When ideas have sex | Matt Ridley

Matt Ridley: Fikirler seks yaptığında

396,905 views ・ 2010-07-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Orhan Kalayci Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
When I was a student here in Oxford in the 1970s,
0
16260
3000
1970'de burada Oxford'da öğrenci iken
00:19
the future of the world was bleak.
1
19260
3000
dünyanın geleceği kötü görünüyordu.
00:22
The population explosion was unstoppable.
2
22260
2000
Nüfus artışı durdurulamıyordu.
00:24
Global famine was inevitable.
3
24260
2000
Küresel kıtlık kaçınılmazdı.
00:26
A cancer epidemic caused by chemicals in the environment
4
26260
3000
Çevredeki kimyasallardan oluşacak kanser salgınları
00:29
was going to shorten our lives.
5
29260
3000
yaşam süremizi kısaltacaktı.
00:32
The acid rain was falling on the forests.
6
32260
3000
Ormanlara asit yağmurları yağıyordu.
00:35
The desert was advancing by a mile or two a year.
7
35260
2000
Çöller her yıl bir yada iki mil büyüyordu
00:37
The oil was running out,
8
37260
2000
Petrol bitiyordu.
00:39
and a nuclear winter would finish us off.
9
39260
3000
Ve nükleer kış bizi bitirecekti.
00:42
None of those things happened,
10
42260
2000
Bunların hiçbiri olmadı.
00:44
(Laughter)
11
44260
2000
(Gulusmeler)
00:46
and astonishingly, if you look at what actually happened in my lifetime,
12
46260
3000
Ancak, sadece benim yaşam sürem içinde inanılmaz şeyler oldu.
00:49
the average per-capita income
13
49260
3000
Gezegen üzerinde yaşayan orta sınıf insanların
00:52
of the average person on the planet,
14
52260
2000
ortalama geliri
00:54
in real terms, adjusted for inflation,
15
54260
2000
gerçek değeri ile yani enflasyona göre düzeltilmiş olarak
00:56
has tripled.
16
56260
2000
üç kat arttı.
00:58
Lifespan is up by 30 percent in my lifetime.
17
58260
3000
Ben hayattayken ortalama ömür üç kat arttı.
01:01
Child mortality is down by two-thirds.
18
61260
3000
Çocuk ölümleri üçte iki oranında azaldı.
01:04
Per-capita food production
19
64260
2000
Kişi başına gıda üretimi
01:06
is up by a third.
20
66260
2000
üç kat arttı.
01:08
And all this at a time when the population has doubled.
21
68260
3000
Ve bütün bunlar nüfus iki kat artmasına rağmen oldu.
01:11
How did we achieve that, whether you think it's a good thing or not?
22
71260
2000
Bunlar iyi mi kötü mü bir yana - bunu nasıl başardık?
01:13
How did we achieve that?
23
73260
2000
Nasıl başardık bunu?
01:15
How did we become
24
75260
2000
Sayısı arttıkça
01:17
the only species
25
77260
2000
rahatı artan
01:19
that becomes more prosperous
26
79260
2000
tek yasam türü olmayı
01:21
as it becomes more populous?
27
81260
2000
nasıl başardık?
01:23
The size of the blob in this graph represents the size of the population,
28
83260
3000
Bu grafikte dairelerin boyutu nüfusu buyuklugunu gosterir
01:26
and the level of the graph
29
86260
2000
Grafikte daha yüksekte olmak
01:28
represents GDP per capita.
30
88260
2000
kisi basına milli gelirin daha yuksek olduğu anlamına gelir.
01:30
I think to answer that question
31
90260
2000
Sanırım az önceki soruyu cevaplayabilmek için
01:32
you need to understand
32
92260
2000
şunu anlamak gerekli
01:34
how human beings bring together their brains
33
94260
3000
insanlar beyinlerini nasıl bir araya getiriyorlar
01:37
and enable their ideas to combine and recombine,
34
97260
3000
ve fikirlerin bir araya gelip birleşmesini, yani
01:40
to meet and, indeed, to mate.
35
100260
3000
fikirlerin ciftlesmesini nasıl sağlıyorlar.
01:43
In other words, you need to understand
36
103260
2000
Diğer bir deyişle, şunu anlamamız gerekiyor
01:45
how ideas have sex.
37
105260
2000
fikirler nasıl seks yapar.
01:48
I want you to imagine
38
108260
2000
Şunu düşünmenizi istiyorum sizden,
01:50
how we got from making objects like this
39
110260
3000
nasıl oldu da bu şekil nesneler yapmaktan
01:53
to making objects like this.
40
113260
3000
şu şekilde nesneler yapmaya geçebildik.
01:56
These are both real objects.
41
116260
2000
Bunların ikisi de gercek nesneler.
01:58
One is an Acheulean hand axe from half a million years ago
42
118260
2000
Bir tanesi yarım milyon yıl önce yapılmış bir el baltası,
02:00
of the kind made by Homo erectus.
43
120260
3000
Homo erektus lar tarafından yapılmış.
02:03
The other is obviously a computer mouse.
44
123260
2000
Öteki de elbette bir bilgisayar faresi.
02:05
They're both exactly the same size and shape to an uncanny degree.
45
125260
3000
Bir açıdan bakıldığında ikisi de aynı büyüklükte ve şekilde görünüyor.
02:08
I've tried to work out which is bigger,
46
128260
3000
Hangisinin daha büyük olduğunu anlamaya çalıştım
02:11
and it's almost impossible.
47
131260
2000
şaşırtıcı bir sekilde ikisi de aynı
02:13
And that's because they're both designed to fit the human hand.
48
133260
2000
Bunun sebebi ikisinin de insan eline sığacak sekilde tasarlanmış olması
02:15
They're both technologies. In the end, their similarity is not that interesting.
49
135260
3000
İkisi de teknik aletler. Dolayısı ile benzer ozelliklere sahip olmaları o kadar da şaşırtıcı değil.
02:18
It just tells you they were both designed to fit the human hand.
50
138260
2000
Sonuçta ikisi de insan eline sığacak sekilde tasarlanmış.
02:20
The differences are what interest me,
51
140260
2000
Benim asıl ilgilendiğim şey bunların arasında farklılıklar.
02:22
because the one on the left was made to a pretty unvarying design
52
142260
3000
Çünkü soldaki nesne pek değişmeyen bir tasarıma sahip
02:25
for about a million years --
53
145260
2000
yaklaşık bir milyon yıldır,
02:27
from one-and-a-half million years ago to half a million years ago.
54
147260
3000
bundan bir buçuk ila yarım milyon yıl önce yapılmış bir nesne.
02:30
Homo erectus made the same tool
55
150260
3000
Homo erektus aynı aleti yaklaşık
02:33
for 30,000 generations.
56
153260
2000
30,000 nesildir yapıyor.
02:35
Of course there were a few changes,
57
155260
2000
Elbette bazı ufak tefek degisiklikler oldu
02:37
but tools changed slower than skeletons in those days.
58
157260
3000
fakat o tarihlerde aletler iskeletlerden daha yavas degisiyordu.
02:40
There was no progress, no innovation.
59
160260
2000
İlerleme ve icat yok idi.
02:42
It's an extraordinary phenomenon, but it's true.
60
162260
2000
Bu inanılmaz bir şey ama doğru.
02:44
Whereas the object on the right is obsolete after five years.
61
164260
3000
Sağdaki nesne ise 5 yıl icinde kullanimdan kalkacak.
02:47
And there's another difference too,
62
167260
2000
Bir başka farklılık daha var.
02:49
which is the object on the left is made from one substance.
63
169260
2000
soldaki nesne sadece bir tip malzemeden yapılmış.
02:51
The object on the right is made from
64
171260
2000
Sağdaki nesnenin yapılması için ise
02:53
a confection of different substances,
65
173260
2000
bir çok malzemenin bir araya gelmesi gerekli
02:55
from silicon and metal and plastic and so on.
66
175260
3000
silikondan metale ve plastige, vb.
02:58
And more than that, it's a confection of different ideas,
67
178260
3000
Daha da önemlisi bunun için farklı fikirlerin bir araya gelmesi gerekir
03:01
the idea of plastic, the idea of a laser,
68
181260
2000
plastik fikri, lazer fikri
03:03
the idea of transistors.
69
183260
2000
transistör fikri gibi
03:05
They've all been combined together in this technology.
70
185260
3000
Bu teknolojinin içinde bütün bunlar bir araya getirilmiştir.
03:08
And it's this combination,
71
188260
2000
Ve bütün bu bir araya geliş,
03:10
this cumulative technology, that intrigues me,
72
190260
3000
İşte beni etkileyen şey, bu bütünsel teknolojidir.
03:13
because I think it's the secret to understanding
73
193260
3000
Çünkü sanırım bu, şu sırrı anlamamıza yardımcı olacak,
03:16
what's happening in the world.
74
196260
2000
dünyada neler oluyor?
03:18
My body's an accumulation of ideas too:
75
198260
3000
Benim vücudum da fikirlerin bir araya gelmesinden oluştu,
03:21
the idea of skin cells, the idea of brain cells, the idea of liver cells.
76
201260
3000
Deri hücreleri fikri, beyin hücreleri fikri ve karaciğer hücreleri fikri gibi,
03:24
They've come together.
77
204260
2000
Bütün bunlar biraraya geldi.
03:26
How does evolution do cumulative, combinatorial things?
78
206260
3000
Evrim şeyleri nasıl biraraya getiriyor ve onları bütünleştiriyor?
03:29
Well, it uses sexual reproduction.
79
209260
3000
Evet, bunun için cinsel uremeyi kullanıyor.
03:32
In an asexual species, if you get two different mutations in different creatures,
80
212260
3000
Cinsellik olmayan türlerde, eğer iki değişik tür içinde farklı mutasyonlar varsa elinizde
03:35
a green one and a red one,
81
215260
2000
Mesela elinizde bir yeşil bir de kırmızı bir tür olsun,
03:37
then one has to be better than the other.
82
217260
2000
bu durumda birinin digerinden daha iyi olması gereklidir.
03:39
One goes extinct for the other to survive.
83
219260
2000
Birinin hayatta kalması için digerinin yok olması gerekecek.
03:41
But if you have a sexual species,
84
221260
2000
Fakat bunlar cinsiyeti olan türlerden olsalardı eğer
03:43
then it's possible for an individual
85
223260
2000
o zaman bir birey için
03:45
to inherit both mutations
86
225260
2000
her iki mutasyonu miras almak
03:47
from different lineages.
87
227260
2000
ve her iki türü de temsil etmek mümkün olabilecek idi.
03:49
So what sex does is it enables the individual
88
229260
3000
Yani cinsiyet bireyler için şunu mümkün kılmaktadır:
03:52
to draw upon
89
232260
2000
bütün türlerden
03:54
the genetic innovations of the whole species.
90
234260
3000
genetik yenilikler miras almak ve yeni türler oluşturmak.
03:57
It's not confined to its own lineage.
91
237260
2000
Bu sadece, biyolojik türler için geçerli değildir.
03:59
What's the process that's having the same effect
92
239260
2000
Aynı süreç, kültürlerin evrimi üzerinde de
04:01
in cultural evolution
93
241260
2000
etkilidir,
04:03
as sex is having in biological evolution?
94
243260
3000
Cinsiyetin biyolojik canlılar üzerindeki etkisi gibi
04:06
And I think the answer is exchange,
95
246260
2000
Ve sanırım cevap: Alışveriş yapabilmek
04:08
the habit of exchanging one thing for another.
96
248260
3000
bir şeyi diğer şey ile değiştirme alışkanlığı
04:11
It's a unique human feature.
97
251260
2000
Bu sadece insanlara özgü bir seydir.
04:13
No other animal does it.
98
253260
2000
Başka hiçbir hayvan bunu yapmaz.
04:15
You can teach them in the laboratory to do a little bit of exchange --
99
255260
2000
Laboratuvar ortamında bir miktar alışveriş öğretilebilir,
04:17
and indeed there's reciprocity in other animals --
100
257260
2000
Gerçekten de diğer hayvanlarda alma alışkanlığı vardır.
04:19
But the exchange of one object for another never happens.
101
259260
3000
Fakat bir nesneyi baska bir nesne ile değiş tokuş hiçbir zaman olmaz.
04:22
As Adam Smith said, "No man ever saw a dog
102
262260
2000
Adam Smith'in dediği gibi "hiç bir insan,
04:24
make a fair exchange of a bone with another dog."
103
264260
3000
bir köpeğin diğer bir köpekle kayda deger bir kemik alışverişi yaptığını gormemiştir."
04:27
(Laughter)
104
267260
3000
(gulusmeler)
04:30
You can have culture without exchange.
105
270260
2000
İçinde alışveriş olmayan kültürler olabilir.
04:32
You can have, as it were, asexual culture.
106
272260
2000
İçinde cinsellik olmayan kültürler de olabilir.
04:34
Chimpanzees, killer whales, these kinds of creatures, they have culture.
107
274260
3000
Sempazeler, katil balinalar ve bu tür yaratıkların kültürleri vardır.
04:37
They teach each other traditions
108
277260
2000
Birbirlerine öğrettikleri gelenekleri vardır,
04:39
which are handed down from parent to offspring.
109
279260
2000
nesilden nesile gecen.
04:41
In this case, chimpanzees teaching each other
110
281260
2000
Mesela, şempazeler birbirlerine
04:43
how to crack nuts with rocks.
111
283260
2000
findiklari kaya kullanarak nasıl kiracaklarini öğretirler.
04:45
But the difference is
112
285260
2000
Fakat buradaki fark
04:47
that these cultures never expand, never grow,
113
287260
2000
bu kültürler hiç bir zaman büyümezler ve gelişmezler,
04:49
never accumulate, never become combinatorial,
114
289260
2000
Hiçbir zaman bir birikim ya da çeşitlilik göstermezler.
04:51
and the reason is because
115
291260
2000
Ve bunun sebebi
04:53
there is no sex, as it were,
116
293260
2000
fikir hayatlarinda seks olmamasıdır
04:55
there is no exchange of ideas.
117
295260
2000
fikir alisverişi olmamasıdır.
04:57
Chimpanzee troops have different cultures in different troops.
118
297260
3000
Şempanze topluluklarının değişik topluluklarda değişik kültürleri vardır.
05:00
There's no exchange of ideas between them.
119
300260
3000
Fakat aralarında hiçbir fikir alışverişi olmaz.
05:03
And why does exchange raise living standards?
120
303260
2000
Acaba neden fikir alışverişi hayat standartını yükseltir?
05:05
Well, the answer came from David Ricardo in 1817.
121
305260
3000
Bunun cevabı Daviv Ricardo tarafından 1817 yılında verilmişti.
05:08
And here is a Stone Age version of his story,
122
308260
2000
İşte size hikayemizin taş devri sürümü
05:10
although he told it in terms of trade between countries.
123
310260
3000
Bunu ülkeler arasındaki ticaret yönünden ele alsa da
05:13
Adam takes four hours to make a spear and three hours to make an axe.
124
313260
3000
Diyelim mi, Ahmet'in bir balta yapması 3 saat ve onun sabını yapması da 4 saatini alıyor
05:16
Oz takes one hour to make a spear and two hours to make an axe.
125
316260
3000
Mehmet, baltayı 2 saatte ve sabını da 1 saat de yapıyor diyelim
05:19
So Oz is better at both spears and axes than Adam.
126
319260
3000
Yani Mehmet hem balta hem de sapını yapma yönünden Ahmetten daha iyi
05:22
He doesn't need Adam.
127
322260
2000
Ahmet'e ihtiyacı yok
05:24
He can make his own spears and axes.
128
324260
2000
Hem baltasını hem de sapını kendi yapabilir
05:26
Well no, because if you think about it,
129
326260
2000
Biraz düşünürsek öyle olmadığını görürüz.
05:28
if Oz makes two spears and Adam make two axes,
130
328260
2000
Eger Mehmet iki sap ve Ahmet de iki balta yapar ve
05:30
and then they trade,
131
330260
2000
bunları aralarında değiş tokuş ederler ise
05:32
then they will each have saved an hour of work.
132
332260
3000
bu durumda her ikisi de bir saatlik işten tasarruf etmiş olurlar
05:35
And the more they do this, the more true it's going to be,
133
335260
3000
Bunu ne kadar çok yaparlar ise karları o kadar çok olur
05:38
because the more they do this, the better Adam is going to get at making axes
134
338260
3000
Çünkü bunu ilerlettikçe, Ahmet daha iyi baltalar yapacak
05:41
and the better Oz is going to get at making spears.
135
341260
2000
ve Mehmet de daha iyi saplar yapacaktır.
05:43
So the gains from trade are only going to grow.
136
343260
2000
Böylece ticaret herkes için hep daha çok fayda getirecektir
05:45
And this is one of the beauties of exchange,
137
345260
2000
Ve bu alışverişin faydalarından sadece bir tanesidir
05:47
is it actually creates the momentum
138
347260
2000
Aslında böylece daha fazla uzmanlaşma için
05:49
for more specialization,
139
349260
2000
bir hareket yaratılmış olur,
05:51
which creates the momentum for more exchange and so on.
140
351260
3000
bu da alışveriş için daha fazla istek yaratır ve böylece devam eder.
05:54
Adam and Oz both saved an hour of time.
141
354260
2000
Ahmet ve Mehmet her ikisi de bir saat kazanmış olurlar.
05:56
That is prosperity, the saving of time
142
356260
2000
Bu zenginleşme, zaman kazanma ve
05:58
in satisfying your needs.
143
358260
3000
ihtiyaçların karşılanmasıdır.
06:01
Ask yourself how long you would have to work
144
361260
2000
Şunu düşünmenizi istiyorum,
06:03
to provide for yourself
145
363260
3000
bu akşam bir saat okuma ışığı
06:06
an hour of reading light this evening to read a book by.
146
366260
3000
elde etmek için ne kadar süre çalışmanız gerekir.
06:09
If you had to start from scratch, let's say you go out into the countryside.
147
369260
3000
En baştan başlamak gerekir ise, bir köye gidip
06:12
You find a sheep. You kill it. You get the fat out of it.
148
372260
2000
Bir koyun bulmanız, onu öldürmeniz ve yağını çıkartmanız gerekir
06:14
You render it down. You make a candle, etc. etc.
149
374260
3000
Yağı damıtır ve bir mum yaparsınız, vb.
06:17
How long is it going to take you? Quite a long time.
150
377260
2000
Bunu yapmanız ne kadar vaktinizi alır? Epey bir vaktinizi alır.
06:19
How long do you actually have to work
151
379260
2000
Bir saatlik okuma ışığını elde etmek için
06:21
to earn an hour of reading light
152
381260
2000
gerçekten de kaç saat çalışmanız gerek
06:23
if you're on the average wage in Britain today?
153
383260
2000
Eger bugün İngiltere'de yaşayan biri iseniz
06:25
And the answer is about half a second.
154
385260
3000
Cevap: yarım saniye kadardır.
06:28
Back in 1950,
155
388260
2000
1950 lerde
06:30
you would have had to work for eight seconds on the average wage
156
390260
2000
ortalama maaşı düşünürsek 8 saniye çalışmanız gerekecekti,
06:32
to acquire that much light.
157
392260
2000
gerekli ışığı satın almak için.
06:34
And that's seven and a half seconds of prosperity that you've gained
158
394260
3000
1950 den bugüne aradaki 7 buçuk saniyelik farkı
06:37
since 1950, as it were,
159
397260
2000
kazanmış olduk.
06:39
because that's seven and a half seconds in which you can do something else,
160
399260
3000
Şu anda bu 7.5 saniyelik tasarruf ile başka bir şey yapabiliriz.
06:42
or you can acquire another good or service.
161
402260
2000
Ya da başka bir şey ya da hizmet satın alabilirsiniz.
06:44
And back in 1880,
162
404260
2000
1880 lere geri gidersek
06:46
it would have been 15 minutes
163
406260
2000
Aynı miktar ışığı satın almak için
06:48
to earn that amount of light on the average wage.
164
408260
2000
ortama ücreti baz alırsak 15 dakika çalışmak gerekecekti.
06:50
Back in 1800,
165
410260
2000
1800 lerde
06:52
you'd have had to work six hours
166
412260
2000
6 saat çalışmak gerekecekti,
06:54
to earn a candle that could burn for an hour.
167
414260
3000
bir saat boyunca yanacak bir mum almak için.
06:57
In other words, the average person on the average wage
168
417260
2000
Diğer bir deyişle, 1800 lerde ortalama bir insan
06:59
could not afford a candle in 1800.
169
419260
3000
bir mum alabilecek kadar zengin değildi.
07:02
Go back to this image of the axe and the mouse,
170
422260
3000
El baltası ve fare benzetmesine geri dönecek olursak,
07:05
and ask yourself: "Who made them and for who?"
171
425260
3000
kendimize şunu soralım: "Bunları kim yaptı ve kimin için yaptı?"
07:08
The stone axe was made by someone for himself.
172
428260
2000
Taş baltayı birisi kendisi için yapmıştır
07:10
It was self-sufficiency.
173
430260
2000
Kendi kendine yeterli idi yani,
07:12
We call that poverty these days.
174
432260
2000
Bu günlerde buna fakirlik diyoruz.
07:14
But the object on the right
175
434260
2000
Fakat sağdaki nesne
07:16
was made for me by other people.
176
436260
3000
diğer insanlar tarafından benim için yapılmıştır.
07:19
How many other people?
177
439260
2000
Kaç kişi sizce?
07:21
Tens? Hundreds? Thousands?
178
441260
2000
Onlarca? Yüzlerce? Binlerce?
07:23
You know, I think it's probably millions.
179
443260
2000
Biliyor musunuz? Bence milyonlarca.
07:25
Because you've got to include the man who grew the coffee,
180
445260
2000
Çünkü, plastiği yapmak için kullanılan petrolu
07:27
which was brewed for the man who was on the oil rig,
181
447260
3000
çıkartmak için petrol kuyusunda çalışan kişinin
07:30
who was drilling for oil, which was going to be made into the plastic, etc.
182
450260
3000
içtiği kahveyi yapan kişiyi de hesaba katmak gerekli.
07:33
They were all working for me,
183
453260
2000
Bunların hepsi benim için çalıştılar,
07:35
to make a mouse for me.
184
455260
2000
benim için bir fare yapmak için.
07:37
And that's the way society works.
185
457260
3000
Ve bu toplumun çalışma şeklidir.
07:40
That's what we've achieved as a species.
186
460260
3000
Bu bizim türümüzün ulaştığı bir başarıdır.
07:44
In the old days, if you were rich,
187
464260
2000
Eskiden eğer zenginseniz,
07:46
you literally had people working for you.
188
466260
2000
kelimenin tam anlamı ile sizin için çalışan insanlarınız var demekti.
07:48
That's how you got to be rich; you employed them.
189
468260
2000
Bu aynı zamanda zengin olma yönteminizdir, onları kendiniz için çalıştırırsınız.
07:50
Louis XIV had a lot of people working for him.
190
470260
2000
14. Lui için çalışan pek çok kişi vardı.
07:52
They made his silly outfits, like this,
191
472260
2000
Onun giydiği bu aptal görünüşlü kiyafetleri yapmak için,
07:54
(Laughter)
192
474260
2000
(gülüşmeler)
07:56
and they did his silly hairstyles, or whatever.
193
476260
3000
Ve bu şekilde aptal saç şekilleri ve daha bir çok şey.
07:59
He had 498 people
194
479260
2000
Sadece akşam yemekleri için
08:01
to prepare his dinner every night.
195
481260
2000
her gece 498 kişi çalışıyordu.
08:03
But a modern tourist going around the palace of Versailles
196
483260
2000
Fakat bugün çağdaş bir turist Versay sarayına gidip
08:05
and looking at Louis XIV's pictures,
197
485260
3000
14.Lui'nin resimlerine bakarken
08:08
he has 498 people doing his dinner tonight too.
198
488260
2000
onun için de 498 kişi akşam yemeği hazırlıyor.
08:10
They're in bistros and cafes and restaurants
199
490260
2000
Çalışanlar Paris genelinde Bistro,
08:12
and shops all over Paris,
200
492260
2000
kafe ve lokantalarda çalışıyorlar.
08:14
and they're all ready to serve you at an hour's notice with an excellent meal
201
494260
3000
Bir saat önceden haber verdiğinizde size hizmet etmeye hazır
08:17
that's probably got higher quality
202
497260
2000
harika bir yemek ve hatta daha yüksek bir kalitede
08:19
than Louis XIV even had.
203
499260
2000
14. Lui'nin yediğinden
08:21
And that's what we've done, because we're all working for each other.
204
501260
3000
Ve bu bizim iş yapış şeklimizdir, hepimiz bir diğerimiz için çalışıyoruz.
08:24
We're able to draw upon specialization and exchange
205
504260
3000
Hepimiz uzmanlaşma ve alışveriş konusunda
08:27
to raise each other's living standards.
206
507260
3000
diğerlerinin hayat standartını yükseltmek için çalışıyoruz.
08:30
Now, you do get other animals working for each other too.
207
510260
3000
Diğer hayvanlar için çalışan hayvanlar da var.
08:33
Ants are a classic example; workers work for queens and queens work for workers.
208
513260
3000
Karıncalar klasik örnektir: İşçi karıncalar kraliçe için çalışır, kraliçe de onlar için.
08:36
But there's a big difference,
209
516260
2000
Fakat arada çok büyük bir fark var,
08:38
which is that it only happens within the colony.
210
518260
2000
bu sadece bir karınca topluluğu içinde olur.
08:40
There's no working for each other across the colonies.
211
520260
2000
Karınca toplulukları arasında birbirleri için çalışma yoktur.
08:42
And the reason for that is because there's a reproductive division of labor.
212
522260
3000
Ve bunun sebebi üreme işi belli bir zümreye ait olmasından kaynaklanır
08:45
That is to say, they specialize with respect to reproduction.
213
525260
3000
Yani, üreme işinde uzmanlaşmışlar
08:48
The queen does it all.
214
528260
2000
Kraliçe bütün işi yapar.
08:50
In our species, we don't like doing that.
215
530260
2000
Bizim türümüzde, biz bundan hoşlanmayız.
08:52
It's the one thing we insist on doing for ourselves, is reproduction.
216
532260
3000
Eğer kendimizin yapmasında ısrar edeceğimiz bir şey varsa o da üremedir.
08:55
(Laughter)
217
535260
3000
(gülüşmeler)
08:58
Even in England, we don't leave reproduction to the Queen.
218
538260
3000
İngiltere'de bile üreme işine sadece kraliçeye bırakmayız.
09:01
(Applause)
219
541260
4000
(alkışlar)
09:05
So when did this habit start?
220
545260
2000
Peki bu alışkanlık ne zaman başladı?
09:07
And how long has it been going on? And what does it mean?
221
547260
2000
Ve ne kadar süre devam edecek? Ve bunun anlamı nedir?
09:09
Well, I think, probably, the oldest version of this
222
549260
3000
Sanırım, bunun en eski şekli
09:12
is probably the sexual division of labor.
223
552260
2000
üreme konusunda iş bölümüdür.
09:14
But I've got no evidence for that.
224
554260
2000
Bu konuda hiçbir kanıtım yok.
09:16
It just looks like the first thing we did
225
556260
2000
Bu yaptığımız ilk şey gibi görünüyor sadece
09:18
was work male for female and female for male.
226
558260
3000
yani kadının erkek ve erkeğin de kadın için bir iş yapması
09:21
In all hunter-gatherer societies today,
227
561260
2000
Bütün avcı topluluklarda bugün
09:23
there's a foraging division of labor
228
563260
2000
şöyle bir iş bölümü vardır
09:25
between, on the whole, hunting males and gathering females.
229
565260
2000
bütün toplum avcı erkekler ve toplama işini yapan kadınlardan oluşur
09:27
It isn't always quite that simple,
230
567260
2000
Aslında tam olarak bu kadar basit değil.
09:29
but there's a distinction between
231
569260
2000
Fakat kadın ve erkek rollerinin özellikleri
09:31
specialized roles for males and females.
232
571260
2000
arasında kesin farklılıklar vardır.
09:33
And the beauty of this system
233
573260
2000
Ve bu sistemin güzelliği
09:35
is that it benefits both sides.
234
575260
3000
her iki taraf da bundan fayda sağlar.
09:38
The woman knows
235
578260
2000
Kadın bilir ki,
09:40
that, in the Hadzas' case here --
236
580260
2000
Hadza'nın durumundan bahsediyorum
09:42
digging roots to share with men in exchange for meat --
237
582260
2000
erkeklerden ile bitki kökü karşılığında et alabilir
09:44
she knows that all she has to do to get access to protein
238
584260
3000
proteine ulaşmak için yapması gerekenin ne olduğunu bilir
09:47
is to dig some extra roots and trade them for meat.
239
587260
3000
fazladan bitki kökü toplamak ve onları ile et ile değiş tokuş etmek
09:50
And she doesn't have to go on an exhausting hunt
240
590260
2000
bunun için yorucu bir ava çıkmak zorunda değildir
09:52
and try and kill a warthog.
241
592260
2000
ya da yaban domuzu öldürmek
09:54
And the man knows that he doesn't have to do any digging
242
594260
2000
Ve erkek de bilirki bitki köklerine ulaşmak için
09:56
to get roots.
243
596260
2000
toprağı kazması gerekmez.
09:58
All he has to do is make sure that when he kills a warthog
244
598260
2000
Bilir ki, yapması gereken tek şey bir yaban domuzu öldürdüğünde
10:00
it's big enough to share some.
245
600260
2000
değiş tokuş yapacak kadar büyük olmalıdır
10:02
And so both sides raise each other's standards of living
246
602260
3000
Böylece her iki taraf da birbirlerinin hayat standartlarını yükseltmiş olur
10:05
through the sexual division of labor.
247
605260
2000
cinseyete dayalı bir işbölümü sayesinde
10:07
When did this happen? We don't know, but it's possible
248
607260
3000
Bu ne zaman oldu, bilmiyoruz, fakat bir ihtimal
10:10
that Neanderthals didn't do this.
249
610260
2000
mağara adamları bunu yapmadı.
10:12
They were a highly cooperative species.
250
612260
2000
Onlar da çok işbirliği yapan türlerdi.
10:14
They were a highly intelligent species.
251
614260
2000
Çok zeki bir türdüler
10:16
Their brains on average, by the end, were bigger than yours and mine
252
616260
2000
Beyinlerinin ortalama büyüklüğü, bugün bu odada oturan, sizin ve benimkinden
10:18
in this room today.
253
618260
2000
daha büyüktü
10:20
They were imaginative. They buried their dead.
254
620260
2000
Yaratıcı idiler. Ölülerini yakarlardı.
10:22
They had language, probably,
255
622260
2000
Bir ihtimal bir dilleri vardı,
10:24
because we know they had the FOXP2 gene of the same kind as us,
256
624260
2000
çünkü bizim gibi FOXP2 genleri olduğunu biliyoruz
10:26
which was discovered here in Oxford.
257
626260
2000
burada bu Oxford'da keşfetilmişti
10:28
And so it looks like they probably had linguistic skills.
258
628260
3000
Ve dil yetenekleri var gibi görünüyor.
10:31
They were brilliant people. I'm not dissing the Neanderthals.
259
631260
3000
Parlak insanlardı. Mağara adamlarına saygısızlık yapmak istemiyorum.
10:35
But there's no evidence
260
635260
2000
Fakat cinsiyete dayalı bir iş bölümü yaptıklarına
10:37
of a sexual division of labor.
261
637260
2000
dair bir ip ucu yoktur.
10:39
There's no evidence of gathering behavior by females.
262
639260
3000
Dişilerin toplama yaptıklarına dair bir kanıt bulunamadı.
10:42
It looks like the females were cooperative hunters with the men.
263
642260
3000
Dişiler de erkekler ile birlikte ava gidihyor gibi görünüyor.
10:46
And the other thing there's no evidence for
264
646260
2000
Ve elimizde kanıt olmayan bir diğer şey de
10:48
is exchange between groups,
265
648260
2000
topluluklar arasında bir alış verişin olduğu.
10:51
because the objects that you find in Neanderthal remains,
266
651260
3000
Çünkü mağara adamlarından günümüze kalan nesnelerin
10:54
the tools they made,
267
654260
2000
yani kullandıkları araçların
10:56
are always made from local materials.
268
656260
2000
hep yerel malzemelerden yapıldığını görüyoruz.
10:58
For example, in the Caucasus
269
658260
2000
Örneğin, Kafkaslarda
11:00
there's a site where you find local Neanderthal tools.
270
660260
3000
mağara adamlarının kullandığı yerel araçlar bulunduğunda
11:03
They're always made from local chert.
271
663260
2000
bunların hepsi yerel kayalardan yapıldığını görüyoruz.
11:05
In the same valley there are modern human remains
272
665260
2000
Aynı alanda modern insan kalıntıları da var
11:07
from about the same date, 30,000 years ago,
273
667260
2000
aynı tarihlerden kalmış, 30bin yıl öncesinden
11:09
and some of those are from local chert,
274
669260
2000
bunların da bir kısmı yerel kayalardan yapılmış
11:11
but more -- but many of them are made
275
671260
2000
ancak daha fazlası
11:13
from obsidian from a long way away.
276
673260
2000
çok uzaklardan gelen kayalardan yapılmıştır.
11:15
And when human beings began
277
675260
2000
Ve insanlar nesneleri kendi aralarında
11:17
moving objects around like this,
278
677260
2000
dolaştırmaya başlatıklarında
11:19
it was evidence that they were exchanging between groups.
279
679260
3000
bu topluluklar arası alış verişin yapıldığına dair kanıt oluşturmaktadır
11:22
Trade is 10 times as old as farming.
280
682260
3000
Ticaret tarımdan 10 kat daha yaşlıdır
11:25
People forget that. People think of trade as a modern thing.
281
685260
3000
İnsanlar bunu unutuyor. İnsanlar ticareti yeni bir şey sanıyorlar.
11:28
Exchange between groups has been going on
282
688260
2000
Topluluklar arası alışveriş
11:30
for a hundred thousand years.
283
690260
3000
yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor.
11:33
And the earliest evidence for it crops up
284
693260
2000
İlk ortaya çıkışına ait kanıtlar
11:35
somewhere between 80 and 120,000 years ago in Africa,
285
695260
3000
Afrika'da yaklaşık 80 ile 120 bin yıl öncesine uzanmaktadır
11:38
when you see obsidian and jasper and other things
286
698260
3000
o tarihlerde Etiyopya'dan çok uzaklara taşınmış
11:41
moving long distances in Ethiopia.
287
701260
3000
volkanik kayalar, yeşim taşı ve başka şeyler görüyoruz.
11:44
You also see seashells --
288
704260
2000
Ayrıca burada Oxford'da bir ekip tarafından
11:46
as discovered by a team here in Oxford --
289
706260
2000
yapılan bir keşif ile akdeniz kıyılarından
11:48
moving 125 miles inland
290
708260
2000
Cezayir'den 125 kilometre içeri taşınmş
11:50
from the Mediterranean in Algeria.
291
710260
3000
deniz kabukları bulunmuştur.
11:53
And that's evidence that people
292
713260
2000
Bu da insan topluluklarının
11:55
have started exchanging between groups.
293
715260
2000
aralarında alışveriş yaptıklarının kanıtıdır.
11:57
And that will have led to specialization.
294
717260
2000
Bu da onları uzmanlaşmaya itmektedir.
11:59
How do you know that long-distance movement
295
719260
2000
Peki bu uzun mesafeli hareketlerin bir göç değil de
12:01
means trade rather than migration?
296
721260
3000
alışverişi gösterdiğini nereden biliyoruz?
12:04
Well, you look at modern hunter gatherers like aboriginals,
297
724260
2000
Bugün, yerliler gibi modern avcı ve toplayıcılara baktığımızda
12:06
who quarried for stone axes at a place called Mount Isa,
298
726260
3000
Mt. Isa denilen yerdeki kayalardan yapılmış baltalara sahip
12:09
which was a quarry owned by the Kalkadoon tribe.
299
729260
3000
bunlara Kalkadoon kabilesi deniyor.
12:12
They traded them with their neighbors
300
732260
2000
Bunları iğneli kolyeler için komşuları ile
12:14
for things like stingray barbs,
301
734260
2000
değiş tokuş ettiklerini görüyoruz.
12:16
and the consequence was that stone axes
302
736260
2000
Ve sonuç olarak bu kayadan yapılmış baltaları
12:18
ended up over a large part of Australia.
303
738260
2000
Avustralya'nın büyük bir kısmında görüyoruz.
12:20
So long-distance movement of tools
304
740260
2000
Böylece uzun mesefaler dolaşan araçların
12:22
is a sign of trade, not migration.
305
742260
3000
bir göç sonucu değil alışveriş sonucu olduğunu anlıyoruz.
12:25
What happens when you cut people off from exchange,
306
745260
3000
İnsanların ticaret yapmasını engellersek ne olur,
12:28
from the ability to exchange and specialize?
307
748260
3000
ya da alışveriş yeteneklerini veya uzmanlaşmalarını
12:31
And the answer is that
308
751260
2000
Cevap şöyle bir şey olur
12:33
not only do you slow down technological progress,
309
753260
2000
Sadece teknolojik gelişme yavaşlamak ile kalmaz
12:35
you can actually throw it into reverse.
310
755260
3000
aslında gelişme tersine döner
12:38
An example is Tasmania.
311
758260
2000
Tasmanya buna bir örnektir.
12:40
When the sea level rose and Tasmania became an island 10,000 years ago,
312
760260
3000
Deniz seviyesi yükselip Tasmanya bundan 10bin yıl önce bir ada haline geldiğinde
12:43
the people on it not only experienced
313
763260
2000
buradaki insanlar karadakilere göre sadece
12:45
slower progress than people on the mainland,
314
765260
3000
daha yavaş bir ilerleme göstermediler
12:48
they actually experienced regress.
315
768260
2000
aslında daha geriye gittiler
12:50
They gave up the ability to make stone tools
316
770260
2000
Kemiklerden araç yapma yeteneklerinden vaz geçtiler
12:52
and fishing equipment and clothing
317
772260
2000
balıkçılık ve giysi araçlarından vaz geçtiler
12:54
because the population of about 4,000 people
318
774260
3000
çünkü nufusları sadece 4bin kişi idi
12:57
was simply not large enough
319
777260
2000
ve bu kişilerin uzmanlaşması ve
12:59
to maintain the specialized skills
320
779260
2000
böylece sahip oldukları teknolojileri ayakta tutmak için
13:01
necessary to keep the technology they had.
321
781260
3000
yeterince büyük bir sayı değildi.
13:04
It's as if the people in this room were plonked on a desert island.
322
784260
2000
mesela bu odadaki insanlar bir adada mahsur kalsa
13:06
How many of the things in our pockets
323
786260
2000
cebinizdeki araçların kaç tanesini
13:08
could we continue to make after 10,000 years?
324
788260
3000
bundan 10bin yıl sonra daha gelişmis ya da bugünkü gibi görebiliriz.
13:12
It didn't happen in Tierra del Fuego --
325
792260
2000
Tierra del Fuego da aynı şey olmadı
13:14
similar island, similar people.
326
794260
2000
benzer bir ada ve benzer insanlar
13:16
The reason: because Tierra del Fuego
327
796260
2000
Bunun sebebi,çünkü Tierra del Fuego
13:18
is separated from South America by a much narrower straight,
328
798260
3000
Güney Amerika'dan çok ince bir çizgi ile ayrılmıştı
13:21
and there was trading contact across that straight
329
801260
2000
Bu ince çizgi üzerinde 10 bin yıl kadar ticaret
13:23
throughout 10,000 years.
330
803260
2000
devam etti.
13:25
The Tasmanians were isolated.
331
805260
3000
Tasmanyalılar ise yalnız kalmışlardı.
13:28
Go back to this image again
332
808260
2000
Tekrar bu şekle dönelim
13:30
and ask yourself, not only who made it and for who,
333
810260
3000
ve kendimize soralım, kim yapmış ve kimin için yapmış sorularını geçelim
13:33
but who knew how to make it.
334
813260
3000
fakat şunu soralım: Bunu yapmayı kim bilir?
13:36
In the case of the stone axe, the man who made it knew how to make it.
335
816260
3000
Kayadan yapılmış balta için baltayı yapan kişi nasıl yapılacağını bilir.
13:39
But who knows how to make a computer mouse?
336
819260
3000
Fakat bir bilgisayar faresinin nasıl yapılacağını kim bilir?
13:42
Nobody, literally nobody.
337
822260
3000
Hiç kimse, kelimenin tam anlamı ile hiç kimse.
13:45
There is nobody on the planet who knows how to make a computer mouse.
338
825260
3000
Bu gezegende bir bilgisayar faresinin nasıl yapıldığını bilen hiç kimse yoktur.
13:48
I mean this quite seriously.
339
828260
2000
Çok ciddiyim.
13:50
The president of the computer mouse company doesn't know.
340
830260
2000
Bilgisayar faresini yapan şirkerin sahibi/yönetim kurulu başkanı bilmez.
13:52
He just knows how to run a company.
341
832260
3000
O sadece şirketi nasıl yöneteceğini bilir.
13:55
The person on the assembly line doesn't know
342
835260
2000
Üretim hattındaki kişi bilmez,
13:57
because he doesn't know how to drill an oil well
343
837260
2000
çünkü nasıl petrol çıkartmak için kuyu kazılır ve böylece
13:59
to get oil out to make plastic, and so on.
344
839260
3000
nasıl plastik yapılır bilmez.
14:02
We all know little bits, but none of us knows the whole.
345
842260
3000
Hepimiz bir kısım bir şey biliyoruz ama hiçbirimiz bunu bir bütün olarak bilmiyoruz
14:05
I am of course quoting from a famous essay
346
845260
2000
Elbette ünlü bir makaleden bir alıntı yapmam gerekirse
14:07
by Leonard Read, the economist in the 1950s,
347
847260
3000
1950 de Leonard Read tarafından the economist dergisine yazdığı bir makalede,
14:10
called "I, Pencil"
348
850260
2000
"Ben ve kurşun kalem" başlıklı makalesinde
14:12
in which he wrote about how a pencil came to be made,
349
852260
3000
bir kurşun kalemin nasıl üretildiği hakkında yazıyordu
14:15
and how nobody knows even how to make a pencil,
350
855260
3000
ve nasl hiç kimse bir kurşun kalemin gerçekten nasıl yapıldığını bilmediğini yazıyordu,
14:18
because the people who assemble it don't know how to mine graphite,
351
858260
3000
çünkü üretim hattında çalışan insanlar karbon üretmek için nasıl maden kazılması gerektiğini bilmiyordu.
14:21
and they don't know how to fell trees and that kind of thing.
352
861260
3000
Ağaçları nasıl keseceğini ve devireceğini ve bunun gibi şeyleri bilmiyorlardı.
14:24
And what we've done in human society,
353
864260
2000
Ve böylece insan toplumu olarak
14:26
through exchange and specialization,
354
866260
2000
alışveriş ve uzmanlaşma ile
14:28
is we've created
355
868260
2000
şunu yarattık
14:30
the ability to do things that we don't even understand.
356
870260
3000
kendimizin bile anlamadığı şeyler yarattık
14:33
It's not the same with language.
357
873260
2000
Bu dil ile aynı şey değil
14:35
With language we have to transfer ideas
358
875260
2000
Dil ile fikirleri bir yerden başka bir yere
14:37
that we understand with each other.
359
877260
3000
taşır ve böylece birbirimizi anlayabiliriz.
14:40
But with technology,
360
880260
2000
Fakat teknoloji söz konusu olduğunda
14:42
we can actually do things that are beyond our capabilities.
361
882260
2000
yeteneklerimizin ötesinde şeyler yapabiliyoruz.
14:44
We've gone beyond the capacity of the human mind
362
884260
3000
İnsan aklının kapasitesinin sınırlarının ötesine geçtik
14:47
to an extraordinary degree.
363
887260
2000
olağan üstü bir seviyede yaptık bunu
14:49
And by the way,
364
889260
2000
Bu arada
14:51
that's one of the reasons that I'm not interested
365
891260
3000
IQ tartışmaları hiç ilgimi çekmez
14:54
in the debate about I.Q.,
366
894260
2000
işte sebebi budur,
14:56
about whether some groups have higher I.Q.s than other groups.
367
896260
3000
IQ tartışmaları hangi topluluğun diğerlerinden daha zeki olduğu üzerindedir
14:59
It's completely irrelevant.
368
899260
2000
ama sonuçta bu tamamen ilgisiz ve alakasızdır.
15:01
What's relevant to a society
369
901260
3000
Topluluk için önemli olan nedir:
15:04
is how well people are communicating their ideas,
370
904260
3000
önemli olan insanlarin fikirlerini nasil ilettikleri
15:07
and how well they're cooperating,
371
907260
2000
ve nasıl işbirliği yaptıklarıdır
15:09
not how clever the individuals are.
372
909260
2000
tek tek kişilerin ne kadar akıllı olduğu değil.
15:11
So we've created something called the collective brain.
373
911260
2000
Böylece ortak beyin diye bir şey yaratmış olduk
15:13
We're just the nodes in the network.
374
913260
2000
Bizler ağ içindeki noktalar gibiyiz
15:15
We're the neurons in this brain.
375
915260
3000
Bizler beyindeki neronlar gibiyiz.
15:18
It's the interchange of ideas,
376
918260
2000
Fikir alışverişi
15:20
the meeting and mating of ideas between them,
377
920260
2000
fikirlerin karşılaşması ve aralarında çiftleşmesi
15:22
that is causing technological progress,
378
922260
3000
teknolojik ilerlemeyi her seferinde
15:25
incrementally, bit by bit.
379
925260
2000
küçük küçük ilerlemesini sağlıyor
15:27
However, bad things happen.
380
927260
2000
Öte yandan kötü şeyler de oluyor
15:29
And in the future, as we go forward,
381
929260
3000
gelecekte, bizler ilerlemeye devam ettikçe
15:32
we will, of course, experience terrible things.
382
932260
3000
elbette çok kötü şeyler de göreceğiz
15:35
There will be wars; there will be depressions;
383
935260
2000
savaşlar olacak, ekonomik krizler olacak
15:37
there will be natural disasters.
384
937260
2000
doğal afetler olacak.
15:39
Awful things will happen in this century, I'm absolutely sure.
385
939260
3000
Bu yüzyıl içinde çok kötü şeyler olacak, bundan kesinlikle eminim.
15:42
But I'm also sure that, because of the connections people are making,
386
942260
3000
Fakat, şundan eminim, çünkü insanların oluşturduğu bağlantılar
15:45
and the ability of ideas
387
945260
2000
fikirlerin bir araya
15:47
to meet and to mate
388
947260
2000
gelmesi ve çiftleşmesi
15:49
as never before,
389
949260
2000
hiç daha önce olmadığı kadar
15:51
I'm also sure
390
951260
2000
emin olmamı sağlıyor ki
15:53
that technology will advance,
391
953260
2000
teknoloji ilerleyecek
15:55
and therefore living standards will advance.
392
955260
2000
ve böylece hayat standartlarımız gelişecek.
15:57
Because through the cloud,
393
957260
2000
Çünkü bulut teknolojisi sayesinde
15:59
through crowd sourcing,
394
959260
2000
büyük çaplı dış kaynak kullanımı
16:01
through the bottom-up world that we've created,
395
961260
2000
ve aşağıdan yukarı doğru yarattığımız dünya sayesinde
16:03
where not just the elites but everybody
396
963260
3000
sadece elitler değil herkes
16:06
is able to have their ideas
397
966260
2000
fikirlerini paylaşabilmekte
16:08
and make them meet and mate,
398
968260
2000
fikirler karşılaşabilmekte ve çiftleşebilmekte
16:10
we are surely accelerating the rate of innovation.
399
970260
3000
Kesinle yenilikçilik oranımız artarak yükseliyor
16:13
Thank you.
400
973260
2000
Teşekkür ederim.
16:15
(Applause)
401
975260
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7