Where good ideas come from | Steven Johnson

Steven Johnson: İyi fikirler nereden çıkagelir?

1,659,961 views ・ 2010-09-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
Fifty-two minutes ago, I took this picture about 10 blocks from here.
0
15871
4224
Bu resmi sadece birkaç dakika önce
buradan 10 blok uzakta çektim.
00:20
This is the Grand Café here in Oxford.
1
20119
3044
Burası, Oxford'daki Grand Cafe.
00:23
I took this picture
2
23187
1298
Bu resmi çektim çünkü, burası İngitere'de
00:24
because this turns out to be the first coffeehouse to open in England,
3
24509
4745
açılan ilk kahvehane,
1850 yılında açıldı.
00:29
in 1650.
4
29278
1159
00:30
That's its great claim to fame.
5
30461
2117
BuranBurayı ünlü yapan şey bu.
00:32
And I wanted to show it to you,
6
32602
1508
Bunu size göstermek istememin nedeni
00:34
not because I want to give you the Starbucks tour
7
34134
2582
size tarihi İngiltere'ye özgü bir Starbucks turu
00:36
of historic England --
8
36740
1182
yaptırmak istemem fdeğil.
00:37
(Laughter)
9
37946
1109
daha çok,
00:39
but rather because the English coffeehouse was crucial
10
39079
3448
İngiliz kahvehanelerinin son 500 yılda
00:42
to the development and spread of one of the great intellectual flowerings
11
42551
4758
ortaya çıkan ve yayılan entellektüel
tomurcuklanmaya katkısını göstermek için istedim,
00:47
of the last 500 years,
12
47333
1766
kü bu sürece biz artık Aydınlanma diyoruz.
00:49
what we now call the Enlightenment.
13
49123
1805
00:51
And the coffeehouse played such a big role in the birth of the Enlightenment
14
51421
4083
Kahvehaneler bu Aydınlanma sürecinin
başlamasında çok önemli bir rol oynadılar,
00:55
in part because of what people were drinking there.
15
55528
2495
bunun kısmen nedeni orada içilen şeyin niteliği.
Çünkü, kahve ve çayın İngiliz
00:58
Because, before the spread of coffee and tea through British culture,
16
58047
5257
kültüründe yaygınlaşmasından önce
01:03
what people drank -- both elite and mass folks drank --
17
63328
3243
insanlar --hem sosyete hem ve sokaktaki adamlar--
01:06
day in and day out, from dawn until dusk,
18
66595
2373
sabah akşam, gün doğumundan batana kadar
01:08
was alcohol.
19
68992
1225
içki içiyorlardı.
01:10
Alcohol was the daytime beverage of choice.
20
70241
2049
Gün içinde tercih edilen iecek alkoldü.
01:12
You would drink a little beer with breakfast
21
72314
2074
Kahvaltıda biraz bira, öğlen yemeğinde biraz şarap,
01:14
and have a little wine at lunch,
22
74412
1555
01:15
a little gin, particularly around 1650,
23
75991
2298
sonra cin -- özellikle 1650 yıllarında--
01:18
and top it off with a little beer and wine at the end of the day.
24
78313
3108
ve gün bitiminde de biraz daha şarap ve bira.
Sağlıklı seçenek buydu,
01:21
That was the healthy choice, because the water wasn't safe to drink.
25
81445
3224
çünkü su içilecek kadar güvenli değildi.
01:24
And so, effectively, until the rise of the coffeehouse,
26
84693
3093
Bu nedenle, kahvehanelerin yğkeslişine kadar
01:27
you had an entire population that was effectively drunk all day.
27
87810
3144
aslında hemen hemen bütün nüfüs
gün boyu sarhoş geziniyordu.
01:30
(Laughter)
28
90978
1196
01:32
And you can imagine what that would be like in your own life --
29
92198
2992
Nasıl olduğunu tahmin edebilirsiniz değil mi? kendinizden düşünün --
bunun bazıları için geçerli olduğundan eminim--
01:35
and I know this is true of some of you -- if you were drinking all day --
30
95214
3456
eğer bütün gün içki içiyor olsanız
01:38
(Laughter)
31
98694
1031
01:39
and then you switched from a depressant to a stimulant in your life.
32
99749
3277
ve birden bire sizi uyuşturan bir maddeden, sizi uyaran bir maddeye
geçerseniz aklınızdan daha iyi fikirler geçmeye başlar.
01:43
You would have better ideas.
33
103050
1544
01:44
You would be sharper and more alert.
34
104618
2064
Daha keskin bir zekanız olur, daha tetikte olursunuz.
01:46
So it's not an accident that a great flowering of innovation happened
35
106706
3363
Bu nedenle İngiltere'de çay ve kahveye geçişi takiben müthiş bir
yenilikçilik atağına geçmesine şaşırmamak lazım.
01:50
as England switched to tea and coffee.
36
110093
2168
01:52
But the other thing that makes the coffeehouse important
37
112285
2809
Kahvehaneleri önemli kılan bir diğer unsur ise
01:55
is the architecture of the space.
38
115118
2011
bu mekanların mimarisi.
01:57
It was a space where people would get together,
39
117548
2203
Buralar, farklı kültür ve geçmişlere sahip insanların
01:59
from different backgrounds, different fields of expertise,
40
119775
2739
bir araya gelerek farklı alanlardaki
deneyimlerini paylaştıkları yerlerdi.
02:02
and share.
41
122538
1161
02:03
It was a space, as Matt Ridley talked about, where ideas could have sex.
42
123723
3403
Buralar, Matt Ridley'in konuşmasında bahsettiği gibi fikirlerin seviştikleri yerlerdi.
Burası bir nevi yatakodası gibiydi.
02:07
This was their conjugal bed, in a sense; ideas would get together there.
43
127150
3481
Fikirler burada bir araya geliyorlardı.
02:10
And an astonishing number of innovations from this period
44
130655
2692
Ve bu döneme ait pek çok buluşun geçmişinde bir yerlerde
02:13
have a coffeehouse somewhere in their story.
45
133371
3154
bir kahvehane saklıdır.
Son beş yıl içinde kahvehaneler hakkında düşünerek
02:17
I've been spending a lot of time thinking about coffeehouses
46
137001
2849
02:19
for the last five years
47
139874
1189
epey bir vakit geçirdim,
02:21
because I've been kind of on this quest
48
141087
2958
çünkü iyi fikirlerin nereden geldiğini
bulmaya çalışan bir
02:24
to investigate this question of where good ideas come from.
49
144069
3718
arayış içindeydim.
02:27
What are the environments that lead to unusual levels of innovation,
50
147811
5252
Bu alışılmadık yeniliklikçi fikrilere
ve alışılmadık yaratıcılığa yol açan
ortamlar nelerdir?
02:33
unusual levels of creativity?
51
153087
2305
02:35
What's the kind of environmental -- what is the space of creativity?
52
155416
3727
Yaratıcılığı destekleyen
çevresel faktörler neler olabilir?
02:39
And what I've done is,
53
159777
1825
Şunu yaptım:
02:41
I've looked at both environments like the coffeehouse,
54
161626
2543
hem kahvehane ve benzeri yerleri inceledim;
hem de inanılmaz derecede yenilikçi fikirler üretmiş
02:44
I've looked at media environments like the World Wide Web,
55
164193
2726
olan İnternet gibi medya ortamlarını inceledim;
02:46
that have been extraordinarily innovative;
56
166943
2008
ilk şehirlerin tarihlerini inceledim;
02:48
I've gone back to the history of the first cities;
57
168975
2401
hatta mercan adaları ve yağmur ormanları gibi
02:51
I've even gone to biological environments, like coral reefs and rain forests,
58
171400
3620
alışılmadık derecede biyolojik
çeşitlilik gösteren yerelere gittim;
02:55
that involve unusual levels of biological innovation.
59
175044
2571
02:57
And what I've been looking for is shared patterns,
60
177639
2888
ve bu tip yerlerde durmadan ortaya çıkan
03:00
signature behavior that shows up again and again
61
180551
3459
ortak bir şablon, kendini tekrarlayan
bir davranış biçimi aradım.
03:04
in all of these environments.
62
184034
1401
03:05
Are there recurring patterns that we can learn from,
63
185459
2632
Onlardan ders alabileceğimiz, onları alıp kendi yaşantımıza
03:08
that we can take and apply to our own lives
64
188115
2478
ya da kurumlarımıza, hatta çevremize uygulayarak
03:10
or our own organizations or our own environments
65
190617
2405
onları daha yaratıcı ve yenilikçi
hale getirebileceğimiz tekrar eden şablonlar mevcut mudur?
03:13
to make them more creative and innovative?
66
193046
2008
Sanırım birkaç tane buldum.
03:15
And I think I've found a few.
67
195078
1433
03:16
But what you have to do to make sense of this
68
196535
2764
Ama bunlara anlam verebilmek
03:19
and to really understand these principles is,
69
199323
2313
ve gerçekten anlayabilmek için
03:21
you have to do away with
70
201660
2231
fikir-üretimi ile ilgili koseptlerin
03:23
the way in which our conventional metaphors and language steers us
71
203915
3126
bizi sürüklediği alışılageldik kelimelerden ve benzetmelerden
uzak durmaya
03:27
towards certain concepts of idea creation.
72
207065
3267
çalışmanız gerekli.
03:30
We have this very rich vocabulary to describe moments of inspiration.
73
210356
4742
İlham verici anları tarif etmek için
kullandığımız zengin bir kelime dağarcığımız var.
Beynimizde bir an şimşek çakması,
03:35
We have the "flash" of insight,
74
215122
2446
03:37
the "stroke" of insight,
75
217592
1510
ilham gelirken donup kalmak
03:39
we have "epiphanies,"
76
219126
1686
gibi deyişlerimiz var; "Evraka!" anlarımız,
03:40
we have eureka moments,
77
220836
1711
03:42
we have the "light bulb" moments, right?
78
222571
2014
hatta beynimizde yanan ampuller, değil mi?
03:44
All of these concepts, as rhetorically florid as they are,
79
224609
4990
Tüm bu kavramlar,
her ne kadar gösterişli söylemler olsalar da
03:49
share this basic assumption,
80
229623
1357
tek bir basit önyargıyı paylaşıyorlar,
03:51
which is that an idea is a single thing.
81
231004
2504
bu da, bir fikirin, genellikle muhteşem ve
03:54
It's something that happens often in a wonderful, illuminating moment.
82
234021
5555
aydınlatıcı bir anda ortaya çıkan
tek bir kavram olduğu.
03:59
But, in fact, what I would argue and what you really need to begin with
83
239600
3424
Ancak, şunu söyleyebilirim ki, bence ozellikle başlangıçta
yeni bir fikir aslında temele
04:03
is this idea that an idea is a network on the most elemental level.
84
243048
4378
inerseniz bir şebekedir.
04:07
I mean, this is what is happening inside your brain.
85
247450
2510
Yani, beyninizin içinde şunlar oluyor.
04:09
An idea -- a new idea -- is a new network of neurons
86
249984
2538
Bir fikir, yeni bir fikir, beyninizin içinde
04:12
firing in sync with each other inside your brain.
87
252546
2340
birbirleriyle senkronize ateşlenen yeni bir sinir ağıdır.
04:14
It's a new configuration that has never formed before.
88
254910
3244
Daha önce ortaya çıkmamış yeni bir dizilimdir.
04:18
And the question is: How do you get your brain into environments
89
258178
3203
Şimdi soru şu: Bu tip yeni ağların oluşumunun daha çok olduğu
04:21
where these new networks are going to be more likely to form?
90
261405
2877
ortamlara beyninizi nasıl götürebilirsiniz?
04:24
And it turns out that, in fact, the network patterns of the outside world
91
264306
3677
Aslında, ilginç olan şu ki, dış dünyadaki bu tip şebeke yapıları
aslında insan beyninin içindeki
04:28
mimic a lot of the network patterns of the internal world of a human brain.
92
268007
4172
şebeke yapısının birer taklidi.
04:32
So the metaphor I'd like to use,
93
272203
2965
Kullanmak istediğim benzetme
için aslında epey yakın zamana ait
04:35
I can take from a story of a great idea that's quite recent --
94
275192
4423
bir fikirin hikayesinden, epey güncel --
04:39
a lot more recent than the 1650s.
95
279639
2589
1650'lerden daha güncel en azından.
04:43
A wonderful guy named Timothy Prestero
96
283461
2040
Timoty Prestero adında harika bir adam var,
04:45
has an organization called Design That Matters.
97
285525
2631
bu adamın "Önemli Tasarım" diye bir firması var.
04:48
They decided to tackle this really pressing problem
98
288636
3594
Bu ekip, gelişmekte olan ülkelerde başta gelen
04:52
of the terrible problems we have with infant mortality rates
99
292254
3532
sorunlardan biri olan bebek ölüm oranalrına ilişkin
04:55
in the developing world.
100
295810
1857
birşeyler yapmak istemiş.
04:57
One of the things that's very frustrating about this
101
297691
2449
Bu konuyla ilgili en sıkıntılı konulardan biri de,
05:00
is that we know by getting modern neonatal incubators into any context,
102
300164
5377
yenidoğan bebekler için inkübatör ( yaşam destek cihazları)
temin edilmesi.
05:05
if we can keep premature babies warm, basically -- it's very simple --
103
305565
3303
Eğer özetle bebekleri sıcak tutmayı başarırsak --çok basitçe--
05:08
we can halve infant mortality rates in those environments.
104
308892
2743
buralardaki bebek ölüm oranlarını yarı yarıya azaltabiliriz.
05:11
So the technology is there.
105
311659
1793
Bu teknolojiye sahibiz,
05:13
These are standard in all the industrialized worlds.
106
313476
2811
şu anda gelişmiş ülkelerde standart bir teknoloji bu.
05:16
The problem is, if you buy a $40,000 incubator,
107
316311
3435
Sorun şu ki, 40.000 dolar verip bir inkübatör alır
05:19
and you send it off to a midsized village in Africa,
108
319770
3379
ve bu cihazı Afrika'da
orta büyüklükte bir köye gönderirseniz,
05:23
it will work great for a year or two years,
109
323173
2511
bir ya da iki yıl sorunsuz çalışacaktır.
05:25
and then something will go wrong and it will break,
110
325708
2429
ama bir süre sonra bir yerleri arızalanacak, bozulacak
05:28
and it will remain broken forever,
111
328161
2136
ve sonsuza kadar bozuk kalacaktır,
05:30
because you don't have a whole system of spare parts,
112
330321
2737
çünkü 40.000 dolar değerindeki bu cihaza
05:33
and you don't have the on-the-ground expertise
113
333082
2167
yedek parça sağlayacak bir sistem, ve onu tamir
05:35
to fix this $40,000 piece of equipment.
114
335273
2443
edecek bir uzman mevcut değil.
05:37
So you end up having this problem where you spend all this money
115
337740
3048
Böylece, bu ülkelere yardım sağlamak için elinizdeki tüm parayı
bu ileri teknoloji ürünlerine yatırmış olursunuz ve sonunda tüm bu yatırımlar
05:40
getting aid and all these advanced electronics to these countries,
116
340812
3133
işe yaramaz hale gelirler.
05:43
and it ends up being useless.
117
343969
1400
Prestero'nun ekibinin yapmaya karar verdiği şey buydu,
05:45
So what Prestero and his team decided to do
118
345393
2017
etrafı inceleyip, gelişmekte olan bu ülkelerdeki
05:47
was to look around and see: What are the abundant resources
119
347434
2775
hangi mevcut kaynakları kullanabileceklerini görmek.
05:50
in these developing world contexts?
120
350233
1700
05:51
And what they noticed was,
121
351957
1265
Şunu farkettiler, buralarda yaşayan insanların çoğunun DVR cihazları
05:53
they don't have a lot of DVRs, they don't have a lot of microwaves,
122
353246
3214
ya da mikrodalga fırınları yoktu,
05:56
but they seem to do a pretty good job of keeping their cars on the road.
123
356484
3401
ama arabalarını çalışır durumda tutma konusunda epey başarılıydılar.
05:59
There's a Toyota 4Runner on the street in all these places.
124
359909
3281
Bu yerlerin hemen hepsinde
sokakta çalışan bir sürü Toyota Forerunner mevcut.
06:03
They seem to have the expertise to keep cars working.
125
363214
3331
Yani arabaları çalışır halde tutma konusunda epey uzmanlar.
06:06
So they started to think,
126
366569
1285
Bunun üzerine, Prestero'nun ekibi şunu düşündü:
06:07
"Could we build a neonatal incubator
127
367878
2908
"Tamamı araba yedek parçalarından oluşan
06:10
that's built entirely out of automobile parts?"
128
370810
2551
bir inkübatör imal edebilir miyiz?"
06:13
And this is what they came up with.
129
373988
1729
Sonunda ürettikleri cihaz buydu.
06:15
It's called the NeoNurture device.
130
375741
1639
Adı yenibakım cihazı.
06:17
From the outside, it looks like a normal little thing
131
377404
2493
Dışarıdan, modern batılı bir ülkedeki herhangi bir
06:19
you'd find in a modern Western hospital.
132
379921
2161
hastanede bulabileceğiniz inkübatöre benziyor.
İçi ise tamamen araba parçalarından oluşuyor.
06:22
In the inside, it's all car parts.
133
382106
1633
06:23
It's got a fan, it's got headlights for warmth,
134
383763
2218
İçinde pervane var, ısıyı far lambaları ile veriyor,
alarm olarak kapı açık uyarısı kullanılmış.
06:26
it's got door chimes for alarm,
135
386005
1619
06:27
it runs off a car battery.
136
387648
1666
Araba aküsü ile çalışyor.
06:29
And so all you need is the spare parts from your Toyota
137
389338
2987
Yani bu cihaz bozulduğunda tamir etmek için gereken tek şey
Toyota yedek parça bayiinden edineceğiniz yedek parçalar
06:32
and the ability to fix a headlight,
138
392349
1708
ve tamir yeteneği.
06:34
and you can repair this thing.
139
394081
1509
06:35
Now that's a great idea,
140
395614
1152
Bu gerçekten de harika bir fikir, ama benim söylemek istediğim
06:36
but I'd like to say that, in fact,
141
396790
1666
06:38
this is a great metaphor for the way ideas happen.
142
398480
2356
bunun aynı zamanda ortaya çıkan iyi fikirler için çok iyi bir benzetme olduğu.
06:40
We like to think our breakthrough ideas, you know,
143
400860
2362
Biz, ortalığı yerinden oynatacak fikirlerimizin
bir nevi 40.000 dolarlık inkübatör gibi son model
06:43
are like that $40,000, brand-new incubator,
144
403246
2024
olduğunu düşünmeyi severiz,
06:45
state-of-the-art technology.
145
405294
1345
06:46
But more often than not, they're cobbled together
146
406663
2291
oysa çoğunlukla böyle değillerdir. Genelde yakında, ortalıkla
06:48
from whatever parts that happen to be around nearby.
147
408978
2447
bulunan parçaların birleşmesinden oluşmuşlardır.
Diğer insanlardan fikir alırız,
06:51
We take ideas from other people,
148
411449
1531
bize birşeyler öğretmiş olan insanlardan, kahvehanelerde karşılaştıklarımızdan
06:53
people we've learned from, people we run into in the coffee shop,
149
413004
3065
ve bu fikirleri birbirlerine ekleyerek yeniden şekil veririz, yeni bir şey yaratırız.
06:56
and we stitch them together into new forms and we create something new.
150
416093
3339
Yeniliğin ortaya çıktığı an budur işte.
06:59
That's really where innovation happens.
151
419456
1871
07:01
And that means we have to change some of our models
152
421351
2396
Bu aynı zamanda yenilikçilik ve derin düşünce ile ilgili kafamızdaki bazı
07:03
of what innovation and deep thinking really looks like, right?
153
423771
2927
modelleri de değiştirmemiz gerektiği anlamına geliyor.
07:06
I mean, this is one vision of it.
154
426722
1594
Bakın, klasik modellerden biri bu.
07:08
Another is Newton and the apple, when Newton was at Cambridge.
155
428340
3573
Bir diğeri de Newton CAmbrıdge'deykenki Newton ve elma,
07:11
This is a statue from Oxford.
156
431937
1483
Bu Oxford'dan bir heykel.
07:13
You know, you're sitting there, thinking a deep thought,
157
433444
2679
Yani, adeta orada öyle durup derin düşüncelere dalmışken,
daldan bir elma düşüyor ve birden yerçekimi teorisini akıl ediyorsunuz.
07:16
the apple falls from the tree, and you have the theory of gravity.
158
436147
3192
Aslında, tarih boyunca yenilikçiliğe önayak olmuş yerler
07:19
In fact, the spaces that have historically led to innovation tend to look like this.
159
439363
4014
aslında biraz şöyle görünme eğilimindedirler.
07:23
This is Hogarth's famous painting of a kind of political dinner at a tavern,
160
443401
3610
Bu, Hogarth'ın bir tavernadaki politik bir akşam yemeğini betimlediği meşhur tablosu,
ama o zamanlardaki kahvehaneler böyle görünüyordu.
07:27
but this is what the coffee shops looked like back then.
161
447035
2632
07:29
This is the kind of chaotic environment where ideas were likely to come together,
162
449691
3939
İşte fikirleri bir araya getiren
insanların yeni, ilginç ve öngörülmeyen
07:33
where people were likely to have new, interesting, unpredictable collisions,
163
453654
3609
tesadüflere maruz kaldığı,farklı geçmişe sahip
insanlarla beklenmedik şekilde karşılaştıkları kaotik ortamlar buralar.
07:37
people from different backgrounds.
164
457287
1621
07:38
So if we're trying to build organizations that are more innovative,
165
458932
3163
Yani, eğer yenilikçilik peşinde bir organizasyon yaratmak istiyorsanız
size tuhaf gelse de, buradakine benzer ortamlar yaratmalıyız.
07:42
we have to build spaces that, strangely enough, look a bit more like this.
166
462119
3490
Ofisiniz buna benzemeli.
07:45
This is what your office should look like, it's part of my message here.
167
465633
3407
vermeye çalıştığım mesajın bir kısmı bu.
Bununla ilgili sorunlardan biri de şu,
07:49
And one of the problems with this is that, when you research this field,
168
469064
3407
bu alanda yeterince araştırma yaparsanız göreceksiniz ki
07:52
people are notoriously unreliable
169
472495
2088
insanlar kendi ürettikleri iyi fikirleri
07:54
when they actually self-report on where they have their own good ideas,
170
474607
3393
ya da geçmişteki en iyi fikirlerini
anımsama ve rapor etme konusunda
07:58
or their history of their best ideas.
171
478024
2720
inanılmaz derecede tutarsızdır.
08:00
And a few years ago, a wonderful researcher named Kevin Dunbar
172
480768
3335
Bundan birkaç yıl önce, Kevin Dunbar adındaki harika bir araştırmacı
ortalıkta dolanıp
08:04
decided to go around and basically do the Big Brother approach
173
484127
3633
bir nevi "Big Brother" yaklaşımı ile
08:07
to figuring out where good ideas come from.
174
487784
2004
iyi fikirlerin nerelerden geldiğini bulmaya çalıştı.
08:09
He went to a bunch of science labs around the world
175
489812
2438
Dünyadaki bir sürü bilimsel araştırma laboratuvarını ziyaret etti
08:12
and videotaped everyone as they were doing every little bit of their job:
176
492274
3632
ve herkesi günlük işlerini yaparken
videoya kaydetti.
08:15
when they were sitting in front of the microscope,
177
495930
2357
Mikroskop başında otururken, su makinesinin başında
08:18
when they were talking to colleagues at the watercooler ...
178
498311
2804
iş arkadaşları ile sohbet ederken, bütün hepsini.
Tüm konuşmaları da kaydetti ve
08:21
And he recorded all these conversations
179
501139
1882
en önemli fikirlerin nerelerde ortaya çıktığını
08:23
and tried to figure out where the most important ideas happened.
180
503045
3116
bulmaya çalıştı.
08:26
And when we think about the classic image of the scientist in the lab,
181
506185
3311
hepimiz, laboratuvarda çalışan bir bilim adamı düşündüğümüzde aklımıza
08:29
we have this image -- you know, they're poring over the microscope,
182
509520
3187
şu klasik görüntü gelir -- bilim adamı mikroskobunun başında iken
08:32
and they see something in the tissue sample,
183
512731
2075
incelediği doku örneğinde birşey görür
08:34
and -- "Eureka!" -- they've got the idea.
184
514830
2107
ve birden "evraka!" süper bir fikir gelir aklına.
08:36
What happened, actually, when Dunbar looked at the tape,
185
516961
3309
Ama Dunbar yaptığı kayıtları incelediğinde gördü ki
08:40
is that, in fact, almost all of the important breakthrough ideas
186
520294
3238
aslında ortalığı sarsacak derecede güşlü fikirlerin hiçbiri
08:43
did not happen alone in the lab, in front of the microscope.
187
523556
3095
tek başına laboratuvarda, mikroskop çaşında ortaya çıkmadı.
08:46
They happened at the conference table at the weekly lab meeting,
188
526675
3357
Aksine, bu fikirler haftalık laboratuvar toplantısı sırasında
konferans masası çevresinde
08:50
when everybody got together and shared their latest data and findings,
189
530056
3623
herkesin bir araya gelerek, ellerindeki en son verileri ve bulguları
08:53
oftentimes when people shared the mistakes they were having,
190
533703
2865
ve hatta yaptıkları hataları paylaştıkları anlarda ortaya çıktılar,
Yaptıkları buluşlardaki hatalardan köken aldılar.
08:56
the error, the noise in the signal they were discovering.
191
536592
2708
İşte bu tip bir ortam --
08:59
And something about that environment --
192
539324
1969
09:01
and I've started calling it the "liquid network,"
193
541317
2305
ki ben buna likit network demeye başladım,
09:03
where you have lots of different ideas that are together,
194
543646
2946
farklı geçmişe, ilgi alanına sahip kişilerden gelen
09:06
different backgrounds, different interests,
195
546616
2029
farklı fikirlerin bir araya gelmesi, birbiriyle itişmesi
09:08
jostling with each other, bouncing off each other --
196
548669
2441
birbiri ile sürtüşmesini mimkün kılan alanlar --
işte bu alanlar, aslında
09:11
that environment is, in fact, the environment that leads to innovation.
197
551134
3464
yenilikçiliğe bizi götüren alanlardır.
09:14
The other problem that people have is,
198
554622
1823
İnsanların bir diğer sorunu da
09:16
they like to condense their stories of innovation
199
556469
2367
yaptıkları yenilikçiliğin tarihçesini
09:18
down to shorter time frames.
200
558860
1668
kısacık bir süreye hapsetmek istemeleri.
09:20
So they want to tell the story of the eureka moment.
201
560552
2666
Buluşlarının hikayesini bir nevi "Evraka!" anına benzetmeyi seviyorlar.
09:23
They want to say, "There I was, I was standing there,
202
563242
2489
"Orada dururken birdenbire zihnim aydınlandı,
09:25
and I had it all, suddenly, clear in my head."
203
565755
2164
herşey yerine oturdu." demek istiyorlar.
09:27
But, in fact, if you go back and look at the historical record,
204
567943
2958
Ama, aslında eğer geçmişteki kayıtlara bakacak olursanız
09:30
it turns out that a lot of important ideas have very long incubation periods.
205
570925
5534
pekçok önemli fikirin aslında
oldukça uzun kuluşka süreleri olduğunu görürsünüz.
09:36
I call this the "slow hunch."
206
576483
1905
Ben bu duruma "yavaş önsezi
09:38
We've heard a lot recently about hunch and instinct
207
578412
4531
Son zamanlarda bunu çok duyuyoruz
önsezi ve dürtüler,
09:42
and blink-like sudden moments of clarity,
208
582967
3101
ve birdenbire, göz açıp kapama hızıyla olan idrak anları
ama gerçekte, iyi fikirlerin çoğu
09:46
but, in fact, a lot of great ideas linger on, sometimes for decades,
209
586092
4052
bazen onlarca yıl insanların zihninin
gerisinde bir yerde takılı kalabilir.
09:50
in the back of people's minds.
210
590168
1457
09:51
They have a feeling that there's an interesting problem,
211
591649
2629
Karşılaştıkları sorunun ilginç olduğununfarkına varırlar
ama onu nasıl çözeceklerine ilişkin bir yöntem yoktur akıllarında.
09:54
but they don't quite have the tools yet to discover them.
212
594302
2675
Bitin bu zamanı başka sorunları cevaplamak için harcarlar
09:57
They spend all this time working on certain problems,
213
597001
2486
09:59
but there's another thing lingering there that they're interested in,
214
599511
3284
ama tüm bu zaman içinde kafalarının içinde, gezinip duran
ve ilgilerini çeken ama henüz çözemedekileri bir büyük soru işareti vardır.
10:02
but can't quite solve.
215
602819
1191
Bunun en güzel örnekerinden biri Darwin.
10:04
Darwin is a great example of this.
216
604034
1635
10:05
Darwin himself, in his autobiography,
217
605693
2004
Darwin'in kendisi, otobiyografisinde
10:07
tells the story of coming up with the idea for natural selection
218
607721
3544
doğal seleksiyon fikrinin klasik bir
"Evraka!" anında
10:11
as a classic eureka moment.
219
611289
1977
ortaya çıktığını anlatıyor.
10:13
He's in his study, it's October of 1838,
220
613290
3691
Çalışma odasında iken,
1938 yılının Ekim ayında
10:17
and he's reading Malthus, actually, on population.
221
617005
2855
Malthus'un nüfus ile ilgili eserini okurken.
10:19
And all of a sudden,
222
619884
1184
Birdenbire
10:21
the basic algorithm of natural selection kind of pops into his head,
223
621092
3191
doğal seleksiyona ait basit algoritma gözünün önünde beliriyor
10:24
and he says, "Ah, at last, I had a theory with which to work."
224
624307
3155
ve kendi kendine, "Ah, nihayet çalışan bir teori kurabildim." diyor.
10:27
That's in his autobiography.
225
627486
1871
Kendi otobiyografisinde böyle anlatıyor.
10:29
About a decade or two ago,
226
629381
1325
Bundan on yıl kadar önce,
10:30
a wonderful scholar named Howard Gruber
227
630730
1976
Howard Gruber isimli müthiş bir araştırmacı
10:32
went back and looked at Darwin's notebooks from this period.
228
632730
3659
Darwin'in o döneme ait not defterlerini inceledi.
10:36
Darwin kept these copious notebooks,
229
636413
1767
Ve Darwin inanılmaz not tutardı
10:38
where he wrote down every little idea he had, every little hunch.
230
638204
3091
aklına gelen her bir ufak fikri, her bir önseziyi yazardı.
10:41
And what Gruber found was that Darwin had the full theory of natural selection
231
641319
5293
Gruber şunu fark buldu ki
Darwin Malthus'un nüfus kitabını 1938'de
10:46
for months and months and months
232
646636
1609
okurken ortaya çıkan anlık aydınlanmadan
10:48
before he had his alleged epiphany reading Malthus in October of 1838.
233
648269
4901
çok daha önce, aylar ve aylar önce
doğal seleksiyon teorisini tamamlamıştı bile.
10:53
There are passages where you can read it,
234
653194
1978
Bu teoriyi tam olarak anlatan bölümler vardı
10:55
and you think you're reading from a Darwin textbook,
235
655196
3101
ve aslında düşünürseniz bu bölümler Darwin'e göre
10:58
from the period before he has his epiphany.
236
658321
2454
kendisinin bur teoriyi geliştirmesinden önce yadığı kitaplar.
11:00
And so what you realize is that Darwin, in a sense,
237
660799
2457
Fark ettiğiniz gibi, Darwin, bir anlamda bu fikri bulmuştıu,
11:03
had the idea, he had the concept,
238
663280
1803
bu kavramı bulmuştu
11:05
but was unable to fully think it yet.
239
665107
3230
ancak bunu tam anlamı ile düşünme yetisinde değildi henüz.
11:08
And that is, actually, how great ideas often happen --
240
668361
2883
Aslında büyük fikirler genelde bu şekilde ortaya çıkar;
11:11
they fade into view over long periods of time.
241
671268
2531
yavaş yavaş, uzun bir zaman içinde görünür hale gelirler.
11:13
Now the challenge for all of us is:
242
673823
1844
Şimdi, hepimiz için ortaklaşa çözmesi gereken konu şu:
11:15
How do you create environments
243
675691
1442
bu tip uzun bir yarı ömrü olan fikirlerin
11:17
that allow these ideas to have this long half-life?
244
677157
2747
ortaya çıkmasına yardım edecek ortamları nasıl yaratabiliriz?
11:19
It's hard to go to your boss and say,
245
679928
1775
Patronunuza gidip
11:21
"I have an excellent idea for our organization.
246
681727
2221
"Firmamız için 2020 yılında çok faydalı olacak
11:23
It will be useful in 2020."
247
683972
1371
harika bir fikrim var.
11:25
(Laughter)
248
685367
1419
11:26
"Could you just give me some time to do that?"
249
686810
2212
Bunu yapmak için bana biraz zaman verir misiniz?"
Şimdi, Google gibi bazı firmalarda,
11:29
Now a couple of companies like Google have innovation time off, 20 percent time.
250
689046
3842
bu tip yenilikçilik projeleri için yıllık izin hakkı mevcut,
11:32
In a sense, those are hunch-cultivating mechanisms in an organization.
251
692912
3338
mesainin %20'si, buralar fikir-üreten mekanizmaları besleyen organizasyonlar.
Ama bu anahtar bir konu.
11:36
But that's a key thing.
252
696274
1773
11:38
And the other thing is to allow those hunches
253
698071
2403
Bir diğer husus da bu tip önsezilerin
11:40
to connect with other people's hunches;
254
700498
1881
diğer insanların önsezileri ile bağlanmasını sağlamak; genelde olan budur.
11:42
that's what often happens.
255
702403
1255
11:43
You have half of an idea, somebody else has the other half,
256
703682
2778
Bir fikrin yarısına sahipsinizdir, bir diğeri de diğer yarısına,
ve eğer uygun bir ortamda iseniz
11:46
and if you're in the right environment,
257
706484
1866
bu iki yarı birleşerek toplamlarından çok daha güçlü bir hal alırlar.
11:48
they turn into something larger than the sum of their parts.
258
708374
2820
Yani, bir bakıma,
11:51
So in a sense,
259
711218
1152
Genelde fikri mülkiyet haklarının
11:52
we often talk about the value of protecting intellectual property --
260
712394
3228
korunması hakkında konuşuruz,
11:55
you know, building barricades,
261
715646
1435
biliyorsunuz işte, bariyerler kurma,
11:57
having secretive R and D labs, patenting everything that we have
262
717105
3850
gizli AR-GE laboratuvarları, her aklımıza gelen şeye patent almak,
12:00
so that those ideas will remain valuable,
263
720979
2467
böylece bu fikirlerin değerlerini koruyacaklarını,
12:03
and people will be incentivized to come up with more ideas,
264
723470
2855
insanların buna benzer yeni fikirler üretmesini özendireceğimizi
ve kültürümüzün daha yenilikçi olacağını düşünüyoruz.
12:06
and the culture will be more innovative.
265
726349
2203
12:08
But I think there's a case to be made
266
728576
1776
Ama önemli olan bir konu daha var
12:10
that we should spend at least as much time, if not more,
267
730376
2636
bence fikirleri korumak için harcadığımız zamanın
12:13
valuing the premise of connecting ideas
268
733036
1941
belki de daha fazlasını fikirleri birbirleri ile
12:15
and not just protecting them.
269
735001
1826
birleştirmek için harcamamız gerekiyor.
12:17
And I'll leave you with this story,
270
737809
1688
Size son bir hikaye daha anlatmak istiyorum,
12:19
which I think captures a lot of these values.
271
739521
2352
bence bu değerleri çok iyi bir şekilde gösteriyor,
12:21
It's just a wonderful tale of innovation, and how it happens in unlikely ways.
272
741897
5510
ve bu hikaye yenilikçi bir keşfin nasıl hiç öngörmediğimiz
bir şekilde ortaya çıkabildiğini anlatan bir hikaye.
12:27
It's October of 1957,
273
747431
3159
1957 yılının Ekim ayında,
12:30
and Sputnik has just launched.
274
750614
2103
Sputnik uydusu yeni fırlatıldığında,
12:32
And we're in Laurel, Maryland,
275
752741
2045
Laurel, Maryland'de
12:34
at the Applied Physics Lab associated with Johns Hopkins University.
276
754810
4480
John Hopkins Ünversitesi'ne bağlı
bir uygulamalı fizik laboratuvarındayız.
Günlerden Pazartesi sabahı,
12:39
It's Monday morning,
277
759314
1223
12:40
and the news has just broken about this satellite
278
760561
2736
ve gezegenin etrafında dönmeye başlayan uydu ile ilgili
haberler yeni yayınlanmış.
12:43
that's now orbiting the planet.
279
763321
1578
12:44
And, of course, this is nerd heaven, right?
280
764923
2530
Elbette ki, burası bir inekler cenneti, değil mi?
12:47
There are all these physics geeks who are there,
281
767477
2310
O an orada bulunan fizikle uğraşan bir sürü inek,
12:49
thinking, "Oh my gosh! This is incredible. I can't believe this has happened."
282
769811
3695
"Aman Tanrım, Bu muhteçem. Bunun olduğuna inanamıyorum." diyor.
Bunlardan iki tanesi
12:53
And two of them, two twentysomething researchers at the APL,
283
773530
2818
UFL'daki 20 araştırmacıdan iki tanesi
12:56
are there at the cafeteria table,
284
776372
2088
kafeteryada, masada
12:58
having an informal conversation with a bunch of their colleagues.
285
778484
3056
bir grup meslektaşları ile sohbet ediyorlar.
13:01
And these two guys are named Guier and Weiffenbach.
286
781564
2417
İsimleri Guier ve Weiffenbach olan bu iki kişi
13:04
They start talking, and one of them says,
287
784005
1959
muhabbet etmeye başlıyor, biri diyor ki,
13:05
"Hey, has anybody tried to listen for this thing?
288
785988
2913
"Hey, bu nesneyi dinlemeye çalışan oldu mu?"
13:08
There's this, you know, man-made satellite up there in outer space
289
788925
3391
Biliyorsunuz, tepemizde, uzayda insan yapımı bir uydu dolanıyor
ve mutlaka bir tür radyo sinyali yayıyor olmalı.
13:12
that's obviously broadcasting some kind of signal.
290
792340
2355
Eğer frekansını bulursak muhtemelen onu duyabiliriz."
13:14
We could probably hear it, if we tune in."
291
794719
2008
13:16
So they ask around to a couple of their colleagues,
292
796751
2387
Böylece etraflarındaki birkaç meslektaşlarına soruyorlar,
herkes diyor ki "Yok, bunu düşünmemiştik.
13:19
and everybody's like, "No, I hadn't thought of doing that.
293
799162
2739
İlginç bir fikir."
13:21
That's an interesting idea."
294
801925
1342
tesadüf o ki Weiffenbach mikrodalga alıcıları
13:23
And it turns out Weiffenbach is kind of an expert in microwave reception,
295
803291
3929
konusunda bir uzman,
13:27
and he's got a little antenna set up with an amplifier in his office.
296
807244
3864
ve ofisinde de bir anfiye bağlanmış
ufak bir anten kurulu.
13:31
So Guier and Weiffenbach go back to Weiffenbach's office,
297
811132
2704
Böylece Guier ve Weiffenbach, Weiffenbach'ın ofisine gidiyorlar,
13:33
and they start noodling around -- "hacking," as we might call it now.
298
813860
3296
ve alıcıyı kurcalamaya başlıyorlar --şu an hacking dediğimiz şey bu.
Birkaç saat sonra, gerçekten de bir sinyal yakalıyorlar,
13:37
And after a couple of hours, they start picking up the signal,
299
817180
3101
çünkü Sovyetler Sputnik'i çok kolay
13:40
because the Soviets made Sputnik very easy to track;
300
820305
3046
izlenecek şekilde tasarlamışlardı.
13:43
it was right at 20 MHz, so you could pick it up really easily,
301
823375
2963
tam 20 MHz'lik sinyaller yayıyordu, bu nedenle kolayca dinlenebiliyordu,
13:46
because they were afraid people would think it was a hoax, basically,
302
826362
3250
insaların bu uydunun yalan olduğunu düşünmesinden korkuyorlardı, aslında.
Bu nedenle kolaylıkla izlenebilir bir şekilde tasarladılar uyduyu.
13:49
so they made it really easy to find.
303
829636
1736
Bu iki adam, ofiste oturup sinyali dinlerken,
13:51
So these guys are sitting there, listening to this signal,
304
831396
2878
ofise insanlar gelmeye başlıyor ve diyorlar ki,
13:54
and people start coming into the office and saying,
305
834298
2395
"Vay canına, bu süper birşey. Ben de dinleyebilir miyim? Vay be, harika!"
13:56
"That's pretty cool. Can I hear?"
306
836717
1598
13:58
And before long, they think, "Jeez, this is kind of historic.
307
838339
2921
Çok geçmeden şunu fark ediyorlar, " Vay canına, bu tarihi bir an,
14:01
We may be the first people in the United States listening to this.
308
841284
3116
muhtemelen Amerika'da bunu dinleyen ilk insanlar biziz.
Bunu kaydetmeliyiz."
14:04
We should record it."
309
844424
1159
14:05
So they bring in this big, clunky analog tape recorder
310
845607
2548
Böylece odaya bu kocaman, hantal, analog kayıt aletini getiriyorlar,
ve bu ufak biip, biip seslerini kaydetmeye başlıyorlar.
14:08
and start recording these little bleep, bleeps.
311
848179
2394
14:10
And they start writing down the date stamp, time stamps
312
850597
2639
Ve dudukları her bir biip sesinin aralığının
14:13
for each little bleep that they record.
313
853260
2323
saatini kaydetmeye başlıyorlar.
14:16
And then they start thinking,
314
856643
1401
Derken şunu düşünmeye başlıyorlar, " Farkında mısın? Burada
14:18
"Well, gosh, we're noticing small little frequency variations here.
315
858068
3243
ufak bir frekans varyasyonu var.
14:21
We could probably calculate the speed that the satellite is traveling
316
861335
4991
Eğer Doppler etkisini kullanarak
matematiksel birkaç formül yazarsak
14:26
if we do a little basic math here using the Doppler effect."
317
866350
4030
muhtemelen uydunun hızını
hesaplayabiliriz.
14:30
And they played around with it a little bit more
318
870904
2256
Derken buldukları ile biraz daha oynadılar,
ve farklı uzmanlık alanına sahip
14:33
and talked to a couple of their colleagues who had other specialties.
319
873184
3809
birkaç meslektaşları ile daha konuştular.
Ve dediler ki, " Hey, biliyor musun,
14:37
And they said, "You know,
320
877017
1211
14:38
we could actually look at the slope of the Doppler effect
321
878252
2721
bizce Doppler etkisinin grafiğinin eğimini dikkatlice incelersek
14:40
to figure out the points at which the satellite is closest to our antenna
322
880997
3524
uydunun antenimize en yakın olduğu
ya da en uzak olduğu anları
14:44
and the points at which it's furthest away.
323
884545
2124
hesaplayabiliriz.
14:46
That's pretty cool."
324
886693
1152
Süper bir şey bu."
14:47
Eventually, they get permission -- this is all a little side project
325
887869
3224
Nihayetinde, standart iş tanımlarının yanısıra
bu ufak yan projeyi de yapmak için izin alabildiler.
14:51
that hadn't been officially part of their job description --
326
891117
2829
14:53
they get permission to use the new UNIVAC computer
327
893970
2499
UFL'nin yeni satın aldığı ve bir odayı baştan başa dolduran
14:56
that takes up an entire room that they'd just gotten at the APL.
328
896493
3030
yeni UNIVAC bilgisayarını kullanma iznini de kopardılar.
14:59
And they run some more of the numbers,
329
899547
1819
Bazı rakamlar üzerinde çalıştılar, ve üç haftalık bir sürenin sonunda,
15:01
and at the end of about three or four weeks,
330
901390
2050
bu uydunun Dünya etrafındaki yörüngesinin
15:03
turns out they have mapped the exact trajectory
331
903464
2206
15:05
of this satellite around the Earth,
332
905694
1672
haritasını tam olarak çıkarmayı başardılar.
15:07
just from listening to this one little signal,
333
907390
2170
Bunu sadece yemek yerken kafeteryada
15:09
going off on this little side hunch that they'd been inspired to do
334
909584
3379
akıllarına gelen ufak bir öngörüyü dinleyerek
15:12
over lunch one morning.
335
912987
1811
başardılar.
15:15
A couple weeks later, their boss, Frank McClure,
336
915810
2500
Birkaç hafta sonra, patronları, Frank MCClure,
15:18
pulls them into the room and says,
337
918334
1642
onları bir odaya çağırdı ve dedi ki,
15:20
"Hey, you guys, I have to ask you something
338
920000
2271
"Hey, çocuklar, sizden bir ricam var,
15:22
about that project you were working on.
339
922295
1875
şu çalıştığınız proje ile ilgili.
15:24
You've figured out an unknown location
340
924194
3034
Dünyanın etrafında dolanan ve bulunduğu
nokta bilinmeyen bir uydunun konumunu
15:27
of a satellite orbiting the planet from a known location on the ground.
341
927252
4392
yerden belirlemeyi başardınız.
Peki, tersini yapabilir misiniz?
15:32
Could you go the other way?
342
932034
1602
15:33
Could you figure out an unknown location on the ground
343
933660
2549
Eğer uydunun yerini biliyor olsanız, dünya üzerindeki
bir noktanın konumunu belirleyebilir misiniz?"
15:36
if you knew the location of the satellite?"
344
936233
2073
15:38
And they thought about it and they said,
345
938838
1910
Bunu biraz düşündüler, ve dediler ki,
15:40
"Well, I guess maybe you could. Let's run the numbers here."
346
940772
2984
"Hmm, sanırım yapılabilir. Bir hesaplayalım."
15:43
So they went back and thought about it
347
943780
1829
Böylece odalarına gittiler, ve bu konuyu düşündüler.
15:45
and came back and said, "Actually, it'll be easier."
348
945633
2438
Daha sonra geri geldiler ve dediler ki "Aslında, bu daha da kolay."
Patronları dedi ki, " Ah, bu güzel haber.
15:48
And he said, "Oh, that's great,
349
948095
1528
15:49
because, see, I have these new nuclear submarines"
350
949647
2508
Bakın, şu anda nükleer denizaltılar imal
15:52
(Laughter)
351
952179
1002
ediyoruz.
15:53
"that I'm building.
352
953205
1347
15:54
And it's really hard to figure out how to get your missile
353
954576
2869
ve bu denizaltılardan atılan bir füzenin
15:57
so that it will land right on top of Moscow
354
957469
2093
tam Moskova'nın göbeğine düşmesini sağlamak
15:59
if you don't know where the submarine is in the middle of the Pacific Ocean.
355
959586
3589
eğer denizaltının Pasifik Okyanusu'ndaki konumunu bilmezseniz imkansız.
Bu nedenle düşündük ki, yörüngeye bir grup uydu atabiliriz
16:03
So we're thinking we could throw up a bunch of satellites
356
963199
2734
16:05
and use it to track our submarines
357
965957
2703
ve bu uyduları kullanarak denizaltılarımızın
16:08
and figure out their location in the middle of the ocean.
358
968684
2681
okyanusun ortasındaki konumlarını tam olarak bulabiliriz.
Bu konu üzerinde çalışır mısınız?"
16:11
Could you work on that problem?"
359
971389
1529
16:12
And that's how GPS was born.
360
972942
2241
İşte bu, GPS'in doğuşu.
30 yıl sonra,
16:16
Thirty years later,
361
976168
1167
16:17
Ronald Reagan, actually, opened it up and made it an open platform
362
977359
3466
Ronald Regan bu teknolojiyi açıkladı ve açık bir platform haline getirdi
16:20
that anybody could build upon,
363
980849
1620
ve bu platform isteyen herkesin
16:22
and anybody could come along and build new technology
364
982493
2554
üzerine birşeyler ekleyebileceği ve yeni bir teknoloji geliştirerek
16:25
that would create and innovate on top of this open platform,
365
985071
4041
yaratıcı ve yenilikçi
bir şeyler üreteceği
16:29
left it open for anyone to do pretty much anything they wanted with it.
366
989136
3780
bir ortam haline geldi. Herkesin
ne isterse yapabileceği bir ortam.
16:32
And now, I guarantee you, certainly half of this room, if not more,
367
992940
5079
Şimdi sizi temin ederim ki
bu odanın en azından yarısı, hatta daha da fazlası
cebinde, uzaydaki bu uydularla iletişim kurabilen
16:38
has a device sitting in their pocket right now
368
998043
2175
ufak birer cihaz taşıyor. Ve iddia ediyorum ki
16:40
that is talking to one of these satellites in outer space.
369
1000242
2759
en azından biriniz, hatta belki de çoğunuz
16:43
And I bet you one of you, if not more,
370
1003025
2761
16:45
has used said device and said satellite system
371
1005810
3122
bu ufak cihazı ve bahsettiğim uydu sistemini
16:48
to locate a nearby coffeehouse somewhere in the last --
372
1008956
3544
son birkaç gün, ya da hafta içinde yakınlardaki bir kahvehanenin
(Gülüşmeler)
16:52
(Laughter)
373
1012524
1430
16:53
in the last day or last week, right?
374
1013978
2808
yerini tespit etmede kullandınız, değil mi?
16:56
(Applause)
375
1016810
3273
(Alkışlar)
Ve bence bu harika bir
17:00
And that, I think,
376
1020107
1572
17:01
is a great case study, a great lesson
377
1021703
2549
örnek, çok iyi bir ders,
17:04
in the power -- the marvelous, unplanned, emergent, unpredictable power --
378
1024276
4944
bize açık yenilikçi sistemlerin gücünü
muhteşem, öngörülemeyen, ve
17:09
of open innovative systems.
379
1029244
1994
sınır tanımaz gücünü gösteriyor.
17:11
When you build them right,
380
1031262
1240
Bu sistemleri doğru kurarsanız, yaratıcılarının hayal bile etmedikleri
17:12
they will be led to completely new directions
381
1032526
2106
noktalara götürebilirler sizi.
17:14
the creators never even dreamed of.
382
1034656
1671
Yani bakın, bir an bu iki adam
17:16
I mean, here you have these guys
383
1036351
1525
17:17
who basically thought they were just following this hunch,
384
1037900
2720
anlık bir önseziyi, birlikte geliştirdikleri bu tutkulu
projeyi izlemekteydiler,
17:20
this little passion that had developed,
385
1040644
1880
daha sonra soğuk savaşta yer aldıklarını düşündüler,
17:22
then they thought they were fighting the Cold War,
386
1042548
2343
oysa görünen o ki, aslında sadece birilerine
17:24
and then, it turns out, they're just helping somebody find a soy latte.
387
1044915
3371
sütlü kahve bulmada yardım ediyorlar.
(Gülüşmeler)
17:28
(Laughter)
388
1048310
1134
17:29
That is how innovation happens.
389
1049468
2139
Yenilikler böyle yaratılır.
17:31
Chance favors the connected mind.
390
1051631
2171
Tesadüf, birleşik zihinlere destek olur.
17:33
Thank you very much.
391
1053826
1309
Çok teşekkür ederim.
17:35
(Applause)
392
1055159
5378
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7