Jeff Smith: Lessons in business ... from prison

Jeff Smith: İş hayatına dair dersler... ama hapishaneden

80,234 views

2012-12-05 ・ TED


New videos

Jeff Smith: Lessons in business ... from prison

Jeff Smith: İş hayatına dair dersler... ama hapishaneden

80,234 views ・ 2012-12-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Merve Ergünay Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
B.J. was one of many fellow inmates
1
15513
2870
B.J., hapishanedeki çok sayıda arkadaşımdan biriydi
00:18
who had big plans for the future.
2
18383
2285
ve gelecek için büyük planları vardı.
00:20
He had a vision. When he got out,
3
20668
2231
Bir hayali vardı. Dışarı çıktığında
00:22
he was going to leave the dope game for good and fly straight,
4
22899
2855
uyuşturucu işini tamamen bırakacaktı ve doğru yolda kalacaktı
00:25
and he was actually working on merging his two passions into one vision.
5
25754
5127
ve iki tutkusunu tek bir hayalde birleştirmek için aslında çalışıyordu.
00:30
He'd spent 10,000 dollars
6
30881
1514
10.000 dolarını
00:32
to buy a website that exclusively featured women
7
32395
3284
sadece lüks spor arabaların üstünde veya
00:35
having sex on top of or inside of luxury sports cars. (Laughter)
8
35679
5889
içinde seks yapan kadınları konu alan bir web sitesini almaya harcamıştı. (Gülüşmeler)
00:41
It was my first week in federal prison,
9
41568
2986
Devlet hapishanesinde ilk haftamdı
00:44
and I was learning quickly that it wasn't what you see on TV.
10
44554
3817
ve gerçekte olanların televizyondakiler gibi olmadığını hızla öğreniyordum.
00:48
In fact, it was teeming with smart, ambitious men
11
48371
3903
Aslında içerisi zeki, hırslı adamlarla doluydu
00:52
whose business instincts were in many cases
12
52274
2741
ve çoğu durumda mesleki içgüdüleri,
00:55
as sharp as those of the CEOs
13
55015
2402
altı ay öncesinde ben Missouri Senatosu'nda yükselen bir yıldızken
00:57
who had wined and dined me six months earlier
14
57417
1829
benimle şarap içip yemek yiyen
00:59
when I was a rising star in the Missouri Senate.
15
59246
4552
CEO'larınki kadar keskindi.
01:03
Now, 95 percent of the guys that I was locked up with
16
63798
2841
Benimle içeride kapalı kalanların yüzde 95'i
01:06
had been drug dealers on the outside,
17
66639
2740
öncesinde dışarıda uyuşturucu tüccarlarıydı,
01:09
but when they talked about what they did,
18
69379
3408
ama yaptıklarından bahsettikleri zaman,
01:12
they talked about it in a different jargon,
19
72787
2703
farklı bir jargonla konuşurlardı,
01:15
but the business concepts that they talked about
20
75490
1784
ama konuştukları mesleki fikirler
01:17
weren't unlike those that you'd learn in a first year MBA class at Wharton:
21
77274
3680
Wharton'da yüksek lisansın ilk yılında duyacaklarınızdan farklı değildi:
01:20
promotional incentives, you never charge a first-time user,
22
80954
4504
eşantiyonlar, ilk defa satın alan müşteriden para almamak,
01:25
focus-grouping new product launches,
23
85458
3571
yeni ürün piyasaya sürüleceğinde odak grup toplantıları,
01:29
territorial expansion.
24
89029
2237
bölgesel açılım.
01:31
But they didn't spend a lot of time reliving the glory days.
25
91266
3271
Ama o eski şanlı günlerini yad etmeye çok vakit harcamıyorlardı.
01:34
For the most part, everyone was just trying to survive.
26
94537
2849
Genellikle herkes yalnızca hayatta kalmaya çalışıyordu.
01:37
It's a lot harder than you might think.
27
97386
2197
Düşünebileceğinizden çok daha zordur aslında.
01:39
Contrary to what most people think,
28
99583
2787
Çoğu insanın sandığının aksine,
01:42
people don't pay, taxpayers don't pay, for your life
29
102370
3378
siz hapishanedeyken sizin hayatınız için insanlar, vergi verenler para vermez,
01:45
when you're in prison. You've got to pay for your own life.
30
105748
1790
Kendi hayatınız için gerekli olan şeyleri kendiniz ödemelisiniz.
01:47
You've got to pay for your soap, your deodorant,
31
107538
2752
Kendi sabununuzu, deodorantınızı,
01:50
toothbrush, toothpaste, all of it.
32
110290
2298
diş fırçanızı, macununuzu, hepsini kendiniz ödemelisiniz.
01:52
And it's hard for a couple of reasons.
33
112588
1352
Ve birkaç sebepten ötürü bu zordur.
01:53
First, everything's marked up 30 to 50 percent
34
113940
2395
Öncelikle, her şey dışarı ödediğinizden
01:56
from what you'd pay on the street,
35
116335
1367
yüzde 30 ila 50 arası daha pahalıdır
01:57
and second, you don't make a lot of money.
36
117702
2582
ve ikinci olarak, çok para kazanmazsınız.
02:00
I unloaded trucks. That was my full-time job,
37
120284
2269
Ben kamyon boşaltırdım. Tam zamanlı bir işti,
02:02
unloading trucks at a food warehouse,
38
122553
2289
bir yemek deposundaki kamyonları boşaltıp
02:04
for $5.25, not an hour, but per month.
39
124842
4353
aylık, bakın saatlik değil, 5.25 dolar kazanırdım.
02:09
So how do you survive?
40
129195
2158
Peki nasıl hayatta kalırsınız?
02:11
Well, you learn to hustle, all kinds of hustles.
41
131353
3519
Bir şekilde kaçak yollarla para kazanmayı öğrenirsiniz, her yolu deneyerek.
02:14
There's legal hustles.
42
134872
1599
Bunun yasal yolları da vardır.
02:16
You pay everything in stamps. Those are the currency.
43
136471
2168
Her şeyi pulla ödersiniz. Bunlar para biriminizdir.
02:18
You charge another inmate to clean his cell.
44
138639
2416
Başka bir mahkumun hücresini para karşılığı temizlersiniz.
02:21
There's sort of illegal hustles, like you run a barbershop out of your cell.
45
141055
4903
Bunun kısmen kanundışı olanları vardır, mesela hücrenizi berber dükkanına çevirirsiniz.
02:25
There's pretty illegal hustles: You run a tattoo parlor out of your own cell.
46
145958
4222
Oldukça kanundışı olanlar da vardır: Hücrenizi dövme salonuna dönüştürebilirsiniz.
02:30
And there's very illegal hustles, which you smuggle in,
47
150180
3283
Ve gayet kanundışı olanları vardır,
02:33
you get smuggled in, drugs, pornography,
48
153463
4103
içeri gizlice haplar, pornografik yayınlar,
02:37
cell phones, and just as in the outer world,
49
157566
3467
cep telefonları sokarsınız ve aynı dış dünyada olduğu gibi
02:41
there's a risk-reward tradeoff, so the riskier the enterprise,
50
161033
3503
bir risk-ödül dengesi vardır, girişim ne kadar riskliyse
02:44
the more profitable it can potentially be.
51
164536
1864
imkan dahilinde o kadar da karlı olabilir.
02:46
You want a cigarette in prison? Three to five dollars.
52
166400
4936
Hapishanede bir sigara mı istiyorsunuz? Üç ila beş dolar arası.
02:51
You want an old-fashioned cell phone that you flip open
53
171336
3305
Eski model, kapaklı ve kafanız kadar büyük
02:54
and is about as big as your head? Three hundred bucks.
54
174641
3646
bir cep telefonu mu istiyorsunuz? Üç yüz dolar.
02:58
You want a dirty magazine?
55
178287
2336
Açık saçık resimli bir dergi mi istiyorsunuz?
03:00
Well, it can be as much as 1,000 dollars.
56
180623
3384
Fiyat 1000 dolara kadar çıkabilir.
03:04
So as you can probably tell, one of the defining aspects
57
184007
3106
Yani sizin de fark edebileceğiniz gibi, hapishanenin belirleyici
03:07
of prison life is ingenuity.
58
187113
3550
özelliklerinden biri de pratik zekadır.
03:10
Whether it was concocting delicious meals
59
190663
2404
Bu ister depodan çalınan artık yemeklerle
03:13
from stolen scraps from the warehouse,
60
193067
4199
yapılan uydurma ama lezzetli yemekler olsun
03:17
sculpting people's hair with toenail clippers,
61
197266
3150
veya insanların saçlarına ayak tırnak makasıyla şekil vermek,
03:20
or constructing weights from boulders in laundry bags
62
200416
5624
veya çamaşır torbalarına kaya parçaları doldurarak ve bunları ağaç dallarına bağlayarak
03:26
tied on to tree limbs, prisoners learn how to make do with less,
63
206040
4769
ağırlık malzemesi yapmak olsun, mahkumlar en az şeyle yetinmeyi öğrenirler
03:30
and many of them want to take this ingenuity
64
210809
2671
ve bunların birçoğu da burada öğrendikleri pratik şeyleri
03:33
that they've learned to the outside
65
213480
2186
dış dünyada da kullanmayı
03:35
and start restaurants, barber shops,
66
215666
2246
ve restoranlar, berber dükkanları,
03:37
personal training businesses.
67
217912
2345
kişiye özel spor merkezleri açmayı isterler.
03:40
But there's no training, nothing to prepare them for that,
68
220257
3495
Ama bunlar için hiçbir eğitim, buna hazırlayacak hiçbir şey yoktur,
03:43
no rehabilitation at all in prison,
69
223752
2295
hapishanede ne bir rehabilitasyon hizmeti,
03:46
no one to help them write a business plan,
70
226047
2201
ne de onların bir iş planı yazmalarına, içgüdüsel olarak
03:48
figure out a way to translate the business concepts
71
228248
3258
kavradıkları mesleki fikirleri yasal girişimlere aktaracak bir yol
03:51
they intuitively grasp into legal enterprises,
72
231506
3023
bulmalarına yardım edecek birisi vardır,
03:54
no access to the Internet, even.
73
234529
2575
hatta internet erişimleri bile yoktur.
03:57
And then, when they come out, most states
74
237104
2584
Ve sonra, dışarı çıktıkları zaman, çoğu eyalette
03:59
don't even have a law prohibiting employers
75
239688
2352
işverenlerin belli geçmişe sahip kişilere ayrımcılık yapmalarına
04:02
from discriminating against people with a background.
76
242040
3720
engel olacak bir yasa bulunmaz.
04:05
So none of us should be surprised
77
245760
2304
Bu yüzden hiçbirimiz üç eski suçludan ikisinin
04:08
that two out of three ex-offenders re-offend
78
248064
2844
beş yıl içinde tekrar suça karışmalarına
04:10
within five years.
79
250908
2588
şaşırmamalıyız.
04:13
Look, I lied to the Feds. I lost a year of my life from it.
80
253496
5312
Bakın, federallere yalan söyledim, bundan da hayatımın bir yılını kaybettim.
04:18
But when I came out, I vowed that I was going to do
81
258808
3659
Ama dışarı çıktığımda yemin ettim, elimden geleni
04:22
whatever I could to make sure
82
262467
1826
yapacak ve benimle içeride
04:24
that guys like the ones I was locked up with
83
264293
2433
olanlar gibilerin hayatlarının zaten
04:26
didn't have to waste any more of their life than they already had.
84
266726
4047
harcamış olduklarından daha fazlasını kaybetmelerine izin vermeyecektim.
04:30
So I hope that you'll think about helping in some way.
85
270773
3648
Bu yüzden umarım onlara bir şekilde yardım etmeyi düşünürsünüz.
04:34
The best thing we can do is figure out ways
86
274421
2568
Yapabileceğimiz en iyi şey, çeşitli yollar bularak
04:36
to nurture the entrepreneurial spirit
87
276989
2688
girişimcilik ruhunu ve
04:39
and the tremendous untapped potential in our prisons,
88
279677
3244
hapishanelerimizdeki kullanılmayan muazzam potansiyeli beslemek olacaktır,
04:42
because if we don't, they're not going to learn any new skills
89
282921
3075
çünkü bunu yapmazsak, onlara yardımcı olacak
04:45
that's going to help them, and they'll be right back.
90
285996
2549
yeni beceriler öğrenemeyecekler ve hapse geri dönecekler.
04:48
All they'll learn on the inside is new hustles.
91
288545
2876
İçeride öğrendikleri tek şey ise yeni kaçak yollar olacak.
04:51
Thank you. (Applause)
92
291421
4000
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7