Gabriel Barcia-Colombo: My DNA vending machine

Gabriel Barcia-Colombo: DNA otomatik satış makinesi

Çeviri: güney örnek Gözden geçirme: Fatih Yuvacı

This is a vending machine in Los Angeles.

Bu, Los Angeles'daki bir otomatik satış makinesi.

It's in a shopping mall, and it sells fish eggs.

Bir alışveriş merkezinde duruyor ve balık yumurtası satıyor.

It's a caviar-vending machine.

Hayvar satış makinesi.

This is the Art-o-mat, an art-vending machine

Bu Art-o-mat,

genellikle küçük tahta parçaları ya da kibrit kutuları üzerinde

that sells small artistic creations by different artists,

çeşitli sanatçılar tarafından yapılmış

usually on small wood blocks or matchboxes, in limited edition.

sınırlı sayıda küçük sanatsal eserler

satan bir sanat otomat makinesi.

This is Oliver Medvedik.

Bu kişi Oliver Medvedik. O bir otomatik satış makinesi değildir,

He is not a vending machine, but he is one of the founders of Genspace,

ama Genspace'in kurucularından biridir,

Brooklyn, New York'da bir toplum laboratuvarı.

a community biolab in Brooklyn, New York,

İsteyen herkes oraya gidip ders alabilir ve

where anybody can go and take classes

karanlıkta parlayan E. coli bakterisi nasıl yetiştirilir ya da

and learn how to do things like grow E. coli that glows in the dark

çileğin DNA'sı nasıl alınır gibi şeyler öğrenebilir.

or learn how to take strawberry DNA.

In fact, I saw Oliver do one of these strawberry DNA extractions

Aslında, Ben Oliver'ı yaklaşık bir yıl önce bu çileklerden birinin DNA kökenini çıkarırken gördüm

about a year ago, and this is what led me into this bizarre path

ve bu garip yolun ne olduğu üzerine

onunla hemen o anda konuştum.

that I'm going to talk to you right now.

Çünkü çilek DNA'sı gerçekten çok enteresandır, bu yüzden çok güzeldir.

Strawberry DNA is really fascinating, because it's so beautiful.

DNA'nın böylesine güzel bir şey olacağı önceden aklımın ucundan bile geçmezdi,

I'd never thought about DNA being a beautiful thing before,

bu şekliyle görene kadar.

before I saw it in this form.

Ve birçok insan, toplum sanatı başta olmak üzere

A lot of people, especially in the art community,

bilimle bu şekilde uğraşmayı gerekli görmüyor.

don't necessarily engage in science in this way.

Ben bundan sonra derhal Genspace kaydoldum

I instantly joined Genspace after this,

ve Oliver'a sordum, "Peki, eğer biz bu çileği yapabilirsek,

and asked Oliver, "If we can do this with strawberries,

insanlara buna ilave olarak ne yapabiliriz?"

yaklaşık 10 dakika sonra, biz her iki

can we do this with people?"

About 10 minutes later, we were both spitting in vials,

küçük şişeyi de birlikte döndürdük,

insan DNA'sının çıkarılması için bir protokol ile gündeme gelecekti.

coming up with a protocol for human DNA extraction.

Ve ben kendi başıma bunu yapmaya koyuldum,

I started doing this on my own.

ve bu gerçekten de benim DNA'ma benziyor.

This is what my DNA actually looks like.

Birkaç arkadaşımla akşam yemeğindeyken, bazı sanatçı arkadaşlarım,

And I was at a dinner party with some artist friends,

benim bu projem hakkında konuşuyorlardı,

and I was telling them about this project,

onlar hakikaten DNA'yı göreceklerine inanamıyorlardı.

and they couldn't believe that you could actually see DNA.

So I said, all right, let's get out some supplies right now.

Sonra dedim ki, tabii ki, şu anda bir miktar ödenek çıkmasına ihtiyacım var.

Benim evimde cuma geceleri garip akşam yemeği partileri başlamıştı,

And I started having these bizarre dinner parties on Friday nights,

insanlar bana uğruyorlar

where people would come over and we'd do DNA extractions,

ve biz DNA kökeniyle ilgileneceğiz,

and I would capture them on video,

ve ben onların üzerinde video yakalamak istiyorum

çünkü bir yandan da komik bir şeyler yaratmak istiyorum.

because it created this kind of funny portrait as well.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Bu insanlar herhangi bir bilim ile

These are people who don't necessarily regularly engage with science.

mutlaka düzenli meşgul olurlardı.

You can kind of tell from their reactions.

Sen onların üzerinde az da olsa etki uyandırabilirsin

(Laughter)

But they became fascinated by it,

lakin onlar buna kendini kaptırırsa

and it was really exciting for me to see them get excited about science.

onların endişesini görmek benim için

bilim adına gerçekten heyecanlı olurdu.

And so I started doing this regularly.

Ve sonrasında düzenli olarak çalışmaya başladık.

(Laughter)

Cuma geceleri bir hayli garip şeyler oluyor

It's an odd thing to do with your Friday nights,

ama bu ben çalışmaya başladığımda oluyor,

but this is what I started doing.

ve ben arkadaşlarımın DNA'larını

I started collecting a whole group of my friends' DNA in small vials

küçük şişelerde toplayıp

kategorize etmeye başladım.

and categorizing them.

Bu neye benziyordu?

This is what that looked like.

Yapacaklarım hakkında bir şeyler düşünmeye başladım.

And it started to make me think about a couple of things.

İlk olarak, kendi facebook duvarıma göz attım.

First, this looked a lot like my Facebook wall.

Bir bakıma, çeşitli genetik ağ oluşturdum,

So in a way, I created sort of a genetic social network.

bir genetik sosyal ağı, sahiden.

And the second thing was,

ve ikinci şey, bir arkadaşım bir seferliğine bana uğradığında

one time a friend came over and looked at this on my table

ve benim masamın üzerine göz attığında ve hoşuna gitti. "Aman."

and was like, "Uh ... why are they numbered?

Niçin onların ki bu numara? Diğerlerinden daha nadir bulunan kişi bu mu?

Is this person more rare than the other one?"

Bunu ben bile düşünmemiştim.

And I hadn't even thought about that.

Onları sadece numaralandırmıştım çünkü içlerinden çıkan DNA'ya göre düzenlemiştim.

They were just numbered

because that was the order that I extracted the DNA in.

Oyuncak toplama hakkında düşündüğüm,

But that made me think about collecting toys,

ve bu şeylerin şu anda sürdüğünü

and what's going on right now in the toy world with blind box toys,

dünyadaki oyuncakların, görünmeyen kutuyla

ve bu nadir oyuncakları biriktirebilmektir.

and being able to collect these rare toys.

Bu kutulardan satın alırsın lakin onların içerisinde ne olduğundan emin değilsin.

You buy these boxes, but aren't sure what's going to be inside.

Ama sonrasında, onları açtığında

But when you open them, you have different rarities of the toys.

birbirinden garip oyuncaklara sahip olursun.

Benim düşünceme göre, bu ilgi çekicidir.

I thought that was interesting; I thought about this

Bu havyar satış makineleri ve Art-o-mat (hepsi birlikte) hakkında düşünmeye başladım.

and the caviar vending machine and the Art-o-mat all together.

ve birkaç gerekçe, bir gece bir makineyi boyadım,

And for some reason, I was one night drawing a vending machine,

otomatik satış makinelerini boyamayı düşündüm,

thinking of doing paintings of a vending machine.

ve küçük şişelerde DNA'ları oraya bıraktım,

ve bir satış makinesinin bobinlerindeki DNA akımı arasındaki

The vial of my DNA was sitting there,

uyumun güzelliğini gördüm.

and I saw a beautiful collaboration between the strands of DNA

and the coils of a vending machine.

Ve bu yüzden şüphesiz ki, ben sanatsal montaj yaratmaya karar verdiğimde

So I decided to create an art installation called the DNA Vending Machine.

bu DNA otomatik satış makinesi olarak adlandırılır.

Işte burada.

Here it is.

(Müzik)

(Music)

[DNA Vending Machine is an art installation

["DNA otomatik satış makinesi, montaj sanatı sayesinde biyoteknolojiye erişimi artırmıştır."]

about our increasing access to biotechnology.]

(Music)

[For a reasonable cost, you can purchase a sample of human DNA

["Makul maliyete yönelik olarak, insan DNA'sı geleneksel satış makinelerinden

from a traditional vending machine.]

denemek için satın alabilirsin.

(Music)

["Her bir örnek, montajı hazır ve sınırlı sayıda

[Each sample comes packaged

with a collectible limited edition portrait of the human specimen.]

garip bir insanın portresiyle geliyor."]

(Music)

DNA otomatik satış makinesi bir koleksiyon malzemesi olarak ısmarlanır

[DNA Vending Machine treats DNA as a collectible material

ve DNA mülkiyeti üzerinde açık yasal sorunlar getiriyor."]

and brings to light legal issues over the ownership of DNA.]

açık yasal sorunlar getiriyor."]

(Music ends)

Gabriel Garcia-Colombo: Kısacası DNA otomatik saıtş makineleri

Gabriel Barcia-Colombo:

The DNA Vending Machine is currently in a couple of galleries in New York,

şu anda Newyork'ta birkaç galeride,

doğrusu oldukça iyi satıyor.

and it's selling out pretty well.

İlk 100 adetlik dağıtımda,

We're in the first edition of 100 pieces,

yakında diğer satış gibi olacağını umuyoruz.

hoping to do another edition pretty soon.

Aslında hemen yanındaki çoğu metro merkezinde,

I'd like to get it into more of a metro hub,

Grand Central or Penn Station gibi

like Grand Central or Penn Station,

hemen yanındaki diğer bazı gerçek konumlara, otomatik satış makinelerini yerleştireceğiz.

next to some of the other vending machines in that location.

Ama aslında, bu proje ile birlikte benim bir sürü sanatsal projem

But really, with this and a lot of my art projects,

Ben seyirciye bir soru sormak istiyorum ve bu,

I want to ask the audience a question:

biyoteknoloji ve DNA dizileme

When biotechnology and DNA sequencing becomes as cheap as, say, laser cutting

lazer kesimi,

or 3D printing or buying caviar from a vending machine,

3D çizim ya da bir otomatik satış makinesinden havyar satın almak kadar ucuzladığında

will you submit your sample of DNA to be part of the vending machine?

otomatik satış makinesinin bir parçası olan DNA numunesini sunmayı halen ileri sürecek misin?

Ve bu örneklerin değeri ne kadar eder?

How much will these samples be worth?

Ve bir başkası örneği satın alabilecek mi?

Will you buy someone else's sample?

And what will you be able to do with that sample?

Ve sen bu örnekle ne yapabilirsin?

Teşekkür ederim.

Thank you.

(Applause)

(Alkışlar)