus,
46
178736
2260
bu, genellikle yeni bir virüs üretmek için yeterli değilken
03:00
but enough to create variations, or strains, of the original one.
47
180996
4325
virüsün orijinal yapısına göre
farklılıklar ve türler yaratmak için yeterli.
03:05
Coronaviruses have a few key differences from most RNA viruses.
48
185321
4654
Koronavirüslerin birçok RNA virüsüne nazaran birkaç temel farkları var.
03:09
They’re some of the largest, meaning they have the most genes.
49
189975
3358
Bu virüs, en büyüklerinden biri,
bu, en çok gene sahip oldukları anlamına gelir.
03:13
That creates more opportunity for harmful mutations.
50
193333
3598
Bu da zararlı mutasyonlar için daha çok fırsatı doğurur.
03:16
To counteract this risk, coronaviruses have a unique feature:
51
196931
4136
Bu riski önlemek için koronavirüslerin eşsiz bir özelliği var:
03:21
an enzyme that checks for replication errors and corrects mistakes.
52
201067
4000
çoğalma hatalarını kontrol eden ve hataları düzelten bir enzim.
03:25
This makes coronaviruses much more stable,
53
205067
2690
Bu da koronavirüsleri diğer RNA virüslerine nazaran
03:27
with a slower mutation rate, than other RNA viruses.
54
207757
3610
daha yavaş mutasyon oranlarıyla çok daha istikrarlı kılar.
03:31
While this may sound formidable,
55
211367
2270
Bu durum ürkütücü gelse de
03:33
the slow mutation rate is actually a promising sign
56
213637
2980
virüsleri zararsız hale getirmek söz konusu olduğunda
03:36
when it comes to disarming them.
57
216617
2240
yavaş mutasyon oranları aslında umut vadeden bir işaret.
03:38
After an infection, our immune systems can recognize germs
58
218857
3360
Bir enfeksiyondan sonra, bağışıklık sistemimiz virüsleri tanıyabilir
03:42
and destroy them more quickly if they infect us again
59
222217
3090
ve bizi tekrar enfekte ederlerse onları hızlıca yok edebilir,
03:45
so they don’t make us sick.
60
225307
2090
böylece bu virüsler bizi hasta edemezler.
03:47
But mutations can make a virus less recognizable to our immune systems—
61
227397
3740
Fakat mutasyonlar, bir virüsün bağışıklık sistemimiz tarafından
daha az tanınmasına yol açabilir,
03:51
and therefore more difficult to fight off.
62
231137
2580
bu yüzden de mücadele etmek daha çok zorlaşır.
03:53
They can also make antiviral drugs and vaccines less effective,
63
233717
3900
Virüsler, antiviral ilaçlar ve aşıların daha az etkili olmasına da yol açar
03:57
because they’re tailored very specifically to a virus.
64
237617
3860
çünkü bu tedaviler özellikle bir virüse özel geliştirilmiştir.
04:01
That’s why we need a new flu vaccine every year—
65
241477
2940
Bu yüzden her yıl yeni bir grip aşısına ihtiyaç duyarız,
04:04
the influenza virus mutates so quickly that new strains pop up constantly.
66
244417
4831
influenza virüsü o kadar hızlı mutasyona uğrar ki
yeni türler sürekli ve aniden ortaya çıkar.
04:09
The slower mutation rate of coronaviruses means
67
249248
2690
Koronavirüslerin daha yavaş olan mutasyon oranları,
04:11
our immune systems, drugs, and vaccines
68
251938
2740
bağışıklık sistemimizin, ilaçların ve aşıların,
04:14
might be able to recognize them for longer after infection,
69
254678
3488
virüsleri enfeksiyondan sonra daha uzun süre tanıyabilecekleri anlamına gelir,
04:18
and therefore protect us better.
70
258166
2860
bu da bizi daha iyi korur.
04:21
Still, we don’t know how long our bodies remain immune to different coronaviruses.
71
261026
4684
Vücudumuzun farklı koronavirüslere olan bağışıklığı
ne kadar zaman sürdüreceğini hâlâ bilmiyoruz.
04:25
There’s never been an approved treatment or vaccine for a coronavirus.
72
265710
3901
Koronavirüs için onaylanmış bir tedavi veya aşı henüz bulunmuyor.
04:29
We haven’t focused on treating the ones that cause colds,
73
269611
2720
Soğuk algınlığına yol açan sorunları tedavi etmeye odaklanmadık
04:32
and though scientists began developing treatments for SARS and MERS,
74
272331
3760
fakat bilim insanları SARS ve MERS için tedaviler geliştirmeye başladılarsa da
04:36
the epidemics ended before those treatments completed clinical trials.
75
276091
4276
bu tedavilerin klinik çalışmaları bitmeden önce bu salgınlar son buldu.
04:40
As we continue to encroach on other animals’ habitats,
76
280367
3120
Bazı bilim insanları;
biz, diğer hayvanların habitatlarını gasbetmeye devam ettikçe
04:43
some scientists say a new coronavirus jumping to humans is inevitable—
77
283487
5133
yeni bir koronavirüsün insanlara sıçramasının
kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar.
04:48
but if we investigate these unknowns, it doesn’t have to be devastating.
78
288620
4928
Fakat bu bilinmezleri soruşturursak
sonuçların yıkıcı olması kaçınılmaz olmayacak.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7