Building a dinosaur from a chicken | Jack Horner

Jack Horner: Bir tavuktan dinazor yapmak

1,243,377 views ・ 2011-06-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
When I was growing up in Montana,
0
15260
4000
Ben Montana'da büyürken
00:19
I had two dreams.
1
19260
3000
iki hayalim vardı.
00:22
I wanted to be a paleontologist,
2
22260
2000
Paleontolog olmak istiyordum,
00:24
a dinosaur paleontologist,
3
24260
2000
dinazorlarla uğraşan bir paleontolog.
00:26
and I wanted to have a pet dinosaur.
4
26260
3000
ve evcil bir dinazorum olsun istiyordum.
00:29
And so that's what I've been striving for
5
29260
3000
Bu nedenle hayatım boyunca bu ikisini
00:32
all of my life.
6
32260
3000
aradım durdum.
00:35
I was very fortunate
7
35260
2000
Kariyerimin en başlarında
00:37
early in my career.
8
37260
2000
çok şanslıydım.
00:39
I was fortunate
9
39260
2000
Birşeyler bulma konusunda
00:41
in finding things.
10
41260
2000
şansım yaver gitti.
00:43
I wasn't very good at reading things.
11
43260
2000
Ben okuma konusunda pek iyi değildim.
00:45
In fact, I don't read much of anything.
12
45260
3000
Aslında, çok fazla şey okumam.
00:48
I am extremely dyslexic,
13
48260
2000
Epey ciddi bir disleksim var.
00:50
and so reading is the hardest thing I do.
14
50260
3000
bu nednele okumak benim için en zor işlerden biri.
00:53
But instead, I go out and I find things.
15
53260
3000
Onun yerine ben de gidip birşeyler buluyorum.
00:56
Then I just pick things up.
16
56260
2000
Bulduklarımı da topluyorum.
00:58
I basically practice for finding money on the street.
17
58260
3000
Neredeyse sokakta para bulma alıştırması yapar gibi.
01:01
(Laughter)
18
61260
2000
(Gülüşmeler)
01:03
And I wander about the hills,
19
63260
2000
Bazen de tepelerde dolanırım.
01:05
and I have found a few things.
20
65260
3000
Birkaç şey buldum.
01:08
And I have been fortunate enough
21
68260
3000
Mesela batı yarımküredeki ilk yumurtaları
01:11
to find things like the first eggs in the Western hemisphere
22
71260
5000
bulacak kadar yaver gitti şansım.
01:16
and the first baby dinosaurs in nests,
23
76260
4000
yuvalardaki ilk bebek dinazorları,
01:20
the first dinosaur embryos
24
80260
2000
ilk dinazor embriyosunu
01:22
and massive accumulations of bones.
25
82260
4000
ve inanılmaz çok sayıda kemiği ben buldum.
01:26
And it happened to be at a time
26
86260
2000
Bunların hepsi hemen hemen
01:28
when people were just starting to begin to realize
27
88260
4000
insanların dinazorların büyük, yeşil ve aptal
01:32
that dinosaurs weren't the big, stupid, green reptiles
28
92260
4000
kertenkelerden ibaret olmadığını anladıkları
01:36
that people had thought for so many years.
29
96260
3000
sırada oldu. Uzun süre böyle düşünmüşlerdi.
01:39
People were starting to get an idea
30
99260
2000
İnsanlar dinazorların özel olduğu fikrini
01:41
that dinosaurs were special.
31
101260
2000
benimsemeye başladı.
01:43
And so, at that time,
32
103260
3000
Böylece, o zamanlarda
01:46
I was able to make some interesting hypotheses
33
106260
3000
meslektaşlarıma birkaç ilginç hipotez geliştirme
01:49
along with my colleagues.
34
109260
2000
şansım oldu.
01:51
We were able to actually say
35
111260
2000
Elimizdeki delillere bakarak
01:53
that dinosaurs -- based on the evidence we had --
36
113260
3000
şunu söylememiz mümkündü --
01:56
that dinosaurs built nests
37
116260
3000
dinazorlar yuvalar kurdular,
01:59
and lived in colonies
38
119260
3000
koloniler halinde yaşadılar
02:02
and cared for their young,
39
122260
2000
ve yavrularına baktılar.
02:04
brought food to their babies
40
124260
2000
bebeklerine yemek getirdiler
02:06
and traveled in gigantic herds.
41
126260
3000
ve sürüler haline seyahat ettiler.
02:09
So it was pretty interesting stuff.
42
129260
3000
Bunlar epey ilginç şeyler.
02:12
I have gone on to find more things
43
132260
3000
daha sonra birşeyler daha buldum
02:15
and discover that dinosaurs really were very social.
44
135260
4000
ve keşfettik ki dinazorlar gerçekten de çok sosyal hayvanlar.
02:19
We have found a lot of evidence
45
139260
3000
Dinazorların çocukluktan yetişkinliğe
02:22
that dinosaurs changed
46
142260
2000
geçerken çok değiştiğine ilişkin
02:24
from when they were juveniles to when they were adults.
47
144260
2000
pek çok kanıt bulduk.
02:26
The appearance of them would have been different --
48
146260
3000
Dış görünüşleri inanılmaz derecede farklıydı --
02:29
which it is in all social animals.
49
149260
2000
ki tüm sosyal hayvanlarda bu böyledir.
02:31
In social groups of animals,
50
151260
2000
Sosyal gruplar halinde yaşayan hayvanlarda
02:33
the juveniles always look different than the adults.
51
153260
3000
yavrular her zaman yetişkinlerden farklı görünür.
02:36
The adults can recognize the juveniles;
52
156260
2000
Böylece yetişkinler yavruları, yavrular da
02:38
the juveniles can recognize the adults.
53
158260
2000
yetişkinleri ayırt edebilir.
02:40
And so we're making a better picture
54
160260
3000
Artık böylece bir dinazorun nasıl göründüğü
02:43
of what a dinosaur looks like.
55
163260
2000
konusunda daha gerçekçi bir resim çizebiliyoruz.
02:45
And they didn't just all chase Jeeps around.
56
165260
3000
Yani tek yaptıklar ciplerin peşinden koşmak değildi.
02:48
(Laughter)
57
168260
2000
(Gülüşmeler)
02:50
But it is that social thing
58
170260
3000
Ama Michale Crichton'un da ilgisini çeken
02:53
that I guess attracted Michael Crichton.
59
173260
4000
onların bo sosyla yönüydü.
02:57
And in his book, he talked about the social animals.
60
177260
4000
Kitabında, bu sosyal hayvanlardan bahsediyor.
03:01
And then Steven Spielberg, of course,
61
181260
2000
Elbette Steven Spielberg de öyle,
03:03
depicts these dinosaurs
62
183260
2000
o da dinazorları çok sosyal
03:05
as being very social creatures.
63
185260
3000
hayvanlar olarak betimledi.
03:08
The theme of this story is building a dinosaur,
64
188260
2000
Bu hikayenin ana temasi "Bir dinazor yaratmak"
03:10
and so we come to that part of "Jurassic Park."
65
190260
4000
yani "Jurrasic Park" ın malum kısmına geçebiliriz.
03:14
Michael Crichton really was one of the first people
66
194260
3000
Dinazorları hayata geri döndirmekten bahseden ilk kişi
03:17
to talk about bringing dinosaurs back to life.
67
197260
4000
gerçekten de Michael Crichton idi.
03:21
You all know the story, right.
68
201260
2000
Hikayeyi biliyorsunuz, değil mi?
03:23
I mean, I assume everyone here has seen "Jurassic Park."
69
203260
3000
Yani, sanırım buradaki herkes Jurassis Park filmini seyretmiştir.
03:26
If you want to make a dinosaur,
70
206260
2000
Eğer bir dinazor yapmak isterseniz,
03:28
you go out, you find yourself a piece of petrified tree sap --
71
208260
4000
dışarı çıkar, taşlaşmış bir ağaç reçinesi bulursunuz --
03:32
otherwise known as amber --
72
212260
2000
diğer adıyla bir parça kehribar --
03:34
that has some blood-sucking insects in it,
73
214260
3000
içinde kan emen sineklerden olan bir kehribar,
03:37
good ones,
74
217260
2000
şöyle iyilerinden,
03:39
and you get your insect and you drill into it
75
219260
3000
sonra bu kehribarı delersiniz,
03:42
and you suck out some DNA,
76
222260
2000
sineklerden biraz DNA çıkarırsınız,
03:44
because obviously all insects that sucked blood in those days
77
224260
3000
çünkü malum ya o çağlarda kan emen sinelerin hepsi
03:47
sucked dinosaur DNA out.
78
227260
3000
dinazor DNA'sı emmiş olmalı.
03:50
And you take your DNA back to the laboratory
79
230260
3000
Bu DNA'yı laboratuvara götürürsünüz
03:53
and you clone it.
80
233260
3000
ve klonlarsınız.
03:56
And I guess you inject it into maybe an ostrich egg,
81
236260
3000
Ve muhtemelen bir devekuşu yumurtasına filan enjekte edersiniz.
03:59
or something like that,
82
239260
2000
ya da benzer bir şeye.
04:01
and then you wait,
83
241260
2000
Sonra biraz beklersiniz,
04:03
and, lo and behold, out pops a little baby dinosaur.
84
243260
3000
ve, hokus pokus, bebek dinazorunuz hazırdır.
04:06
And everybody's happy about that.
85
246260
3000
herkes sonuçtan son derece memnundur.
04:09
(Laughter)
86
249260
3000
(Gülüşmeler)
04:12
And they're happy over and over again.
87
252260
2000
Tekrar tekrar yapar ve her seferinde mutlu olurlar.
04:14
They keep doing it; they just keep making these things.
88
254260
3000
Bunları yapıp dururlar, bu şeyleri,
04:17
And then, then, then, and then ...
89
257260
4000
sonra, sonra, sonra.
04:21
Then the dinosaurs, being social,
90
261260
3000
Bu dinazorlar çok sosyal oldukları için
04:24
act out their socialness,
91
264260
3000
sosyalize olurlar,
04:27
and they get together,
92
267260
2000
bir araya gelirler,
04:29
and they conspire.
93
269260
3000
ve komplolar hazırlarlar.
04:32
And, of course, that's what makes Steven Spielberg's movie --
94
272260
4000
Elbette Steven Spielberg'in filmi bunun üzerine kurulu --
04:36
conspiring dinosaurs chasing people around.
95
276260
3000
komplo hazırlayan dinazorlar insanları kovalıyorlar.
04:39
So I assume everybody knows
96
279260
2000
Ama şunu tahmin ediyorum ki,
04:41
that if you actually had a piece of amber and it had an insect in it,
97
281260
3000
buradaki herkes, gerçekte içinde bir sinek olan bir kehribar parçasını alıp
04:44
and you drilled into it,
98
284260
3000
onu delerek bu böecekten
04:47
and you got something out of that insect,
99
287260
2000
birşey çıkardıktan ve onu klonladıktan,
04:49
and you cloned it, and you did it over and over and over again,
100
289260
3000
bunu tekrar tekrar tekrar yaptıktan sonra
04:52
you'd have a room full of mosquitos.
101
292260
2000
bir oda dolusu sivrisineğe sahip oalcağını bilir.
04:54
(Laughter)
102
294260
2000
(Gülüşmeler)
04:56
(Applause)
103
296260
5000
(Alkışlar)
05:01
And probably a whole bunch of trees as well.
104
301260
3000
Ve muhtemelen de epey çok sayıda ağaca.
05:04
Now if you want dinosaur DNA,
105
304260
2000
Eğer dinazor DNA'sı istiyorsanız
05:06
I say go to the dinosaur.
106
306260
3000
dinazorun kendisine gitmelisiniz.
05:09
So that's what we've done.
107
309260
2000
Biz bunu yaptık.
05:11
Back in 1993 when the movie came out,
108
311260
2000
Bu film 1993 yılında vizyona girdiğinde
05:13
we actually had a grant from the National Science Foundation
109
313260
3000
biz Ulusal Bilim Vakfından aldığımız bir ödenek sayesinde
05:16
to attempt to extract DNA from a dinosaur,
110
316260
3000
bir dinazordan DNA elde etmeye çalışyorduk.
05:19
and we chose the dinosaur on the left,
111
319260
3000
Soldaki dinazoru seçtik,
05:22
a Tyrannosaurus rex, which was a very nice specimen.
112
322260
3000
a Tyrannosaurus Rex, çok iyi bir örnek.
05:25
And one of my former doctoral students,
113
325260
2000
O zamanki doktora öğrencilerimden biri,
05:27
Dr. Mary Schweitzer,
114
327260
2000
Dr. Mary Schweitzer,
05:29
actually had the background
115
329260
2000
bu işi yapabilecek bilgi
05:31
to do this sort of thing.
116
331260
2000
donanımına sahipti.
05:33
And so she looked into the bone of this T. rex,
117
333260
3000
Bu T. rex'in kemiklerine bir baktı,
05:36
one of the thigh bones,
118
336260
2000
kalça kemiklerinden birine,
05:38
and she actually found
119
338260
2000
ve orada çok ilginç yapılar
05:40
some very interesting structures in there.
120
340260
3000
buldu, çok ilginç.
05:43
They found these red circular-looking objects,
121
343260
4000
Bu kırmızı yuvarlak yapıları buldular.
05:47
and they looked, for all the world,
122
347260
2000
Tam olarak kırmızı kan hücrelerine
05:49
like red blood cells.
123
349260
2000
benziyorlardı ve
05:51
And they're in
124
351260
2000
kemıkler baştan başa kat eden
05:53
what appear to be the blood channels
125
353260
2000
kan damarına benziyen
05:55
that go through the bone.
126
355260
2000
kanalsı yapıların içindeydiler.
05:57
And so she thought, well, what the heck.
127
357260
3000
Bunlar gören Mary,
06:00
So she sampled some material out of it.
128
360260
3000
buradan bir parça örnek aldı.
06:03
Now it wasn't DNA; she didn't find DNA.
129
363260
3000
Bu DNA değildi, orada DNA'ya rastlamadı.
06:06
But she did find heme,
130
366260
3000
Ama heme buldu,
06:09
which is the biological foundation
131
369260
2000
ki heme hemoglobinin
06:11
of hemoglobin.
132
371260
2000
yapıtaşı olan bir molekül.
06:13
And that was really cool.
133
373260
2000
Bu geçekten çok süperdi.
06:15
That was interesting.
134
375260
2000
Çok ilginçti.
06:17
That was -- here we have 65-million-year-old heme.
135
377260
5000
Bu, -- yani elimizde 65 milyon yıllık heme molekülü vardı.
06:22
Well we tried and tried
136
382260
2000
Tekrar tekrar çabaladık
06:24
and we couldn't really get anything else out of it.
137
384260
2000
ama ondan başka birşey elde etmek mümkün olmadı.
06:26
So a few years went by,
138
386260
2000
Böylece birkaç yıl geçti,
06:28
and then we started the Hell Creek Project.
139
388260
2000
biz de Hell Creek Projesine başladık.
06:30
And the Hell Creek Project was this massive undertaking
140
390260
3000
Hell Creek projesindeki ana hedefimiz
06:33
to get as many dinosaurs as we could possibly find,
141
393260
3000
olabildiğince çok sayıda dinazor bulmaktı,
06:36
and hopefully find some dinosaurs
142
396260
2000
ve umuyorduk ki bu dinazorların bazıları
06:38
that had more material in them.
143
398260
3000
daha fazla örnek içerecekler.
06:41
And out in eastern Montana
144
401260
3000
Doğu Montana'da çok fazla çık alan mevcut,
06:44
there's a lot of space, a lot of badlands,
145
404260
2000
çok fazla çorak arazi var,
06:46
and not very many people,
146
406260
2000
ve de çok az sayıda insan.
06:48
and so you can go out there and find a lot of stuff.
147
408260
2000
Bu nedenle buraya gidip pek çok değişik şey bulabilirsiniz.
06:50
And we did find a lot of stuff.
148
410260
2000
Biz de pekçok şey bulduk.
06:52
We found a lot of Tyrannosaurs,
149
412260
2000
Bir sürü Tyrannosaurus,
06:54
but we found one special Tyrannosaur,
150
414260
2000
ama bulduklarımızdan bir tanesi özel bir Tyrannosaur idi,
06:56
and we called it B-rex.
151
416260
2000
ona B-rex adını verdik.
06:58
And B-rex was found
152
418260
2000
B-rex 1500 ton kayanın
07:00
under a thousand cubic yards of rock.
153
420260
2000
altında buludu.
07:02
It wasn't a very complete T. rex,
154
422260
3000
Bütünlüğü iyi korunmuş veya
07:05
and it wasn't a very big T. rex,
155
425260
3000
çok büyük bir T-rex değildi,
07:08
but it was a very special B-rex.
156
428260
3000
ama çok özel bir B-rex idi.
07:11
And I and my colleagues cut into it,
157
431260
2000
Onu kesip incelerken
07:13
and we were able to determine,
158
433260
2000
büyüme çizgilerine bakarak,
07:15
by looking at lines of arrested growth, some lines in it,
159
435260
3000
buradaki çizgilere, B-rex'in 16 yaşında
07:18
that B-rex had died at the age of 16.
160
438260
3000
öldüğünü tespit ettik.
07:21
We don't really know how long dinosaurs lived,
161
441260
3000
Dinazorların ne kadar yaşadıklarını bilemiyoruz,
07:24
because we haven't found the oldest one yet.
162
444260
2000
henüz en yaşlısını bulamadık.
07:26
But this one died at the age of 16.
163
446260
3000
Ama bu dinazor 16 yaşında ölmüştü.
07:29
We gave samples to Mary Schweitzer,
164
449260
2000
Örnekleri Mary Schweitzer'e verdik,
07:31
and she was actually able to determine
165
451260
2000
ve o kemik dokusunun içinde
07:33
that B-rex was a female
166
453260
2000
bulunan meduller dokudan
07:35
based on medullary tissue
167
455260
2000
bu B-rex'in bir dişi olduğunu
07:37
found on the inside of the bone.
168
457260
2000
tespit etti.
07:39
Medullary tissue is the calcium build-up,
169
459260
3000
Medullar doku, bir hayvan hamileyken,
07:42
the calcium storage basically,
170
462260
2000
daha doğrusu bir kuş hamileyken
07:44
when an animal is pregnant,
171
464260
2000
oluşan bir kalsiyum birikimidir,
07:46
when a bird is pregnant.
172
466260
2000
buralada kalsiyum depolanır.
07:48
So here was the character
173
468260
2000
Bu kuşlarla dinazorları birbirine
07:50
that linked birds and dinosaurs.
174
470260
2000
bağlayan bir özellik.
07:52
But Mary went further.
175
472260
2000
Ama Mary bununla da kalmadı.
07:54
She took the bone, and she dumped it into acid.
176
474260
3000
Kemiği aldı, onu aside yatırdı.
07:57
Now we all know that bones are fossilized,
177
477260
3000
Şimdi biliyoruz ki kemikler fosilleşmiştir
08:00
and so if you dump it into acid,
178
480260
2000
ve onları aside yatırırsanız
08:02
there shouldn't be anything left.
179
482260
2000
geride birşey kalmaması lazım.
08:04
But there was something left.
180
484260
2000
Ama bu kemiken geride bir şey kaldı.
08:06
There were blood vessels left.
181
486260
3000
Onlar da kan damarlarıydı.
08:09
There were flexible, clear blood vessels.
182
489260
4000
Esnek, şeffaf kan damarları.
08:13
And so here was the first soft tissue from a dinosaur.
183
493260
3000
Bu, bir dinazordan elde edilen ilk yumuşak doku.
08:16
It was extraordinary.
184
496260
2000
Gerçekten sıradışı.
08:18
But she also found osteocytes,
185
498260
3000
Ayrıca osteositler de buldu,
08:21
which are the cells that laid down the bones.
186
501260
3000
yani kemikleri oluşturan hücreler.
08:24
And try and try, we could not find DNA,
187
504260
4000
Ama ne kadar uğraşırsak uğraşalım,
08:28
but she did find evidence of proteins.
188
508260
3000
protein izine rastlamadı.
08:31
But we thought maybe --
189
511260
3000
Biz de düşündük ki --
08:34
well, we thought maybe
190
514260
2000
belki de, belki de
08:36
that the material was breaking down after it was coming out of the ground.
191
516260
3000
bu madde kemikler topraktan çıkarıldıktan sonra hızla yok oluyordu.
08:39
We thought maybe it was deteriorating very fast.
192
519260
2000
Belki de hızla bozuluyordu.
08:41
And so we built a laboratory
193
521260
2000
Biz de bir laboratuvar kurduk
08:43
in the back of an 18-wheeler trailer,
194
523260
3000
18 tekerlekli bir karavanın arkasına kurduk laboratuvarı
08:46
and actually took the laboratory to the field
195
526260
3000
ve onu daha iyi örnekler çıkaracağımız çalışma
08:49
where we could get better samples.
196
529260
2000
alanımıza götürdük.
08:51
And we did. We got better material.
197
531260
3000
Ve bunu başardık ta. Çok daha iyi örnekler elde ettik.
08:54
The cells looked better.
198
534260
2000
Hücreler çok daha iyi durumdaydılar.
08:56
The vessels looked better.
199
536260
2000
Damarlar çok daha iyi durumdaydılar.
08:58
Found the protein collagen.
200
538260
2000
Kollajen de öyle.
09:00
I mean, it was wonderful stuff.
201
540260
3000
Yani, gerçekten harikaydı.
09:03
But it's not dinosaur DNA.
202
543260
4000
Ama bunlar dinazor DNA'sı değildi.
09:07
So we have discovered
203
547260
2000
Kısa zamanda fark ettik ki
09:09
that dinosaur DNA, and all DNA,
204
549260
2000
dinazor DNA'sı, ve diğer tüm DNA'lar
09:11
just breaks down too fast.
205
551260
2000
çok çabuk bozuşuyor.
09:13
We're just not going to be able
206
553260
2000
Ve "Jurrasic Park" filmine yapılan şeyi
09:15
to do what they did in "Jurassic Park."
207
555260
3000
gerçekte yapmamız mümkün değil.
09:18
We're not going to be able to make a dinosaur
208
558260
3000
Bir dinazordan yola çıkarak yeni bir
09:21
based on a dinosaur.
209
561260
3000
dinazor yaratmak mümkün değil.
09:24
But birds are dinosaurs.
210
564260
4000
Ama kuşlar aslında birer dinazordur.
09:29
Birds are living dinosaurs.
211
569260
3000
yaşayan birer dinazor.
09:32
We actually classify them
212
572260
2000
Gerçekte onları dinazor olarak
09:34
as dinosaurs.
213
574260
2000
sınıflandırıyoruz.
09:36
We now call them non-avian dinosaurs
214
576260
2000
Dinazorları non-avian ve avian
09:38
and avian dinosaurs.
215
578260
2000
dinazorlar olmak üzere ikiye ayırıyoruz.
09:40
So the non-avian dinosaurs
216
580260
2000
Non-avian dinazorlar
09:42
are the big clunky ones that went extinct.
217
582260
2000
şu soyları tükenen hantal olanlar.
09:44
Avian dinosaurs are our modern birds.
218
584260
3000
Avian dinazorlar ise modern kuşlar.
09:47
So we don't have to make a dinosaur
219
587260
2000
Yani aslında bir dinazor yaratmamıza gerek yok,
09:49
because we already have them.
220
589260
3000
çünkü zaten onlara sahibiz.
09:54
(Laughter)
221
594260
4000
(Gülüşmeler)
09:58
I know, you're as bad as the sixth-graders.
222
598260
4000
Biliyorum, siz de orta bir öprencileri kadar fenasınız.
10:02
(Laughter)
223
602260
2000
(Gülüşmeler)
10:04
The sixth-graders look at it and they say, "No."
224
604260
3000
Orta birinci sınıflar buna bakıp şöyle derler: "Hayır."
10:07
(Laughter)
225
607260
2000
(Gülüşmeler)
10:09
"You can call it a dinosaur,
226
609260
2000
"Buna dinazor diyemezsin,
10:11
but look at the velociraptor: the velociraptor is cool."
227
611260
3000
ama velociprator'a bak, o acaip fiyakalı."
10:14
(Laughter)
228
614260
2000
(Gülüşmeler)
10:16
"The chicken is not."
229
616260
2000
"Oysa tavuk hiç havalı değil."
10:18
(Laughter)
230
618260
2000
(Gülüşmeler)
10:20
So this is our problem,
231
620260
2000
İşte sorunumuz bu,
10:22
as you can imagine.
232
622260
3000
tahmin edebilirsiniz.
10:25
The chicken is a dinosaur.
233
625260
2000
Tavuklar bir tür dinazordur.
10:27
I mean it really is.
234
627260
2000
Gerçekten de öyle.
10:29
You can't argue with it
235
629260
2000
Buna itiraz edemezsiniz,
10:31
because we're the classifiers and we've classified it that way.
236
631260
3000
çünkü sınfılandırmayı yapan bizler onları böyle sınıflandırdık.
10:34
(Laughter)
237
634260
2000
(Gülüşmeler)
10:36
(Applause)
238
636260
4000
(Alkışlar)
10:41
But the sixth-graders demand it.
239
641260
2000
Ama orta birler bunu istiyor.
10:43
"Fix the chicken."
240
643260
2000
"Tavuğu düzeltin."
10:45
(Laughter)
241
645260
2000
(Gülüşmeler)
10:47
So that's what I'm here to tell you about:
242
647260
2000
ben de size şimdi tavuğu nasıl
10:49
how we are going to fix a chicken.
243
649260
3000
düzeltebileceğimizi anlatacağım.
10:52
So we have a number of ways
244
652260
3000
Tavuğu düzeltmek için birkaç tane
10:55
that we actually can fix the chicken.
245
655260
5000
farklı yönetemimiz var aslında.
11:00
Because evolution works,
246
660260
2000
Çünkü evrim işlemeye devam ediyor
11:02
we actually have some evolutionary tools.
247
662260
3000
ve elimizde evrime ait kullanabileceğimiz bazı yöntemler var.
11:05
We'll call them biological modification tools.
248
665260
3000
Biz bunlara biyolojik midifikasyon yöntemleri diyoruz.
11:08
We have selection.
249
668260
2000
Seçim bunlardan biri.
11:10
And we know selection works.
250
670260
2000
Seçimin nasıl işlediğini biliyoruz.
11:12
We started out with a wolf-like creature
251
672260
3000
Kurt benzeri bir yaratıkla işe başlıyor
11:15
and we ended up with a Maltese.
252
675260
3000
ve fino köpeğine varabiliyorsunuz.
11:18
I mean, that's --
253
678260
3000
Yani bu --
11:21
that's definitely genetic modification.
254
681260
4000
keinlikle genetik modifikasyon.
11:25
Or any of the other funny-looking little dogs.
255
685260
4000
Ya da dipğer komik görünüşlü köpekleri düşünün.
11:30
We also have transgenesis.
256
690260
2000
İlaveten transgenesis diye bir yöntem var.
11:32
Transgenesis is really cool too.
257
692260
2000
Transgenesis de çok süper bir şey.
11:34
That's where you take a gene out of one animal and stick it in another one.
258
694260
3000
Bu işlemde bşr hayvandan bir gen alıp onu başka bir hayvana yerleştiriyorsunuz.
11:37
That's how people make GloFish.
259
697260
3000
Işıldayan balıkları göyle yapıyorlar.
11:40
You take a glow gene
260
700260
3000
Bir mercan ya da bir denizanasından
11:43
out of a coral or a jellyfish
261
703260
4000
bir ışıltı geni alırsınız
11:47
and you stick it in a zebrafish,
262
707260
2000
ve onu bir zebra balığına yerleştirirsiniz
11:49
and, puff, they glow.
263
709260
2000
ve bam, balık ışıldamaya başlar.
11:51
And that's pretty cool.
264
711260
2000
Epey süper birşey.
11:53
And they obviously make a lot of money off of them.
265
713260
3000
Belli ki bununla acaip para kırıyorlar.
11:56
And now they're making Glow-rabbits
266
716260
2000
Şimdi de ışıldayan tavşanlar yapıyorlar.
11:58
and Glow-all-sorts-of-things.
267
718260
2000
ışıldayan bir sürü canlı yapıyorlar.
12:00
I guess we could make a glow chicken.
268
720260
3000
Sanırım biz de ışıldayan bir tavuk yapabiliriz.
12:03
(Laughter)
269
723260
2000
(Gülüşmeler)
12:05
But I don't think that'll satisfy the sixth-graders either.
270
725260
3000
Ama bunun da bir orta-bir öğrencisini tatmin edeceğini sanmıyorum.
12:08
But there's another thing.
271
728260
2000
Ama başka birşey daha var.
12:10
There's what we call atavism activation.
272
730260
3000
Buna atavizm aktivasyonu diyoruz.
12:13
And atavism activation
273
733260
2000
Atavizm aktivasyonu
12:15
is basically --
274
735260
2000
aslında şudur --
12:17
an atavism is an ancestral characteristic.
275
737260
4000
atavizm atalara ait özellikler demek.
12:21
You heard
276
741260
2000
Duymuşsunuzdur
12:23
that occasionally children are born with tails,
277
743260
3000
bazen kuyruklu bebekler doğar,
12:26
and it's because it's an ancestral characteristic.
278
746260
4000
çünkü bu atasal bir özellik.
12:30
And so there are a number of atavisms
279
750260
3000
Ortaya çıkması olası birkaç atavizm
12:33
that can happen.
280
753260
2000
mevcut.
12:35
Snakes are occasionally born with legs.
281
755260
3000
Mesela yılanlar bazen bacaklı doğarlar.
12:38
And here's an example.
282
758260
2000
İşte bir başka örnek.
12:40
This is a chicken with teeth.
283
760260
3000
Dişleri olan bir tavuk.
12:43
A fellow by the name of Matthew Harris
284
763260
2000
Matthew Harris isimli biri
12:45
at the University of Wisconsin in Madison
285
765260
3000
Madison'daki Wisconsin Üniversitesi'nde
12:48
actually figured out a way to stimulate
286
768260
3000
dişleri ortaya çıkaran geni aktive etmenin
12:51
the gene for teeth,
287
771260
3000
yolunu buldu.
12:54
and so was able to actually turn the tooth gene on
288
774260
3000
ve böylece bu geni çalışır hale getirerek
12:57
and produce teeth in chickens.
289
777260
3000
tavuklarda diş oluşmasını sağladı.
13:00
Now that's a good characteristic.
290
780260
3000
İşte bu güzel bir özellik.
13:03
We can save that one.
291
783260
3000
Bir kenarda bunu saklayabiliriz.
13:06
We know we can use that.
292
786260
2000
Bunu kullanabileceğimizi biliyoruz.
13:08
We can make a chicken with teeth.
293
788260
3000
Dİşleri olan tavuklar yapabiliriz.
13:12
That's getting closer.
294
792260
2000
Bir adım daha yaklaştık.
13:14
That's better than a glowing chicken.
295
794260
2000
Bu ışıldayan tavuktan daha iyi.
13:16
(Laughter)
296
796260
2000
(Gülüşmeler)
13:18
A friend of mine, a colleague of mine,
297
798260
2000
Bir arkadaşım, bir meslektaşım,
13:20
Dr. Hans Larsson at McGill University,
298
800260
2000
McGill Üniversitesinden Dr. Hans Larsson
13:22
is actually looking at atavisms.
299
802260
2000
atavizmleri arıyor.
13:24
And he's looking at them
300
804260
2000
kuşların embriyogenezine bakarak
13:26
by looking at the embryo genesis of birds
301
806260
3000
atavizmleri inceliyor
13:29
and actually looking at how they develop,
302
809260
3000
ve onların nasıl geliştiğine bakıyor.
13:32
and he's interested in how birds actually lost their tail.
303
812260
4000
Kuşların kuyruklarını nasıl kaybettiği ile ilgileniyor.
13:36
He's also interested in the transformation
304
816260
2000
Aynı zamanda kolun ve elin
13:38
of the arm, the hand, to the wing.
305
818260
3000
kanata dönüşmesi ile de ilgileniyor.
13:41
He's looking for those genes as well.
306
821260
2000
Bunları yapan genleri de arıyor.
13:43
And I said, "Well, if you can find those,
307
823260
3000
ben de ona dedim ki " Eğer o genleri bulursan
13:46
I can just reverse them
308
826260
2000
ben de onları tersine çevirebilirim
13:48
and make what I need to make for the sixth-graders."
309
828260
3000
böylece orta birler için yapmam gereken şeyi yapmış oluruz."
13:51
And so he agreed.
310
831260
2000
O da kabul etti.
13:53
And so that's what we're looking into.
311
833260
2000
İncelediğimiz şey şu.
13:55
If you look at dinosaur hands,
312
835260
2000
Ama eğer dinazorların ellerine bakacak olursanız
13:57
a velociraptor
313
837260
2000
mesela velociraptor'un
13:59
has that cool-looking hand with the claws on it.
314
839260
2000
pençeleri olan s.per fiyakalı bir eli olduğunu görürsünüz.
14:01
Archaeopteryx, which is a bird, a primitive bird,
315
841260
3000
Archaeopteryx, ilkel bir kuş,
14:04
still has that very primitive hand.
316
844260
3000
onun hala ilkel bir eli vardı.
14:07
But as you can see, the pigeon,
317
847260
2000
Ama gördüşünüz gibi, güvercinde
14:09
or a chicken or anything else, another bird,
318
849260
2000
ya da tavukta, ha da herhangi bir başka kuşta
14:11
has kind of a weird-looking hand,
319
851260
3000
el tuhaf bir şekle dönüşmüş durumda.
14:14
because the hand is a wing.
320
854260
2000
çünkü el kanat olmuş.
14:16
But the cool thing is
321
856260
2000
Ama esas güzel olan şey,
14:18
that, if you look in the embryo,
322
858260
3000
eğer emtriyo gelişirken ona
14:21
as the embryo is developing
323
861260
2000
bakarsanız aslında
14:23
the hand actually looks
324
863260
3000
elin archaeopteryx eline
14:26
pretty much like the archaeopteryx hand.
325
866260
2000
benzediğini fark edebilirsiniz.
14:28
It has the three fingers, the three digits.
326
868260
3000
Üç tane parmağı var, üç tane
14:31
But a gene turns on that actually fuses those together.
327
871260
3000
ama bir gen aktive oluyor ve bu parmaklar kaynaşıyor.
14:34
And so what we're looking for is that gene.
328
874260
3000
Bizim esas aradığımız o gen.
14:37
We want to stop that gene from turning on,
329
877260
2000
Bu genin aktive olmasını durdurmaya çalışıyoruz,
14:39
fusing those hands together,
330
879260
2000
ellerin kaynaşmasını sağlıyorlar ve
14:41
so we can get a chicken that hatches out with a three-fingered hand,
331
881260
3000
böylece yumurtadan üç parmaklı bir civciv çıkmasını sağlayabiliriz,
14:44
like the archaeopteryx.
332
884260
2000
aynı archaeopteryx gibi.
14:46
And the same goes for the tails.
333
886260
3000
Aynı şey kuyruk için de geçerli.
14:49
Birds have basically
334
889260
3000
Kuşların aslında körelmiş
14:52
rudimentary tails.
335
892260
2000
kuyrukları vardır.
14:54
And so we know
336
894260
3000
Böylece aslında
14:57
that in embryo,
337
897260
2000
bu embriyo'da
14:59
as the animal is developing,
338
899260
2000
hayvanın gelişim süresinde
15:01
it actually has a relatively long tail.
339
901260
3000
aslında epey uzun bir kuyruğu vardır.
15:04
But a gene turns on
340
904260
2000
Ama bir gen aktif hale gelir ve
15:06
and resorbs the tail, gets rid of it.
341
906260
3000
kuyruğu eritir, ondan kurtulur.
15:09
So that's the other gene we're looking for.
342
909260
3000
İşte aradığımız diğer gen de bu.
15:12
We want to stop that tail from resorbing.
343
912260
4000
Bu geni bulup kuyruğu erimekten kurtarmak istiyoruz.
15:16
So what we're trying to do really
344
916260
3000
Yani esas istediğimiz
15:19
is take our chicken,
345
919260
3000
tavuğu almak ve
15:22
modify it
346
922260
2000
onu değiştirmek ve
15:24
and make the chickenosaurus.
347
924260
2000
ondan bir tavukozor yapmak.
15:26
(Laughter)
348
926260
3000
(Gülüşmeler)
15:29
It's a cooler-looking chicken.
349
929260
3000
Bu çok daha fiyakalı görünen bir tavuk olacak.
15:32
But it's just the very basics.
350
932260
3000
Ama aslında bunlar daha başlangıç
15:35
So that really is what we're doing.
351
935260
2000
Yani gerçekte yaptığımız.
15:37
And people always say, "Why do that?
352
937260
2000
İnsanlar her zaman "Niye bunu yapıyorsunuz?" diyecekler.
15:39
Why make this thing?
353
939260
2000
"Bunu neden yapıyorunuz ki?
15:41
What good is it?"
354
941260
2000
Bunun ne yararı var?"
15:43
Well, that's a good question.
355
943260
2000
Bu iyi bir soru.
15:45
Actually, I think it's a great way to teach kids
356
945260
2000
Aslında bence bu çocouklar evrim biyolojisini
15:47
about evolutionary biology
357
947260
2000
öğretmek için çok iyi bir yol.
15:49
and developmental biology
358
949260
2000
gelişimsel biyolojiyi de.
15:51
and all sorts of things.
359
951260
2000
ve diğer şeyleri.
15:53
And quite frankly, I think
360
953260
3000
Ama samimiyetle söyleyeyim ki
15:56
if Colonel Sanders
361
956260
2000
eğer Albay Sanders
15:58
was to be careful how he worded it,
362
958260
3000
kelimelerine dikkat ederse
16:01
he could actually advertise an extra piece.
363
961260
3000
bunu ekstra parça olarak pazarlayabilir bile.
16:04
(Laughter)
364
964260
4000
(Gülüşmeler)
16:08
Anyway --
365
968260
2000
Her neyse --
16:12
When our dino-chicken hatches,
366
972260
4000
Bizim dino-tavuğumuz yumurtadan çıktığında,
16:16
it will be, obviously, the poster child,
367
976260
3000
bariz ki poster çocuğu olacak,
16:19
or what you might call a poster chick,
368
979260
3000
ya da teknoloji, eğlence ve dizayn dünyası için
16:22
for technology, entertainment and design.
369
982260
3000
bir poster pilici de olacak diyebilirsiniz.
16:25
Thank you.
370
985260
2000
Teşekkürler.
16:27
(Applause)
371
987260
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7