My creations, a new form of life | Theo Jansen

Theo Jansen yeni yaratıklar meydana getiriyor

Çeviri: Ayşe Müge Yüksel Gözden geçirme: Burcu Bolukbasi

I would like to tell you about a project which I started about 16 years ago.

Sizlere 16 yıl önce başladığım

yeni yaşam formları oluşturmak üzerine

It's about making new forms of life.

bir projeden bahsetmek istiyorum.

And these are made of this kind of tube --

Bu tip tüplerden yapılıyorla r--

electricity tube, we call it in Holland.

Hollanda'da bunlara elektrik tüpleri diyoruz--

And we can start a film about that,

bununla ilgili filmi başlatabiliriz

and we can see a little bit backwards in time.

biraz da zamanda geriye gideceğiz.

(Video) Narrator: Eventually, these beasts are going to live in herds on the beaches.

Anlatıcı: İleride bu hayvanlar sürüler halinde sahillerde yaşayacaklar.

Theo Jansen is working hard on this evolution.

Theo Jansen bu evrim üzerinde çalışıyor.

Theo Jansen: Bu yaşam formlarını sahillere koymak istiyorum.

Theo Jansen: I want to put these forms of life on the beaches.

And they should survive over there,

Gelecekte, orada kendi başlarına

on their own, in the future.

yaşayabilecek hale gelmeliler.

Learning to live on their own --

Tek başlarına yaşamayı

and it'll take couple of more years

ve kendi kendilerine yürümeyi öğrenmeleri birkaç yıl daha alacak.

to let them walk on their own.

Narrator: The mechanical beasts will not get their energy from food,

Anlatıcı: Mekanik hayvanlar enerjilerini yiyeceklerden değil rüzgardan alacaklar.

but from the wind.

The wind will move feathers on their back, which will drive their feet.

Rüzgar, sırtlarındaki tüyleri hareket ettirerek ayaklarını yürütecek.

The beast walks sideways on the wet sand of the beach,

Hayvan sahildeki ıslak kumlarda burunlarını rüzgara çevirerek

with its nose pointed into the wind.

yan yan yürüyor.

As soon as it walks into either the rolling surf or the dry sand,

Kıyıdaki dalgalara veya kuru kuma değdiği anda duruyor

it stops, and walks in the opposite direction.

ve ters yöne yürümeye başlıyor.

Evolution has generated many species.

Evrim pek çok tür ortaya çıkardı.

(Music)

This is the Animaris Currens Ventosa.

Bu gördüğünüz Animaris Currens Ventosa.

(Music)

(Laughter)

(Applause)

(Alkışlar)

TJ: This is a herd, and it is built according to genetic codes.

Jansen: Bu bir sürüdür ve genetik kodlara göre üretilmiştir,

And it is a sort of race, and each and every animal is different,

bir çeşit ırk, her hayvan bir diğerinden farklı

and the winning codes will multiply.

ve başarılı olan kodlar giderek artacak.

This is the wave, going from left to right.

İşte bu dalga, soldan sağa, siz de görebiliyorsunuz.

You can see this one.

Yes, and now it goes from left to right.

Şimdi de -- evet, şimdi soldan sağa.

This is a new generation, a new family,

Bu yeni bir jenerasyon, yeni bir aile,

which is able to store the wind.

bunlar rüzgar depolayabiliyorlar.

So, the wings pump up air in lemonade bottles,

Kanatlar, tepesindeki limonata şişelerine

which are on top of that.

hava pompalıyor --

And they can use that energy in case the wind falls away,

rüzgarın kesilmesi ve akıntının gelmek üzere olması halinde

and the tide is coming up,

kumullara ulaşıp hayatlarını kurtarmak için hala biraz enerjileri

and there is still a little bit of energy to reach the dunes and save their lives,

kalmış oluyor zira çok kolay boğuluyorlar.

because they are drowned very easily.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I could show you this animal.

Size bu hayvanı gösterebilirim.

(Applause)

(Alkışlar) Teşekkürler.

Thank you.

(Applause)

So, the proportion of the tubes in this animal is very important for the walking.

Bu hayvanın yürüyebilmesi için tüplerin oranları çok önemli.

There are 11 numbers, which I call The 11 Holy Numbers.

11 sayı var, ben bunlara 11 kutsal sayı diyorum.

These are the distances of the tubes which make it walk that way.

Bunlar, bu şekilde yürüyebilmesi için tüplerin arasında bırakılması gereken mesafeler.

In fact, it's a new invention of the wheel.

Aslında bu, tekerleğin yeniden icadı.

It works the same as a wheel.

Bir tekerlek gibi çalışıyor.

The axis of a wheel stays on the same level,

Tekerleğin ekseni sürekli aynı seviyede durur,

and this hip is staying on the same level as well.

bu çıkıntı da sürekli aynı seviyede duruyor.

In fact, this is better than a wheel,

Aslında bu, tekerlekten daha iyi. Sahilde

because when you try to drive your bicycle on the beach,

bisiklete binmeyi denerseniz fark edersiniz

you will notice it's very hard to do.

bu çok zor bir iş.

And the feet just step over the sand,

Ayak kumda bir yere adım atar,

and the wheel has to touch every piece of the ground in-between.

tekerlekse oraya kadar olan her noktaya değmek zorundadır.

So 5,000 years after the invention of the wheel,

Böylece, tekerleğin icadından 5000 yıl sonra

we have a new wheel.

yeni bir tekerleğimiz var. Bu videoda göstereceğim şekilde

I will show you, in the next video --

can you start it, please? --

-- lütfen başlatabilir misiniz? --

that very heavy loads can be moved.

çok ağır yükler taşınabiliyor.

Burada arkadan biri itiyor

There's a guy pushing there, behind,

but it can also walk on the wind very well.

ama rüzgarla da gayet güzel yürüyor.

It's 3.2 tons.

Tam 3,2 ton.

Şişelerde depolanmış rüzgarla çalışıyor.

This is working on the stored wind in the bottles.

It has a feeler, where it can feel obstacles and turn around.

Engelleri fark edip dönmesini sağlayan bir dokunacı var.

You see, it's going the other way.

Ve gördüğünüz bu şeyler de diğer yöne gitmesini sağlıyor.

Can I have the feeler here?

Dokunacı buraya alabilir miyim?

OK. Good.

Tamam. Çok iyi.

So, they have to survive all the dangers of the beach,

Sahildeki tüm tehlikelerle baş edebilmeliler

and one of the big dangers is the sea.

ve en büyük tehlikelerden biri deniz. Bu deniz olsun.

This is the sea.

Denizdeki suyu hissedebilmeli.

And it must feel the water of the sea.

And this is the water feeler,

Bu bir su dokunacı.

and what's very important is this tube.

Şu tüp çok önemli. Normalde hava emiyor

It sucks in air normally,

but when it swallows water, it feels the resistance of it.

ancak su yutarsa suyun direncini hissediyor.

So, imagine that the animal is walking towards the sea.

Hayvanın denize doğru yürüdüğünü düşünün.

As soon as it touches the water --

Suya değer değmez bir çeşit hava akımı sesi duymalısınız.

you should hear a sound of running air.

(Sound of running air)

Yes!

Evet! Yani hissetmezse boğulacak öyle değil mi?

So if it doesn't feel, it will be drowned, OK?

Here we have the brain of the animal.

Burada da hayvanın beyni var.

In fact, it is a step counter, and it counts the steps.

Aslında bu bir adım sayacı, adımları sayıyor.

It's a binary step counter.

İkilik sistemle çalışan bir adım sayacı.

So as soon it has been to the sea,

Yani suya girer girmez

it changes the pattern of zeroes and ones here.

buradaki sıfırların ve birlerin yerini değiştiriyor

ve her zaman sahilin neresinde olduğunu biliyor. Yani oldukça basit bir beyin.

And it always knows where it is on the beach.

So it's very simple brain.

It says, well, there's the sea, there are dunes, and I'm here.

Diyor ki, deniz burada, kumullar burada, ben de buradayım.

So it's a sort of imagination of the simple world of the beach animal.

Bir nevi sahil hayvanlarının zihinlerindeki basit dünya gibi.

Thank you.

Teşekkürler.

One of the biggest enemies are the storms.

En büyük düşmanlardan biri fırtınalar.

This is a part of the nose of the Animaris Percipiere.

Bu, Animaris Percipiere'in burnunun bir kısmı.

Hayvanın burnu sabitken bütün hayvan sabit duruyor.

When the nose of the animal is fixed, the whole animal is fixed.

Fırtına yaklaşırken

So when the storm is coming up,

it drives a pin into the ground.

yere bir çivi çakıyor. (Gülüşmeler)

(Laughter)

Audience member: Wow!

The nose is fixed, the whole animal is fixed.

Burnunu sabitleyince bütün hayvan sabitleniyor.

The wind may turn, but the animal will always turn its nose into the wind.

Rüzgar yön değiştirebilir ama hayvan burnunu hep rüzgara çeviriyor.

Now, another couple of years, and these animals will survive on their own.

Birkaç yıl içerisinde bu hayvanlar kendi başlarına hayatta kalabilecekler.

I still have to help them a lot.

Hala yardım etmem gereken çok şey var.

Thank you very much, ladies and gentlemen.

Çok teşekkürler bayanlar baylar.

(Applause)

(Alkışlar).