Do we see reality as it is? | Donald Hoffman | TED

2,768,062 views ・ 2015-06-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Semih Şimşek Gözden geçirme: Şâkir Aşçı
00:12
I love a great mystery,
0
12835
2066
Sevdiğim büyük bir gizem var.
00:14
and I'm fascinated by the greatest unsolved mystery in science,
1
14901
4412
Bilimdeki bu en büyük çözülmemiş gizem beni büyüledi,
00:19
perhaps because it's personal.
2
19313
1958
belki de kişisel olmasından kaynaklanıyor.
00:21
It's about who we are,
3
21681
1858
Bu gizem, bizim kim olduğumuzla alakalı.
00:23
and I can't help but be curious.
4
23539
2117
Merak etmeden duramıyorum.
00:26
The mystery is this:
5
26186
2089
İşte merak edilen şey:
00:28
What is the relationship between your brain
6
28275
3435
Beynimiz ve bilinçli deneyimlerimiz
00:31
and your conscious experiences,
7
31710
1511
arasında nasıl bir ilişki var?
00:33
such as your experience of the taste of chocolate
8
33221
2670
Mesela çikolata tadının veya kadifeye
00:35
or the feeling of velvet?
9
35891
1774
dokunduğunuzdaki hissin deneyimi?
00:38
Now, this mystery is not new.
10
38805
1584
Öncelikle, bu gizem yeni değil.
00:40
In 1868, Thomas Huxley wrote,
11
40999
3599
1868'de Thomas Huxley söyle demiştir:
00:44
"How it is that anything so remarkable as a state of consciousness comes about
12
44598
5294
"Bilinçli hâl kadar olağanüstü bir şeyin garip sinir dokusunun
00:49
as the result of irritating nervous tissue
13
49892
3367
sonucunda ortaya çıkması,
00:53
is just as unaccountable
14
53259
2066
Alaaddin’in lambasını
00:55
as the appearance of the genie when Aladdin rubbed his lamp."
15
55325
4053
ovuşturmasıyla cinin görünmesi kadar anlaşılmazdır."
01:01
Now, Huxley knew that brain activity
16
61268
2277
Huxley, beyin faaliyetlerinin ve
01:03
and conscious experiences are correlated,
17
63545
3274
bilinçli deneyimlerin birbiriyle ilişkili olduğunu biliyordu
01:06
but he didn't know why.
18
66819
2159
ama nedenini bilmiyordu.
01:08
To the science of his day, it was a mystery.
19
68978
3321
Onun zamanındaki bilim için bu bir gizemdi.
01:12
In the years since Huxley,
20
72299
2136
Huxley'den beri bilim,
01:14
science has learned a lot about brain activity,
21
74435
3366
beyin faliyetleri hakkında çok şey öğrendi,
01:17
but the relationship between brain activity
22
77801
2021
ama beyin faaliyetleri ve
01:19
and conscious experiences is still a mystery.
23
79822
3088
bilinçli deneyimler arasındaki ilişki hâlâ gizemini koruyor.
01:22
Why? Why have we made so little progress?
24
82910
3645
Neden? Neden bu kadar az ilerleme kaydettik?
01:26
Well, some experts think that we can't solve this problem
25
86555
4859
Bazı uzmanlara göre bu gizemi, gereken kavrayış ve zekâdan
01:31
because we lack the necessary concepts and intelligence.
26
91414
3799
yoksun olduğumuz için çözemeyiz.
01:35
We don't expect monkeys to solve problems in quantum mechanics,
27
95883
4069
Kuantum mekaniğindeki sorunları maymunların çözmesini ummadığımız gibi
01:39
and as it happens, we can't expect our species to solve this problem either.
28
99952
4165
bu sorunu da bizim türümüzün çözmesini umamayız.
01:44
Well, I disagree. I'm more optimistic.
29
104527
3134
Buna katılmıyorum, ben daha iyimserim.
01:47
I think we've simply made a false assumption.
30
107661
3042
Bence, biz yanlış bir kanıya vardık.
01:50
Once we fix it, we just might solve this problem.
31
110703
3506
Ancak bundan kurtulduğumuzda, bu sorunu çözebiliriz.
01:54
Today, I'd like tell you what that assumption is,
32
114209
2417
Bugün, size bu kanının ne olduğunu,
01:56
why it's false, and how to fix it.
33
116626
2758
neden yanlış olduğunu ve nasıl kurtulacağımızı anlatacağım.
01:59
Let's begin with a question:
34
119874
1694
Hadi, bir soruyla başlayalım:
02:01
Do we see reality as it is?
35
121778
3088
Gerçekliği olduğu gibi mi görüyoruz?
02:04
I open my eyes
36
124866
1695
Gözlerimi açıyorum
02:06
and I have an experience that I describe as a red tomato a meter away.
37
126561
4937
ve bir metre uzaktakinin kırmızı bir domates olduğunu anlıyorum.
02:12
As a result, I come to believe that in reality,
38
132606
3243
Sonuç olarak, bunun gerçekliğine inanmaya başlıyorum;
02:15
there's a red tomato a meter away.
39
135849
2642
bir metre ötede bir kırmızı domates var.
02:18
I then close my eyes, and my experience changes to a gray field,
40
138751
4864
Sonra gözlerimi kapatıyorum ve deneyimim gri bir alana dönüşüyor,
02:24
but is it still the case that in reality, there's a red tomato a meter away?
41
144425
5166
ama gerçekten hâlâ bir metre ötede kırmızı bir domates var mı?
02:30
I think so, but could I be wrong?
42
150361
3552
Sanırım var, ama olmayabilir de mi?
02:33
Could I be misinterpreting the nature of my perceptions?
43
153913
4598
Algılarımın doğasını yanlış yorumluyor olabilir miyim?
02:39
We have misinterpreted our perceptions before.
44
159351
3200
Daha önce algılarımızı yanlış yorumladık.
02:42
We used to think the Earth is flat, because it looks that way.
45
162551
3459
Eskiden Dünya'nın düz olduğunu düşünürdük, çünkü öyle gözüküyordu.
02:46
Pythagorus discovered that we were wrong.
46
166707
2879
Pisagor, yanlış olduğumuzu keşfetti.
02:49
Then we thought that the Earth is the unmoving center of the Universe,
47
169586
4012
Sonra Dünya'nın Evren'in hareket etmeyen merkezi olduğunu düşündük,
02:53
again because it looks that way.
48
173603
1903
yine çünkü öyle gözüküyordu.
02:56
Copernicus and Galileo discovered, again, that we were wrong.
49
176406
4906
Kopernik ve Galileo da yanlış olduğumuzu keşfetti.
03:01
Galileo then wondered if we might be misinterpreting our experiences
50
181312
4088
Galileo daha sonra deneyimlerimizi yanlış yorumlayıp yorumlamadığımızı merak etti.
03:05
in other ways.
51
185400
1508
03:06
He wrote: "I think that tastes, odors, colors, and so on
52
186908
5009
Şöyle demişti:
"Tatlar, kokular, renkler ve bunlara benzer
03:11
reside in consciousness.
53
191917
2004
şeyler bilincimizde bulunur.
03:14
Hence if the living creature were removed, all these qualities would be annihilated."
54
194291
5752
Bu sebeple, eğer yaşayan varlıklar yok olursa tüm bu değerler de yok olmuş olur."
03:20
Now, that's a stunning claim.
55
200955
1839
Bu baş döndürücü bir iddia.
03:23
Could Galileo be right?
56
203184
1811
Galileo haklı olabilir mi?
03:24
Could we really be misinterpreting our experiences that badly?
57
204995
4598
Algılarımızı bu denli kötü yorumluyor olabilir miyiz?
03:29
What does modern science have to say about this?
58
209593
2561
Modern bilim bu konuda neler söyleyebilir?
03:32
Well, neuroscientists tell us that about a third of the brain's cortex
59
212704
5224
Sinirbilimciler, bize beyin kabuğunun yaklaşık üçte birinin
03:37
is engaged in vision.
60
217928
1858
görme ile meşgul olduğunu söylüyor.
03:39
When you simply open your eyes and look about this room,
61
219786
3506
Şöyle bir gözlerinizi açıp bu odaya baktığınızda,
03:43
billions of neurons and trillions of synapses are engaged.
62
223292
4272
milyarlarca sinir hücresi ve trilyonlarca sinaps harekete geçiyor.
03:47
Now, this is a bit surprising,
63
227564
1608
Bu biraz şaşırtıcı,
03:49
because to the extent that we think about vision at all,
64
229172
2641
çünkü görme işini düşündüğümüzde,
03:51
we think of it as like a camera.
65
231813
2837
bunu bir kamera gibi düşünüyoruz.
03:54
It just takes a picture of objective reality as it is.
66
234650
3940
Gerçekliğin resmini olduğu gibi çekiyor.
03:58
Now, there is a part of vision that's like a camera:
67
238590
3700
Tamam, görme işinde kameraya benzeyen bir taraf var:
04:02
the eye has a lens that focuses an image on the back of the eye
68
242290
4639
Gözün arkasında görüntüye odaklanan
04:06
where there are 130 million photoreceptors,
69
246929
3390
130 milyon ışık alıcısının olduğu bir lens var,
04:10
so the eye is like a 130-megapixel camera.
70
250319
3900
yani gözümüz 130 megapiksellik bir kamera gibi.
04:14
But that doesn't explain the billions of neurons
71
254219
3483
Ama bu milyarlarca sinir hücresinin ve trilyonlarca sinapsın görme işiyle
04:17
and trillions of synapses that are engaged in vision.
72
257702
3622
ne alakası olduğunu açıklamıyor.
04:21
What are these neurons up to?
73
261324
2299
Bu sinir hücreleri neyin peşinde?
04:23
Well, neuroscientists tell us that they are creating, in real time,
74
263623
4207
Sinirbilimciler bize, gördüğümüz bütün biçimleri, nesneleri, renkleri
04:27
all the shapes, objects, colors, and motions that we see.
75
267830
4330
ve hareketleri onların oluşturduğunu söylüyor.
04:32
It feels like we're just taking a snapshot of this room the way it is,
76
272160
3491
Bize sadece bu odanın şipşak fotoğrafını çekiyormuşuz gibi geliyor,
04:35
but in fact, we're constructing everything that we see.
77
275651
3575
ama aslında, gördüğümüz her şeyi oluşturuyoruz.
04:39
We don't construct the whole world at once.
78
279226
3181
Bütün dünyayı tek seferde oluşturmuyoruz tabii,
04:42
We construct what we need in the moment.
79
282407
2765
o anda ihtiyacımız olanı oluşturuyoruz.
04:45
Now, there are many demonstrations that are quite compelling
80
285542
3367
Gördüğümüz şeyi bizim oluşturduğumuza dair
04:48
that we construct what we see.
81
288909
1811
oldukça ikna edici kanıtlar var.
04:50
I'll just show you two.
82
290720
2043
Size sadece ikisini göstereceğim.
04:52
In this example, you see some red discs with bits cut out of them,
83
292763
5766
Bu örnekte, kesik parçaları olan birkaç kırmızı daire görüyorsunuz.
04:58
but if I just rotate the disks a little bit,
84
298529
2941
Fakat bu daireleri yalnızca birazcık döndürürsem,
05:01
suddenly, you see a 3D cube pop out of the screen.
85
301470
4737
birden üç boyutlu bir küp görüyorsunuz.
05:06
Now, the screen of course is flat,
86
306207
2833
Ekran tabii ki düz,
05:09
so the three-dimensional cube that you're experiencing
87
309040
2600
demek ki gördüğünüz üç boyutlu küpü
05:11
must be your construction.
88
311640
2977
siz kendiniz oluşturuyorsunuz.
05:15
In this next example,
89
315397
1913
Sıradaki örnekte,
05:17
you see glowing blue bars with pretty sharp edges
90
317310
4224
gördüğünüz oldukça belirgin kenarlı, parlayan mavi şeritler
05:21
moving across a field of dots.
91
321534
3184
noktalı bir alanda ilerliyor.
05:25
In fact, no dots move.
92
325708
3137
Aslında noktalar hareket etmiyor.
05:28
All I'm doing from frame to frame is changing the colors of dots
93
328845
4621
Yaptığım tek şey, görüntü karesindeki noktaların rengini değiştirmek,
05:33
from blue to black or black to blue.
94
333466
2461
siyahtan maviye, maviden siyaha.
05:35
But when I do this quickly,
95
335927
1834
Ama bunu hızlı bir şekilde yaptığımda,
05:37
your visual system creates the glowing blue bars
96
337761
3715
görme sisteminiz, belirgin kenarlı,
05:41
with the sharp edges and the motion.
97
341476
2671
parlayan mavi şeritler oluşturuyor.
05:44
There are many more examples, but these are just two
98
344147
2670
Daha bir sürü örnek verilebilir ama sadece bu ikisi bile
05:46
that you construct what you see.
99
346817
2763
gördüğümüz şeyi oluşturduğumuzu gösterir.
05:49
But neuroscientists go further.
100
349580
2375
Ama sinirbilimciler daha ileri gidiyorlar.
05:53
They say that we reconstruct reality.
101
353395
5101
Bizim, gerçekliği yeniden oluşturduğumuzu söylüyorlar.
05:58
So, when I have an experience that I describe as a red tomato,
102
358496
4226
Yani kırmızı bir domates olarak tanımladığımı deneyimime göre,
06:02
that experience is actually an accurate reconstruction
103
362722
4133
bu deneyim aslında, bakmasam da var olacak
06:06
of the properties of a real red tomato
104
366855
2115
gerçek kırmızı bir domatesin
06:08
that would exist even if I weren't looking.
105
368970
3295
özelliklerinin yeniden oluşturulmasıdır.
06:13
Now, why would neuroscientists say that we don't just construct,
106
373595
3221
Peki neden sinirbilimciler yalnızca oluşturmakla kalmayıp
06:16
we reconstruct?
107
376816
1880
yeniden oluşturduğumuzu söylüyor?
06:18
Well, the standard argument given
108
378696
2531
Öne çıkan görüş
06:21
is usually an evolutionary one.
109
381227
2554
genellikle evrimsel olandır.
06:24
Those of our ancestors who saw more accurately
110
384941
2439
Atalarımızdan daha iyi görenlerin
06:27
had a competitive advantage compared to those who saw less accurately,
111
387380
4853
iyi görmeyenlere karşı rekabetçi üstünlükleri vardı,
06:32
and therefore they were more likely to pass on their genes.
112
392233
2756
bu yüzden iyi görenlerin genlerini aktarması daha olasıdır.
06:34
We are the offspring of those who saw more accurately,
113
394989
3391
Bizler, iyi görenlerin yavrularıyız ve
06:38
and so we can be confident that, in the normal case,
114
398380
2769
bu yüzden normal şartlarda algılarımızın
06:41
our perceptions are accurate.
115
401149
2531
kusursuz olduğundan emin olabiliriz.
06:43
You see this in the standard textbooks.
116
403680
3695
Bunu standart ders kitaplarında görebilirsiniz.
06:47
One textbook says, for example,
117
407375
1994
Bir ders kitabında diyor ki:
06:49
"Evolutionarily speaking,
118
409369
1971
"Evrimsel olarak konuşursak,
06:51
vision is useful precisely because it is so accurate."
119
411340
4043
görme duyusu, kusursuz olduğu için işimize yarar."
06:55
So the idea is that accurate perceptions are fitter perceptions.
120
415383
4798
Yani, kusursuz algılar daha uygun algılardır.
07:00
They give you a survival advantage.
121
420181
2144
Size hayatta kalma üstünlüğü verirler.
07:02
Now, is this correct?
122
422325
1915
Şimdi, bu doğru mu?
Bu, evrim kuramının doğru yorumu mu?
07:04
Is this the right interpretation of evolutionary theory?
123
424240
2659
07:06
Well, let's first look at a couple of examples in nature.
124
426899
3381
Hadi ilk önce, bunun doğadaki birkaç örneğine bakalım.
07:10
The Australian jewel beetle
125
430800
2438
Avustralya altın kın kanatlısı
07:13
is dimpled, glossy and brown.
126
433238
3111
girintili, parlak ve kahverengidir.
07:16
The female is flightless.
127
436349
2345
Dişisi uçamaz.
07:18
The male flies, looking, of course, for a hot female.
128
438694
4017
Erkeği uçar ve tabii ki çekici bir dişi arar.
07:22
When he finds one, he alights and mates.
129
442711
3948
Bulduğunda ise yere iner ve çiftleşir.
07:26
There's another species in the outback,
130
446659
2471
Ve uzaklarda bir de başka bir tür var:
07:29
Homo sapiens.
131
449130
1334
Homo sapiens.
07:30
The male of this species has a massive brain
132
450464
3067
Bu türün erkekleri çok büyük bir beyne sahiptir
07:33
that he uses to hunt for cold beer.
133
453531
3948
ve bunu soğuk bira avlamak için kullanırlar.
07:37
(Laughter)
134
457889
1279
(Gülüşmeler)
07:39
And when he finds one, he drains it,
135
459168
2374
Bir tane bulduklarında, hemen bitirirler.
07:41
and sometimes throws the bottle into the outback.
136
461542
3390
Bazen, şişesini etrafa fırlatırlar.
07:44
Now, as it happens, these bottles are dimpled, glossy,
137
464932
4248
Bu şişeler de girintili ve parlaktır
07:49
and just the right shade of brown to tickle the fancy of these beetles.
138
469180
4140
ve tam da kın kanatlıların içini gıcıklayacak kahverenginin tonundadır.
07:54
The males swarm all over the bottles trying to mate.
139
474772
3463
Erkekler şişelere üşüşür ve çiftleşmeye çalışırlar.
07:59
They lose all interest in the real females.
140
479582
2787
Gerçek dişilere olan bütün isteklerini kaybederler.
08:02
Classic case of the male leaving the female for the bottle.
141
482369
4203
Dişileri, şişeler için terk eden erkeklerin klasik durumu.
08:06
(Laughter) (Applause)
142
486572
2947
(Gülüşmeler) (Alkış)
08:11
The species almost went extinct.
143
491402
2371
Bu tür neredeyse yok olacaktı.
08:14
Australia had to change its bottles to save its beetles.
144
494443
4309
Avustralya bu böcek türünü korumak için şişeleri değiştirmek zorunda kaldı.
08:18
(Laughter)
145
498752
3000
(Gülüşmeler)
08:21
Now, the males had successfully found females for thousands,
146
501752
4208
Erkekler, dişileri binlerce, belki de milyonlarca yıldır
08:25
perhaps millions of years.
147
505960
2438
bulmayı başardılar.
08:28
It looked like they saw reality as it is, but apparently not.
148
508398
4434
Gerçekliği olduğu gibi görmüşler gibiydi, ama belli ki görememişler.
08:32
Evolution had given them a hack.
149
512832
2857
Evrim onlara bir kandırmaca yaptı.
08:35
A female is anything dimpled, glossy and brown,
150
515689
4736
Dişi; girintili, parlak ve kahverengi olan herhangi bir şey olabilirdi,
08:40
the bigger the better.
151
520425
2276
ne kadar büyükse o kadar iyi olurdu.
08:42
(Laughter)
152
522701
1834
(Gülüşmeler)
08:44
Even when crawling all over the bottle, the male couldn't discover his mistake.
153
524535
4840
Şişenin her yerine sürünürken bile erkek hatasını farkedemedi.
08:49
Now, you might say, beetles, sure, they're very simple creatures,
154
529945
3645
Tabii şimdi siz, böcekler oldukça basit varlıklar,
08:53
but surely not mammals.
155
533590
1858
memeliler böyle değil diyebilirsiniz.
08:55
Mammals don't rely on tricks.
156
535448
2717
Memeliler hilelere bel bağlamaz.
08:58
Well, I won't dwell on this, but you get the idea. (Laughter)
157
538165
6013
Meseleyi uzatmayacağım, siz anladınız. (Gülüşmeler)
09:04
So this raises an important technical question:
158
544178
3158
Bu durum, beraberinde şu soruyu getiriyor:
09:07
Does natural selection really favor seeing reality as it is?
159
547336
5991
Doğal seçilim, gerçekten gerçekliği olduğu gibi görmenin mi tarafını tutuyor?
09:13
Fortunately, we don't have to wave our hands and guess;
160
553877
3536
Neyse ki elimizi sallayıp tahmin etmek zorunda değiliz;
09:17
evolution is a mathematically precise theory.
161
557413
3181
evrim, matematiksel olarak kesin bir kuramdır.
09:20
We can use the equations of evolution to check this out.
162
560594
3553
Evrimin denklemlerini bunun için kullanabiliriz.
09:24
We can have various organisms in artificial worlds compete
163
564147
4153
Yapay dünyalarda birçok organizmayı yarıştırıp
09:28
and see which survive and which thrive,
164
568300
1953
hangisinin hayatta kalıp geliştiğini,
09:30
which sensory systems are more fit.
165
570253
3553
hangisinin duyu sistemlerinin daha uygun olduğunu görebiliriz.
09:33
A key notion in those equations is fitness.
166
573806
4085
Bu denklemlerdeki anahtar kavram uygunluktur.
09:37
Consider this steak:
167
577891
2695
Bu bifteği ele alalım:
09:41
What does this steak do for the fitness of an animal?
168
581956
2962
Bir hayvanın uygunluğu için bu biftek ne demektir?
09:45
Well, for a hungry lion looking to eat, it enhances fitness.
169
585438
6016
Yiyecek arayan aç bir aslan için uygunluğu arttırır.
09:52
For a well-fed lion looking to mate, it doesn't enhance fitness.
170
592179
4594
Ama karnı tok, çiftleşmeyi bekleyen bir aslan için uygunluğu arttırmaz.
09:58
And for a rabbit in any state, it doesn't enhance fitness,
171
598053
3871
Bir tavşan için karnı aç olsun, tok olsun, uygunluğu arttırmaz.
10:01
so fitness does depend on reality as it is, yes,
172
601924
4124
Yani uygunluk, gerçekliğin olduğu gibi ele alınmasına dayanır, evet.
Ama aynı zamanda organizmaya, onun durumuna ve davranışına dayanır.
10:06
but also on the organism, its state and its action.
173
606048
4188
10:10
Fitness is not the same thing as reality as it is,
174
610236
3553
Uygunluk, gerçeklikle aynı şey değildir
10:13
and it's fitness, and not reality as it is,
175
613789
3483
ve evrim denklemlerinin merkezinde bulunan
10:17
that figures centrally in the equations of evolution.
176
617272
4179
gerçekliğin kendisi değil, uygunluktur.
10:21
So, in my lab,
177
621451
3191
Bu yüzden, laboratuvarımda,
10:24
we have run hundreds of thousands of evolutionary game simulations
178
624642
3775
rastgele seçilmiş birçok dünyalar ve bu dünyalardaki kaynaklar için
10:28
with lots of different randomly chosen worlds
179
628417
3065
mücadele edecek organizmalarla dolu
10:31
and organisms that compete for resources in those worlds.
180
631482
4179
yüzbinlerce evrim benzetimi gerçekleştirdik.
10:35
Some of the organisms see all of the reality,
181
635661
4319
Bu organizmalardan bazıları gerçekliğin tamamını görürken
10:39
others see just part of the reality,
182
639980
1889
diğerleri sadece bir kısmını görüyordu
10:41
and some see none of the reality,
183
641869
2105
ve bazıları gerçekliği hiç görmüyordu,
10:43
only fitness.
184
643974
1766
tek gördükleri uygunluktu.
10:46
Who wins?
185
646240
1580
Kim kazandı?
10:48
Well, I hate to break it to you, but perception of reality goes extinct.
186
648290
5965
Kötü haber vermekten nefret ediyorum ama gerçekliğin algısı yok oluyor.
10:54
In almost every simulation,
187
654255
1909
Neredeyse her benzetimde,
10:56
organisms that see none of reality
188
656164
2182
gerçekliği hiç göremeyip
10:58
but are just tuned to fitness
189
658346
2090
yalnızca uygunluğa yönlendirilienler
11:00
drive to extinction all the organisms that perceive reality as it is.
190
660436
5224
gerçekliği olduğu gibi görenlerin neslini tüketti.
11:05
So the bottom line is, evolution does not favor veridical,
191
665660
4590
İşin özü; evrim, dikey ya da
11:10
or accurate perceptions.
192
670250
1656
kusursuz algının tarafını tutmaz.
11:11
Those perceptions of reality go extinct.
193
671906
3762
Gerçekliğin bu algıları yok olur.
11:15
Now, this is a bit stunning.
194
675668
2020
Şimdi, bu biraz kafa karıştırıcı.
11:17
How can it be that not seeing the world accurately
195
677688
3682
Nasıl olur da dünyayı olduğu gibi görmemek
11:21
gives us a survival advantage?
196
681370
1820
bize hayatta kalma üstünlüğü sağlar?
11:23
That is a bit counterintuitive.
197
683190
2113
Bu biraz mantıkdışı.
11:25
But remember the jewel beetle.
198
685303
1835
Hadi altın kın kanatlıları hatırlayın.
11:27
The jewel beetle survived for thousands, perhaps millions of years,
199
687138
3761
Basit numaraları kullanarak binlerce, belki milyonlarca
11:30
using simple tricks and hacks.
200
690899
2694
yıl hayatta kaldılar.
11:33
What the equations of evolution are telling us
201
693593
3177
Evrimin denklemlerinin bize anlattığı şey;
11:36
is that all organisms, including us, are in the same boat as the jewel beetle.
202
696770
5643
biz dahil bütün organizmalar, altın kın kanatlılarla aynı teknedeyiz.
11:42
We do not see reality as it is.
203
702413
1930
Biz gerçekliği olduğu gibi görmüyoruz.
11:44
We're shaped with tricks and hacks that keep us alive.
204
704343
4272
Bizi hayatta tutan basit numaralarla şekillendik.
11:48
Still,
205
708615
2020
Yine de,
sezgilerimizde biraz yardıma ihtiyacımız var.
11:50
we need some help with our intuitions.
206
710635
2067
11:52
How can not perceiving reality as it is be useful?
207
712702
4783
Nasıl olur da gerçekliği olduğu gibi algılamak yararlı olamaz?
11:57
Well, fortunately, we have a very helpful metaphor:
208
717485
3669
Neyse ki, elimizde bize çok yardımcı olacak bir mecaz var:
12:01
the desktop interface on your computer.
209
721154
2832
Bilgisayarınızdaki masaüstü arayüzü.
12:03
Consider that blue icon for a TED Talk that you're writing.
210
723986
4133
Bu mavi simgenin yazdığınız bir TED konuşması olduğunu varsayın.
12:08
Now, the icon is blue and rectangular
211
728119
4004
Simge mavi, dikdörtgen
12:12
and in the lower right corner of the desktop.
212
732123
2381
ve masaüstünüzün sağ alt köşesinde.
12:15
Does that mean that the text file itself in the computer is blue,
213
735324
4186
Bu bilgisayardaki yazının kendisinin de mavi, dikdörtgen ve bilgisayarın
12:20
rectangular, and in the lower right-hand corner of the computer?
214
740200
3755
sağ altında olduğu anlamına mı geliyor?
12:23
Of course not.
215
743955
1323
Tabii ki hayır.
12:25
Anyone who thought that misinterprets the purpose of the interface.
216
745278
4709
Böyle düşünen herhangi biri arayüzün amacını yanlış yorumlar.
12:29
It's not there to show you the reality of the computer.
217
749987
2768
Simge size bilgisayarın gerçekliğini göstermek için
12:32
In fact, it's there to hide that reality.
218
752755
2925
orada değildir. Aslında, gerçekliği saklamak için oradadır.
12:35
You don't want to know about the diodes
219
755680
1875
Diyodlar, dirençler ve megabaytlarca
12:37
and resistors and all the megabytes of software.
220
757555
2250
yazılım hakkında bir şey bilmek istemezsiniz.
12:39
If you had to deal with that, you could never write your text file
221
759805
3131
Bunlarla uğraşmak zorunda kalsanız yazınızı asla yazamaz ya da
12:42
or edit your photo.
222
762936
1475
fotoğrafınızı düzenleyemezsiniz.
12:44
So the idea is that evolution has given us an interface
223
764411
4717
Yani ana fikir şu: Evrim bize gerçekliği saklayan ve uyumlu davranışlar için
12:49
that hides reality and guides adaptive behavior.
224
769128
4315
yol gösteren bir arayüz sağladı.
12:53
Space and time, as you perceive them right now,
225
773443
3018
Uzay ve zaman, şu an algıladığınız gibi
12:56
are your desktop.
226
776461
2174
sizin masaüstünüz.
12:58
Physical objects are simply icons in that desktop.
227
778635
4737
Fiziksel nesneler, yalnızca masaüstünüzdeki simgeleriniz.
13:04
There's an obvious objection.
228
784192
2221
Buna bariz bir itiraz var.
13:06
Hoffman, if you think that train coming down the track at 200 MPH
229
786413
3948
Hoffman: Rayda 320 km hızla giden bir treni
13:10
is just an icon of your desktop,
230
790361
2461
masaüstünüzdeki bir simge olarak düşünüyorsanız
13:12
why don't you step in front of it?
231
792822
2125
neden önüne atlamıyorsunuz?
13:14
And after you're gone, and your theory with you,
232
794947
2293
Siz ve kuramınız raylara yapıştıktan sonra
13:17
we'll know that there's more to that train than just an icon.
233
797240
3314
trenin yalnızca bir simgeden fazlası olduğunu anlamış olacağız.
13:20
Well, I wouldn't step in front of that train
234
800554
2043
Masaüstümdeki simgeyi
13:22
for the same reason
235
802597
1556
nasıl dikkatsizce çöp kutusuna
13:24
that I wouldn't carelessly drag that icon to the trash can:
236
804153
4295
sürüklemiyorsam, o trenin önüne de atlamam.
13:28
not because I take the icon literally --
237
808448
3181
Simgeyi gerçekmiş gibi algılamadığımdan değil --
13:31
the file is not literally blue or rectangular --
238
811629
3005
dosya gerçekten mavi ya da dikdörtgen değil --
13:34
but I do take it seriously.
239
814934
2326
fakat bu işi ciddiye aldığım için.
13:37
I could lose weeks of work.
240
817260
2031
Haftaların çalışmasını kaybedebilirim.
13:39
Similarly, evolution has shaped us
241
819291
2554
Benzer şekilde, evrim,
13:41
with perceptual symbols that are designed to keep us alive.
242
821845
4436
bizi hayatta tutan algısal simgelerle şekillendirdi.
13:46
We'd better take them seriously.
243
826811
2465
Onları ciddiye almamız bizim yararımıza.
13:49
If you see a snake, don't pick it up.
244
829276
2205
Eğer bi yılan görürseniz; eğilip almayın.
13:52
If you see a cliff, don't jump off.
245
832391
2759
Eğer bi tepe görürseniz; zıplayıp atlamayın.
13:55
They're designed to keep us safe, and we should take them seriously.
246
835150
3576
Simgeler bizi güvende tutmak için var ve onları ciddiye almalıyız.
13:58
That does not mean that we should take them literally.
247
838726
2691
Bu, onları oldukları gibi algılamalıyız demek değil.
14:01
That's a logical error.
248
841417
2254
Bu bir mantık hatası.
14:03
Another objection: There's nothing really new here.
249
843671
3205
Diğer bir itiraz ise: Denilenlerde pek de yeni bir şey yok.
14:06
Physicists have told us for a long time that the metal of that train looks solid
250
846876
3924
Fizikçiler bize uzun zamandır trenin metalinin katı göründüğünü,
14:10
but really it's mostly empty space with microscopic particles zipping around.
251
850800
4388
ama gerçekte, çoğunlukla etrafta koşturan mikroskobik parçacıkların olduğu boşluk.
14:15
There's nothing new here.
252
855188
1488
Pek de yeni bir şey yok.
14:16
Well, not exactly.
253
856676
2204
Aslında tam olarak değil.
14:18
It's like saying, I know that that blue icon on the desktop
254
858880
4040
Masaüstündeki mavi simgenin bilgisayarın
14:22
is not the reality of the computer,
255
862920
2299
gerçekliği olmadığını biliyorum demek gibi,
14:25
but if I pull out my trusty magnifying glass and look really closely,
256
865219
3459
fakat güvenilir büyütecimi bırakıp daha yakından baksam,
14:28
I see little pixels,
257
868678
1811
yalnızca küçük pikseller görürüm
14:30
and that's the reality of the computer.
258
870489
2461
işte bu, bilgisayarın gerçekliğidir.
14:32
Well, not really -- you're still on the desktop, and that's the point.
259
872950
3808
Aslında tam olarak değil -- hâlâ masaüstündesin ve asıl mesele de bu.
14:36
Those microscopic particles are still in space and time:
260
876758
2996
Bu mikroskobik parçacıklar hâlâ aynı uzay ve zamanda:
14:39
they're still in the user interface.
261
879754
2391
Hâlâ kullanıcı arayüzündeler.
14:42
So I'm saying something far more radical than those physicists.
262
882145
3762
Ben fizikçilerin söylediklerinden çok daha aşırı bir şey söylüyorum.
14:46
Finally, you might object,
263
886727
1473
İtiraz edebilirsiniz,
14:48
look, we all see the train,
264
888200
2559
bak işte, hepimiz treni görüyoruz,
14:50
therefore none of us constructs the train.
265
890759
3042
bu yüzden hiçbirimiz treni oluşturmuyor.
14:53
But remember this example.
266
893801
2090
Ama bu örneği hatırlayın.
14:55
In this example, we all see a cube,
267
895891
2716
Bu örnekte, hepimiz bir küp görüyoruz.
14:59
but the screen is flat,
268
899597
2093
ama ekranın kendisi düz,
15:01
so the cube that you see is the cube that you construct.
269
901690
2737
yani aslında gördüğünüz küpü siz oluşturuyorsunuz.
15:05
We all see a cube
270
905736
2043
Hepimiz bir küp görüyoruz.
15:07
because we all, each one of us, constructs the cube that we see.
271
907779
4859
Çünkü, hepimiz, her birimiz oluşturduğumuz küpü görüyoruz.
15:12
The same is true of the train.
272
912638
2060
Aynı şey tren için de geçerli.
15:14
We all see a train because we each see the train that we construct,
273
914698
4482
Hepimiz bir tren görüyoruz çünkü her birimiz oluşturduğumuz treni görüyoruz,
15:19
and the same is true of all physical objects.
274
919180
3553
aynı şey, bütün fiziksel nesneler için geçerli.
15:24
We're inclined to think that perception is like a window on reality as it is.
275
924343
5053
Algının, gerçekliği olduğu gibi gösteren bir pencere olduğunu düşünmeye meyilliyiz.
15:29
The theory of evolution is telling us that this is an incorrect interpretation
276
929396
5004
Evrim kuramı, bize böyle düşünmenin algılarımızın yanlış yorumlaması
15:34
of our perceptions.
277
934400
1465
olduğunu söylüyor.
15:37
Instead, reality is more like a 3D desktop
278
937095
3544
Bunun yerine, gerçeklik, daha çok gerçek dünyanın karmaşıklığını
15:40
that's designed to hide the complexity of the real world
279
940639
3297
gizlemek ve uyumlu davranmaya yol göstermek için tasarlanmış
15:43
and guide adaptive behavior.
280
943936
1866
üç boyutlu bir masaüstü gibidir.
15:46
Space as you perceive it is your desktop.
281
946282
2928
Algıladığınız uzay sizin masaüstünüzdür.
15:49
Physical objects are just the icons in that desktop.
282
949210
3026
Fiziksel nesneler yalnızca o masaüstündeki simgelerdir.
15:53
We used to think that the Earth is flat because it looks that way.
283
953456
3670
Öyle göründüğü için Dünya'nın düz olduğunu düşünmüştük.
15:57
Then we thought that the Earth is the unmoving center of reality
284
957520
3134
Sonra, Dünya'nın gerçekliğin değişmez merkezi olduğunu düşündük,
16:00
because it looks that way.
285
960654
1724
çünkü öyle görünüyor.
16:02
We were wrong.
286
962378
1142
Yanıldık.
16:03
We had misinterpreted our perceptions.
287
963520
2670
Algılarımızı yanlış yorumladık.
16:06
Now we believe that spacetime and objects
288
966910
3409
Şimdiyse, uzayzamanın ve nesnelerin gerçekliğin doğası
16:10
are the nature of reality as it is.
289
970319
2614
olduğunu düşünüyoruz.
16:13
The theory of evolution is telling us that once again, we're wrong.
290
973453
3924
Evrim teorisi bize bi kere daha hatalı olduğumuzu söylüyor.
16:17
We're misinterpreting the content of our perceptual experiences.
291
977377
5039
Algısal deneyimlerimizin içeriğini yanlış yorumluyoruz.
16:22
There's something that exists when you don't look,
292
982416
2531
Bakmadığında var olan bir şey var,
16:24
but it's not spacetime and physical objects.
293
984947
3403
fakat bun uzayzaman ve fiziksel nesneler değil.
16:28
It's as hard for us to let go of spacetime and objects
294
988350
3028
Bizim uzayzamanı ve fiziksel nesnelerden vazgeçmemiz,
16:31
as it is for the jewel beetle to let go of its bottle.
295
991378
3483
altın kın kanatlıların şişelerini bırakmaları kadar zor.
16:34
Why? Because we're blind to our own blindnesses.
296
994861
4418
Neden mi? Kendi körlüğümüzü göremeyecek kadar körüz.
16:40
But we have an advantage over the jewel beetle:
297
1000409
2347
Ama altın kın kanatlılardan bir üstünlüğümüz var:
16:42
our science and technology.
298
1002756
1788
Bilim ve teknolojimiz.
16:44
By peering through the lens of a telescope
299
1004544
2391
Teleskobun merceğinden bakarak
16:46
we discovered that the Earth is not the unmoving center of reality,
300
1006935
4636
Dünya'nın gerçekliğin değişmez merkezi olmadığını keşfettik.
16:51
and by peering through the lens of the theory of evolution
301
1011571
2878
Evrim kuramının merceğinden bakarak
16:54
we discovered that spacetime and objects
302
1014449
2322
uzayzaman ve nesnelerin gerçekliğin doğası
16:56
are not the nature of reality.
303
1016771
2368
olmadığını keşfettik.
16:59
When I have a perceptual experience that I describe as a red tomato,
304
1019139
4285
Kırmızı bi domates olarak tanımladığım deneyimimde,
17:03
I am interacting with reality,
305
1023424
2937
gerçeklikle etkileşimde bulunuyorum,
17:06
but that reality is not a red tomato and is nothing like a red tomato.
306
1026361
5210
fakat gerçeklik kırmızı bir domates değil, kırmızı bir domates ile alakası yok.
17:11
Similarly, when I have an experience that I describe as a lion or a steak,
307
1031571
5401
Benzer şekilde, bir aslanı veya bifteği tanımladığım deneyimimde,
17:16
I'm interacting with reality,
308
1036972
1848
gerçeklikle etkileşiyorum,
17:18
but that reality is not a lion or a steak.
309
1038820
3158
fakat bu gerçeklik ne bir aslan ne de bir biftek.
17:21
And here's the kicker:
310
1041978
2020
Ve işte, can alıcı noktaya geldik:
17:23
When I have a perceptual experience that I describe as a brain, or neurons,
311
1043998
4690
Beyin veya sinir hücrelerini tanımladığım algısal deneyimimde,
17:28
I am interacting with reality,
312
1048688
2090
gerçeklikle etkileşimde bulunuyorum,
17:30
but that reality is not a brain or neurons
313
1050778
3529
ama gerçeklik, ne bir beyin ne de sinir hücreleri,
17:34
and is nothing like a brain or neurons.
314
1054307
3498
beyin veya sinir hücreleriyle alakası yok.
17:37
And that reality, whatever it is,
315
1057805
4779
Ve bu gerçeklik her ne ise
17:42
is the real source of cause and effect
316
1062584
3611
dünyadaki sebep ve sonucun gerçek kaynağıdır.
17:46
in the world -- not brains, not neurons.
317
1066195
4032
Beyin değil, sinir hücreleri de değil.
17:50
Brains and neurons have no causal powers.
318
1070227
2600
Beyinin ve sinir hücrelerinin nedensel güçleri yoktur.
17:52
They cause none of our perceptual experiences,
319
1072827
2601
Algısal deneyimlerimize, davranışlarımıza
17:55
and none of our behavior.
320
1075428
1788
neden oluşturamazlar.
17:57
Brains and neurons are a species-specific set of symbols, a hack.
321
1077216
5376
Beyinler ve sinir hücreleri türe özgü simgeler dizisidir.
18:02
What does this mean for the mystery of consciousness?
322
1082592
2681
Peki bu, bilincin gizemi için ne anlama geliyor?
18:05
Well, it opens up new possibilities.
323
1085923
3993
Yeni ihtimallere kapı aralıyor.
18:09
For instance,
324
1089916
1695
Örneğin,
18:11
perhaps reality is some vast machine that causes our conscious experiences.
325
1091611
6979
belki de gerçeklik, bilinçli deneyimlere neden olan kocaman bir makinedir.
18:18
I doubt this, but it's worth exploring.
326
1098590
3670
Bundan pek emin değilim, ama araştırmaya değer.
18:22
Perhaps reality is some vast, interacting network of conscious agents,
327
1102260
5349
Belki de gerçeklik, basit ve karmaşık, birbirini etkileyen, bilinçli etkenlerin
18:27
simple and complex, that cause each other's conscious experiences.
328
1107609
5573
kocaman bir ağıdır, bu da birbirlerinin bilinçli deneyimlerine neden oluyordur.
18:33
Actually, this isn't as crazy an idea as it seems,
329
1113182
3250
Aslında, kulağa geldiği kadar delice bir fikir değil,
18:36
and I'm currently exploring it.
330
1116432
1620
hâlâ araştırmalarım sürüyor.
18:38
But here's the point:
331
1118592
2066
Fakat asıl mesele şu:
18:40
Once we let go of our massively intuitive
332
1120658
3321
Gerçekliğin doğası hakkındaki devasa ölçekteki sezgisel,
18:43
but massively false assumption about the nature of reality,
333
1123979
3924
ama yanlış kanılarımızı bir kenara bıraktığımız zaman,
18:47
it opens up new ways to think about life's greatest mystery.
334
1127903
4388
bu bize hayatın en büyük gizemi üzerine düşündürecek yeni yollar açacak.
18:53
I bet that reality will end up turning out to be more fascinating
335
1133251
4609
İddiasına varım ki; gerçeklik şimdiye dek hayal ettiğimizden daha büyüleyici
18:57
and unexpected than we've ever imagined.
336
1137860
3974
ve beklenmedik bir hâle gelecek.
19:01
The theory of evolution presents us with the ultimate dare:
337
1141834
4388
Evrim kuramı, bize doruktaki cesareti sunar:
19:06
Dare to recognize that perception is not about seeing truth,
338
1146222
5142
Algılamanın, gerçeği görmekle ilgili değil de,
19:11
it's about having kids.
339
1151364
4096
çocuk sahibi olmakla olduğunu anlama cesareti.
19:15
And by the way, even this TED is just in your head.
340
1155460
4740
Bu arada, şu TED bile yalnızca kafanızın içinde.
19:20
Thank you very much.
341
1160200
2044
Çok teşekkür ederim.
19:22
(Applause)
342
1162244
3388
(Alkış)
19:32
Chris Anderson: If that's really you there, thank you.
343
1172786
3435
Chris Anderson: Gördüğüm gerçekten sensen, çok teşekkürler.
19:36
So there's so much from this.
344
1176221
2931
Diyorsun ki bu işin ötesi var.
19:39
I mean, first of all, some people may just be profoundly depressed
345
1179152
3269
Her şeyden önce, bazı insanlar bunun düşüncesiyle bile sarsılıyorlar.
19:42
at the thought that, if evolution does not favor reality,
346
1182421
5549
Ya evrim gerçekliğin tarafını tutmuyorsa?
19:47
I mean, doesn't that to some extent undermine all our endeavors here,
347
1187970
3330
Demek istediğim, bu durum bütün çabalarımızı sarsmaz mı,
19:51
all our ability to think that we can think the truth,
348
1191300
2684
tüm gerçeği düşünebildiğimizi düşünme yeteneğimizi ve
19:53
possibly even including your own theory, if you go there?
349
1193984
3506
düşünürsek muhtemelen senin kendi kuramını da?
19:57
Donald Hoffman: Well, this does not stop us from a successful science.
350
1197490
4454
Donald Hoffman: Bu bizi başarılı bir bilimden alıkoymaz.
20:01
What we have is one theory that turned out to be false,
351
1201944
2812
Elde edeceğimiz, kuramın yanlışlığının ortaya çıkışı olur,
20:04
that perception is like reality and reality is like our perceptions.
352
1204756
4459
algı gerçeklik gibidir, gerçeklikse algılarımız gibi.
20:09
That theory turns out to be false.
353
1209215
1685
Tamam diyelim ki, bu kuram yanlış.
20:10
Okay, throw that theory away.
354
1210900
1418
Tamam, bu kuramı unutun.
20:12
That doesn't stop us from now postulating all sorts of other theories
355
1212318
3254
Bu, gerçekliğin doğası hakkında öne süreceğimiz diğer kuramlardan
20:15
about the nature of reality,
356
1215572
1358
bizi alıkoyamaz,
20:16
so it's actually progress to recognize that one of our theories was false.
357
1216930
3605
bu yüzden aslında bir kuramımızın yanlışlığını gördüğümüz ilerlemedir.
20:20
So science continues as normal. There's no problem here.
358
1220535
2658
Yani, bilim olduğu gibi devam eder. Bir sorun yok bunda.
20:23
CA: So you think it's possible -- (Laughter) --
359
1223193
2601
CA:Yani bu mümkün diyorsun. -- (Gülüşmeler) --
20:25
This is cool, but what you're saying I think is it's possible that evolution
360
1225794
4110
Tamam iyi hoş da, benim anladığım diyorsun ki evrimin bize yine de
20:29
can still get you to reason.
361
1229904
2647
akıl yürüttürmesi mümkündür.
20:32
DH: Yes. Now that's a very, very good point.
362
1232551
2313
DH: Aynen, çok çok iyi bir noktaya değindin.
20:34
The evolutionary game simulations that I showed were specifically about perception,
363
1234864
4527
Evrim benzetimlerinde gösterdiklerim özellikle algı hakkındaydı
20:39
and they do show that our perceptions have been shaped
364
1239391
2578
ve bize algılarımızın gerçeği olduğu gibi göstermek
20:41
not to show us reality as it is,
365
1241969
1880
için şekillenmediğini gösteriyor,
20:43
but that does not mean the same thing about our logic or mathematics.
366
1243849
4273
fakat bu, mantığımızla ya da matematikle aynı anlama gelmiyor.
20:48
We haven't done these simulations, but my bet is that we'll find
367
1248122
3622
Bunun benzetimlerini yapmadık, ama iddiasına varım ki mantığımız
20:51
that there are some selection pressures for our logic and our mathematics
368
1251744
3622
ve matematik arasında en azından gerçeğin yönünde olmak için
20:55
to be at least in the direction of truth.
369
1255366
2206
bazı seçilim baskıları var.
20:57
I mean, if you're like me, math and logic is not easy.
370
1257572
2647
Yani sen benim gibiysen, matematik ve mantık kolay değil.
21:00
We don't get it all right, but at least the selection pressures are not
371
1260219
3351
Tam anlamıyoruz ama en azından seçilim baskıları, gerçek matematik
21:03
uniformly away from true math and logic.
372
1263570
2338
ve mantıktan eşit uzaklıkta değildir.
21:05
So I think that we'll find that we have to look at each cognitive faculty
373
1265908
3320
Yani, diyorum ki her bir bilişsel duyuma tek tek bakıp evrimin
21:09
one at a time and see what evolution does to it.
374
1269228
2624
ona ne yaptığına bakmak zorunda olduğumuzu anlayacağız.
21:11
What's true about perception may not be true about math and logic.
375
1271852
3761
Algı için doğru olan şey, matematik ve mantık için doğru olmayabilir.
21:15
CA: I mean, really what you're proposing is a kind of modern-day Bishop Berkeley
376
1275613
3994
CA: Yani, anlatmaya çalıştığın şey, Bishop Berkeley dünyasının
21:19
interpretation of the world:
377
1279607
2391
günümüze yorumlanması:
21:21
consciousness causes matter, not the other way around.
378
1281998
2949
Bilinç maddeye neden olur ama madde bilince neden olmaz.
21:24
DH: Well, it's slightly different than Berkeley.
379
1284947
2392
DH: Şey, Berkeley'den birazcık farklı.
21:27
Berkeley thought that, he was a deist, and he thought that the ultimate
380
1287339
3362
Berkeley, o tanrıcıydı, ona göre gerçekliğin en son
21:30
nature of reality is God and so forth,
381
1290701
2039
doğası Tanrı'ydı,
21:32
and I don't need to go where Berkeley's going,
382
1292740
3110
benim Berkeley'in gittiği yoldan gitmeme gerek yok,
21:35
so it's quite a bit different from Berkeley.
383
1295850
2695
yani bu Berkeley'den epey farklı.
Ben buna bilinçli gerçeklik diyorum. Aslında oldukça farklı bir yaklaşım.
21:39
I call this conscious realism. It's actually a very different approach.
384
1299725
3510
21:43
CA: Don, I could literally talk with you for hours, and I hope to do that.
385
1303235
3590
CA: Seninle saatlerce konuşabilirim, umarım konuşuruz da.
21:46
Thanks so much for that. DH: Thank you. (Applause)
386
1306825
2473
Bunun için çok teşekkürler. DH: Teşekkürler. (Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7