Rufus Griscom and Alisa Volkman: It's time to explode 4 taboos of parenting

Rufus Griscom + Alisa Volkman: Çocuk yetiştirme hakkında tabular

157,696 views

2010-12-16 ・ TED


New videos

Rufus Griscom and Alisa Volkman: It's time to explode 4 taboos of parenting

Rufus Griscom + Alisa Volkman: Çocuk yetiştirme hakkında tabular

157,696 views ・ 2010-12-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Beril Devlet Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:18
Alisa Volkman: So this is where our story begins --
0
18260
3000
Alise Volkman: İşte hikayemiz burada başlıyor
00:21
the dramatic moments of the birth
1
21260
2000
doğumun sarsıcı görüntüsüyle
00:23
of our first son, Declan.
2
23260
2000
ilk oğlumuz, Declan.
00:25
Obviously a really profound moment,
3
25260
2000
Şüphesiz, hayatlarımızı birçok yönden değiştiren
00:27
and it changed our lives in many ways.
4
27260
2000
etkili, önemli bir an.
00:29
It also changed our lives in many unexpected ways,
5
29260
2000
Hayatlarımızı hiç beklemediğimiz açılardan da
00:31
and those unexpected ways we later reflected on,
6
31260
3000
değiştiren bu ana bir yıl sonra dönüp bakmak
00:34
that eventually spawned a business idea between the two of us,
7
34260
2000
aklımıza bir iş kurma fikri düşürdü
00:36
and a year later, we launched Babble,
8
36260
2000
ve böylece anne babalar için bir web sitesi olan
00:38
a website for parents.
9
38260
2000
Babble'ı kurduk.
00:40
Rufus Griscom: Now I think of our story
10
40260
2000
Rufus Griscom: Şimdi düşünüyorum da, öykümüz aslında
00:42
as starting a few years earlier. AV: That's true.
11
42260
3000
birkaç yıl öncesinden başlıyor (AV: Doğru.)
00:45
RG: You may remember, we fell head over heels in love.
12
45260
3000
RG: Hatırlarsın, aşk aklımızı başımızdan almıştı.
00:48
AV: We did.
13
48260
2000
AV: Almıştı.
00:50
RG: We were at the time running a very different kind of website.
14
50260
2000
RG: O zamanlar çok farklı bir web sitemiz vardı.
00:52
It was a website called Nerve.com,
15
52260
2000
Adı Nerve.com du ve
00:54
the tagline of which was "literate smut."
16
54260
3000
"okumuş pislik" diye etiketlenmişti.
00:57
It was in theory, and hopefully in practice,
17
57260
3000
Teoride ve (keşke) pratikte
01:00
a smart online magazine
18
60260
2000
seks ve kültür üzerine
01:02
about sex and culture.
19
62260
3000
çevrimiçi bir dergiydi.
01:05
AV: That spawned a dating site.
20
65260
3000
AV: Flört sitesine evrildi.
01:08
But you can understand the jokes that we get. Sex begets babies.
21
68260
2000
Maruz kaldığımız şakaları tahmin edersiniz. Seks bebek getirir.
01:10
You follow instructions on Nerve and you should end up on Babble,
22
70260
3000
Nerve'deki talimatlara uyanın sonu Babble olur filan
01:13
which we did.
23
73260
2000
ki, bize de bu oldu.
01:15
And we might launch a geriatric site as our third. We'll see.
24
75260
3000
Belki ileride bir geriatri sitesi kurarız, üçüncü sitemiz bu olur. Göreceğiz.
01:19
RG: But for us, the continuity between Nerve and Babble
25
79260
3000
RG: Ama Nerve'den Babble'a geçiş bizim için
01:22
was not just the life stage thing,
26
82260
2000
sıradan bir yaşamın yeni evresi meselesi değildi,
01:24
which is, of course, relevant,
27
84260
2000
her ne kadar bununla ilintili olsa da.
01:26
but it was really more about
28
86260
2000
Bizim için aslolan
01:28
our desire to speak very honestly
29
88260
2000
insanların içtenlikle bahsetmekte zorlandığı konuları
01:30
about subjects that people have difficulty speaking honestly about.
30
90260
3000
gayet dürüstçe konuşabilmekti.
01:33
It seems to us that
31
93260
2000
Bize öyle geliyordu ki,
01:35
when people start dissembling, people start lying about things,
32
95260
3000
işler asıl insanlar yalan söylemeye,
01:38
that's when it gets really interesting.
33
98260
2000
ikiyüzlülük etmeye başladığında ilginçleşiyor de ve
01:40
That's a subject that we want to dive into.
34
100260
2000
biz de tam o noktaya dalmak istiyorduk.
01:42
And we've been surprised to find, as young parents,
35
102260
2000
Genç ebeveynler olarak hayretle fark ettik ki,
01:44
that there are almost more taboos around parenting
36
104260
3000
çocuk yetiştirme konusundaki tabular,
01:47
than there are around sex.
37
107260
2000
neredeyse seks hakkıdaki tabulardan bile fazla.
01:49
AV: It's true. So like we said,
38
109260
2000
AV: Doğru. Söylendiği gibi
01:51
the early years were really wonderful,
39
111260
2000
bebeğin ilk yaşları gerçekten harikaydı ama
01:53
but they were also really difficult.
40
113260
2000
bir o kadar da zordu.
01:55
And we feel like some of that difficulty
41
115260
2000
Bundan söz etmek zordur çünkü
01:57
was because of this false advertisement around parenting.
42
117260
3000
anne-babalık reklamları gayet yanıltıcı.
02:00
(Laughter)
43
120260
2000
(Kahkahalar)
02:02
We subscribed to a lot of magazines, did our homework,
44
122260
3000
Bir sürü dergiye abone olduk, ödevimizi yaptık
02:05
but really everywhere you look around, we were surrounded by images like this.
45
125260
3000
ama başımızı nereye çevirsek böyle görüntülerle karşılaşıyorduk.
02:08
And we went into parenting
46
128260
2000
Biz de anne baba olunca
02:10
expecting our lives to look like this.
47
130260
2000
hayatımız böyle olacak sandık.
02:12
The sun was always streaming in, and our children would never be crying.
48
132260
3000
Bütün günler güneşli geçecek, çocuklarımız hiç ağlamayacak.
02:15
I would always be perfectly coiffed and well rested,
49
135260
3000
Ben daima bakımlı ve dinlenmiş olacağım.
02:19
and in fact, it was not like that at all.
50
139260
2000
Ama gerçeklerin bununla hiç ilgisi yok.
02:21
RG: When we lowered the glossy parenting magazine
51
141260
3000
RG: O içi güzel görüntülerle dolu,
02:24
that we were looking at, with these beautiful images,
52
144260
2000
pırıl pırıl anne baba dergilerini indirip,
02:26
and looked at the scene in our actual living room,
53
146260
2000
gözlerimizi kendi salonumuza çevirdiğimizde
02:28
it looked a little bit more like this.
54
148260
2000
gördüğümüz şunlardı.
02:30
These are our three sons.
55
150260
2000
Bizim oğlanlar.
02:32
And of course, they're not always crying and screaming,
56
152260
2000
Elbette daima ağlayıp bağırmıyorlar.
02:34
but with three boys, there's a decent probability
57
154260
2000
Ama evde üç oğlan olunca aralarından hiç değilse birinin
02:36
that at least one of them will not be comporting himself
58
156260
2000
istenen şekilde davranmaması ihtimali
02:38
exactly as he should.
59
158260
2000
epeyce yüksek.
02:40
AV: Yes, you can see where the disconnect was happening for us.
60
160260
3000
AV: Evet, işte bizde de ipler bu noktada koptu.
02:43
We really felt like what we went in expecting
61
163260
3000
Çocuk sahibi olurkenki beklentilerimizle
02:46
had nothing to do with what we were actually experiencing,
62
166260
3000
yaşadıklarımızın hiç alakası olmadığını hissettik.
02:49
and so we decided we really wanted to give it to parents straight.
63
169260
3000
Böylece anne babalara gerçekleri göstermeye karar verdik.
02:52
We really wanted to let them understand
64
172260
3000
Ebeveynliğin gerçekte ne olduğunu
02:55
what the realities of parenting were in an honest way.
65
175260
3000
anlamalarını sağlayacak bir dürüslüğü seçtik.
02:58
RG: So today, what we would love to do
66
178260
2000
RG: İşte bu bağlamda bugün sizlerle çocuk yetiştirmenin
03:00
is share with you four parenting taboos.
67
180260
3000
4 tabusunu paylaşmayı istiyoruz.
03:03
And of course, there are many more than four things
68
183260
2000
Elbette ebeveynlik hakkında söyleyemeyeceğiniz şeyler
03:05
you can't say about parenting,
69
185260
2000
sadece bu dördü değil.
03:07
but we would like to share with you today
70
187260
2000
Bizim için özellikle geçerli olan
03:09
four that are particularly relevant for us personally.
71
189260
3000
dördünü sizlerle paylaşacağız.
03:12
So the first, taboo number one:
72
192260
3000
İşte ilk tabu:
03:15
you can't say you didn't fall in love with your baby
73
195260
3000
yüzünü görür görmez
03:18
in the very first minute.
74
198260
2000
bebeğime aşık olmadım diyemezsiniz.
03:20
I remember vividly, sitting there in the hospital.
75
200260
3000
Bugün gibi hatırlıyorum. Hastanedeydik.
03:23
We were in the process of giving birth to our first child.
76
203260
3000
İlk bebeğimizi dünyaya getiriyorduk.
03:26
AV: We, or I?
77
206260
2000
AV: Biz mi ben mi?
03:28
RG: I'm sorry.
78
208260
2000
RG: Afedersin.
03:30
Misuse of the pronoun.
79
210260
2000
Yanlış özne.
03:32
Alisa was very generously in the process
80
212260
2000
Alisa ilk bebeğimizi doğurma
03:34
of giving birth to our first child -- (AV: Thank you.)
81
214260
2000
lütfunda bulunuyordu (AV: Sağ ol.)
03:36
-- and I was there with a catcher's mitt.
82
216260
2000
ve ben de kapı önünde bekliyordum
03:38
And I was there with my arms open.
83
218260
2000
Kollarımı açmıştım.
03:40
The nurse was coming at me
84
220260
2000
Hemşire bana doğru geliyordu
03:42
with this beautiful, beautiful child,
85
222260
2000
kucağında güzel mi güzel bebekle.
03:44
and I remember, as she was approaching me,
86
224260
2000
Bana yaklaşırken, hatırlıyorum,
03:46
the voices of friends saying,
87
226260
3000
arkadaşlarımız sesleri kafamda çınlıyordu:
03:49
"The moment they put the baby in your hands,
88
229260
2000
"Bebeği kucağına verdiklerinde
03:51
you will feel a sense of love that will come over you
89
231260
3000
öyle güçlü öyle büyük bir sevgi
03:54
that is [on] an order of magnitude more powerful
90
234260
2000
kaplayacak ki içini, hayatında böyle bir şey
03:56
than anything you've ever experienced in your entire life."
91
236260
3000
hissetmediğini göreceksin."
03:59
So I was bracing myself for the moment.
92
239260
2000
İşte o ana hazırlıklı olmaya çalışıyordum.
04:01
The baby was coming,
93
241260
2000
Bebek geliyordu
04:03
and I was ready for this Mack truck of love
94
243260
2000
ve ben de bebeğin sevgisiyle
04:05
to just knock me off my feet.
95
245260
3000
kamyon çarpmışa dönecektim.
04:08
And instead, when the baby was placed in my hands,
96
248260
3000
Bebek kollarıma verilmişti
04:11
it was an extraordinary moment.
97
251260
2000
tabii ki özel bir andı ama.
04:13
This picture is from literally a few seconds after
98
253260
3000
Bu resim bebeği kucağıma alıp
04:16
the baby was placed in my hands and I brought him over.
99
256260
3000
annesine getirmemden saniyeler sonra çekildi.
04:19
And you can see, our eyes were glistening.
100
259260
2000
Gözlerimizdeki ışıltıya bakın.
04:21
I was overwhelmed with love and affection for my wife,
101
261260
3000
Karıma duyduğum sevgi ve şefkat ile
04:24
with deep, deep gratitude
102
264260
2000
eli ayağı düzgün bir bebek sahibi olmanın
04:26
that we had what appeared to be a healthy child.
103
266260
2000
verdiği büyük minnetle doluydum.
04:28
And it was also, of course, surreal.
104
268260
2000
Bir yandan da tuhaf şeyler yapıyordum.
04:30
I mean, I had to check the tags and make sure.
105
270260
2000
Bileklikleri eşleşiyor mu diye kontrol ediyordum.
04:32
I was incredulous, "Are you sure this is our child?"
106
272260
2000
Şüpheyle "emin misin? bizimki bu mu?" diye soruyordum
04:34
And this was all quite remarkable.
107
274260
3000
Tümü son derece önemli.
04:37
But what I felt towards the child at that moment was deep affection,
108
277260
3000
Tabii ki çocuğa karşı büyük bir şefkat duyuyordum ama
04:40
but nothing like what I feel for him now, five years later.
109
280260
3000
bunun 5 yıl sonra, şimdiki duygularımla alakası yok.
04:43
And so we've done something here
110
283260
2000
Bu noktada bir bakıma
04:45
that is heretical.
111
285260
2000
sapıkça birşey yaptık.
04:47
We have charted
112
287260
3000
Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi
04:50
our love for our child over time.
113
290260
3000
bir çizelgeye döktük.
04:53
(Laughter)
114
293260
2000
(Kahkahalar)
04:55
This, as you know, is an act of heresy.
115
295260
3000
Bu düpedüz sapkınlık.
04:58
You're not allowed to chart love.
116
298260
2000
Zamana göre sevgi miktarı çizelgesi olmaz.
05:00
The reason you're not allowed to chart love
117
300260
2000
Sevgiyi ölçemeyiz çünkü
05:02
is because we think of love as a binary thing.
118
302260
2000
sevginin iki halli bir şey olduğunu düşünürüz.
05:04
You're either in love, or you're not in love.
119
304260
2000
Ya aşıksındır ya değilsindir.
05:06
You love, or you don't love.
120
306260
2000
Ya seversin, ya sevmezsin.
05:08
And I think the reality is that love is a process,
121
308260
3000
Ama aslında bence sevgi bir süreç.
05:11
and I think the problem with thinking of love
122
311260
2000
Sevgi hakkındaki sorun da bu,
05:13
as something that's binary
123
313260
2000
onun ya var ya yok türünde birşey olduğunu
05:15
is that it causes us
124
315260
2000
düşünmemiz yüzünden
05:17
to be unduly concerned
125
317260
2000
sevgiyi yanlış değerlendiriyoruz
05:19
that love is fraudulent, or inadequate, or what have you.
126
319260
3000
sevgi yalandır, sevgi kifayetsizdir, veya seni senden alır.
05:22
And I think I'm speaking obviously here to the father's experience.
127
322260
3000
Bu noktada babanın deneyiminden bahsediyorum, sanırım.
05:25
But I think a lot of men do go through this sense
128
325260
2000
Zannedersem baba olan her erkek bu yoldan geçiyor,
05:27
in the early months, maybe their first year,
129
327260
3000
ilk aylarda hatta belki ilk yıl boyunca gösterdiği duygusal tepki,
05:30
that their emotional response is inadequate in some fashion.
130
330260
3000
kimilerine göre kifayetsiz oluyor.
05:33
AV: Well, I'm glad Rufus is bringing this up,
131
333260
2000
AV: Rufus'un bunu söylemesine memnun oldum
05:35
because you can notice where he dips in the first years
132
335260
3000
çünkü gördüğünüz gibi ilk sene,
05:38
where I think I was doing most of the work.
133
338260
3000
en çok işi benim üstlendiğim sırada o dibe vurmuş.
05:41
But we like to joke,
134
341260
2000
Bütün çocuklarımızın ilk aylarında ona takılıp
05:43
in the first few months of all of our children's lives,
135
343260
2000
bakın, Rufus amca diye
05:45
this is Uncle Rufus.
136
345260
2000
şakalaşmayı severiz.
05:47
(Laughter)
137
347260
2000
(Kahkahalar)
05:49
RG: I'm a very affectionate uncle, very affectionate uncle.
138
349260
2000
RG: Ama çok müşfik bir amcayım ben, çok müşfik.
05:51
AV: Yes, and I often joke with Rufus when he comes home
139
351260
3000
AV: Evet, ona bir de şöyle takılırım:
05:54
that I'm not sure he would actually be able to find our child in a line-up
140
354260
3000
başka bebeklerle bir araya koysak
05:57
amongst other babies.
141
357260
2000
bizimkileri bulabileceğinden şüpheliyim.
05:59
So I actually threw a pop quiz here onto Rufus.
142
359260
2000
Ona sürpriz bir sınav hazırladım
06:01
RG: Uh oh.
143
361260
2000
Eyvah
06:03
AV: I don't want to embarrass him too much. But I am going to give him three seconds.
144
363260
3000
AV: Fazla mahcup etmek istemiyorum. Üç saniye süre vereceğim.
06:06
RG: That is not fair. This is a trick question. He's not up there, is he?
145
366260
3000
RG: Ama olmazki. Bu hileli bir soru. borda yok değil mi?
06:09
AV: Our eight-week-old son is somewhere in here,
146
369260
3000
AV: Sekiz haftalık oğlumuz bunlardan biri.
06:12
and I want to see if Rufus can actually quickly identify him.
147
372260
2000
Rufus çabucak tanıyabilecek mi, görmek istiyorum.
06:14
RG: The far left. AV: No!
148
374260
2000
RG: En soldaki (AV: Hayır!)
06:16
(Laughter)
149
376260
7000
(Kahkahalar)
06:23
RG: Cruel.
150
383260
2000
RG: Zalim.
06:25
AV: Nothing more to be said.
151
385260
2000
AV: Fazla söze gerek yok.
06:27
(Laughter)
152
387260
2000
(Kahkahalar)
06:29
I'll move on to taboo number two.
153
389260
2000
İkinci tabuya geçeceğim.
06:31
You can't talk about how lonely having a baby can be.
154
391260
3000
Çocuk sahibi olmanın ne kadar yalnızlaştırdığından bahsedemezsiniz.
06:34
I enjoyed being pregnant. I loved it.
155
394260
2000
Hamilelik çok güzeldi, çok sevmiştim.
06:36
I felt incredibly connected to the community around me.
156
396260
3000
Çevremle aramdaki bağ çok güçlüydü.
06:39
I felt like everyone was participating in my pregnancy, all around me,
157
399260
3000
Etraftaki herkesin hamileliğimle ilgilendiğini
06:42
tracking it down till the actual due-date.
158
402260
3000
doğuma kadar her aşamayla meşgul olduklarını hissetmiştim.
06:46
I felt like I was a vessel of the future of humanity.
159
406260
3000
Gelecek nesillere vesile olduğumu hissediyordum.
06:49
That continued into the the hospital. It was really exhilarating.
160
409260
3000
Bu coşkulu his hastanede de devam etti.
06:52
I was shower with gifts and flowers and visitors.
161
412260
3000
Hediyeler, çiçekler, ziyaretçiler yağıyordu.
06:55
It was a really wonderful experience,
162
415260
3000
Şahane bir deneyimdi.
06:58
but when I got home,
163
418260
2000
Ama eve gidince
07:00
I suddenly felt very disconnected
164
420260
2000
birden herkesle bağlantım koptu
07:02
and suddenly shut in and shut out,
165
422260
3000
aniden dört duvar arasına kısıldım.
07:05
and I was really surprised by those feelings.
166
425260
2000
Bu hisler beni hayrete düşürdü.
07:07
I did expect it to be difficult,
167
427260
2000
Zor olacağını tahmin ediyordum,
07:09
have sleepless nights, constant feedings,
168
429260
2000
gece uykusuz kalmak, devamlı beslemek beklenen şeylerdi ama
07:11
but I did not expect the feelings
169
431260
2000
yaşadığım o yalnız kalmışlık hissini
07:13
of isolation and loneliness that I experienced,
170
433260
3000
beklemiyordum.
07:16
and I was really surprised that no one had talked to me,
171
436260
2000
Kimsenin bana böyle yapayalnız hissedeceğimden
07:18
that I was going to be feeling this way.
172
438260
2000
bahsetmemiş olmasına şaştım.
07:20
And I called my sister
173
440260
2000
Çok yakın olduğum ve üç çocuk annesi olan
07:22
whom I'm very close to -- and had three children --
174
442260
3000
kızkardeşimi arayıp sordum:
07:25
and I asked her, "Why didn't you tell me
175
445260
2000
"neden böyle yapayalnız kalacağımı
07:27
I was going to be feeling this way,
176
447260
2000
muazzam bir izolasyon hissini yaşayacağımı
07:29
that I was going to have these -- feeling incredibly isolated?"
177
449260
3000
daha önce söylemedin?"
07:33
And she said -- I'll never forget --
178
453260
2000
Hiç unutmam, dedi ki:
07:35
"It's just not something you want to say to a mother
179
455260
2000
"İlk defa anne olacak birine
07:37
that's having a baby for the first time."
180
457260
3000
bu gibi şeyler söylenmez ki"
07:40
RG: And of course, we think
181
460260
2000
RG: İşte bize göre
07:42
it's precisely what you really should be saying
182
462260
3000
ilk defa anne olacaklara söylenmesi gereken
07:45
to mothers who have kids for the first time.
183
465260
3000
tam da böyle şeylerdir.
07:48
And that this, of course, one of the themes for us
184
468260
3000
Bizce bu içten
07:51
is that we think
185
471260
2000
ve kaba dürüstlük
07:53
that candor and brutal honesty
186
473260
2000
hep birlikte iyi anne-babalar
07:55
is critical to us collectively
187
475260
2000
olabilmemiz için
07:57
being great parents.
188
477260
2000
kritik öneme sahip.
07:59
And it's hard not to think
189
479260
2000
Bu yalnızlık hissine yol açan etkenlerden birinin
08:01
that part of what leads to this sense of isolation
190
481260
2000
içinde yaşadığımız modern dünya olduğunu
08:03
is our modern world.
191
483260
2000
düşünmemek mümkün değil.
08:05
So Alisa's experience is not isolated.
192
485260
2000
Böylece Alisa'nın deneyimini izole etmedik.
08:07
So your 58 percent of mothers surveyed
193
487260
2000
Anketine katılan annelerden %58'i
08:09
report feelings of loneliness.
194
489260
2000
kendilerini yalnız hissettiklerini bildirdi.
08:11
Of those, 67 percent are most lonely
195
491260
2000
Bunlardan en yalnız olan %67'sinin
08:13
when their kids are zero to five -- probably really zero to two.
196
493260
3000
çocukları 0-5 yaş aralığında, muhtemelen 0-2 yaşlarında.
08:16
In the process of preparing this,
197
496260
2000
Bu araştırmayı hazırlarken
08:18
we looked at how some other cultures around the world
198
498260
2000
dünyanın farklı kültürlerinde bu sürenin
08:20
deal with this period of time,
199
500260
3000
nasıl geçirildiğine baktık.
08:23
because here in the Western world,
200
503260
2000
Çünkü Batı dünyasında %50'den daha azımız
08:25
less than 50 percent of us live near our family members,
201
505260
3000
aile üyeleri ile yakın yerlerde oturuyor ki,
08:28
which I think is part of why this is such a tough period.
202
508260
3000
bu süreci zorlaştıran en önemli etkenlerden biri bu.
08:31
So to take one example among many:
203
511260
2000
Birçokları arasından bir örneğe bakalım
08:33
in Southern India
204
513260
2000
Güney Hindistan'da
08:35
there's a practice known as jholabhari,
205
515260
2000
jholabihari diye bir gelenek var
08:37
in which the pregnant woman, when she's seven or eight months pregnant,
206
517260
3000
kadın hamileliğin 7-8. aylarında
08:40
moves in with her mother
207
520260
2000
bir dizi tören ve ritüelle
08:42
and goes through a series of rituals and ceremonies,
208
522260
2000
annesinin evine taşınır
08:44
give birth and returns home to her nuclear family
209
524260
3000
doğum yapar ve bebeği birkaç aylık olduktan sonra
08:47
several months after the child is born.
210
527260
2000
kocasıyla yaşadığı evine döner.
08:49
And this is one of many ways
211
529260
2000
Başka kültürlerde bu yalnızlık döneminin atlatılması için çeşitli
08:51
that we think other cultures offset this kind of lonely period.
212
531260
3000
yöntemler olduğunu düşünüyoruz.
08:54
AV: So taboo number three:
213
534260
2000
AV: Üç numaralı tabu:
08:56
you can't talk about your miscarriage -- but today I'll talk about mine.
214
536260
3000
düşük yaptığınızı söyleyemezsiniz ama bugün kendiminkini anlatacağım.
08:59
So after we had Declan,
215
539260
2000
Declan doğduktan sonra
09:01
we kind of recalibrated our expectations.
216
541260
2000
beklentilerimizi gözden geçirdik.
09:03
We thought we actually could go through this again
217
543260
3000
Neyle karşılaşacağımızı bildiğimize göre
09:06
and thought we knew what we would be up against.
218
546260
3000
bu tecrübeyi tekrar yaşayabiliriz dedik.
09:09
And we were grateful that I was able to get pregnant,
219
549260
3000
Şükür ki yeniden hamile kalabildim.
09:12
and I soon learned that we were having a boy,
220
552260
2000
Derken bebeğin erkek olduğunu öğrendim.
09:14
and then when I was five months,
221
554260
2000
Beş aylık hamileyken
09:16
we learned that we had lost our child.
222
556260
2000
bebeğimizi kaybettiğimizi öğrendik.
09:18
This is actually the last little image we have of him.
223
558260
3000
Bu onun son küçük resmi.
09:22
And it was obviously a very difficult time --
224
562260
2000
Elbette çok zor zamanlardı
09:24
really painful.
225
564260
3000
çok acı çektik.
09:27
As I was working through that mourning process,
226
567260
3000
Bu yas süreci üzerinde çalışıyordum.
09:30
I was amazed that I didn't want to see anybody.
227
570260
3000
Kimseyle görüşmek istemediğimi fark edince hayrete düştüm.
09:33
I really wanted to crawl into a hole,
228
573260
3000
Cidden bir köşede kıvrılıp kalmak istiyordum.
09:36
and I didn't really know how I was going
229
576260
2000
Yeniden toplum içine
09:38
to work my way back into my surrounding community.
230
578260
3000
nasıl çıkacağımı bilemiyordum.
09:41
And I realize, I think, the way I was feeling that way,
231
581260
3000
Bir şekilde derinlerde
09:44
is on a really deep gut level,
232
584260
2000
bir isteksizlik hissediyordum
09:46
I was feeling a lot of shame
233
586260
3000
Utanıyordum
09:49
and embarrassed, frankly,
234
589260
2000
hicap duyuyordum, doğrusu
09:51
that, in some respects, I had failed
235
591260
2000
bir bakıma genetik görevimi
09:53
at delivering what I'm genetically engineered to do.
236
593260
3000
yerine getirememiş, başarısız olmuştum.
09:56
And of course, it made me question,
237
596260
2000
Bu yüzden tekrar anne olamazsam,
09:58
if I wasn't able to have another child,
238
598260
2000
bunun evliliğimi ve
10:00
what would that mean for my marriage,
239
600260
2000
bir kadın olarak beni
10:02
and just me as a woman.
240
602260
2000
nasıl etkileyeceğini sorgulamaya başladım.
10:04
So it was a very difficult time.
241
604260
2000
Cidden zor zamanlardı.
10:06
As I started working through it more,
242
606260
2000
Üzerinde daha fazla çalıştıkça
10:08
I started climbing out of that hole and talking with other people.
243
608260
3000
o delikten çıkmaya ve insanlarla konuşmaya başladım.
10:11
I was really amazed
244
611260
2000
Benzer bir sürü öyküyle karşılaşmak
10:13
by all the stories that started flooding in.
245
613260
2000
gerçekten hayret vericiydi.
10:15
People I interacted with daily,
246
615260
2000
Daha önce her gün konuştuğum,
10:17
worked with, was friends with,
247
617260
2000
birlikte çalıştığım, arkadaşım olan insanlar
10:19
family members that I had known a long time,
248
619260
2000
aile fertleri ve uzun zamandır tanıdığım kimseler
10:21
had never shared with me their own stories.
249
621260
2000
benimle kendi deneyimlerini hiç paylaşmamıştı.
10:23
And I just remember feeling all these stories came out of the woodwork,
250
623260
3000
Tüm o deneyimlerin saklandıkları yerden çıkmasını hatırlıyorum.
10:26
and I felt like I happened upon
251
626260
2000
Gizli bir kadınlar kulübüne
10:28
this secret society of women that I now was a part of,
252
628260
3000
kabul edilmiş gibiydim
10:31
which was reassuring and also really concerning.
253
631260
3000
rahatlatan, güven veren bir kulüp.
10:35
And I think,
254
635260
2000
Sanırım düşük yapmak
10:37
miscarriage is an invisible loss.
255
637260
2000
görünmez bir cenaze gibi.
10:39
There's not really a lot of community support around it.
256
639260
2000
Toplumun yanınızda olacağı kadar büyük olmayan
10:41
There's really no ceremony,
257
641260
2000
gerçek bir töreni bile bulunmayan
10:43
rituals, or rites.
258
643260
2000
görünmez bir defin.
10:45
And I think, with a death, you have a funeral, you celebrate the life,
259
645260
3000
Gerçek bir cenazede tören düzenler, bir biçimde hayatı kutlar
10:48
and there's a lot of community support,
260
648260
2000
toplumdan destek alırsınız.
10:50
and it's something women don't have with miscarriage.
261
650260
2000
Düşük yaptığınızda durum bu değildir.
10:52
RG: Which is too bad because, of course,
262
652260
2000
RG: Ve ne yazıktır ki çok yaygın
10:54
it's a very common and very traumatic experience.
263
654260
2000
çok travmatik bir tecrübe.
10:56
Fifteen to 20 percent of all pregnancies result in miscarriage,
264
656260
3000
Hamileliklerin % 15 - 20'si düşükle sonlanıyor.
10:59
and I find this astounding.
265
659260
2000
Bence son derece sarsıcı.
11:01
In a survey, 74 percent of women said
266
661260
2000
Bir araştırmaya göre düşük yapan kadınların
11:03
that miscarriage, they felt, was partly their fault, which is awful.
267
663260
3000
%74'ün kendilerini suçladıklarını gösteriyor ki, bu korkunç.
11:06
And astoundingly, 22 percent
268
666260
2000
Ve daha korkuncu %22'si
11:08
said they would hide a miscarriage from their spouse.
269
668260
2000
düşük yapsa, bunu kocasından gizleyeceğini söylüyor.
11:10
So taboo number four:
270
670260
2000
Şimdi dört numaralı tabu:
11:12
you can't say that your average happiness
271
672260
3000
çocuk sahibi olduktan sonra ortalama
11:15
has declined since having a child.
272
675260
3000
mutluluk seviyenizin düştüğünü söyleyemezsiniz.
11:18
The party line is that every single aspect of my life
273
678260
3000
Cocuk sahibi olmanın mucizevi
11:21
has just gotten dramatically better
274
681260
2000
seviyesine erişince
11:23
ever since I participated
275
683260
2000
hayatımın her alanında çok ama çok daha mutlu
11:25
in the miracle that is childbirth and family.
276
685260
3000
oldum demeniz beklenir.
11:29
I'll never forget, I remember vividly to this day,
277
689260
3000
Bugün gibi hatrımda
11:32
our first son, Declan, was nine months old,
278
692260
3000
ilk oğlumuz Declan dokuz aylıktı
11:35
and I was sitting there on the couch,
279
695260
2000
kanepede oturuyordum
11:37
and I was reading Daniel Gilbert's wonderful book, "Stumbling on Happiness."
280
697260
3000
ve Daniel Gilbert'in "Tökezleten Mutluluk" kitabını okuyordum.
11:40
And I got about two-thirds of the way through,
281
700260
2000
Üçte ikisini bitirmiştim ki,
11:42
and there was a chart on the right-hand side --
282
702260
3000
bir sayfanın sağında
11:45
on the right-hand page --
283
705260
2000
bizden bahsedildiğini fark ettim
11:47
that we've labeled here
284
707260
2000
"Yeni ana-babalar için
11:49
"The Most Terrifying Chart Imaginable
285
709260
2000
muhtemel en korkunç
11:51
for a New Parent."
286
711260
2000
çizelge"
11:53
This chart is comprised of four completely independent studies.
287
713260
3000
Birbirinden bağımsız dört araştırmaya
11:56
Basically, there's this precipitous drop
288
716260
3000
dayanan çizelgede, daha genel bir mutluluk ile
11:59
of marital satisfaction,
289
719260
2000
yakından ilişkili olan evlilikten
12:01
which is closely aligned, we all know, with broader happiness,
290
721260
3000
memnun olma oranının sert bir şekilde dibe vurduğu
12:04
that doesn't rise again
291
724260
2000
ve ilk çocuk
12:06
until your first child goes to college.
292
726260
3000
üniversiteye başlayana kadar yükselmediği gösteriliyor.
12:09
So I'm sitting here looking at the next two decades of my life,
293
729260
3000
Burda durmuş gelecek 20 yılıma bakıyorum da
12:12
this chasm of happiness
294
732260
2000
bu mutluluğu ikiye yaran bu dönem
12:14
that we're driving our proverbial convertible straight into.
295
734260
3000
malum aile arabasını süreceğimiz dönem olacak.
12:17
We were despondent.
296
737260
3000
Bedbin bir dönem.
12:20
AV: So you can imagine, I mean again, the first few months were difficult,
297
740260
2000
AV: Tamam, ilk aylar zorluydu
12:22
but we'd come out of it,
298
742260
2000
ama üstesinden gelmiştik derken
12:24
and were really shocked to see this study.
299
744260
2000
bu araştırma, üstümüzde soğuk duş etkisi yaptı
12:26
So we really wanted to take a deeper look at it
300
746260
3000
Bir umut ışığı görme hülyasıyla
12:29
in hopes that we would find a silver lining.
301
749260
2000
konuya daha da dikkatlice eğildik.
12:31
RG: And that's when it's great to be running a website for parents,
302
751260
2000
RG: Bir ebeveyn web sayfası sahibi olmanın en güzel taraflarından biri de
12:33
because we got this incredible reporter
303
753260
3000
o dört araştırmayı yapan bilimadamlarıyla
12:36
to go and interview all the scientists
304
756260
3000
röportaj yapacak harika bir
12:39
who conducted these four studies.
305
759260
2000
muhabirimizin olması.
12:41
We said, something is wrong here.
306
761260
2000
Çünkü dedik ki, böyle olmasa gerek.
12:43
There's something missing from these studies.
307
763260
2000
Bu araştırmalarda eksik olan bir şey var.
12:45
It can't possibly be that bad.
308
765260
3000
Bu kadar feci olamaz.
12:49
So Liz Mitchell did a wonderful job with this piece,
309
769260
3000
Muhabirimiz Liz Mitchell harika bir iş başardı.
12:52
and she interviewed four scientists,
310
772260
3000
Dört bilimadamıyla görüştü
12:55
and she also interviewed Daniel Gilbert,
311
775260
2000
hatta Daniel Gilbert ile de röportaj yaptı
12:57
and we did indeed find a silver lining.
312
777260
2000
ve anladık ki, bir umut ışığı var, sahiden.
12:59
So this is our guess
313
779260
2000
Tahminimize göre
13:01
as to what this baseline of average happiness
314
781260
3000
ortalama mutluluk çizgisi
13:04
arguably looks like throughout life.
315
784260
2000
insanın yaşamı boyunca şöyle seyrediyor.
13:06
Average happiness is, of course, inadequate,
316
786260
2000
Ama bu çizgi
13:08
because it doesn't speak
317
788260
2000
an be an mutluluğu yansıtmadığı
13:10
to the moment-by-moment experience,
318
790260
2000
için yetersiz.
13:12
and so this is what we think it looks like
319
792260
3000
İşte an be an mutluluk hallerini üstüne giydirdiğinizde
13:15
when you layer in
320
795260
2000
mutluluk çizgisi
13:17
moment-to-moment experience.
321
797260
3000
şöyle bir hal alıyor.
13:20
And so we all remember as children,
322
800260
2000
Çocukluğumuzda (şimdi kendi çocuklarımızda
13:22
the tiniest little thing -- and we see it on the faces of our children --
323
802260
3000
gördüğümüz) ufacık bir
13:25
the teeniest little thing
324
805260
2000
olay, bir durum
13:27
can just rocket them to these heights
325
807260
2000
bir anda mutluluk patlaması
13:29
of just utter adulation,
326
809260
2000
yaratıp zirveye çıkarken
13:31
and then the next teeniest little thing
327
811260
2000
hemen ardından küçücük bir başka şey
13:33
can cause them just to plummet to the depths of despair.
328
813260
2000
mutluzluğa, bedbinliğe sürüklenmelerine sebep olabilir.
13:35
And it's just extraordinary to watch, and we remember it ourselves.
329
815260
3000
İzlemesi bile olağandışı. kendi çocukluğumuzu hatırlatıyor.
13:38
And then, of course, as you get older,
330
818260
2000
Ve yaş ilerledikçe
13:40
it's almost like age is a form of lithium.
331
820260
2000
yaş neredeyse lityumun hallerinden biri gibi oluyor,
13:42
As you get older, you become more stable.
332
822260
3000
ve yaş ilerledikçe daha dengeli hale geliyorsunuz.
13:45
And part of what happens, I think, in your '20s and '30s,
333
825260
3000
20'li 30'lu yaşlara gelindiğinde ise
13:48
is you start to learn to hedge your happiness.
334
828260
2000
mutluluğu zaptetmeyi öğreniyorsunuz.
13:50
You start to realize that
335
830260
2000
Fark ediyorsunuz ki
13:52
"Hey, I could go to this live music event
336
832260
3000
"Hey, şu konsere gidebilir ve
13:55
and have an utterly transforming experience
337
835260
2000
yaşayacağım muazzam tecrübe sayesinde
13:57
that will cover my entire body with goosebumps,
338
837260
3000
tüylerim diken diken olur
14:00
but it's more likely that I'll feel claustrophobic
339
840260
2000
ama kim bilir ne kadar kalabalık olacak
14:02
and I won't be able to get a beer.
340
842260
3000
gidip bir bira bile alamam.
14:05
So I'm not going to go.
341
845260
2000
İyisi mi gitmeyeyim.
14:07
I've got a good stereo at home. So, I'm not going to go."
342
847260
3000
Evde müzik setim var. Boşvereyim konseri."
14:10
So your average happiness goes up,
343
850260
3000
Ortalama mutluluk çizgisi yükseliyor
14:13
but you lose those transcendent moments.
344
853260
2000
ama iniş-çıkışlar azalıyor.
14:15
AV: Yeah, and then you have your first child,
345
855260
3000
AV: Evet, derken ilk çocuk dünyaya geliyor
14:18
and then you really resubmit yourself
346
858260
2000
ve kendinizi yeniden o iniş çıkışlara
14:20
to these highs and lows --
347
860260
2000
alıştırmanız gerekiyor.
14:22
the highs being the first steps, the first smile,
348
862260
3000
çıkışlar, ilk adımlar, ilk gülücük,
14:25
your child reading to you for the first time --
349
865260
2000
okumayı öğrendiği an,
14:27
the lows being, our house, any time from six to seven every night.
350
867260
3000
inişler ise akşam 6-7 arası evde olmak.
14:32
But you realize you resubmit yourself
351
872260
2000
ancak farkettik ki, bu yeniden alışma
14:34
to losing control in a really wonderful way,
352
874260
3000
dengeyi kaybetmenin en harika yolu
14:37
which we think provides a lot of meaning to our lives
353
877260
2000
hayatımıza kattığı anlam
14:39
and is quite gratifying.
354
879260
2000
müteşekkir olmamızı sağlıyor.
14:41
RG: And so in effect,
355
881260
2000
RG: Bir anlamda
14:43
we trade average happiness.
356
883260
2000
ortalama mutluluğumuzu
14:45
We trade the sort of security and safety
357
885260
2000
ve güvenlik hissimizi
14:47
of a certain level of contentment
358
887260
2000
o iniş çıkışların vereceği
14:49
for these transcendent moments.
359
889260
3000
tatmin duygusuyla değiş tokuş ediyoruz.
14:52
So where does that leave the two of us
360
892260
2000
Bu çizgilerin en kalın yeri,
14:54
as a family with our three little boys
361
894260
2000
ikimizin, üç oğlumuzla
14:56
in the thick of all this?
362
896260
2000
birlikte bir aile olarak bulunduğu bugün.
14:58
There's another factor in our case.
363
898260
2000
Bu ayrı bir konu.
15:00
We have violated yet another taboo
364
900260
2000
Bir başka tabuyu
15:02
in our own lives,
365
902260
2000
daha devirdik, yaşamımızda.
15:04
and this is a bonus taboo.
366
904260
3000
Bu bonus tabu
15:07
AV: A quick bonus taboo for you, that we should not be working together,
367
907260
3000
AV: Üç çocuğun varken
15:10
especially with three children --
368
910260
2000
aynı işte çalışmamalısın, tabusu
15:12
and we are.
369
912260
2000
ki biz bunu yapıyoruz.
15:14
RG: And we had reservations about this on the front end.
370
914260
3000
RG: Hatta böyle olsun diye uğraştık desem yeridir.
15:17
Everybody knows, you should absolutely not work with your spouse.
371
917260
3000
Herkesin bildiği gibi eşlerin aynı işte çalışmaması gerekir.
15:20
In fact, when we first went out to raise money to start Babble,
372
920260
3000
Babble'ı kuracak parayı toparlamaya başladığımız sırada
15:23
the venture capitalists said,
373
923260
2000
yatırımcı kapitalistler dedi ki:
15:25
"We categorically don't invest
374
925260
2000
"Karı-koca tarafından kurulan şirketlere
15:27
in companies founded by husbands and wives,
375
927260
2000
ilkesel olarak yatırım yapmıyoruz
15:29
because there's an extra point of failure.
376
929260
2000
çünkü başarısız olma ihtimali çok yüksek.
15:31
It's a bad idea. Don't do it."
377
931260
2000
Kötü biri fikir. Vazgeçin."
15:33
And we obviously went forward. We did.
378
933260
2000
Tabii ki üstüne gittik ve başardık.
15:35
We raised the money, and we're thrilled that we did,
379
935260
3000
Parayı toparladık. Yaptığımızdan heyecan duyduk çünkü
15:38
because in this phase of one's life,
380
938260
2000
insan hayatının bu evresinde
15:40
the incredibly scarce resource is time.
381
940260
3000
en kıt bulunan şey zaman.
15:43
And if you're really passionate about what you do every day -- which we are --
382
943260
3000
Ve ancak, hem işinizi her gün tutkuyla ve heyecanla yapan (bizim gibi)
15:46
and you're also passionate about your relationship,
383
946260
2000
hem de ilişkisine tutkuyla bağlı olanlar
15:48
this is the only way we know how to do it.
384
948260
3000
nasıl olduğunu bilir.
15:51
And so the final question that we would ask is:
385
951260
2000
Son olarak sorulacak şudur:
15:53
can we collectively bend that happiness chart upwards?
386
953260
3000
el birliğiyle şu ortalama mutluluk çizgisini yukarı çekebilir miyiz?
15:56
It's great that we have these transcendent moments of joy,
387
956260
3000
O birden parlayıveren
15:59
but they're sometimes pretty quick.
388
959260
3000
neşe kıvılcımları hoş.
16:02
And so how about that average baseline of happiness?
389
962260
3000
ama ortalama mutluluk ne olacak?
16:05
Can we move that up a little bit?
390
965260
2000
Onu da azıcık yukarı çıkaramaz mıyız?
16:07
AV: And we kind of feel that the happiness gap, which we talked about,
391
967260
3000
AV: Bahsettiğimiz o mutluluğun
16:10
is really the result of walking into parenting --
392
970260
2000
yanlış nedenlerden dolayı anne-babalığa kafa tutmakla
16:12
and really any long-term partnership for that matter --
393
972260
2000
ve bunu çok uzun süre elbirliğiyle yapmakla ilgili
16:14
with the wrong expectations.
394
974260
2000
olduğu kanısındayız.
16:16
And if you have the right expectations and expectation management,
395
976260
3000
Bizce çocuk sahibi olmakla ilgili doğru beklentiler içindeyseniz
16:19
we feel like it's going to be a pretty gratifying experience.
396
979260
3000
ve beklentilerinizi yönetebiliyorsanız, ebeveynlik tatmin edici bir deneyim olur.
16:22
RG: And so this is what --
397
982260
2000
RG: Şeye benziyor
16:24
And we think that a lot of parents,
398
984260
2000
yani bizim gibi birçok anne baba
16:26
when you get in there -- in our case anyway --
399
986260
2000
ilk çocukta şöyle hissetmiştir:
16:28
you pack your bags for a trip to Europe, and you're really excited to go.
400
988260
3000
Avrupa seyahati için bavulları toplamışsınız
16:31
Get out of the airplane,
401
991260
2000
uçağa atlamışsınız
16:33
it turns out you're trekking in Nepal.
402
993260
2000
ama bir bakıyorsunuz ki, Nepal'de trekking yapıyorsunuz.
16:35
And trekking in Nepal is an extraordinary experience,
403
995260
3000
Nepal'i arşınlamak da sıradışı bir deneyim
16:38
particularly if you pack your bags properly
404
998260
2000
tabii eğer doğru hazılık yapıldıysa
16:40
and you know what you're getting in for and you're psyched.
405
1000260
2000
ve ne olacağını önceden biliyorsanız.
16:42
So the point of all this for us today
406
1002260
2000
Özetle, bizlerin amacı
16:44
is not just hopefully honesty for the sake of honesty,
407
1004260
3000
sırf dürüstlük adına içtenlikle konuşmak değil,
16:47
but a hope that by being more honest and candid about these experiences,
408
1007260
3000
tecrübelerimizi samimiyetle ve isteyerek paylaşmamız sayesinde
16:50
that we can all collectively
409
1010260
2000
el birliğiyle
16:52
bend that happiness baseline up a little bit.
410
1012260
3000
o mutluluk çizgisini biraz yukarı çevirebilmektir.
16:55
RG + AV: Thank you.
411
1015260
2000
RG+AV: Teşekkür ederiz.
16:57
(Applause)
412
1017260
5000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7