The optimism bias | Tali Sharot

Tali Sharot: İyimserlik eğilimi

552,095 views ・ 2012-05-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Meric Aydonat Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
I'm going to talk to you about optimism --
1
15408
3382
Size iyimserlikten bahsedeceğim,
00:18
or more precisely, the optimism bias.
2
18790
2483
ya da tam olarak iyimserlik eğiliminden.
00:21
It's a cognitive illusion
3
21273
1645
Bu, son birkaç senedir laboratuvarımda
00:22
that we've been studying in my lab for the past few years,
4
22918
2742
üzerine çalıştığımız kavramsal bir yanılsama
00:25
and 80 percent of us have it.
5
25660
1735
ve yüzde 80'imizde var.
00:27
It's our tendency to overestimate
6
27395
2734
Hayatımızda iyi durumlarla karşılaşma olasılığımızı
00:30
our likelihood of experiencing good events in our lives
7
30129
2923
olduğundan yüksek öngörüp kötü durumlarla karşılaşma olasılığımızı
00:33
and underestimate our likelihood of experiencing bad events.
8
33052
4108
olduğundan düşük öngörmeye daha yatkınız.
00:37
So we underestimate our likelihood of suffering from cancer,
9
37160
3017
Yani, kansere yakalanma, ya da bir araba kazası geçirme
00:40
being in a car accident.
10
40177
1506
olasılıklarımızı düşük tahmin ederiz.
00:41
We overestimate our longevity, our career prospects.
11
41683
3186
Uzun yaşam ve kariyerde başarı olasılıklarımızı yüksek tutarız.
00:44
In short, we're more optimistic than realistic,
12
44869
3445
Kısacası, gerçekçi olmaktan ziyade iyimseriz,
00:48
but we are oblivious to the fact.
13
48314
2162
ama bu durumu pek de umursamıyoruz.
00:50
Take marriage for example.
14
50476
2227
Örneğin evliliği ele alalım.
00:52
In the Western world, divorce rates are about 40 percent.
15
52703
3534
Batılı ülkelerde boşanma oranı yaklaşık yüzde 40.
00:56
That means that out of five married couples,
16
56237
3469
Bu demek ki, her beş evlilikten ikisi
00:59
two will end up splitting their assets.
17
59706
2721
mal varlıklarını bölüşmeyle son bulacaktır.
01:02
But when you ask newlyweds about their own likelihood of divorce,
18
62427
3375
Fakat yeni evlilere boşanma olasılıklarını sorduğunuzda,
01:05
they estimate it at zero percent.
19
65802
3692
bunu yüzde sıfır olarak öngörürler.
01:09
And even divorce lawyers, who should really know better,
20
69494
3729
Boşanma avukatları bile, ki bunu asıl bilmesi gerekenler onlar,
01:13
hugely underestimate their own likelihood of divorce.
21
73223
3849
kendi boşanma olasılıklarını fazlasıyla düşük öngörürler.
01:17
So it turns out that optimists are not less likely to divorce,
22
77072
3126
Durum şu ki, iyimserlerin boşanma olasılıkları normalden daha düşük değil,
01:20
but they are more likely to remarry.
23
80198
2530
fakat tekrar evlenme olasılıkları daha yüksek.
01:22
In the words of Samuel Johnson,
24
82728
2303
Samuel Johnson'ın dediği gibi,
01:25
"Remarriage is the triumph of hope over experience."
25
85031
3997
"İkinci evlilik, umudun deneyime karşı kazandığı zaferdir."
01:29
(Laughter)
26
89028
1962
(Kahkahalar)
01:30
So if we're married, we're more likely to have kids.
27
90990
4574
Bununla birlikte, evliysek, çocuk yapma olasılığımız daha yüksek.
01:35
And we all think our kids will be especially talented.
28
95564
3265
Hepimiz de çocuklarımızın mutlaka yetenekli olacaklarını düşünürüz.
01:38
This, by the way, is my two-year-old nephew, Guy.
29
98829
2598
Bu arada, bu, benim iki yaşındaki yeğenim, Guy.
01:41
And I just want to make it absolutely clear
30
101427
2375
Şunu açıkça belirtmek isterim
01:43
that he's a really bad example of the optimism bias,
31
103802
2771
o, iyimserlik eğiliminin oldukça kötü bir örneği,
01:46
because he is in fact uniquely talented.
32
106573
2812
çünkü hakikaten çok yetenekli.
01:49
(Laughter)
33
109385
1435
(Kahkahalar)
01:50
And I'm not alone.
34
110820
1607
Ben yalnız değilim.
01:52
Out of four British people, three said
35
112427
2475
Her dört İngiliz'den üçü
01:54
that they were optimistic about the future of their own families.
36
114902
3739
kendi ailelerinin geleceği konusunda iyimser olduklarını söylediler.
01:58
That's 75 percent.
37
118641
1751
Bu yüzde 75 demek.
02:00
But only 30 percent said
38
120392
2058
Fakat sadece yüzde 30'u
02:02
that they thought families in general
39
122450
2560
genel olarak ailelerin birkaç jenerasyon öncesinden
02:05
are doing better than a few generations ago.
40
125010
2412
daha iyi durumda olduğunu düşündüklerini söylediler.
02:07
And this is a really important point,
41
127422
2021
Bu gerçekten çok önemli bir nokta,
02:09
because we're optimistic about ourselves,
42
129443
1888
çünkü kendimiz, çocuklarımız
02:11
we're optimistic about our kids,
43
131331
1818
ve ailelerimiz ile ilgili gayet iyimserken,
02:13
we're optimistic about our families,
44
133149
1788
yanımızda oturan adam ile ilgili
02:14
but we're not so optimistic about the guy sitting next to us,
45
134937
3183
o kadar da iyimser değilizdir,
02:18
and we're somewhat pessimistic
46
138120
2229
hatta konu milletimizin ve ülkemizin kaderiyse
02:20
about the fate of our fellow citizens and the fate of our country.
47
140349
3879
biraz kötümseriz.
02:24
But private optimism about our own personal future
48
144228
4036
Fakat kendi geleceğimizle ilgili iyimserliğimiz
02:28
remains persistent.
49
148264
2011
yine de sabit.
02:30
And it doesn't mean that we think things will magically turn out okay,
50
150275
4066
Tabii bu, her şeyin kendiliğinden yoluna gireceğini düşünüyoruz demek değil,
02:34
but rather that we have the unique ability to make it so.
51
154341
4032
sadece yoluna koymak için gerekli yeteneğe sahip olduğumuzu düşünüyoruz.
02:38
Now I'm a scientist, I do experiments.
52
158373
2841
Ben bir biliminsanıyım ve deneyler yaparım.
02:41
So to show you what I mean,
53
161214
1792
Şimdi de ne demek istediğimi gösterebilmek için
02:43
I'm going to do an experiment here with you.
54
163006
2802
sizinle burada bir deney yapacağım.
02:45
So I'm going to give you a list of abilities and characteristics,
55
165808
3850
Size yetenek ve niteliklerden oluşan bir liste vereceğim
02:49
and I want you to think for each of these abilities
56
169658
2894
ve bu her bir yetenek için
02:52
where you stand relative to the rest of the population.
57
172552
4393
toplumun geri kalanına göre nerede durduğunuzu düşünmenizi isteyeceğim.
02:56
The first one is getting along well with others.
58
176945
3786
İlki, insanlarla iyi geçinebilmek.
03:00
Who here believes they're at the bottom 25 percent?
59
180731
5652
Kim burada en düşük yüzde 25'in içinde olduğunu düşünüyor?
03:06
Okay, that's about 10 people out of 1,500.
60
186383
4322
Tamam, bu 1500 kişi içinde yaklaşık 10 kişi.
03:10
Who believes they're at the top 25 percent?
61
190705
4013
Kim en üst yüzde 25'likte olduğunu düşünüyor?
03:14
That's most of us here.
62
194718
2710
Çoğumuz gibi.
03:17
Okay, now do the same for your driving ability.
63
197428
4930
Tamam, şimdi bunu sürücülük yeteneğiniz için de yapın.
03:22
How interesting are you?
64
202358
2583
Ne kadar ilgi çekicisiniz?
03:24
How attractive are you?
65
204941
2844
Ne kadar alımlısınız?
03:27
How honest are you?
66
207785
2954
Ne kadar dürüstsünüz?
03:30
And finally, how modest are you?
67
210739
5000
Ve son olarak, ne kadar alçak gönüllüsünüz?
03:35
So most of us put ourselves above average
68
215739
2688
Çoğumuz kendimizi bu yeteneklerde
03:38
on most of these abilities.
69
218427
2029
ortalamanın üstünde görüyoruz.
03:40
Now this is statistically impossible.
70
220456
2131
İşte bu istatistiki olarak imkansız.
03:42
We can't all be better than everyone else.
71
222587
3229
Hepimiz birden bütün herkesten daha iyi olamayız.
03:45
(Laughter)
72
225816
1642
(Kahkahalar)
03:47
But if we believe we're better than the other guy,
73
227458
2677
Ancak diğer bir başkasından daha iyi olduğumuza inanabiliriz,
03:50
well that means that we're more likely to get that promotion, to remain married,
74
230135
4083
yani o terfiyi daha muhtemel alacağız, evli kalacağız,
03:54
because we're more social, more interesting.
75
234218
2598
çünkü biz daha sosyal, daha ilgi çekiciyiz.
03:56
And it's a global phenomenon.
76
236816
2163
Ve bu küresel bir olgu.
03:58
The optimism bias has been observed
77
238979
2468
İyimserlik eğilimi
04:01
in many different countries --
78
241447
1719
birçok farklı ülkede incelendi,
04:03
in Western cultures, in non-Western cultures,
79
243166
3104
batılı kültürlerde, batılı olmayan kültürlerde,
04:06
in females and males,
80
246270
1506
kadınlarda ve erkeklerde,
04:07
in kids, in the elderly.
81
247776
1724
çocuklarda ve yaşlılarda.
04:09
It's quite widespread.
82
249500
1783
Bu oldukça yaygın bir konu.
04:11
But the question is, is it good for us?
83
251283
3500
Fakat soru şu ki, bu bizim için iyi mi?
04:14
So some people say no.
84
254783
2454
Bazı insanlar değil diyorlar.
04:17
Some people say the secret to happiness
85
257237
2518
Bazı insanlar mutluluğun sırrının
04:19
is low expectations.
86
259755
2753
düşük beklentide gizli olduğunu söylüyor.
04:22
I think the logic goes something like this:
87
262508
2504
Bence bunun mantığı şu şekilde işliyor:
04:25
If we don't expect greatness,
88
265012
2258
Büyük şeylerin beklentisinde olmazsak,
04:27
if we don't expect to find love and be healthy and successful,
89
267270
3880
aşkı bulacağımızı, sağlıklı ve başarılı olacağımızı ummazsak,
04:31
well we're not going to be disappointed when these things don't happen.
90
271150
3098
bunlar gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğramayız.
04:34
And if we're not disappointed when good things don't happen,
91
274248
3408
Ve iyi şeyler olmadığında hayal kırıklığına uğramazsak
04:37
and we're pleasantly surprised when they do,
92
277656
1979
ve olduklarında güzel bir sürpriz olursa,
04:39
we will be happy.
93
279635
1781
mutlu oluruz.
04:41
So it's a very good theory,
94
281416
1702
Bu oldukça iyi bir teori,
04:43
but it turns out to be wrong for three reasons.
95
283118
3027
fakat üç sebepten dolayı bu yanlış.
04:46
Number one: Whatever happens, whether you succeed or you fail,
96
286145
4615
Birincisi: Ne olursa olsun, başarılı da başarısız da olsanız,
04:50
people with high expectations always feel better.
97
290760
3858
yüksek beklentili insanlar her zaman daha iyi hissederler.
04:54
Because how we feel when we get dumped or win employee of the month
98
294618
3932
Çünkü terkedildiğimizde ya da ayın elemanı seçildiğimizde
04:58
depends on how we interpret that event.
99
298550
3030
nasıl hissettiğimiz, bu olayları nasıl yorumladığımıza bağlıdır.
05:01
The psychologists Margaret Marshall and John Brown
100
301580
4050
Psikolog Margaret Marshall ve psikolog John Brown
05:05
studied students with high and low expectations.
101
305630
2994
düşük ve yüksek beklentili öğrenciler üzerinde çalıştılar.
05:08
And they found that when people with high expectations succeed,
102
308624
4184
Ve büyük beklentili insanların başarılı olduklarında
05:12
they attribute that success to their own traits.
103
312808
2910
bunu kendi özelliklerinden ileri gelen bir başarıya yorduklarını buldular.
05:15
"I'm a genius, therefore I got an A,
104
315718
2196
"Bir dahiyim ve bu yüzden A aldım,
05:17
therefore I'll get an A again and again in the future."
105
317914
2675
bu yüzden gelecekte yine A alacağım."
05:20
When they failed, it wasn't because they were dumb,
106
320589
2973
Başarısız olduklarında ise, aptal oldukları için değil,
05:23
but because the exam just happened to be unfair.
107
323562
3173
sınav adaletsizce hazırlandığı içindir.
05:26
Next time they will do better.
108
326735
2283
Bir dahaki sefere daha iyisini yapacaklardır.
05:29
People with low expectations do the opposite.
109
329018
3077
Düşük beklentili insanlarda ise durum tam tersi.
05:32
So when they failed it was because they were dumb,
110
332095
2832
Başarısız olduklarında, bu aptal olduklarındandır,
05:34
and when they succeeded
111
334927
1500
ve başarılı olduklarında ise
05:36
it was because the exam just happened to be really easy.
112
336427
3317
sınav çok kolay hazırlanmıştır.
05:39
Next time reality would catch up with them.
113
339744
2401
Bir dahaki sefere gerçeklerle karşılaşacaklardır.
05:42
So they felt worse.
114
342145
2073
Bu şekilde daha kötü hissederler.
05:44
Number two: Regardless of the outcome,
115
344218
3240
İkincisi: Sonuç ne olursa olsun,
05:47
the pure act of anticipation makes us happy.
116
347458
4047
katılım duygusunun kendisi, bizi mutlu etmeye yeter.
05:51
The behavioral economist George Lowenstein
117
351505
3176
Davranışsal ekonomist George Löwenstein
05:54
asked students in his university
118
354681
1719
üniversitesindeki öğrencilere
05:56
to imagine getting a passionate kiss from a celebrity, any celebrity.
119
356400
4362
herhangi bir ünlüden tutkulu bir öpücük aldıklarını hayal etmelerini istedi.
06:00
Then he said, "How much are you willing to pay
120
360762
2885
Sonra da "Bu ünlüden öpücüğü
06:03
to get a kiss from a celebrity
121
363647
1988
hemen, üç saat sonra,
06:05
if the kiss was delivered immediately,
122
365635
2227
24 saat sonra, üç gün sonra,
06:07
in three hours, in 24 hours, in three days,
123
367862
5023
bir yıl sonra veya 10 yıl sonra almak için
06:12
in one year, in 10 years?
124
372885
2433
ne kadar para verirdiniz?" diye sordur.
06:15
He found that the students were willing to pay the most
125
375318
3130
Öğrenciler öpücüğü şimdi değil,
06:18
not to get a kiss immediately,
126
378448
1999
üç gün sonra almak için
06:20
but to get a kiss in three days.
127
380447
2980
en çok parayı verdiler.
06:23
They were willing to pay extra in order to wait.
128
383427
4247
Beklemek için fazladan para vermeye razılardı.
06:27
Now they weren't willing to wait a year or 10 years;
129
387674
3003
Ama bir ya da 10 yıl beklemek istemiyorlardı,
06:30
no one wants an aging celebrity.
130
390677
1421
kimse yaslanan bir ünlü istemez.
06:32
But three days seemed to be the optimum amount.
131
392098
4789
Ama üç gün olabilecek en iyi süreydi.
06:36
So why is that?
132
396887
2303
Bu neden böyle?
06:39
Well if you get the kiss now, it's over and done with.
133
399190
3424
Öpücüğü şimdi alırsanız, olur ve biter.
06:42
But if you get the kiss in three days,
134
402614
1950
Ama üç gün sonra alırsanız,
06:44
well that's three days of jittery anticipation, the thrill of the wait.
135
404564
4154
üç gün boyunca beklemenin heyecanını yaşarsınız.
06:48
The students wanted that time
136
408718
1869
Öğrenciler nerede olacağını,
06:50
to imagine where is it going to happen,
137
410587
2381
nasıl olacağını hayal etmek için
06:52
how is it going to happen.
138
412968
1629
bu süreyi istediler.
06:54
Anticipation made them happy.
139
414597
2211
Beklemek onları mutlu edecekti.
06:56
This is, by the way, why people prefer Friday to Sunday.
140
416808
3869
Bu arada insanların neden cuma gününü pazar gününden daha çok sevdiklerinin nedeni de bu.
07:00
It's a really curious fact,
141
420677
2083
Bu gerçekten ilginç bir gerçek,
07:02
because Friday is a day of work and Sunday is a day of pleasure,
142
422760
3417
çünkü cuma çalışma günü, pazarsa eğlence,
07:06
so you'd assume that people will prefer Sunday,
143
426177
2904
bu yüzden insanların pazarı tercih edeceklerini düşünürsünüz,
07:09
but they don't.
144
429081
1721
ama öyle değil.
07:10
It's not because they really, really like being in the office
145
430802
2875
İşte olmayı çok sevdiklerinden,
07:13
and they can't stand strolling in the park
146
433677
1967
parkta gezinti yapmaktan
07:15
or having a lazy brunch.
147
435644
1661
veya tembelce brunch yapmaktan nefret ettiklerinden değil.
07:17
We know that, because when you ask people
148
437305
2136
Bunu şöyle biliyoruz, insanlara
07:19
about their ultimate favorite day of the week,
149
439441
2704
haftanın en sevdikleri gününü sorduğunuzda,
07:22
surprise, surprise, Saturday comes in at first,
150
442145
2820
beklenildiği gibi cumartesi ilk sırada geliyor,
07:24
then Friday, then Sunday.
151
444965
2920
sonra cuma, sonra pazar.
07:27
People prefer Friday
152
447885
1869
İnsanlar cumayı tercih ediyorlar,
07:29
because Friday brings with it the anticipation of the weekend ahead,
153
449754
3964
çünkü cuma, gelecek haftasonunun
07:33
all the plans that you have.
154
453718
1917
yapacağınız bütün planların heyecanını beraberinde getiriyor.
07:35
On Sunday, the only thing you can look forward to
155
455635
2704
Pazar günü ise, önünüzde sadece
07:38
is the work week.
156
458339
2254
iş haftası var.
07:40
So optimists are people who expect more kisses in their future,
157
460593
4877
İyimserler, geleceklerinden daha fazla öpücük,
07:45
more strolls in the park.
158
465470
1921
parkta daha çok gezinti bekleyenler.
07:47
And that anticipation enhances their wellbeing.
159
467391
3907
Bu beklenti de onların iyi durumlarını arttırıyor.
07:51
In fact, without the optimism bias,
160
471298
2964
Gerçekte, iyimserlik eğilimi olmadan,
07:54
we would all be slightly depressed.
161
474262
2750
biraz depresyonda olurdurk.
07:57
People with mild depression,
162
477012
2267
Hafif depresyonlu kişiler,
07:59
they don't have a bias when they look into the future.
163
479279
2979
geleceğe baktıklarında bir eğilim görmüyorlar.
08:02
They're actually more realistic than healthy individuals.
164
482258
4222
Sağlıklıdansa daha gerçekçi kişiler onlar.
08:06
But individuals with severe depression,
165
486480
2101
Ama ciddi depresyondaki kişilerin
08:08
they have a pessimistic bias.
166
488581
1829
kötümserlik eğilimi var.
08:10
So they tend to expect the future
167
490410
2463
Onlar, geleceği olacağından
08:12
to be worse than it ends up being.
168
492873
2477
daha kötü görüyorlar.
08:15
So optimism changes subjective reality.
169
495350
3243
Yani iyimserlik, öznel gerçekliği değiştiriyor.
08:18
The way we expect the world to be changes the way we see it.
170
498593
3750
Dünyanın nasıl olacağına dair beklentilerimiz, onu nasıl gördüğümüzü değiştiriyor.
08:22
But it also changes objective reality.
171
502343
3242
Ama aynı zamanda nesnel gerçekliği de değiştiriyor.
08:25
It acts as a self-fulfilling prophecy.
172
505585
2727
Kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi oluyor.
08:28
And that is the third reason
173
508312
2068
Bu da beklentilerinizi azaltmanın sizi
08:30
why lowering your expectations will not make you happy.
174
510380
3180
daha mutlu yapmayacağının üçüncü nedeni.
08:33
Controlled experiments have shown
175
513560
1835
Kontrollü deneyler,
08:35
that optimism is not only related to success,
176
515395
2917
iyimserliğin sadece başarıyla ilgili olmadığını,
08:38
it leads to success.
177
518312
1807
kişiyi başarıya götürdüğünü gösteriyor.
08:40
Optimism leads to success in academia and sports and politics.
178
520119
4870
İyimserlik kişiyi, akademide, sporda, politikada başarıya götürüyor.
08:44
And maybe the most surprising benefit of optimism is health.
179
524989
4475
Belki de iyimserliğin en şaşırtıcı yararı da sağlık.
08:49
If we expect the future to be bright,
180
529464
3325
Geleceğin parlak olacağını bekliyorsak,
08:52
stress and anxiety are reduced.
181
532789
2740
stresimiz ve endişemiz azalıyor.
08:55
So all in all, optimism has lots of benefits.
182
535529
4220
Yani sonuç olarak, iyimserliğin birçok yararı var.
08:59
But the question that was really confusing to me was,
183
539749
3011
Ama benim kafamı karıştıran soru
09:02
how do we maintain optimism in the face of reality?
184
542760
4669
gerçekliğin karşısında iyimserliğimizi nasıl koruyabilir idi.
09:07
As an neuroscientist, this was especially confusing,
185
547429
3018
Bir sınır sistemi bilimcisi olarak, bu özellikle kafa karıştırıcıydı,
09:10
because according to all the theories out there,
186
550447
2896
çünkü var olan teorilere göre,
09:13
when your expectations are not met, you should alter them.
187
553343
4188
beklentileriniz karşılanmadığında, onları değiştirmelisiniz.
09:17
But this is not what we find.
188
557531
1552
Ama bulgularımız bunu göstermiyor.
09:19
We asked people to come into our lab
189
559083
3483
İnsanlardan, laboratuvarımıza gelmelerini
09:22
in order to try and figure out what was going on.
190
562566
2810
ve neler olduğunu anlamaya çalışmalarını istedik.
09:25
We asked them to estimate their likelihood
191
565376
2547
Başlarına gelebilecek farklı felaketlerin
09:27
of experiencing different terrible events in their lives.
192
567923
2504
olasılıklarını kestirmelerini istedik.
09:30
So, for example, what is your likelihood of suffering from cancer?
193
570427
4375
Örneğin, kanser olma olasılığınız nedir?
09:34
And then we told them the average likelihood
194
574802
2352
Sonra da onlar gibi birisinin
09:37
of someone like them to suffer these misfortunes.
195
577154
2981
bu felaketlerle karşılaşma olasılığının kaç olabileceğini söyledik.
09:40
So cancer, for example, is about 30 percent.
196
580135
3565
Örneğin, kanser yaklaşık yüzde 30.
09:43
And then we asked them again,
197
583700
2935
Onlara sonra tekrar
09:46
"How likely are you to suffer from cancer?"
198
586635
2875
"Kanser olma olasılığınız nedir?" diye sorduk.
09:49
What we wanted to know was
199
589510
2248
Öğrenmeye çalıştığımız,
09:51
whether people will take the information that we gave them
200
591758
2669
onlara verdiğimiz bilginin onların inandıklarını
09:54
to change their beliefs.
201
594427
2131
değiştirip değiştiremeyeceğiydi.
09:56
And indeed they did --
202
596558
2369
Gerçekten değiştirdi --
09:58
but mostly when the information we gave them
203
598927
2581
ama onlara verdiğimiz bilgi çoğunlukla
10:01
was better than what they expected.
204
601508
2831
beklediklerinden iyiydi.
10:04
So for example,
205
604339
1361
Örneğin,
10:05
if someone said, "My likelihood of suffering from cancer
206
605700
2910
birisi "Kansere yakalanma olasılığım,
10:08
is about 50 percent,"
207
608610
2381
yaklaşık yüzde 50." dediyse,
10:10
and we said, "Hey, good news.
208
610991
2521
"Haberler iyi.
10:13
The average likelihood is only 30 percent,"
209
613512
2581
Ortalama yakalanma olasılığı yüzde 30." dedik,
10:16
the next time around they would say,
210
616093
2046
bir dahaki sefere,
10:18
"Well maybe my likelihood is about 35 percent."
211
618139
2715
"Belki de yakalanma olasılığım yaklaşık yüzde 35." dediler.
10:20
So they learned quickly and efficiently.
212
620854
2636
Yani çabuk ve verimli olarak öğrendiler.
10:23
But if someone started off saying,
213
623490
2550
Ama birisi,
10:26
"My average likelihood of suffering from cancer is about 10 percent,"
214
626040
3403
"Benin kansere yakalanma olasılığım, yaklaşık yüzde 10." dediyse,
10:29
and we said, "Hey, bad news.
215
629443
2692
biz de "Haberler kötü.
10:32
The average likelihood is about 30 percent,"
216
632135
3073
Ortalama yakalanma olasılığı yüzde 30." dedik,
10:35
the next time around they would say,
217
635208
2058
bir dahaki sefere,
10:37
"Yep. Still think it's about 11 percent."
218
637266
3119
"Evet. Bence hala yüzde 11." dediler.
10:40
(Laughter)
219
640385
1690
(Gülüşmeler)
10:42
So it's not that they didn't learn at all -- they did --
220
642075
3319
Öğrenmediklerinden değil -- öğrendiler --
10:45
but much, much less than when we gave them
221
645394
2336
ama, geleceklerine dair iyi haberler
10:47
positive information about the future.
222
647730
2473
verdiğimiz durumdan daha az.
10:50
And it's not that they didn't remember the numbers that we gave them;
223
650203
3034
Onlara verdiğimiz sayıları hatırlamadıklarından değil,
10:53
everyone remembers that the average likelihood of cancer
224
653237
3073
kansere yakalanma olasılığının yaklaşık yüzde 30 öldüğünü
10:56
is about 30 percent
225
656310
1500
ve boşanma olasılığının yaklaşık yüzde 40 öldüğünü
10:57
and the average likelihood of divorce is about 40 percent.
226
657810
2779
herkes hatırlar.
11:00
But they didn't think that those numbers were related to them.
227
660589
4631
Ama bu sayıların onları ilgilendirmediğini düşündüler.
11:05
What this means is that warning signs such as these
228
665220
4148
Bunun anlamı, bunun gibi uyarıcı sayıların
11:09
may only have limited impact.
229
669368
2892
sınırlı etkisi olabileceği.
11:12
Yes, smoking kills, but mostly it kills the other guy.
230
672260
4159
Evet, sigara öldürür, ama çoğunlukla diğer adamı.
11:16
What I wanted to know was
231
676419
1883
Bilmek istediğim,
11:18
what was going on inside the human brain
232
678302
2860
bu uyarıcı sayıları üstümüze alınmamızı engelleyen
11:21
that prevented us from taking these warning signs personally.
233
681162
4094
beynimizde ne olduğuydu.
11:25
But at the same time,
234
685256
1487
Ama aynı zamanda,
11:26
when we hear that the housing market is hopeful,
235
686743
1978
ev piyasasının umut verici olduğunu duyduğumuzda,
11:28
we think, "Oh, my house is definitely going to double in price."
236
688721
4116
"Evimin fiyatı kesinlikle ikiye katlanacak." diye düşünürüz.
11:32
To try and figure that out,
237
692837
2085
Bunu anlamak için,
11:34
I asked the participants in the experiment
238
694922
2473
Katılımcılardan, bir beyin görüntüleme aracında
11:37
to lie in a brain imaging scanner.
239
697395
2161
yalan söylemelerini istedim.
11:39
It looks like this.
240
699556
1527
Böyle gözüküyor.
11:41
And using a method called functional MRI,
241
701083
3031
İşlevsel MRİ adındaki bir yöntemi kullanarak
11:44
we were able to identify regions in the brain
242
704114
3606
olumlu bilgilere tepki veren
11:47
that were responding to positive information.
243
707720
2817
beyin bölgelerini tespit ettik.
11:50
One of these regions is called the left inferior frontal gyrus.
244
710537
3579
Bu bölgelerden birinin adı sol iç on kıvrım.
11:54
So if someone said, "My likelihood of suffering from cancer is 50 percent,"
245
714116
3788
Örneğin birisi "Benim kansere yakalanma olasılığım yüzde 50." dediğinde
11:57
and we said, "Hey, good news.
246
717904
1856
ve biz "Haberler iyi.
11:59
Average likelihood is 30 percent,"
247
719760
2290
Ortalama olasılık yüzde 30." dediğinde
12:02
the left inferior frontal gyrus would respond fiercely.
248
722050
3572
sol iç on kıvrım çılgınca tepki verir.
12:05
And it didn't matter if you're an extreme optimist, a mild optimist
249
725622
4732
Üç bir iyimser, hafif iyimser
12:10
or slightly pessimistic,
250
730354
1821
veya biraz kötümser olmanız bir şey değiştirmedi,
12:12
everyone's left inferior frontal gyrus
251
732175
2585
herkesin sol iç on kıvrımı
12:14
was functioning perfectly well,
252
734760
1844
olması gerektiği gibi çalışıyordu,
12:16
whether you're Barack Obama or Woody Allen.
253
736604
2906
Barack Obama ya da Woody Allen olmanız bir şeyi değiştirmiyordu.
12:19
On the other side of the brain,
254
739510
1644
Beynin diğer yanında,
12:21
the right inferior frontal gyrus was responding to bad news.
255
741154
4786
sağ iç on kıvrım ise kötü haberlere tepki veriyordu.
12:25
And here's the thing: it wasn't doing a very good job.
256
745940
3726
İlginç olanı: işini pek de iyi yapmıyordu.
12:29
The more optimistic you were,
257
749666
2015
Ne kadar iyimserseniz,
12:31
the less likely this region was
258
751681
2337
bu bölge beklenmeyen kötü haberlere
12:34
to respond to unexpected negative information.
259
754018
2982
karşı o kadar az tepki veriyordu.
12:37
And if your brain is failing
260
757000
3058
Ve eğer beyniniz gelecekle ilgili
12:40
at integrating bad news about the future,
261
760058
3225
haberleri birleştirmede güçlük çekiyorsa,
12:43
you will constantly leave your rose-tinted spectacles on.
262
763283
4623
her zaman toz pembe gözlüklerinizi giyiyorsunuz demek.
12:47
So we wanted to know, could we change this?
263
767906
4969
Bunu değiştiebilir miyiz öğrenmek istedik.
12:52
Could we alter people's optimism bias
264
772875
3443
İnsanların bu bölgelerdeki beyin aktivitelerine karışarak
12:56
by interfering with the brain activity in these regions?
265
776318
3932
iyimserlik eğilimlerini etkileyebilir miyiz?
13:00
And there's a way for us to do that.
266
780250
2595
Bunu yapabileceğimiz bir yol var.
13:02
This is my collaborator Ryota Kanai.
267
782845
2627
Bu birlikte çalıştığım Ryota Kanai.
13:05
And what he's doing is he's passing a small magnetic pulse
268
785472
3955
Yaptığı şey, çalışmamızın katılımcısının
13:09
through the skull of the participant in our study
269
789427
2119
kafatasının içine iç öne kıvrımını etkileyecek
13:11
into their inferior frontal gyrus.
270
791546
2245
küçük bir manyetik sinyal gönderiyor.
13:13
And by doing that,
271
793791
1927
Böylece,
13:15
he's interfering with the activity of this brain region
272
795718
2904
beynin bu bölgesinin aktivitesini
13:18
for about half an hour.
273
798622
1215
yaklaşık yarım saat etkilemiş oluyor.
13:19
After that everything goes back to normal, I assure you.
274
799837
2921
Sizi temin ederim, bu işlem bitince her şey normale dönüyor.
13:22
(Laughter)
275
802758
1993
(Kahkahalar)
13:24
So let's see what happens.
276
804751
3154
Neler olduğunu görelim.
13:27
First of all, I'm going to show you
277
807905
2097
Öncelikle size gördüğümüz
13:30
the average amount of bias that we see.
278
810002
2704
ortalama eğilimi göstereceğim.
13:32
So if I was to test all of you now,
279
812706
2823
Şimdi hepinizi test etseydim,
13:35
this is the amount that you would learn
280
815529
1794
kötü haberlere oranla, iyi haberlerden
13:37
more from good news relative to bad news.
281
817323
3120
bu kadar öğrenirdiniz.
13:40
Now we interfere with the region
282
820443
2484
Şimdi bu çalışmadaki kötü haberlere tepki veren
13:42
that we found to integrate negative information in this task,
283
822927
4467
bölgeyi etkiliyoruz
13:47
and the optimism bias grew even larger.
284
827394
3564
ve iyimserlik eğilimi daha da arttı.
13:50
We made people more biased in the way that they process information.
285
830958
5470
İnsanları, bilgileri değerlendikleri biçimde olduklarından daha eğilimli yaptık.
13:56
Then we interfered with the brain region
286
836428
2897
Daha sonra, bu çalışmadaki iyi haberleri değerlendiren
13:59
that we found to integrate good news in this task,
287
839325
3518
bölgeyi etkiledik
14:02
and the optimism bias disappeared.
288
842843
4471
ve iyimserlik eğilimi yok oldu.
14:07
We were quite amazed by these results
289
847314
2008
Bu sonuçlar bizi oldukça şaşırttı,
14:09
because we were able to eliminate
290
849322
2192
çünkü insan beynine işlenmiş
14:11
a deep-rooted bias in humans.
291
851514
3196
eğilimleri ortadan kaldırabildik.
14:14
And at this point we stopped and we asked ourselves,
292
854710
4773
Bu noktada durduk ve kendimize şu soruyu sorduk:
14:19
would we want to shatter the optimism illusion into tiny little bits?
293
859483
5102
iyimserlik yanılsamasını ufak parçalara ayırmak ister miyiz?
14:24
If we could do that, would we want to take people's optimism bias away?
294
864585
5044
Bunu yapabilirsek, insanların iyimserlik eğilimlerini ortadan kaldırmak ister miyiz?
14:29
Well I've already told you about all of the benefits of the optimism bias,
295
869629
4600
İnsanların iyimserlik eğiliminin faydalarını size anlattım,
14:34
which probably makes you want to hold onto it for dear life.
296
874229
4321
bu yüzden herhalde bu eğilime sıkı sıkı sarılmak istersiniz.
14:38
But there are, of course, pitfalls,
297
878550
2085
Ancak tabii ki bunun kötü yanları da var
14:40
and it would be really foolish of us to ignore them.
298
880635
3120
ve bunları göz ardı etmek aptallık olur.
14:43
Take for example this email I recieved
299
883755
3546
Örneğin California'daki bir itfaiyeciden
14:47
from a firefighter here in California.
300
887301
2694
aldığım e-postayı sizinle paylaşmak istiyorum:
14:49
He says, "Fatality investigations for firefighters
301
889995
3304
"Ölümle sonuçlan yangın soruşturmalarında
14:53
often include 'We didn't think the fire was going to do that,'
302
893299
4142
doğru kararı vermeye yardımcı olacak bütün bilgiler ortada olmasına rağmen,
14:57
even when all of the available information
303
897441
2302
çoğunlukla 'Yangının böyle seyredeceğini düşünmemiştik,'
14:59
was there to make safe decisions."
304
899743
2255
cümlesi yer alıyor.
15:01
This captain is going to use our findings on the optimism bias
305
901998
3874
Bu şef bizim iyimserlik eğilimi ile ilgili bulgularımızı
15:05
to try to explain to the firefighters
306
905872
2192
itfaiyecilere neden öyle düşündüklerini
15:08
why they think the way they do,
307
908064
2209
açıklamak için ve insanlardaki bu oldukça iyimser
15:10
to make them acutely aware of this very optimistic bias in humans.
308
910273
7126
eğilimin farkında olmaları gerektiğini açıklamak için kullanacak.
15:17
So unrealistic optimism can lead to risky behavior,
309
917399
5119
Gerçekçi olmayan iyimserlik kişilerin riskli davranışlarda bulunmasına,
15:22
to financial collapse, to faulty planning.
310
922518
3638
ekonomik çöküşe, yanlış planlamaya neden olabilir.
15:26
The British government, for example,
311
926156
2138
Örneğin İngiliz hükümeti,
15:28
has acknowledged that the optimism bias
312
928294
2674
iyimserlik eğiliminin insanların
15:30
can make individuals more likely
313
930968
3287
projelerinin maaliyetlerini ve sürelerini
15:34
to underestimate the costs and durations of projects.
314
934255
4026
olacağından az hesaplamalarına yol açabileceğini kabul etti.
15:38
So they have adjusted the 2012 Olympic budget
315
938281
4254
Bu nedenle 2012 Olimpiyat bütçesini
15:42
for the optimism bias.
316
942535
2111
iyimserlik eğilimini göz önünde bulunduracak şekilde ayarladı.
15:44
My friend who's getting married in a few weeks
317
944646
2187
Birkaç hafta içinde evlenecek olan arkadaşım
15:46
has done the same for his wedding budget.
318
946833
2434
aynı şeyi düğün masrafları için yaptı.
15:49
And by the way, when I asked him about his own likelihood of divorce,
319
949267
3062
Bu arada, ona boşanma olasılığını sorduğumda,
15:52
he said he was quite sure it was zero percent.
320
952329
3560
0 öldüğündan oldukça emin olduğunu söyledi.
15:55
So what we would really like to do,
321
955889
2417
Bu yüzden yapmak isteyeceğimiz şey,
15:58
is we would like to protect ourselves from the dangers of optimism,
322
958306
4161
kendimizi iyimserliğin tehlikelerinden korumak,
16:02
but at the same time remain hopeful,
323
962467
3228
ama aynı zamanda umutlu olmak
16:05
benefiting from the many fruits of optimism.
324
965695
2844
ve iyimserliğin meyvelerinden yararlanmak.
16:08
And I believe there's a way for us to do that.
325
968539
2804
İnanıyorum ki bunu yapabilmemiz mümkün.
16:11
The key here really is knowledge.
326
971343
2060
Bunun anahtarı bilgi.
16:13
We're not born with an innate understanding of our biases.
327
973403
3311
Eğilimlerimizi tam olarak anlamış olarak doğmuyoruz.
16:16
These have to be identified by scientific investigation.
328
976714
3841
Bunları bilimsel araştırmalarla anlayabiliriz.
16:20
But the good news is that becoming aware of the optimism bias
329
980555
4184
Ama iyimserlik eğiliminin farkına varmak
16:24
does not shatter the illusion.
330
984739
1775
yanılsamayı ortadan kaldırmıyor.
16:26
It's like visual illusions,
331
986514
1548
Görsel yanılsamalar gibi
16:28
in which understanding them does not make them go away.
332
988062
3490
bunların farkına varmak onları ortadan kaldırmıyor.
16:31
And this is good because it means
333
991552
2237
Bunun sayesinde
16:33
we should be able to strike a balance,
334
993789
2473
kendimizi gerçekçi olmayan iyimserlikten
16:36
to come up with plans and rules
335
996262
2427
koruyacak planlar ve kurallar
16:38
to protect ourselves from unrealistic optimism,
336
998689
2783
yaratabiliriz
16:41
but at the same time remain hopeful.
337
1001472
3152
ve aynı zamanda umudumuzu koruyabiliriz.
16:44
I think this cartoon portrays it nicely.
338
1004624
3424
Bence bu karikatür bunu oldukça hoş anlatıyor.
16:48
Because if you're one of these pessimistic penguins up there
339
1008048
3526
Çünkü yukarıdaki uçabileceğine inanmayan
16:51
who just does not believe they can fly,
340
1011574
2119
penguenlerdenseniz,
16:53
you certainly never will.
341
1013693
2359
hiçbir zaman uçamayacaksınız.
16:56
Because to make any kind of progress,
342
1016052
1831
Çünkü herhangi bir ilerleme kaydetmek için,
16:57
we need to be able to imagine a different reality,
343
1017883
2350
farklı bir gerçekliği hayal etmemiz
17:00
and then we need to believe that that reality is possible.
344
1020233
3731
ve bu gerçekliğin olabileceğine inanamamız gerekiyor.
17:03
But if you are an extreme optimistic penguin
345
1023974
3524
Ama koru körüne atlayıp her şeyin iyi olacağını düşünenen
17:07
who just jumps down blindly hoping for the best,
346
1027498
2762
çok iyimser bir penguenseniz,
17:10
you might find yourself in a bit of a mess when you hit the ground.
347
1030260
4781
yere vardığınızda kendinizi param parça görebilirsiniz.
17:15
But if you're an optimistic penguin
348
1035041
1889
Ama uçabileceğine inanan
17:16
who believes they can fly,
349
1036930
1796
iyimser bir penguenseniz
17:18
but then adjusts a parachute to your back
350
1038726
2663
ve her şeyin planladığınız gibi olmayabileceği
17:21
just in case things don't work out exactly as you had planned,
351
1041389
3017
olasılığına karşılık bir paraşüt takarsanız,
17:24
you will soar like an eagle,
352
1044406
1863
sadece bir penguen olmanıza rağmen,
17:26
even if you're just a penguin.
353
1046269
3049
havada bir kartal gibi süzülürsünüz.
17:29
Thank you.
354
1049318
1762
Teşekkür ederim.
17:31
(Applause)
355
1051080
2936
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7