A life of purpose | Rick Warren

Rick Warren amacı olan bir yaşam üzerine

927,526 views ・ 2008-04-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Oktay Simsek Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:26
I'm often asked,
0
26396
2428
Sıkça bana sorulur,
00:28
"What surprised you about the book?"
1
28848
2448
bilirsiniz işte, kitap hakkında seni şaşırtan nedir?
00:31
And I say, "That I got to write it."
2
31320
2157
Onu yazmak zorunda olmam derdim.
00:33
I would have never imagined that.
3
33501
2154
Asla tasavvur edemezdim,
00:36
Not in my wildest dreams did I think --
4
36330
2550
düşündüğüm en çılgın hayallerimde bile --
00:38
I don't even consider myself to be an author.
5
38904
2278
Kendimi bir yazar olarak bile düşünmüyorum.
00:42
And I'm often asked,
6
42289
2198
Ve bana sık sık sorulur,
00:44
"Why do you think so many people have read this?
7
44511
2465
bu kadar çok insanın bunu neden okuduğunu düşünüyorsunuz?
00:47
This thing's selling still about a million copies a month."
8
47000
3226
Bu şey hala ayda yaklaşık bir milyon kopya satıyor.
00:52
And I think it's because spiritual emptiness
9
52000
4976
Ve bence bu ruhsal boşluğun
00:57
is a universal disease.
10
57000
2888
bir evrensel hastalık olmasından dolayıdır.
00:59
I think inside at some point, we put our heads down on the pillow and we go,
11
59912
3617
Bir noktada içten düşünüyorum, başımızı yastığa koyuyoruz ve devam ediyoruz,
01:03
"There's got to be more to life than this."
12
63553
2139
"Daha fazlası olmak zorunda bu hayatta."
01:06
Get up in the morning, go to work, come home and watch TV,
13
66192
2741
Sabah kalkıyoruz, işe gidiyoruz, eve dönüyoruz ve TV seyrediyoruz,
01:08
go to bed, get up in the morning, go to work, come home, watch TV, go to bed,
14
68957
3660
yatıyoruz, sabah kalkıyoruz, işe gidiyoruz, eve dönüyoruz, TV seyrediyoruz, yatıyoruz,
01:12
go to parties on weekends.
15
72641
1359
hafta sonları partilere gidiyoruz.
01:15
A lot of people say, "I'm living." No, you're not living -- that's just existing.
16
75283
4687
Bir çok insan "Yaşıyorum." der. Hayır, yaşamıyorusunuz -- sadece varsınız.
Sadece varsınız.
01:19
Just existing.
17
79994
1519
01:21
I really think that there's this inner desire.
18
81537
3032
Bu içsel arzunun var olduğunu gerçekten düşünüyorum.
01:25
I do believe what Chris said; I believe that you're not an accident.
19
85331
3937
İsa'nın söylediği şeye tam olarak inanıyorum. Sizlerin bir tesadüf olmadığınıza inanıyorum.
01:30
Your parents may not have planned you, but I believe God did.
20
90728
3450
Ebeveynleriniz sizi planlamamış olabilirler, ama Tanrının sizi planladığına inanıyorum.
01:34
I think there are accidental parents; there's no doubt about that.
21
94202
3231
Kazaen ebeveyinler olduğunu biliyorum, buna hiç şüphe yok.
01:37
I don't think there are accidental kids.
22
97457
2075
Kazaen çocuklar olduğunu sanmıyorum.
01:40
And I think you matter.
23
100698
1743
Ve sizin önemli olduğunuzu düşünüyorum.
01:43
I think you matter to God; I think you matter to history;
24
103536
3017
Tanrı nezdinde önemli olduğunuzu düşünüyorum, tarih önünde önemli olduğunuzu düşünüyorum.
01:46
I think you matter to this universe.
25
106577
1967
Bu evren için önemli olduğunuzu düşünüyorum.
01:49
And I think that the difference
26
109949
2223
Ve yaşamanının hayatta kalma seviyesi, yaşamanın başarı seviyesi olarak adlandırdığım şeyle
01:52
between what I call the survival level of living, the success level of living,
27
112196
4780
yaşamanın önem seviyesi arasında
01:57
and the significance level of living is:
28
117000
1976
fark olduğunu düşünüyorum.
01:59
Do you figure out, "What on Earth am I here for?"
29
119000
2682
bunu idrak ediyor musunuz, Yeryüzünde ne için varım?
02:02
I meet a lot of people who are very smart,
30
122524
3370
çok akıllı bir çok insanla karşılaşıyorum,
02:05
and say, "But why can't I figure out my problems?"
31
125918
2463
ve onlar "Ama neden problemlerimi çözemiyorum?" diyorlar.
02:09
And I meet a lot of people who are very successful,
32
129000
2641
Ve çok başarılı insanlarla karşılaşıyorum,
02:11
who say, "Why don't I feel more fulfilled?
33
131665
2015
"neden daha tatminkar hissetmiyorum? diyorlar.
02:14
Why do I feel like a fake?
34
134379
1642
Neden sahteymişim gibi hissediyorum?
02:17
Why do I feel like I've got to pretend that I'm more than I really am?"
35
137000
5737
Neden gerçekte olduğumdan
daha fazlaymışım gibi davranmak zorunda hissediyorum?
02:23
I think that comes down to this issue of meaning, of significance, of purpose.
36
143562
3746
Sanırım bu anlamlı, önemli, amaç sahibi olma meselesine geliyor.
02:27
I think it comes down to this issue of:
37
147896
2455
Sanırım bu mesele
02:30
"Why am I here? What am I here for? Where am I going?"
38
150375
3539
neden buradayım? Ne yapmak için buradayım? Nereye gidiyorum? sorusu ile sonuçlanmakta.
02:33
These are not religious issues.
39
153938
2176
Bunlar dini meseleler değil --
02:36
They're human issues.
40
156779
2333
Bunlar insani meselelerdir.
02:40
I wanted to tell Michael before he spoke that I really appreciate what he does,
41
160000
3976
Michael'a konuşmadan önce yaptığını gerçekten
yaptığı şeyi gerçekten takdir ettiğimi söylemek istedim,
02:44
because it makes my life work a whole lot easier.
42
164000
3150
çünkü bu hayatımı bütünüyle çok daha kolaylaştırıyor.
02:47
As a pastor, I do see a lot of kooks.
43
167174
3802
Bir papaz olarak, bir çok tuhaf tip görüyorum.
02:51
And I have learned that there are kooks in every area of life.
44
171396
3405
Ve hayatın her alanından tuhaf tiplerin olduğunu öğrendim.
02:55
Religion doesn't have a monopoly on that,
45
175444
4328
Dinin bunun üzerinde tekeli yoktur,
02:59
but there are plenty of religious kooks.
46
179796
2037
fakat çok fazla tuhaf dindar tipler var.
03:01
There are secular kooks; there are smart kooks, dumb kooks.
47
181857
3387
Laik tipler vardır, akıllı tipler vardır, aptal tipler vardır.
03:05
There are people -- a lady came up to me the other day,
48
185268
2611
İnsanlar var -- bir bayan günün birinde bana geldi,
03:07
and she had a white piece of paper -- Michael, you'll like this one --
49
187903
3315
elinde bir parça beyaz kağıt vardı -- Michael, bundan hoşlanacaksın --
bana "Burada ne görüyorsun?" dedi.
03:11
and she said, "What do you see in it?"
50
191242
1826
Ona baktım ve "Oh, hiç birşey görmüyorum." dedim.
03:13
And I looked at it and I said, "Oh, I don't see anything."
51
193092
2740
03:15
And she goes, "Well, I see Jesus," and started crying and left.
52
195856
2972
O konuşmasına devam ederek "Şey, ben İsa'yı görüyorum," dedi, ağlamaya başladı ve ayrıldı.
03:18
I'm going, "OK," you know? "Fine."
53
198852
4504
Gidiyorum, Tamam, bilirsiniz. Hoş.
03:23
(Laughter)
54
203380
2160
Hımm...
03:25
Good for you.
55
205564
1150
Sizin için ne güzel.
03:29
When the book became the best-selling book in the world for the last three years,
56
209450
3881
Bu kitap dünyada son üç yılın en çok satan kitabı olduğunda,
kendime ait küçük bir nevi kriz yaşadım.
03:33
I kind of had my little crisis.
57
213355
2155
03:36
And that was: What is the purpose of this?
58
216386
2614
Bu da, "Bu başarının amacı neydi ki?" düşüncesiydi.
03:40
Because it brought in enormous amounts of money.
59
220771
2785
Çünkü hayatıma muazzam miktarda para getirdi.
03:43
When you write the best-selling book in the world,
60
223580
2421
Dünyada en çok satan kitap yazdığınızda,
bu tonlarca ve tonlarca paradır.
03:46
it's tons and tons of money.
61
226025
1742
03:48
And it brought in a lot of attention, neither of which I wanted.
62
228894
3275
Ve çok fazla dikkat çekti, ki bunların hiç birisini ben istememiştim.
03:52
When I started Saddleback Church, I was 25 years old.
63
232193
2995
Saddleback Kilisesine başladığımda, 25 yaşındaydım.
03:55
I started it with one other family in 1980.
64
235609
4406
1980'de bir başka aile ile ona başlamıştım.
04:00
And I decided that I was never going to go on TV,
65
240674
2302
Ve asla TV''ye çıkmamaya karar vermiştim,
04:03
because I didn't want to be a celebrity.
66
243000
1922
çünkü ünlü biri olmak istemiyordum.
04:04
I didn't want to be a, quote, "evangelist, televangelist" --
67
244946
3181
"Evanjelist, teleevanjelist" olarak anılmak istememiştim --
04:08
that's not my thing.
68
248151
1849
bu bana göre değildi.
04:10
And all of the sudden, it brought a lot of money and a lot of attention.
69
250896
4274
Ve birden bire, çok para getirdi ve çok dikkat celbetti.
04:15
I don't think --
70
255194
1540
Sanmıyorum --
04:16
now, this is a worldview,
71
256758
1241
şimdi, bu bir dünya görüşü, ve size söyleyeceğim, herkesin bir dünya görüşü vardır.
04:18
and I will tell you, everybody's got a worldview.
72
258023
2450
04:21
Everybody's betting their life on something.
73
261037
2059
Herkes bir şeyler için hayatı üzerine iddiaya giriyor.
04:23
You're betting your life on something,
74
263120
1837
Hayatınızı bir şeyin üzerinde öne sürüyorsunuz --
04:24
you just better know why you're betting what you're betting on.
75
264981
3404
iddia ettiğiniz şeyin ne olduğunu ve hayatınızı neden onun üstüne iddia ettiğinizi bilseniz iyi olur.
04:28
So, everybody's betting their life on something.
76
268409
2281
Yani, herkes kendi hayatını bir şey üzerinde öne sürüyor,
04:31
And when I, you know, made a bet,
77
271658
3962
ve ben ne zaman bir iddaya girsem ona inanırım, ki ben bir iddiaya girdim, ve
04:35
I happened to believe that Jesus was who he said he was.
78
275644
2912
İsa'nın söylediği kişi olduğuna inandım.
04:39
And I believe in a pluralistic society,
79
279159
2959
Ama bunu herkeste yapar -- ben çoğulcu bir topluma inanırım --
04:42
everybody's betting on something.
80
282142
1937
herkes bir şey üzerine oynuyor.
04:45
And when I started the church,
81
285404
3098
Ve kiliseye başladığımda,
04:48
you know, I had no plans to do what it's doing now.
82
288526
3566
bilirsiniz, şimdi kitabın yapmakta olduğunu yapmak için bir planım yoktu.
04:53
And then when I wrote this book,
83
293171
1857
Daha sonra bu kitabı yazdığımda,
04:55
and all of a sudden, it just took off,
84
295052
4525
ve birden o
çok ünlü olduğunda,
04:59
and I started saying, now, what's the purpose of this?
85
299601
2587
şunu söylemeye başladım, şimdi, bunun amacı nedir?
Çünkü az önce söyledeğim gibi,
05:02
Because as I started to say,
86
302212
1721
05:03
I don't think you're given money or fame
87
303957
2196
şahsınıza para ya da ün verildiğini sanmıyorum
05:06
for your own ego, ever.
88
306177
1580
asla kendi egonuz için değil.
Buna inanmıyorum.
05:09
I just don't believe that.
89
309511
1277
05:11
And when you write a book that the first sentence of the book is,
90
311371
3187
Ve yazdığınız kitapta daha ilk cümleniz,
05:14
"It's not about you,"
91
314582
2422
"bu senin hakkında değil" ise
ve daha sonra, birden
05:17
then, when all of a sudden it becomes the best-selling book in history,
92
317028
3380
tarihteki en çok satan kitap olduysa,
05:20
you've got to figure, well, I guess it's not about me.
93
320432
2563
şunu idrak etmek zorundasınız, "sanırım bu benim hakkımda değil".
05:23
That's kind of a no-brainer.
94
323664
1643
Anlaması çok kolay aslında.
05:26
So, what is it for?
95
326251
1616
Peki, bu ne için oldu?
05:28
And I began to think about what I call the "stewardship of affluence"
96
328743
3606
Ve servet koruyuculuğu (sorumluluğu), etki koruyuculuğu olarak adlandırdığım
05:32
and the "stewardship of influence."
97
332373
2603
şey hakkında düşünmeye başladım.
05:35
So I believe, essentially, leadership is stewardship.
98
335434
2670
İnanıyorum ki temel olarak, liderlik koruyuculuk, sorumluluktur.
05:39
That if you are a leader in any area --
99
339000
2425
Herhangi bir alanda bir lider iseniz --
05:41
in business, in politics, in sports, in art,
100
341449
3516
işte, politikada, sporda, sanatta,
05:44
in academics, in any area --
101
344989
2068
akademide, her alanda --
05:47
you don't own it.
102
347081
1302
ona sahip değilsinizdir,
05:49
You are a steward of it.
103
349764
1515
onun hizmetkarısınızdır.
05:51
For instance, that's why I believe in protecting the environment.
104
351909
3071
Örneğin, bu benim doğayı korumaya inanma sebebimdir.
05:55
This is not my planet.
105
355004
1560
Bu benim gezegenim değil. Doğmadan önce benim değildi.
05:56
It wasn't mine before I was born, it's not going to be mine after I die,
106
356588
3463
Öldükten sonra benim olmayacak.
06:00
I'm just here for 80 years and then that's it.
107
360075
3171
80 yıl burada olacağım ve hepsi bu.
06:03
I was debating the other day on a talk show,
108
363270
4097
Bir talkshowda diğer gün tartışıyordum,
06:07
and the guy was challenging me and he'd go,
109
367391
2013
adam bana meydan okuyordu,;
06:09
"What's a pastor doing on protecting the environment?"
110
369428
2572
"Çevreyi koruma üzerinde çalışan bir papaz da nedir?"
06:12
And I asked this guy, I said, "Well, do you believe
111
372856
3777
Bende adama sordum, dedim ki, "insanoğlunun
06:16
that human beings are responsible
112
376657
3883
gelecek nesiller için dünyayı biraz daha iyi bir yer
06:20
to make the world a little bit better place for the next generation?
113
380564
3761
yapmakla sorumlu olduğuna inanıyor musun?
06:24
Do you think we have a stewardship here, to take the environment seriously?"
114
384349
4231
Doğayı ciddiye almak için burada
bir koruyucu rolümüz olduğunu düşünüyor musunuz?"
06:29
And he said, "No."
115
389334
1278
O "Hayır." dedi.
06:31
I said, "Oh, you don't?"
116
391285
1154
Ona, "Ah, yok demek?"dedim, "Şunu tekrar netleştireyim.
06:32
I said, "Let me make this clear again:
117
392463
1825
06:34
Do you believe that as human beings -- I'm not talking about religion --
118
394312
3946
İnsanoğulları olarak -- dinden söz etmiyorum --
06:38
do you believe that as human beings, it is our responsibility
119
398282
2872
insanoğulları olarak, bu gezgene bakmak ve gelecek nesilller için
06:41
to take care of this planet,
120
401178
1342
daha iyi bir yer yapmanın sorumluluğuna inanıyor musunuz?"
06:42
and make it just a little bit better for the next generation?"
121
402544
2923
Ve o "Hayır" dedi.
06:45
And he said, "No. Not any more than any other species."
122
405491
3509
"Herhangi başka bir türden daha fazla değil."
06:50
When he said the word "species," he was revealing his worldview.
123
410200
3587
"Türler" kelimesini kullandığında, dünya görüşünü ortaya koyuyordu.
06:54
And he was saying,
124
414382
1194
Ve diyordu ki, "Doğaya bakmakla ilgili bir ördeğin sorumluluğundan
06:55
"I'm no more responsible to take care of this environment than a duck is."
125
415600
4015
daha fazla sorumluluğa sahip değilim
07:00
Well now, I know a lot of times we act like ducks,
126
420887
2590
Şimdi, bir çok kez ördekler gibi davrandığımızı biliyorum,
07:03
but you're not a duck.
127
423501
1198
fakat bir ördek değilsiniz.
07:05
You're not a duck.
128
425635
1170
Bir ördek değilsiniz.
07:07
And you are responsible -- that's my worldview.
129
427543
2878
Ve sorumlusunuz -- bu benim dünya görüşüm.
07:11
And so, you need to understand what your worldview is.
130
431397
4275
Ve dolayısıyla, dünyanızın ne olduğunu, dünya görüşünüzün ne olduğunu anlamaya ihtiyacınız vardır.
07:15
The problem is most people never really think it through.
131
435696
3500
Problem çoğu insanın asla gerçekten etraflıca düşünmemesidir.
07:19
They never really ...
132
439783
3939
Gerçekten asla -- gerçekten asla
07:23
codify it or qualify it or quantify it,
133
443746
3333
onu kodifiye etmiyorlar ve nitelemiyorlar ve ölçülü hale getirmiyorlar,
07:27
and say, "This is what I believe in. This is why I believe what I believe."
134
447103
4082
"Bu benim inandığım şey,
buda inandığım şeye niçin inandığım." diyemiyorlar.
07:31
I don't personally have enough faith to be an atheist.
135
451209
2998
Bir ateist olmak için kişisel olarak yeterli inanca sahip değilim.
07:35
But you may, you may.
136
455159
2326
Fakat siz olabilirsiniz, siz sahip olabilirsiniz.
07:38
Your worldview, though, does determine everything else in your life,
137
458000
4089
Dünya görüşünüz, gerçi bu hayatınızdaki herşeyi belirler,
07:42
because it determines your decisions;
138
462113
2722
çünkü düşüncelerinizi ve aldığınız kararları
07:44
it determines your relationships;
139
464859
2389
kurduğunuz ilişkileri belirler,
07:47
it determines your level of confidence.
140
467272
2239
güven seviyenizi belirler.
07:50
It determines, really, everything in your life.
141
470082
2675
Bu gerçekten hayatınızdaki herşeyi belirler.
07:53
What we believe, obviously --
142
473277
1777
İnandığımız şey, aşikar olarak --
07:55
and you know this -- determines our behavior,
143
475078
2707
ve bunu biliyorsunuz -- davranışımızı belirler,
07:57
and our behavior determines what we become in life.
144
477809
3762
ve davranışımız bizim hayatta neye dönüştüğümüzü belirler.
08:03
So all of this money started pouring in,
145
483912
2064
Böylece, bu paranın hepsi içeri akmaya başladı,
08:06
and all of this fame started pouring in.
146
486000
2944
ve bu ünün hepsi içeri akmaya başladı,
08:10
And I'm going, what do I do with this?
147
490000
2000
ve bende şöyle devam ediyordum, "Bununla ben ne yaparım?"
08:13
My wife and I first made five decisions on what to do with the money.
148
493539
3461
Bu para ile ne yapacağımız hakkında karım ve ben önce beş karar aldık.
08:18
We said, "First, we're not going to use it on ourselves."
149
498081
3996
Dedik ki, "Birincisi,
onu kendimiz için kullanmayacağız."
08:22
I didn't go out and buy a bigger house.
150
502750
2004
dışarı çıkıp daha büyük bir ev satın almadım.
08:25
I don't own a guesthouse.
151
505099
1775
bir misafirhanem yok.
08:26
I still drive the same four year-old Ford that I've driven.
152
506898
3102
Hala eskiden beri kullandığım aynı 4 yaşındaki Fordu sürüyorum.
08:30
We just said, we're not going to use it on us.
153
510619
2183
Biz sadece, parayı kendimiz için kullanmayacağız dedik.
08:33
The second thing was,
154
513659
2671
İkinci şey,
08:36
I stopped taking a salary from the church that I pastor.
155
516354
3428
Papazlık yaptığım kiliseden maaş almaya son vermemdi.
08:40
Third thing is, I added up all that the church had paid me
156
520282
2739
Üçüncü şey, son 25 yılı aşkındır kilisenin bana ödediklerini bir araya topladım,
08:43
over the last 25 years, and I gave it back.
157
523045
2688
ve onu geri verdim.
08:46
And I gave it back because I didn't want anybody thinking
158
526710
2690
Geri verdim çünkü hiç kimsenin
08:49
that I do what I do for money -- I don't.
159
529424
2308
yaptığım şeyi para için yaptığımı düşünmesini istemedim -- istemiyorum.
08:51
In fact, personally, I've never met
160
531756
3644
Aslında, kişisel olara, ben asla
08:55
a priest or a pastor or a minister who does it for money.
161
535424
3392
yaptığı şeyi para için yapan bir rahip ve bir papaz ve vaizle karşılaşmadım.
08:58
I know that's the stereotype; I've never met one of them.
162
538840
3055
Bunun bir stereotip olduğunu biliyorum. onlardan bir tanesi ile asla karşılaşmadım.
09:01
Believe me, there's a whole lot easier ways to make money.
163
541919
3081
inanın bana, para kazanmak için çok kolay yollar var.
09:05
Pastors are like on 24 hours-a-day call, they're like doctors.
164
545763
3818
Papazlar bir günde 24 saat çağırı alırlar. Doktorlar gibidirler.
09:09
I left late today -- I'd hoped to be here yesterday --
165
549605
3444
Bugün geç ayrıldım. Dün burada olmayı umut etmiştim
09:13
because my father-in-law is in his last, probably, 48 hours
166
553073
3450
çünkü kayınbabam muhtemelen kanserden
09:16
before he dies of cancer.
167
556547
1326
ölmeden önceki son 48 saatinde.
09:18
And I'm watching a guy who's lived his life --
168
558286
2690
Ve hayatını yaşamış bir adamı seyrediyorum --
09:21
he's now in his mid-80s -- and he's dying with peace.
169
561000
3956
şimdi 80'lerinin ortasında --
ve huzurla ölüyor. Bilirsiniz, dünya görüşünüzün testi
09:24
You know, the test of your worldview is not how you act in the good times.
170
564980
5081
iyi zamanlarda nasıl hareket ettiğiniz değildir.
09:30
The test of your worldview is how you act at the funeral.
171
570555
3638
Dünya görüşünüzün testi bir cenazede nasıl hareket ettiğinizdir.
09:35
And having been through literally hundreds if not thousands of funerals,
172
575352
4018
Ve binlerce cenaze değilse de gerçekci olarak yüzlerce olmuş olması,
09:39
it makes a difference.
173
579394
1325
bir fark yapar.
09:41
It makes a difference what you believe.
174
581171
2032
Neye inandığınız bir fark yapar.
09:44
So, we gave it all back,
175
584509
3865
bu yüzden, hepsini geri verdik,
09:48
and then we set up three foundations,
176
588398
2838
ve sonra dünyanın önde gelen problemlerinin bazıları üzerinde çalışacak
09:51
working on some of the major problems of the world:
177
591260
2397
üç vakıf kurduk;
09:53
illiteracy, poverty, pandemic diseases -- particularly HIV/AIDS --
178
593681
5850
cehalet, yoksulluk, pandemik hastalıklar -- özellikle HIV/AIDS --
09:59
and set up these three foundations, and put the money into that.
179
599555
4178
ve bu üç vakıf adına,
bu parayı yatırdık.
10:03
The last thing we did is we became what I call "reverse tithers."
180
603757
3341
Yaptığımız son şey de "ters sadakaçılar" dediğim şeydi..
10:07
And that is, when my wife and I got married 30 years ago,
181
607535
6813
Yani, karım ve ben evlendiğimizde
30 yıl önce,
10:15
we started tithing.
182
615071
2844
sadaka vermeye başladık.
10:17
Now, that's a principle in the Bible
183
617939
2089
Bu İncilde bu bir ilkedir
10:20
that says give 10 percent of what you get back to charity,
184
620052
3083
aldığınızın yüzde onunu hayıra verin
10:23
give it away to help other people.
185
623159
1841
diğer insanlara yardım için verin.
10:25
So, we started doing that, and each year we would raise our tithe one percent.
186
625865
3996
Bunu yapmaya başladık ve her yıl sadakamızı yüzde 1 arttıracaktık.
10:29
So, our first year of marriage we went to 11 percent,
187
629885
2498
Böylece, evliliğimizin ilk yılı yüzde 11,
10:32
second year we went to 12 percent,
188
632407
1637
ikinci yılı yüzde 12
10:34
and the third year we went to 13 percent,
189
634068
2746
ve üçüncü yılda yüzde 13'e vardık,
10:36
and on and on and on.
190
636838
1255
ve böylece devam etti. Bunu neden yaptım?
10:39
Why did I do that?
191
639339
1206
10:40
Because every time I give,
192
640569
1592
Çünkü ne zaman versem,
10:42
it breaks the grip of materialism in my life.
193
642185
2815
bu benim hayatımdaki maddecilik sargısını kırar.
10:46
Materialism is all about getting -- get, get, get, get all you can,
194
646217
4604
Maddecilik hep almaktır -- alabildiğince al, al, al, al,
10:50
can all you get, sit on the can and spoil the rest.
195
650845
2723
herşeyi al, poponun üzerine otur ve geri kalanı yağmala.
10:54
It's all about more, having more.
196
654599
3916
Hep daha fazlayla, daha fazlasına sahip olmakla ilgili.
10:58
And we think that the good life is actually looking good --
197
658539
4095
Ve iyi hayatın aslında iyi görünmek olduğunu düşünüyoruz.
11:02
that's most important of all --
198
662658
1491
bu herşeyden daha önemlidir -- iyi görünmek,
11:04
looking good, feeling good and having the goods.
199
664173
3684
iyi hissetmek ve iyi şeylere sahip olmak.
11:08
But that's not the good life.
200
668754
1396
Ama, bu iyi hayat değildir.
11:10
I meet people all the time who have those, and they're not necessarily happy.
201
670532
4212
Her zaman, bunlara sahip olan insanlarla tanışırım,
ve illa ki de mutlu değildirler.
11:14
If money actually made you happy,
202
674768
2208
Para aslında sizi mutlu yapsaydı,
11:17
then the wealthiest people in the world would be the happiest.
203
677000
2953
o zaman dünyadaki en zengin insanların en mutluları olması gerekirdi.
11:19
And that I know, personally, I know, is not true.
204
679977
2404
Ve bildiğim, kişisel olarak, bunun doğru olmadığıdır.
11:22
It's just not true.
205
682883
1196
Bu basitce hiç doğru değil.
11:25
So, the good life is not about looking good, feeling good or having the goods,
206
685000
3831
Bu nedenle, iyi bir hayat, iyi görünmek, iyi hissetmek ve iyilere sahip olmak değildir,
11:28
it's about being good and doing good.
207
688855
2229
iyi bir hayat, iyi birisi olmak ve iyilik yapmaktır.
11:32
Giving your life away.
208
692102
1874
Hayatınızı vermek.
11:34
Significance in life doesn't come from status,
209
694579
3668
Hayattaki anlam statüden gelmez,
11:38
because you can always find somebody who's got more than you.
210
698271
2883
çünkü her zaman sizden daha fazlasına sahip olan birisini bulursunuz.
11:41
It doesn't come from sex.
211
701178
1516
seksten gelmez.
11:42
It doesn't come from salary.
212
702718
1816
maaştan gelmez.
11:45
It comes from serving.
213
705304
1672
Hizmet etmekten gelir.
11:47
It is in giving our lives away that we find meaning,
214
707658
2721
Anlamlı bulduğumuz şeyler uğruna
11:50
we find significance.
215
710403
1388
hayatlarımızı vermektedir.
11:52
That's the way we were wired, I believe, by God.
216
712490
3103
Tanrı tarafından bu şekilde donatılmış olduğumuza inanıyorum.
11:57
And so we began to give away,
217
717000
2976
Ve bu nedenle vermeye başladık,
12:00
and now after 30 years,
218
720000
1976
ve şimdi 30 yıl sonra,
12:02
my wife and I are reverse tithers -- we give away 90 percent and live on 10.
219
722000
3858
karım ve ben ters sadakacılarız -- yüzde 90 veriyoruz ve yüzde 10 ile yaşıyoruz.
12:07
That, actually, was the easy part.
220
727055
1870
Aslında bu kolay tarafıydı.
12:08
The hard part is, what do I do with all this attention?
221
728949
2729
Zor olan taraf, tüm bu gördüğüm ilgiyle ben ne yaparım?
12:12
Because I started getting all kinds of invitations.
222
732162
3141
Çünkü her türden davet almaya başlıyorum.
12:15
I just came off a nearly month-long speaking tour
223
735327
3937
Yaklaşık bir ay süren bir konuşma turundan henüz döndüm.
12:19
on three different continents,
224
739288
1805
üç farklı kıta üzerindeydi,
12:21
and I won't go into that,
225
741117
2690
ama bu konuya girmeyeceğim
12:23
but it was an amazing thing.
226
743831
1963
yine de çok harika bir şeydi.
12:26
And I'm going, what do I do with this notoriety
227
746452
3871
Ve devam ediyorum, bununla,
kitabın getirdiği bu ünle ne yaparım?
12:30
that the book has brought?
228
750347
1444
12:32
And, being a pastor, I started reading the Bible.
229
752801
3254
Ve bir papaz olarak, İncili okumaya başladım.
12:36
There's a chapter in the Bible called Psalm 72,
230
756610
2769
Psalm 72 adlı bir bölüm vardır İncilde,
12:39
and it's Solomon's prayer for more influence.
231
759403
3745
ve daha fazla etki sahibi olmak için Süleymanın duasıdır.
12:43
When you read this prayer,
232
763172
1804
Bu duayı okuduğunuzda,
12:45
it sounds incredibly selfish, self-centered.
233
765000
3960
kulağınıza inanılmaz bencil ve ben-merkezci gelir.
Şöyle demiş gibi gelir,
12:49
He says, "God, I want you to make me famous."
234
769023
2536
"Tanrım, beni ünlü yapmanı istiyorum."
12:51
That's what he prays.
235
771583
1440
dua ettiği şey budur.
12:53
He said, "I want you to make me famous.
236
773047
1867
Şöyle der, "Beni ünlü yapmanı istiyorum.
12:54
I want you to spread the fame of my name through every land,
237
774938
2833
her ülkeye namımı yaymanı istiyorum,
12:57
I want you to give me power.
238
777795
3311
bana ikitidar vermeni istiyorum,
beni ünlü yapmanı istiyorum.
13:01
I want you to make me famous, I want you to give me influence."
239
781130
3615
bana nüfus bahşetmeni istiyorum."
13:04
And it just sounds like the most egotistical request you could make,
240
784769
3231
Ve dua edecekseniz, bu yapabileceğiniz
en bencilce dilekmiş gibi görünür.
13:08
if you were going to pray.
241
788024
1324
13:10
Until you read the whole psalm, the whole chapter.
242
790444
2649
Bütün psalmı sonuna dek, bütün bölümü okuyana kadar.
13:13
And then he says, "So that the king ..." --
243
793117
2618
Ve daha sonra der ki, "Böylece, Kral --
13:15
he was the king of Israel at that time, at its apex in power --
244
795759
4787
ki kendisi o zaman gücünün zirvesinde Israil'in kralıydı --
13:20
"... so that the king may care for the widow and orphan,
245
800570
3739
"Böylece kral dul ve yetimle ilgilenebilsin,
13:24
support the oppressed, defend the defenseless, care for the sick,
246
804333
4004
dara düşmüşü desteklesin, savunmasızı savunsun, hasta ile ilgilensin,
13:28
assist the poor, speak up for the foreigner,
247
808361
3615
yoksula yardım edebilsin, garipler ve hapiste olan yabancılar için
13:32
those in prison."
248
812000
1976
korkusuzca konuşabilisin."
13:34
Basically, he's talking about all the marginalized in society.
249
814000
3169
Temel olarak, toplumdaki tüm dışlanmışlar hakkında konuşuyor.
13:37
And as I read that,
250
817757
1589
Ve onu okuduğumda,
13:39
I looked at it, and I thought, you know,
251
819370
3430
ona baktığımda, ve düşündüğümde, bilirsiniz,
13:42
what this is saying is that the purpose of influence is to speak up
252
822824
3947
onun duasında bahsettiği, dilediği nüfusun amacının
13:46
for those who have no influence.
253
826795
2071
nüfuz sahibi olmayanlar için korkusuzca konuşmaktı
13:50
The purpose of influence is not to build your ego.
254
830763
2689
Nüfusun amacı kendi egonuzu inşaa etmek için değildir,
13:55
Or your net worth.
255
835992
1152
veya kendi değerinizi.
13:57
And, by the way, your net worth is not the same thing as your self-worth.
256
837168
3652
Ve, bu arada, sizin nakit değeriniz
kendi öz-değerinizle aynı şey demek değildir.
14:00
Your value is not based on your valuables.
257
840844
3720
Değeriniz sizin sahip olduğunuz değerli şeylere dayanmaz,
14:06
It's based on a whole different set of things.
258
846000
2297
tamamen farklı şeylere dayanır.
14:08
And so the purpose of influence is to speak up
259
848732
3105
Ve bu nedenle nüfusun amacı
14:11
for those who have no influence.
260
851861
1540
nüfus sahibi olmayanlar adına korkusuzca konuşmaktır.
14:13
And I had to admit:
261
853425
1914
Ve kabul etmek zorundaydım ki,
14:15
I can't think of the last time I thought of widows and orphans.
262
855363
3026
en son ne zaman dulları ve yetimleri düşündüğüm dahi anımsamıyordum.
14:18
They're not on my radar.
263
858413
2100
Benim kapsama alanımda değiller.
14:21
I pastor a church in one of the most affluent areas of America --
264
861261
3188
Amerika'nın en zengin alanlarından birindeki kilisede papazlık yapıyorum --
14:24
a bunch of gated communities.
265
864473
1857
bir grup önü açık kişiler cemaati.
14:26
I have a church full of CEOs and scientists.
266
866354
2588
CEOlar ve bilim adamları ile dolu bir kiliseye sahibim.
14:30
And I could go five years and never, ever see a homeless person.
267
870640
4336
Ve beş yıl kiliseme gidebilirim ve asla hiç bir evsiz insan göremem.
14:35
They're just not in my pathway.
268
875000
1976
Sadece benim yolumun üzerinde değiller.
14:37
Now, they're 13 miles up the road in Santa Ana.
269
877379
2815
Santa Ana yolundan 13 mil yukarıdalar.
14:41
So I had to say, ok,
270
881867
2109
Bu nedenle, "TAMAM" dedim.
14:44
I would use whatever affluence and whatever influence I've got
271
884000
3785
Sahip olduğum ne kadar zenginlik, ne kadar nüfus varsa kullanıp
14:47
to help those who don't have either of those.
272
887809
3570
bunların hiç birisine sahip olmayanlara yardım edecektim.
14:52
You know, there's a story in the Bible about Moses,
273
892610
2731
Bilirsiniz, İncilde Musa hakkında bir hikaye vardır.
14:55
whether you believe it's true or not, it really doesn't matter to me.
274
895365
3579
Doğru olduğuna inanın ya da inanmayın --
gerçekten benim için sorun değildi.
14:58
But Moses, if you saw the movie, "The Ten Commandments,"
275
898968
2640
Ama Musa, filmi gördüyseniz, " On Emir,"
15:01
Moses goes out, and there's this burning bush, and God talks to him,
276
901632
3283
Musa çıkagelir ve yanan o çalı vardır, ve Tanrı onunla konuşur.
15:04
and God says, "Moses, what's in your hand?"
277
904939
3755
Ve Tanrı der, " Musa,
elindeki nedir?"
15:10
I think that's one of the most important questions you'll ever be asked:
278
910261
3841
Sanırım, bu şimdiye kadar size sorulacak en önemli sorulardan biridir.
Elindeki nedir?
15:14
What's in your hand?
279
914126
1327
15:16
Moses says, "It's a staff. It's a shepherd's staff."
280
916416
4163
Musa der ki, "O bir asa.
Bir çobanın asası."
15:21
And God says, "Throw it down."
281
921000
1866
Ve Tanrı der ki, "Onu bırak."
15:22
And if you saw the movie, you know, he throws it down and it becomes a snake.
282
922890
4713
Ve filmi gördüyseniz, biliyorsunuz, onu bırakır ve asa bir yılan olur.
15:29
And then God says, "Pick it up."
283
929230
2176
Ve sonra Tanrı der ki, "Onu al."
15:32
And he picks it back up again,
284
932152
1824
Ve onu tekrar alır,
15:34
and it becomes a staff again.
285
934000
2620
ve tekrar bir asa olur.
15:37
Now, I'm reading this thing, and I'm going, what is that all about?
286
937357
3762
Şimdi, bunu okuyorum, ve devam ediyorum, bunların hepsi ne demek?
15:41
OK. What's that all about? Well, I do know a couple of things.
287
941143
3313
TAMAM. Tüm bunlar ne hakkında? Bir kaç şey biliyorum.
15:44
Number one, God never does a miracle to show off.
288
944480
3115
Birincisi, Tanrı asla hava atmak için bir mucize yapmaz.
15:48
It's not just, "Wow, isn't that cool?"
289
948091
2043
Şu değil yani, "Vay, bu çok havalı, değil mi?"
15:50
And, by the way, my God doesn't have to show up on cheese bread.
290
950158
3215
Ve, bu arada, benim Tanrım bir peynirli ekmekte görünmek zorunda değildir.
15:53
You know, if God's going to show up, he's not going to show up on cheese bread.
291
953881
3895
Bilirsiniz, Tanrı görünecekse,
peynirli ekmekte görünmeyecektir.
15:57
(Laughter)
292
957800
1193
(Gülüşme)
TAMAM? İşte bu Michaelın yaptığını sevme sebebim.
15:59
Ok? I just, this is why I love what Michael does,
293
959017
2875
16:01
because it's like, if he's debunking it, then I don't have to.
294
961916
4658
çünkü, TAMAM, eğer sen maskesini düşürüyorsan, o zaman ben yapmak zorunda değilim.
16:06
But God -- my God -- doesn't show up on sprinkler images.
295
966598
3448
Ama Tanrı -- benim Tanrım -- fıskiye resimlerinde de görünmez.
16:10
He's got a few more powerful ways than that to do whatever he wants to do.
296
970760
4216
Yapmak istediği şeyleri yapmak için
bundan biraz daha etkili yöntemleri vardır.
16:15
But he doesn't do miracles just to show off.
297
975000
3082
Fakat Tanrı hava atmak için mucizler yapmaz.
16:18
Second thing is, if God ever asks you a question,
298
978106
2299
İkincisi, Tanrı size bir soru soruyorsa,
16:20
he already knows the answer.
299
980429
1573
o zaten cevabını biliyordur.
16:22
Obviously, if he's God, then that would mean
300
982682
2217
Aşikar olarak, O Tanrı ise, o halde bu
16:24
that when he asks the question, it's for your benefit, not his.
301
984923
3680
sorunun Onun değil, sizin yararınıza olduğu anlamına gelir.
16:28
So he's going, "What's in your hand?"
302
988627
1861
Tanrı sorar, "Elindeki nedir?"
16:30
Now, what was in Moses' hand?
303
990512
1464
Şimdi, Musa'nın elindeki neydi?
16:32
Well, it was a shepherd's staff. Now, follow me on this.
304
992000
3000
O bir çobanın asasıydı. Şimdi, beni takip edin.
16:36
This staff represented three things about Moses' life.
305
996037
3405
Bu asa Musa'nın hayatında üç şeyi temsil ediyordu.
16:39
First, it represented his identity; he was a shepherd.
306
999466
3539
Birincisi, onun kimliğini temsil ediyordu.
O bir çobandı. Asa onun mesleğinin bir sembolüydü.
16:43
It's the symbol of his own occupation:
307
1003029
3299
16:46
I am a shepherd.
308
1006352
1301
"Ben bir çobanım." Onun kimliğinin, kariyerinin, işinin bir sembolüdür.
16:48
It's a symbol of his identity, his career, his job.
309
1008219
2757
16:51
Second, it's a symbol of not only his identity,
310
1011369
3150
İkincisi, sadece kimliğinin bir sembolü de değil,
16:54
it's a symbol of his income, because all of his assets are tied up in sheep.
311
1014543
4155
gelirinin sembolüydü; çünkü varlığının tümü koyunlara bağlı idi.
16:58
In those days, nobody had bank accounts, or American Express cards, or hedge funds.
312
1018722
4397
O günlerde, hiç kimsenin banka hesabı yoktu,
ve American Express kartları, ve garanti fonları.
17:03
Your assets are tied up in your flocks.
313
1023143
2714
Servetiniz sürünüze bağlıdır.
17:06
So it's a symbol of his identity, and it's a symbol of his income.
314
1026277
3682
Dolayısıyla, kimliğinin ve gelirinin sembolüdür.
17:09
And the third thing: it's a symbol of his influence.
315
1029983
2643
Ve üçüncü şey: nüfusunun bir sembolüdür.
17:13
What do you do with a shepherd's staff?
316
1033348
3307
Bir çobanın asası ile ne yaparsınız?
17:16
Well, you know, you move sheep from point A to point B with it,
317
1036679
3753
Bilirsiniz, koyunları A noktasından B noktasına onunla götürürsünüz.
17:20
by hook or by crook.
318
1040456
1641
ne yapıp edip.
17:22
You pull them or you poke them. One or the other.
319
1042121
3048
onları çekersiniz ve onları dürtersiniz, birini ya da ötekini.
17:26
So, he's saying,
320
1046405
1928
Bu nedenle, O diyor ki,
17:28
"You're going to lay down your identity.
321
1048357
2039
"Sen kimliğini yere bırakacaksın.
17:30
What's in your hand?
322
1050420
1155
Elindeki nedir? Kimliğin var, gelirin var, nüfuzun var.
17:31
You've got identity, you've got income, you've got influence.
323
1051599
2873
17:34
What's in your hand?"
324
1054496
1157
Elindeki nedir?"
17:36
And he's saying, "If you lay it down, I'll make it come alive.
325
1056498
2929
"Eğer elindekini yere bırakırsan onun hayata gelmesini sağlayacağım,
17:39
I'll do some things you could never imagine possible."
326
1059451
2575
Senin asla hayal edemeyeceğin şeyler yapacağım."
17:42
And if you've watched that movie, "Ten Commandments,"
327
1062050
2494
Ve filmi seyrettiyseniz, On Emir'de
17:44
all of those big miracles that happen in Egypt are done through this staff.
328
1064568
4480
Mısır'da meydana gelen büyük mucizelerin hepsi
bu asa aracılığı ile yapılmıştır.
17:51
Last year, I was invited to speak at the NBA All-Stars game.
329
1071152
5055
Geçen sene, NBA All-Stars maçında konuşmaya davet edildim.
17:56
And so, I'm talking to the players,
330
1076940
3036
Ve, oyuncularla konuşuyorum,
18:00
because most of the NBA teams, NFL teams and all the other teams
331
1080000
4301
Çünkü NBA takımları, NFL takımları ve diğer tüm takımlar
18:04
have done this 40 Days of Purpose, based on the book.
332
1084325
2849
kitapta bahsedilen "Amacın 40 Gününü" uyguladılar.
18:07
And I asked them, I said, "What's in your hand?
333
1087508
3492
Ve onlara sordum, dedim ki, "Elinizdeki nedir?"
18:12
So, what's in your hand?" I said, "It's a basketball.
334
1092392
3177
"Elinizdeki nedir?" dedim. "O basketbol topudur,
18:16
And that basketball represents your identity, who you are:
335
1096411
3717
ve basketbol topu sizin kimliğinizi temsil eder, kim olduğunuzu.
18:20
you're an NBA player.
336
1100152
1474
Siz bir NBA oyuncusuzunuz. O sizin gelirinizi de temsil eder.
18:21
It represents your income:
337
1101650
1572
18:23
you're making a lot of money off that little ball.
338
1103246
2579
Bu küçük topla çok para kazanıyorsunuz.
18:26
And it represents your influence.
339
1106182
1818
Ve nüfusunuzu temsil etmektedir.
18:28
And even though you're only going to be in the NBA for a few years,
340
1108645
3307
Ve sadece bir kaç yıl için NBA'de olsanız da hayatınızın geri kalanında
18:31
you're going to be an NBA player for the rest of your life.
341
1111976
2787
bir NBA oyuncusu olacaksınız.
18:34
And that gives you enormous influence.
342
1114787
2095
Ve bu size muazzam bir etki sağlar.
18:37
So, what are you going to do with what you've been given?"
343
1117254
3275
Bu nedenle, size verilenle ne yapacaksınız?"
18:41
And I guess that's the main reason I came up here today,
344
1121785
4489
Ve sanırım bugün burada bulunmamın asıl sebebi budur.
18:46
to all of you very bright people at TED --
345
1126298
2929
TED'deki siz çok parlak insanların hepsine,
18:49
it is to say, "What's in your hand?"
346
1129251
1897
"Elinizdeki nedir?" diye sormak için.
18:53
What do you have that you've been given?
347
1133156
3519
Size verilen neye sahipsiniz?
18:57
Talent, background, education,
348
1137606
3370
Yetenek, geçmiş deneyim, eğitim,
19:01
freedom, networks, opportunities,
349
1141000
4159
özgürlük, ilişkiler, fırsatlar,
19:05
wealth, ideas, creativity.
350
1145183
3543
refah, fikirler, yaratıcılık.
19:08
What are you doing with what you've been given?
351
1148750
4049
Size verilenlerle
ne yapıyorsunuz?
19:12
That, to me, is the primary question about life.
352
1152823
3890
Bu, bana göre, hayata dair en önde gelen soru.
19:16
That, to me, is what being purpose-driven is all about.
353
1156737
3082
Bu bana göre amaç-odaklı olmanın tüm konusudur.
19:20
In the book, I talk about how you're wired to do certain things,
354
1160999
3204
Kitapta bazı şeyleri yapmak için nasıl donatıldığınız, şekillendirildiğiniz hakkında konuşuyorum.
19:24
you're "SHAPED" with -- a little acrostic: Spiritual gifts, Heart,
355
1164227
3669
Bu küçük haç, ruhani hediyeler alır; kalp,
19:27
Ability, Personality and Experiences.
356
1167920
2388
yetenek, kişilik ve tecrübeler.
19:30
These things shape you.
357
1170332
1644
Bu şeyler sizi şekillendirir.
19:32
And if you want to know what you ought to be doing with your life,
358
1172420
3124
Ve hayatınızla ilgili ne yapacağınızla bilmek isterseniz,
şeklinize bakmaya ihtiyacınız vardır. Ne yapmak için donatılmışım?
19:35
you need to look at your shape -- "What am I wired to do?"
359
1175568
2737
19:38
Why would God wire you to do something and then not have you do it?
360
1178329
3318
Bir şey yapmak için Tanrı seni ne ile donatmış
ve sonra ne ile donatmamış?
19:41
If you're wired to be an anthropologist, you'll be an anthropologist.
361
1181671
3248
Bir antroplog olarak donatıldıysanız, bir antroplog olacaksınızdır.
19:44
If you're wired to be an undersea explorer,
362
1184943
2008
bir deniz altı kaşifi olmak için donatıldıysanız,
19:46
you'll be an undersea explorer.
363
1186975
1492
bir deniz altı kaşifi olacaksınızdır.
19:48
If you're wired to make deals, you make deals.
364
1188491
2166
Anlaşma yapmak için donatıldıysanız, anlaşma yaparsınız.
19:50
If you're wired to paint, you paint.
365
1190681
1959
Resim yapmak için donatıldıysanız, resim yaparsınız.
19:53
Did you know that God smiles when you be you?
366
1193355
2645
Tanrının siz siz olduğunuz zaman gülümsediğini biliyor muydunuz?
19:57
When my little kids -- when my kids were little --
367
1197574
2347
Benim küçük çocuklarım küçükken --
19:59
they're all grown now, I have grandkids --
368
1199945
2007
hepsi büyüdü, şimdi büyük çocuklarım var --
20:01
I used to go in and sit on the side of their bed,
369
1201976
2312
gidip yataklarının yanına otururdum,
ve çocuklarımın uyumasını seyrederdim.
20:04
and I used to watch my kids sleep.
370
1204312
1768
20:07
And I just watched their little bodies rise and lower, rise and lower.
371
1207152
5446
Ve küçük vücutlarının yükselmesini ve alçalmasını seyrederdim,
yükselme ve alçalma.
20:12
And I would look at them: "This is not an accident."
372
1212622
2855
Ve onlara bakardım, bu bir tesadüf değil.
20:15
Rise and lower.
373
1215501
1706
Yükselme ve alçalma.
20:18
And I got joy out of just watching them sleep.
374
1218247
3753
Ve onları uyurken seyretmekten bile zevk alırdım.
20:24
Some people have the misguided idea that God only gets excited
375
1224000
3567
Bazı insanlar Tanrının sadece ruhani şeyler yaptığınız zaman,
20:27
when you're doing, quote, "spiritual things,"
376
1227591
2120
"heyecanlandığı yanlış fikrine sahiptir;
20:29
like going to church or helping the poor,
377
1229735
2713
kiliseye gitmek ya da bir yoksula yardım etmek gibi,
20:32
or, you know, confessing or doing something like that.
378
1232472
3353
veya, bilirsiniz, günah çıkarmak yada bunun gibi bir şey.
20:36
The bottom line is, God gets pleasure watching you be you.
379
1236420
4358
Meselenin özü, Tanrı sizin siz olduğunuzu seyrederek zevk alır. Neden?
20:40
Why? He made you.
380
1240802
1404
Sizi o meydana getirdi. Ve yapmak için meydana getirildiğiniz şeyi yaptığınızda,
20:42
And when you do what you were made to do,
381
1242890
2397
20:45
he goes, "That's my boy! That's my girl!
382
1245311
4047
O der ki, "İşte benim oğlum.
İşte benim kızım.
20:49
You're using the talent and ability that I gave you."
383
1249382
3385
Sana verdiğim yeteneği ve beceriyi kullanıyorsun."
20:53
So my advice to you is:
384
1253513
1880
Böylece size tavsiyem,
20:55
look at what's in your hand --
385
1255417
1730
elinizde olana bakmanızdır --
20:57
your identity, your influence, your income --
386
1257171
3539
kimliğinize, etkinize, gelirinize --
21:01
and say, "It's not about me.
387
1261861
2503
ve şöyle deyin, "Bu benimle ilgili değil."
21:04
It's about making the world a better place."
388
1264388
3040
BU DÜNYAYI DAHA İYİ BİR YER YAPMAMLA İLGİLİDİR."
Teşekkürler.
21:08
Thank you.
389
1268434
1150
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7