Roxane Gay: Confessions of a bad feminist | TED

431,982 views ・ 2015-06-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:13
I am failing as a woman,
0
13008
1800
Bir kadın olarak başarısız oluyorum,
00:14
I am failing as a feminist.
1
14832
2295
bir feminist olarak başarısız oluyorum.
00:17
I have passionate opinions about gender equality,
2
17452
2777
Cinsiyet eşitliğiyle ilgili tutkulu fikirlerim var,
00:20
but I worry that to freely accept the label of "feminist,"
3
20229
4061
ancak "feminist" etiketini özgürce kabul etmek iyi feministlere
00:24
would not be fair to good feminists.
4
24314
2299
karşı adil olmayacak diye endişeleniyorum.
00:27
I'm a feminist, but I'm a rather bad one.
5
27184
2373
Ben bir feministim, ama oldukça kötüsü.
00:29
Oh, so I call myself a Bad Feminist.
6
29581
2864
Bu yüzden kendime Kötü Feminist adını veriyorum.
00:32
Or at least, I wrote an essay,
7
32469
2333
Ya da en azından bir yazı yazdım
00:34
and then I wrote a book called "Bad Feminist,"
8
34826
2175
ve sonra bir kitap yazdım, adı "Kötü Feminist" olan.
00:37
and then in interviews, people started calling me The Bad Feminist.
9
37025
3436
Sonra röportajlarda insanlar bana Kötü Feminist demeye başladı.
00:40
(Laughter)
10
40485
1166
(Gülüşmeler)
00:41
So, what started as a bit of an inside joke with myself
11
41675
4037
Böylece biraz kendi içimde bir espri ve gönüllü bir provokasyon
00:45
and a willful provocation,
12
45736
1681
olarak başlayan şey
00:47
has become a thing.
13
47441
1650
konu hâline geldi.
00:49
Let me take a step back.
14
49996
1460
Bir adım geri geleyim.
00:52
When I was younger,
15
52076
1236
Gençliğimde,
00:53
mostly in my teens and 20s,
16
53336
1913
ekseriyetle ergenliğimde ve 20'lerimde
00:55
I had strange ideas about feminists
17
55273
2405
feministlerin kıllı, öfkeli, erkeklerden nefret eden,
00:57
as hairy, angry, man-hating, sex-hating women --
18
57702
3776
cinsellikten nefret eden kadınlar olduğuyla ilgili garip düşüncelerim vardı --
01:01
as if those are bad things.
19
61502
1579
sanki bunlar kötü şeylermiş gibi.
01:03
(Laughter)
20
63105
2729
(Gülüşmeler)
01:06
These days, I look at how women are treated the world over,
21
66978
3438
Bu günlerde dünyada kadınlara nasıl davranıldığına bakıyorum
01:10
and anger, in particular, seems like a perfectly reasonable response.
22
70440
4286
ve özellikle öfke tamamen mantıklı bir cevap gibi geliyor.
01:14
But back then,
23
74750
1745
Ancak o zamanlar,
01:16
I worried about the tone people used
24
76519
1803
feminist olduğumu ortaya attığımda
01:18
when suggesting I might be a feminist.
25
78322
3000
insanların kullandığı tondan dolayı endişeleniyordum.
01:21
The feminist label was an accusation,
26
81322
2558
Feminist etiketi bir suçlamaydı,
01:23
it was an "F" word, and not a nice one.
27
83904
2389
bir "F" kelimesiydi ve hoş olmayanı.
01:26
I was labeled a woman who doesn't play by the rules,
28
86762
2896
Kurallara göre oynamayan,
01:29
who expects too much,
29
89682
1621
çok fazla şey bekleyen,
01:31
who thinks far too highly of myself,
30
91327
1993
erkeklerle eşit -- (Öksürük) -- daha üstün olduğuma
01:33
by daring to believe I'm equal -- (Coughs) -- superior to a man.
31
93344
4114
inanmaya cüret ederek kendini fazlaca iyi gören bir kadın olarak görüldüm.
01:38
You don't want to be that rebel woman,
32
98040
1845
O asi kadın olmak istemezsiniz,
01:39
until you realize that you very much are that woman,
33
99909
2485
ta ki o kadın olduğunuzu fark edinceye dek
01:42
and cannot imagine being anyone else.
34
102418
2497
ve başka biri olmayı düşünemezsiniz.
01:45
As I got older, I began to accept
35
105344
2020
Yaşlandıkça, gerçekten bir feminist
01:47
that I am, indeed, a feminist, and a proud one.
36
107388
3333
olduğumu kabul etmeye başladım ve gururluydum da.
01:50
I hold certain truths to be self-evident:
37
110745
2794
Belli gerçeklerin aşikâr olduğunu kabul ettim:
01:53
Women are equal to men.
38
113563
2452
Kadınlar erkeklerle eşittir.
01:56
We deserve equal pay for equal work.
39
116039
2781
Eşit iş için eşit ücreti hak ediyoruz.
01:58
We have the right to move through the world as we choose,
40
118844
2984
Dünyada istediğimiz gibi serbestçe dolanma hakkımız var,
02:01
free from harassment or violence.
41
121852
1967
taciz veya şiddet olmadan.
02:04
We have the right to easy, affordable access to birth control,
42
124233
3554
Doğum kontrolü ve üreme sağlığı hizmetlerine
02:07
and reproductive services.
43
127811
1897
kolay, ucuz erişim hakkımız var.
02:09
We have the right to make choices about our bodies,
44
129732
2571
Kendi bedenlerimizle ilgili seçimler yapma hakkımız var,
02:12
free from legislative oversight or evangelical doctrine.
45
132327
4153
kanunların gözetimi veya evanjelist doktrinden bağımsız olarak.
02:16
We have the right to respect.
46
136504
1484
Saygıya hakkımız var.
02:18
There's more.
47
138679
1206
Daha fazlası var.
02:19
When we talk about the needs of women,
48
139909
2215
Kadınların ihtiyaçları hakkında konuştuğumuzda,
02:22
we have to consider the other identities we inhabit.
49
142148
3405
yaşadığımız diğer kimlikleri de düşünmek zorundayız.
02:25
We are not just women.
50
145577
1457
Sadece kadın değiliz.
02:27
We are people with different bodies,
51
147518
1847
Farklı bedenleri,
02:29
gender expressions, faiths, sexualities,
52
149389
3015
cinsiyet dışavurumları, inançları, cinsellikleri, sosyal tabakaları,
02:32
class backgrounds, abilities, and so much more.
53
152428
2891
yetenekleri ve daha pek çok şeyi olan insanlarız.
02:35
We need to take into account
54
155708
1397
Bu farklılıkları ve bizleri
02:37
these differences and how they affect us,
55
157129
2436
nasıl etkilediğini hesaba katmak zorundayız,
02:39
as much as we account for what we have in common.
56
159589
2702
ortak yanlarımızdan sorumlu olduğumuz kadar.
02:42
Without this kind of inclusion, our feminism is nothing.
57
162680
3619
Böyle bir dâhil etme olmadan, feminizmimiz bir şey değil.
02:47
I hold these truths to be self-evident, but let me be clear:
58
167220
3651
Bu gerçeklerin aşikâr olduğunu kabul ettim, ama açıkça söylemeliyim:
02:50
I'm a mess.
59
170895
1137
Darmadağınım.
02:52
I am full of contradictions.
60
172056
2257
Tezatlarla doluyum.
02:54
There are many ways in which I'm doing feminism wrong.
61
174337
2920
Pek çok şekilde feminizmi yanlış yaşıyorum.
02:57
I have another confession.
62
177876
1516
Başka bir itirafım var.
02:59
When I drive to work, I listen to thuggish rap at a very loud volume.
63
179416
4336
Arabayla işe giderken, çok yüksek sesle sert rap dinliyorum.
03:03
(Laughter)
64
183776
1507
(Gülüşmeler)
03:05
Even though the lyrics are degrading to women --
65
185307
2329
Sözleri kadınları küçümsediği hâlde --
03:07
these lyrics offend me to my core --
66
187660
2795
bu sözler beni derinden incitiyor --
03:10
the classic Yin Yang Twins song "Salt Shaker" --
67
190479
3000
klasik Yin Yang Twins şarkısı "Salt Shaker" --
03:13
it is amazing.
68
193503
1452
inanılmaz.
03:14
(Laughter)
69
194979
2466
(Gülüşmeler)
03:17
"Make it work with your wet t-shirt.
70
197469
2928
"Islak tişörtünle devam et.
03:20
Bitch, you gotta shake it 'til your camel starts to hurt!"
71
200421
3760
Salla sürtük, ta ki ağrıyıncaya kadar deven!"
03:24
(Laughter)
72
204205
1158
(Gülüşmeler)
03:25
Think about it.
73
205387
1025
Bir düşünün.
03:26
(Laughter)
74
206436
2888
(Gülüşmeler)
03:29
Poetry, right?
75
209348
1318
Şiir, değil mi?
03:30
I am utterly mortified by my music choices.
76
210690
3660
Müzik seçimlerimle tamamen mahcup oluyorum.
03:34
(Laughter)
77
214374
1912
(Gülüşmeler)
03:36
I firmly believe in man work,
78
216310
2284
Kesinlikle erkek işine inanıyorum,
03:38
which is anything I don't want to do, including --
79
218618
2409
bunlar yapmak istemediğim her şey, şunlar dâhil --
03:41
(Laughter) --
80
221051
1881
(Gülüşmeler) --
03:42
all domestic tasks,
81
222956
2154
bütün ev işleri,
03:45
but also: bug killing, trash removal, lawn care and vehicle maintenance.
82
225134
4309
bunun yanında, böcek öldürme, çöpü götürme, çimlerin bakımı ve araç tamiri.
03:50
I want no part of any of that.
83
230014
1867
Bunları hiçbir şekilde istemiyorum.
03:51
(Laughter)
84
231905
1073
(Gülüşmeler)
03:53
Pink is my favorite color.
85
233002
1897
Pembe en sevdiğim renk.
03:54
I enjoy fashion magazines and pretty things.
86
234923
3028
Moda dergileri ve güzel şeylerden hoşlanıyorum.
03:57
I watch "The Bachelor" and romantic comedies,
87
237975
2303
The Bachelor (Bekâr)'ı ve romantik komedileri izliyorum.
04:00
and I have absurd fantasies about fairy tales coming true.
88
240302
3107
Peri masallarının gerçeğe dönüştüğüyle ilgili saçma fantezilerim var.
04:04
Some of my transgressions are more flagrant.
89
244121
2324
Bazı kural ihlallerim daha görünür.
04:06
If a woman wants to take her husband's name,
90
246914
2366
Eğer bir kadın kocasının adını almak isterse,
04:09
that is her choice, and it is not my place to judge.
91
249304
2688
o onun seçimi ve ben onu yargılayamam.
04:12
If a woman chooses to stay home to raise her children,
92
252622
2976
Eğer bir kadın çocuklarını büyütmek için evde oturmak isterse,
04:15
I embrace that choice, too.
93
255622
2091
o seçimi de kabul ederim.
04:17
The problem is not that she makes herself economically vulnerable in that choice;
94
257737
4071
Sorun, o seçimle kendini ekonomik olarak hassas hâle getirmesi değil;
04:21
the problem is that our society is set up
95
261832
2170
sorun, toplumumuzun kadınları seçim yaptıklarında
04:24
to make women economically vulnerable when they choose.
96
264002
2980
ekonomik olarak hassas hâle getirecek şekilde düzenlenmiş olması.
04:26
Let's deal with that.
97
266982
1650
Hadi bununla başa çıkalım.
04:29
(Applause)
98
269601
3378
(Alkış)
04:35
I reject the mainstream feminism
99
275413
2071
Beyaz, orta ve üstü sınıf heteroseksüel kadınları
04:37
that has historically ignored or deflected the needs
100
277508
2627
desteklemek için tarihsel olarak farklı renkten,
04:40
of women of color, working-class women, queer women and transgender women,
101
280159
4388
çalışan sınıfa dâhil, eşcinsel ve cinsiyet değiştiren kadınların
04:44
in favor of supporting white, middle- and upper-class straight women.
102
284571
3373
ihtiyaçlarını görmezden gelen veya saptıran ana akım feminizmi reddediyorum.
04:47
Listen, if that's good feminism -- I am a very bad feminist.
103
287968
3656
Dinleyin, eğer bu iyi feminizmse -- ben çok kötü bir feministim.
04:51
(Laughter)
104
291648
1090
(Gülüşmeler)
04:52
There is also this:
105
292762
1452
Bir de şu var:
04:54
As a feminist, I feel a lot of pressure.
106
294238
2722
Bir feminist olarak çok fazla baskı hissediyorum.
04:56
We have this tendency to put visible feminists on a pedestal.
107
296984
3669
Ortada görünen feministleri baş tacı etme eğilimimiz var.
05:00
We expect them to pose perfectly.
108
300677
2063
Mükemmel poz vermelerini bekliyoruz.
05:03
When they disappoint us,
109
303287
1160
Bizi hayal kırıklığına uğrattıklarında,
05:04
we gleefully knock them from the very pedestal we put them on.
110
304471
3462
onları zevkle üzerine koyduğumuz kaideden atıyoruz.
05:07
Like I said, I am a mess --
111
307957
2035
Söylediğim gibi, darmadağınım --
05:10
consider me knocked off that pedestal
112
310016
1830
beni oraya koymayı denemeden önce
05:11
before you ever try to put me up there.
113
311846
2021
kaideden düşmüş olarak farz edin.
05:13
(Laughter)
114
313867
1068
(Gülüşmeler)
05:15
Too many women,
115
315374
1060
Pek çok kadın,
05:16
particularly groundbreaking women and industry leaders,
116
316458
3025
özellikle çığır açan kadınlar ve endüstri liderleri
05:19
are afraid to be labeled as feminists.
117
319507
2338
feminist olarak yaftalanmaktan korkuyorlar.
05:21
They're afraid to stand up and say, "Yes, I am a feminist,"
118
321869
3706
Ayağa kalkıp şöyle demekten korkuyorlar: "Evet, ben bir feministim.",
05:25
for fear of what that label means,
119
325599
2245
o etiketin anlamından korktuklarından,
05:27
for fear of being unable to live up to unrealistic expectations.
120
327868
3868
gerçekçi olmayan beklentilere uygun olarak yaşayamamaktan korktuklarından.
05:32
Take, for example, Beyoncé, or as I call her, The Goddess.
121
332569
3772
Örneğin, Beyoncé ya da ona verdiğim ismiyle Tanrıça'yı ele alın.
05:36
(Laughter)
122
336365
1936
(Gülüşmeler)
05:38
She has emerged, in recent years, as a visible feminist.
123
338325
3432
Son yıllarda göze çarpan bir feminist olarak ortaya çıktı.
05:41
At the 2014 MTV Video Music Awards,
124
341781
2817
2014 MTV Video Müzik Ödülleri'nde,
05:44
she performed in front of the word "feminist" 10 feet high.
125
344622
3766
3 metre yüksekliğindeki "feminist" kelimesinin önünde performans gösterdi.
05:48
It was a glorious spectacle to see
126
348412
2231
Bu pop yıldızının açıkça feminizmi kucaklamasını,
05:50
this pop star openly embracing feminism
127
350643
3000
genç kadınlara ve erkeklere feminist olmanın
05:53
and letting young women and men know
128
353643
1729
kutlanacak bir şey olduğunu
05:55
that being a feminist is something to celebrate.
129
355396
3103
belirtmesini görmek olağanüstü bir manzaraydı.
05:58
As the moment faded, cultural critics began endlessly debating
130
358985
3659
Zaman geçtikten sonra, kültür eleştirmenleri Beyoncé'nin gerçekten feminist
06:02
whether or not Beyoncé was, indeed, a feminist.
131
362668
2660
olup olmadığını sonu gelmez bir şekilde tartışmaya başladılar.
06:05
They graded her feminism,
132
365693
1881
Onun feminizmini puanladılar,
06:07
instead of simply taking a grown, accomplished woman at her word.
133
367598
4268
yetişkin, başarılı bir kadının sözlerini sadece kabul etmek yerine.
06:11
(Laughter)
134
371890
2638
(Gülüşmeler)
06:14
(Applause)
135
374552
2674
(Alkış)
06:17
We demand perfection from feminists,
136
377250
2517
Feministlerden mükemmeliyet talep ediyoruz,
06:19
because we are still fighting for so much,
137
379791
2357
çünkü hâlâ çok şey için savaşıyoruz,
06:22
we want so much,
138
382172
1297
çok şey istiyoruz,
06:23
we need so damn much.
139
383493
1533
kahretsin çok fazlasına ihtiyacımız var.
06:25
We go far beyond reasonable, constructive criticism,
140
385395
3180
Mantıklı, yapıcı eleştirinin çok ötesine gidiyoruz,
06:28
to dissecting any given woman's feminism,
141
388599
2749
herhangi bir kadının feminizmini parçalarına ayırıncaya kadar,
06:31
tearing it apart until there's nothing left.
142
391372
2381
geriye bir şey kalmayıncaya dek paramparça edinceye kadar.
06:34
We do not need to do that.
143
394253
1389
Bunu yapmamız gerekmiyor.
06:36
Bad feminism -- or really, more inclusive feminism -- is a starting point.
144
396452
4107
Kötü feminizm ya da aslında daha kapsamlı feminizm bir başlangıç noktası.
06:40
But what happens next?
145
400583
1453
Ama daha sonra ne olacak?
06:42
We go from acknowledging our imperfections to accountability,
146
402592
3482
Kusurlarımızı kabul etmekten, sorumlu tutulabilmeye gideceğiz
06:46
or walking the walk, and being a little bit brave.
147
406098
3102
veya işin üstesinden gelmeye ve biraz cesur olmaya.
06:49
If I listen to degrading music,
148
409888
2304
Eğer küçümseyici müzik dinlersem,
06:52
I am creating a demand for which artists are more than happy
149
412216
3526
sanatçıların sonsuz arzla katkı sağlamaktan
06:55
to contribute a limitless supply.
150
415742
1934
mutlu olacağı bir talep yaratırım.
06:58
These artists are not going to change
151
418120
1880
Bu sanatçılar şarkılarında kadınlar için
07:00
how they talk about women in their songs
152
420000
1955
nasıl konuştuklarını değiştirmeyecekler,
07:01
until we demand that change by affecting their bottom line.
153
421955
3661
ta ki biz sonucunu etkileyerek o değişimi talep edene dek.
07:05
Certainly, it is difficult.
154
425998
2127
Bu kesinlikle zor.
07:08
Why must it be so catchy?
155
428149
1975
Neden bu kadar güç olmak zorunda?
07:10
(Laughter)
156
430561
2756
(Gülüşmeler)
07:14
It's hard to make the better choice,
157
434291
2029
Daha iyi olan seçimi yapmak zor
07:16
and it is so easy to justify a lesser one.
158
436344
2796
ve daha az olanı haklı göstermek kolay.
07:19
But --
159
439164
1038
Ama,
07:20
when I justify bad choices,
160
440226
1755
daha kötü seçimleri savunursam,
07:22
I make it harder for women to achieve equality,
161
442005
2919
kadınların eşitliğe ulaşmasını zorlaştırırım,
07:24
the equality that we all deserve,
162
444948
1864
hepimizin hak ettiği eşitliğe
07:26
and I need to own that.
163
446836
1317
ve ona sahip olmak zorundayım.
07:28
I think of my nieces, ages three and four.
164
448533
3269
Yeğenlerimi düşünüyorum, yaşları üç ve dört.
07:31
They are gorgeous and headstrong, brilliant girls,
165
451826
2439
Çok cesur olan muhteşem ve dik başlı,
07:34
who are a whole lot of brave.
166
454289
1574
parlak zekâlı kızlar.
07:36
I want them to thrive in a world where they are valued
167
456284
2917
Değer verildikleri bir dünyada gelişip büyümelerini istiyorum,
07:39
for the powerful creatures they are.
168
459225
2328
zira çok güçlü varlıklar.
07:41
I think of them,
169
461577
1055
Onları düşünüyorum
07:42
and suddenly, the better choice becomes far easier to make.
170
462656
3659
ve birden daha iyi seçimi yapmak çok daha kolay hâle geliyor.
07:46
We can all make better choices.
171
466775
2090
Hepimiz daha iyi seçimler yapabiliriz.
07:49
We can change the channel when a television show
172
469333
2497
Bir televizyon programı, Game of Thrones (Taht Oyunları),
07:51
treats sexual violence against women like sport,
173
471830
2694
kadınlara karşı cinsel şiddeti spor gibi gösterdiği
07:54
Game of Thrones.
174
474548
1428
zaman kanalı değiştirebiliriz.
07:56
We can change the radio station
175
476000
1810
Kadınlara bir hiç gibi davranan
07:57
when we hear songs that treat women as nothing.
176
477834
3205
şarkıları duyduğumuzda radyo istasyonunu değiştirebiliriz.
08:01
We can spend our box office dollars elsewhere
177
481063
2683
Filmler kadınlara dekoratif objelerden daha fazlası
08:03
when movies don't treat women
178
483770
1550
olarak davranmadığı zaman,
08:05
as anything more than decorative objects.
179
485320
2423
bilet paralarımızı başka bir yerde harcayabiliriz.
08:07
We can stop supporting professional sports
180
487743
2241
Sporcuların partnerlerine kum torbası gibi
08:10
where the athletes treat their partners like punching bags.
181
490008
3250
davrandığı profesyonel sporları desteklemeyi bırakabiliriz.
08:14
(Applause)
182
494171
3478
(Alkış)
08:19
In other ways, men -- and especially straight white men --
183
499595
2947
Başka şekilde, erkekler -- ve özellikle heteroseksüel beyaz erkekler --
08:22
can say, "No, I will not publish with your magazine,
184
502566
3087
şöyle diyebilirler, "Hayır, hem katılmcı,
08:25
or participate in your project, or otherwise work with you,
185
505677
3286
hem de karar verici olarak adil sayıda kadın dâhil edinceye kadar,
08:28
until you include a fair number of women,
186
508987
2397
sizin derginizde yayınlamayacağım veya projenizde
08:31
both as participants and decision makers.
187
511408
2547
yer almayacağım veyahut sizinle çalışmayacağım.
08:34
I won't work with you until your publication,
188
514670
2127
Yayınınız veya organizasyonunuz her türlü
08:36
or your organization, is more inclusive of all kinds of difference."
189
516821
3761
farklılığa karşı daha kapsayıcı oluncaya dek sizinle çalışmayacağım."
08:41
Those of us who are underrepresented
190
521225
2293
Aramızda yetersiz temsil edilenler
08:43
and invited to participate in such projects,
191
523542
2169
böyle projelerde yer almak için
08:45
can also decline to be included
192
525735
2369
davet edildiklerinde, cam tavandan geçmek için
08:48
until more of us are invited through the glass ceiling,
193
528128
3003
daha fazlamız davet edilene dek dâhil olmayı reddedebiliriz
08:51
and we are tokens no more.
194
531155
1952
ve artık sembolik olmayız.
08:53
Without these efforts,
195
533553
1674
Bu çabalar olmadan,
08:55
without taking these stands,
196
535251
1802
bu görüşleri savunmadan,
08:57
our accomplishments are going to mean very little.
197
537077
2582
başarılarımızın çok az anlamı olacak.
09:00
We can commit these small acts of bravery
198
540365
2613
Bu küçük cesur davranışlarda bulunabiliriz
09:03
and hope that our choices trickle upward to the people in power --
199
543002
3903
ve umut ederiz ki, seçimlerimiz güce sahip insanlara doğru yönelir --
09:06
editors, movie and music producers,
200
546929
2611
editörler, film ve müzik yapımcıları,
09:09
CEOs, lawmakers --
201
549564
2373
genel müdürler, yasa koyucular --
09:11
the people who can make bigger, braver choices
202
551961
2213
sürekli, anlamlı değişimler yaratmak için
09:14
to create lasting, meaningful change.
203
554198
2781
daha büyük, daha cesur seçimler yapan insanların.
09:17
We can also boldly claim our feminism --
204
557678
2523
Feminizmimize cesurca sahip çıkabiliriz --
09:20
good, bad, or anywhere in between.
205
560225
2365
iyi, kötü ve ikisinin arasında bir yerde.
09:23
The last line of my book "Bad Feminist" says,
206
563329
2452
Kitabım Kötü Feminist'in son satırı şöyle diyor,
09:25
"I would rather be a bad feminist than no feminist at all."
207
565805
3919
"Hiç feminist olmamaktansa kötü bir feminist olurum daha iyi."
09:30
This is true for so many reasons,
208
570240
2040
Bu pek çok sebepten dolayı doğru,
09:32
but first and foremost, I say this because once upon a time,
209
572304
3560
ama en başta, bunu söylüyorum, çünkü bir zamanlar
09:35
my voice was stolen from me,
210
575888
1829
sesim benden çalınmıştı
09:37
and feminism helped me to get my voice back.
211
577741
2925
ve feminizm sesimi geri almama yardımcı oldu.
09:41
There was an incident.
212
581455
1150
Bir olay oldu.
09:42
I call it an incident so I can carry the burden of what happened.
213
582915
3420
Ona olay diyorum, ki olanların yükünü taşıyabileyim.
09:46
Some boys broke me,
214
586724
1412
Bazı oğlanlar beni kırdı,
09:48
when I was so young, I did not know
215
588136
1814
çok gençken, erkeklerin bir kızı
09:49
what boys can do to break a girl.
216
589950
2450
kırmak için neler yapabileceğini bilmiyordum.
09:52
They treated me like I was nothing.
217
592400
2142
Bana hiçbir şeymişim gibi davrandılar.
09:54
I began to believe I was nothing.
218
594566
2474
Hiçbir şey olduğuma inanmaya başladım.
09:57
They stole my voice, and in the after,
219
597064
2039
Sesimi çaldılar ve onun sonrasında
09:59
I did not dare to believe
220
599127
1357
söylediğim hiçbir şeyin
10:00
that anything I might say could matter.
221
600508
2416
önemi olabileceğini inanmaya cesaret etmedim.
10:02
But --
222
602948
1009
Ancak --
10:03
I had writing.
223
603981
1372
yazı yazıyordum.
10:05
And there, I wrote myself back together.
224
605377
2436
İşte kendimi yazarak toparladım.
10:08
I wrote myself toward a stronger version of myself.
225
608242
3014
Daha güçlü bir versiyonum olarak kendimi yazdım.
10:11
I read the words of women
226
611653
1351
Benimki gibi bir hikâyesi
10:13
who might understand a story like mine,
227
613028
2332
olan birini anlayabilecek ve bana benzeyen
10:15
and women who looked like me,
228
615384
1771
kadınların sözlerini okudum,
10:17
and understood what it was like to move through the world with brown skin.
229
617179
4100
kahverengi bir deriyle dünyada hareket etmenin nasıl olduğunu anladım.
10:21
I read the words of women who showed me I was not nothing.
230
621303
4275
Hiçbir şey olmadığımı gösteren kadınların sözlerini okudum.
10:25
I learned to write like them,
231
625602
1682
Onlar gibi yazmayı öğrendim
10:27
and then I learned to write as myself.
232
627308
2182
ve sonra kendim olarak yazmayı öğrendim.
10:29
I found my voice again,
233
629856
1144
Tekrar sesimi buldum
10:31
and I started to believe that my voice is powerful beyond measure.
234
631024
4056
ve sesimin son derece güçlü olduğuna inanmaya başladım.
10:36
Through writing and feminism,
235
636048
1538
Yazma ve feminizm sayesinde şunu da anladım.
10:37
I also found that if I was a little bit brave,
236
637610
2754
Eğer biraz daha cesur olsaydım,
10:40
another woman might hear me and see me and recognize
237
640388
3601
diğer bir kadın beni duyabilir, görebilir ve hiçbirimizin dünyanın
10:44
that none of us are the nothing the world tries to tell us we are.
238
644013
3591
bize söylemeye çalıştığı gibi hiçbir şey olmadığını fark edebilirdi.
10:48
In one hand,
239
648160
1508
Bir yandan
10:49
I hold the power to accomplish anything.
240
649692
3024
her şeyi başarma gücünü elimde tutuyorum.
10:52
And in my other,
241
652740
1001
Diğer yandan,
10:53
I hold the humbling reality that I am just one woman.
242
653765
3684
sadece bir tek kadın olduğuma dair mütevazı gerçeği elimde tutuyorum.
10:57
I am a bad feminist,
243
657918
1679
Kötü bir feministim,
10:59
I am a good woman,
244
659621
1642
iyi bir kadınım,
11:01
I am trying to become better in how I think,
245
661287
2375
nasıl düşündüğüm, ne söylediğim ve ne yaptığım
11:03
and what I say, and what I do,
246
663686
2260
konusunda daha iyi olmaya çalışıyorum,
11:05
without abandoning everything that makes me human.
247
665970
2785
beni insan yapan her şeyi terk etmeden.
11:09
I hope that we can all do the same.
248
669152
2524
Umut ederim ki, hepimiz aynısını yapabiliriz.
11:11
I hope that we can all be a little bit brave,
249
671700
2243
Umut ederim ki, hepimiz biraz daha cesur olabiliriz,
11:13
when we most need such bravery.
250
673967
2087
öylesine bir cesarete en çok ihtiyacımız olduğunda.
11:16
(Applause)
251
676856
2681
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7