Leonard Susskind: My friend Richard Feynman

Leonard Susskind: Arkadaşım Richard Feynman

904,122 views ・ 2011-05-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: osman oguz ahsen
Benden bunu yapmamı istediklerinde
00:16
I decided when I was asked to do this
0
16188
1857
aslında yapmak istediğim
00:18
that what I really wanted to talk about was my friend, Richard Feynman.
1
18069
3698
dostum Richard Feynman hakkında konuşmaktı.
00:21
I was one of the fortunate few that really did get to know him
2
21791
3445
Ben onu yakından tanıma şansına sahip olan
ve varlığından keyif almış
00:25
and enjoyed his presence.
3
25260
1410
az sayıda insandan biriyim.
00:27
And I'm going to tell you about the Richard Feynman that I knew.
4
27260
3503
Ve sizlere benim tanıdığım Richard Feynman'ı anlatacağım.
00:30
I'm sure there are people here who could tell you
5
30787
2299
Burada Rİchard Feynman'ı kendi bildikleri
açılardan anlatacak başkaları da bulunduğundan eminim.
00:33
about the Richard Feynman they knew,
6
33110
1717
00:34
and it would probably be a different Richard Feynman.
7
34851
2525
ve anlatacakları muhtemelen bir başka Richard Feynman olacaktır.
Richard Feynman çok karmaşık bir insandı.
00:37
Richard Feynman was a very complex man.
8
37400
1983
00:39
He was a man of many, many parts.
9
39407
1976
Pek çok farklı bileşenlerden oluşuyordu.
00:41
He was, of course, foremost, a very, very, very great scientist.
10
41724
4746
Ama elbette ki en başta
çok ama çok büyük bir bilim adamı idi.
Bir aktördü, onu oynarken gördünüz.
00:47
He was an actor. You saw him act.
11
47058
2178
00:49
I also had the good fortune to be in those lectures,
12
49260
3658
Ben, o konuşma yaparken onu yukarıdaki
00:52
up in the balcony.
13
52942
1294
balkonlardan izleme şansına sahip oldum.
00:54
They were fantastic.
14
54796
1206
Bu konuşmalar muhteşemdi.
Bir filozoftu o.
00:57
He was a philosopher.
15
57145
1175
00:58
He was a drum player.
16
58891
1170
bir davulcuydu.
01:00
He was a teacher par excellence.
17
60085
1959
müthiş bir öğretmendi.
01:03
Richard Feynman was also a showman,
18
63743
2657
Richard Feynman aynı zamanda bir şovmendi.
müthiş bir şovmen.
01:06
an enormous showman.
19
66424
1563
Küstah, saygısız --
01:08
He was brash, irreverent.
20
68011
2435
01:11
He was full of macho, a kind of macho one-upmanship.
21
71446
4790
maço, bir nevi
tek kişilik maço gösteri gibi.
01:16
He loved intellectual battle.
22
76715
3603
Entellektüel tartışmaları çok severdi.
01:20
He had a gargantuan ego.
23
80665
2649
Devasa boyutta bir egosu vardı.
01:24
But the man had, somehow,
24
84417
3476
Ama içinde bir şekilde
01:27
a lot of room at the bottom.
25
87917
2452
kocaman bir yer de vardı.
Demek istediğim, en azından
01:30
And what I mean by that is a lot of room, in my case --
26
90393
4730
benim için geçerli bu--
başkası adına konuşamam --
01:35
I can't speak for anybody else, but in my case --
27
95147
3089
ama benim durumumda
01:38
a lot of room for another big ego.
28
98260
3279
bir başka egonun sığmasına yetecek kadar yer vardı içinde.
01:41
Well, not as big as his,
29
101563
1390
Belki kendi egosu kadar büyük değil,
01:42
but fairly big.
30
102977
1880
ama oldukça büyük.
Ben Dick Feynman ile birlikte olmaktan her zaman hoşlandım.
01:46
I always felt good with Dick Feynman.
31
106150
1889
01:48
It was always fun to be with him.
32
108396
1974
Onunla olmak çok eğlenceliydi.
01:50
He always made me feel smart.
33
110846
1762
Benim kendimi akıllı hissetmemi sağlıyordu.
Böyle biri nasıl olur da insanın kendini akıllı hissetmesini sağlayabilir?
01:53
How can somebody like that make you feel smart?
34
113013
2207
Bir şekilde yapıyordu bunu.
01:55
Somehow he did.
35
115244
1166
01:56
He made me feel smart. He made me feel he was smart.
36
116434
2460
Benim akıllı hissetmeme neden oluyordu. Benim onun akıllı olduğunu da
01:58
He made me feel we were both smart,
37
118918
1951
hissetmemi sağlıyordu. İkimizin de akıllı olduğunu
02:00
and the two of us could solve any problem whatever.
38
120893
3342
ve beraber her tür problemi çözebileceğimizi hissediyordum.
Aslında, fizik alanında zaman zaman birlikte çalıştık.
02:05
And in fact, we did sometimes do physics together.
39
125343
3008
Birlikte bir yayın yapmadık, ama
02:08
We never published a paper together,
40
128375
2045
çok eğlendik.
02:10
but we did have a lot of fun.
41
130444
1460
Kazanmayı çok severdi.
02:14
He loved to win,
42
134020
1216
02:15
win these little macho games we would sometimes play.
43
135939
2700
Bazen insanlara ufak maço oyunlar oynardı --
02:18
And he didn't only play them with me, but with all sorts of people.
44
138663
3264
sadece benimle değil, her tür insanla yapardı bunu --
02:21
He would almost always win.
45
141951
1837
ve hemen her zaman kazanırdı.
02:23
But when he didn't win, when he lost,
46
143812
3063
Ama kazanmadığı zamanlarda da, kaybettiğinde
02:26
he would laugh and seem to have just as much fun
47
146899
2637
gene de gülerdi, ve kazandığı zamanlardaki kadar
02:29
as if he had won.
48
149560
1198
eğleniyormuş gibi görünürdü.
02:31
I remember once he told me a story
49
151591
2148
Bir defasında bana kendi öğrencilerinin ona yaptığı
02:33
about a joke the students played on him.
50
153763
1921
bir şakayla ilgili bir hikaye anlattığını anımsıyorum.
02:36
I think it was for his birthday --
51
156152
2537
Onu dışarı çıkarmışlar -- yaşgünüymüş--
02:38
they took him for lunch
52
158713
1417
ve onu dışarı öğle yemeğine çıkarmışlar.
02:40
to a sandwich place in Pasadena.
53
160154
4618
Pasadena'da sandviç yapan
bir yere götürmüşler.
02:44
It may still exist; I don't know.
54
164796
1635
Belki de hala oradadır, bilmiyorum.
02:46
Celebrity sandwiches was their thing.
55
166844
2582
Bu yerin özelliği ünlülere ilişkin sandviçler yapmasıymış.
02:49
You could get a Marilyn Monroe sandwich.
56
169450
2340
Mesela Marilyn Monroe Sandviçi ısmarlayabilirdiniz,
02:51
You could get a Humphrey Bogart sandwich.
57
171814
2301
ya da Humprey Bogard sandviçi.
02:54
The students went there in advance,
58
174633
2182
Öğrenciler, gelince Feynman sandviçi ısmarlayacaklarını
02:56
and arranged that they'd all order Feynman sandwiches.
59
176839
3398
söyleyerek önceden restoran sahibini ayarlamışlar.
Sonra teker teker içeri gelmişler ve Feynman Sandviçi istemişler.
03:00
One after another, they came in and ordered Feynman sandwiches.
60
180261
2987
Feynman bu hikayeye bayılırdı.
03:03
Feynman loved this story.
61
183272
1228
03:04
He told me this story, and he was really happy and laughing.
62
184524
4034
Bana bunu anlattı, ve anlatırken çok eğleniyor ve gülüyordu.
03:08
When he finished the story, I said to him,
63
188582
2750
Anlatması bitince ona sordum,
03:11
"Dick, I wonder what would be the difference
64
191356
2863
"Dick, acaba Feynman sandviçi ile Susskind sandviçi
arasındaki fark sence ne olabilir?" dedim.
03:14
between a Feynman sandwich and a Susskind sandwich."
65
194243
2993
03:17
And without skipping a beat at all,
66
197751
2015
Bir an bile düşünmeden,
03:19
he said, "Well, they'd be about the same.
67
199790
3242
"hemen hemen aynı olurlardı ama
tek farkla, Susskind sandviçinde daha çok jambon (ham) olurdu" dedi.
03:23
The only difference is a Susskind sandwich would have a lot more ham."
68
203056
3322
ham, argoda kötü rol yapan aktör demek.
03:26
"Ham" as in bad actor.
69
206402
1685
(Gülüşmeler)
03:28
(Laughter)
70
208111
1524
03:29
Well, I happened to have been very quick that day,
71
209659
3410
O gün benim de hazırcevaplığım tuttu. Dedim ki,
"ama içinde çok az baloney (salam) olurdu." dedim.
03:33
and I said, "Yeah, but a lot less baloney."
72
213093
2143
03:35
(Laughter)
73
215260
2954
(baloney:argoda zırva, palavra) (Gülüşmeler)
03:38
(Applause)
74
218238
1137
Ama aslında bakacak olursanız
03:39
The truth of the matter
75
219399
3182
03:42
is that a Feynman sandwich had a load of ham,
76
222605
3982
Feynman sandviçi tıka basa jambon (kötü rol yapma)
dolu olurdu ama
03:46
but absolutely no baloney.
77
226611
2779
içinde hiç baloney (palavra) olmazdı.
03:50
What Feynman hated worse than anything else
78
230905
2273
Feynman'ın en nefret ettiği şey
entellektüel rol yapma, --
03:53
was intellectual pretense --
79
233202
2002
sahte oyunculuk,
03:55
phoniness,
80
235228
1229
03:56
false sophistication, jargon.
81
236481
2427
sahte bilim adamlığı idi.
80'lerin ortalarında bir zamanlarda
04:00
I remember sometime during the mid-'80s,
82
240210
4268
Dick, ben ve
04:04
Dick and I and Sidney Coleman would meet a couple of times
83
244502
4134
Sidney Coleman birkaç kez
San Francisco'da buluştuk.
04:08
up in San Francisco -- at some very rich guy's house --
84
248660
3165
San Francisco'daki oldukça zengin birinin
04:11
up in San Francisco for dinner.
85
251849
2127
evinde akşam yemeğine davetliydik.
Ev sahibi bizi en son davet ettiğinde
04:14
And the last time the rich guy invited us,
86
254000
2236
04:16
he also invited a couple of philosophers.
87
256260
2136
aynı zamanda birkaç felsefeciyi de davet etmişti.
04:18
These guys were philosophers of mind.
88
258420
2528
Bu kişiler bilişsel felsefecilerdi.
04:20
Their specialty was the philosophy of consciousness.
89
260972
3364
Esas alanları bilinçle ilgili felsefi konulardı.
04:24
And they were full of all kinds of jargon.
90
264360
2690
Sürekli ağır bir jargon kullanıyorlardı.
Kullandıkları kelimeleri anımsamaya çalışıyorum --
04:27
I'm trying to remember the words --
91
267074
2396
04:29
"monism," "dualism," categories all over the place.
92
269494
3890
"monizm", "dualizm" gibi kelimelşer havalarda uçuşuyordu.
Tam olarak ne anlama geldiklerini bilmiyordum, Dick de öyle --
04:33
I didn't know what those meant, neither did Dick or Sydney, for that matter.
93
273408
3574
hatta Syndey de bilmiyordu.
Peki ne hakkında konuştuk?
04:37
And what did we talk about?
94
277006
1770
04:38
Well, what do you talk about when you talk about minds?
95
278800
2575
Zihinlerden bahsediyorsanız ne hakkında konuşursunuz?
04:41
There's one obvious thing to talk about:
96
281399
2164
Bir tek şey, konuşacak konu çok barizdi --
04:43
Can a machine become a mind?
97
283587
1649
bir makine bilinçli bir zihin olabilir mi?
04:45
Can you build a machine
98
285838
1729
İnsan gibi düşünme yetisi olan
04:47
that thinks like a human being that is conscious?
99
287591
3082
bilinçli bir makine imal
edilebilir mi?
04:51
We sat around and talked about this -- we of course never resolved it.
100
291101
3330
Otruduk ve saatlerce bu konu hakkında konuştuk -- elbette bir sonuca varamadık.
04:54
But the trouble with the philosophers
101
294455
1781
Ama felsefecilerin sorunu şuydu ki
04:56
is that they were philosophizing
102
296260
1976
bilim hakkında konuşmaları gerekirken
04:58
when they should have been science-ophizing.
103
298260
2344
felsefe yapmaya devam ediyorlardı.
Aslında soru son derece bilimsel bir soru.
05:01
It's a scientific question, after all.
104
301048
2340
05:03
And this was a very, very dangerous thing to do
105
303412
2907
Ve bu yaptıkları Dick Feynman'ın yanında
en yapılmayacak şeydi.
05:06
around Dick Feynman.
106
306343
1429
05:07
(Laughter)
107
307796
1484
05:10
Feynman let them have it -- both barrels, right between the eyes.
108
310538
3195
Feynman onlara bütün gücüyle girişti, tam ortadan
05:13
It was brutal; it was funny -- ooh, it was funny.
109
313757
3071
gerçekten çok vahşice idi -- ama çok da komikti.
05:16
But it was really brutal.
110
316852
1713
Gerçekten çok acımasızcaydı ama.
05:18
He really popped their balloon.
111
318589
1950
Balonlarını söndürdü.
Ama esas inanılmaz olanı şu --
05:21
But the amazing thing was -- Feynman had to leave a little early;
112
321325
3500
Feynamn'ın erken gitmesi gerekti.
05:24
he wasn't feeling too well, so he left a little bit early.
113
324849
3102
Biraz hasta hissediyordu, onun için erken kalktı.
05:27
And Sidney and I were left there with the two philosophers.
114
327975
2894
Ben de Sidney ve iki felsefeci ile kaldık.
05:30
And the amazing thing is these guys were flying.
115
330893
2990
Ve bu iki adam mutluluktan havalara uçuyorlardı.
05:33
They were so happy.
116
333907
1816
O kadar mutluydular ki.
Müthiş adamın ta kendisi ile tanışmışlardı,
05:36
They had met the great man;
117
336088
2254
05:38
they had been instructed by the great man;
118
338366
2428
onun tarafından verilen konuşmayı dinlemişlerdi;
05:40
they had an enormous amount of fun
119
340818
1941
o suratlarını çamura bularken
05:42
having their faces shoved in the mud ...
120
342783
2185
çok ama çok eğlenmişlerdi,
ve bu çok özel bir şeydi.
05:46
And it was something special.
121
346135
2459
05:48
I realized there was something just extraordinary about Feynman,
122
348618
3389
Feynman'da bu felsefecileri bozum ederken bile çok özel
bir şey olduğunu fark ettim.
05:52
even when he did what he did.
123
352031
3814
05:58
Dick -- he was my friend; I did call him Dick --
124
358674
2674
Dick, benim arkadaşımdı, ben ona Dick derdim.
06:01
Dick and I had a little bit of a rapport.
125
361372
2686
Dick ve benim ortak epey noktamız vardı.
sanırım bizim aramızdaki özel bir ortaklıktı.
06:04
I think it may have been a special rapport that he and I had.
126
364082
2874
06:06
We liked each other; we liked the same kind of things.
127
366980
2623
Birbirimizi severdik, aynı şeylerden hoşlanırdık.
06:09
I also like the intellectual macho games.
128
369627
3483
Ben de entellektüel maço oyunları severdim.
06:13
Sometimes I would win, mostly he would win,
129
373538
2080
Bazen ben kazanırdım, ama çoğunlukla o kazanırdı,
06:15
but we both enjoyed them.
130
375642
1594
ikimiz de bunlardan hoşlanırdık.
06:17
And Dick became convinced at some point
131
377260
2390
Dick bir noktada, ikimizin kişiliklerinin
06:19
that he and I had some kind of similarity of personality.
132
379674
4208
epey benzer olduğu sonucuna vardı.
Bence bu konuda haklı değildi.
06:24
I don't think he was right.
133
384486
1454
06:25
I think the only point of similarity between us
134
385964
2219
Bence ikimiz arasındaki tek benzer nokta
ikimizin de kendimizden bahsetmekten hoşlanıyor olmamızdı.
06:28
is we both like to talk about ourselves.
135
388207
2198
06:30
But he was convinced of this.
136
390429
2841
Ama o buna ikna olmuştu.
Ve bu konuyu merak ediyordu.
06:33
And the man was incredibly curious.
137
393294
3054
Bu adam inanılmaz derecede meraklıydı.
06:36
And he wanted to understand what it was and why it was
138
396372
3674
Bu komik bağlantının nasıl ve neden olduğunu
anlamak istiyordu.
06:40
that there was this funny connection.
139
400070
2827
06:43
And one day, we were walking.
140
403634
1684
Bir gün yanyana yürüyorduk. Fransa'daydık.
06:45
We were in France, in Les Houches.
141
405342
1826
La Zouche'da.
06:47
We were up in the mountains, 1976.
142
407192
3624
Sene 1976, ve dağlardaydık.
Dağlardaydık ve Feynman bana dedi ki,
06:50
And Feynman said to me, "Leonardo ..."
143
410840
4258
"Leonardo"
Bana Leonardo derdi çünkü
06:55
The reason he called me "Leonardo" is because we were in Europe,
144
415122
3035
Avrupa'daydık ve Fransızcasını
06:58
and he was practicing his French.
145
418181
1651
ilerletmeye çalışıyordu.
06:59
(Laughter)
146
419856
2120
Bana dedi ki, "Leonardo.
07:02
And he said, "Leonardo,
147
422000
3223
çocukken annene mi babana mı
07:05
were you closer to your mother or your father when you were a kid?"
148
425247
3989
daha yakındın?"
07:09
I said, "Well, my real hero was my father.
149
429260
2976
"Benim esas kahramanım babamdı" diye cevap verdim.
"beşinci sınıfa kadar okumuş
07:13
He was a working man,
150
433317
2151
bir işçiydi. Bir mekanik ustasıydı,
07:15
had a fifth-grade education.
151
435492
1653
07:17
He was a master mechanic, and he taught me how to use tools.
152
437635
2824
bana alet kullanmayı o öğretti.
07:20
He taught me all sorts of things about mechanical things.
153
440483
3968
Bana mekanik şeyler haklkında bir sürü şey öğretti.
07:24
He even taught me the Pythagorean theorem.
154
444475
2031
Hatta Pisagor teorisini de.
07:26
He didn't call it the hypotenuse,
155
446530
1953
Ama hipotenüs nedir bilmiyordu,
07:28
he called it the shortcut distance."
156
448507
2068
ona kestirme mesafe diyordu." dedim.
07:31
And Feynman's eyes just opened up.
157
451115
2777
Feynman'ın gözleri fal taşı gibi açıldı.
07:33
He went off like a lightbulb.
158
453916
1593
Bır anda yüzü aydınlandı.
Ve bana kendisinin babası ile olan
07:36
And he said that he had had
159
456271
2081
07:38
basically exactly the same relationship with his father.
160
458376
3159
ilişkisinin de tamamen aynı
olduğunu söyledi.
07:42
In fact, he had been convinced at one time
161
462130
3420
Hatta bir ara, iyi bir fizikçi olmak için
07:45
that to be a good physicist,
162
465574
3811
insanın babası ile yakın olmasınının
çok önemli olduğun konusunda
07:49
it was very important to have had that kind of relationship
163
469409
3333
kendini ikna etmişti.
07:52
with your father.
164
472766
1156
07:53
I apologize for the sexist conversation here,
165
473946
3006
Buradaki cinsiyet ayrımcılığı için özür dilerim sizden,
07:56
but this is the way it really happened.
166
476976
1860
ama aynen bu şekilde gerşekleşti bu konuşma.
07:58
He said he had been absolutely convinced that this was necessary,
167
478860
3797
Dedi ki, genç bir fizikçi yetiştirmek için bu durumun
08:02
a necessary part of the growing up of a young physicist.
168
482681
3639
kesinlikle şart olduğuna inanmış.
08:06
Being Dick, he, of course, wanted to check this.
169
486915
3133
Ve Dick olduğu için de bunu test etmek istemiş.
Çıkıp bunu bir deneyle sınamak istemiş.
08:10
He wanted to go out and do an experiment.
170
490072
2276
Öyle de yaptı.
08:12
(Laughter)
171
492372
1016
08:13
Well, he did.
172
493412
1152
Çıkıp bir deney yaptı.
08:14
He went out and did an experiment.
173
494588
1658
İyi birer fizikçi olduğunu düşündüğü tüm arkadaşlarına sordu.
08:16
He asked all his friends that he thought were good physicists,
174
496270
2915
"Sizi en çok etkileyen kişi anneniz mi babanız mı oldu?" diye sordu.
08:19
"Was it your mom or your pop that influenced you?"
175
499209
2345
08:21
They were all men,
176
501578
1963
Sorduklarının hepsi erkekti-hepsi erkek-
08:23
and to a man, every single one of them said,
177
503565
2630
tüm bu erkeklere teker teker sordu ve her biri cevap verdi
"Annem" dediler.
08:26
"My mother."
178
506219
1224
08:27
(Laughter)
179
507467
3067
(Gülüşmeler)
08:30
There went that theory, down the trash can of history.
180
510558
4000
Bu da teorinin tarihin çöp kutusuna gitmesini sağladı tabi.
08:34
(Laughter)
181
514582
1104
08:35
But he was very excited that he had finally met somebody
182
515710
2802
Ama aslında sonunda babası ile kendisinin kendi babası ile
08:38
who had the same experience with his father
183
518536
3596
olan ilişkisine benzer bir ilişkisi olan biriyle
tanışmaktan çok heyecan duymuştu.
08:42
as he had with his father.
184
522156
1435
08:43
And for some time, he was convinced this was the reason we got along so well.
185
523615
4125
Ve bür süre çok iyi anlaşmamızın nedeninin
bu olduğu konusunda ikna olmuştu.
08:47
I don't know. Maybe. Who knows?
186
527764
1637
Bilmiyorum, belki de öyledir. Kim bilir?
08:49
But let me tell you a little bit about Feynman the physicist.
187
529860
3792
Ama izin verin size Fizikçi Feynman'ı
biraz daha anlatayım.
08:55
Feynman's style -- no, "style" is not the right word.
188
535882
3954
Feynman'ın tarzı --
yok, tarz doğru bir kelime değil.
08:59
"Style" makes you think of the bow tie he might have worn,
189
539860
2845
tarz değince insanın aklına taktığı papyon ya da
giydiği takım elbise geliyor.
09:02
or the suit he was wearing.
190
542729
1301
Aslında konu bundan çok daha derin.
09:04
It's something much deeper than that,
191
544054
1919
09:05
but I can't think of another word for it.
192
545997
2071
ama tanımlayacak bir başka kelime gelmiyor aklıma.
Feynman'ın bilimsel tarzı
09:08
Feynman's scientific style was always to look for the simplest,
193
548092
5442
bir sorunun çözümünde her zaman
en basit, en temel cevaı aramaktı.
09:13
most elementary solution to a problem that was possible.
194
553558
3915
09:17
If it wasn't possible, you had to use something fancier.
195
557497
3525
Eğer bu mümkün değilse o zaman daha karmaşık bir şeye yöneliyordu.
Ama şüphe yok ki
09:21
No doubt, part of this was his great joy and pleasure
196
561729
4572
insanlara onlardan çok daha basit düşünebildiğini
09:26
in showing people that he could think more simply than they could.
197
566325
3432
göstermekten çok büyük bir haz duyuyordu.
09:30
But he also deeply believed, he truly believed,
198
570097
3159
Aynı zamanda şuna inanıyordu ki,
09:33
that if you couldn't explain something simply,
199
573280
2240
eğer bir şeyi çok basit bir şekilde anlatamıyorsanız
09:35
you didn't understand it.
200
575544
1531
onu anlamamışsınız demektir.
09:38
In the 1950s, people were trying to figure out
201
578400
3253
1950'lerde insanlar süper sıvı helyum'un
09:41
how superfluid helium worked.
202
581677
1976
nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyorlardı.
Bir teori vardı.
09:44
There was a theory.
203
584573
1176
09:45
It was due to a Russian mathematical physicist.
204
585773
2411
Rus bir matematiksel fizikçinin teorisi,
ve çok karmaşıktı.
09:48
It was a complicated theory;
205
588208
1410
09:49
I'll tell you what it was soon enough.
206
589642
2111
Birazdan size o teorinin ne olduğunu anlatacağım.
09:51
It was a terribly complicated theory,
207
591777
1848
Berbat derecede karmaşık bir teoriydi,
09:53
full of very difficult integrals and formulas
208
593649
2837
bir sürü integral ve formül, hesapla
09:56
and mathematics and so forth.
209
596510
1825
dolu bir şeydi.
09:58
And it sort of worked, but it didn't work very well.
210
598860
3237
Çalışmasına çalışıyordu, ama çok da iyi çalışmıyordu aslında.
Sadece helyum atomları
10:02
The only way it worked
211
602121
1342
10:03
is when the helium atoms were very, very far apart.
212
603487
3219
birbirinden çok ama çok uzakken çalışıyordu.
10:06
And unfortunately,
213
606730
2713
Helyum atomlarının birbirinden çok uzak olması gerekliydi.
Ama ne yazık ki sıvı helyumda, helyum atomları
10:09
the helium atoms in liquid helium are right on top of each other.
214
609467
3158
birbirlerinin üzerine binmiş halededirler.
10:12
Feynman decided, as a sort of amateur helium physicist,
215
612649
3341
Feynman, bir nevi amatör helyum fizikçisi gibi,
bunu çözmeye karar verdi.
10:16
that he would try to figure it out.
216
616014
2250
10:18
He had an idea, a very clear idea.
217
618288
2404
Aklında bir fikir vardı, çok net bir fikir.
10:20
He would try to figure out
218
620716
1394
Bu çok sayıdaki atomların
10:22
what the quantum wave function of this huge number of atoms looked like.
219
622134
5076
kauntum dalga fonksiyonlarının
ne olduğunu bulmaya çalışacaktı.
Birkaç basit prensibin ışığında
10:27
He would try to visualize it,
220
627234
1647
10:28
guided by a small number of simple principles.
221
628905
2931
bunu gözünün önüne getirmeye çalışacaktı.
10:31
The small number of simple principles were very, very simple.
222
631860
2976
Az sayıda çok basit birkaç prensip ile, çok çok basit.
10:34
The first one was that when helium atoms touch each other,
223
634860
3377
İlki şuydu
helyum atomları birbirlerine değdikleri zaman, birbirlerini iterler.
10:38
they repel.
224
638261
1308
10:39
The implication of that is that the wave function has to go to zero,
225
639593
3398
Bunu sonucunda oluşan dalga fonksiyonu sıfıra gitmek zorundadır,
helyum atomları birbirlerine dokunduklar anda yok olması gerekir.
10:43
it has to vanish when the helium atoms touch each other.
226
643015
3085
Diğeri ise şu,
10:46
The other fact is that in the ground state --
227
646124
2309
taban durumunda, bir kuantum sisteminin en düşük enerjili halinde,
10:48
the lowest energy state of a quantum system --
228
648457
2737
dalga fonksiyonu her zaman son derece düzenlidir --
10:51
the wave function is always very smooth;
229
651218
3271
10:54
it has the minimum number of wiggles.
230
654513
2095
dalgalanma sayısı minimumdur.
10:56
So he sat down --
231
656632
1528
Böylece oturdu ve
10:58
and I imagine he had nothing more
232
658184
2271
ve kanımca eline sadece
11:00
than a simple piece of paper and a pencil --
233
660479
2413
bir kalem ve kağıt aldı --
11:02
and he tried to write down, and did write down,
234
662916
2240
ve aklına gelen en basit fonksiyonu yazmaya çalıştı
ve içindekiler birbirine dokunduğunda
11:05
the simplest function that he could think of,
235
665180
2295
11:07
which had the boundary conditions
236
667499
1977
ortadan kalkan, bunun dışında son derece düzenli
11:09
that the wave function vanish when things touch
237
669500
2464
seyreden, aklına gelen en basit
11:11
and is smooth in between.
238
671988
1713
dalga fonksiyonunu yazdı.
Çok basit bir şey yazdı.
11:14
He wrote down a simple thing -- so simple, in fact,
239
674493
2739
Öylesine basitti ki, aslında
11:17
that I suspect a really smart high-school student
240
677256
3127
sanırım gerçekten akıllı bir lise öğrencisi
heniz Kalkülüs okumamış olsa bile
11:20
who didn't even have calculus
241
680407
1429
11:21
could understand what he wrote down.
242
681860
1933
yazdıklarını anlayabilirdi.
11:24
The thing was, that simple thing that he wrote down
243
684337
3149
O yazmış olduğu çok basit şey, o zaman
11:27
explained everything that was known at the time about liquid helium,
244
687510
3541
helyum hakkında bilinen her şeyi açıklıyordu,
hatta fazlasını da.
11:31
and then some.
245
691075
1273
11:32
I've always wondered whether the professionals --
246
692764
2977
Her zaman merak etmişimdir, acaba
profesyoneller, profesyonel olarak helyum ile uğraşan kimseler
11:35
the real professional helium physicists --
247
695765
2061
11:37
were just a little bit embarrassed by this.
248
697850
2167
bu nedenle biraz utanmışlar mıdır acaba?
11:40
They had their super-powerful technique,
249
700422
2669
Ellerinde süper-güçlü bir başka teknik vardı,
ama bu kadar iyi çalışmıyordu.
11:43
and they couldn't do as well.
250
703115
1776
11:44
Incidentally, I'll tell you what that super-powerful technique was.
251
704915
4127
Bu arada ellerindeki bu süper güçlü tekniğin ne olduğunu da size söyleyeyim.
Bu tekniğer Feynman Diyagramları deniyor.
11:49
It was the technique of Feynman diagrams.
252
709066
2549
11:51
(Laughter)
253
711639
1857
(Gülüşmeler)
11:53
He did it again in 1968.
254
713520
2754
1968'de benzer bir şeyi yine yaptı.
11:56
In 1968, in my own university -- I wasn't there at the time --
255
716781
4986
1968 yılında, benim üniversitemde --
ben o zaman orada değildim -- ama 1968'te
12:01
they were exploring the structure of the proton.
256
721791
2572
protonun yapısını inceliyorlardı.
12:04
The proton is obviously made of a whole bunch of little particles;
257
724757
3616
Proton elbette ki bir küme daha ufak
parçacıktan oluşur.
12:08
this was more or less known.
258
728397
1940
Bu o zaman az çok biliniyordu.
12:10
And the way to analyze it was, of course, Feynman diagrams.
259
730782
3336
Ve bunu analiz etmenin yolu da elbette Feynman Diyagramları idi.
Feynman Diaygramları'nın esas kurgulanmasının nedeni budur --
12:14
That's what Feynman diagrams were constructed for --
260
734142
2541
12:16
to understand particles.
261
736707
1269
partikülleri anlamak.
12:18
The experiments that were going on were very simple:
262
738494
2612
Yapılan deney çok basitti.
Basitçe bir protonu alırsınız,
12:21
you simply take the proton,
263
741130
1335
12:22
and you hit it really sharply with an electron.
264
742489
2610
ve ona hızla bir elektron çarptırırsınız.
Feynman Diaygarmlarının kullanıldığı şeyler bunlardır.
12:25
This was the thing the Feynman diagrams were for.
265
745123
2691
Ama tek sorun
12:28
The only problem was that Feynman diagrams are complicated.
266
748251
4063
Feynman Diyagramları oldukça karmaşıktır.
Zor ıntegrallerdır.
12:32
They're difficult integrals.
267
752338
1540
12:33
If you could do all of them, you would have a very precise theory,
268
753902
3171
Eğer hepsini yapabilseniz, çok hassas bir teoriye sahip olabilirsiniz.
Ama bunu yapamazsınız, çünkü çok fazla karmaşıklar.
12:37
but you couldn't -- they were just too complicated.
269
757097
2577
İnsanlar bunu yapmaya çalışıyor.
12:40
People were trying to do them.
270
760573
1461
Bir döngü diyagramı yapabilirsiniz. Bir döngü için üzülmeyin.
12:42
You could do a one-loop diagram. Don't worry about one loop.
271
762058
2920
Bir döngü, ikincisi -- belki üç döngülü bir diyagram da yapabilirsiniz.
12:45
One loop, two loops -- maybe you could do a three-loop diagram,
272
765002
3005
ama bunun ötesinde pek birşey yapamazsınız.
12:48
but beyond that, you couldn't do anything.
273
768031
2054
Feynman dedi ki: " Bunu boşverin.
12:50
Feynman said, "Forget all of that.
274
770109
1644
12:51
Just think of the proton
275
771777
1471
Sadece protonu düşünün
12:53
as an assemblage, a swarm, of little particles."
276
773272
4333
ufak partiküllerin bir araya gelmiş hali --
bir küme ufak partiküller."
12:57
He called them "partons."
277
777629
1651
Onlara parton adını verdi. Parton dedi.
12:59
He said, "Just think of it as a swarm of partons moving real fast."
278
779304
5703
Dedi ki "bunun çok hızla hareket eden bir küme
parton olduğunu varsayın."
Çok hızlı hareket ettiklerine göre
13:05
Because they're moving real fast,
279
785031
2087
13:08
relativity says the internal motions go very slow.
280
788256
4102
relativite der ki, kendi iç hızları çok yavaş olmalıdır.
Elektron hızla buna çarpar.
13:13
The electron hits it suddenly --
281
793081
1612
13:14
it's like taking a very sudden snapshot of the proton.
282
794717
4057
Çarptığında adete protonun bir anlık resmini çeker.
Burada ne görülür?
13:19
What do you see?
283
799413
1155
Bir grup hareketsiz parton.
13:20
You see a frozen bunch of partons.
284
800592
4034
13:24
They don't move,
285
804650
1182
Hareket etmiyorlar çünkü
13:25
and because they don't move during the course of the experiment,
286
805856
3056
deney süresince nasıl hareket ettiklerini
13:28
you don't have to worry about how they're moving.
287
808936
2309
düşünmenize gerek yok.
Aralarındaki güçleri düşünmenize de gerek yok.
13:31
You don't have to worry about the forces between them.
288
811269
2606
Onları sadece hareketsiz bir grup
13:33
You just get to think of it as a population of frozen partons."
289
813899
5189
parton kümesi
gibi düşünün.
13:39
This was the key to analyzing these experiments.
290
819574
3464
Bu, bu deneyleri analiz etmede kullanılan anahtar oldu.
Çok etkiliydi, tam olarak --
13:43
Extremely effective.
291
823062
2774
birisi devrim kelimesinin kötü olduğunu söylemişti.
13:46
Somebody said the word "revolution" is a bad word.
292
826247
2502
Belki de öyledir, bu nedenle onu kullanmayacağım. --
13:48
I suppose it is, so I won't say "revolution,"
293
828773
2141
13:50
but it certainly evolved very, very deeply our understanding of the proton,
294
830938
5502
ama protonu ve diğer partikülleri
anlamamız konusunda çok önemli oldu,
13:56
and of particles beyond that.
295
836464
1796
evrim yarattı.
13:58
Well, I had some more that I was going to tell you
296
838630
2618
Aslında size Feynman ile olan bağlantım ve
onun nasıl biri olduğu hakkında anlatacağım
14:01
about my connection with Feynman,
297
841272
1657
14:02
what he was like,
298
842953
1174
başke şeyler de vardı,
14:04
but I see I have exactly half a minute.
299
844151
2304
ama görüyorum ki sadece bir dakikam kalmış.
14:06
So I think I'll just finish up by saying:
300
846479
3927
Bu nedenle Feynman'ın
bu etkinliği sevmeyeceğini düşündüğümü söyleyerek bitireceğim.
14:10
I actually don't think Feynman would have liked this event.
301
850430
2796
Bence şöyle derdi,
14:13
I think he would have said, "I don't need this."
302
853250
4289
" Benim buna ihtiyacım yok."
14:18
But ...
303
858142
1150
Peki Feynman'ı nasıl onurlandırmalıyız?
14:19
(Laughter)
304
859316
1008
14:20
How should we honor Feynman?
305
860348
1358
14:21
How should we really honor Feynman?
306
861730
1682
Onu gerçekten nasıl onurlandırabiliriz?
14:23
I think the answer is we should honor Feynman
307
863436
3144
Bence Feynman'ı onurlandırmanın en iyi yolu
14:26
by getting as much baloney out of our own sandwiches
308
866604
3962
sandviçlerimizdeki baloneyleri (palavraları)
çıkarıp atmak.
14:30
as we can.
309
870590
1246
Teşekkürler.
14:32
Thank you.
310
872201
1151
14:33
(Applause)
311
873376
3201
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7