Letting go of God | Julia Sweeney

Julia Sweeney ile Tanrı'dan vazgeçmek üzerine

923,351 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:25
On September 10, the morning of my seventh birthday,
0
25603
3301
Bir 10 Eylül sabahı, yedinci yaşgünümde,
00:28
I came downstairs to the kitchen, where my mother was washing the dishes
1
28928
3391
alt kata, annemin bulaşık yıkadığı mutfağa indim,
00:32
and my father was reading the paper or something,
2
32343
2633
babam da gazete ya da benzer bir şey okuyordu,
00:35
and I sort of presented myself to them in the doorway, and they said,
3
35000
3286
kapı ağzında durup kendimi gösterdiğimde bana
00:38
"Hey, happy birthday!" And I said, "I'm seven."
4
38310
4666
"Hey, doğum günün kutlu olsun." dediler. Bende " Artık yedi yaşımdayım." dedim.
00:43
And my father smiled and said,
5
43000
1976
Babam güldü ve dedi ki
00:45
"Well, you know what that means, don't you?"
6
45000
2386
"Ee, bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, değil mi?"
00:47
And I said, "Yeah, that I'm going to have a party
7
47410
2826
Bende "Evet, bir yaşgünü partisi, pasta ve
00:50
and a cake and get a lot of presents?"
8
50260
2223
pek çok hediyem olacak, değil mi?" Babam " Evet, tabii ki.
00:52
And my dad said, "Well, yes.
9
52507
2211
00:54
But more importantly,
10
54742
1160
Ama daha da önemlisi, yedi yaşında olmak demek artık akıl çağında olmak demek,
00:55
being seven means that you've reached the age of reason,
11
55926
2945
00:58
and you're now capable of committing any and all sins against God and man."
12
58895
4527
artık insanlara ve Tanrı'ya karşı günah işleme yetin var."
01:03
(Laughter)
13
63446
2852
( Gülüşmeler)
01:06
Now, I had heard this phrase, "age of reason," before.
14
66322
3226
Şimdi, bu "akıl çağı" deyimini daha önce duymuştum.
01:09
Sister Mary Kevin had been bandying it about
15
69572
2251
Rahibe Mary Kevin, okulda, ben ikinci sınıftayken
01:11
my second-grade class at school.
16
71847
1697
bunu anlatıp duruyordu. Ama, bunu söylediğinde,
01:13
But when she said it,
17
73568
1152
01:14
the phrase seemed all caught up in the excitement of preparations
18
74744
3061
bu deyim ilk komünyon ve ilk günah çıkarma ayinimizin
01:17
for our first communion and our first confession,
19
77829
2307
hazırlıklarına ait heyecanın içinde yitip gitmişti,
herkes bunun sadece giyeceğimiz beyaz elbise ve beyaz peçe ile ilgili olduğunu düşünüyordu,
01:20
and everybody knew that was really all about the white dress
20
80160
2826
01:23
and the white veil.
21
83010
1151
01:24
And anyway, I hadn't really paid all that much attention
22
84185
2640
her neyse, bu deyime, "akıl çağı"na çok da kafa yormamıştım.
01:26
to that phrase, "age of reason."
23
86849
1839
01:28
So, I said, "Yeah, yeah, age of reason. What does that mean again?"
24
88712
4188
Dedim ki "Evet, evet, akıl çağı. Ne demekti tekrar anlatır mısın?"
01:32
And my dad said, "Well, we believe, in the Catholic Church,
25
92924
3630
Babam dedi ki, "Biz, Katolik kilisesinde şuna inanırız
01:36
that God knows that little kids don't know the difference between right and wrong,
26
96578
3877
Tanrı, küçük çocukların doğru ile yanlışı ayırdetme yetisi olmadığını bilir,
01:40
but when you're seven, you're old enough to know better.
27
100479
2638
ama artık yedi yaşındasın, bunları anlayacak kadar büyüdün.
Artık akıl çağına gelecek kadar büyüdün ve bundan böyle
01:43
So, you've grown up and reached the age of reason,
28
103141
2615
01:45
and now God will start keeping notes on you,
29
105780
2617
Tanrı senin hakkında not tutmaya ve sicilini takip etmeye başlayacak."
01:48
and begin your permanent record."
30
108421
1956
01:50
(Laughter)
31
110401
1010
(Gülüşmeler)
01:51
And I said, "Oh ...
32
111435
2681
Ben ise " Ah, bir dakika. Yani, bütün bu zaman,
01:55
Wait a minute.
33
115767
1215
01:57
You mean all that time, up till today,
34
117006
3174
bu güne dek, iyi bir çocuk olduğum zamanlar, Tanrı bunu fark etmedi mi?"
02:00
all that time I was so good, God didn't notice it?"
35
120204
4148
02:04
And my mom said, "Well, I noticed it."
36
124376
2600
Ve annem dedi ki, "Ama, ben fark ettim."
02:07
(Laughter)
37
127000
1976
(Gülüşmeler)
02:09
And I thought, "How could I not have known this before?
38
129000
2585
O an şunu düşündüm,"Bunu nasıl olur da önceden bilemedim?"
02:11
How could it not have sunk in when they'd been telling me?
39
131609
2730
Daha önce bunu söyleyip durduklarında nasıl oldu da anlayamadım?
Bütün bu iyi olma olayının aslında hiçbir sevap yazmadığını.
02:14
All that being good and no real credit for it.
40
134363
2168
02:16
And worst of all, how could I not have realized
41
136555
2209
Daha da fenası, bu önemli bilginin, benim için aslında bundan böyle
02:18
this very important information
42
138788
1484
hiçbir işime yaramayacağı bu güne kadar nasıl da farkına varamadım"
02:20
until the very day that it was basically useless to me?"
43
140296
2922
02:23
So I said, "Well, Mom and Dad, what about Santa Claus?
44
143242
3366
Sonra dedim ki, "Anne ve Baba, peki ya Noel Baba?
02:26
I mean, Santa Claus knows if you're naughty or nice, right?"
45
146632
3344
Yani, Noel Baba yaramaz veya uslu olup olmadığını bilir ama değil mi?"
02:30
And my dad said, "Yeah, but, honey,
46
150000
1976
Babam dedi ki, "Evet tatlım, ama,
02:32
I think that's technically just between Thanksgiving and Christmas."
47
152000
3265
sanırım bu teknik olarak sadece Şükran Günü ile Noel arasındaki zaman için geçerli."
02:35
And my mother said, "Oh, Bob, stop it. Let's just tell her. I mean, she's seven.
48
155289
4412
Derken annem dedi ki, "Ah, Bob, yeter artık. Hadi söyleyelim ona.
Yani, artık yedi yaşında. Julie, Noel Baba diye biri yok."
02:39
Julie, there is no Santa Claus."
49
159725
2336
02:42
(Laughter)
50
162085
3071
(Gülüşmeler)
02:45
Now, this was actually not that upsetting to me.
51
165180
3715
Şimdi, aslında bu benim için çok da üzücü değildi.
02:48
My parents had this whole elaborate story about Santa Claus:
52
168919
2946
Ebeveynlerim, Noel Baba ile ilgili ayrıntılı bir hikaye anlatırlardı:
02:51
how they had talked to Santa Claus himself and agreed
53
171889
2506
Noel Baba ile nasıl konuştuklarını, ve Noel Baba'yla
02:54
that instead of Santa delivering our presents
54
174419
2101
noel sabahı heyecanla akşam gelen sürpriz hediyelerini açan diğer
02:56
over the night of Christmas Eve,
55
176544
1539
ailelere yaptığı gibi bizim hediyelerimizi de
02:58
like he did for every other family who got to open their surprises
56
178107
3115
Noel arifesinde teslim etmek yerine
03:01
first thing Christmas morning,
57
181246
1446
03:02
our family would give Santa more time.
58
182716
1967
daha uzun sürede teslim etmesi konusunda anlaştıklarını söylerlerdi.
03:04
Santa would come to our house while we were at nine o'clock high mass
59
184707
3579
Noel Baba, bizim evimize Noel sabahı saat dokuz ayininde
03:08
on Christmas morning, but only if all of us kids did not make a fuss.
60
188310
3666
o da ancak biz çocuklar fazla yaramazlık yapmazsak gelirdi.
03:12
Which made me very suspicious.
61
192302
1893
Bu beni epey şüphelendirmişti.
03:15
It was pretty obvious that it was really our parents giving us the presents.
62
195000
4071
Bize hediye verenlerin ebeveynlerimiz olduğu epey aşikardı,
03:19
I mean, my dad had a very distinctive wrapping style,
63
199095
2881
yani, babamın çok kendine özgü bir hediye paketleme tarzı vardı
03:22
and my mother's handwriting was so close to Santa's.
64
202000
2649
ve annemin el yazısı da Noel Baba'nınkine fazlasıyla benziyordu.
03:24
(Laughter)
65
204673
1158
03:25
Plus, why would Santa save time by having to loop back
66
205855
2733
Ayrıca, herkesin evine hediyelerini teslim eden Noel Baba
03:28
to our house after he'd gone to everybody else's?
67
208612
2753
bizim evimiz için neden tekrar geri gelsin ki?
03:31
There was only one obvious conclusion to reach from this mountain of evidence:
68
211740
3770
Bu dağ gibi kanıtlarla varılacak tek bir sonuç vardı:
03:35
our family was too strange and weird for even Santa Claus to come visit,
69
215534
4513
ailemiz o kadar tuhaf ve sıradışıydı ki
Noel Baba bile bizim eve gelmiyordu,
03:40
and my poor parents were trying to protect us from the embarrassment,
70
220071
3255
ve zavallı ebeveynlerim de sevecen Noel Baba tarafından yapılan
03:43
this humiliation of rejection by Santa, who was jolly --
71
223350
3761
bu gurur kırıcı dışlanmanın utancından bizleri korumaya çalışıyordu.
03:47
but let's face it, he was also very judgmental.
72
227135
2651
Ama, şunu kabul edelim, aynı zamanda çok da eleştireldi Noel Baba.
03:50
So to find out that there was no Santa Claus at all
73
230214
2563
Sonuçta, Noel Baba'nın gerçekte var olmadığını öğrenmek benim için aslında rahatlatıcı olmuştu.
03:52
was actually sort of a relief.
74
232801
1705
03:55
I left the kitchen not really in shock about Santa,
75
235000
2935
Mutfaktan çıktığımda Noel Baba yüzünden değil ama,
03:57
but rather, I was just dumbfounded
76
237959
1701
bütün bu akıl çağı ile ilgili olayı
03:59
about how I could have missed this whole age of reason thing.
77
239684
3044
nasıl olup da ıskaladığım için dumur olmuş vaziyetteydim.
04:02
It was too late for me, but maybe I could help someone else,
78
242752
3224
Benim için artık çok geçti, ama belki bir başkasına yardım edebilirdim
04:06
someone who could use the information.
79
246000
1976
bu bilgiden faydalanabilecek başka birine.
04:08
They had to fit two criteria:
80
248520
1653
İki kritere uyması gerekliydi bu kişinin:
04:10
they had to be old enough to be able to understand
81
250197
2341
bu akıl çağı kavramının ne olduğunu anlayacak kadar
04:12
the whole concept of the age of reason, and not yet seven.
82
252562
3171
büyük olması, ama yedi yaşından da küçük olması gerekiyordu.
04:16
The answer was clear: my brother Bill. He was six.
83
256125
2851
Tek bir aday vardı: erkek kardeşim Bill. Henüz altı yaşındaydı.
04:19
Well, I finally found Bill
84
259277
1262
Sonunda Bill'i bizim evin bir blok uzağında, devlet okulunun
04:20
about a block away from our house at this public school playground.
85
260563
3209
oyun bahçesinde buldum. Günlerden Cumartesi idi,
04:23
It was a Saturday, and he was all by himself,
86
263796
2116
tek başınaydı, duvarın kenarına doğru bir topa tekme atıp duruyordu.
04:25
just kicking a ball against the side of a wall.
87
265936
2206
04:28
I ran up to him and said, "Bill!
88
268166
1810
Ona doğru koştum ve dedim ki, "Bill!"
04:30
I just realized that the age of reason starts when you turn seven,
89
270000
3143
"Yeni fark ettim ki akıl çağı yedi yaşına girince başlıyor,
04:33
and then you're capable of committing any and all sins
90
273167
2546
ve ondan sonra insan ve Tanrı'ya karşı her türlü günahı
04:35
against God and man."
91
275737
1151
işleme yetisine sahip olacaksın. Bill bana dedi ki: "Eee?" Bende ona dedim ki,
04:36
And Bill said, "So?"
92
276912
1627
04:38
And I said, "So, you're six.
93
278924
1986
"Ee'si şu, altı yaşındasın. Önünde canın ne isterse yapmak için bir yıl var
04:40
You have a whole year to do anything you want to and God won't notice it."
94
280934
4038
ve Tanrı fark bile etmeyecek. Tekrar "Eee?" dedi. Bende dedim ki,
04:44
And he said, "So?"
95
284996
1742
04:46
And I said, "So? So everything!"
96
286762
3571
"Eee mi? Eee'si bu işte!" Ve arkamı dönüp koştum. Ona öyle kızmıştım ki.
04:50
And I turned to run. I was so angry with him.
97
290357
2825
04:53
But when I got to the top of the steps,
98
293206
1874
Tam merdivenin tepesine varınca durdum, dramatik bir şekilde arkamı döndüm
04:55
I turned around dramatically and said,
99
295104
1817
ve dedim ki "Ah, aklıma gelmişken, Bill, Noel Baba diye biri yok."
04:56
"Oh, by the way, Bill -- there is no Santa Claus."
100
296945
3431
05:00
(Laughter)
101
300400
1928
(Gülüşmeler)
05:02
Now, I didn't know it at the time,
102
302352
1739
Şimdi, aslında o zamanlar bilmiyordum ama,
05:04
but I really wasn't turning seven on September 10th.
103
304115
2646
ben 10 Eylül günü yedi yaşıma girmiyordum.
05:07
For my 13th birthday,
104
307285
1325
13. yaşgünümde kızlarla birlikte bir pijama partisi yapmayı planlamıştım,
05:08
I planned a slumber party with all of my girlfriends,
105
308634
2571
05:11
but a couple of weeks beforehand my mother took me aside and said,
106
311229
3602
ama birkaç hafta önce annem beni kenara çekti ve dedi ki,
05:14
"I need to speak to you privately.
107
314855
3222
"Seninle özel olarak konuşmamız lazım.
05:18
September 10th is not your birthday. It's October 10th."
108
318101
3981
Senin yaşgünün 10 Eylül değil, 10 Ekim."..."Ne?" dedim.
05:22
And I said, "What?"
109
322106
1549
05:23
(Laughter)
110
323679
1015
05:24
And she said ...
111
324718
1261
(Gülüşmeler)
Sonra bana dedi ki "Dinle. Anaokuluna kaydolmak için 15 Eylül'den önce doğmuş olman gerekiyordu."
05:26
(Laughter)
112
326003
1554
05:27
"Listen. The cut-off date to start kindergarten was September 15th."
113
327581
5395
05:33
(Laughter)
114
333000
1203
(Gülüşmeler)
05:34
"So I told them that your birthday was September 10th,
115
334227
2817
"Bende onlara, yaşgününün 10 Eylül olduğunu söyledim,
05:37
and then I wasn't sure
116
337068
1151
sonra da ortalıkta dolanıp gevezelik edebilirsin diye düşünüp sana da
05:38
that you weren't just going to go blab it all over the place,
117
338243
2868
05:41
so I started to tell you your birthday was September 10th.
118
341135
3682
10 Eylül'de doğduğunu söylemeye başladım.
05:44
But, Julie, you were so ready to start school, honey. You were so ready."
119
344841
4205
Ama Julie, bu sayede o yıl okula başlayabildin tatlım. Öylesine hazırdın ki."
05:49
I thought about it, and when I was four,
120
349070
1906
Bir an düşündüm, ben dört yaşındayken
05:51
I was already the oldest of four children,
121
351000
2000
dört kardeşten en büyüğü idim,
05:53
and my mother even had another child to come,
122
353024
2119
hatta beşincisi de yoldaydı,
05:55
so what I think she -- understandably -- really meant
123
355167
2505
bu nedenle sanırım anlaşılır bir şekilde aslında kendisinin hazır olduğunu söylüyordu
05:57
was that she was so ready, she was so ready.
124
357696
2375
benim anaokuluna başlamama o çok hazırdı.
06:00
Then she said, "Don't worry, Julie.
125
360095
1674
06:01
Every year on October 10th,
126
361793
1469
Sonra "Ama üzülme Julie, her yıl 10 Ekim'de, yaşgününde
06:03
when it was your birthday but you didn't realize it,
127
363286
2850
sen fark etmedin ama, ben o gün bir şekilde
06:06
I made sure that you ate a piece of cake that day."
128
366160
2816
pasta yemen için elimden geleni yaptım." dedi.
06:09
(Laughter)
129
369401
2827
(Gülüşmeler)
06:12
Which was comforting, but troubling.
130
372252
2294
Bu teselli edici olduğu kadar sıkıntılı bir durumdu.
06:14
My mother had been celebrating my birthday with me, without me.
131
374570
3539
Annem, benimle ama benim haberim yokken yaşgünümü kutlamıştı bunca zaman.
06:18
(Laughter)
132
378133
1008
06:19
What was so upsetting about this new piece of information
133
379165
2989
Bu yeni bilgi ile ilgili hayal kırıcı olay ise
06:22
was not that I had to change the date of my slumber party
134
382178
2675
bütün kız arkadaşlarımın geleceği pijama partimin
06:24
with all of my girlfriends.
135
384877
1302
gününü değiştirmek zorunda olmamdı.
06:26
What was most upsetting was that this meant I was not a Virgo.
136
386203
3860
ama en hayal kırıcı olan, bu ben Başak burcu değilim demekti.
06:30
I had a huge Virgo poster in my bedroom.
137
390087
3075
Yatak odamda dev bir başak burcu posteri asılıydı,
06:33
And I read my horoscope every single day,
138
393186
2573
ve her gün burcumu okuyordum, ve aynen beni anlatıyordu.
06:35
and it was so totally me.
139
395783
2193
06:38
(Laughter)
140
398000
1976
(Gülüşmeler)
06:40
And this meant that I was a Libra?
141
400000
1976
Ve bu aslında ben Terazi burcuyum demekti?
06:42
So, I took the bus downtown to get the new Libra poster.
142
402753
3314
Bende otobüse atlayıp şehire indim ve bir Terazi burcu posteri satın aldım.
06:46
The Virgo poster is a picture of a beautiful woman with long hair,
143
406091
3397
Başak burcu posteri üzerinde uzun saçlı güzel bir kadının resmi vardı,
06:49
sort of lounging by some water,
144
409512
1532
bir su kenarında keyif yapıyordu.
06:51
but the Libra poster is just a huge scale.
145
411068
2452
oysa Terazi burcu posteri üzerinde kocaman bir terazi resmi vardı.
06:53
This was around the time that I started filling out physically,
146
413926
2967
O zamanlar tam fiziksel olarak dolgunlaştığım zamanlardı,
06:56
and I was filling out a lot more than a lot of the other girls,
147
416917
2983
ve diğer kızlardan çok daha hızlı dolgunlaşıyordum,
06:59
and frankly, the whole idea that my astrological sign was a scale
148
419924
3704
ve, doğrusunu isterseniz, burç sembolümün bir terazi olması
07:03
just seemed ominous and depressing.
149
423652
2324
bana sadece uğursuz ve moral bozucu gelmişti.
07:06
(Laughter)
150
426000
3145
(Gülüşmeler)
07:09
But I got the new Libra poster,
151
429169
1807
Ama, yine de Terazi posterini aldım,
07:11
and I started to read my new Libra horoscope,
152
431000
3277
ve fallarda yeni burcumu, terazi burcunu okumaya başladım.
07:14
and I was astonished to find that it was also totally me.
153
434301
4426
ve hayretle gördüm ki o da aynen beni anlatıyor.
07:18
(Laughter)
154
438751
1536
07:20
It wasn't until years later, looking back
155
440311
1981
Yıllar sonra, geriye dönüp
07:22
on this whole age-of-reason, change-of-birthday thing,
156
442316
2659
bütün bu akıl-çağı/yaşgünü-değişimi olaylarını anımsadığımda
07:24
that it dawned on me:
157
444999
1287
kafama dank etti, yedi yaşına girdiğimi düşündüğüm gün
07:26
I wasn't turning seven when I thought I turned seven.
158
446310
2523
aslında yedi yaşıma girmiyordum. Aslında önümde Tanrı hakkımda
07:28
I had a whole other month
159
448857
1246
07:30
to do anything I wanted to before God started keeping tabs on me.
160
450127
3738
notlar tutmaya başlamadan önce canımın istediğini yapabileceğim koskoca bir ay daha vardı!
07:34
Oh, life can be so cruel.
161
454238
2238
Ah, hayat bazen ne kadar da zalim olabiliyor.
07:38
One day, two Mormon missionaries came to my door.
162
458317
3398
Bir gün, kapıma iki Mormon misyoner geldi,
07:42
Now, I just live off a main thoroughfare in Los Angeles,
163
462192
2636
Bakın, ben Los Angeles'ta işlek bir ana cadde üzerine oturuyorum,
07:44
and my block is -- well, it's a natural beginning
164
464852
2299
ve oturduğum blok da -- yani, kapı kapı dolanan
07:47
for people who are peddling things door to door.
165
467175
2389
bu tip insalar için doğal bir başlangıç noktası.
07:49
Sometimes I get little old ladies from the Seventh Day Adventist Church
166
469588
3388
Bazen Seventh Day Adventist kilisesine mensup yaşlı teyzeler gelip
07:53
showing me these cartoon pictures of heaven.
167
473000
2162
bana karton cennet resimleri gösteriyorlar.
07:55
And sometimes I get teenagers who promise me
168
475186
2240
Bazen de gençler kapımı çalıyor, eğer satmaya çalıştıkları dergilerden
07:57
that they won't join a gang and just start robbing people,
169
477450
2855
birine abone olursam çetelere katılmayacakları veya insanları soymayacakları
08:00
if I only buy some magazine subscriptions from them.
170
480329
2758
konusunda söz veriyorlar.
08:03
So normally, I just ignore the doorbell, but on this day, I answered.
171
483556
4420
Bu nedenle genelde kapı ziline aldırmam, ama o gün cevap veresim tuttu.
08:08
And there stood two boys, each about 19, in white, starched short-sleeved shirts,
172
488000
5285
Kapıda iki delikanlı vardı, 19 yaşında gibiydiler
beyaz kolalı gömlekler giymişlerdi ve yakalarında isimleri yazılı kartlar vardı
08:13
and they had little name tags
173
493309
1460
08:14
that identified them as official representatives
174
494793
2293
kartlarda, Jesus Christ Latter-day Saint (Mormon) kilisesi
resmi temsilcileri oldukları yazılıydı,
08:17
of the Church of Jesus Christ of Latter-day Saints,
175
497110
2801
08:19
and they said they had a message for me, from God.
176
499935
2816
ve bana Tanrı'dan bir mesaj getirdiklerini söylediler.
08:23
I said, "A message for me? From God?" And they said, "Yes."
177
503629
5195
"Tanrı'dan bir mesaj mı? Bana mı?" dedim. "Evet." dediler.
08:28
Now, I was raised in the Pacific Northwest,
178
508848
2128
Şimdi bakın ben Kuzeybatı Pasifik kıyısında
08:31
around a lot of Church of Latter-day Saints people and, you know,
179
511000
3087
pek çok Mormon'un arasında büyüdüm, ve bilirsiniz ya,
08:34
I've worked with them and even dated them,
180
514111
2009
onlarla çalıştım, hatta flört ettim
08:36
but I never really knew the doctrine,
181
516144
1778
ama misyonerlik yaparken aktardıkları öğretilerini veya
08:37
or what they said to people when they were out on a mission,
182
517946
2812
diğer insanlara ne anlattıklarını hiç bilmiyordum, ve sanırım biraz meraklanmıştım
08:40
and I guess I was sort of curious, so I said, "Well, please, come in."
183
520782
3305
onun için "Peki, içeri girmez misiniz?" dedim. Birden çok mutlu oldular,
08:44
And they looked really happy,
184
524111
1397
sanırım eve davet edilmek pek sık başlarına gelmiyor.
08:45
because I don't think this happens to them all that often.
185
525532
2730
(Gülüşmeler)
08:48
(Laughter)
186
528286
1007
08:49
And I sat them down, and I got them glasses of water --
187
529317
4122
Onları koltuğa buyur ettim ve bir bardak su ikram ettim--
09:03
Ok, I got it, I got it.
188
543085
1555
Tamam, hallettim. Onlara su ikram ettim.
09:04
I got them glasses of water.
189
544664
1405
09:06
Don't touch my hair, that's the thing.
190
546093
1826
Saçıma dokunma, en önemlisi bu.
09:07
(Laughter)
191
547943
2985
(Gülüşmeler)
09:10
You can't put a video of myself in front of me
192
550952
3024
Önüme kendimi gösteren bir video koyup benden
09:14
and expect me not to fix my hair.
193
554000
1914
saçımı düzeltmememi bekleyemezsiniz ama.
09:15
Ok.
194
555938
1328
(Gülüşmeler)
09:17
(Laughter)
195
557290
3349
Neyse, onları oturttum ve su ikram ettim
09:21
So I sat them down and I got them glasses of water,
196
561401
2391
09:23
and after niceties, they said,
197
563816
1957
biraz hoşbeşten sonra dediler ki, "Tanrı'nın bütün kalbi ile seni sevdiğine inanıyor musun?"
09:25
"Do you believe that God loves you with all his heart?"
198
565797
2612
09:28
And I thought, "Well, of course I believe in God,
199
568433
3543
Şöyle düşündüm, "Elbette ki Tanrı'ya inanıyorum,
09:32
but you know, I don't like that word 'heart,'
200
572000
2511
ama anlıyorsunuz ya, bu kalp kelimesi hoşuma gitmedi
09:34
because it anthropomorphizes God,
201
574535
2441
çünkü Tanrı'yı insanileştiriyor,
09:37
and I don't like the word, 'his,' either, because that sexualizes God."
202
577000
4653
ayrıca onu erkeksileştiriyor da."
09:41
But I didn't want to argue semantics with these boys,
203
581677
2497
Ama elbette bu semantik detayları bu delikanlılarla tartışmak istemiyordum,
09:44
so after a very long, uncomfortable pause, I said,
204
584198
3681
bu nedenle uzun ve rahatsız bir suskunluktan sonra dedim ki,
09:47
"Yes, yes, I do. I feel very loved."
205
587903
3935
"Evet, evet, hissediyorum. Kendimi çok sevilmiş hissediyorum."
09:51
And they looked at each other and smiled,
206
591862
1976
Birbirlerine baktılar ve verdiğim cevabın doğru
09:53
like that was the right answer.
207
593862
2071
olduğunu onaylarcasına gülümsediler. Daha sonra dediler ki,
09:55
And then they said, "Do you believe
208
595957
1683
"Bu gezegende yaşayan herkesin kardeş olduğuna inanıyor musun?"
09:57
that we're all brothers and sisters on this planet?"
209
597664
2447
"Evet, evet inanıyorum." dedim. Çok rahatlamıştım
10:00
And I said, "Yes, I do."
210
600135
1151
10:01
And I was so relieved that it was a question I could answer so quickly.
211
601310
3352
çünkü hemen cevap verebileceğim bir soruydu.
10:04
And they said, "Well, then we have a story to tell you."
212
604686
3091
Sonra bana "O zaman senin için bir hikayemiz var." dediler.
10:07
And they told me this story all about this guy named Lehi,
213
607801
3175
Ve bana Milattan önce 600 yılında Kudüs'te yaşamış olan
10:11
who lived in Jerusalem in 600 BC.
214
611000
2503
Lehi adındaki bir adamın hikayesini anlattılar.
10:13
Now, apparently in Jerusalem in 600 BC, everyone was completely bad and evil.
215
613907
4549
Anlaşılan o ki, MÖ 600 yılında Kudüs'te
herkes kötü ve şeytani imiş. Bütün insanlar:
10:18
Every single one of them: man, woman, child, infant, fetus.
216
618480
3496
erkekler, kadınlar, çocuklar, bebekler ve fetüsler.
10:22
And God came to Lehi and said to him,
217
622000
2636
Ve Tanrı Lehi'ye demiş ki, "Aileni bir kayığa yükle,
10:24
"Put your family on a boat and I will lead you out of here."
218
624660
2885
ben sizi buradan kurtaracağım." Ve kurtarmış da.
10:27
And God did lead them.
219
627569
1407
10:29
He led them to America.
220
629000
2378
Onların Amerika'ya varmalarını sağlamış.
10:32
I said, "America?
221
632172
1471
"Amerika mı? MÖ 600 yılında, kayıkla, Kudüs'ten taa Amerika'ya?"
10:33
(Laughter)
222
633667
2065
10:35
From Jerusalem to America by boat in 600 BC?"
223
635756
4663
10:40
And they said, "Yes."
224
640443
1533
"Evet." dediler.
10:42
(Laughter)
225
642000
1855
(Gülüşmeler)
10:43
Then they told me how Lehi and his descendants
226
643879
2264
Daha sonra bana Lehi ve soyunun 600 yıl boyunca
10:46
reproduced and reproduced, and over the course of 600 years,
227
646167
2875
üreyerek ve üreyerek.. iki büyük ırkı yarattığını
10:49
there were two great races of them, the Nephites and the Lamanites,
228
649066
3254
anlattılar: Nephites ve Lamanites,
10:52
and the Nephites were totally good -- each and every one of them --
229
652344
3450
Nepithes'lerin tamamı iyi idi -- her biri, tek tek--
10:55
and the Lamanites were totally bad and evil --
230
655818
2167
ve Lamanites'lerin de her biri kötü ve şeytani idi--
kötülük her birinin kemiklerine kadar işlemişti.
10:58
every single one of them just bad to the bone.
231
658009
2151
(Gülüşmeler)
11:00
Then, after Jesus died on the cross for our sins,
232
660184
3508
Derken, İsa günahlarımız için çarmıha gerilip öldükten hemen sonra
11:03
on his way up to heaven,
233
663716
1167
cennete yükselirken yol üzerinde Amerika'ya uğrayıp Nephite'leri ziyaret etmiş.
11:04
he stopped by America and visited the Nephites.
234
664907
2573
11:07
(Laughter)
235
667504
1026
(Gülüşmeler)
11:08
And he told them that if they all remained totally, totally good --
236
668554
3488
ve onlara eğer hepsi böyle iyi, tamamen iyi kalırlarsa--
her biri tek tek--
11:12
each and every one of them --
237
672066
1382
11:13
they would win the war against the evil Lamanites.
238
673472
2701
kötücül Lamanit'lere karşı olan savaşı kazanacaklarını söylemiş.
11:16
But apparently somebody blew it,
239
676197
2501
Ama görünen o ki biri yüzüne gözüne bulaştırmış,
11:18
because the Lamanites were able to kill all the Nephites.
240
678722
2737
çünkü sonunda Lamanit'ler tüm Nephite'leri öldürmüşler.
11:21
All but one guy, this guy named Mormon,
241
681483
2266
Sadece bir kişi, adı Mormon olan bu adam
11:23
who managed to survive by hiding in the woods.
242
683773
2746
ormana saklanarak hayatta kalmayı başarmış.
11:26
And he made sure this whole story was written down
243
686543
2710
Ve bu hikayeyi yazıya dökerek
11:29
in reformed Egyptian hieroglyphics chiseled onto gold plates,
244
689277
4368
altın levhaların üzerine modernize edilmiş Mısır hiyeroglifleri ile kazımış,
11:33
which he then buried near Palmyra, New York.
245
693669
2781
daha sonra da bu levhaları da New York'ta, Palmyra yakınlarına gömmüş.
11:36
(Laughter)
246
696760
5475
(Gülüşmeler)
11:42
Well, I was just on the edge of my seat.
247
702259
2717
Ağzım açık dinliyordum.
11:45
(Laughter)
248
705000
3342
(Gülüşmeler)
11:48
I said, "What happened to the Lamanites?"
249
708366
2852
"Peki, Lamanite'lere ne olmuş?" diye sordum.
11:51
And they said, "Well, they became our Native Americans, here in the U.S."
250
711242
3842
Dediler ki, "Onlar burada, Amerika'daki Kızılderililer haline geldiler."
Bunun üzerine dedim ki, "Yani siz, Kızılderililerin tamamen kötücül olan
11:55
And I said, "So, you believe the Native Americans are descended
251
715108
3186
11:58
from a people who were totally evil?"
252
718318
2041
bu insanların soyundan geldiklerine mi inanıyorsunuz?" Ve bana "Evet." dediler.
12:00
And they said, "Yes."
253
720383
1857
12:02
Then they told me how this guy named Joseph Smith
254
722627
3056
Daha sonra bana Joseph Smith adlı bir adamın
12:05
found those buried gold plates right in his backyard,
255
725707
3635
arka bahçesinde gömülü olan bu altın levhaları nasıl keşfettiğini anlattılar.
12:09
and he also found this magic stone back there that he put into his hat
256
729366
3722
Levhalarla beraber aynı zamanda bahçede sihirli bir taş da bulmuş,
öyle ki bu taşı şapkasının içine koyup yüzünü şapkasına gömdüğünde
12:13
and then buried his face into,
257
733112
1498
12:14
and this allowed him to translate the gold plates
258
734634
2360
modernize Hiyerogliflerle yazılı olan altın levhaları İngilizce olarak okuyabilir olmuş.
12:17
from the reformed Egyptian into English.
259
737018
2435
12:19
Well, at this point I just wanted to give these two boys some advice
260
739890
3375
İşte bu noktada, bu iki gence
tarzları hakkında biraz nasihat vermeye karar verdim.
12:23
about their pitch.
261
743289
1429
12:24
(Laughter)
262
744742
2841
(Gülüşmeler)
12:27
I wanted to say --
263
747607
1160
Aslında şunu demek istiyordum, "Tamam, ama konuşmaya bu hikaye ile başlamayın."
12:28
(Applause)
264
748791
1666
12:30
"Ok, don't start with this story."
265
750481
2266
12:32
(Laughter)
266
752771
1205
12:34
I mean, even the Scientologists
267
754000
2043
Yani, Scientologistler bile başlamadan önce kişilik testi ile açılış yapmayı biliyorlar--
12:36
know to start with a personality test before they start --
268
756067
3285
12:39
(Applause)
269
759376
1600
(Alkışlar)
12:41
telling people all about Xenu, the evil intergalactic overlord.
270
761000
4454
-- insanlara Xenu'yu, kötü intergalaktik hükümdarı anlatmazdan önce yapıyorlar bunu.
12:46
Then, they said, "Do you believe that God speaks to us
271
766138
2587
Sonra gençler dedi ki, "Tanrının bizlerle bu erdemli peygamberler
12:48
through his righteous prophets?"
272
768749
1540
aracılığı ile konuştuğuna inanıyor musunuz?" Bende, "Hayır, inanmıyorum." dedim.
12:50
And I said, "No, I don't,"
273
770313
1253
12:51
because I was sort of upset about this Lamanite story
274
771590
2484
Çünkü, Lamanitler ile ilgili hikaye ve çılgın altın levhalarla
ilgili hikayeler nedeniyle biraz keyfim kaçmıştı, ama aslında gerçek şu,
12:54
and this crazy gold plate story,
275
774099
1552
12:55
but the truth was, I hadn't really thought this through,
276
775675
2834
bu konuyu daha önce hiç düşünmemiştim, bu nedenle bir adım geri atarak,
12:58
so I backpedaled a little and I said,
277
778533
2198
13:00
"Well, what exactly do you mean by 'righteous'?
278
780755
2887
"Peki, erdemli derken neyi kastediyorsunuz?" dedim.
13:03
And what do you mean by prophets? Like, could the prophets be women?"
279
783666
3460
"Ve peygamber derken ne demek istiyorsunuz? Mesela kadınlardan peygamber olamaz mı?"
13:07
And they said, "No." And I said, "Why?"
280
787150
3546
Dediler ki, "Hayır, olamaz." Bende sordum, "Neden?" Dediler ki,
13:10
And they said, "Well, it's because God gave women a gift
281
790720
3719
"Çünkü Tanrı kadınlara o kadar muhteşem, öyle inanılmaz
13:14
that is so spectacular,
282
794463
1971
13:16
it is so wonderful, that the only gift he had left over to give men
283
796458
4777
bir hediye bahşetti ki, erkeklere verebileceği tek hediye
13:21
was the gift of prophecy."
284
801259
1619
olarak elinde peygamberlik kaldı."
13:23
What is this wonderful gift God gave women, I wondered?
285
803656
3323
Tanrının kadınlara bahşettiği bu muhteşem hediye nedir diye merak ettim.
Belki işbirliği yapmak ve uyum sağlamak konusundaki yetenekleri?
13:27
Maybe their greater ability to cooperate and adapt?
286
807003
3339
13:30
(Laughter)
287
810366
1012
13:31
Women's longer lifespan?
288
811402
1377
Ya da daha uzun yaşam süresi? Erkeklere göre çok daha az
13:32
The fact that women tend to be much less violent than men?
289
812803
3204
şiddete başvurmaları? Ama hayır, bu hediye bunlardan biri değildi.
13:36
But no -- it wasn't any of these gifts.
290
816031
2258
13:38
They said, "Well, it's her ability to bear children."
291
818313
3064
Dediler ki, "Bu, kadınların doğurma yetisi."
13:41
I said, "Oh, come on.
292
821401
1428
"Ah, hadi ama." dedim, yani, diyelim ki kadınlar 15 yaşında başlayıp
13:42
I mean, even if women tried to have a baby every single year
293
822853
2819
45 yaşına kadar her bir yıl bir çocuk sahibi olmaya çalışsalar bile,
13:45
from the time they were 15 to the time they were 45,
294
825696
2937
13:48
assuming they didn't die from exhaustion,
295
828657
1996
bu sırada tükenip ölmediklerini farz edelim,
13:50
it still seems like some women would have some time left over
296
830677
2888
yine de bazı kadınların Tanrı'nın kelamını duymak için
13:53
to hear the word of God."
297
833589
1446
epey vakitleri artıyor." Dediler ki, "Hayır."
13:55
And they said, "No."
298
835059
1917
13:57
(Laughter)
299
837000
2976
(Gülüşmeler)
14:00
Well, then they didn't look so fresh-faced and cute to me any more,
300
840000
3164
İşte o andan sonra gözüme o kadar da temiz yüzlü ve efendi görünmez oldular
ama daha söyleyecekleri bitmemişti.
14:03
but they had more to say.
301
843188
1205
14:04
They said, "Well, we also believe that if you're a Mormon,
302
844417
2734
Dediler ki, "Biz ayrıca şuna da inanırız, eğer Mormon iseniz
14:07
and if you're in good standing with the church,
303
847175
2214
ve kiliseye düzenli devam ederseniz, öldüğünüzde
14:09
when you die, you get to go to heaven
304
849413
2136
cennete gidersiniz ve sonsuza dek ailenizle bir arada yaşarsınız."
14:11
and be with your family for all eternity."
305
851573
2781
14:14
And I said, "Oh, dear.
306
854378
2058
"Amanın--" dedim.
14:16
(Laughter)
307
856460
6904
(Gülüşmeler)
14:23
That wouldn't be such a good incentive for me."
308
863388
2199
"-- bu benim için çok da cazip bir teklif değil."
14:25
(Laughter)
309
865611
1300
(Gülüşmeler)
14:26
And they said, "Oh.
310
866935
1485
Dediler ki, "Ah, --bir de cennete gittiğinizde
14:28
(Laughter)
311
868444
1359
14:29
Hey! Well, we also believe that when you go to heaven,
312
869827
3045
vücudunuz iyileştirilecek ve olduğu en
14:32
you get your body restored to you in its best original state.
313
872896
2887
sağlıklı hali ile size geri verilecek.
14:35
Like, if you'd lost a leg, well, you get it back.
314
875807
2430
Mesela, bacağınızı kaybettiyseniz, geri alacaksınız.
14:38
Or, if you'd gone blind, you could see."
315
878261
1976
Ya da kör olduysanız, görebiliyor olacaksınız."
14:40
I said, "Oh. Now, I don't have a uterus,
316
880261
2969
Dedim ki, "Ah, şimdi, benim rahmim yok çünkü bir kaç yıl önce
14:43
because I had cancer a few years ago.
317
883254
2091
kansere yakalandım. Şimdi bu şu mu demek, ben cennete gidersem
14:45
So does this mean that if I went to heaven,
318
885369
2046
14:47
I would get my old uterus back?"
319
887439
2032
rahimimi geri mi alacağım yani?" Dediler ki, "Elbette."
14:49
And they said, "Sure."
320
889495
2056
14:51
And I said, "I don't want it back. I'm happy without it." Gosh.
321
891575
5765
Dedim ki "Onu geri istemiyorum ki, onsuz gayet mutluyum ben."
14:57
What if you had a nose job and you liked it?
322
897364
2967
Burnuza estetik yaptırsanız ve yeni halini beğenirseniz ne olacak peki?
15:00
(Laughter)
323
900355
1706
(Gülüşmeler)
15:02
Would God force you to get your old nose back?
324
902085
2891
Tanrı, sizi eski burnunuzu kabul etmek için zorlayacak mı?
15:05
Then they gave me this Book of Mormon,
325
905824
1921
Neyse, sonra bana Mormon'ların kutsal kitabını verdiler.
15:07
told me to read this chapter and that chapter,
326
907769
2153
ve bu kitabı bölüm bölüm okumamı söylediler,
15:09
and said they'd come back and check in on me,
327
909946
2278
sonra da bir süre sonra geri gelip tekrar beni ziyaret edeceklerini söylediler.
Sanırım "Lütfen acele etmeyin." gibi birşeyler söyledim
15:12
and I think I said something like, "Please don't hurry,"
328
912248
2665
ya da sadece "Lütfen...,"dedim, gitmişlerdi bile.
15:14
or maybe just, "Please don't," and they were gone.
329
914937
2378
15:17
Ok, so I initially felt really superior to these boys,
330
917339
2588
Tamam, şimdi ilk başta bu gençlere göre kendimi daha üstün hissettim,
15:19
and smug in my more conventional faith.
331
919951
2983
daha alışılagelmiş inanç sistemimle övündüm. Ama sonra,
15:23
But then the more I thought about it, the more I had to be honest with myself.
332
923417
3679
bu konuyu düşündükçe, kendime karşı daha dürüst olmam gerekti.
Eğer biri kapıma gelse ve Hristiyan dini ve inancı ile ilgili
15:27
If someone came to my door
333
927120
1303
15:28
and I was hearing Catholic theology and dogma for the very first time,
334
928447
3345
şeyleri ilk defa duyuyor olsaydım, ve bana deselerdi ki,
15:31
and they said, "We believe that God impregnated a very young girl
335
931816
3574
"Biz Tanrıinın genç bir kızı cinsel ilişkiye girmeden
15:35
without the use of intercourse,
336
935414
1562
hamile bıraktığına inanıyoruz,
15:37
and the fact that she was a virgin is maniacally important to us."
337
937000
3191
ve bu kızın bakire olması da bizim için delice bir önem taşıyor--
15:40
(Laughter)
338
940215
1302
(Gülüşmeler)
15:41
"And she had a baby, and that's the son of God,"
339
941541
3147
-- bu kızın bir bebeği oldu, ve bu bebek Tanrı'nın oğluydu,"
15:44
I mean, I would think that's equally ridiculous.
340
944712
2264
Yani, bu hikayeyi de diğeri kadar gülünç bulurdum.
15:47
I'm just so used to that story.
341
947000
1862
Sadece bu hikayeye alışkınım, o kadar.
15:48
(Laughter)
342
948886
1090
(Gülüşmeler)
15:50
So, I couldn't let myself feel condescending towards these boys.
343
950000
3456
Bu nedenle bu gençleri küçümsemeye yeltenmedim.
15:53
But the question they asked me when they first arrived
344
953480
2560
Ama ilk geldiklerinde sordukları soru
aklıma takıldı:
15:56
really stuck in my head:
345
956064
1460
15:57
Did I believe that God loved me with all his heart?
346
957548
2875
Tanrı'nın beni bütün kalbiyle sevdiğine inanıyor muydum?
16:01
Because I wasn't exactly sure how I felt about that question.
347
961000
3154
Çünkü bu soru karşısında ne hissettiğimi tam bilmiyordum.
Şimdi, eğer bana,
16:04
Now, if they had asked me,
348
964542
1275
16:05
"Do you feel that God loves you with all his heart?"
349
965841
3226
Tanrı'nın seni bütün kalbiyle sevdiğini HİSSEDİYOR MUSUN? diye sorsalardı
16:09
Well, that would have been much different, I think I would have instantly answered,
350
969091
4006
çok daha farklı olurdu, sanırım o zaman hemen cevap verebilirdim,
"Evet, evet, her an hissediyorum. Üzgün ve kafam karışık olduğunda Tanrı'nın bana olan sevgisini hiisediyorum,
16:13
"Yes, yes, I feel it all the time.
351
973121
1625
16:14
I feel God's love when I'm hurt and confused,
352
974770
2745
16:17
and I feel consoled and cared for.
353
977539
2628
Kendimi avunmuş ve ilgilenilmiş hissediyorum. Bir trajedi olup da
16:20
I take shelter in God's love when I don't understand why tragedy hits,
354
980191
4068
nedenini anlamadığımda Tanrı'nın sevgisine sığınıyorum,
16:24
and I feel God's love when I look with gratitude at all the beauty I see."
355
984283
3693
ve etrafımdaki güzelliklere şükranla bakarken de Tanrı'nın sevgisini hissediyorum."
16:28
But since they asked me that question with the word "believe" in it,
356
988548
3202
Ama bana bu soruyu İNANIYOR MUSUN? diye sordukları için
16:31
somehow it was all different,
357
991774
1458
her şey farklıydı,
16:33
because I wasn't exactly sure if I believed what I so clearly felt.
358
993256
5744
çünkü bu açıkça hissettiğim şeye inanıp inanmadığımdan emin değildim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7