How to truly listen | Evelyn Glennie

Evelyn Glennie nasıl dinlenir gösteriyor

2,546,938 views ・ 2007-05-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: deniz ilkbasaran Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Sabahın dokuzu gibi bir saatte bir trampet görmek
00:26
I'm not quite sure whether I really want to see a snare drum
0
26063
3637
00:29
at nine o'clock or so in the morning.
1
29724
2072
isteyip istemediğimden pek de emin değilim.
00:31
(Laughter)
2
31820
1398
00:33
But anyway, it's just great to see such a full theater,
3
33242
4070
Ama her neyse, böylesi dolu bir salon görmek harika,
00:37
and really, I must thank Herbie Hancock and his colleagues
4
37336
3285
ve gerçekten Herbie Hancock ve meslektaşlarına
böyle harika bir sunum yaptıkları için teşekkür etmeliyim.
00:40
for such a great presentation.
5
40645
2504
00:43
(Applause)
6
43173
3071
İlginç şeylerden biri, tabii ki
00:46
One of the interesting things, of course,
7
46268
2186
o enstrüman üzerindeki saf elin teknoloji ile kombinasyonuydu
00:48
is the combination of that raw hand on the instrument and technology,
8
48478
6953
ve elbette genç insanlarımızı dinlemek hakkında soyledikleri.
00:55
and what he said about listening to our young people.
9
55911
4640
01:00
Of course, my job is all about listening.
10
60575
3698
Tabii ki, benim işim tamamen dinlemekle ilgili,
01:05
And my aim, really, is to teach the world to listen.
11
65094
5945
ve amacım da, gerçekten, dünyaya dinlemeyi öğretmek.
01:11
That's my only real aim in life.
12
71063
3585
Bu benim hayattaki tek gerçek hedefim.
01:15
And it sounds quite simple, but actually, it's quite a big, big job.
13
75394
6137
Ve kulağa çok basit gibi geliyor ama, aslında bu çok çok büyük bir iş.
01:21
Because you know, when you look at a piece of music, for example,
14
81555
5270
Çünkü biliyorsunuz, bir parça müziğe baktığınızda -- örneğin,
01:26
if I just open my little motorbike bag --
15
86849
3459
eğer sadece şu küçük motorsiklet çantamı açabilirsem -- buradaki, umarım,
01:31
we have here, hopefully,
16
91647
3008
01:34
a piece of music that is full of little black dots on the page.
17
94679
5625
üzeri küçük siyah noktalarla dolu sayfanın üzerinde bir parça müzik var.
01:41
And, you know, we open it up ...
18
101494
3766
Ve biliyorsunuz, biz onu açarız ve ben müziği okurum.
01:47
And I read the music.
19
107732
1274
01:49
So technically, I can actually read this.
20
109554
3714
Yani teknik olarak, ben bunu hakikaten okuyabilirim.
01:54
I will follow the instructions, the tempo markings, the dynamics.
21
114000
3976
Açıklamaları takip ederim, tempo işaretlerini, dinamiğini
01:58
I will do exactly as I'm told.
22
118586
3185
Bana söylenenleri aynen yaparım.
02:02
And so therefore, because time is short,
23
122717
3392
Ve bu yüzden, zaman kısa olduğu için,
02:06
if I just played you, literally, the first, maybe, two lines or so --
24
126133
6899
Eğer size yalnızca olduğu gibi ilk belki iki satırı falan çalarsam. Bu çok basit.
02:13
It's very straightforward; there's nothing too difficult about the piece.
25
133738
3496
Bu eserin zor olan hiç bir tarafı yok.
Fakat burada bana bu müzik parçasının oldukça hızlı olduğu söyleniyor.
02:17
But here, I'm being told that the piece of music is very quick.
26
137258
3308
Çalarken trampetin neresini kullanacağım söyleniyor.
02:21
I'm being told where to play on the drum.
27
141550
3006
02:24
I'm being told which part of the stick to use.
28
144580
2916
Sopaların hangi kısmını kullanacağım söyleniyor.
02:28
And I'm being told the dynamic.
29
148847
2598
Ve bana dinamiği söyleniyor.
02:31
And I'm also being told that the drum is without snares.
30
151469
4601
Ve ayrıca bana trampetin kirişsiz olacağı da söyleniyor.
02:36
Snares on, snares off.
31
156094
3012
Kirişler takılı, kirişler çıkık
02:39
So therefore, if I translate this piece of music,
32
159130
5852
O halde, eğer bu parçayı tercüme edersem, şöyle bir fikir ortaya çıkar.
02:45
we have this idea.
33
165006
2000
02:48
(Drum sounds)
34
168074
2204
03:15
(Drum sounds end)
35
195823
2419
03:18
And so on.
36
198266
1267
Gibi. Muhtemelen kariyerim beş yıl kadar sürerdi.
03:19
My career would probably last about five years.
37
199557
3482
03:23
(Laughter)
38
203063
1004
03:24
However, what I have to do as a musician
39
204091
4523
Fakat, bir müzisyen olarak benim yapmam gereken, notada yazılı olmayan herşeydir.
03:28
is do everything that is not on the music;
40
208638
4108
03:32
everything that there isn't time to learn from a teacher,
41
212770
5004
Bir öğretmenden öğrenmeye zaman olmayan herşeyi,
03:37
or to talk about, even, from a teacher.
42
217798
3560
bir öğretmenle konuşmaya bile fırsat olmayacak herşeyi yapmaktır.
03:41
But it's the things you notice when you're not actually with your instrument
43
221382
4853
Esas enstrümanınızla birlikte değilken farkettiğiniz birtakım şeyler
03:46
that, in fact, become so interesting, and that you want to explore
44
226259
5247
inanılmaz ilginç ve trampetin bu küçücük yüzeyi aracılığıyla
03:51
through this tiny, tiny surface of a drum.
45
231530
3468
keşfetmek isteyeceğiniz şeylere dönüşüyor.
03:55
So there, we experience the translation.
46
235022
2701
Ve işte, tercümenin deneyimine vardık. Şimdi de yorumu tecrübe edeceğiz.
03:57
Now we'll experience the interpretation.
47
237747
3470
04:02
(Drum sounds)
48
242082
1770
04:43
(Drum sounds end)
49
283976
2000
04:47
(Applause)
50
287513
7000
Şimdi kariyerim birazcık daha uzun sürebilir.
04:55
Now my career may last a little longer.
51
295058
2711
04:57
(Laughter)
52
297793
1327
Fakat, bir şekilde, siz de biliyorsunuz, bu benim size bakıp pembe bir bluz giymiş
04:59
But in a way, you know, it's the same if I look at you
53
299144
3285
05:02
and I see a nice, bright young lady with a pink top on.
54
302453
4340
hoş zeki bir hanımefendi görmemle aynı şey.
05:06
I see that you're clutching a teddy bear, etc., etc.
55
306817
3418
Oyuncak bir ayıya sıkıca sarılmış olduğunuzu görmemle, vesaire vesaire.
05:10
So I get a basic idea as to what you might be about,
56
310259
4558
Böylece hakkınızda az çok bir fikre sahip olurum, neleri sevebileceğiniz
05:14
what you might like, what you might do as a profession, etc., etc.
57
314841
4368
nasıl bir işle meşgul olabileceğiniz, vesaire vesaire.
05:19
However, that's just the initial idea I may have that we all get
58
319642
6361
Ancak, bu sadece, biliyorsunuz, gerçekten baktığımız zaman hepimizin edindiği
05:26
when we actually look and we try to interpret.
59
326027
3582
bir ilk izlenimdir. Ve biz bunu yorumlamaya çalışırız,
05:29
But actually it's so unbelievably shallow.
60
329633
2300
fakat aslında bu inanılmaz derecede yüzeyseldir.
05:31
In the same way, I look at the music; I get a basic idea;
61
331957
2905
Aynı şekilde, müziğe bakarım, temel bir fikir edinirim,
05:34
I wonder what technically might be hard, or, you know, what I want to do.
62
334886
4294
Teknik olarak neyin zor olabileceğini düşünürüm, yada bilirsiniz işte, ne yapmak istediğimi.
05:39
Just the basic feeling.
63
339204
1490
Sedece o temel duyguyu.
05:40
However, that is simply not enough.
64
340718
2663
Ancak, bu tek başına yeterli değildir.
05:43
And I think what Herbie said: please listen, listen.
65
343405
4314
Ve Herbie' nin dediğini düşünürüm -- lütfen dinle, dinle.
05:47
We have to listen to ourselves, first of all.
66
347743
3636
Kendimizi dinlemeliyiz, her şeyden önce.
05:51
If I play, for example, holding the stick --
67
351403
3745
Eğer çalarsam, örneğin, bageti tutarak -- tam anlamıyla bageti bırakmadan tuttuğumda--
05:55
where literally I do not let go of the stick --
68
355172
3053
05:58
(Drum sound)
69
358249
2565
06:00
you'll experience quite a lot of shock coming up through the arm.
70
360838
3817
kolunuzdan yukarı gelen şiddetli bir sarsıntıyı hissedersiniz.
06:04
And you feel really quite -- believe it or not --
71
364679
2325
Ve kendinizi, ister inanın ister inanmayın,
06:07
detached from the instrument and from the stick,
72
367028
3243
hem enstrümandan hem de bagetten oldukça kopuk hissedersiniz
06:10
even though I'm actually holding the stick quite tightly.
73
370295
4122
aslında bageti oldukça sıkıca tutuyor olmama rağmen.
06:14
(Drum sound)
74
374441
1425
06:15
By holding it tightly, I feel strangely more detached.
75
375890
3957
Bageti sıkıca tutarak, garip bir şekilde daha kopuk hissediyorum.
06:19
If I just simply let go
76
379871
1717
Eğer sadece basitçe bırakırsam ve elimin, kolumun daha çok bir destek sistemi olmasına izin verirsem
06:21
and allow my hand, my arm, to be more of a support system,
77
381612
5195
06:26
suddenly --
78
386831
1198
birdenbire daha az çabayla daha fazla dinamiğe sahip oluyorum. Çok daha fazla.
06:28
(Drum sound)
79
388053
2014
06:30
I have more dynamic with less effort.
80
390091
3457
06:33
Much more --
81
393572
1175
06:34
(Drum sound)
82
394771
1751
06:36
and I just feel, at last, one with the stick
83
396546
2933
Ve kendimi, en sonunda, bagetle ve trampetle bir hissediyorum.
06:39
and one with the drum.
84
399503
1659
06:41
And I'm doing far, far less.
85
401186
2113
Ve çok çok daha az şey yapıyorum.
06:43
So in the same way that I need time with this instrument,
86
403323
3412
Aynı bu enstrümanla zaman geçirmeye ihtiyacım olduğu gibi,
06:46
I need time with people in order to interpret them.
87
406759
5327
insanları yorumlayabilmek için de onlarla zaman geçirmeye ihtiyacım var.
06:52
Not just translate them, but interpret them.
88
412110
2688
Onları sadece tercüme etmek değil ama yorumlamak için.
06:54
If, for example, I play just a few bars of a piece of music
89
414822
6187
Eğer, örneğin, bir müzik parçasının bir kaç mezurunu çalarsam
07:02
for which I think of myself as a technician --
90
422289
5390
kendimi bir teknisyen gibi hissederek --
07:07
that is, someone who is basically a percussion player --
91
427703
4256
yani, sadece vurmalı çalgı çalan biri...
07:11
(Marimba sounds)
92
431983
2246
07:22
(Marimba sounds end)
93
442973
1897
07:24
And so on, if I think of myself as a musician --
94
444894
3188
ve bunun gibi. Eğer kendimi bir müzisyen olarak düşünürsem...
07:28
(Marimba sounds)
95
448106
2068
07:47
(Marimba sounds end)
96
467867
2043
07:49
And so on.
97
469934
1174
ve bunun benzeri. Burda üzerinde düşünülmeye değer küçük bir -- (Alkışlar)
07:51
There is a little bit of a difference there that is worth just --
98
471132
3862
07:55
(Applause)
99
475018
2551
07:57
thinking about.
100
477593
1383
-- fark var.
07:59
And I remember when I was 12 years old,
101
479000
3909
Ve hatırlıyorum 12 yaşındaydım
08:02
and I started playing timpani and percussion,
102
482933
3118
ve timpani ve perküsyon çalmaya başlamıştım, ve öğretmenim dedi ki,
08:06
and my teacher said,
103
486075
2430
08:08
"Well, how are we going to do this? You know, music is about listening."
104
488529
5653
"Peki, bunu nasıl yapacağız? Biliyorsun, müzik tamamen dinlemekle ilgili."
08:14
And I said, "Yes, I agree with that, so what's the problem?"
105
494206
4671
"Evet, buna katılıyorum. Öyleyse sorun ne?"
08:18
And he said, "Well, how are you going to hear this?
106
498901
2419
Ve o dedi ki, "Peki, sen bunu nasıl duyacaksın? Şunu nasıl duyacaksın?
08:21
How are you going to hear that?"
107
501344
1558
08:22
And I said, "Well, how do you hear it?"
108
502926
2082
Ve ben de dedim ki, "Peki sen nasıl duyuyorsun?"
08:25
He said, "Well, I think I hear it through here."
109
505507
3469
Dedi ki "Şey, sanırım buradan duyuyorum."
08:29
And I said, "Well, I think I do too, but I also hear it through my hands,
110
509000
5374
Ve dedim ki, "Yani, sanırım ben de -- ama ben ayrıca ellerimle de duyuyorum,
08:34
through my arms, cheekbones, my scalp,
111
514398
3539
kollarım aracılığıyla da, elmacık kemiklerimle, kafa derimle, midemle, göğsümle, bacaklarımla, vesaire"
08:37
my tummy, my chest, my legs and so on."
112
517961
3017
08:41
And so we began our lessons every single time
113
521002
4832
Ve böylece her seferinde dersimize davulları akort ederek başladık--
08:45
tuning drums, in particular, the kettle drums, or timpani
114
525858
3942
özellikle de büyük orkestra davulunu ve timpaniyi
08:49
to such a narrow pitch interval, so something like --
115
529824
5013
çok dar bir ses perdesi aralığına, yani bunun gibi...
08:55
(Marimba sounds)
116
535606
2612
bu kadarlık bir fark. Sonra azar azar... ve azar azar ....
09:00
that of a difference.
117
540040
1173
09:01
Then gradually:
118
541237
1202
09:02
(Marimba sounds)
119
542463
1157
09:03
And gradually:
120
543644
1180
09:04
(Marimba sounds)
121
544848
1791
09:06
And it's amazing that when you do open your body up,
122
546663
4059
ve vücudunuzu bu deneyime açtığınızda hissettikleriniz inanılmaz,
09:10
and open your hand up to allow the vibration to come through,
123
550746
3975
ve elinizi açıp titreşimin size ulaşmasına izin verdiğinizde
09:14
that in fact the tiny, tiny difference --
124
554745
2323
o aslında küçücük olan fark
09:17
(Marimba sounds)
125
557092
2059
09:19
can be felt with just the tiniest part of your finger, there.
126
559175
6082
orada, parmağınızın en ufacık parçasıyla bile hissedilebilir.
09:25
And so what we would do is that I would put my hands
127
565281
2866
Ve bu nedenle yaptığımız şey, ben müzik odasının duvarının üzerine
09:28
on the wall of the music room,
128
568171
2315
elimi koyardım ve beraber enstrümanların seslerini dinlerdik,
09:30
and together, we would "listen" to the sounds of the instruments,
129
570510
5194
09:35
and really try to connect with those sounds
130
575728
3836
ve gerçekten o seslerle bir bağ kurmaya çalışırdık,
09:39
far, far more broadly than simply depending on the ear.
131
579588
4393
sadece kulağa dayanmaktan çok daha kapsamlı bir bağ.
09:44
Because of course, the ear is subject to all sorts of things.
132
584005
4643
Çünkü tabii ki kulak -- demek istediğim, pek çok şeyin etkisi altında kaldığından
09:48
The room we happen to be in, the amplification,
133
588672
2969
İçinde bulunduğumuz oda, ses hacminin yükselmesi, enstrümanın kalitesi
09:51
the quality of the instrument, the type of sticks --
134
591665
2735
bagetlerin cinsi, vesaire vesaire.
09:54
(Marimba sounds)
135
594424
2081
10:00
(Marimba sounds end)
136
600844
1947
10:02
Etc., etc., they're all different.
137
602815
1819
Hepsi farklıdır.
10:04
(Marimba sounds)
138
604658
2000
10:09
(Marimba sounds end)
139
609117
2097
10:11
Same amount of weight, but different sound colors.
140
611238
4585
Aynı ağırlıkta, fakat farklı ses renkleri.
10:15
And that's basically what we are; we're just human beings,
141
615847
2904
Ve temelde biz de buyuz. Bizler sadece insanız,
10:18
but we all have our own little sound colors, as it were,
142
618775
3165
ama hepimiz kendimize ait küçük ses renklerine sahibiz:
10:21
that make up these extraordinary personalities and characters
143
621964
3649
bir bakıma bu olağanüstü kişilikleri, karakterleri
ilgi alanlarını ve varlıkları da onlar oluşturur.
10:25
and interests and things.
144
625637
1873
10:27
And as I grew older, I then auditioned
145
627534
3000
Biraz büyüyünce Londra'daki Royal Academy of Music'in sınavlarına girdim,
10:30
for the Royal Academy of Music in London,
146
630558
2418
10:33
and they said, "Well, no, we won't accept you, because we haven't a clue,
147
633000
4274
ve bana dediler ki, "Şey, hayır, sizi kabul etmeyeceğiz, çünkü sizin gibi, biliyorsunuz
10:37
you know, of the future of a so-called 'deaf musician.'"
148
637298
4653
deyim yerindeyse, 'sağır' bir müzisyenin geleceği hakkında hiçbir fikrimiz yok."
10:41
And I just couldn't quite accept that.
149
641975
4527
Ve ben bunu pek kabul edemezdim.
10:46
And so therefore, I said to them, "Well, look, if you refuse --
150
646526
6568
Ve bu nedenle, onlara dedim ki, "Peki, bakın, eğer beni geri çeviriyorsanız
10:53
if you refuse me through those reasons,
151
653118
3325
eğer beni bu nedenlerden dolayı geri çeviriyorsanız,
10:56
as opposed to the ability to perform
152
656467
4768
ses yaratma sanatındaki sunum yeteneğimi, anlayışımı ve sevgimi
11:01
and to understand and love the art of creating sound --
153
661259
6717
değerlendirmeksizin
11:08
then we have to think very, very hard about the people you do actually accept."
154
668000
6239
o zaman aslında kabul ettiğiniz insanlar hakkında çok ciddi şekilde düşünmeliyiz.
11:14
And as a result, once we got over a little hurdle,
155
674263
4258
Ve sonuç olarak-- bu küçük engeli aştıktan ve ikinci kez sınava girdikten sonra--
11:18
and having to audition twice,
156
678545
2009
11:20
they accepted me.
157
680578
2215
beni okula kabul ettiler. Ve bununla da kalmadı
11:22
And not only that,
158
682817
1366
11:24
what had happened was that it changed the whole role of the music institutions
159
684207
5643
bu olay Birleşik Krallık genelinde müzik kurumlarının
bütün işlevini degiştirdi.
11:29
throughout the United Kingdom.
160
689874
1952
11:31
Under no circumstances were they to refuse
161
691850
3948
Hiçbir koşulda buna benzer bir gerekçe gösterilerek başvurular reddedilemedi
11:35
any application whatsoever
162
695822
3915
11:39
on the basis of whether someone had no arms, no legs --
163
699761
3508
bir kimse kolsuz, bacaksız olsun olmasın---
11:43
they could still perhaps play a wind instrument if it was supported on a stand.
164
703293
4528
muhtemelen yine de, bir dayanakla desteklenirse nefesli bir enstrüman çalabilir.
Benzeri hiçbir durum yapılan herhangi bir başvuruyu reddetmek için kullanılmadı.
11:48
No circumstances at all were used to refuse any entry.
165
708368
6255
11:54
And every single entry had to be listened to, experienced,
166
714647
4838
Ve başvuru yapan herkes tek tek dinlenmek, hissedilmek zorundaydı,
11:59
and then, based on the musical ability,
167
719509
2557
ve sonrasında müzikal yeteneklerine göre -- sonra o bireyler programa girebilir yada giremezdi.
12:02
then that person could either enter or not.
168
722090
5252
12:07
And so therefore, this in turn meant
169
727366
3154
Bu nedenle, böylesi bir değişim bu müzik kurumlarına oldukça ilginç
12:10
that there was an extremely interesting bunch of students
170
730544
3637
bir grup öğrencinin katılması anlamına geliyordu.
12:14
who arrived in these various music institutions,
171
734205
3350
12:17
and I have to say, many of them now in the professional orchestras
172
737579
4489
Ve söylemeliyim ki oların pek çoğu şimdi
dünyanın farklı yerlerinde profesyonel orkestraların bünyesindeler.
12:22
throughout the world.
173
742092
1979
12:24
The interesting thing about this as well, though --
174
744095
2686
Bu durumla ilgili bir başka ilginç şey de
12:26
(Applause)
175
746805
4171
(Alkışlar)
12:31
is quite simply that not only were people connected with sound --
176
751000
6790
açıkça, insanların müzikle birbirine bağlı olmasının yanı sıra --
12:37
which is basically all of us --
177
757814
1511
ki temelde buna hepimiz dahiliz, ve gayet iyi biliyoruz ki müzik gerçekten bizim günlük ilacımızdır.
12:39
we well know that music really is our daily medicine.
178
759349
4922
12:44
I say "music," but actually I mean "sound."
179
764295
2681
Müzik diyorum ama, aslında kastettiğim ses.
12:47
Because some of the extraordinary things I've experienced as a musician --
180
767000
4625
Çünkü biliyorsunuz, bir müzisyen olarak yaşadığım o bazı sıradışı şeyler,
söz gelimi 15 yaşında genç bir delikanlı
12:51
when you may have a 15-year-old lad
181
771649
4139
12:55
who has got the most incredible challenges,
182
775812
4729
en inanılmaz sorunlarla yüzleşmek zorunda olan
13:00
who may not be able to control his movements,
183
780565
2737
belki de hareketlerini kontrol edemeyen
13:03
who may be deaf, who may be blind, etc., etc. --
184
783326
3013
belki sağır, belki kör, vesaire vesaire
13:06
suddenly, if that young lad sits close to this instrument,
185
786363
6030
Aniden, o genç delikanlı bu enstrümana yakın otursa
13:12
and perhaps even lies underneath the marimba,
186
792417
2811
ve hatta marimbanın altına uzansa
13:15
and you play something that's so incredibly organ-like, almost --
187
795252
5724
ve siz de neredeyse inanılmaz derecede orga benzer bir şeyler çalsanız--
13:21
I don't really have the right sticks, perhaps --
188
801000
2860
Aslında doğru bagetlerim de yok, sanırım
13:23
but something like this -- let me change --
189
803884
3823
ama buna benzer bir şey. İzninizle değiştireyim.
13:29
(Soft marimba sounds)
190
809935
2538
14:15
(Soft marimba sounds end)
191
855167
2635
14:17
Something that's so unbelievably simple --
192
857826
2882
Böylesi inanılmayacak kadar basit bir şey --
ama o benim hissedemeyeceğim bir şeyi hissediyor olacaktı.
14:20
but he would be experiencing something that I wouldn't be,
193
860732
4320
14:25
because I'm on top of the sound.
194
865076
2418
çünkü ben sesin tam üstündeyim.
14:27
I have the sound coming this way.
195
867518
2266
Ses bana bu taraftan geliyor.
14:29
He would have the sound coming through the resonators.
196
869808
3558
Ona ise ses rezonatörler aracılığı ile geliyor olacak.
14:33
If there were no resonators on here, we would have:
197
873390
3135
Eğer üzerinde rezonatörler olmasaydı, biz --
14:36
(Marimba sounds)
198
876894
5073
14:43
So he would have a fullness of sound
199
883106
2319
yani o delikanlı, öndeki bir kaç sırada oturan sizlerin hissedemediği o
14:45
that those of you in the front few rows wouldn't experience,
200
885449
2998
ses bütünlüğünü hissederdi: arka bir kaç sırada oturan sizler de bunu hissedemezdiniz.
14:48
those of you in the back few rows wouldn't experience, either.
201
888471
3145
14:51
Every single one of us, depending on where we're sitting,
202
891640
3093
Oturduğumuz yere göre her birimiz
14:54
will experience this sound quite, quite differently.
203
894757
3777
bu sesi çok, çok farklı şekillerde algılayacağız.
14:58
And of course, being the participator of the sound,
204
898558
2870
Ve tabii ki, sesi icra eden kişi olarak
15:01
and that is, starting from the idea of what type of sound
205
901452
4826
ve ne çeşit bir ses üretmek istediğim fikrinden yola çıkarak
15:06
I want to produce, for example, this sound:
206
906302
3285
örneğin, bu ses.
15:10
(No sound)
207
910000
2000
15:16
Can you hear anything?
208
916171
1164
Her hangi bir şey duyuyor musunuz?
15:19
Exactly -- because I'm not even touching it.
209
919108
2746
Kesinlikle. Çünkü dokunmuyorum bile.
15:21
(Laughter)
210
921878
1525
Fakat yine de, bir şeylerin olduğu hissine kapılıyoruz.
15:23
But yet, we get the sensation of something happening.
211
923427
4627
15:28
In the same way that when I see a tree moves,
212
928078
2559
Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde,
15:30
then I imagine that tree making a rustling sound.
213
930661
4218
ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi.
15:34
Do you see what I mean?
214
934903
1226
Ne dediğimi anlayabiliyor musunuz?
15:36
Whatever the eye sees, then there's always sound happening.
215
936153
4117
Göz herhangi bir şey gördüğünde, her zaman sesin oluştuğu izlenimi doğar.
15:40
So there's always, always that huge --
216
940294
4195
O yüzden, her zaman, her zaman o muazzam
15:44
I mean, just this kaleidoscope of things to draw from.
217
944513
4286
yani, esinlenebileceğiniz bir değişkenlik var.
15:48
So all of my performances are based on entirely what I experience,
218
948823
5969
Bu yüzden, tüm performanslarım tamamıyla yaşadıklarıma dayanır,
15:54
and not by learning a piece of music,
219
954816
2496
bir parça müziği öğrenmeye yada başka birinin yorumunu sahnelemeye değil,
15:57
putting on someone else's interpretation of it,
220
957336
2202
15:59
buying all the CDs possible of that particular piece of music,
221
959562
3179
ya da belli bir parça müziğin olası bütün CD lerini almaya ve benzeri şeylere.
16:02
and so on and so forth,
222
962765
1366
16:04
because that isn't giving me enough of something that is so raw and so basic,
223
964155
6352
Çünkü tüm bunlar bana bu denli saf ve temel nitelikte
16:10
and something that I can fully experience the journey of.
224
970531
5127
ve yolculuğunu adamakıllı tecrübe edebileceğim şekilde bir malzeme vermiyor.
16:15
So it may be that, in certain halls,
225
975682
4227
Belki de belli müzik salonlarında olan da budur, bu dinamik pekala ise yarayabilir.
16:19
this dynamic may well work.
226
979933
4768
16:25
(Soft marimba sounds)
227
985169
2292
16:32
(Soft marimba sounds end)
228
992370
2002
16:34
It may be that in other halls,
229
994396
1532
Belki de başka salonlarda bunu hiçbir şekilde tecrübe edemeyecekler
16:35
they're simply not going to experience that at all,
230
995952
3235
ve bu nedenle, benim yumuşak
16:39
and so therefore, my level of soft, gentle playing may have to be --
231
999211
4208
ve nazik çalışım şu şekilde olabilir -- ♪♫
16:43
(Marimba sounds)
232
1003443
3159
17:05
(Marimba sounds end)
233
1025470
2001
17:07
Do you see what I mean?
234
1027495
1342
17:08
So, because of this explosion in access to sound,
235
1028861
6258
Ne dediğimi anlıyor musunuz? Yani, sese erişim konusundaki bu patlama yüzünden
17:15
especially through the Deaf community,
236
1035143
2511
özellikle de işitme engelliler camiasında
17:17
this has not only affected how music institutions,
237
1037678
4427
bu sadece müzik kurumlarının ya da işitme engelliler okullarının
17:22
how schools for the deaf treat sound, and not just as a means of therapy --
238
1042129
6769
sesi nasıl ele aldıkları ile ilgili değil. Ve sadece bir terapi aracı olarak da değil --
17:28
although, of course, being a participator of music,
239
1048922
2613
ki tabii ki, sesin bir katılımcısı olarak,
17:31
that definitely is the case as well --
240
1051559
2598
durum tam olarak da bu.
17:34
but it's meant that acousticians have had to really think
241
1054181
5099
Ama anlatılmaya çalışılan, ses bilimcilerin bir araya getirdiği salonlar konusunda
17:39
about the types of halls they put together.
242
1059304
4022
fazlasıyla düşünmüş olduklarıdır. İddia ediyorum ki, dünya üzerinde hakikaten
17:43
There are so few halls in this world
243
1063350
2464
17:45
that actually have very good acoustics, dare I say.
244
1065838
5317
çok iyi akustiğe sahip olan çok az salon var.
Ama bununla aklınıza gelecek her türlü şeyi yapabileceğiniz bir yer kastediyorum.
17:51
But by that I mean, where you can absolutely do anything you imagine.
245
1071179
5585
17:56
The tiniest, softest, softest sound to something that is so broad,
246
1076788
4818
En ufak, en yumuşak, yumuşacık sesten, çok geniş
18:01
so huge, so incredible.
247
1081630
2722
kocaman ve muhteşem birşeye. Her zaman birşeyler vardır --
18:04
There's always something:
248
1084376
1394
18:05
it may sound good up there, may not be so good there;
249
1085794
2504
şu yukarıda kulağa hoş gelir, burada pek birşeye benzemez
18:08
it may be great there, but terrible up there;
250
1088322
2143
Belki orada harika ama şu yukarıda berbat.
18:10
maybe terrible over there, but not too bad there, etc., etc.
251
1090489
4184
Belki şurada rezalet ama, orada pek de fena değil, vesaire vesaire.
18:14
So to find an actual hall is incredible --
252
1094697
4422
Yani gerçek bir müzik salonu bulmak inanılmaz
18:19
for which you can play exactly what you imagine,
253
1099143
4076
özellikle ne hayal ettiyseniz aynen çalabileceğiniz bir salonu
18:23
without it being cosmetically enhanced.
254
1103243
3107
güzel görünsün diye üzerinde oynanmamış bir salonu bulmak.
18:26
So therefore, acousticians are actually in conversation
255
1106374
5057
Ve bu nedenle, ses bilimciler aslında işitme engelli kimselerle
18:31
with people who are hearing impaired,
256
1111455
3295
ve sesin katılımcısı olan bireylerle sürekli iletişim halindedirler.
18:34
and who are participators of sound.
257
1114774
4851
18:39
And this is quite interesting.
258
1119649
1827
Ve bu oldukça ilginç bir durum.
18:41
I cannot give you any detail
259
1121500
3987
Yani hakikaten size bu salonlar ile ilgili tam olarak ne olduğu konusunda
18:45
as far as what is actually happening with those halls,
260
1125511
3737
çok detay veremiyorum ama, gidip de bunca yıl hakkında
18:49
but it's just the fact that they are going to a group of people
261
1129272
4108
18:53
for whom so many years, we've been saying,
262
1133404
3946
şu sözlerin sarf edildiği bir grup insana
18:57
"Well, how on earth can they experience music? They're deaf."
263
1137374
3341
"Yani, nasıl olur da onlar sesi duyabilirler? Biliyorsunuz, onlar sağır."
19:00
We go like that, and we imagine that's what deafness is about.
264
1140739
3315
Biz sadece--- böyle davranarak, sağır olmanın böyle bir şey olduğunu hayal ederiz.
19:04
Or we go like that, and we imagine that's what blindness is about.
265
1144078
3136
Ya da başka türlü yapar, kör olmanın da böyle bir şey olduğunu hayal ederiz.
Tekerlekli sandalyede oturan birini gördüğümüzde, yürüyemediklerini varsayarız.
19:07
If we see someone in a wheelchair, we assume they cannot walk.
266
1147238
3822
19:11
It may be that they can walk three, four, five steps.
267
1151084
3524
Belkide üç, dört, beş adım yürüyebilirler. Bu, onlar için yürüyebildikleri anlamına gelir.
19:14
That, to them, means they can walk.
268
1154632
2851
19:18
In a year's time, it could be two extra steps.
269
1158594
3039
Bir yıl içerisinde, bu fazladan iki adım olabilir.
19:22
In another year's time, three extra steps.
270
1162299
2753
Bir başka yılın sonunda, üç adım daha.
19:25
Those are hugely important aspects to think about.
271
1165076
4703
Bunlar düşünülmesi gereken son derece önemli noktalar.
19:29
So when we do listen to each other,
272
1169803
4173
Öyle ki, birbirimizi dinlediğimiz zaman
19:34
it's unbelievably important for us
273
1174000
3689
dinleme yetimizi gerçekten test etmek bizim için inanılmaz derecede önemlidir.
19:37
to really test our listening skills,
274
1177713
4618
19:42
to really use our bodies as a resonating chamber,
275
1182355
3472
Gerçekten vücudumuzu titreşen bir odacık gibi kullanmak. Yargılamayı bırakmak.
19:45
to stop the judgment.
276
1185851
1649
19:47
For me, as a musician who deals with 99 percent of new music,
277
1187524
3871
Benim için, yeni müziğin yüzde 99'u ile uğraşan bir müzisyen olarak
19:51
it's very easy for me to say,
278
1191419
1924
Şunları söylemek çok kolay, "Aa evet, bu parçayı sevdim"
19:53
"Oh yes, I like that piece. No, I don't like that piece," and so on.
279
1193367
3601
Yoo hayır, bu parçayı sevmedim." Gibi.
19:56
And I just find that I have to give those pieces of music real time.
280
1196992
5129
Ve biliyor musunuz, anladım ki o parçalara gerçekten zaman ayırmalıyım.
20:02
It may be that the chemistry isn't quite right between myself
281
1202145
3273
Gayet mümkün ki belirli bir müzik parçası ile benim kimyam pek tutmamış olabilir.
20:05
and that particular piece of music,
282
1205442
1777
20:07
but that doesn't mean I have the right to say it's a bad piece of music.
283
1207243
4482
Fakat bu durum bana o parçanın kötü olduğunu söyleme hakkını vermez.
20:12
And you know, one of the great things about being a musician
284
1212077
5100
Ve biliyorsunuz, bir müzisyen olmanın harika taraflarından biri de
20:17
is that it is so unbelievably fluid.
285
1217201
3556
bu konunun inanılmaz derecede değişken olmasıdır.
20:20
So there are no rules, no right, no wrong, this way, that way.
286
1220781
4404
Yani, hiç bir kural yok, doğru ya da yanlış yok, bu şekilde ya da o şekilde
20:25
If I asked you to clap -- maybe I can do this.
287
1225209
4828
Eğer sizden alkışlamanızı istersem -- belki böyle yapabilirim.
20:30
If I can just say, "Please clap and create the sound of thunder."
288
1230061
6374
Eğer sadece "lütfen alkışlayın" dersem. Ve gök gürültüsünün sesini yaratın.
20:36
I'm assuming we've all experienced thunder.
289
1236459
3299
Hepimizin gök gürültüsünü bildiğini varsayıyorum.
20:39
Now, I don't mean just the sound;
290
1239782
1582
Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum,
20:41
I mean really listen to that thunder within yourselves.
291
1241388
4917
Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o gök gürültüsünü dinleyin.
20:46
And please try to create that through your clapping.
292
1246329
2458
Ve lütfen onu alkışlayarak yaratmayı deneyin. Deneyin. Sadece-- lütfen deneyin.
20:48
Try, just -- please try.
293
1248811
1949
20:50
(Loud clapping sounds)
294
1250784
3269
(Alkışlar)
20:58
(Clapping ends)
295
1258561
1150
Çok güzel! Kar. Kar. Siz hiç karın sesini duydunuz mu?
21:00
Snow.
296
1260103
1358
21:01
(Laughter)
297
1261485
2136
21:03
Snow.
298
1263645
1168
21:04
(Soft clapping sounds)
299
1264837
2236
21:07
Have you ever heard snow?
300
1267097
1545
21:08
Audience: No.
301
1268666
1151
İzleyiciler: Hayır.
21:09
Evelyn Glennie: Well, then, stop clapping.
302
1269841
2158
Evelyn Glennie: Eee o zaman, alkışlamayı bırakın. (Kahkahalar) Tekrar deneyin.
21:12
(Laughter)
303
1272023
1399
21:13
Try again. Try again: snow.
304
1273446
3205
Tekrar deneyin. Kar.
21:17
(No sound)
305
1277016
3044
21:20
See, you're awake.
306
1280822
1604
Gördünüz mü, ayıksınız.
21:23
Rain.
307
1283095
1247
Yağmur. Hiç fena değil. Hiç fena değil.
21:24
(Light clapping sounds)
308
1284714
1689
21:26
EG: (Laughs)
309
1286887
1453
21:29
Not bad. Not bad.
310
1289354
2730
21:32
The interesting thing here, though, is that I asked a group of kids
311
1292108
4756
Biliyor musunuz, burada ilginç olan şey, aslında, çok da uzun olmayan bir süre önce
21:36
not so long ago
312
1296888
1703
aynı soruyu bir grup öğrenciye sordum.
21:38
exactly the same question.
313
1298615
2165
21:40
Now -- great imagination, thank you very much.
314
1300804
3379
Şimdi -- muazzam hayal gücü, çok teşekkür ederim.
21:44
However, not one of you got out of your seats to think,
315
1304207
2822
Fakat, aranızdan hiç kimse de koltuğundan kalkıp şunu düşünmedi:
21:47
"Right! How can I clap?
316
1307053
1667
"Peki! Nasıl alkışlayabilirim? Tamam, belki...
21:48
OK, maybe:
317
1308744
1222
21:49
(Clapping sounds)
318
1309990
2509
21:52
Maybe I can use my jewelry to create extra sounds.
319
1312523
2832
-- belki fazladan ses çıkarmak için takılarımı kullanabilirim.
21:55
Maybe I can use the other parts of my body to create extra sounds."
320
1315379
4036
Belki fazladan ses çıkarmak için bedenimin diğer kısımlarını kullanabilirim."
21:59
Not a single one of you thought about clapping in a slightly different way
321
1319439
5393
İçinizden bir kişi bile, yerinde oturup iki elini kullanarak alkışlamanın dışında
22:04
other than sitting in your seats there and using two hands.
322
1324856
3118
azıcık farklı bir şekilde alkışlamayı düşünmedi.
22:07
In the same way, when we listen to music,
323
1327998
2145
Aynı şekilde müzik dinlerken de,
22:10
we assume that it's all being fed through here.
324
1330167
3941
onun tamamen buradan bize sunulduğunu varsayarız.
22:14
This is how we experience music.
325
1334132
2544
Müziği bu şekilde hissederiz. Tabii ki durum böyle değil.
22:16
Of course, it's not.
326
1336700
1671
22:18
We experience thunder, thunder, thunder.
327
1338395
2823
Gök gürültüsünü hissederiz--- gök gürültüsü, gök gürültüsü. Düşün düşün düşün.
22:21
Think, think, think.
328
1341242
1197
22:22
Listen, listen, listen.
329
1342463
1890
Dinle dinle dinle. Şimdi gök gürültüsü ile ne yapabiliriz?
22:24
Now, what can we do with thunder?
330
1344852
3747
22:29
I remember my teacher, when I first started, my very first lesson,
331
1349266
5394
Öğretmenimi hatırlıyorum. İlk başladığımda, ta ilk dersimde,
22:34
I was all prepared with sticks, ready to go.
332
1354684
3385
bagetlerimle birlikte, çalmaya hazırım.
22:38
And instead of him saying, "OK, Evelyn, please, feet slightly apart,
333
1358093
4796
Ve bana şunu söylemek yerine," Tamam, Evelyn, lütfen. Ayaklar hafifçe aralık,
22:42
arms at a more or less 90-degree angle, sticks in a more or less V shape,
334
1362913
5840
kollar aşağı yukarı 90 derecelik br açıda, bagetler az çok V şeklinde,
22:48
keep this amount of space here, etc.
335
1368777
3044
burada bu kadar mesafeyi koru, vesaire
22:51
Please keep your back straight, etc., etc., etc." --
336
1371845
2554
Lütfen sırtını dik tut, vesaire, vesaire, vesaire."
22:54
where I was just probably going to end up absolutely rigid, frozen,
337
1374423
4164
Muhtemelen tüm bunlar olurken kaskatı donup kalacaktım,
22:58
and I would not be able to strike the drum
338
1378611
2009
ve trampete vuramayacaktım,
23:00
because I was thinking of so many other things,
339
1380644
2220
çünkü bir sürü başka şeyi düşünüyor olacaktım. Bana dedi ki,
23:02
he said, "Evelyn, take this drum away for seven days,
340
1382888
2563
"Evelyn, bu trampeti yedi günlüğüne al götür, haftaya görüşürüz."
23:05
and I'll see you next week."
341
1385475
1785
23:07
So -- heavens! What was I to do?
342
1387284
2405
Aman tanrım! Ne yapacaktım? Artık bagetlere ihtiyacım yoktu.
23:09
I no longer required the sticks.
343
1389713
2478
23:12
I wasn't allowed to have these sticks.
344
1392215
2148
Bu bagetleri kullanmaya iznim yoktu.
23:14
I had to basically look at this particular drum,
345
1394387
3637
Öncelikle bu trampeti incelemeliydim,
23:18
see how it was made,
346
1398048
1673
nasıl yapıldığına bakıp, şu küçük kulpların ne yaptığına, kapanların ne yaptığına.
23:19
what these little lugs did, what the snares did.
347
1399745
3016
23:22
Turned it upside down, experimented with the shell.
348
1402785
2952
Baş aşağı çevirdim, dış iskeleti ile oynadım, baş kısmı ile oynadım.
23:25
(Drum sounds)
349
1405761
1713
23:27
Experimented with the head.
350
1407498
1346
23:28
(Drum sounds)
351
1408868
1462
23:30
Experimented with my body.
352
1410354
1780
Kendi bedenim ile denedim, takılar ile denedim,
23:32
(Drum sounds)
353
1412158
1794
23:33
Experimented with jewelry.
354
1413976
1824
23:35
Experimented with all sorts of things.
355
1415824
2088
her türlü şeyle denedim.
23:37
(Drum sounds)
356
1417936
3379
23:44
(Drum sounds end)
357
1424356
2476
23:48
And of course, I returned with all sorts of bruises.
358
1428182
3200
Ve pek tabii, her türlü yara bere ve morluklar ile geri döndüm --
23:51
(Laughter)
359
1431406
1251
ama yine de, inanılmaz bir deneyim oldu
23:52
But nevertheless, it was such an unbelievable experience,
360
1432681
3360
23:56
because where on earth are you going to experience that in a piece of music?
361
1436065
4702
çünkü yani, nasıl olur da herhangi bir parça ile böylesi bir deneyim yaşayabilirsiniz?
24:00
Where on earth are you going to experience that in a study book?
362
1440791
3986
nasıl olur da bir çalışma kitabıyla bunu yaşayabilirsiniz?
24:04
So we never, ever dealt with actual study books.
363
1444801
3705
O yüzden biz hiçbir zaman çalışma kitaplarıyla uğraşmadık.
24:08
So for example, one of the things that we learn
364
1448530
2656
Yani mesela, perküsyoncu olmaya çalışırken öğrendiğimiz
24:11
when we are dealing with being a percussion player
365
1451210
4684
şeylerden biri de, ki bu müzisyenlerden farklıdır,
24:15
as opposed to a musician,
366
1455918
1359
24:17
is basically, straightforward single-stroke rolls.
367
1457301
3605
gayet basit tek vuruşlu tremolodur.
24:20
(Drum sounds)
368
1460930
3624
24:24
Like that, and then we get a little faster --
369
1464578
2110
İşte böyle. Ve sonra bir az daha hızlanıyoruz, biraz daha ve bir az daha hızlı.
24:26
(Drum sounds)
370
1466712
1168
24:27
and a little faster --
371
1467904
1196
24:29
(Drum sounds)
372
1469124
1178
24:30
and a little faster, and so on and so forth.
373
1470326
2482
Vesaire vesaire. Bu parça ne gerektirir?
24:32
What does this piece require?
374
1472832
1439
24:34
Single-stroke rolls.
375
1474295
1375
Tek vuruşlu tremololar. Peki ben bunu neden bir parça müziği öğrenirken yapamıyorum?
24:35
(Drum sound)
376
1475694
3199
24:38
So why can't I then do that whilst learning a piece of music?
377
1478917
3462
24:42
And that's exactly what he did.
378
1482403
2818
Ve onun yaptığı da aynen buydu.
24:45
And interestingly, the older I became, and when I became a full-time student
379
1485245
5350
Ve ilginçtir ki, büyüdükçe, bir "müzik kurumu"nda tam zamanlı
24:50
at a so-called "music institution," all of that went out of the window.
380
1490619
5258
öğrenci olduğumda, tüm bunlar pencereden uçtu gitti.
24:55
We had to study from study books.
381
1495901
2741
Çalışma kitaplarından çalışmak zorundaydık.
24:58
And constantly, the question, "Well, why? Why? What is this relating to?
382
1498666
4101
Ve sürekli olarak, şu soru, peki, neden? Neden? Bu ne ile ilgiliydi?
25:02
I need to play a piece of music."
383
1502791
1600
Bir parça çalmam gerekiyor. "Eh, işte, bu enstrümana hakim olmana yardım edecek!"
25:04
"Well, this will help your control."
384
1504415
1757
25:06
"Well, how? Why do I need to learn that?
385
1506196
2559
Peki, nasıl: Neden bunu öğrenmeliyim? Bunu parça ile ilişkilendirmeye ihtiyacım var.
25:08
I need to relate it to a piece of music.
386
1508779
2505
25:11
You know, I need to say something.
387
1511308
2562
Biliyorsunuz. Bir şey söylemeliyim.
25:13
Why am I practicing paradiddles?
388
1513894
2106
Neden dörtlü trampet vuruşları çalışıyorum?
25:16
(Drum sounds)
389
1516024
3982
25:20
Is it just literally for control, for hand-stick control?
390
1520030
3867
Kelimenin tam anlamıyla kontrol için mi, el ve baget kontrolü için mi? Bunu neden yapıyorum?
25:23
Why am I doing that?
391
1523921
1384
25:25
I need to have the reason,
392
1525329
2400
Mantığını anlamam lazım,
25:27
and the reason has to be by saying something through the music."
393
1527753
5581
ve bu mantık da müzik yoluyla bir şeyler anlatmak olmalı.
25:33
And by saying something through music, which basically is sound,
394
1533358
4493
Ve müzikle bir şeyler anlatırken, ki bu temelinde sestir,
25:37
we then can reach all sorts of things to all sorts of people.
395
1537875
4372
her çeşit insana ve her türlü şeye ulaşabiliriz.
25:42
But I don't want to take responsibility of your emotional baggage.
396
1542271
4249
Ancak duygusal yükünüzün sorumluluğunu almak istemem.
25:46
That's up to you, when you walk through a hall,
397
1546544
2224
Bir konser salonundan içeriye girerken, bu size kalmıştır.
25:48
because that then determines what and how we listen to certain things.
398
1548792
5334
Çünkü, neyi ne şekilde dinleyeceğimizi bu belirler.
25:54
I may feel sorrowful, or happy, or exhilarated, or angry
399
1554150
5281
Çalarken kendimi hüzünlü hissedebilirim, ya da mutlu, ya da coşkulu, ya da kızgın
25:59
when I play certain pieces of music,
400
1559455
1788
ama bu illa ki sizin de
26:01
but I'm not necessarily wanting you to feel exactly the same thing.
401
1561267
4877
benimle aynı şeyleri hissetmenizi istediğim anlamına gelmez.
26:06
So please, the next time you go to a concert,
402
1566168
3104
O yüzden, lütfen bir daha konsere gittiğinizde,
26:09
just allow your body to open up,
403
1569296
3645
bedeninizin kendisini bu deneyime açmasına, müziğin yankılandığı bir odaya dönüşmesine izin verin.
26:12
allow your body to be this resonating chamber.
404
1572965
3082
26:16
Be aware that you're not going to experience the same thing
405
1576071
3277
Müzisyenin yaşadığı deneyimin aynısını yaşamayacağınızın farkında olun.
26:19
as the performer is.
406
1579372
1706
26:21
The performer is in the worst possible position for the actual sound,
407
1581102
3740
Müzisyen asıl sesi duymak için olası en kötü pozisyondadır.
26:24
because they're hearing the contact of the stick --
408
1584866
3556
Onlar bagetin trampet ile temasını duyarlar,
26:28
(Drum sound)
409
1588446
1512
26:29
on the drum, or the mallet on the bit of wood,
410
1589982
2869
ya da çekicin bir parça ağaca vuruşunu, ya da yayın telin üzerindeki sesini, ve buna benzer sesleri
26:32
or the bow on the string, etc.,
411
1592875
2187
26:35
or the breath that's creating the sound from wind and brass.
412
1595086
4138
Ya da prinç enstrüman ve soluktan sesi yaratan nefesi
26:39
They're experiencing that rawness there.
413
1599248
2521
Oradaki hamlığı hissederler.
26:41
But yet they're experiencing something so unbelievably pure,
414
1601793
3848
Ama yine de inanılmayacak kadar saf bir şeyi hissederler,
26:45
which is before the sound is actually happening.
415
1605665
3830
ses gerçekten oluşmadan var olan bir şeyin deneyimini.
26:49
Please take note of the life of the sound after the actual initial strike,
416
1609519
6556
Lütfen, sesin ilk vuruşu ya da nefesi takip eden ömrüne dikkat edin.
Sadece, sesin bu yolculuğunu hissedin
26:56
or breath, is being pulled.
417
1616099
2405
26:58
Just experience the whole journey of that sound
418
1618528
4248
27:02
in the same way that I wished I'd experienced the whole journey
419
1622800
3598
tıpkı benim dün gece gelmek yerine bu özel konferansın
27:06
of this particular conference, rather than just arriving last night.
420
1626422
4429
tüm sürecini yaşamış olmayı istemem gibi.
27:10
But I hope maybe we can share one or two things as the day progresses.
421
1630875
4657
Umarım, günün ilerleyen saatlerinde belki bir iki şey paylaşabiliriz.
27:15
But thank you very much for having me!
422
1635556
2739
Fakat, beni ağırladığınız için çok teşekkür ederim!
27:18
(Applause)
423
1638319
3234
(Alkışlar)
27:24
(Applause ends)
424
1644262
1698
27:37
(Music)
425
1657957
3022
32:02
(Music ends)
426
1922631
2270
32:08
(Applause)
427
1928244
7000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7