Does money make you mean? | Paul Piff

Paul Piff: Para insanı bozar mı?

726,141 views ・ 2013-12-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Harun Civan
00:12
I want you to, for a moment,
0
12904
2524
Sizden, bir an için,
Monopoly oyunu oynadığınızı düşünmenizi istiyorum,
00:15
think about playing a game of Monopoly.
1
15452
3070
ama bu oyunda, başarılı olmanıza yardımcı olan
00:19
Except in this game, that combination of skill, talent and luck
2
19087
5421
beceri, yetenek ve şans kombinasyonu
00:24
that helped earn you success in games, as in life,
3
24532
2755
hayatta olduğu gibi,
alakasız hale getirilmiştir,
00:27
has been rendered irrelevant,
4
27311
1401
00:28
because this game's been rigged,
5
28736
2156
çünkü bu oyun hileli
00:30
and you've got the upper hand.
6
30916
1475
ve avantaj sizde.
00:32
You've got more money,
7
32795
1784
Daha fazla paranız var,
00:34
more opportunities to move around the board,
8
34603
2537
tahtanın etrafında daha fazla dolanma fırsatınız
ve kaynaklara daha fazla erişiminiz var.
00:37
and more access to resources.
9
37164
1742
00:39
And as you think about that experience,
10
39398
1870
Ve bu deneyimi düşündüğünüzde,
kendinize şunu sormanızı istiyorum:
00:41
I want you to ask yourself:
11
41292
1426
00:43
How might that experience of being a privileged player in a rigged game
12
43105
5047
Hileli bir oyunda
ayrıcalıklı bir oyuncu olmak,
00:48
change the way you think about yourself
13
48176
2294
diğer oyuncular ve kendiniz hakkında
düşündüklerinizi nasıl değiştirir?
00:51
and regard that other player?
14
51168
2412
00:54
So, we ran a study on the UC Berkeley campus
15
54914
3081
U.C. Berkeley kampüsünde bir çalışma başlatarak
bu soruya cevap aradık.
00:58
to look at exactly that question.
16
58019
2240
01:00
We brought in more than 100 pairs of strangers into the lab,
17
60283
3693
Laboratuvara 100'den fazla
yabancı çift getirdik
01:04
and with the flip of a coin,
18
64857
1714
ve yazı tura ile
01:06
randomly assigned one of the two to be a rich player in a rigged game.
19
66595
4041
iki kişiden birisini hileli oyunda
zengin oyuncu olarak belirledik.
01:10
They got two times as much money;
20
70660
1746
İki kat fazla para aldılar.
01:13
when they passed Go, they collected twice the salary;
21
73509
3052
Başlangıcı geçtiklerinde,
iki kat gelir elde ettiler
01:17
and they got to roll both dice instead of one,
22
77339
2281
ve bir değil iki zarı da atmaları sağlandı,
01:19
so they got to move around the board a lot more.
23
79644
2294
böylece tahtada daha fazla dolanmış oldular.
(Kahkaha)
01:21
(Laughter)
24
81962
1606
15 dakika süresince,
01:24
And over the course of 15 minutes,
25
84018
1708
01:25
we watched through hidden cameras what happened.
26
85750
2491
olanları gizli kameralarla izledik.
01:29
What I want to do today, for the first time,
27
89257
2096
Ve bugün ilk kez size
gördüklerimizin birazını göstermek istiyorum.
01:31
is show you a little bit of what we saw.
28
91377
2148
01:33
You'll to have to pardon the sound quality,
29
93549
2301
Ses kalitesinin kusuruna bakmayın,
tekrar belirteyim, çünkü bunlar gizli kameralar.
01:35
because again, these were hidden cameras.
30
95874
1973
01:37
So we've provided subtitles.
31
97871
1685
O yüzden altyazı koyduk.
01:39
[Video] Rich Player: How many 500s did you have?
32
99951
2315
Zengin Oyuncu: Sende kaç tane 500'lük var?
Fakir Oyuncu: Bir tane.
01:42
Poor Player: Just one.
33
102290
1151
Zengin Oyuncu: Ciddi misin? Fakir Oyuncu: Evet.
01:43
RP: Are you serious? PP: Yeah.
34
103465
1420
Zengin Oyuncu: Bende üç tane.
01:44
RP: I have three. (Laughs) I don't know why they gave me so much.
35
104909
3131
Neden bana fazla vermişler bilmiyorum.
Paul Piff: Evet, oyuncular hemen bir şeyler
01:48
Paul Piff: So it was quickly apparent to players that something was up.
36
108064
3365
döndüğünü anladı.
Biri diğerinden açık bir biçimde
01:51
One person clearly has a lot more money than the other person,
37
111453
3127
daha fazla paraya sahip ve yine de,
01:54
and yet, as the game unfolded,
38
114604
2556
oyun ilerledikçe,
iki oyuncu arasında göze çarpan
01:57
we saw very notable differences, dramatic differences begin to emerge
39
117184
4530
dramatik değişimlerin
02:01
between the two players.
40
121738
1409
belirdiğini gördük.
02:03
The rich player started to move around the board louder,
41
123488
4319
Zengin oyuncu
tahtanın etrafında elindeki parçayı
02:07
literally smacking the board with the piece as he went around.
42
127831
3024
adeta vurarak daha gürültülü bir şekilde
hareket etmeye başladı.
02:10
(Game piece smacks board)
43
130879
1707
02:12
We were more likely to see signs of dominance
44
132610
2949
Zengin oyuncular arasında daha çok egemen tavırlar,
02:15
and nonverbal signs, displays of power
45
135583
4013
sözsüz işaretler,
güç gösterisi
02:19
and celebration among the rich players.
46
139620
2674
ve şölen havası görmeye başladık.
02:23
We had a bowl of pretzels positioned off to the side.
47
143500
2685
Masanın kenarına bir kase kraker koyduk.
Dipte sağ köşede.
02:26
It's on the bottom right corner.
48
146209
1542
02:27
That allowed us to watch participants' consummatory behavior.
49
147775
3459
Bu bize tüketim davranışlarını gözleme fırsatı sundu.
02:31
So we're just tracking how many pretzels participants eat.
50
151258
2978
Şu anda katılımcıların kaç tane kraker yediğini takip ediyoruz.
02:35
[Video] RP: Are those pretzels a trick?
51
155782
1947
Zengin Oyuncu: Bu krakerler de numara mı?
02:37
PP: I don't know.
52
157753
1544
Fakir Oyuncu: Bilmiyorum.
02:39
Paul Piff: OK, so no surprises, people are on to us.
53
159713
3115
PP: Tamam, süpriz değil, bizi farkettiler.
02:42
They wonder what that bowl of pretzels is doing there in the first place.
54
162852
3492
İlk önce, bir kase krakerin
orada ne yaptığını merak ettiler.
Üstelik birisi, sizin de gördüğünüz gibi
02:46
One even asks, like you just saw,
55
166368
1634
kraker kasesinin bir numara mı olduğunu sordu.
02:48
"Is that bowl of pretzels there as a trick?"
56
168026
2658
Hal böyle iken, durumun etkisi
02:51
And yet, despite that, the power of the situation
57
171035
3044
kaçınılmaz olarak baskın geliyor gibiydi
02:54
seems to inevitably dominate,
58
174103
2210
02:56
and those rich players start to eat more pretzels.
59
176337
3035
ve bu zengin oyuncular daha fazla kraker yemeye başladı.
02:59
(Laughter)
60
179396
1386
Zengin Oyuncu: Krakerlere bayılıyorum.
03:04
[Video] RP: I love pretzels.
61
184290
1412
03:05
(Laughter)
62
185726
1670
(Kahkaha)
PP: Oyun devam ettikçe,
03:10
Paul Piff: And as the game went on,
63
190314
2002
03:12
one of the really interesting and dramatic patterns
64
192448
2475
gözlemlediğimiz en ilginç ve dramatik izlerden
03:14
that we observed begin to emerge
65
194947
2652
birisi belirmeye başladı.
Zengin oyuncular açıkça diğerine karşı
03:18
was that the rich players actually started to become ruder
66
198254
2802
daha kaba ve fakir oyuncuların
03:21
toward the other person --
67
201080
1412
kötü durumuna karşı
03:23
less and less sensitive to the plight of those poor, poor players,
68
203103
3602
daha az hassas olmaya
03:26
and more and more demonstrative of their material success,
69
206729
4006
ve maddi başarılarını ve
ne kadar iyi oynadıklarını
daha çok göstermeye başladıar.
03:31
more likely to showcase how well they're doing.
70
211288
2453
Zengin Oyuncu: Her şeye yetecek param var.
03:36
[Video] RP: I have money ...
71
216084
1633
03:37
(Laughs) I have money for everything.
72
217741
1896
Fakir Oyuncu: Bu ne kadar?
03:40
PP: How much is that?
73
220013
1473
03:41
RP: You owe me 24 dollars.
74
221510
2227
Zengin Oyuncu: Bana 24 dolar borcun var.
03:45
You're going to lose all your money soon.
75
225404
2707
Yakında tüm paranı kaybedeceksin.
03:48
I'll buy it. I have so much money.
76
228135
2136
Alıyorum. Çok param var.
03:50
I have so much money, it takes me forever.
77
230295
2026
Param o kadar çok ki, hiç bitmez.
03:52
RP 2: I'm going to buy out this whole board.
78
232345
2089
Zengin Oyuncu 2: Tüm tahtayı alacağım.
03:54
RP 3: You're going to run out of money soon.
79
234458
2081
Zengin Oyuncu 3: Yakında paran kalmayacak.
Bu durumda neredeyse erişilmezim.
03:56
I'm pretty much untouchable at this point.
80
236563
2048
03:58
(Laughter)
81
238635
1588
PP: Pekala, şu da bence
04:00
Paul Piff: And here's what I think was really, really interesting:
82
240247
3185
çok, çok ilginç ki,
15 dakika sonunda,
04:03
it's that, at the end of the 15 minutes,
83
243456
2190
04:06
we asked the players to talk about their experience during the game.
84
246298
3374
oyun hakkındaki deneyimleri hakkında konuşmalarını istedik.
04:10
And when the rich players talked about why they had inevitably won
85
250647
4086
Ve zengin oyuncular,
ister istemez kazandıkları bu hileli
04:14
in this rigged game of Monopoly ...
86
254757
1672
Monopoly oyunu hakkında konuştuklarında --
04:16
(Laughter)
87
256453
4074
(Kahkaha)
04:21
They talked about what they'd done to buy those different properties
88
261468
6348
bu değişik mülkleri satın almak için
ne yaptıklarını ve bu başarıyı
04:27
and earn their success in the game.
89
267840
1965
nasıl elde ettiklerinden bahsettiler.
04:29
(Laughter)
90
269829
1034
04:30
And they became far less attuned
91
270887
2400
Ve onları en başta rastgele
ayrıcalıklı konuma getiren
04:33
to all those different features of the situation --
92
273311
2512
04:35
including that flip of a coin --
93
275847
2013
yazı tura olayı da dahil,
04:38
that had randomly gotten them into that privileged position
94
278503
3999
bu gibi farklı olgulara karşı
gittikçe umursamaz oldular.
04:42
in the first place.
95
282526
1303
04:43
And that's a really, really incredible insight
96
283853
2833
Ve bu gerçekten, zihnin avantajı
04:46
into how the mind makes sense of advantage.
97
286710
3661
nasıl anlamlandırdığının olağanüstü bir içgörüsüdür.
Bu Monopoly oyunu,
04:52
Now, this game of Monopoly can be used
98
292101
2178
04:54
as a metaphor for understanding society and its hierarchical structure,
99
294303
4959
kimisinin daha varlıklı ve daha itibarlı olduğu
ve birçoğunun böyle olmadığı toplumumuzu ve
04:59
wherein some people have a lot of wealth and a lot of status,
100
299286
3617
onun hiyerarşik yapısını anlamak için
05:02
and a lot of people don't;
101
302927
1484
bir benzetme olarak kullanılabilir.
05:04
they have a lot less wealth and a lot less status
102
304435
2889
Birçoğu daha az varlıklı ve daha az itibarlı
05:07
and a lot less access to valued resources.
103
307348
3048
ve değerli kaynaklara erişimi daha kısıtlı.
05:10
And what my colleagues and I for the last seven years have been doing
104
310420
3382
Son yedi yıldır, arkadaşlarım ve ben
05:13
is studying the effects of these kinds of hierarchies.
105
313826
2840
bu tür hiyerarşinin etkileri hakkında araştırma yapıyoruz.
05:17
What we've been finding across dozens of studies
106
317706
3379
Ülke çapında binlerce katılımcıyla yaptığımız
düzinelerce çalışmada gördük ki,
05:21
and thousands of participants across this country
107
321109
3276
05:24
is that as a person's levels of wealth increase,
108
324485
3881
kişinin varlık seviyesi arttıkça,
merhamet ve empati duyguları azalıyor
05:29
their feelings of compassion and empathy go down,
109
329088
3775
ve hak sahipliği ve layık olma duygusu
05:35
and their feelings of entitlement, of deservingness,
110
335038
3726
05:38
and their ideology of self-interest increase.
111
338788
3560
ve kişisel çıkar düşüncesi artıyor.
05:43
In surveys, we've found
112
343284
1593
Yaptığımız anketlerde, hırsı iyi olarak değerlendiren
05:44
that it's actually wealthier individuals who are more likely to moralize
113
344901
3863
daha varlıklı insanların,
kendi çıkarı peşinde koşmayı da
05:48
greed being good,
114
348788
1707
05:50
and that the pursuit of self-interest is favorable and moral.
115
350519
3968
olumlu ve ahlaki olarak
değerlendirdiklerini gördük.
Bugün ise, öz çıkar ideolojisinin etkilerini,
05:55
Now, what I want to do today is talk about some of the implications
116
355063
3630
bu etkileri neden önemsememiz gerektiği
05:58
of this ideology self-interest,
117
358717
1895
06:01
talk about why we should care about those implications,
118
361668
2644
ve son olarak da ne yapılabileceği hakkında
konuşmak istiyorum.
06:04
and end with what might be done.
119
364336
1599
06:07
Some of the first studies that we ran in this area
120
367565
2417
Bu alanda yaptığımız ilk çalışmalarda
sosyal psikologların
06:10
looked at helping behavior,
121
370006
1336
yardımsever davranış
06:11
something social psychologists call "pro-social behavior."
122
371366
3207
dedikleri şeyi inceledik.
06:15
And we were really interested
123
375453
1449
Ve asıl ilgilendiğimiz mesele,
06:16
in who's more likely to offer help to another person:
124
376926
3401
zenginin mi, yoksa fakirin mi bir başkasına
06:20
someone who's rich or someone who's poor.
125
380444
2230
daha çok yardım teklif ettiği idi.
06:23
In one of the studies,
126
383555
1268
Bu çalışmaların birinde, zengin ve
06:24
we bring rich and poor members of the community into the lab,
127
384847
5430
fakir toplum üyelerini laboratuvara getirdik
06:30
and give each of them the equivalent of 10 dollars.
128
390389
2824
ve her birine 10 dolar verdik.
06:33
We told the participants they could keep these 10 dollars for themselves,
129
393785
4212
Katılımcılara
10 doların isterlerse kendilerinde kalabileceğini,
isterlerse de bir kısmını
06:38
or they could share a portion of it, if they wanted to,
130
398021
2888
kimliği belirsiz bir yabancı ile
06:40
with a stranger, who's totally anonymous.
131
400933
2344
paylaşabileceklerini söyledik.
06:43
They'll never meet that stranger; the stranger will never meet them.
132
403301
3257
O yabancı ile bir daha karşılaşmayacak ve yabancı da onlarla karşılaşmayacaktı.
06:46
And we just monitor how much people give.
133
406582
2250
Ve insanların ne kadar verdiklerini izledik.
06:49
Individuals who made 25,000, sometimes under 15,000 dollars a year,
134
409554
4649
Yılda 25,000 bazen ise
15,000 doların altında geliri olan bireyler,
06:54
gave 44 percent more of their money to the stranger
135
414227
3317
yılda 150.000 veya 200.000 dolar
gelir elde eden
06:57
than did individuals making 150,000, 200,000 dollars a year.
136
417568
3705
bireylerden yüzde 44 daha fazla
para verdiler.
07:02
We've had people play games
137
422983
2037
İnsanlara oyunlar oynatarak,
07:05
to see who's more or less likely to cheat
138
425809
2666
kazanma şansını artırmak adına kimin daha fazla
07:08
to increase their chances of winning a prize.
139
428499
2354
veya daha az hile yaptığını görmeye çalıştık.
07:10
In one of the games, we actually rigged a computer
140
430877
2749
Bu oyunların birinde, bir bilgisayara hile karıştırarak,
07:13
so that die rolls over a certain score were impossible --
141
433650
3680
zarın mümkün olmayan skorlara
ulaşmasını sağladık.
07:17
You couldn't get above 12 in this game, and yet ...
142
437354
4092
Bu oyunda 12’den fazla puan alamazsınız
ve hal böyle iken, ne kadar zenginseniz,
07:22
the richer you were, the more likely you were to cheat in this game
143
442564
3189
50$ veya bazen
07:25
to earn credits toward a $50 cash prize --
144
445777
2725
üç dört katı nakit para ödülünü kazanmak için
07:29
sometimes by three to four times as much.
145
449146
2238
bu oyunda o kadar çok hile yapmaya eğilimli oluyorsunuz.
Başka bir çalışmamızda, insanların
07:33
We ran another study
146
453106
1164
07:34
where we looked at whether people would be inclined to take candy
147
454294
3791
çocuklar için ayrıldığını özellikle belirttiğimiz
07:38
from a jar of candy that we explicitly identified
148
458474
2640
kavanozlardan ne kadar şeker almaya
eğilimli olduğuna baktık.
07:41
as being reserved for children --
149
461138
1880
07:43
(Laughter)
150
463042
3596
(Kahkaha)
07:46
I'm not kidding -- I know it sounds like I'm making a joke.
151
466662
4154
Şaka yapmıyorum.
Biliyorum, şaka gibi geliyor.
07:51
We explicitly told participants:
152
471221
2230
Katılımcılara bu şeker kavanozlarının,
07:53
"This candy is for children participating in a developmental lab nearby.
153
473475
4333
yandaki gelişim laboratuvarına katılan
çocuklar için ayrıldığını özellikle belirttik.
07:57
They're in studies. This is for them."
154
477832
2129
Onlar da çalışmaya katılıyor. Bunlar da onlar için.
07:59
And we just monitored how much candy participants took.
155
479985
2924
Ve oturup katılımcılarına ne kadar şeker aldıklarını gözledik.
08:03
Participants who felt rich took two times as much candy
156
483567
2915
Kendini zengin hisseden katılımcılar,
kendini fakir hisseden katılımcılardan
08:06
as participants who felt poor.
157
486506
1653
iki kat daha fazla şeker aldı.
08:09
We've even studied cars.
158
489675
1957
Arabalar üzerinde bile çalışma yaptık,
08:12
Not just any cars,
159
492315
1669
farklı tür araba sürücülerinin
yasayı daha az veya çok çiğnemeye
08:14
but whether drivers of different kinds of cars
160
494008
3264
eğilimli olmalarını inceledik.
08:17
are more or less inclined to break the law.
161
497296
3018
08:20
In one of these studies,
162
500338
1512
Bu çalışmaların birinde, sürücülerin
08:22
we looked at whether drivers would stop for a pedestrian
163
502558
4727
yaya geçidinden geçecekmiş gibi yapan
08:27
that we had posed waiting to cross at a crosswalk.
164
507309
2860
bir yaya için durup durmayacaklarına baktık.
Kaliforniya’da, bildiğiniz gibi,
08:30
Now in California, as you all know,
165
510193
1848
çünkü eminim bunu hepimiz yapıyoruz,
08:32
because I'm sure we all do this,
166
512065
2404
08:34
it's the law to stop for a pedestrian who's waiting to cross.
167
514493
3521
karşıya geçmek üzere olan yaya için durmak yasal zorunluluktur.
08:38
So here's an example of how we did it.
168
518434
1842
Bunu nasıl yaptığımıza bir örnek ise şöyle:
08:40
That's our confederate off to the left, posing as a pedestrian.
169
520300
3543
Bu soldaki yaya rolündeki kişi
bizim iş birlikçimiz.
08:43
He approaches as the red truck successfully stops.
170
523867
3982
Kırmızı kamyonet başarılı bir şekilde duruyor.
08:48
In typical California fashion,
171
528219
1779
Tipik Kaliforniya manzarası,
08:50
it's overtaken by the bus who almost runs our pedestrian over.
172
530022
2969
kamyoneti sollayan otobüs yayayı ezmeye çalışıyor.
(Kahkaha)
08:53
(Laughter)
173
533015
1353
08:54
Now here's an example of a more expensive car,
174
534392
2205
Burada ise daha pahalı bir araba örneği,
08:56
a Prius, driving through, and a BMW doing the same.
175
536621
4247
bir Prius, durmadan geçiyor
ve bir BMW de aynısını yapıyor.
09:03
So we did this for hundreds of vehicles
176
543590
2415
Biz bunu birkaç gün boyuca
yüzlerce araç için yaptık,
09:06
on several days,
177
546029
2459
09:08
just tracking who stops and who doesn't.
178
548512
2424
sadece kimin durup durmadığına baktık.
09:12
What we found was as the expensiveness of a car increased ...
179
552587
4253
Vardığımız sonuç ise, arabanın pahalılığı
arttıkça,
09:16
(Laughter)
180
556864
2072
09:18
the drivers' tendencies to break the law increased as well.
181
558960
3231
sürücünün yasayı çiğneme eğiliminin de
arttığı oldu.
09:22
None of the cars -- none of the cars --
182
562215
2801
Pahalı olmayan arabalar kategorimizdeki
hiçbir araba
09:25
in our least expensive car category
183
565040
3071
09:28
broke the law.
184
568135
1158
yasayı çiğnemedi.
09:29
Close to 50 percent of the cars in our most expensive vehicle category
185
569793
4843
En pahalı arabalar kategorimizdeki
arabaların yüzde 50’ye yakını
09:34
broke the law.
186
574660
1199
yasayı çiğnedi.
09:37
We've run other studies,
187
577550
1248
Yaptığımız diğer çalışmalarda da gördük ki;
09:38
finding that wealthier individuals are more likely to lie in negotiations,
188
578822
3887
varlıklı bireyler müzakerelerde yalan söylemeye,
09:42
to endorse unethical behavior at work,
189
582733
2191
iş yerinde kasadan para çalınması gibi
09:44
like stealing cash from the cash register,
190
584948
2600
etik olmayan davranışları onaylamaya,
09:47
taking bribes, lying to customers.
191
587662
2789
rüşvet almaya ve müşteriye yalan söylemeye daha yatkınlar.
09:52
Now, I don't mean to suggest
192
592697
1593
Şimdi, burada bu tür davranışları
09:54
that it's only wealthy people who show these patterns of behavior.
193
594314
3574
sadece varlıklı insanların yaptığını
söylüyormuşum gibi anlaşılmasın.
09:57
Not at all -- in fact, I think that we all,
194
597912
2806
Hiç de değil. Bence aslında hepimiz,
10:00
in our day-to-day, minute-by-minute lives,
195
600742
2919
günlük yaşantımızda, kendi çıkarımızı
10:03
struggle with these competing motivations
196
603685
2849
diğer insanların çıkarlarından
10:06
of when or if to put our own interests above the interests of other people.
197
606558
5691
üstün tuttuğumuzda, bu rekabet dürtüleriyle
mücadele ediyoruz.
10:12
And that's understandable,
198
612273
2276
Ve bu anlaşılabilir bir şey de çünkü
10:14
because the American dream is an idea
199
614573
2897
Amerikan rüyası
çaba gösterip çok çalışmamız durumunda
10:17
in which we all have an equal opportunity to succeed and prosper,
200
617494
4835
hepimize başarmak ve
10:22
as long as we apply ourselves and work hard.
201
622353
2556
refaha ermek için eşit fırsatlar sunma fikridir
10:24
And a piece of that means that sometimes,
202
624933
2709
ve bu biraz da kendi çıkarınızı
10:27
you need to put your own interests
203
627666
2929
çevrenizdeki diğer insanların çıkarlarının
10:30
above the interests and well-being of other people around you.
204
630619
3509
ve refahının üzerinde tutma ihtiyacı doğuruyor.
Ama bulgularımıza göre,
10:34
But what we're finding is that the wealthier you are,
205
634152
3371
ne kadar varlıklı iseniz, etrafınızdakilere
10:37
the more likely you are to pursue a vision of personal success,
206
637547
3840
zarar verecek şekilde
10:41
of achievement and accomplishment,
207
641411
2325
kişisel başarı vizyonu peşinde
10:43
to the detriment of others around you.
208
643760
2188
o kadar çok koşuyorsunuz.
10:46
Here I've plotted for you the mean household income
209
646927
3273
Burada sizin için son 20 yılda
nüfusun her beşte birine ve en üst yüzde beşine düşen
10:50
received by each fifth and top five percent of the population
210
650224
3236
10:53
over the last 20 years.
211
653484
1428
ortalama hane gelirini çizdim.
10:55
In 1993,
212
655579
1234
1993 yılında, nüfusun farklı
10:56
the differences between the different quintiles of the population,
213
656837
3126
beşte birlik kesimi, gelir bakımından
10:59
in terms of income,
214
659987
1188
oldukça berbat.
11:01
are fairly egregious.
215
661199
2072
11:03
It's not difficult to discern that there are differences.
216
663732
2690
Zaten farklılıklar olduğunu görmek zor değil.
11:06
But over the last 20 years, that significant difference
217
666446
2829
Ama son 20 yılda, tepedekiler ve diğerleri
11:09
has become a Grand Canyon of sorts
218
669299
2292
arasındaki bu belirgin fark
11:11
between those at the top and everyone else.
219
671615
3024
bir tür büyük kanyon haline gelmiştir.
11:14
In fact, the top 20 percent of our population
220
674663
3634
Öyle ki, nüfusumuzun en üst yüzde 20’si
11:18
own close to 90 percent of the total wealth in this country.
221
678321
3099
bu ülkedeki servetin yüzde 90’ına sahip.
11:21
We're at unprecedented levels of economic inequality.
222
681444
3679
Bu benzeri görülmemiş düzeyde
bir ekonomik eşitsizlik.
11:27
What that means is that wealth is not only becoming increasingly concentrated
223
687858
3841
Bu da demektir ki, servet sadece seçilmiş bireylerden oluşmuş
bir grubun elinde toplanmakla kalmıyor,
11:31
in the hands of a select group of individuals,
224
691723
2934
11:34
but the American dream is becoming increasingly unattainable
225
694681
4328
ayrıca Amerikan rüyası, bizim gibi
artan bir çoğunluk için
giderek ulaşılamaz hale geliyor.
11:39
for an increasing majority of us.
226
699033
2342
Ve bu meselede bulduklarımıza göre,
11:42
And if it's the case, as we've been finding,
227
702227
2799
ne kadar varlıklı iseniz,
11:45
that the wealthier you are,
228
705050
1449
11:46
the more entitled you feel to that wealth,
229
706523
2519
o serveti daha çok hak ettiğinizi hissediyor,
kendi çıkarlarınızı daha ön planda tutuyor
11:49
and the more likely you are to prioritize your own interests
230
709066
2998
ve kendi çıkarınıza hizmet edecek şeyler
11:52
above the interests of other people,
231
712088
1756
11:53
and be willing to do things to serve that self-interest,
232
713868
3525
yapmak istiyorsunuz.
11:57
well, then, there's no reason to think that those patterns will change.
233
717417
3667
Öyleyse bu düşüncelerin değişeceğini düşünmek için de
bir neden yok.
Aslında, önümüzdeki 20 yıl içinde,
12:01
In fact, there's every reason to think that they'll only get worse,
234
721108
3532
işlerin aynı doğrusal oranda
12:04
and that's what it would look like if things just stayed the same,
235
724664
3186
aynı kalması durumunda işlerin daha da kötüleşeceğini
12:07
at the same linear rate, over the next 20 years.
236
727874
3058
düşünmek için çok neden var.
Eşitsizlik, ekonomik eşitsizlik,
12:12
Now inequality -- economic inequality --
237
732162
2740
12:14
is something we should all be concerned about,
238
734926
2199
hepimizin endişe etmesi gereken bir şey
ve bu sadece sosyal hiyerarşinin dibinde olanlar için değil,
12:17
and not just because of those at the bottom of the social hierarchy,
239
737149
3603
çok fazla ekonomik eşitsizliğin
12:20
but because individuals and groups
240
740776
2344
daha da kötü hale getirdiği
bireyler ve gruplar için,
12:23
with lots of economic inequality do worse ...
241
743144
4473
12:28
not just the people at the bottom, everyone.
242
748349
2294
sadece dipteki insanlar için değil, herkes için.
Dünya çapında en üst düzey laboratuvarlarda yapılan
12:31
There's a lot of really compelling research
243
751206
2067
12:33
coming out from top labs all over the world,
244
753297
2660
oldukça zorlayıcı araştırmalar,
12:35
showcasing the range of things that are undermined
245
755981
4650
ekonomik eşitsizlik kötüye gittikçe
birçok kavramın da
12:40
as economic inequality gets worse.
246
760655
2516
zarar gördüğünü gözler önüne seriyor.
12:43
Social mobility, things we really care about,
247
763195
2829
Sosyal hareketlilik, önem verdiğimiz şeyler,
fiziksel sıhhat, sosyal güven,
12:46
physical health, social trust,
248
766048
2458
12:48
all go down as inequality goes up.
249
768530
2932
eşitsizlik arttıkça kötüye gider.
12:51
Similarly, negative things in social collectives and societies,
250
771486
4525
Benzer şekilde, ekonomik eşitsizlik arttıkça,
sosyal girişimler ve topluluklardaki
olumsuz şeyler,
12:56
things like obesity, and violence,
251
776035
2080
obezite ve şiddet,
12:58
imprisonment, and punishment,
252
778139
1598
12:59
are exacerbated as economic inequality increases.
253
779761
4126
hapis ve ceza gibi şeyler de kötüye gider.
13:03
Again, these are outcomes not just experienced by a few,
254
783911
3543
Yine, bu sonuçlar sadece
birkaç kişi tarafından değil,
13:07
but that resound across all strata of society.
255
787478
3438
toplumun tüm tabakalarında yankılanır.
13:10
Even people at the top experience these outcomes.
256
790940
2660
Bu sonuçlar üst düzey insanlar tarafından bile tecrübe edinmiştir.
Peki ne yapacağız?
13:14
So what do we do?
257
794219
1937
13:17
This cascade of self-perpetuating,
258
797307
3582
Bu sürekli artan, tehlikeli,
13:20
pernicious, negative effects
259
800913
2485
olumsuz etkilerin artık kontrolden çıktığı
13:23
could seem like something that's spun out of control,
260
803422
3396
ve yapabileceğimiz, özellikle de
13:26
and there's nothing we can do about it,
261
806842
1888
birey olarak yapabileceğimiz
13:28
certainly nothing we as individuals could do.
262
808754
2255
birşeyin kalmadığı düşünülebilir.
13:31
But in fact, we've been finding in our own laboratory research
263
811558
6089
Ama aslında, laboratuvar araştırmalarımızda
bulduklarımıza göre
13:38
that small psychological interventions,
264
818520
4580
küçük psikolojik müdahaleler,
13:43
small changes to people's values,
265
823695
3019
insanların değerlerindeki küçük değişiklikler,
13:46
small nudges in certain directions,
266
826831
3357
belirli yönlerdeki ufak dürtmeler,
eşitçilik ve empati zeminini yeniden canlandırabilir.
13:50
can restore levels of egalitarianism and empathy.
267
830212
3134
13:53
For instance, reminding people of the benefits of cooperation
268
833759
4273
Mesela insanlara
iş birliğinin faydalarını ve
toplumun avantajlarını hatırlatmak,
13:58
or the advantages of community,
269
838056
1895
14:00
cause wealthier individuals to be just as egalitarian
270
840961
3812
varlıklı bireylerin tıpkı yoksul insanlar gibi
14:04
as poor people.
271
844797
1325
eşitlikçi olmasını sağlayabilir.
14:07
In one study, we had people watch a brief video, just 46 seconds long,
272
847369
5525
Bir çalışmada, insanlara
çevrelerindeki dünyada başkalarının ihtiyaçlarını hatırlatan
14:12
about childhood poverty
273
852918
1418
çocuk yoksulluğu hakkında
14:15
that served as a reminder of the needs of others in the world around them.
274
855144
4201
46 saniyelik kısa bir video izlettik,
ve bunu izledikten sonra,
14:20
And after watching that,
275
860257
1895
kendilerine gösterilen
14:22
we looked at how willing people were to offer up their own time
276
862176
3456
sıkıntı içerisindeki yabancılara kendi zamanlarından
14:26
to a stranger presented to them in the lab, who was in distress.
277
866242
4031
ne kadar ayırabileceklerini inceledik.
Bu videoyu izledikten bir saat sonra,
14:31
After watching this video, an hour later,
278
871026
3220
14:34
rich people became just as generous of their own time
279
874270
3380
zengin insanlar, bu fakir olan yabancı insana,
bu farklılıkların doğuştan veya kategorik olmadığını
14:37
to help out this other person, a stranger,
280
877674
2146
ve bunların insani değerlerdeki ufak değişikliklerle,
14:39
as someone who's poor,
281
879844
1445
14:41
suggesting that these differences are not innate or categorical,
282
881313
4258
merhamet ve empati vuruşlarıyla
şekillendirilebileceğini
14:45
but are so malleable to slight changes in people's values,
283
885595
3756
öne sürerek,
yardım etmek amacıyla
14:49
and little nudges of compassion and bumps of empathy.
284
889375
3408
kendi vakitlerinden cömertçe
fedakarlık ettiler.
14:53
And beyond the walls of our lab,
285
893172
1577
Laboratuvarımızın dışında,
14:54
we're even beginning to see signs of change in society.
286
894773
3279
toplumda da değişim izleri görmeye başladık.
14:58
Bill Gates, one of our nation's wealthiest individuals,
287
898893
3148
Ülkemizin en zenginlerinden biri olan Bill Gates,
15:02
in his Harvard commencement speech,
288
902065
1928
toplumun karşılaştığı en zorlu sorun olan
eşitsizlik ve bununla baş etmek için
15:04
talked about the problem of inequality facing society
289
904017
2861
neler yapılabileceği hakkında yaptığı
15:06
as being the most daunting challenge,
290
906902
2663
15:09
and talked about what must be done to combat it,
291
909589
2834
Harvard diploma töreni konuşmasında şunları söyledi:
“İnsanlığın en büyük ilerlemeleri
15:12
saying, "Humanity's greatest advances are not in its discoveries --
292
912447
5018
keşifler değil,
15:17
but in how those discoveries are applied
293
917489
3032
bu keşiflerin eşitsizliği azaltmak için
15:20
to reduce inequity."
294
920545
1788
nasıl kullanıldığıdır.”
15:23
And there's the Giving Pledge,
295
923356
1929
Ve bir de “Verme Taahhüdü” projesi var,
15:25
in which more than 100 of our nation's wealthiest individuals
296
925309
3927
bu projede ülkemizin en zengin
100’den fazla bireyi,
servetlerinin yarısını hayır için bağışlıyorlar.
15:30
are pledging half of their fortunes to charity.
297
930077
3182
15:33
And there's the emergence of dozens of grassroots movements,
298
933886
4472
Ve ortaya,
"Biz Yüzde Biriz",
15:39
like "We are the 1 percent,"
299
939136
1753
"Kaynak Üretimi" veya
15:41
"Resource Generation,"
300
941508
1483
"Herkes için Refah" gibi
15:43
or "Wealth for Common Good,"
301
943556
1889
birçok sivil toplum örgütü çıkıyor
15:45
in which the most privileged members of the population,
302
945469
4339
ve toplumun en ayrıcalıklı üyeleri,
yüzde birlik dilimde bulunan insanlar,
15:49
members of the one percent and elsewhere,
303
949832
2944
zengin insanlar,
15:52
people who are wealthy,
304
952800
1739
yetişkin veya genç ayrımı yapmadan
15:54
are using their own economic resources,
305
954662
3453
kendi ekonomik ayrıcalıklarını ve kaynaklarını aktararak,
benim için en çarpıcı olan şey de bu,
15:58
adults and youth alike -- that's what's most striking to me --
306
958139
4233
eşitsizlikle mücadele etmek için
16:02
leveraging their own privilege, their own economic resources,
307
962396
3561
kendi ekonomik çıkarlarına ters düşen
16:05
to combat inequality
308
965981
2841
sosyal politikaları,
16:08
by advocating for social policies,
309
968846
2442
sosyal değerlerdeki ve
16:11
changes in social values
310
971866
1858
insanların davranışlarındaki
16:13
and changes in people's behavior
311
973748
2258
değişimleri savunuyorlar.
Ve bu belki nihayetinde
16:16
that work against their own economic interests,
312
976143
3040
Amerikan rüyasını yeniden canlandırabilecektir.
16:19
but that may ultimately restore the American dream.
313
979207
3178
16:23
Thank you.
314
983420
1220
Teşekkür ederim.
16:24
(Applause)
315
984664
5335
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7