Kartick Satyanarayan: How we rescued the "dancing" bears

Kartick Satyanarayan: ''Dans eden'' ayıları nasıl kurtardık

Çeviri: Sinan Ünlüsoy Gözden geçirme: Ayşe Demirel

Hi. For those of you who haven't seen dancing bears,

Merhaba. Daha önce dans eden ayıları görmemiş olanlarınız için,

these are the dancing bears.

işte bunlar dans eden ayılar.

In 1995, we started working on a two-year investigative research project

1995 yılında, neler olup bittiğini anlamak için iki yıllık

to try and find out what was going on.

bir araştırma projesinde çalışmaya başladık.

Because the sloth bears in the wild were obviously getting depleted

Çünkü vahşi yaşamda dudaklı ayılar

because of this.

bu yüzden açıkça tükeniyorlardı.

This is the Qalandar community. They are a marginalized Islamic community

Bu Kalender toplumu. Hindistan'da yaşayan marjinalize edilmiş

who live across India,

bir İslami toplum,

and have been in India since the 13th century.

ve 13. yüzyıldan beri Hindistan'da bulunuyorlar.

We went about getting evidence of what was going on.

Neler olduğuna dair kanıt toplamak için yola koyulduk.

And this is footage from a hidden camera in a button.

Bu bir düğmeye gizlenmiş kameradan alınmış bir görüntü.

And we went in, pretending to be buyers.

Alıcı gibi görünerek içeri girdik.

And we found this right in this very state, in Karnataka.

Bu olayı da tam bu eyalette, Karnataka'da bulduk.

And the bear cubs were being harvested from across the country

Ayı yavruları tüm ülke genelinden toplanıyorlar

and being sold and traded.

ve satılıp ticareti yapılıyordu.

These were being sold for about 2,000 dollars each,

Bunların her biri yaklaşık 2,000 dolara satılıyor,

and they are used for bear paw soup,

ayı pençesi çorbası için kullanılıyorlar.

and also being trained, later on,

Ayrıca eğitiliyor, ve sonrasında,

to become dancing bears like the one you just saw.

biraz önce gördüğünüz gibi dans eden ayılara dönüştürülüyorlar

Sadly, the family of Qalandars depended on this bear.

Ne yazık ki, Kalender ailesi bu ayıya bağımlılar.

The couple are barely 18 years old.

Bu çift henüz 18 yaşına basmış.

They already have four children beside them. You can see them.

Fakat şimdiden dört çocukları var. Onları görebilirsiniz.

And the economy of the family and their livelihood depended on those animals.

Ailenin ekonomisi ve geçimleri bu hayvanlara bağlı.

So, we had to deal with it in a very practical and sustainable manner.

Bu yüzden, bu sorunla uygulanabilir ve sürdürülebilir bir yöntemle mücadele etmemiz gerekti.

Now, when we started working deeper and digging deeper,

Daha derine inip daha detaylıca çalışmaya başladığımızda,

we found that it's an illegal act.

bunun yasadışı bir eylem olduğunu bulduk.

These guys could go to jail for up to seven years

Bu kişiler eğer yetkililer tarafından yakalanmış olsalar

if they were caught by authorities.

yedi yıla kadar hapis cezası alabilirlerdi.

And what they were doing to the bears was really appalling.

Ayılara yaptıkları gerçekten korkunçtu.

It was unacceptable.

Kabul edilemezdi.

The mother bears are usually killed.

Anne ayılar genellikle öldürülüyor.

The cubs, which are taken, are separated.

Toplanan yavrular ise birbirinden ayırılıyor.

Their teeth are basically bashed out with a metal rod.

Dişleri metal bir çubukla sökülüyor

And they use a red hot iron needle to make a hole through the muzzle.

ve burunlarını delmek için kızgın bir demir iğne kullanıyorlar.

Now we had to start changing these people and converting them from using that

Bizim bu insanları değiştirmeye başlamamız ve geçimlerini böyle değil de

for a livelihood, to getting something else.

başka yolla sağlamaya yöneltmemiz gerekiyordu.

So, this is Bitu Qalandar, who was our first experiment.

İşte bu bizim ilk deneğimiz olan Bitu Kalender.

And we were so unsure that this would work.

Bunun yürüyeceğine pek emin değildik.

We weren't sure at all. And we managed to convince him.

Kesinlike hiç emin değildik ama onu ikna edebildik.

And we said, "Okay, here is some seed fund.

sonra "Tamam, işte ilk tohumu attık,

Let's see if you can get something else." And we got the bear surrendered

bakalım başka ne yapabiliriz" dedik. Ayısını ondan aldık --

to -- we set up a sanctuary. We have four sanctuaries in India.

Bir barınak yaptık. Hindistan'da dört barınağımız var.

And now he sells cool drinks, he's by the highway.

Artık otoyolda soğuk içecek satıyor.

He has a telephone booth.

Bir telefon kulübesi var.

And then it started, there was no turning back after that.

Ve bir kere başlayınca, bunun bir daha geri dönüşü kalmadı.

This is Sadua who came and surrendered his bear.

Bu bize gelip ayısını teslim eden Sadua

And now he runs a cattle fodder store and a grain store

Şimdi, Agra yakınında, sığır yemi ve tohum satan

near Agra.

bir dükkan işletiyor.

Then there was no looking back at all for us.

Artık hiçbirimiz için geriye bakmak yoktu.

We gave cycle rickshaws.

Bu ulaşım araçlarını verdik.

We set up carpet-weaving units,

Halı dokuma üniteleri kurduk

vocational training for the women.

kadınlar için meslek eğitimleri verdik.

The women were just not allowed to come out of the community

Kadınların bu grubun dışına çıkmaları

and work with mainstream society. So, we were able to address that.

ve esas toplumla çalışmaları yasaktı. Biz buna hitap edebildik.

Education. The kids never went to school.

Eğitim. Çocuklar hiç okula gitmemişlerdi.

They only had Islamic education, very little of it.

Yalnızca çok az bir İslami eğitim almışlardı

And they were never allowed to go to school

ve okula gitmeleri yasaktı.

because they were an extra earning hand at home. So we managed to get education.

Çünkü ev için ek bir gelir kaynağıydılar. Eğitim konusunu da çözdük.

So, we sponsor 600 children education programs today.

Bugün, 600 çocuğun eğitim programlarına sponsoruz.

We were able to ensure brighter futures for these people.

Bu insanlar için daha parlak bir gelecek garanti edebildik.

Of course we also had to get the bears in.

Tabi ki ayıları da dahil etmemiz gerekti.

This is what happens to the bears when they come in.

Bu, ayıların bize ilk geldiklerindeki haliydi.

And this is what we turn them into.

ve bu da bizim onları dönüştürdüğümüz hali.

We have a veterinary facility in our rescue centers.

Kurtarma merkezlerimizde veteriner hizmetimiz var.

So, basically in 2002 there were

Özetle 2002 yılında,

1,200 dancing bears.

12,000 dans eden ayı vardı.

We rescued over 550 dancing bears.

Bunların 550 kadarını kurtardık.

We've been able to ensure better futures for the people and the bears.

Bu insanlar ve ayılar için daha iyi bir gelecek sağlayabildik.

The big news that I want to announce today

Bugün paylaşmak istediğim büyük haber,

is that next month we will be bringing in

gelecek ay Hindistan'ın

the very last bear of India,

son ayısını da kurtarma merkezimize

into our rescue center.

alacağımızdır.

(Applause)

(Alkış)

And India will no longer have to witness this cruel barbaric practice

Ve Hindistan, yüzyıllardır süregelen bu acımasız barbarca harekete

which has been here for centuries.

daha fazla tanıklık etmeyecek.

And the people can hold their heads up high.

İnsanlar başlarını dik tutabilecek

And the Qalandar people will rise above all this cruel barbaric past

ve Kalender toplumu tüm hayatları boyunca yaşadığı

that they've lived all their lives.

bu acımasız ve barbarca geçmişi silecek.

And the beautiful bears can of course live in the wild again.

ve tabi ki güzel ayılar vahşi doğada yaşayabilecekler.

And there will be no more removing of these bears.

Bu ayılar hayatlarından koparılmayacaklar.

And the children, both humans and bear cubs

Çocuklar, yani insanların ve ayıların yavruları

can live peacefully. Thank you.

barış içinde yaşayabilecekler. Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)