Pam Warhurst: How we can eat our landscapes

45,018 views ・ 2015-07-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Some Anon Gözden geçirme: Cagla Taskin
00:12
The will to live life differently can start
1
12586
2838
Hayatı farklı şekilde yaşama azmi
00:15
in some of the most unusual places.
2
15424
3446
en olmadık yerlerde başlayabilir.
00:18
This is where I come from, Todmorden.
3
18870
1946
Burası geldiğim yer, Todmorden.
00:20
It's a market town in the north of England,
4
20816
2020
İngiltere'nin kuzeyinde, 15 bin kişinin yaşadığı,
00:22
15,000 people, between Leeds and Manchester,
5
22836
2671
Leeds ve Manchester arasında bir pazar kasabası.
00:25
fairly normal market town.
6
25507
2073
Oldukça normal bir pazar kasabası.
00:27
It used to look like this,
7
27580
2170
Eskiden böyle görünürdü;
00:29
and now it's more like this,
8
29750
2748
şimdi daha çok böyle,
00:32
with fruit and veg and herbs sprouting up all over the place.
9
32498
3725
her yerden biten meyve ve sebze ve otlarla...
00:36
We call it propaganda gardening. (Laughter)
10
36223
4717
Biz buna propaganda bahçeciliği diyoruz. (Gülüşmeler)
00:40
Corner row railway, station car park,
11
40940
3015
Tren istasyonunun köşesi, sağlık merkezimizin önündeki
00:43
front of a health center, people's front gardens,
12
43955
3752
otopark, insanların ön bahçeleri
00:47
and even in front of the police station. (Laughter)
13
47707
3537
ve hatta karakolun önü. (Gülüşmeler)
00:51
We've got edible canal towpaths,
14
51244
2990
Yenilebilir yedekçi yollarımız var
00:54
and we've got sprouting cemeteries.
15
54234
2166
ve filiz veren mezarlıklarımız.
00:56
The soil is extremely good. (Laughter)
16
56400
6501
Toprak had safhada iyi. (Gülüşmeler)
01:02
We've even invented a new form of tourism.
17
62901
2243
Yeni bir turizm türü bile icat ettik;
01:05
It's called vegetable tourism, and believe it or not,
18
65144
3607
sebze turizmi deniyor ve ister inanın ister inanmayın,
01:08
people come from all over the world to poke around in our raised beds,
19
68751
3924
insanlar dünyanın her yerinden yükseltilmiş yataklarımızda gezinip bakınmak için geliyor;
01:12
even when there's not much growing. (Laughter)
20
72675
2984
hatta, pek yetişen bir şey olmadığında bile. (Gülüşmeler)
01:15
But it starts a conversation. (Laughter)
21
75659
3630
Ama bu, karşılıklı bir konuşma başlatıyor. (Gülüşmeler)
01:19
And, you know, we're not doing it because we're bored. (Laughter)
22
79289
4008
Ve biliyor musunuz, bunu canımız sıkıldığı için yapmıyoruz. (Gülüşmeler)
01:23
We're doing it because we want to start a revolution.
23
83297
4817
Bunu yapıyoruz çünkü bir devrim başlatmak istiyoruz.
01:28
We tried to answer this simple question:
24
88114
1318
Şu basit soruyu cevaplamaya çalıştık:
01:29
Can you find a unifying language that cuts across age
25
89432
2890
İnsanların kendi kendilerine yeni bir yaşam şekli bulmalarına,
01:32
and income and culture that will help people themselves
26
92322
4217
etraflarındaki alanları farklı bir şekilde görmelerine,
01:36
find a new way of living,
27
96539
1661
kullandıkları kaynaklarla ilgili daha farklı düşünmelerine,
01:38
see spaces around them differently,
28
98200
2125
daha farklı etkileşimde bulunmalarına yardım edecek,
01:40
think about the resources they use differently,
29
100325
2603
yaşı ve gelir durumunu ve kültürün sınırlarını aşan,
01:42
interact differently?
30
102928
1993
birleştirici bir dil bulabilir misiniz?
01:44
Can we find that language?
31
104921
2369
O dili bulabilir miyiz?
01:47
And then, can we replicate those actions?
32
107290
3967
Ve sonra, bu aksiyonları çoğaltabilir miyiz?
01:51
And the answer would appear to be yes,
33
111257
2758
Ve cevap, "evet" gibi göründü
01:54
and the language would appear to be food.
34
114015
3403
ve dil de, "gıda" gibi göründü.
01:57
So, three and a half years ago, a few of us
35
117418
2019
Böylece, üç buçuk yıl önce, birkaçımız
01:59
sat around a kitchen table and
36
119437
1619
mutfak masasına oturduk ve
02:01
we just invented the whole thing. (Laughter)
37
121056
3368
bütün olayı icat ettik. (Güüşmeler)
02:04
(Applause)
38
124424
3237
(Alkışlar)
02:07
We came up with a really simple game plan that we put to a public meeting.
39
127661
2591
Bir halk toplantısıyla ortaya koyduğumuz gerçekten basit bir stratejiyle çıkageldik.
02:10
We did not consult. We did not write a report.
40
130252
2313
Danışmadık. Bir rapor yazmadık.
02:12
Enough of all that. (Laughter)
41
132565
2575
Bütün bunlar bi' yere kadar... (Gülüşmeler)
02:15
And we said to that public meeting in Todmorden,
42
135140
3018
Ve Todmorden'deki bu halk toplantısında şunu dedik:
02:18
look, let's imagine that our town
43
138158
2946
Bakın...Kasabamızın
02:21
is focused around three plates:
44
141104
1756
üç "tabak" etrafında odaklandığını farz edin:
02:22
a community plate, the way we live our everyday lives;
45
142860
2224
Bir yöre halkı tabağı... Gündelik yaşamlarımızı nasıl yaşadığımız...
02:25
a learning plate, what we teach our kids in school
46
145084
3048
Bir öğrenme tabağı... Çocuklarımıza okulda ne öğrettiğimiz
02:28
and what new skills we share amongst ourselves;
47
148132
2761
ve kendi aramızda ne tür yeni becerileri paylaştığımız....
02:30
and business, what we do with the pound in our pocket
48
150893
3119
Ve iş... Cebimizdeki parayla ne yaptığımız
02:34
and which businesses we choose to support.
49
154012
1821
ve hangi işleri desteklemeyi seçtiğimiz.
02:35
Now, let's imagine those plates agitated
50
155833
2807
Şimdi, bu tabakların gıdayla ilgili
02:38
with community actions around food.
51
158640
2640
halk eylemleriyle sarsıldığını farz edin.
02:41
If we start one of those community plates spinning,
52
161280
2241
Bu halk tabaklarından birini çevirmeye başlarsak...
02:43
that's really great, that really starts to empower people,
53
163521
3384
Bu gerçekten muhteşem, bu gerçekten insanları güçlendirir
02:46
but if we can then spin that community plate
54
166905
2087
fakat bu durumda, eğer o yöre halkı tabağını
02:48
with the learning plate, and then spin it with the business plate,
55
168992
2896
öğrenme tabağıyla birlikte çevirirsek ve sonra da bunu iş tabağıyla birlikte çevirirsek
02:51
we've got a real show there, we've got some action theater.
56
171888
3736
işte o zaman gerçek bir gösterimiz olur, seyre değer bir tiyatromuz olur.
02:55
We're starting to build resilience ourselves.
57
175624
3345
Kendimiz direnç oluşturmaya başlıyoruz.
02:58
We're starting to reinvent community ourselves,
58
178969
3391
Kendimiz halkı yeniden oluşturuyoruz.
03:02
and we've done it all without a flipping strategy document.
59
182360
3467
Ve bunun hepsini tek bir lanet strateji dökümanı olmaksızın yapıyoruz.
03:05
(Applause)
60
185827
5311
(Alkışlar)
03:11
And here's the thing as well.
61
191138
2792
Ve bir de şu var:
03:13
We've not asked anybody's permission to do this,
62
193930
2416
Bunu yapmak için kimsenin iznini istemedik;
03:16
we're just doing it. (Laughter)
63
196346
2293
sadece yapıyoruz. (Gülüşmeler)
03:18
And we are certainly not waiting for that check
64
198639
1761
Ve işe başlamadan önce, posta kutusuna
03:20
to drop through the letterbox before we start,
65
200400
2738
o çekin atılmış olmasını da kesinlikle beklemiyoruz.
03:23
and most importantly of all, we are not daunted
66
203138
2332
Ve hepsinin en önemlisi, "Yarının problemleri karşısında
03:25
by the sophisticated arguments that say,
67
205470
1852
bu küçük eylemler anlamsızdır." şeklindeki
03:27
"These small actions are meaningless in the face of tomorrow's problems,"
68
207322
3896
çok bilmiş argümanlar karşısında yılmıyoruz,
03:31
because I have seen the power of small actions,
69
211218
3668
çünkü ben küçük eylemlerin gücünü gördüm
03:34
and it is awesome.
70
214886
2071
ve bu, inanılmaz.
03:36
So, back to the public meeting. (Laughter)
71
216957
3113
Evet, halk toplantısına geri dönelim. (Gülüşmeler)
03:40
We put that proposition to the meeting, two seconds,
72
220070
2889
Bu önerimizi söyledik, iki saniye geçti
03:42
and then the room exploded.
73
222959
1708
ve sonra oda patladı.
03:44
I have never, ever experienced anything like that in my life.
74
224667
3888
Hayatımda hiç ama hiç bunun gibi bir şey deneyimlemedim.
03:48
And it's been the same in every single room, in every town
75
228555
3382
Ve hikâyemizi anlattığımız her bir odada, her bir kasabada
03:51
that we've ever told our story.
76
231937
1555
aynı durum oldu.
03:53
People are ready and respond to the story of food.
77
233492
4344
İnsanlar hazır ve gıdanın hikâyesine cevap veriyorlar.
03:57
They want positive actions they can engage in,
78
237836
2257
Katılacakları pozitif eylemler istiyorlar;
04:00
and in their bones, they know it's time
79
240093
2599
ve kişisel sorumluluk almanın ve
04:02
to take personal responsibility
80
242692
1889
birbirimize ve çevreye karşı daha
04:04
and invest in more kindness to each other
81
244581
2571
iyiliksever olmanın zamanının geldiğini
04:07
and to the environment.
82
247152
2923
derinden hissediyorlar.
04:10
And since we had that meeting three and a half years ago,
83
250075
3314
Üç buçuk yıl önceki o toplantımızdan beri,
04:13
it's been a heck of a roller coaster.
84
253389
3250
bayağı inişli çıkışlı bir yol oldu.
04:16
We started with a seed swap, really simple stuff,
85
256639
2896
Bir tohum takasıyla başladık, gerçekten basit şeyler
04:19
and then we took an area of land, a strip on the side
86
259535
2249
ve sonra bir alanı aldık, ana yolumuzun kenarında
04:21
of our main road, which was a dog toilet, basically,
87
261784
2502
aslında köpek tuvaleti olan bir şerit
04:24
and we turned it into a really lovely herb garden.
88
264286
3354
ve onu gerçekten hoş bir bitki bahçesine çevirdik.
04:27
We took the corner of the car park in the station
89
267640
2286
Daha önce gördüğünüz, istasyondaki otoparkın köşesini aldık
04:29
that you saw, and we made vegetable beds
90
269926
1735
ve herkesin paylaşması ve ürün toplaması için
04:31
for everybody to share and pick from themselves.
91
271661
3524
sebze yatakları yaptık.
04:35
We went to the doctors. We've just had
92
275185
1309
Doktorlara gittik. Todmorden'da yenice, 6 milyon sterlinlik bir
04:36
a 6-million-pound health center built in Todmorden,
93
276494
2905
sağlık merkezimiz oldu
04:39
and for some reason that I cannot comprehend,
94
279399
2688
ve benim kavrayamadığım bir nedenle
04:42
it has been surrounded by prickly plants. (Laughter)
95
282087
3793
burası dikenli bitkilerle çevrili. (Gülüşmeler)
04:45
So we went to the doctors, said, "Would you mind us taking them up?"
96
285880
3089
Böylece doktorlara gittik ve "Bunları kaldırmamız sizin için sorun oluşturur mu?" dedik.
04:48
They said, "Absolutely fine, provided you get planning permission
97
288969
2354
"Planlama izni almanız, bunu Latince kotarmanız
04:51
and you do it in Latin and you do it in triplicate,"
98
291323
1922
ve üç kopya hazırlamanız kaydıyla hiç problem değil." dediler.
04:53
so we did — (Laughter) — and now there are fruit trees
99
293245
2790
Biz de yaptık —(Gülüşmeler)— ve şimdi doktor kliniğinin çevresinde
04:56
and bushes and herbs and vegetables
100
296035
3295
meyve ağaçları ve çalılar ve
04:59
around that doctor's surgery.
101
299330
3230
bitkiler ve sebzeler var.
05:02
And there's been lots of other examples, like the corn
102
302560
2276
Ve birçok başka örnek de oldu;
05:04
that was in front of the police station,
103
304836
1856
karakolun önündeki mısır
05:06
and the old people's home that we've planted it with food
104
306692
1817
ve yaşlı insanların evlerine ektiğimiz,
05:08
that they can pick and grow.
105
308509
1972
toplayıp yetiştirebilecekleri gıdalar gibi...
05:10
But it isn't just about growing,
106
310481
1710
Ama bütün konu yetiştirmek üzerine değil
05:12
because we all are part of this jigsaw.
107
312191
2545
çünkü hepimiz bu yapbozun parçalarıyız.
05:14
It's about taking those artistic people in your community
108
314736
2874
Konu, topluluğunuzdaki o sanatsal tipleri işe katmak
05:17
and doing some fabulous designs in those raised beds
109
317610
2233
ve insanlara orada ne yetiştiğini anlatmak için
05:19
to explain to people what's growing there,
110
319843
2071
o yükseltilmiş yataklarda bazı müthiş tasarımlar yapmak
05:21
because there's so many people that don't really recognize
111
321914
2216
çünkü bir sebzeyi, bir parça plastiğin içinde
05:24
a vegetable unless it's in a bit of plastic
112
324130
1888
üzerinde bir parça etiketle birlikte değilse
05:26
with a bit of an instruction packet on the top. (Laughter)
113
326018
2072
tanıyamayan çok fazla insan var. (Gülüşmeler)
05:28
So we have some people who designed these things,
114
328090
2896
Yani, bu şeyleri tasarlamış bazı insanlarımız var.
05:30
"If it looks like this, please don't pick it, but if it looks like this,
115
330986
2017
"Eğer böyle görünüyorsa lütfen toplamayın ama
05:33
help yourself."
116
333003
1977
böyle görünüyorsa buyrun."
05:34
This is about sharing and investing in kindness.
117
334980
2869
Bu paylaşmakla ve iyiliğe yatırım yapmakla ilgili.
05:37
And for those people that don't want to do either
118
337849
1857
Ve bu iki şeyi de yapmak istemeyenler
05:39
of those things, maybe they can cook,
119
339706
1999
belki yemek pişirebilirler;
05:41
so we pick them seasonally and then we go on the street,
120
341705
2873
biz de ürünleri mevsimine uygun olarak alırız ve sokağa çıkarız
05:44
or in the pub, or in the church,
121
344578
2233
ya da bara ya da kiliseye
05:46
or wherever people are living their lives.
122
346811
1632
ya da insanlar yaşamlarını nerede sürdürüyorsa oralara gideriz.
05:48
This is about us going to the people and saying,
123
348443
2542
Bu, bizim insanlara gidip
05:50
"We are all part of the local food jigsaw,
124
350985
2409
"Hepimiz yerel gıda yapbozunun parçasıyız,
05:53
we are all part of a solution."
125
353394
2655
hepimiz bir çözümün parçasıyız." dememizle ilgili.
05:56
And then, because we know we've got vegetable tourists
126
356049
2216
Ve sonra, sebze turistlerimiz olduğu
05:58
and we love them to bits and they're absolutely fantastic,
127
358265
2708
ve onları çok sevdiğimiz ve kesinlikle harika oldukları için
06:00
we thought, what could we do to give them an even better experience?
128
360973
2576
onlara daha iyi bir deneyim yaşatmak için ne yapabileceğimizi düşündük.
06:03
So we invented, without asking, of course,
129
363549
2404
Bu yüzden, tabii ki sormadan,
06:05
the Incredible Edible Green Route.
130
365953
2106
"İnanılmaz Yenilebilir Yeşil Rota"yı yarattık.
06:08
And this is a route of exhibition gardens,
131
368059
2725
Ve bu, sergi bahçelerinin
06:10
and edible towpaths, and bee-friendly sites, and the story
132
370784
4711
ve yenilebilir kanal yollarının ve arı dostu alanların ve polen taşıyıcılarının
06:15
of pollinators, and it's a route that we designed
133
375495
2868
hikâyesinin olduğu bir rota. Ve insanları
06:18
that takes people through the whole of our town,
134
378363
2606
tüm kasabamızda gezdiren, kafelerimizin ve
06:20
past our cafes and our small shops, through our market,
135
380969
3219
küçük dükkanlarımızın önünden, pazarımızın içinden geçiren, tasarladığımız bir rota;
06:24
not just to and fro from the supermarket,
136
384188
3413
sadece süpermarketten etrafa mekik dokumak değil...
06:27
and we're hoping that, in changing people's footfall
137
387601
2298
Ve umuyoruz ki, kasabamızdaki yaya trafiğini değiştirmekle
06:29
around our town, we're also changing their behavior.
138
389899
2855
aynı zamanda insanların davranışlarını da değiştiriyoruz.
06:32
And then there's the second plate, the learning plate.
139
392754
3720
Ve sonra ikinci tabak... Öğrenme tabağı...
06:36
Well, we're in partnership with a high school.
140
396474
1580
Evet... Bir liseyle işbirliği içindeyiz.
06:38
We've created a company. We are designing and building
141
398054
3073
Bir şirket kurduk. Lisenin arkasında, boş duran
06:41
an aquaponics unit in some land that was spare
142
401127
2048
bir alanda bir simbiyotik hayvan/bitki su kültürü birimi
06:43
at the back of the high school, like you do,
143
403175
1907
tasarlıyoruz ve kuruyoruz.
06:45
and now we're going to be growing fish and vegetables
144
405082
2193
Ve şimdi içinde arıların olduğu bir meyve bahçesinde
06:47
in an orchard with bees,
145
407275
2549
balık ve sebze yetiştireceğiz
06:49
and the kids are helping us build that,
146
409824
2258
ve çocuklar bunu kurmamıza yardım ediyor
06:52
and the kids are on the board, and because the community
147
412082
2813
ve çocuklar yönetim kurulunda ve insanlar
06:54
was really keen on working with the high school,
148
414895
1532
liseyle çalışmaya gerçekten istekli oldukları için
06:56
the high school is now teaching agriculture,
149
416427
3368
lise şimdi tarım dersleri veriyorlar
06:59
and because it's teaching agriculture, we started to think,
150
419795
3116
ve lise tarım dersi verdiği için şunu düşünmeye başladık:
07:02
how could we then get those kids that never had a qualification
151
422911
2783
Daha önce hayatlarında bir yetkinliği olmayan fakat
07:05
before in their lives but are really excited about growing,
152
425694
2551
ürün yetiştirmeye gerçekten heyecan duyan bu çocuklara
07:08
how can we give them some more experience?
153
428245
1704
nasıl biraz daha fazla tecrübe kazandırabiliriz?
07:09
So we got some land that was donated
154
429949
1959
Bu nedenle, yerel bir bahçecilik merkezinin bağışladığı
07:11
by a local garden center.
155
431908
1258
bir alanı aldık.
07:13
It was really quite muddy, but in a truly incredible way,
156
433166
3334
Oldukça çamurluydu fakat gerçekten inanılmaz bir şekilde,
07:16
totally voluntary-led, we have turned that
157
436500
2610
tamamen gönüllülerin yönetiminde, bunu
07:19
into a market garden training center,
158
439110
2197
bir pazar bahçesi eğitim merkezine çevirdik.
07:21
and that is polytunnels and raised beds
159
441307
2964
Ve bunlar, politüneller ve yükseltilmiş yataklar
07:24
and all the things you need to get the soil under your fingers
160
444271
2704
ve ellerinize toprak değmesi ve "Belki gelecekte bundan bir
07:26
and think maybe there's a job in this for me in the future.
161
446975
2321
meslek çıkarabilirim." diye düşünmeniz için gereken her şey.
07:29
And because we were doing that, some local academics said,
162
449296
2208
Ve bunu yapıyor olduğumuz için bazı yerel akademisyenler,
07:31
"You know, we could help design
163
451504
1332
"Sizin için ticari bir bahçecilik kursu
07:32
a commercial horticulture course for you.
164
452836
1772
tasarlamaya yardım edebiliriz.
07:34
There's not one that we know of."
165
454608
1395
Bildiğimiz böyle bir kurs yok." dediler.
07:36
So they're doing that, and we're going to launch it later this year,
166
456003
2644
Dolayısıyla onlar bunu yapıyor ve gelecek yıl başlatıyoruz.
07:38
and it's all an experiment, and it's all voluntary.
167
458647
2585
Ve bu tamamıyla bir deneme ve tamamıyla gönüllülüğe dayanıyor.
07:41
And then there's the third plate,
168
461232
1619
Ve sonra üçüncü tabak...
07:42
because if you walk through an edible landscape,
169
462851
1818
Çünkü eğer yenilebilir bir peyzajdan geçerseniz
07:44
and if you're learning new skills, and if you start to get
170
464669
2595
ve yeni beceriler öğreniyorsanız ve mevsimlik nelerin
07:47
interested in what's growing seasonally,
171
467264
2048
yetiştiğine ilgi duymaya başlarsanız
07:49
you might just want to spend more of your own money
172
469312
1912
paranızın daha büyük bir bölümünü yerel üreticilerin
07:51
in support of local producers,
173
471224
2080
desteklenmesi için harcamak isteyebilirsiniz;
07:53
not just veg, but meat and cheese and beer
174
473304
1752
sadece sebze değil; et ve peynir ve bira
07:55
and whatever else it might be.
175
475056
2079
ve başka ne olabilirse.
07:57
But then, we're just a community group, you know.
176
477135
2737
Ama öte yandan, biz sadece bir halk grubuyuz, tahmin edersiniz...
07:59
We're just all volunteers. What could we actually do?
177
479872
1958
Hepimiz gönüllüleriz. Gerçekten ne yapabilirdik?
08:01
So we did some really simple things.
178
481830
1750
Dolayısıyla gerçekten basit bazı şeyler yaptık.
08:03
We fundraised, we got some blackboards,
179
483580
1787
Para toplayıp karatahtalar aldık;
08:05
we put "Incredible Edible" on the top,
180
485367
1170
üzerlerine "İnanılmaz Yenilebilir" yazdık;
08:06
we gave it every market trader that was selling locally,
181
486537
2176
yerel satış yapan her pazarcıya bir tane verdik
08:08
and they scribbled on what they were selling in any one week.
182
488713
2927
ve o hafta için ne sattıklarını üzerlerine karaladılar.
08:11
Really popular. People congregated around it.
183
491640
2456
Gerçekten popüler oldu. İnsanlar etrafında toplandı.
08:14
Sales were up.
184
494096
1648
Satışlar arttı.
08:15
And then, we had a chat with the farmers, and we said,
185
495744
2996
Ve sonra çiftçilerle bir sohbetimiz oldu ve
08:18
"We're really serious about this,"
186
498740
977
"Bu konuda gerçekten ciddiyiz." dedik
08:19
but they didn't actually believe us, so we thought,
187
499717
2418
ama bize aslında inanmadılar; biz de şöyle düşündük:
08:22
okay, what should we do? I know. If we can create
188
502135
2625
"Tamam, ne yapmalıyız? Ben biliyorum. Bir ürünle ilgili
08:24
a campaign around one product and show them
189
504760
2574
bir kampanya düzenleyip onlara bu ürüne karşı
08:27
there is local loyalty to that product,
190
507334
2043
yerel bir sadakat olduğunu gösterirsek
08:29
maybe they'll change their mind and see we're serious.
191
509377
2343
belki fikirlerini değiştirirler ve ciddi olduğumuzu görürler."
08:31
So we launched a campaign -- because it just amuses me --
192
511720
2991
Böylece, -sadece beni eğlendirdiği için- adı "Her Yumurta Önem Taşır"
08:34
called Every Egg Matters. (Laughter)
193
514711
2073
olan bir kampanya başlattık. (Gülüşmeler)
08:36
And what we did was we put people on our egg map.
194
516784
3621
Ve yaptığımız şey, bir yumurta haritasına insanları yerleştirmekti.
08:40
It's a stylized map of Togmorden.
195
520405
2151
Todmorden'in stilize edilmiş bir haritası.
08:42
Anybody that's selling their excess eggs
196
522556
1639
Bahçe kapısında fazla yumurtasını,
08:44
at the garden gate, perfectly legally, to their neighbors,
197
524195
2538
tamamen yasal olarak, komşularına satan herkesi
08:46
we've stuck on there. We started with four,
198
526733
2417
burada gösterdik. 4 kişiyle başladık
08:49
and we've now got 64 on, and the result of that was
199
529150
2274
ve şimdi 64 kişi var. Ve bunun sonucu,
08:51
that people were then going into shops
200
531424
1500
insanların dükkanlara gidip yerel Todmorden yumurtası
08:52
asking for a local Todmorden egg, and the result of that
201
532924
2681
sormaya başlamalarıydı. Ve bunun sonucunda
08:55
was, some farmers upped the amount of flocks they got
202
535605
2289
bazı çiftçiler sahip oldukları serbest gezinen sürülerinin
08:57
of free range birds, and then they went on to meat birds,
203
537894
2109
miktarını arttırdı ve sonra et kuşlarına el attılar.
09:00
and although these are really, really small steps,
204
540003
2581
Bunlar gerçekten küçük adımlar olmasına rağmen
09:02
that increasing local economic confidence
205
542584
4689
artan yerel ekonomik güven
09:07
is starting to play out in a number of ways,
206
547273
2577
çeşitli şekillerde kendini göstermeye başladı.
09:09
and we now have farmers doing cheese
207
549850
1302
Ve şimdi peynir üreten çiftçilerimiz var
09:11
and they've upped their flocks and rare breed pigs,
208
551152
1789
ve nadir cins domuz sürülerini arttırdırlar;
09:12
they're doing pasties and pies and things
209
552941
1408
etli börek ve turta gibi daha önce
09:14
that they would have never done before.
210
554349
2373
hiç yapmadıkları şeyleri yapıyorlar.
09:16
We've got increasing market stalls selling local food,
211
556722
2621
Yerel gıda satan pazar tezgâhlarımız artıyor
09:19
and in a survey that local students did for us, 49 percent
212
559343
4214
ve yerel öğrencilerin bizim için yaptıkları bir ankete göre
09:23
of all food traders in that town said that their bottom line
213
563557
2953
kasabadaki tüm gıda tüccarlarının % 49'u, net kazançlarının
09:26
had increased because of what we were actually doing.
214
566510
2406
bizim fiilen yaptıklarımız sayesinde yükseldiğini söyledi.
09:28
And we're just volunteers and it's only an experiment.
215
568916
3090
Ve biz sadece gönüllüleriz ve bu sadece bir deney.
09:32
(Laughter)
216
572006
1404
(Gülüşmeler)
09:33
Now, none of this is rocket science.
217
573410
2410
Şimdi, bunların hiçbiri roket bilimi değil.
09:35
It certainly is not clever, and it's not original.
218
575820
2879
Kesinlikle çok zekice değil ve orijinal değil
09:38
But it is joined up, and it is inclusive.
219
578699
3807
ama birleştirici ve kapsayıcı.
09:42
This is not a movement for those people
220
582506
2123
Bu, kendi başının çaresine zaten bakacak
09:44
that are going to sort themselves out anyway.
221
584629
1922
insanlar için bir hareket değil.
09:46
This is a movement for everyone.
222
586551
1334
Bu herkes için bir hareket.
09:49
We have a motto: If you eat, you're in. (Laughter)
223
589447
3866
Bir mottomuz var: (Yemek) Yiyorsan sen de varsın. (Gülüşmeler)
09:53
(Applause)
224
593313
1915
(Alkış)
09:59
Across age, across income, across culture.
225
599402
5077
Farklı yaşlar, farklı gelir düzeyleri, farklı kültürler...
10:04
It's been really quite a roller coaster experience,
226
604479
3607
Gerçekten oldukça inişli çıkışlı bir deneyim oldu.
10:08
but going back to that first question that we asked,
227
608086
548
Fakat sorduğumuz ilk soruya geri dönecek olursak...
10:10
is it replicable? Yeah. It most certainly is replicable.
228
610559
3259
Aynı şekilde çoğaltılabilir mi? Evet, kesinlikle çoğaltılabilir.
10:13
More than 30 towns in England now are spinning
229
613818
2814
İngiltere'de 30'dan fazla kasaba şimdi
10:16
the Incredible Edible plate.
230
616632
2128
"İnanılmaz Yenilebilir" tabağını çeviriyor.
10:18
Whichever way they want to do it, of their own volition,
231
618760
3495
Ne şekilde bunu yapmak istiyorlarsa, kendi iradelerince
10:22
they're trying to make their own lives differently,
232
622255
2694
kendi hayatlarını farklılaştırmaya çalışıyorlar.
10:24
and worldwide, we've got communities across America
233
624949
2748
Ve dünya çapında, Amerika ve Japonya'nın bir ucundan diğerine
10:27
and Japan -- it's incredible, isn't it? I mean,
234
627697
1744
topluluklarımız var. İnanılmaz değil mi?
10:29
America and Japan and New Zealand.
235
629441
2515
Amerika ve Japonya ve Yeni Zelanda...
10:31
People after the earthquake in New Zealand visited us
236
631956
2524
Yeni Zelanda'daki depremden sonra insanlar,
10:34
in order to incorporate some of this public spiritedness
237
634480
3051
ürün yetiştirme etrafındaki bu kamusal şevkin bir kısmını
10:37
around local growing into the heart of Christchurch.
238
637531
4652
Christchurch'un kalbine dahil etmek için bizi ziyaret etti.
10:42
And none of this takes more money
239
642183
2847
Ve bunların hiçbiri daha çok para istemiyor
10:45
and none of this demands a bureaucracy,
240
645030
3127
ve bunların hiçbiri bürokrasi gerektirmiyor
10:48
but it does demand that you think things differently
241
648157
2863
fakat sizin şeyleri farklı düşünmenizi
10:51
and you are prepared to bend budgets and work programs
242
651020
3697
ve bütçelerle oynamanızı ve üzerinden toplulukların
10:54
in order to create that supportive framework
243
654717
2128
sıçrayabilecekleri destekleyici sistemleri yaratmak için
10:56
that communities can bounce off.
244
656845
2714
programlar oluşturmanızı gerektiriyor.
10:59
And there's some great ideas already in our patch.
245
659559
2916
Ve bizim şimdiden bazı müthiş fikirlerimiz var.
11:02
Our local authority has decided to make everywhere
246
662475
2784
Yerel yönetimimiz her yeri
11:05
Incredible Edible, and in support of that
247
665259
2662
"İnanılmaz Yenilebilir" yapmaya karar verdi ve
11:07
have decided to do two things.
248
667921
1485
bunu desteklemek için iki şey yapmaya karar verdi.
11:09
First, they're going to create an asset register of spare land
249
669406
3109
Birincisi, sahip oldukları kullanılmayan alanların bir kaydını oluşturacaklar;
11:12
that they've got, put it in a food bank so that communities
250
672515
2231
bunu bir aşevine koyacaklar böylece topluluklar
11:14
can use that wherever they live,
251
674746
1736
bunu nerede yaşıyorlarsa yaşasınlar kullanabilecekler.
11:16
and they're going to underpin that with a license.
252
676482
2177
Ve bunu bir lisansla destekleyecekler.
11:18
And then they've said to every single one of their workforce,
253
678659
2381
Ve devamında, çalışanlarının her birine şunu söylediler:
11:21
if you can, help those communities grow,
254
681040
2497
"Yapabilirseniz, bu toplulukların büyümesine yardım edin
11:23
and help them to maintain their spaces.
255
683537
2113
ve alanlarına bakmalarına yardım edin."
11:25
Suddenly, we're seeing actions on the ground
256
685650
2039
Birden, sahada yerel yönetimden eylemler
11:27
from local government. We're seeing this mainstreamed.
257
687689
2280
görüyoruz. Bunun hakim eğilimlerin içine dahil olduğunu görüyoruz.
11:29
We are responding creatively at last to what Rio demanded
258
689969
4425
Rio'nun bizden talep ettiklerine yaratıcı bir şekilde sonunda
11:34
of us, and there's lots more you could do.
259
694394
2179
cevap veriyoruz. Ve sizin yapabileceğiniz çok daha fazla şey var.
11:36
I mean, just to list a few. One, please stop putting
260
696573
2360
Yani, birkaç tanesini saymak gerekirse.. Bir, lütfen kamu yapılarının çevresine
11:38
prickly plants around public buildings. It's a waste of space.
261
698933
3368
dikenli bitkiler koymaktan vazgeçin. Bu yer ziyanı.
11:42
(Laughter) Secondly, please create -- please, please create
262
702301
3402
(Gülüşmeler) İkinci olarak, lütfen yenilebilir -lütfen lütfen- yenilebilir
11:45
edible landscapes so that our children start to walk
263
705703
2779
peyzajlar yaratın, böylece çocuklarımız her gün
11:48
past their food day in, day out, on our high streets,
264
708482
2183
gıdalarının yanından geçerek yürümeye başlasınlar, ana caddelerimizde,
11:50
in our parks, wherever that might be.
265
710665
2586
parklarımızda, nerede olursa.
11:53
Inspire local planners to put the food sites at the heart
266
713251
3694
Yerel planlayıcıları kasaba ve şehir planının kalbine gıda alanları
11:56
of the town and the city plan, not relegate them
267
716945
3263
koymaya teşvik edin; bunları kimsenin göremeyeceği şekilde
12:00
to the edges of the settlements that nobody can see.
268
720208
3320
yerleşim alanlarının kenarlarına koymasınlar.
12:03
Encourage all our schools to take this seriously.
269
723528
2817
Tüm okullarımızı bu konuyu ciddiye almaya cesaretlendirin.
12:06
This isn't a second class exercise.
270
726345
2233
Bu, ikinci sınıf bir egzersiz değil.
12:08
If we want to inspire the farmers of tomorrow,
271
728578
2968
Eğer yarının çiftçilerine ilham vermek istiyorsak
12:11
then please let us say to every school,
272
731546
3049
o zaman tüm okullara şunu söyleyelim:
12:14
create a sense of purpose around the importance
273
734595
3980
"Çevrenin, yerel gıdanın ve toprakların önemine dair
12:18
to the environment, local food and soils.
274
738575
2800
amaçsal bir farkındalık yaratın.
12:21
Put that at the heart of your school culture,
275
741375
1887
Bunu okul kültürünüzün kalbine koyun
12:23
and you will create a different generation.
276
743262
3162
ve bu şekilde farklı bir jenerasyon yaratacaksınız."
12:26
There are so many things you can do, but ultimately
277
746424
2439
Yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki, fakat nihayetinde
12:28
this is about something really simple.
278
748863
2288
bu gerçekten basit bir şeyle ilgili.
12:31
Through an organic process, through
279
751151
3625
Organik bir sürecin sayesinde, küçük eylemlerin
12:34
an increasing recognition of the power of small actions,
280
754776
4287
öneminin artarak anlaşılması sayesinde
12:39
we are starting, at last, to believe in ourselves again,
281
759063
3825
kendimize, sonunda, yeniden inanmaya başlıyoruz
12:42
and to believe in our capacity, each and every one of us,
282
762888
3841
ve tek tek her birimizin, farklı ve daha iyilik dolu
12:46
to build a different and a kinder future,
283
766729
4393
bir geleceği kurma kapasitemize inanmaya başlıyoruz.
12:51
and in my book, that's incredible.
284
771122
2423
Ve benim kitabımda bu inanılmazdır.
12:53
Thank you. (Applause)
285
773545
3865
Teşekkür ederim.
12:57
(Applause)
286
777410
10492
(Alkışlar)
13:07
Thank you very much. (Applause)
287
787902
3822
Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7