Ngozi Okonjo-Iweala: How to help Africa? Do business there

Ngozi Okonjo-Iweala, Afrika'da iş yapmayı anlatıyor

143,556 views

2008-04-15 ・ TED


New videos

Ngozi Okonjo-Iweala: How to help Africa? Do business there

Ngozi Okonjo-Iweala, Afrika'da iş yapmayı anlatıyor

143,556 views ・ 2008-04-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Gözden geçirme: Koray Al
00:30
Thank you very much, Chris. Everybody who came up here
0
30000
3000
Çok teşekkür ederim, Chris. Buraya çıkan herkes
00:33
said they were scared. I don't know if I'm scared,
1
33000
4000
korktuğunu söyledi. Korkup korkmadığımı bilmiyorum,
00:37
but this is my first time of addressing an audience like this.
2
37000
4000
ama ilk kez bu tür bir topluluğa hitap ediyorum.
00:41
And I don't have any smart technology for you to look at.
3
41000
4000
Sizlere gösterebileceğim zekice teknolojilerim yok.
00:45
There are no slides, so you'll just have to be content with me.
4
45000
3000
Slayt gösterilerim yok, yani sadece benimle idare etmek zorundasınız.
00:48
(Laughter)
5
48000
3000
(Gülüşmeler.)
00:51
What I want to do this morning is share with you a couple of stories
6
51000
6000
Bu sabah sizinle bir takım hikayeler paylaşmak
00:57
and talk about a different Africa.
7
57000
3000
ve farklı bir Afrika'dan bahsetmek istiyorum.
01:00
Already this morning there were some allusions to the Africa
8
60000
4000
Bu sabah bile Afrika'yla ilgili her zaman duyduğumuz
01:04
that you hear about all the time: the Africa of HIV/AIDS,
9
64000
5000
bazı imalı sözler oldu: HIV/AIDS'in ülkesi Afrika,
01:09
the Africa of malaria, the Africa of poverty, the Africa of conflict,
10
69000
6000
sıtmanın ülkesi Afrika, fakirliğin ülkesi Afrika, çatışmaların ülkesi Afrika,
01:15
and the Africa of disasters.
11
75000
3000
ve felaketlerin ülkesi Afrika.
01:18
While it is true that those things are going on,
12
78000
4000
Doğru, bunlar var ama
01:22
there's an Africa that you don't hear about very much.
13
82000
4000
diğer yönlerini fazla duymadığınız bir Afrika da var.
01:26
And sometimes I'm puzzled, and I ask myself why.
14
86000
4000
Bazen şaşırıyorum ve kendime bunun sebebini soruyorum.
01:30
This is the Africa that is changing, that Chris alluded to.
15
90000
4000
Bu Chris'in anıştırmış olduğu değişen Afrika'dır.
01:34
This is the Africa of opportunity.
16
94000
2000
Bu, fırsatların Afrika'sı.
01:36
This is the Africa where people want to take charge of
17
96000
3000
Bu, insanların kendi geleceklerini ve kendi kaderlerini
01:39
their own futures and their own destinies.
18
99000
2000
yönetmek istedikleri Afrika.
01:41
And this is the Africa where people are looking for partnerships
19
101000
3000
Bu, insanların bunu başarabilmek için ortak aradıkları Afrika.
01:44
to do this. That's what I want to talk about today.
20
104000
4000
Size bugün bunlardan bahsetmek istiyorum.
01:48
And I want to start by telling you
21
108000
2000
Size, Afrika'daki bu değişimle ilgili
01:50
a story about that change in Africa.
22
110000
2000
bir hikaye anlatarak başlamak istiyorum.
01:53
On 15th of September 2005, Mr. Diepreye Alamieyeseigha,
23
113000
5000
15 Eylül 2005 tarihinde, Nijerya'nın petrol zengini eyaletlerinden
01:58
a governor of one of the oil-rich states of Nigeria,
24
118000
4000
birinin valisi olan Bay Diepreye Alamieyeseigha
02:02
was arrested by the London Metropolitan Police on a visit to London.
25
122000
7000
Londra ziyareti sırasında Londra Büyükşehir Polisi tarafından tutuklanır.
02:09
He was arrested because there were transfers of eight million dollars
26
129000
5000
Kendisine ve ailesine ait, uzun süredir kullanılmayan
02:14
that went into some dormant accounts
27
134000
3000
banka hesaplarından birine yaptığı 8 milyon dolarlık
02:17
that belonged to him and his family.
28
137000
3000
havaleden dolayı tutuklanmıştır.
02:21
This arrest occurred because there was cooperation
29
141000
2000
Bu tutuklama, Londra Büyükşehir Polisi
02:23
between the London Metropolitan Police
30
143000
3000
ile Nijerya Ekonomik ve Finansal Suçlar Komisyonunun
02:26
and the Economic and Financial Crimes Commission of Nigeria --
31
146000
3000
ortak çalışmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu komisyonun en güçlü ve cesur
02:29
led by one of our most able and courageous people: Mr. Nuhu Ribadu.
32
149000
7000
insanlarımızdan biri olan Bay Nuhu Ribadu tarafından yönetilmektedir.
02:36
Alamieyeseigha was arraigned in London.
33
156000
3000
Alamieyeseigha, Londra'da yargılanmıştır.
02:39
Due to some slip-ups, he managed to escape dressed as a woman
34
159000
4000
Bazı hatalardan dolayı, kadın kıyafetleriyle kaçmayı başarmış
02:43
and ran from London back to Nigeria where,
35
163000
3000
ve Londra'dan Nijerya'ya dönmüştür.
02:46
according to our constitution, those in office
36
166000
4000
Bizim anayasamıza göre,
02:50
as governors, president -- as in many countries --
37
170000
2000
pek çok ülkede olduğu gibi, valilerin, cumhurbaşkanının
02:52
have immunity and cannot be prosecuted. But what happened:
38
172000
5000
dokunulmazlığı bulunuyor ve haklarında dava açılamıyor. Ama ne oldu:
02:57
people were so outraged by this behavior that it was possible
39
177000
4000
insanlar bu davranışından dolayı o derece hiddetlenmişlerdi ki,
03:01
for his state legislature to impeach him and get him out of office.
40
181000
6000
yasama meclisinin izniyle soruşturma başlatıldı ve görevden alındı.
03:08
Today, Alams -- as we call him for short -- is in jail.
41
188000
2000
Bugün Alams, ona bu kısa adı verdik, hapiste.
03:11
This is a story about the fact that people in Africa
42
191000
5000
Bu, Afrika'daki insanların artık yöneticilerinin yolsuzluklarına
03:16
are no longer willing to tolerate corruption from their leaders.
43
196000
5000
tahammül etmek istemediklerini gösteren bir hikayedir.
03:22
This is a story about the fact that people want their resources
44
202000
5000
Bu, insanların artık kaynaklarının kendileri için kullanılmasını istediklerine,
03:27
managed properly for their good, and not taken out to places
45
207000
5000
seçkin kişilerin bu kaynakları faydalanabilecekleri yerlere
03:32
where they'll benefit just a few of the elite.
46
212000
3000
kaçırmasını istemediklerini gösteren bir hikaye.
03:35
And therefore, when you hear about the corrupt Africa --
47
215000
4000
Bu yüzden, yolsuzluklarla dolu Afrika'dan
03:39
corruption all the time -- I want you to know that the people
48
219000
4000
bahsedildiğini duyarsanız, bilmenizi isterim ki bazı ülkelerde insanlar
03:43
and the governments are trying hard to fight this
49
223000
3000
ve hükümetler, yolsuzluklarla mücadele için
03:46
in some of the countries, and that some successes are emerging.
50
226000
4000
elinden geleni fazlasıyla yapıyor ve bunu bazı yerlerde başarıyorlar da.
03:50
Does it mean the problem is over? The answer is no.
51
230000
3000
Bu sorunların çözüldüğü anlamına mı geliyor? Hayır.
03:53
There's still a long way to go, but that there's a will there.
52
233000
4000
Katetmemiz gereken daha uzun bir yol ama bu konuda iradeliyiz.
03:57
And that successes are being chalked up on this very important fight.
53
237000
4000
Bu çok önemli mücadelede başarılar elde ediliyor.
04:01
So when you hear about corruption,
54
241000
2000
Yani yolsuzluktan bahsedildiğini duyarsanız,
04:03
don't just feel that nothing is being done about this --
55
243000
3000
bu konuda hiçbir şey yapılmadığını düşünmeyin sakın,
04:06
that you can't operate in any African country
56
246000
3000
yolsuzluklardan dolayı hiçbir Afrika ülkesinde
04:09
because of the overwhelming corruption. That is not the case.
57
249000
3000
iş yapamayacağınızı düşünmeyin. Durum böyle değil.
04:12
There's a will to fight, and in many countries, that fight is ongoing
58
252000
6000
Mücadele irademiz var ve pek çok ülkede bu mücadele veriliyor
04:18
and is being won. In others, like mine,
59
258000
4000
ve kazanılıyor da. Benim ülkemde olduğu gibi diğer ülkelerde de,
04:22
where there has been a long history of dictatorship in Nigeria,
60
262000
3000
Nijerya gibi başından uzun bir süre diktatörlük geçen yerlerde,
04:25
the fight is ongoing and we have a long way to go.
61
265000
4000
mücadele devam ediyor ve uzun bir yolumuz var.
04:29
But the truth of the matter is that this is going on.
62
269000
4000
Ama gerçek şu ki bunlar yapılıyor.
04:34
The results are showing:
63
274000
2000
Sonuçlar şunu gösteriyor:
04:36
independent monitoring by the World Bank and other organizations
64
276000
4000
Dünya Bankası ve diğer kuruluşların yapmış oldukları bağımsız gözlemler
04:40
show that in many instances the trend is downwards
65
280000
4000
birçok durumda trendin, yolsuzluk konusunda düşüş gösterdiğini
04:44
in terms of corruption, and governance is improving.
66
284000
3000
ve devletin kalkındığını ortaya koyuyor.
04:47
A study by the Economic Commission for Africa showed
67
287000
4000
Afrika Ekonomik Komisyonu tarafından yapılan bir araştırma
04:51
a clear trend upwards in governance in 28 African countries.
68
291000
4000
28 Afrika ülkesinde yönetimde yükselen bir trend ortaya koymuştur.
04:55
And let me say just one more thing
69
295000
2000
Bu yönetim konusunu tamamlamadan önce
04:57
before I leave this area of governance.
70
297000
2000
bir şeye daha değinmek istiyorum.
04:59
That is that people talk about corruption, corruption.
71
299000
3000
İnsanlar yolsuzluk, yolsuzluk diye konuşup duruyor.
05:02
All the time when they talk about it
72
302000
2000
Ne zaman bu konu konuşulsa
05:04
you immediately think about Africa.
73
304000
2000
hemen aklınıza Afrika geliyor.
05:06
That's the image: African countries. But let me say this:
74
306000
4000
İşte Afrika ülkelerinin imajı. Ama şunu söyleyeyim:
05:10
if Alams was able to export eight million dollars into an account in London --
75
310000
6000
Eğer Alams 8 milyon doları Londra'daki hesabına yatırabilseydi -
05:18
if the other people who had taken money, estimated at
76
318000
4000
parayı alan diğer insanlar,
05:22
20 to 40 billion now of developing countries' monies
77
322000
4000
gelişmekte olan ülkelerin parasının 20 ila 40 trilyonun
05:26
sitting abroad in the developed countries -- if they're able to do this,
78
326000
3000
gelişmiş ülkelerde olduğu tahmin ediliyor - bunu yapmayı başarabiliyorlarsa,
05:29
what is that? Is that not corruption?
79
329000
3000
buna ne demeli? Bu yolsuzluk değil mi?
05:33
In this country, if you receive stolen goods, are you not prosecuted?
80
333000
4000
Bu ülkede, çalınmış malları kabul ettiğiniz zaman, dava edilmiyor musunuz?
05:38
So when we talk about this kind of corruption, let us also think
81
338000
3000
Yani bu tür bir yolsuzluktan bahsettiğimiz zaman,
05:41
about what is happening on the other side of the globe --
82
341000
3000
madalyonun öbür yüzüne de bakalım.
05:44
where the money's going and what can be done to stop it.
83
344000
4000
Bu para nereye gidiyor ve bunu durdurmak için ne yapılabilir.
05:48
I'm working on an initiative now, along with the World Bank,
84
348000
3000
Şu anda Dünya Bankasıyla birlikte, varlıkların geri kazanılmasıyla
05:51
on asset recovery, trying to do what we can
85
351000
3000
ilgili bir girişimde çalışıyorum, yurt dışına kaçırılan paraların
05:54
to get the monies that have been taken abroad --
86
354000
3000
gelişmekte olan ülkelerin paralarının geri alınabilmesini sağlamak için
05:57
developing countries' moneys -- to get that sent back.
87
357000
3000
neler yapılabileceği üzerinde çalışıyoruz.
06:00
Because if we can get the 20 billion dollars sitting out there back,
88
360000
3000
Çünkü dışarıdaki 20 trilyon dolarımızı geri alabilirsek,
06:03
it may be far more for some of these countries
89
363000
3000
bu, bazı ülkeler için yapılan yardımlardan
06:06
than all the aid that is being put together.
90
366000
3000
çok daha fazla fayda sağlayabilir.
06:09
(Applause)
91
369000
7000
(Alkış.)
06:16
The second thing I want to talk about is the will for reform.
92
376000
4000
Bahsetmek istediğim ikinci bir konu ise reform isteği.
06:20
Africans, after -- they're tired, we're tired
93
380000
4000
Afrikalılar, herkesin hayırseverlik
06:24
of being the subject of everybody's charity and care.
94
384000
5000
ve bakım konusu olmaktan yoruldu, biz de yorulduk.
06:29
We are grateful, but we know that
95
389000
4000
Minnettarız ama eğer reform iradesine sahipsek
06:33
we can take charge of our own destinies if we have the will to reform.
96
393000
4000
kendi kaderimizi yönetebileceğimizi biliyoruz.
06:38
And what is happening in many African countries now is a realization
97
398000
4000
Ve şu anda birçok Afrika ülkesinde, bunu kendimizden başkasının
06:42
that no one can do it but us. We have to do it.
98
402000
4000
yapamayacağını anlamaya başlıyoruz. Bunu biz yapmak zorundayız.
06:46
We can invite partners who can support us, but we have to start.
99
406000
4000
Bizlere destek verebilecek ortaklar davet edebiliriz ama bu işe bizim başlamamız gerekiyor.
06:50
We have to reform our economies, change our leadership,
100
410000
3000
Ekonomimizi geliştirmeliyiz, yöneticiliğimizi değiştirmeliyiz,
06:53
become more democratic, be more open to change and to information.
101
413000
6000
daha demokratik olmalıyız, değişime ve bilgiye daha açık olmalıyız.
06:59
And this is what we started to do
102
419000
2000
Ve kıtanın en büyük ülkelerinden biri olan Nijerya'da
07:01
in one of the largest countries on the continent, Nigeria.
103
421000
3000
bunu yapmaya başladık.
07:04
In fact, if you're not in Nigeria, you're not in Africa.
104
424000
3000
Aslında, Nijerya'da değilseniz, Afrika'da değilsiniz demektir.
07:07
I want to tell you that.
105
427000
1000
Size bunu anlatmak istiyorum.
07:08
(Laughter)
106
428000
1000
(Gülüşmeler.)
07:09
One in four sub-Saharan Africans is Nigerian,
107
429000
2000
Sahra altı Afrikalıların dörtte biri Nijeryalıdır
07:13
and it has 140 million dynamic people -- chaotic people --
108
433000
5000
ve 140 milyon dinamik, düzensiz insana sahiptir
07:19
but very interesting people. You'll never be bored.
109
439000
4000
ama çok enteresan insanlar. Asla sıkılmazsınız.
07:23
(Laughter)
110
443000
1000
(Gülüşmeler.)
07:24
What we started to do was to realize
111
444000
2000
Sorumluluk üstlenmemiz ve kendi
07:26
that we had to take charge and reform ourselves.
112
446000
2000
reformumuzu yapmamız gerektiğini anladık.
07:29
And with the support of a leader
113
449000
2000
Ve zamanında değişim yapmak isteyen
07:31
who was willing, at the time, to do the reforms,
114
451000
3000
bir yöneticinin desteği ile
07:34
we put forward a comprehensive reform program,
115
454000
2000
kendi tasarladığımız, kapsamlı
07:36
which we developed ourselves.
116
456000
2000
bir reform programı hazırladık.
07:38
Not the International Monetary Fund. Not the World Bank,
117
458000
3000
Bunu Uluslararası Para Fonu hazırlamadı. Bunu, 21 yıl çalıştığım
07:41
where I worked for 21 years and rose to be a vice president.
118
461000
3000
ve başkan yardımcılığına terfi ettiğim Dünya Bankası da hazırlamadı.
07:45
No one can do it for you. You have to do it for yourself.
119
465000
2000
Bunu sizin için hiç kimse yapamaz. Kendinizin yapması gerekir.
07:47
We put together a program that would, one: get the state
120
467000
4000
İlk etapta devleti, hiçbir işi olmayan
07:51
out of businesses it had nothing -- it had no business being in.
121
471000
4000
içinde olmaması gereken işlerden çıkaracak bir plan hazırladık.
07:55
The state should not be in the business
122
475000
2000
Devletin, mal ve hizmet üretme
07:57
of producing goods and services
123
477000
1000
işlerinde olmaması gerekiyor
07:58
because it's inefficient and incompetent.
124
478000
3000
çünkü bu alanda etkin ve yetkin değil.
08:01
So we decided to privatize many of our enterprises.
125
481000
4000
Dolayısıyla kurumlarımızın çoğunu özelleştirme kararı aldık.
08:05
(Applause)
126
485000
4000
(Alkış.)
08:10
We -- as a result, we decided to liberalize many of our markets.
127
490000
4000
Biz, sonuç olarak, piyasalarımızın çoğunu serbestleştirme kararı aldık.
08:14
Can you believe that prior to this reform --
128
494000
3000
2003 yılı sonunda başlayan bu reformdan önce,
08:17
which started at the end of 2003, when I left Washington
129
497000
4000
Maliye Bakanı olarak çalışmak üzere
08:21
to go and take up the post of Finance Minister --
130
501000
2000
Washington'dan ayrıldığım zaman,
08:25
we had a telecommunications company that was only able to develop
131
505000
4000
30 yıl boyunca sadece 4,500 karasal hat geliştirebilen
08:29
4,500 landlines in its entire 30-year history?
132
509000
5000
bir telekomünikasyon şirketimiz olduğuna inanabiliyor musunuz?
08:34
(Laughter)
133
514000
2000
(Gülüşmeler.)
08:36
Having a telephone in my country was a huge luxury.
134
516000
3000
Benim ülkemde bir telefona sahip olmak çok büyük bir lükstü.
08:39
You couldn't get it. You had to bribe.
135
519000
2000
Alamıyordunuz. Rüşvet vermeniz gerekiyordu.
08:41
You had to do everything to get your phone.
136
521000
2000
Telefonunuzu alabilmek için her şeyi yapmanız gerekiyordu.
08:43
When President Obasanjo supported and launched
137
523000
3000
Devlet Başkanı Obasanjo, telekomünikasyon sektörünün
08:46
the liberalization of the telecommunications sector,
138
526000
4000
serbestleştirilmesini destekleyip, başlattığında
08:51
we went from 4,500 landlines to 32 million GSM lines, and counting.
139
531000
8000
4,500 karasal hattı 32 milyon GSM hattına çıkardık ve sayı giderek artıyor.
08:59
Nigeria's telecoms market is the second-fastest growing in the world,
140
539000
5000
Nijerya'nın telekomünikasyon pazarı, Çin'den sonra, dünyanın en hızlı gelişen pazarı.
09:04
after China. We are getting investments of about a billion dollars a year
141
544000
5000
Telekoma yılda yaklaşık 1 trilyon dolar yatırım yapılıyor.
09:09
in telecoms. And nobody knows, except a few smart people.
142
549000
6000
Ve bunu, birkaç zeki insan haricinde, hiç kimse bilmiyor.
09:15
(Laughter)
143
555000
3000
(Gülüşmeler.)
09:18
The smartest one, first to come in,
144
558000
4000
İlk başlayan zeki şirket
09:22
was the MTN company of South Africa.
145
562000
2000
Güney Afrika'nın MTN şirketiydi.
09:24
And in the three years that I was Finance Minister,
146
564000
4000
Maliye Bakanı olduğum ilk üç yıl içinde
09:28
they made an average of 360 million dollars profit per year.
147
568000
3000
yıllık ortalama 360 milyon dolar kar elde ettiler.
09:33
360 million in a market -- in a country that is a poor country,
148
573000
6000
Kişi başına milli gelirim 500 doların altında olduğu fakir bir ülkede,
09:39
with an average per capita income just under 500 dollars per capita.
149
579000
4000
360 milyon dolar kar.
09:44
So the market is there.
150
584000
2000
İşte piyasa ortada.
09:46
When they kept this under wraps, but soon others got to know.
151
586000
3000
Bunu gizli tuttular ama başkalarının öğrenmesi uzun sürmedi.
09:50
Nigerians themselves began to develop
152
590000
3000
Nijeryalılar kendileri
09:53
some wireless telecommunications companies,
153
593000
2000
kablosuz iletişim şirketleri kurmaya başladı,
09:55
and three or four others have come in.
154
595000
2000
sonra üç veya dört tane daha katılan oldu.
09:57
But there's a huge market out there,
155
597000
3000
Ama çok büyük bir piyasa var,
10:00
and people don't know about it, or they don't want to know.
156
600000
3000
insanlar bunu bilmiyor ya da bilmek istemiyor.
10:05
So privatization is one of the things we've done.
157
605000
2000
Yani yaptığımız işlerden biri özelleştirme.
10:08
The other thing we've also done is to manage our finances better.
158
608000
6000
Bunun yanı sıra maliyeyi daha iyi yönetmeye başladık.
10:15
Because nobody's going to help you and support you
159
615000
2000
Çünkü eğer maliyenizi iyi yönetmezseniz
10:18
if you're not managing your own finances well.
160
618000
3000
size hiç kimse yardım etmez ve hiç kimse destek vermez.
10:21
And Nigeria, with the oil sector, had the reputation
161
621000
4000
Ve Nijerya, petrol sektörüyle, yolsuzlukla dolu
10:25
of being corrupt and not managing its own public finances well.
162
625000
5000
ve kendi kamu maliyesini iyi yönetemeyen bir üne sahipti.
10:30
So what did we try to do? We introduced a fiscal rule
163
630000
4000
Bu durumda ne yapmaya çalıştık? Bütçemizi petrol fiyatlarından ayıran
10:35
that de-linked our budget from the oil price.
164
635000
2000
çıkartan bir mali kural getirdik.
10:37
Before we used to just budget on whatever oil we bring in,
165
637000
4000
Önceleri bütçemizi petrolden kazandığımıza göre ayarlıyorduk
10:41
because oil is the biggest, most revenue-earning sector
166
641000
5000
çünkü petrol ekonomideki en büyük, en çok kar getiren
10:46
in the economy: 70 percent of our revenues come from oil.
167
646000
3000
sektördü: Gelirlerimizin %70'ini petrolden sağlıyoruz.
10:49
We de-linked that, and once we did it, we began to budget
168
649000
4000
Bu bağlantıyı kestik ve ardından petrol fiyatından
10:53
at a price slightly lower than the oil price
169
653000
3000
daha düşük bir fiyatla bütçemizi ayarlamaya başladık
10:56
and save whatever was above that price.
170
656000
4000
ve bunun üzerindekilerden tasarrufa gittik.
11:01
We didn't know we could pull it off; it was very controversial.
171
661000
3000
Bunu becerip beceremeyeceğimizi bilmiyorduk; oldukça çekişmeliydi.
11:04
But what it immediately did was that the volatility
172
664000
3000
Ama ilk etkisi, ekonomik gelişimimiz açısından
11:07
that had been present in terms of our economic development --
173
667000
3000
oluşan fiyat dalgalanmaları oldu,
11:10
where, even if oil prices were high, we would grow very fast.
174
670000
4000
petrol fiyatları yükselse bile, biz çok hızlı bir şekilde büyüyecektik.
11:14
When they crashed, we crashed.
175
674000
2000
Onlar battığında, biz de battık.
11:16
And we could hardly even pay anything, any salaries, in the economy.
176
676000
4000
Ve neredeyse hiçbir şeyi, hiçbir maaşı ödeyemiyorduk.
11:21
That smoothened out. We were able to save, just before I left,
177
681000
4000
Bu sorun çözüldü. Ben ayrılmadan önce 27 trilyon dolar tasarruf etmeyi
11:25
27 billion dollars. Whereas -- and this went to our reserves --
178
685000
6000
başardık. Bunu rezervlerimize ekledik--
11:31
when I arrived in 2003, we had seven billion dollars in reserves.
179
691000
4000
Ben 2003 yılında geldiğim zaman, rezervlerimizde 7 trilyon dolarımız vardı.
11:36
By the time I left, we had gone up to almost 30 billion dollars. And
180
696000
3000
Benim gideceğim zamana yakın neredeyse 30 trilyon dolara kadar çıkmıştık.
11:39
as we speak now, we have about 40 billion dollars in reserves
181
699000
3000
şu an konuşurken, maliyemizin doğru yönetimi sayesinde
11:43
due to proper management of our finances.
182
703000
4000
neredeyse 40 trilyon dolar rezervimiz var.
11:48
And that shores up our economy, makes it stable.
183
708000
3000
Ve bu ekonomimizi destekliyor, istikrarlı hale getiriyor.
11:51
Our exchange rate that used to fluctuate all the time
184
711000
3000
Sürekli dalgalanan döviz kurumuz
11:54
is now fairly stable and being managed so that business people
185
714000
4000
artık oldukça sabit ve idare ediliyor, dolayısıyla iş adamları
11:58
have a predictability of prices in the economy.
186
718000
5000
ekonomideki fiyatları tahmin edebiliyorlar.
12:05
We brought inflation down from 28 percent to about 11 percent.
187
725000
4000
Enflasyonu yüzde 28 oranından yüzde 11 oranına kadar düşürdük.
12:11
And we had GDP grow from an average of 2.3 percent the previous decade
188
731000
6000
Ve geçen on yıllarda yüzde 2, 3 ortalaması olan GSYİH değerini
12:17
to about 6.5 percent now.
189
737000
3000
şimdilerde yüzde 6,5 oranına çıkardık.
12:21
So all the changes and reforms we were able to make
190
741000
3000
Yani yapmayı başardığımız bütün değişimler ve gelişimler
12:24
have shown up in results that are measurable in the economy.
191
744000
3000
ekonomide ölçülebilir sonuçlar beraberinde getirdi.
12:27
And what is more important, because we want to get away from oil
192
747000
4000
Ve daha da önemlisi, petrolden uzaklaşmak ve değişiklik
12:31
and diversify -- and there are so many opportunities
193
751000
2000
yapmak istediğimiz için, tıpkı Afrika’nın birçok ülkesinde olduğu gibi
12:33
in this one big country, as in many countries in Africa --
194
753000
3000
bu tek büyük ülkede o kadar çok imkân var ki--
12:38
what was remarkable is that much of this growth came
195
758000
3000
Bu büyümelerin çoğunun sadece petrol sektöründen değil de,
12:41
not from the oil sector alone, but from non-oil.
196
761000
3000
petrol olmayan sektörlerden gelmiş olması dikkat çekiciydi.
12:44
Agriculture grew at better than eight percent.
197
764000
3000
Tarım yüzde 8 daha da yükseldi.
12:47
As telecoms sector grew, housing and construction,
198
767000
4000
Telekom sektörü büyüdükçe, konut ve inşaat sektörü de büyüdü
12:51
and I could go on and on. And this is to illustrate to you that
199
771000
5000
ve bu şekilde devam edebilirim. Ve bunu sizlere
12:56
once you get the macro-economy straightened out,
200
776000
2000
bir defa makro-ekonomiyi düzelttiğiniz zaman
12:58
the opportunities in various other sectors are enormous.
201
778000
4000
çeşitli diğer sektörlerdeki imkanların da o derece büyüdüğünü göstermek için anlattım.
13:03
We have opportunities in agriculture, like I said.
202
783000
3000
Söylediğim gibi, tarımda imkanlarımız var.
13:06
We have opportunities in solid minerals. We have a lot of minerals
203
786000
4000
Katı minerallerde imkanlarımız var. Hiç kimsenin şimdiye dek yatırım
13:10
that no one has even invested in or explored. And we realized
204
790000
3000
yapmadığı veya keşfetmediği katı minerallerimiz var. Ve
13:13
that without the proper legislation to make that possible,
205
793000
3000
bunu mümkün kılmak için uygun yasalar olmadıkça,
13:16
that wouldn't happen. So we've now got a mining code
206
796000
3000
bunun gerçekleşmeyeceğini anladık. Artık şimdi dünyadaki
13:19
that is comparable with some of the best in the world.
207
799000
3000
en iyi madencilikte emniyet kurallarına eş değerde kurallarımız var.
13:23
We have opportunities in housing and real estate.
208
803000
2000
Konut ve gayrimenkul sektöründe fırsatlar var.
13:25
There was nothing in a country of 140 million people --
209
805000
3000
140 milyon nüfusa sahip bir ülkede hiçbir şey yoktu,
13:29
no shopping malls as you know them here.
210
809000
5000
burada bildiğiniz alışveriş merkezleri yoktu.
13:35
This was an investment opportunity for someone
211
815000
3000
İnsanların heyecanını uyandıran biri için
13:38
that excited the imagination of people.
212
818000
2000
burası bir yatırım fırsatıydı.
13:41
And now, we have a situation in which the businesses in this mall
213
821000
3000
Ve şimdi, bu alışveriş merkezindeki işyerlerinin,
13:44
are doing four times the turnover that they had projected.
214
824000
3000
beklenilen cirodan dört kat fazlasını yaptıkları bir durum söz konusu.
13:48
So, huge things in construction, real estate,
215
828000
3000
Yani, inşaatta, emlakta,
13:51
mortgage markets. Financial services:
216
831000
2000
mortgage piyasasında büyük şeyler oluyor. Finansal hizmetler:
13:54
we had 89 banks. Too many not doing their real business.
217
834000
4000
89 tane bankamız vardı. Aralarında kendi gerçek işlerini yapmayan çok banka vardı.
13:58
We consolidated them from 89 to 25 banks by requiring
218
838000
4000
Bu 89 bankayı 25 bankaya düşürerek birleştirdik
14:02
that they increase their capital -- share capital.
219
842000
5000
ve sermayelerini arttırmalarını, sermayelerini paylaşmalarını talep ettik.
14:07
And it went from about 25 million dollars to 150 million dollars.
220
847000
5000
Ve 25 milyon doları 150 milyon dolara çıkardık.
14:12
The banks -- these banks are now consolidated, and that strengthening
221
852000
4000
Artık birleştirilmiş durumdaki bu bankalar ve
14:16
of the banking system has attracted a lot of investment from outside.
222
856000
4000
bankacılık sisteminin güçlendirilmesi dışarıdan birçok yatırım çekti.
14:20
Barclays Bank of the U.K. is bringing in 500 million.
223
860000
4000
İngiltere'nin Barclays Bank'ı 500 milyon değerinde yatırım yapıyor.
14:24
Standard Chartered has brought in 140 million.
224
864000
4000
Standard Chartered 140 milyon değerinde yatırım yaptı.
14:28
And I can go on. Dollars, on and on, into the system.
225
868000
3000
Ve böyle devam edebilirim. Dolarlar gittikçe sisteme girdi.
14:31
We are doing the same with the insurance sector.
226
871000
2000
Sigorta sektöründe de aynı şeyi yapıyoruz.
14:33
So in financial services, a great deal of opportunity.
227
873000
3000
Yani finansal hizmetlerde, çok büyük imkanlar var.
14:36
In tourism, in many African countries, a great opportunity.
228
876000
6000
Turizmde, birçok Afrika ülkesinde, büyük imkanlar var.
14:42
And that's what many people know East Africa for:
229
882000
3000
Ve birçok insan Doğu Afrika'yı bunlarla tanıyor:
14:46
the wildlife, the elephants, and so on.
230
886000
3000
vahşi yaşam, filler, vesaire.
14:49
But managing the tourism market in a way
231
889000
2000
Ama turizm piyasasının, insanlara gerçekten yarar sağlanabilecek şekilde
14:51
that can really benefit the people is very important.
232
891000
3000
idare edilmesi oldukça önemli.
14:55
So what am I trying to say? I'm trying to tell you
233
895000
3000
Yani ne söylemeye çalışıyorum? Sizlere
14:58
that there's a new wave on the continent.
234
898000
3000
kıtada yeni bir dalganın olduğunu söylemeye çalışıyorum.
15:01
A new wave of openness and democratization in which, since 2000,
235
901000
5000
Açıklık ve demokratikleştirme konularında yeni bir dalga ve 2000 yılından beri
15:06
more than two-thirds of African countries have had
236
906000
2000
Afrika ülkelerinin üçte ikisinden fazlası
15:08
multi-party democratic elections.
237
908000
2000
çok partili demokratik seçimler yaptı.
15:11
Not all of them have been perfect, or will be,
238
911000
3000
Bunların hepsi mükemmel değildi veya mükemmel olmayacak
15:14
but the trend is very clear.
239
914000
2000
ancak trend çok bariz.
15:16
I'm trying to tell you that since the past three years,
240
916000
4000
Sizlere, son üç yıldan beri
15:20
the average rate of growth on the continent has moved
241
920000
3000
kıtadaki ortalama büyüme oranının
15:23
from about 2.5 percent to about five percent per annum.
242
923000
4000
yıllık yüzde 2,5'ten yüzde 5'e çıktığını anlatmaya çalışıyorum.
15:27
This is better than the performance of many OECD countries.
243
927000
4000
Bu birçok OECD ülkesinden çok daha iyi bir performanstır.
15:32
So it's clear that things are changing.
244
932000
4000
Yani değişikliklerin gerçekleştiği bariz.
15:36
Conflicts are down on the continent;
245
936000
2000
Kıtadaki iç savaşlar azaldı;
15:39
from about 12 conflicts a decade ago,
246
939000
2000
on yıl önce 12 iç savaş var iken,
15:41
we are down to three or four conflicts --
247
941000
2000
şimdi üç ila dört iç savaş kaldı.
15:43
one of the most terrible, of course, of which is Darfur.
248
943000
3000
En kötülerinden biri elbette ki Darfur iç savaşı.
15:46
And, you know, you have the neighborhood effect where
249
946000
3000
Ve bilirsiniz, komşu etkisi diye bir şey söz konusu,
15:49
if something is going on in one part of the continent,
250
949000
2000
eğer kıtanın bir yerinde bir şeyler oluyorsa,
15:51
it looks like the entire continent is affected.
251
951000
3000
sanki bütün kıtada oluyormuş gibi görünür.
15:54
But you should know that this continent is not --
252
954000
3000
Ama bilmelisiniz ki bu kıta,
15:57
is a continent of many countries, not one country.
253
957000
6000
birçok ülkeden oluşan bir kıta, tek bir ülkeden değil.
16:03
And if we are down to three or four conflicts,
254
963000
2000
Ve üç ila dört iç savaşa düşmüş olmamız,
16:05
it means that there are plenty of opportunities to invest
255
965000
3000
pek çok fırsatın olduğu istikrarlı,
16:08
in stable, growing, exciting economies
256
968000
7000
büyüyen, heyecan verici ekonomilere birçok
16:15
where there's plenty of opportunity.
257
975000
3000
yatırım yapma imkanının olduğu anlamına geliyor.
16:19
And I want to just make one point about this investment.
258
979000
4000
Ve bu yatırımlar hakkında bir noktaya değinmek istiyorum.
16:24
The best way to help Africans today
259
984000
2000
Günümüzde Afrikalılara yardım etmenin en iyi yolu
16:27
is to help them to stand on their own feet.
260
987000
3000
onlara kendi ayakları üzerinde durmaları için yardım etmektir.
16:30
And the best way to do that is by helping create jobs.
261
990000
4000
Ve bunu en iyi şekilde iş olanakları yaratmalarına yardım ederek yapabilirsiniz.
16:35
There's no issue with fighting malaria and putting money in that
262
995000
4000
Sıtma hastalığına karşı savaşmanız ve buna para harcamanız
16:39
and saving children's lives. That's not what I'm saying. That is fine.
263
999000
4000
ve çocukların hayatlarını kurtarmanız sorun değil. Ben bunu söylemiyorum. Bu hoş.
16:44
But imagine the impact on a family: if the parents can be employed
264
1004000
4000
Ama bir aile üzerinde yarattığı etkiyi düşünün: eğer veliler işe alınırsa
16:48
and make sure that their children go to school,
265
1008000
2000
ve çocuklarının okula gitmelerini sağlayabilirlerse
16:50
that they can buy the drugs to fight the disease themselves.
266
1010000
3000
o zaman bu hastalıklarla savaşmak için ilaçları kendileri satın alabilirler.
16:53
If we can invest in places where you yourselves make money
267
1013000
4000
Sizin paralarınızı kendinizin kazanabildiğiniz yerlere yatırım yapabilirsek eğer,
16:57
whilst creating jobs and helping people stand on their own feet,
268
1017000
5000
ve onlara iş olanakları oluşturup, kendi ayakları üzerinde durmaları için yardım edersek,
17:02
isn't that a wonderful opportunity? Isn't that the way to go?
269
1022000
5000
bu muhteşem bir imkan olmaz mı? Bu takip etmemiz gereken yol değil mi?
17:07
And I want to say that some of the best people to invest in
270
1027000
3000
Ve kıtada yatırım yapılabilecek en iyi insanlar
17:10
on the continent are the women.
271
1030000
2000
kadınlardır.
17:13
(Applause)
272
1033000
7000
(Alkış.)
17:20
I have a CD here. I'm sorry that I didn't say anything on time.
273
1040000
5000
Bir CD’m var. Hiçbir şeyi vaktinde söylemediğim için kusura bakmayın.
17:25
Otherwise, I would have liked you to have seen this.
274
1045000
2000
Tam aksine, bunu seyretmiş olmanızı isterdim.
17:27
It says, "Africa: Open for Business."
275
1047000
3000
Konusu "Afrika: Ticarete Açık."
17:31
And this is a video that has actually won an award
276
1051000
3000
Ve bu video yakın zaman önce yılın en iyi
17:34
as the best documentary of the year.
277
1054000
2000
belgesel ödülünü aldı.
17:36
Understand that the woman who made it
278
1056000
2000
Bunu yapan kadınların Tanzanya'da olacağını anlamalısınız,
17:38
is going to be in Tanzania, where they're having the session in June.
279
1058000
5000
orada haziran ayında toplantı yapacaklar.
17:44
But it shows you Africans, and particularly African women, who
280
1064000
5000
Ama Afrikalıları gösteriyor ve özellikle de,
17:49
against all odds have developed businesses, some of them world-class.
281
1069000
5000
bütün farklara rağmen şirketler kuran, bazıları ise dünya çapında şirketler kuran Afrikalı kadınlarını gösteriyor.
17:54
One of the women in this video, Adenike Ogunlesi,
282
1074000
3000
Bu videodaki kadınlardan biri, Adenike Ogunlesi,
17:57
making children's clothes --
283
1077000
2000
çocuk kıyafetleri tasarlıyor.
17:59
which she started as a hobby and grew into a business.
284
1079000
5000
Bu işe bir hobi olarak başlamış ve bir şirket haline dönüşmüş.
18:04
Mixing African materials, such as we have,
285
1084000
3000
Elimizde olan Afrika malzemelerini
18:08
with materials from elsewhere.
286
1088000
1000
başka yerlerden gelen malzemeler ile birleştiriyor.
18:09
So, she'll make a little pair of dungarees with corduroys,
287
1089000
5000
Şimdi, Afrika malzemeleri ile birleştirmiş olduğu fitilli kumaştan
18:14
with African material mixed in. Very creative designs,
288
1094000
4000
küçük bir kot pantolon tasarlayacak. Çok yaratıcı tasarımlar.
18:20
has reached a stage where she even had an order from Wal-Mart.
289
1100000
3000
Öyle bir seviyeye gelmiş ki Wal-Mart'tan bile sipariş almış.
18:24
(Laughter)
290
1104000
1000
(Gülüşmeler.)
18:26
For 10,000 pieces.
291
1106000
2000
10,000 adet kadar.
18:29
So that shows you that we have people who are capable of doing.
292
1109000
4000
Dolayısıyla, bu size bizlerde de bunları yapmaya ehilli olan insanların olduğunu gösteriyor.
18:33
And the women are diligent. They are focused; they work hard.
293
1113000
5000
Ve kadınlar çalışkandır: dikkatlidirler; harıl harıl çalışırlar.
18:38
I could go on giving examples:
294
1118000
2000
Sizlere örnek vermeye devam edebilirim:
18:40
Beatrice Gakuba of Rwanda, who opened up a flower business
295
1120000
4000
Ruanda'dan Beatrice Gakuba, bir çiçekçilik işyeri açtı
18:44
and is now exporting to the Dutch auction in Amsterdam each morning
296
1124000
5000
ve şimdi her sabah Amsterdam'daki Hollanda ihalelerine ihracat yapıyor,
18:49
and is employing 200 other women and men to work with her.
297
1129000
4000
ve yanında 200 kadın ve erkek çalıştırıyor.
18:54
However, many of these are starved for capital to expand,
298
1134000
4000
Herneyse ama bunların çoğunun büyüyebilmek için sermayeye ihtiyaçları var,
18:59
because nobody believes outside of our countries
299
1139000
3000
çünkü bizim ülkelerimiz dışında hiç kimse
19:02
that we can do what is necessary. Nobody thinks in terms of a market.
300
1142000
5000
gerekli olan şeyleri yapabileceğimize inanmıyor. Hiç kimse piyasa açısından düşünmüyor.
19:07
Nobody thinks there's opportunity.
301
1147000
3000
Hiç kimse bu imkanları düşünmüyor.
19:10
But I'm standing here saying that those who miss the boat now,
302
1150000
3000
Ama burada durup şunu söylüyorum: Şu anda gemiyi kaçıranlar,
19:13
will miss it forever.
303
1153000
2000
ömür boyu kaçıracaklar.
19:15
So if you want to be in Africa, think about investing.
304
1155000
6000
Yani Afrika'da olmak istiyorsanız yatırım yapmayı düşünün.
19:22
Think about the Beatrices, think about the Adenikes of this world,
305
1162000
6000
Bu dünyadaki Beatrice'leri düşünün, Adenike'leri düşünün,
19:28
who are doing incredible things, that are bringing them
306
1168000
3000
onlar, kendilerini küresel ekonomiye getiren muhteşem şeyler yaparken
19:31
into the global economy, whilst at the same time making sure
307
1171000
3000
aynı zamanda erkek ve bayan arkadaşlarının
19:34
that their fellow men and women are employed,
308
1174000
3000
çalışmalarını sağlıyorlar
19:37
and that the children in those households get educated
309
1177000
2000
ve bu ailelerin çocuklarının eğitilmesini sağlıyorlar
19:39
because their parents are earning adequate income.
310
1179000
3000
çünkü velileri bunun için yeterli para kazanıyor.
19:43
So I invite you to explore the opportunities.
311
1183000
4000
Dolayısıyla, sizleri fırsatları keşfetmeye davet ediyorum.
19:48
When you go to Tanzania, listen carefully,
312
1188000
4000
Tanzanya'ya gittiğiniz zaman, dikkatlice dinleyin,
19:52
because I'm sure you will hear of the various openings that there will be
313
1192000
4000
çünkü eminim ki size kıtanın, insanların ve sizin
19:56
for you to get involved in something that will do good
314
1196000
5000
faydanıza olacak bir şeylere katılmanız için
20:01
for the continent, for the people and for yourselves.
315
1201000
5000
çeşitli fırsatlardan bahsedilecektir.
20:06
Thank you very much.
316
1206000
1000
Çok teşekkür ederim.
20:07
(Applause)
317
1207000
8000
(Alkış.)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7