Wadah Khanfar: A historic moment in the Arab world

Çeviri: Ayca Bayraktaroglu Gözden geçirme: Sancak Gülgen

Ten years ago exactly,

Tam olarak 10 yıl önceydi,

I was in Afghanistan.

Afganistan'daydım.

I was covering the war in Afghanistan,

Afganistan savaşının haberini yapıyordum,

and I witnessed, as a reporter for Al Jazeera,

ve El Cezire'nin bir muhabiri olarak

the amount of suffering and destruction

savaşın yol açtığı acı ve

that emerged out of a war like that.

yıkıma şahit oldum.

Then, two years later,

İki yıl sonra,

I covered another war -- the war in Iraq.

diğer bir savaşın haberini yaptım - Irak'taki savaşın.

I was placed at the center of that war

Bu savaşın tam ortasında görevlendirilmiştim

because I was covering the war

çünkü savaşı

from the northern part of Iraq.

Irak'ın kuzey kesiminden takip ediyordum.

And the war ended

Ve savaş

with a regime change,

bir rejim değişikliği ile bitti,

like the one in Afghanistan.

tıpkı Afganistan'da olduğu gibi.

And that regime

Ve o

that we got rid of

kurtulduğumuz rejim

was actually a dictatorship,

aslında bir diktatörlüktü,

an authoritarian regime,

otoriter bir rejimdi.

that for decades

O rejim yıllar boyunca

created a great sense of paralysis

ulusu, halkın ta kendisini,

within the nation, within the people themselves.

akıl almaz bir felce sürükledi.

However,

Ancak,

the change that came through foreign intervention

dış müdahale sonucunda gelen değişim

created even worse circumstances for the people

insanlar için daha da kötü sonuçlar yarattı.

and deepened the sense

Dünyanın o köşesinde

of paralysis and inferiority

yaşanan felç ve aşağılık duygusunu

in that part of the world.

derinleştirdi.

For decades,

Yıllar boyunca,

we have lived under authoritarian regimes --

biz -Arap dünyasında ve Orta Doğu'da-

in the Arab world, in the Middle East.

otoriter rejimler altında yaşadık.

These regimes

Bu rejimler

created something within us during this period.

bu süreç boyunca bizde bir iz bıraktı.

I'm 43 years old right now.

Ben şu an 43 yaşındayım.

For the last 40 years,

Geçtiğimiz 40 yıl boyunca,

I have seen almost the same faces

bizi yöneten kralların ve başkanların

for kings and presidents ruling us --

hep aynı yüzlerini gördüm.

old, aged, authoritarian,

Etrafımızda sadece yıllanmış,

corrupt situations --

yaşlı, otoriter, yolsuzluk

regimes that we have seen around us.

içindeki rejimlere şahit oluyorduk.

And for a moment I was wondering,

Ve bir an için düşünürdüm,

are we going to live in order to see

topraklarımızda gerçek bir değişimin

real change happening on the ground,

gerçekleştiğini görebilecek kadar yaşayacak mıyız?

a change that does not come through foreign intervention,

Dış güçlerin müdahalesinden, işgalin sefaletinden,

through the misery of occupation,

topraklarımızı istila eden ve

through nations invading our land

aşağılık duygusunu kamçılayan

and deepening the sense of inferiority sometimes?

uluslardan bağımsız bir değişiklik gerçekleşecek mi?

The Iraqis: yes, they got rid of Saddam Hussein,

Iraklılar: Evet, Saddam Hüseyin'den kurtuldular,

but when they saw

ama ülkelerinin

their land occupied by foreign forces

yabancı kuvvetlerce işgal edildiğini

they felt very sad,

gördüklerinde üzüntüye boğuldular,

they felt that their dignity had suffered.

onurlarının yara aldığını hissettiler.

And this is why they revolted.

Ve işte bu yüzden ayaklandılar.

This is why they did not accept.

Bu yüzden kabul etmediler.

And actually other regimes, they told their citizens,

Ve aslında diğer rejimler vatandaşlarına dediler ki,

"Would you like to see the situation of Iraq?

"Siz de Irak'ın başına gelenleri mi istiyorsunuz?

Would you like to see civil war, sectarian killing?

Bir iç savaş, mezhepler arası katliam mı istiyorsunuz?

Would you like to see destruction?

Yıkım mı görmek istiyorsunuz?

Would you like to see foreign troops on your land?"

Ülkenizde yabancı askeri birlikleri mi görmek istiyorsunuz?"

And the people thought for themselves,

Ve insanlar kendi kendilerine düşündüler,

"Maybe we should live with

"İkinci senaryoyu yaşamaktansa

this kind of authoritarian situation that we find ourselves in,

belki de içinde bulunduğumuz

instead of having the second scenario."

bu otoriter düzene katlanmalıyız."

That was one of the worst nightmares that we have seen.

Bu görmüş olduğumuz en kötü kabustu.

For 10 years,

10 yıldır,

unfortunately we have found ourselves

ne yazık ki, kendimizi şu

reporting images of destruction,

durumda bulduk: Yıkımın,

images of killing,

ölümün, mezhep çatışmalarının,

of sectarian conflicts,

ve vahşetin görüntülerini

images of violence,

yayınlıyoruz.

emerging from a magnificent piece of land,

Bütün bunlar göz alıcı topraklarımızda -

a region that one day was the source

zamanında medeniyetin, sanatın

of civilizations and art and culture

ve kültürün yüzyıllarca beşiği olmuş

for thousands of years.

topraklarımızda gerçekleşiyor.

Now I am here to tell you

Şimdi sizlere şunu söylemek

that the future

için burdayım:

that we were dreaming for

Hayalini kurduğumuz gelecek

has eventually arrived.

nihayet kapımıza kadar geldi.

A new generation,

Yeni bir nesil -

well-educated,

iyi eğitilmiş,

connected,

birbirine bağlı,

inspired by universal values

evrensel değerlerden ilham alan-

and a global understanding,

ve küresel bir anlayış

has created a new reality for us.

bizim için yeni bir gerçeklik yarattı.

We have found a new way

Yeni bir yol bulduk,

to express our feelings

hislerimizi

and to express our dreams:

ve rüyalarımızı ifade etmek için.

these young people

Bu genç nesil

who have restored self-confidence

dünyanın o köşesindeki uluslarımıza

in our nations in that part of the world,

özgüvenlerini geri kazandırdı,

who have given us

bize özgürlüğün

new meaning for freedom

yeni anlamını söyledi

and empowered us to go down to the streets.

ve bize sokaklara dökülmemiz için bize güç verdi

Nothing happened. No violence. Nothing.

Hiçbir şey olmadı. Ne şiddet ne başka bir şey...

Just step out of your house,

Sadece evinizden çıktınız,

raise your voice

sesinizi yükselttiniz,

and say, "We would like to see the end of the regime."

ve dediniz ki "Biz bu rejimin sona erdiğini görmek istiyoruz."

This is what happened in Tunisia.

Tunus'ta olan bu.

Over a few days,

Sadece birkaç gün içinde

the Tunisian regime that invested billions of dollars

milyarlarca doları güvenlik birimlerine

in the security agencies,

milyarlarca doları

billions of dollars

hapishanelerindeki

in maintaining, trying to maintain,

düzeni korumaya akıtan

its prisons,

Tunus rejimi

collapsed, disappeared,

dağıldı, yok oldu.

because of the voices of the public.

Bu halkın sesi sayesinde oldu.

People who were inspired to go down to the streets

Sokaklara inmeye ve seslerini duyurmaya

and to raise their voices,

niyetlenmiş insanları

they tried to kill.

öldürmeye çalıştılar.

The intelligence agencies wanted to arrest people.

İstihbarat ajansları insanları tutuklamak istediler.

They found something called Facebook.

Facebook denen bir şey buldular.

They found something called Twitter.

Twitter denen bir şey buldular.

They were surprised by all of these kinds of issues.

Bütün bunlara çok şaşırdılar.

And they said,

Ve dediler ki,

"These kids are misled."

"Bu çocuklar yanlış yönlendiriliyor."

Therefore, they asked their parents

Bu yüzden, ailelerinden istediler ki

to go down to the streets

sokaklara gitsinler

and collect them, bring them back home.

ve çocuklarını toplayıp eve geri götürsünler.

This is what they were telling. This is their propaganda.

Söyledikleri buydu. Onların propagandası bu.

"Bring these kids home

"Bu çocukları eve götürün,

because they are misled."

çünkü onlar yanlış yönlendiriliyor."

But yes,

Ama evet,

these youth

bu gençlik -

who have been inspired

evrensel değerlerden

by universal values,

ilham alan,

who are idealistic enough

muhteşem bir gelecek

to imagine a magnificent future

hayal edecek kadar idealist

and, at the same time, realistic enough

ve aynı zamanda hayalgücü ile

to balance this kind of imagination

o hayale giden süreci dengeleyecek

and the process leading to it --

kadar realist olan bu gençlik -

not using violence,

şiddete başvurmadı

not trying to create chaos --

kaos yaratmaya çalışmadı.

these young people,

Bu genç insanlar

they did not go home.

evlerine gitmediler.

Parents actually went to the streets

Aslına bakarsanız aileleri sokaklara çıktı.

and they supported them.

Ama onları desteklemek için.

And this is how the revolution was born in Tunisia.

İşte Tunus'taki devrimin hikayesi budur.

We in Al Jazeera

Biz El Cezire olarak

were banned from Tunisia for years,

yıllarca Tunus'ta yasaklandık

and the government did not allow

ve hükümet hiç bir El Cezireli

any Al Jazeera reporter to be there.

muhabirin orda olmasına izin vermedi.

But we found that these people in the street,

Fakat şunu keşfettik ki sokaklardaki insanlar,

all of them are our reporters,

o insanların tümü bizim muhabirlerimiz.

feeding our newsroom

Basın merkezimizi resimler,

with pictures, with videos

videolar ve haberlerle

and with news.

dolduran onlar.

And suddenly that newsroom in Doha

Ve bir anda Doha'daki o basın odamız

became a center

merkez oldu.

that received all this kind of input from ordinary people --

Bütün bilgileri sıradan insanlardan alan bir merkez.

people who are connected and people who have ambition

Birbirine bağlı, hırslı ve aşağılık duygusundan sıyrılarak

and who have liberated themselves

özgürlüğünü eline almış

from the feeling of inferiority.

insanlar.

And then we took that decision:

Ve ardından şu kararı aldık:

We are unrolling the news.

Haberleri gözler önüne sereceğiz.

We are going to be the voice for these voiceless people.

Sesini duyuramayan bu insanların sesi biz olacağız.

We are going to spread the message.

Mesajlarını yayan biz olacağız.

Yes, some of these young people

Evet, bu insanların bazılarının

are connected to the Internet,

internete erişimi var,

but the connectivity in the Arab world

ama Arap dünyasında bu erişim

is very little, is very small,

çok çok kısıtlı.

because of many problems that we are suffering from.

Yaşadığımız onca problemin sonuçlarından biri...

But Al Jazeera took the voice from these people

Ama El Cezire insanların sesini aldı

and we amplified [it].

ve yükseltti.

We put it in every sitting room in the Arab world --

O sesi Arap dünyasındaki her bir odada duyurduk

and internationally, globally,

ve İngilizce kanalımız sayesinde

through our English channel.

uluslararası ve küresel boyuta çektik.

And then people started to feel

O zaman insanlar hissetmeye başladılar,

that there's something new happening.

bu sefer yeni bir şey oluşuyor.

And then Zine al-Abidine Ben Ali

Ve o zaman Zeynel Abidin Bin Ali

decided to leave.

ayrılmaya karar verdi.

And then Egypt started,

Ardından Mısır başladı,

and Hosni Mubarak decided to leave.

ve Hüsni Mübarek ayrılmaya karar verdi.

And now Libya as you see it.

Ve şimdi gördüğünüz gibi Libya.

And then you have Yemen.

Ondan sonra sıradaki Yemen.

And you have many other countries trying to see

Ve şu duyguyu bulmaya, tekrardan

and to rediscover that feeling

keşfetmeye çalışan daha nice ülkeler:

of, "How do we imagine a future

"Nasıl harikulade, barışçıl ve hoşgörülü

which is magnificent and peaceful and tolerant?"

bir gelecek hayal ederiz?"

I want to tell you something,

Size bir şey söylemek istiyorum,

that the Internet and connectivity

Internet ve dijital bağlantı

has created [a] new mindset.

yeni bir zihniyet yarattı.

But this mindset

Fakat bu zihniyet

has continued to be faithful

içinden çıktığı

to the soil and to the land

toprağa ve ülkeye sadık

that it emerged from.

kalmaya devam etti.

And while this was the major difference

Bu zihniyet fark yarattı,

between many initiatives before

kendinden önceki değişiklik

to create change,

girişimlerinden ayrıldı.

before we thought, and governments told us --

Önceleri şöyle sanırdık -hükümetler de öyle

and even sometimes it was true --

derdi- değişiklik bize dışarıdan

that change was imposed on us,

dayatılıyor, ve bazen doğruydu da.

and people rejected that,

Ama insanlar bunu reddetti.

because they thought that it is alien to their culture.

Çünkü bunun kendilerine yabancı olduğunu düşündüler.

Always, we believed

Biz her zaman inandık ki

that change will spring from within,

değişim içeriden alev almalı,

that change should be a reconciliation

değişim bir uzlaşma olmalı,

with culture, cultural diversity,

kültür ve kültürel çeşitlilik

with our faith in our tradition

ile geleneksel ve tarihsel kaderimiz

and in our history,

arasında bir uzlaşma.

but at the same time,

Ancak aynı zamanda,

open to universal values, connected with the world,

evrensel değerlere açık, dünya ile bağlı ve

tolerant to the outside.

dışarıya hoşgörülü olmalı.

And this is the moment

Ve şu an

that is happening right now in the Arab world.

bu Arap dünyasında gerçekleşiyor.

This is the right moment, and this is the actual moment

Bu öyle doğru ve gerçek bir an ki

that we see all of these meanings meet together

tüm bu anlamların biraraya geldiğini

and then create the beginning

ve bir başlangıç yarattığını görüyoruz.

of this magnificent era

Bu bölgede doğan

that will emerge from the region.

muhteşem bir dönemin başlangıcı...

How did the elite deal with that --

Peki seçkinler bununla nasıl başa

the so-called political elite?

çıktı? Sözde politik seçkinler?

In front of Facebook,

Facebook'un önünde

they brought the camels in Tahrir Square.

Tahrir Meydanı'na develeri getirdiler.

In front of Al Jazeera,

El Cezire'nin önünde

they started creating tribalism.

aşiretçilik yapmaya başladılar.

And then when they failed,

Ve bunu başaramayınca,

they started speaking about conspiracies

Tel Aviv'den yükselen komplo teorileri hakkında

that emerged from Tel Aviv and Washington

konuşmaya başladılar.

in order to divide the Arab world.

Amaçları Arap dünyasını bölmekti.

They started telling the West,

Batı'ya şunu demeye başladılar:

"Be aware of Al-Qaeda.

"El Kaide'ye dikkat edin.

Al-Qaeda is taking over our territories.

El Kaide bölgelerimizi ele geçiriyor.

These are Islamists

Bunlar İslamcılar,

trying to create new Imaras.

yeni Imaras oluşturmak istiyorlar.

Be aware of these people

Bu insanlara dikkat.

who [are] coming to you

Onların geliş amacı sizin

in order to ruin your great civilization."

medeniyetinizi yerle bir etmek.

Fortunately,

Neyse ki,

people right now cannot be deceived.

artık insanlar aldanmıyor.

Because this corrupt elite

Çünkü bu bölgedeki yozlaşmış

in that region

seçkinler

has lost even the power of deception.

insanları ayartma gücünü bile yitirmişler.

They could not, and they cannot, imagine

Bu gerçeklikle nasıl başa çıkacaklarını

how they could really deal with this reality.

hayal edemediler ve edemiyorlar.

They have lost.

Kaybolmuşlar -

They have been detached

insanlarından, kitlelerden

from their people, from the masses,

ayrı düşmüşler.

and now we are seeing them collapsing

Şimdi onları ardı ardına yıkılırken

one after the other.

görüyoruz.

Al Jazeera is not

El Cezire bir devrim

a tool of revolution.

aracı değil.

We do not create revolutions.

Biz devrim yaratmıyoruz.

However,

Ancak,

when something of that magnitude happens,

bu büyüklükte bir olay karşısında

we are at the center of the coverage.

haberin merkezindeyiz.

We were banned from Egypt,

Mısır'dan uzaklaştırılmıştık,

and our correspondents,

ve muhabirlerimizin bazıları

some of them were arrested.

tutuklanmıştı.

But most of our camera people

Ama kameramanlarımızın çoğu

and our journalists,

ve gazetecilerimiz,

they went underground in Egypt -- voluntarily --

onlar Mısır'da gönüllü olarak yeraltına gittiler,

to report what happened in Tahrir Square.

Tahrir Meydanı'nda olan biteni bildirmek için.

For 18 days,

18 gün boyunca

our cameras were broadcasting, live,

kameralarımız canlı yayın yaptı,

the voices of the people in Tahrir Square.

Tahrir Meydanı'ndaki insanların seslerini duyurdu.

I remember one night

Bir gece hatırlıyorum,

when someone phoned me on my cellphone --

cep telefonumdan biri aramıştı -

ordinary person who I don't know -- from Tahrir Square.

Tahrir Meydanı'ndan arayan tanımadığım biri -

He told me, "We appeal to you

Bana dedi ki, "Sizden rica ediyoruz,

not to switch off the cameras.

kameraları kapatmayın.

If you switch off the cameras tonight,

Eğer bu gece kameraları kapatırsanız,

there will be a genocide.

kıyım olacak.

You are protecting us

Siz bizi koruyorsunuz,

by showing what is happening at Tahrir Square."

Tahrir Meydanı'nda olanları göstererek...

I felt the responsibility

Sorumlu hissettim.

to phone our correspondents there

Ordaki muhabirlerimizi ve

and to phone our newsroom

haber merkezimizi arayıp

and to tell them, "Make your best

onlara şunu söyledim: "Elinizden

not to switch off the cameras at night,

geleni yapın, gece boyunca kameraları

because the guys there really feel confident

açık tutun, çünkü insanlar

when someone is reporting their story --

birileri onların hikayesini anlatırken

and they feel protected as well."

güvende hissediyorlar.

So we have a chance

Yani bir şansımız var,

to create a new future

dünyanın o köşesinde

in that part of the world.

yeni bir gelecek yaratmak için.

We have a chance

Bir şansımız var,

to go and to think of the future

gidip oranın geleceğinin

as something which is open to the world.

dünyaya açık olduğunu düşünmek için.

Let us not repeat the mistake of Iran,

İran'da yapılan hatayı tekrarlamayalım,

of [the] Mosaddeq revolution.

Misdaq devrimini.

Let us free ourselves -- especially in the West --

Kendimizi özgür kılalım - özellikle de Batı'da.

from thinking about that part of the world

Dünyanın o köşesine petrol kaygılarımızla

based on oil interest,

bakmayı bırakalım.

or based on interests

İstikrar ve güvenlik

of the illusion of stability and security.

kaygısı ile de bakmayalım.

The stability and security

Otoriter rejimlerin istikrar

of authoritarian regimes

ve güvenlik anlayışı

cannot create

terorizm, şiddet ve yıkım

but terrorism and violence and destruction.

dışında hiç bir şey yaratamaz.

Let us accept the choice of the people.

İnsanların kararını kabul edelim.

Let us not pick and choose

Onlara geleceklerini yönetsin

who we would like to rule their future.

diye, istediğimiz kişiyi dayatmayalım.

The future should be ruled

Gelecek insanların

by people themselves,

kendilerince yönetilmeli.

even sometimes if they are voices

Bazen bizi şimdilik korkutan

that might now scare us.

seslere sahip olsalar bile.

But the values of democracy

Ama demokratik değerler

and the freedom of choice

ve seçme özgürlüğü,

that is sweeping the Middle East at this moment in time

Orta Doğu'yu salladıkları şu noktada,

is the best opportunity for the world,

Dünya için, Batı için, ve

for the West and the East,

Doğu için en iyi seçenektir.

to see stability and to see security

Bu; istikrarı, güvenliği, kardeşliği

and to see friendship and to see tolerance

ve hoşgörüyü Arap dünyasında

emerging from the Arab world,

görebilmemiz, şiddeti ve terorizmi

rather than the images of violence and terrorism.

bir kenara bırakabilmemiz için bir fırsattır.

Let us support these people.

Bu insanlara destek olalım.

Let us stand for them.

Bu insanlar için ayağa kalkalım.

And let us give up

Ve sığ bencilliğimizden

our narrow selfishness

sıyrılıp, o bölgenin insanları

in order to embrace change,

ile değişimi kucaklayalım.

and in order to celebrate with the people of that region

Muhteşem bir geleceği, umudu ve hoşgörüyü

a great future

hep beraber

and hope and tolerance.

kutlayalım.

The future has arrived,

Gelecek kapımızda,

and the future is now.

Ve gelecek şu anda.

I thank you very much.

Sizlere çok teşekkür ediyorum.

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)

Chris Anderson: I just have a couple of questions for you.

Chris Anderson: Sizin için birkaç sorum olacak.

Thank you for coming here.

Buraya geldiğiniz için teşekkür ederim.

How would you characterize the historical significance

Bu gerçekleşen olayların tarihsel önemini nasıl

of what's happened?

ifade ederdiniz?

Is this a story-of-the-year, a story-of-the-decade

Yılın haberi, son on yılın haberi, yoksa

or something more?

bunların da ötesinde bir şey mi?

Wadah Khanfar: Actually, this may be the biggest story that we have ever covered.

Wadah Khanfar: Aslında, bu bugüne kadar yaptığımız haberlerin en büyüğü olabilir.

We have covered many wars.

Birçok savaşı haber yaptık.

We have covered a lot of tragedies, a lot of problems,

Sayısız trajediyi, sayısız problemleri,

a lot of conflict zones, a lot of hot spots in the region,

bölgedeki çatışma bölgelerini ve sıcak noktaları duyurduk.

because we were centered at the middle of it.

Çünkü bunların tam merkezindeydik.

But this is a story -- it is a great story; it is beautiful.

Fakat bu bir hikaye - harika bir hikaye, güzel bir hikaye.

It is not something that you only cover

Bu sadece haberini yapmak zorunda

because you have to cover a great incident.

olduğunuz için duyurduğunuz bir olay değil.

You are witnessing change in history.

Sizler tarihte bir değişime şahit oluyorsunuz.

You are witnessing the birth of a new era.

Yeni bir dönemin başlangıcına şahit oluyorsunuz.

And this is what the story's all about.

Ve tüm hikaye bundan ibaret.

CA: There are a lot of people in the West

CA: Batı'da hala bu konuya şüpheci

who are still skeptical,

yaklaşan, veya bunun

or think this may just be an intermediate stage

sadece bir geçiş süreci olduğunu, ardından

before much more alarming chaos.

bir kaosun geleceğinden endişe edenler var.

You really believe

Siz gerçekten

that if there are democratic elections in Egypt now,

Mısır'da şu anda demokratik bir seçim gerçekleşirse,

that a government could emerge

bir hükümetin oluşacağına ve

that espouses some of the values you've spoken about so inspiringly?

bize heyecanla anlattığınız değerleri benimseyeceğine inanıyor musunuz?

WK: And people actually,

WK: Aslında insanlar,

after the collapse of the Hosni Mubarak regime,

Hüsnü Mübarek'in rejiminin devrilmesinden sonra,

the youth who have organized themselves

belli gruplar ve konseyler halinde organize

in certain groups and councils,

olarak bu dönüşüme

they are guarding the transformation

göz kulak oluyorlar ve

and they are trying to put it on a track

ve işleri rayına oturtmaya çalışıyorlar.

in order to satisfy

Amaçları demokrasinin değerlerini

the values of democracy,

uygulamak

but at the same time

fakat aynı zamanda

also to make it reasonable

bu dönüşümü akılcı ve

and to make it rational,

rasyonel olarak gerçekleştirmek,

not to go out of order.

düzenden sapmamak.

In my opinion, these people are much more wiser

Bana göre, bu genç insanlar sadece

than, not only the political elite,

politik seçkinlerden değil,

even the intellectual elite, even opposition leaders

entellektüel seçkinlerden, hatta -politik partiler de dahil-

including political parties.

muhalif liderlerden de bilgeler.

At this moment in time, the youth in the Arab world

Bulunduğumuz şu noktada, Arap dünyasındaki gençlik

are much more wiser

çok daha bilge

and capable of creating the change

ve değişimi getirebilecek kapasitede.

than the old --

Yıllanmış

including the political and cultural

politik, kültürel ve ideolojik

and ideological

rejimlerle

old regimes.

karşılaştırırsak.

(Applause)

(Alkışlar)

CA: We are not to get involved politically and interfere in that way.

CA: Bizler politik olarak dahil olacak veya müdahale edecek değiliz.

What should people here at TED,

Burada, TED'deki insanlar,

here in the West,

Batı'daki insanlar

do if they want to connect or make a difference

bölgede olanlara inanıyor, bağlantı kurmak ve fark yaratmak

and they believe in what's happening here?

istiyorlarsa ne yapmalılar?

WK: I think we have discovered a very important issue in the Arab world --

WK: Bana göre biz Arap dünyasında çok önemli bir şeyi keşfettik,

that people care,

İnsanların önem verdiğini,

people care about this great transformation.

insanların bu değişimi ciddiye aldığını.

Mohamed Nanabhay who's sitting with us,

Seyirciler arasında bizimle olan Mohamed Nanabhay,

the head of Aljazeera.net,

Aljazeera.net'in başı,

he told me that a 2,500 percent increase

bana dedi ki web sitemize giriş %2500'lük

of accessing our website

bir artış gösterdi,

from various parts of the world.

dünyanın dört bir yanından.

Fifty percent of it is coming from America.

Bunun %50'si Amerika'dan geliyor.

Because we discovered that people care,

Şunu farkettik, insanlar önem veriyor,

and people would like to know --

insanlar bilmek istiyor -

they are receiving the stream through our Internet.

yayınımızı Internet aracılığıyla takip ediyorlar.

Unfortunately in the United States,

Ne yazık ki ABD'de,

we are not covering but Washington D.C. at this moment in time

şu an Washington D.C. dışında yer almıyoruz,

for Al Jazeera English.

El Cezire İngilizce olarak.

But I can tell you, this is the moment to celebrate

Ama şunu söyleyebilirim ki şimdi sokaktaki

through connecting ourselves

insanlarla buluşup kutlama,

with those people in the street

onlara desteğimizi

and expressing our support to them

gösterme, evrensel duygularımızı ifade

and expressing this kind of feeling, universal feeling,

etme, zayıfı ve ezileni destekleme ve

of supporting the weak and the oppressed

hepimiz için daha iyi bir gelecek

to create a much better future for all of us.

yaratma zamanı...

CA: Well Wadah, a group of members of the TED community,

CA: Evet Wadah, TED topluluğuna dahil bir grup üye,

TEDxCairo,

TEDX Kahire,

are meeting as we speak.

biz konuşurken toplanmış durumdalar.

They've had some speakers there.

Orda hoparlörleri de bulunuyor.

I believe they've heard your talk.

İnanıyorum ki konuşmanı duydular.

Thank you for inspiring them and for inspiring all of us.

Onlara ve hepimize ilham verdiğin için teşekkür ediyorum.

Thank you so much.

Çok teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)