The mystery box | JJ Abrams

J.J. Abrams'ın gizemli kutusu

934,754 views ・ 2008-01-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Kemal Seçkin Gözden geçirme: Hakan Ergin
00:12
Here's my thing.
0
12800
1896
Bugün üzerinde konuşacağım şey - bir saniye, evet işte.
00:14
Hold on. There I go. Hey.
1
14720
1200
00:18
I want to start today -- talk about the structure of a polypeptide.
2
18240
3206
Evet, bugün bir polipeptidin yapısını anlatarak başlayacağım. (Kahkaha)
00:21
(Laughter)
3
21470
2346
00:23
I get a lot of people asking me, in terms of "Lost," you know,
4
23840
4176
Birçok insan bana Lost ile alakalı şeyler soruyor.
00:28
"What the hell's that island?"
5
28040
1456
"O adada neler oluyor?"
00:29
You know, it's usually followed by,
6
29520
2936
ve genellikle soruyu şu takip ediyor:
00:32
"No, seriously, what the hell is that island?"
7
32480
2176
"Yok, gerçekten, o adada neler oluyor?"
00:34
Why so many mysteries?
8
34680
1256
(Kahkaha)
00:35
What is it about mystery that I seem to be drawn to?
9
35960
3360
Neden bu kadar gizem?
00:39
And I was thinking about this, what to talk about at TED.
10
39920
2696
Aslında bunun hakkında düşünüyordum. TED'de ne konuşsam diye...
00:42
When I talked to the kind rep from TED,
11
42640
3176
TED temsilcisiyle konuşurken ona dedim ki:
00:45
and I said, "Listen, you know, what should I talk about?"
12
45840
2696
"Baksana, sence ne hakkında konuşmalıyım?"
00:48
He said, "Don't worry about it. Just be profound."
13
48560
2376
O da bana: "Endişe etmene gerek yok, içten ol yeter." dedi.
00:50
(Laughter)
14
50960
1296
(Kahkaha) Bu beni gerçekten rahatlattı.
00:52
And I took enormous comfort in that.
15
52280
1736
00:54
So thank you, if you're here.
16
54040
1616
Eğer buradaysan, sana çok teşekkür ederim.
00:55
I was trying to think, what do I talk about? Good question.
17
55680
2816
Ne hakkında konuşmam gerektiği üzerine düşünüyordum.
00:58
Why do I do so much stuff that involves mystery?
18
58520
2256
Neden gizem içeren bu kadar çok şey yapıyorum? Bunun cevabını aramaya başladım.
01:00
And I started trying to figure it out.
19
60800
1856
01:02
And I started thinking about why do I do any of what I do,
20
62680
2736
Ve yaptığım her işi neden yaptığımı düşünmeye başladım.
sonra da dedem aklıma geldi.
01:05
and I started thinking about my grandfather.
21
65440
2096
Dedemi çok severdim. Adı Harry Kelvin'di.
01:07
I loved my grandfather.
22
67560
1776
01:09
Harry Kelvin was his name, my mother's father.
23
69360
3096
01:12
He died in 1986. He was an amazing guy.
24
72480
2736
Annemin babasıydı. 1986'da yaşamını yitirdi. İnanılmaz bir adamdı.
01:15
And one of the reasons he was amazing:
25
75240
1855
İnanılmaz olmasının nedenlerinden biri de,
01:17
After World War II, he began an electronics company.
26
77119
2429
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir elektronik firmasını kurdu.
01:19
He started selling surplus parts, kits, to schools and stuff.
27
79572
4564
Okullara falan yedek parça ve kitler satmaya başladı.
01:24
So he had this incredible curiosity.
28
84160
1776
Bu tür şeylere inanılmaz bir merakı vardı. Çocukken
01:25
As a kid, I saw him come over to me
29
85960
1896
01:27
with radios and telephones and all sorts of things.
30
87880
2416
bana radyo, telefon ve bunun gibi şeyler getirir,
01:30
And he'd open them up, he'd unscrew them and reveal the inner workings --
31
90320
3456
onların içini açardı. Vidalarını sökerdi ve çoğumuzun kanıksadığı
01:33
which many of us, I'm sure, take for granted.
32
93800
2136
iç düzenekleri gösterirdi.
01:35
But it's an amazing gift to give a kid.
33
95960
2576
Ama bu bir çocuğa verilebilecek harika bir hediyeydi.
01:38
To open up this thing and show how it works
34
98560
2576
O şeylerin içini açmak, nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını ve ne olduklarını göstermek...
01:41
and why it works and what it is.
35
101160
1616
01:42
He was the ultimate deconstructor, in many ways.
36
102800
2976
Bir çok açıdan o tam bir çözümlemeciydi.
01:45
And my grandfather was a kind of guy who would not only take things apart,
37
105800
6256
Büyükbabam sadece eşyaların içini açmakla kalmıyor,
01:52
but he got me interested in all sorts of different odd crafts,
38
112080
3256
aynı zamanda benim de garip şeylere ilgi duymamı sağlıyordu.
01:55
like, you know, printing, like the letter press.
39
115360
3136
Örneğin, baskı işleri, tipo baskı gibi, matbaa işine kafayı takmış durumdayım.
01:58
I'm obsessed with printing.
40
118520
1376
01:59
I'm obsessed with silk-screening and bookbinding and box making.
41
119920
3456
Kumaş baskı, ciltleme ve kutu yapımı konusunda takıntılıyım.
02:03
When I was a kid, I was always, like, taking apart boxes and stuff.
42
123400
4256
Çocukken, her zaman kutuları ve bunun gibi şeyleri parçalardım.
02:07
And last night in the hotel, I took apart the Kleenex box.
43
127680
2736
Dün akşam da otelde bu Kleenex kutusunu parçaladım.
02:10
I was just looking at it. And I'm telling you --
44
130440
2336
Sadece kutuya bakıyordum. Dediğim gibi... Bu...Bu harika birşey.
02:12
(Laughter)
45
132800
1416
02:14
It's a beautiful thing. I swear to God.
46
134240
1896
Yemin ederim. Yani, kutuya baktığınızda, nasıl çalıştığını anlıyorsunuz.
02:16
I mean, when you look at the box and you sort of see how it works.
47
136160
3136
İşte Rives, onunla yıllar önce bir kitap fuarında tanıştım, fırlayan kitaplar yapıyordu.
02:19
Rives is here, and I met him years ago at a book fair;
48
139320
2575
02:21
he does pop-up books.
49
141919
1217
02:23
And I'm obsessed with engineering of paper.
50
143160
2056
Taktım kafayı, sanki, kağıt mühendisliği gibi.
02:25
The scoring of it, the printing of it,
51
145240
1856
Ama daha ziyade çizimi, basımı, yapışan yerleri,
02:27
where the thing gets glued, the registration marks for the ink.
52
147120
2976
işte mürekkep işaretleri. Kutuları seviyorum.
02:30
I just love boxes.
53
150120
1216
02:31
My grandfather was the guy
54
151360
1256
Aslında büyükbabam, yani...
02:32
who kind of got me into all sorts of these things.
55
152640
2776
benim bu cins şeylerle alakalı olmamı sağlayan kişi.
02:35
He would also supply me with tools.
56
155440
1696
Aynı zamanda bana alet edevat da verirdi.
02:37
He was this amazing encourager -- this patron, sort of, to make stuff.
57
157160
5576
İnanılmaz cesaret verirdi -- göz kulak olurdu, birşeyler yapmak için.
02:42
And he got me a Super 8 camera when I was 10 years old.
58
162760
3536
10 yaşıma geldiğimde bana bir Super 8 kamera hediye etti.
02:46
And in 1976, that was sort of an anomaly,
59
166320
2496
1976 için bu biraz alışılmadık bir durum,
02:48
to be a 10-year-old kid that had access to a camera.
60
168840
2976
yani, 10 yaşındaki bir çocuğun kamerası olması.
02:51
And you know, he was so generous; I couldn't believe it.
61
171840
3616
Ama, o kadar cömertti ki, inanamamıştım.
02:55
He wasn't doing it entirely without some manipulation.
62
175480
3456
Bütün bunları hiçbir dış etki olmadan yapıyor değildi.
02:58
I mean, I would call him, and I'd be like,
63
178960
2016
Demek istediğim onu arardım ve derdim ki;
"Büyükbaba, bu kameraya gerçekten ihtiyacım var
03:01
"Listen, Grandpa, I really need this camera.
64
181000
2536
03:03
You don't understand. This is, like, I want to make movies.
65
183560
2776
"Anlamıyorsun, yani böyle filmler falan çekmek istiyorum.
03:06
I'll get invited to TED one day --"
66
186360
2376
"Bir gün TED'e davet edileceğim, falan..." (Kahkaha)
03:08
(Laughter)
67
188760
1016
03:09
And, you know, my grandmother was the greatest.
68
189800
2216
Ninem de harika bir kadındı.
03:12
Because she'd be like, you know -- she'd get on the phone.
69
192040
2736
O da şöyle ki - telefonu alırdı
03:14
She'd be like, "Harry, it's better than the drugs.
70
194800
3696
ve "Harry, bu uyuşturucudan daha iyi sonuçta. Yani bunu yapsa....."
03:18
She was fantastic.
71
198520
1964
Olağanüstüydü. (Kahkaha)
03:20
So I found myself getting this stuff, thanks to her assist,
72
200508
3228
Sonra kendimi -onun da yardımıyla-
03:23
and suddenly, you know,
73
203760
1256
bunlar elimdeyken buldum ve birden
03:25
I had a synthesizer when I was 14 years old --
74
205040
3096
14 yaşındayım ve bir orgum var - işte böyle şeyler,
03:28
this kind of stuff.
75
208160
1216
03:29
And it let me make things, which, to me, was sort of the dream.
76
209400
4056
ve ortaya birşeyler çıkartıyordum, bu benim için bir nevi rüyaydı.
03:33
He sort of humored my obsession to other things too, like magic.
77
213480
3536
Başka şeylere olan takıntılarıma da bir şekilde ayak uyduruyordu, mesela sihir.
03:37
The thing is, we'd go to this magic store in New York City
78
217040
2736
Hikaye şu, New York'ta Lou Tannen Sihircisi diye bir sihir dükkanına gittik
03:39
called Lou Tannen's Magic.
79
219800
1376
03:41
It was this great magic store.
80
221200
1456
Müthiş bir sihir dükkanıydı. Şehir merkezinde dandik küçük bir binadaydı.
03:42
It was a crappy little building in Midtown,
81
222680
2016
03:44
but you'd be in the elevator, the elevator would open --
82
224720
2656
ama asansörle çıkarsınız, kapılar bir açılır --
işte böyle küçük, minik bir sihir dükkanı. Sihir dükkanındasınız.
03:47
there'd be this little, small magic store.
83
227400
2056
03:49
You'd be in the magic store. And it was a magical place.
84
229480
2656
ve orası gerçekten, sihirli bir yerdi.
Neyse, ordan bu cins sihir oyunları alırdım. Hah, burda. Göstereyim.
03:52
So I got all these magic tricks. Here. I'll show you.
85
232160
2496
Böyle şeyler işte. Sonra şöyle yapıyorsun, tamam mı?
03:54
This is the kind of thing. So it would be like, you know.
86
234680
2856
03:57
Which is good, but now I can't move.
87
237560
1816
Güzel, ama şimdi hareket edemiyorum.
03:59
Now, I have to do the rest of the thing like this.
88
239400
2416
Şimdi, geri kalanında şöyle bir şey yapmam lazım, mesela
04:01
I'm like, "Oh, wow. Look at my computer over there!"
89
241840
2456
işte "Aaa! Bak bilgisayarıma!" falan diyeceğim. (Kahkaha)
04:04
(Laughter)
90
244320
2216
Her neyse, sihir dükkanından aldığım şeylerden bir tanesi de buydu:
04:06
So one of the things that I bought at the magic store was this:
91
246560
3376
04:09
Tannen's Mystery Magic Box.
92
249960
1776
Tannen'ın Gizemli Sihir Kutusu
04:11
The premise behind the Mystery Magic Box was the following:
93
251760
2776
Gizemli sihir kutusunun asıl olayı da şuydu:
04:14
15 dollars buys you 50 dollars worth of magic.
94
254560
3760
15 dolara 50 dolarlık sihir alın.
04:19
Which is a savings.
95
259240
1216
Yani tasarruf. (Kahkaha)
04:20
(Laughter)
96
260480
1856
04:22
Now, I bought this decades ago and I'm not kidding.
97
262360
2416
Neyse, bunu asırlar önce aldım ve dalga geçmiyorum.
04:24
If you look at this, you'll see it's never been opened.
98
264800
2616
Buna bakarsanız hiç açılmamış olduğunu göreceksiniz.
04:27
But I've had this forever.
99
267440
2136
Ama kendimi bildim bileli bendedir.
04:29
Now, I was looking at this,
100
269600
1336
04:30
it was in my office, as it always is, on the shelf,
101
270960
2416
Neyse, ofiste buna baktım, her zaman olduğu gibi rafta duruyordu,
ve neden hiç açmadığımı düşündüm.
04:33
and I was thinking, why have I not opened this?
102
273400
3376
04:36
And why have I kept it?
103
276800
1240
Niye sakladım? Çünkü çöpçü sayılmam. Herşeyi saklamam,
04:38
Because I'm not a pack rat.
104
278800
1336
04:40
I don't keep everything,
105
280160
1216
04:41
but for some reason I haven't opened this box.
106
281400
2176
ama bir şekilde bu kutuyu açmamışım.
04:43
And I felt like there was a key to this, somehow,
107
283600
2336
Bir şekilde anahtarın bu olduğunu hissettim,
04:45
in talking about something at TED that I haven't discussed before,
108
285960
3376
TED'de anlatacağım şeyin ve daha önce bundan bahsedip
04:49
and bored people elsewhere.
109
289360
2216
insanların canını başka bir yerde sıkmamıştım.
04:51
So I thought, maybe there's something with this.
110
291600
2256
Dedim ki, bununla ilgili birşeyler var. Düşünmeye başladım.
04:53
And there was this giant question mark.
111
293880
1896
Bir de üzerinde bu kocaman soru işareti var. Tasarımını seviyorum, tam da
04:55
I love the design, for what it's worth, of this thing.
112
295800
2536
buna uygun. Düşünmeye başladım, acaba neden açmadım?
04:58
And I started thinking, why haven't I opened it?
113
298360
2256
Farkettim ki açmadım, çünkü benim için çok önemli bir anlamı var.
05:00
And I realized that I haven't opened it
114
300640
1896
05:02
because it represents something important -- to me.
115
302560
2576
Dedemi temsil ediyor.
05:05
It represents my grandfather.
116
305160
1400
05:07
Am I allowed to cry at TED?
117
307520
1376
TED' de ağlanabiliyor mu? Çünkü... - Yok ağlamayacağım. Ama- (Kahkaha)
05:08
Because -- no, I'm not going to cry.
118
308920
1715
05:10
(Laughter)
119
310659
1157
05:11
But --
120
311840
1151
05:13
(Laughter)
121
313015
3721
05:16
The thing is that it represents infinite possibility.
122
316760
3400
--konu şu ki, bu kutu sonsuz olasılığı temsil ediyor.
05:20
It represents hope. It represents potential.
123
320880
2176
Bu kutu umudu simgeliyor. Potansiyeli simgeliyor.
05:23
And what I love about this box,
124
323080
2040
Ve bu kutunun en sevdiğim yanı,
05:25
and what I realize I sort of do in whatever it is that I do,
125
325880
3640
- anlıyorum ki yaptığım her tür işte bir şekilde kendimi
05:30
is I find myself drawn to infinite possibility,
126
330640
4976
sonsuz olasılıklar dünyasında buluyorum - bu potansiyel hissi.
05:35
that sense of potential.
127
335640
1216
05:36
And I realize that mystery is the catalyst for imagination.
128
336880
2776
Ve anladım ki gizem, hayal gücü için en iyi katalizör.
05:39
Now, it's not the most ground-breaking idea,
129
339680
2096
Bu tabii ki çığır açan bir fikir değil,
05:41
but when I started to think that maybe there are times
130
341800
2576
ama buna olan ilgim, zaman zaman gizemin bilgiden daha önemli
05:44
when mystery is more important than knowledge.
131
344400
2176
olabileceğini düşünmemle başladı.
05:46
I started getting interested in this.
132
346600
1816
05:48
And so I started thinking about "Lost" and the stuff that we do,
133
348440
3016
Sonra "Lost" ve diğer yaptığımız şeyler hakkında düşünmeye başladım,
ve farkettim ki, Aman Tanrım! Yaptığım her işte gizemli kutular var!
05:51
and I realized, oh my God, mystery boxes are everywhere in what I do!
134
351480
3496
Mesela "Lost"u yaratırken, diziyi beraber yarattığımız
05:55
In the creation of "Lost," Damon Lindelof and I,
135
355000
2416
05:57
who created the show with me,
136
357440
1416
Damon Lindelof ve ben, temelde diziyi yaratırken oldukça kısıtlı bir
05:58
we were basically tasked with creating this series
137
358880
3136
06:02
that we had very little time to do.
138
362040
1696
zamanımız vardı. 11 buçuk hafta içinde yazmamız, oyuncuları bulmamız,
06:03
We had 11 and a half weeks
139
363760
1496
06:05
to write it, cast it, crew it, shoot it, cut it, post it, turn in a two-hour pilot.
140
365280
4776
ekibi kurmamız, çekmemiz, kurgulamamız, hazırlayıp 2 saatlik bir pilot bölüm yapmamız gerekiyordu.
06:10
So it was not a lot of time.
141
370080
1376
Yani pek uzun bir zaman sayılmaz. Bir de olasılıklar dünyası - neler yapılabilir?
06:11
And that sense of possibility -- what could this thing be?
142
371480
2776
06:14
There was no time to develop it.
143
374280
1576
Bunları geliştirmek için zaman yoktu.
06:15
I'm sure you're all familiar with people
144
375880
1936
Eminim hepiniz bu tip insanlara aşinasınızdır
06:17
who tell you what you can't do and what you should change.
145
377840
2736
size yapamayacaklarınızı ve değiştirmeniz gerekenleri söylerler.
Bir de bunlar için zaman yok; aslında bu heyecan verici durum.
06:20
There was no time for that, which is kind of amazing.
146
380600
2496
Sonra bu diziyi yaptık, diziyi bilmeyenler ya da hiç seyretmemiş
06:23
And so we did this show,
147
383120
1256
06:24
and for those of you who haven't seen it, or don't know it,
148
384400
2776
olanlar için deneme bölümünden bu küçük parçayı gösterebilirim,
06:27
I can show you one little clip from the pilot,
149
387200
2336
06:29
just to show you some stuff that we did.
150
389560
2216
yaptığımız şeylerden bir kısmını paylaşmak için.
06:31
(Engine roaring)
151
391800
1720
06:40
(Video) Claire: Help!
152
400560
1200
Claire: İmdat! Ne olur yardım edin! Yardım edin!
06:42
Please help me!
153
402520
2176
06:44
Help me! Please, help me!
154
404720
2080
06:48
Jack: Get him out of here! Get him away from the engine!
155
408760
2776
Jack: Onu buradan çıkarın! Motordan uzak tutun! Çabuk uzaklaştırın buradan!
06:51
Get him out of here!
156
411560
1264
06:52
(Engine roaring)
157
412848
6088
06:58
C: Help me, please! I'm having contractions!
158
418960
3336
C: Sancılarım başladı!
07:02
J: How many months pregnant are you?
159
422320
1736
J: Kaç aylık hamilesin?
C: Sadece sekiz aylık.
07:04
C: I'm only eight months.
160
424080
1456
07:05
J: And how far apart are they coming?
161
425560
1816
J: Aralarında ne kadar süre var?
C: Bilmiyorum. Sanırım şimdi oldu.
07:07
C: I don't know. I think it just happened.
162
427400
2040
Adam: Hey! Hey! Çabuk oradan --
07:11
Man: Hey! Hey! Hey, get away from --
163
431160
1720
07:23
JJ Abrams: 10 years ago, if we wanted to do that,
164
443560
2336
JJA: 10 sene önce eğer böyle birşey yapmak isteseydik, dublörün tekini öldürmemiz gerekiyordu.
07:25
we'd have to kill a stuntman.
165
445920
1416
07:27
(Laughter)
166
447360
5056
Aslında biz... (Kahkaha)
07:32
It would be harder.
167
452440
1936
daha zor olurdu. En azından - 2. tekrar, tam karın ağrısı.
07:34
Take two would be a bitch.
168
454400
1336
07:35
(Laughter)
169
455760
1256
İnanılmaz olan da bu zaten, böyle şeyler yapabilmemiz.
07:37
So the amazing thing was, we were able to do this thing.
170
457040
3096
07:40
And part of that was the amazing availability of technology,
171
460160
2856
İşin bir kısmı da teknolojinin sunduğu muhteşem olanaklar,
07:43
knowing we could do anything.
172
463040
1416
herşeyi yapabileceğimizi biliyoruz. Yani, bunu hiç yapamayabilirdik.
07:44
I mean, we could never have done that.
173
464480
1856
07:46
We might have been able to write it;
174
466360
1736
Belki yazabilirdik; ama görsel olarak burada gösterdiğim gibi
07:48
we wouldn't have been able to depict it like we did.
175
468120
2456
ifade edemeyebilirdik. Benim için bunun en heyecan verici yanı, yaratıcı süreç,
07:50
So part of the amazing thing for me is in the creative process,
176
470600
2976
teknoloji bana aklımı başımdan alacak kadar ilham veriyor.
07:53
technology is mind-blowingly inspiring to me.
177
473600
2136
07:55
I realize that that blank page is a magic box, you know?
178
475760
3256
Anladım ki bu boş sayfa bir gizemli kutu, değil mi?
07:59
It needs to be filled with something fantastic.
179
479040
2216
Fantastik birşeylerle doldurmak gerekiyor.
08:01
I used to have the "Ordinary People" script that I'd flip through.
180
481280
3136
Elimde "Ordinary People"ın senaryosu varken sayfalara şöyle bir göz attım.
Senaryodaki aşk hikayesi beni çok etkiledi, ilham verdi.
08:04
The romance was amazing to me; it would inspire me.
181
484440
2416
08:06
I wanted to try and fill pages
182
486880
1456
Bir sürü sayfayı bu senaryonun yaptığı gibi ruh, düşünce
08:08
with the same kind of spirit and thought and emotion
183
488360
3776
ve duyguyla doldurmak istedim.
08:12
that that script did.
184
492160
1216
08:13
So, you know, I love Apple computers.
185
493400
2456
Bu arada, Apple bilgisayarları seviyorum. Takıntım var.
08:15
I'm obsessed.
186
495880
1216
Bir Apple bilgisayar, -işte bunlar gibi, buradaki Powerbook mesela,
08:17
So the Apple computer -- the PowerBook -- this computer,
187
497120
2696
08:19
it challenges me.
188
499840
1216
bana meydan okuyor. Temelde şöyle diyor:
08:21
It basically says, what are you going to write worthy of me?
189
501080
2856
"Bana layık olacak ne yazabileceksin ki?" (Kahkaha)
08:23
I feel this -- I'm compelled.
190
503960
1696
Aşağı yukarı böyle hissettiriyor. Kendimi mecbur hissediyorum.
08:25
(Laughter)
191
505680
1296
08:27
And I often am like, you know, dude, today I'm out.
192
507000
2416
Ve çoğu zaman da, "Adamım, bugün bittim. Benden birşey çıkmaz." (Kahkaha)
08:29
I got nothing. You know? So there's that.
193
509440
2136
08:31
In terms of the content of it,
194
511600
1456
Böyleyken böyle. İçerik açısından baktığınızda hikayeler ve
08:33
you look at stories, you think, what are stories but mystery boxes?
195
513080
3176
gizemli kutular arasındaki ilişki nedir?
08:36
There's a fundamental question -- in TV, the first act is called the teaser.
196
516280
3616
Çok temel bir mesele var -- TV'de ilk perdeye "teaser" (meraklandırıcı) denir.
08:39
It's literally the teaser. It's the big question.
197
519920
2336
Kelimenin tam anlamıyla meraklandırıcı. Büyük mesele bu.
İçine çekilirsiniz. Sonra tabii ki,
08:42
So you're drawn into it. Then there's another question.
198
522280
2616
başka bir mesele vardır. Böyle devam eder gider.
08:44
And it goes on. Look at "Star Wars."
199
524920
1736
Mesela "Star Wars"a bakın. Droidler gider gizemli kadınla tanışır.
08:46
The droids meet the mysterious woman.
200
526680
1816
O kim? Bilmiyoruz. Gizemli kutu. Değil mi?
08:48
Who's that? We don't know. Mystery box! Then you meet Luke Skywalker.
201
528520
3256
Sonra Luke Skywalker gelir. Droid'i alır, holografik görüntü görünür.
08:51
He gets the droid, you see the holographic image.
202
531800
2336
Anlarsın ki, bu bir mesaj, tamam mı?
08:54
You learn it's a message. She wants to find Obi Wan Kenobi.
203
534160
2816
Obi Wan Kenobi'yi bulmak istiyordur. Kadının tek umudu budur.
08:57
He's her only hope. But who's Obi Wan Kenobi?
204
537000
2136
Ama kim bu lanet Obi Wan Kenobi? Gizemli kutu!
Sonra bakarsın Ben Kenobi'yle tanışmış. Ben Kenobi de aslında Obi Wan Kenobi.
08:59
Mystery box! So then he meets Ben Kenobi.
205
539160
1953
09:01
Ben Kenobi is Obi Wan Kenobi. Holy shit! So it keeps us --
206
541137
2719
Kahretsin! Anlatabiliyor muyum? Sürekli...
09:03
(Laughter)
207
543880
1016
(Kahkaha) - yoksa hiç seyretmediniz mi?
09:04
Have you guys not seen that?
208
544920
1376
09:06
(Laughter)
209
546320
1016
(Kahkaha) Gerçekten iyidir! Neyse -
09:07
It's huge! Anyway --
210
547360
1216
09:08
So there's this thing with mystery boxes that I started feeling compelled.
211
548600
5576
gizemli kutularla ilgili buna benzer şeyler hissetmeye başladım, buna zorlandım.
09:14
Then there's the thing of mystery in terms of imagination --
212
554200
3576
Bir de şu var ki, hayal gücü açısından gizem -
09:17
the withholding of information.
213
557800
2496
bilgiyi kendinde saklı tutma.
09:20
You know, doing that intentionally is much more engaging.
214
560320
4016
Yani, bunu sezgisel olarak hissettirmek çok daha cazip.
09:24
Whether it's like the shark in "Jaws" --
215
564360
1936
Mesela "Jaws"taki köpekbalığı,
09:26
if Spielberg's mechanical shark, Bruce, had worked,
216
566320
2496
- eğer Spielberg'in mekanik köpekbalığı Bruce çalışsaydı
09:28
it would not be remotely as scary; you would have seen it too much.
217
568840
3176
bu kadar korkutucu olamazdı, onu çok sık görürdünüz.
"Alien"da aslında yaratığı hiç göstermediler! Dehşet verici!
09:32
In "Alien", they never really showed the alien: terrifying!
218
572040
2816
09:34
Even in a movie like a romantic comedy, "The Graduate,"
219
574880
3136
"The Graduate" gibi bir romantik komedide bile
öyle bir randevu yaşıyorlar. Hatırlar mısınız?
09:38
they're having that date, and they're in the car,
220
578040
2336
Arabadalar, ses çok açık, bu yüzden arabanın üstünü kapatırlar.
09:40
and it's loud, and so they put the top up.
221
580400
2256
09:42
You don't hear anything they're saying!
222
582680
1896
İçerideler işte - söyledikleri hiç birşeyi duyamıyorsunuz! Tek kelime bile!
09:44
You can't hear a word! But it's the most romantic date ever.
223
584600
2856
Ama gelmiş geçmiş en romantik randevudur. Sevmenizin sebebi de hiç bir şey duymamanızdır.
09:47
And you love it because you don't hear it.
224
587480
2056
09:49
So to me, there's that. And then, finally, there's this idea --
225
589560
3576
Neyse, bana göre mesele bu.
İşte en sonunda, mesele bu - işin yapısını biraz esnetmek-
09:53
stretching the paradigm a little bit --
226
593160
2256
09:55
but the idea of the mystery box.
227
595440
2256
gizemli kutu fikri bu.
09:57
Meaning, what you think you're getting, then what you're really getting.
228
597720
3416
Yani, anladığını sandığın şeyler ve aslında sana gösterilenler.
Ve bu, birçok film ve öykü için de geçerlidir.
10:01
And it's true in so many movies and stories.
229
601160
2096
10:03
Look at "E.T.," for example --
230
603280
1456
Mesela, E.T.'ye bakalım. E.T., işte bu, peki;
10:04
"E.T." is this unbelievable movie about what?
231
604760
2136
filmin konusu ne? Çocuğun tekiyle karşılaşan bir uzaylı, değil mi?
10:06
It's about an alien who meets a kid, right?
232
606920
2016
10:08
Well, it's not. "E.T." is about divorce.
233
608960
1936
Maalesef, değil! E.T.'nin konusu boşanma. E.T., acı dolu,
10:10
"E.T." is about a heartbroken, divorce-crippled family,
234
610920
2616
boşanma etkisinde bir aile ve aslında ne yapacağını bilemeyen bir çocuk hakkında.
10:13
and ultimately, this kid who can't find his way.
235
613560
2256
10:15
"Die Hard," right? Crazy, great, fun, action-adventure movie in a building.
236
615840
3536
"Zor Ölüm"? Bir binada geçen manyak, süper, eğlenceli aksiyon filmi.
10:19
It's about a guy who's on the verge of divorce.
237
619400
2216
Boşanmanın eşiğinde bir adam hakkında.
10:21
He's showing up to L.A., tail between his legs.
238
621640
2216
Kuyruğunu ayaklarının arasına sıkıştırıp, Los Angeles'a geliyor.
10:23
There are great scenes --
239
623880
1216
Müthiş sahneleri var -- belki sinema tarihindeki en güzel
10:25
maybe not the most amazing dramatic scenes in the history of time,
240
625120
3136
dram sahneleri değil ama, oldukça güzel sahneler.
10:28
but pretty great scenes.
241
628280
1216
10:29
There's a half an hour of investment in character
242
629520
2336
Asıl izlemek için gittiğiniz şeyi görmeden önce yarım saat boyunca
10:31
before you get to the stuff that you're expecting.
243
631880
2376
karaktere yatırım yapılıyor.
10:34
When you look at a movie like "Jaws,"
244
634280
1816
Mesela "Jaws" gibi bir filme baktığınızda,
asıl görmeyi beklediğiniz sahne - perdede görebiliyor muyuz?
10:36
the scene that you expect -- we have the screen?
245
636120
2256
10:38
These are the kind of scenes
246
638400
1376
İşte "Jaws"ta bu tip sahneler hatırlarsınız ve filmden de beklentiniz budur.
10:39
that you remember and expect from "Jaws."
247
639800
2456
10:42
And she's being eaten;
248
642280
2096
Ve işte bir köpekbalığı var, kadını yiyecek.
10:44
there's a shark.
249
644400
1296
10:45
(Woman screaming)
250
645720
1216
10:46
The thing about "Jaws" is, it's really about a guy
251
646960
2376
"Jaws"ın asıl olayı, bir şekilde dünyadaki
10:49
who is sort of dealing with his place in the world -- with his masculinity,
252
649360
3536
yerini sorgulayan bir adam hakkındadır - erkekliğiyle,
10:52
with his family, how he's going to, you know, make it work in this new town.
253
652920
3576
ailesiyle; gittiği yeni şehirde nasıl ayakta kalacağını bulmaya çalışır.
10:56
This is one of my favorite scenes ever,
254
656520
1896
Bu benim en sevdiğim sahnelerden biri,
10:58
and this is a scene that you wouldn't necessarily think of
255
658440
2736
ve "Jaws"ı düşünürken aklımıza gelecek ilk sahnelerden biri olmayacaktır.
11:01
when you think of "Jaws." But it's an amazing scene.
256
661200
2440
Ama gerçekten müthiş bir sahne.
11:58
(Video) Father: C'mere.
257
718800
1200
Baba: Gel buraya. Bir öpücük ver.
12:03
Give us a kiss.
258
723600
1200
12:05
Son: Why?
259
725560
1200
Oğul: Neden?
12:08
Father: 'Cause I need it.
260
728840
1200
Baba: Çünkü ihtiyacım var.
12:10
JJA: Come on. "Why? 'Cause I need it"?
261
730880
1810
JJA: "Neden? Çünkü ihtiyacım var?" Gelmiş geçmiş en iyi sahne, değil mi?
12:12
Best scene ever, right?
262
732714
1242
12:13
(Laughter)
263
733980
1016
Hadi! "Jaws"ı düşündüğünde -
12:15
Come on! So you think of "Jaws" --
264
735020
1796
12:16
so that's the kind of stuff that,
265
736840
1616
işte bu tip şeyler, karaktere yapılan yatırım,
12:18
like, you know -- the investment of character,
266
738480
2936
12:21
which is the stuff that really is inside the box, you know?
267
741440
2776
aslında kutunun içinde olan şey. Değil mi?
12:24
It's why when people do sequels, or rip off movies, you know, of a genre,
268
744240
3456
İşte bu yüzden insanlar ikinci filmi çekerken ya da başka filmi taklit ederken,
12:27
they're ripping off the wrong thing.
269
747720
1736
yanlış şeyi aşırıyorlar.
12:29
You're not supposed to rip off the shark or the monster.
270
749480
2656
Taklit etmen gereken köpekbalığı ya da canavar değil.
Eğer aşıracaksan -yani illa ki aşıracaksan- karakteri aşır.
12:32
You know, if you rip something off -- rip off the character.
271
752160
2856
12:35
Rip off the stuff that matters.
272
755040
1536
İşe yarayan kısmı taklit et. Yani, kendi içine bak ve içinde olanı ortaya çıkar.
12:36
I mean, look inside yourself and figure out what is inside you.
273
756600
2976
Çünkü sonuçta, gizemli kutu biziz. Konu bu.
12:39
Because ultimately, the mystery box is all of us.
274
759600
2456
12:42
So there's that. Then the distribution.
275
762080
1858
12:43
What's a bigger mystery box than a movie theater? You know?
276
763962
2814
Sonra da dağıtım. Bir sinema salonundan daha büyük gizemli kutu var mı?
12:46
You go to the theater, you're just so excited to see anything.
277
766800
2936
Sinemaya gidince, göreceğiniz şeyler için heyecanlanırsınız.
Işıkları kapattıkları an çoğunlukla en iyi andır, değil mi?
12:49
The moment the lights go down is often the best part.
278
769760
2496
Heyecanla dolmuşsunuzdur -
12:52
And you're full of that amazing -- that feeling of excited anticipation.
279
772280
4456
coşkulu bir bekleyiş duygusu ile.
12:56
And often, the movie's there and it's going,
280
776760
2096
Genelde de, film başlar, devam eder, sonra birşeyler olur
12:58
and then something happens and you go, "Oh --", and then, "Mmm ..."
281
778880
3176
"Ha-" dersiniz, başka birşey olur, "Hmmm" dersiniz.
Eğer iyi bir filmse, film boyunca böyle devam edersiniz,
13:02
When it's a great movie, you're along for the ride
282
782080
2376
çünkü kendini kaptırmaya isteklisinizdir.
13:04
because you're willing to give yourself to it.
283
784480
2143
Bana göre; ister böyle bir film olsun; ister televizyon, ister iPod, bilgisayar, cep telefonu.
13:06
So to me, whether it's a TV, an iPod, computer, cell phone --
284
786647
3809
13:10
It's funny, I'm an -- as I said, Apple fanatic --
285
790480
2336
Tuhaf tabi - ben bir Apple fanatiğiyim, dediğim gibi. Geçenlerde, geçen sene ya da o civarlarda,
13:12
and one day, about a year or so ago,
286
792840
1736
13:14
I was signing on online in the morning to watch Steve Jobs' keynote,
287
794600
3696
sabah Steve Jobs'un konuşmasını izlemek için internete girdim,
13:18
because I always do.
288
798320
1216
çünkü hep izlerim. Neyse; adam çıktı, video gösteren iPod'u tanıtıyordu
13:19
And he came on, he was presenting the video iPod,
289
799560
3136
13:22
and what was on the enormous iPod behind him?
290
802720
2776
ve arkasındaki devasa iPod'da ne vardı?
13:25
"Lost"! I had no idea!
291
805520
2296
"Lost!" Hiç beklemiyordum! Dedim ki, Vay anasını! Çember tamamlandı!
13:27
And I realized, holy shit, it'd come full circle.
292
807840
2336
13:30
The inspiration I get from the technology
293
810200
1953
Bana ilham veren teknoloji, şimdi benim ürettiğim şeyi kullanıyor,
13:32
is now using the stuff that I do to sell technology. It's nuts!
294
812177
2959
ve teknoloji satmak için ondan ilham alıyor. Yani, manyakça! (Kahkaha)
13:35
(Laughter)
295
815160
1216
13:36
I was going to show you a couple of other things I'm going to skip.
296
816400
3256
Size göstermeye niyetlendiğim başka şeyler vardı, ama şimdi onları atlayacağım.
Size şimdi herhangi birşeyle hiçbir alakası olmayan başka birşey göstereceğim.
13:39
I'll show you one other thing that has nothing to do with anything.
297
819680
3176
Bu internette var, daha önce seyrettiniz mi bilmiyorum.
13:42
This is something online; six years ago, they did this.
298
822880
2636
Bunu 6 yıl önce yaptılar. Bu, biraz görsel efekt tecrübesi olan
13:45
This is an online thing done by guys who had some visual effects experience.
299
825540
3576
birileri tarafından yapılmış bir video. Asıl önemli olan,
13:49
But the point was, that they were doing things
300
829140
2176
kendilerinde nasıl gizemli kutular varsa onları kullanarak yaptılar --
13:51
that were using these mystery boxes that they had -- everyone has now.
301
831340
3296
şu an herkeste olduğu gibi.
13:54
What I've realized is what my grandfather did for me when I was a kid,
302
834660
3336
Dedemin küçükken benim için yaptıklarına artık herkesin
13:58
everyone has access to now.
303
838020
1796
erişimi olduğunu farkediyorum.
13:59
You don't need to have my grandfather, though you wish you had.
304
839840
2976
İlla benimkisi gibi bir dedeniz olmasına gerek yok, tabi keşke olsaydı.
14:02
But I have to tell you --
305
842840
1256
Ama diyeceğim şu ki - bu eleman bir Quadro 950 bilgisayarda çalışırken
14:04
this is a guy doing stuff on a Quadra 950 computer --
306
844120
2496
14:06
the resolution's a little bit low --
307
846640
1736
- çözünürlük birazcık düşük -
15 senedir üretilmeyen Infinity diye bir yazılım kullanıyor.
14:08
using Infinity software they stopped making 15 years ago.
308
848400
2696
Hollywood'dan çıkan görüntüler kadar inanılmaz görüntüler üretiyor.
14:11
He's doing stuff that looks as amazing
309
851120
1856
14:13
as stuff I've seen released from Hollywood.
310
853000
3176
14:16
The most incredible sort of mystery, I think,
311
856200
2976
Gizemin en akıl almaz türü ise, bence, bundan sonra ne olacak sorusudur.
14:19
is now the question of what comes next.
312
859200
2736
14:21
Because it is now democratized.
313
861960
2016
Zira şimdi herşey çok demokratik. Şimdi, görüntü üretimi dört bir yanımızda.
14:24
So now, the creation of media -- it's everywhere.
314
864000
2496
14:26
The stuff that I was lucky and begging for to get when I was a kid
315
866520
3816
Çocukken benim olsun diye yalvardığım ve şans eseri sahip olduğum herşey artık her köşe başında var.
14:30
is now ubiquitous.
316
870360
1216
14:31
And so, there's an amazing sense of opportunity out there.
317
871600
2816
Yani, dışarıda bizi inanılmaz bir fırsatlar dünyası bekliyor.
14:34
And when I think of the filmmakers who exist out there now
318
874440
3096
Film yapan bir sürü filmciyi ele alırsak, ki bunlar sessizliğe gömülecekler,
14:37
who would have been silenced, you know --
319
877560
1976
14:39
who have been silenced in the past --
320
879560
2416
- sesi çıkmayan eskileri düşünün -
14:42
it's a very exciting thing.
321
882000
1336
bu oldukça ilginç bir konu.
14:43
I used to say in classes and lectures and stuff,
322
883360
3136
Ders verdiğim ve konuşma yaptığım yerlerde,
14:46
to someone who wants to write, "Go! Write! Do your thing."
323
886520
2736
yazmak isteyenlere, "Hadi! Yaz! Hemen!" diyordum. Çünkü yazmak serbest ve bedava,
14:49
It's free, you don't need permission.
324
889280
1776
kimseden izin almanız gerekmiyor. Ama artık,
14:51
But now I can say, "Go make your movie!" There's nothing stopping you
325
891080
3256
"Hadi filmini yap!" diyebiliyorum. Dışarı çıkıp teknolojiye
ulaşmanızı engelleyen hiçbir şey yok.
14:54
from going out there and getting the technology.
326
894360
2256
Leasing yapabileceğin, kiralayabileceğin, ikinci el alabileceğin
14:56
You can lease, rent, buy stuff off the shelf
327
896640
2416
malzemeler var ve bunların kalitesi en azından, bazen de
14:59
that is either as good, or just as good,
328
899080
3776
15:02
as the stuff that's being used by the, you know, "legit people."
329
902880
3536
tırnak içinde "Profesyoneller"in kullandıklarıyla aynı kalitede olacaktır.
15:06
No community is best served when only the elite have control.
330
906440
4136
Sadece seçkin kesimin üretebildiği bir toplum hiç bir işe yaramaz.
15:10
And I feel like this is an amazing opportunity
331
910600
2176
Bunu gizli kalmış bir sürü şeyin ortaya çıkması için büyük bir fırsat olarak görüyorum.
15:12
to see what else is out there.
332
912800
1456
"Görevimiz Tehlike 3" filmini çekerken, harika bir görsel efekt ekibimiz vardı.
15:14
When I did "Mission: Impossible III," we had amazing visual effects.
333
914280
3216
Efektleri ILM yapmıştı ve inanılmazdı.
15:17
ILM did the effects; it was incredible.
334
917520
1896
Sanki hayallerim gerçeğe dönüyordu.
15:19
And sort of my dream to be involved.
335
919440
1736
Filmde birkaç sahne var ki,
15:21
And there are a couple of sequences in the movie,
336
921200
2336
15:23
like these couple of moments I'll show you.
337
923560
2040
şimdi göstereceğim kısım mesela.
15:30
There's that.
338
930680
1200
İşte.
15:38
(Video) Luther: Ethan, move!
339
938640
1334
15:45
(Explosion)
340
945000
1760
15:52
Obviously, I have an obsession with big crazy explosions.
341
952680
2856
Tamam, görüldüğü üzere büyük patlamalara karşı bir saplantım var.
15:55
So my favorite visual effect in the movie is the one I'm about to show you.
342
955560
3576
Şimdi izleteceğim ise filmdeki en sevdiğim görsel efekt.
15:59
It's a scene in which Tom's character wakes up.
343
959160
2216
Bu sahne Tom'un oynadığı karakterin uyandığı sahne. Uykulu, kızgın
16:01
He's drowsy. He's crazy.
344
961400
1256
ve adam uyanır,
16:02
And the guy wakes up, and he shoves this gun in his nose
345
962680
2656
sonra diğeri silahı burnuna sokup beynine ufak bir kapsul enjekte eder
16:05
and shoots this little capsule into his brain
346
965360
2136
ki daha sonra onu öldürmek için kullanacak, kötü adamların yaptığı gibi.
16:07
that he's going to use later to kill him, as bad guys do.
347
967520
2680
16:16
(Video) Brownway: Good morning.
348
976400
1520
Kötü Adam: Günaydın.
16:19
JJA: OK, now.
349
979840
1256
JJA: Tamam. Bu sahneyi çektiğimizde, orda bununla uğraşırken,
16:21
When we shot that scene,
350
981120
1216
16:22
the actor who had the gun, an English actor, Eddie Marsan --
351
982360
3056
silahlı oyuncu, bir İngiliz aktör, Eddie Marsan - canım benim, müthiş bir adamdır -
16:25
sweetheart, great guy --
352
985440
1216
16:26
he kept taking the gun and putting it into Tom's nose,
353
986680
2576
silahı Tom'un burnuna sokup duruyordu ve bu Tom'un canını yakıyordu.
16:29
and it was hurting Tom's nose.
354
989280
1496
16:30
And I learned this very early on in my career:
355
990800
2176
Bunu kariyerimin ilk zamanlarında öğrendim: "Tom'un burnunu acıtma!" (Kahkaha)
16:33
Don't hurt Tom's nose.
356
993000
1256
16:34
(Laughter)
357
994280
1896
16:36
There are three things you don't want to do.
358
996200
2096
Yapmamanız gereken 3 şey vardır. İkincisi: Tom'un burnunu acıtma.
16:38
Number two is: Don't hurt Tom's nose.
359
998320
1816
Neyse, Eddie'nin elinde silah var - bu arada muhteşem bir adamdır - işte bu
16:40
So Eddie has this gun -- and he's this sweet English guy.
360
1000160
2696
gerçekten tatlı İngiliz adam. Sürekli "Özür dilerim, canını yakmak istemedim." deyip
16:42
He's like, "Sorry, I don't want to hurt you."
361
1002880
2136
dururken diğer tarafta ben bunun iyi gözükmesini becermeliyiz diyordum.
16:45
I'm like, "We have to make this look good."
362
1005040
2016
Halihazırdaki durumun işe yaramadığını farkedince başka bir çözüm aradım.
16:47
And I realized that we had to do something because it wasn't working.
363
1007080
3239
Gerçekten de, geçmişe dönüp dedemin bana aldığı o Super 8 kamerayla,
16:50
And I thought back to what I would have done
364
1010343
2233
16:52
using the Super 8 camera that my grandfather got me
365
1012600
2416
o odada çekiyor olsam ne yapardım diye düşündüğümde,
16:55
sitting in that room,
366
1015040
1216
bu elin illa ki Eddie Marsan'ın eli olması gerekmediğini farkettim. Tom'un elini de kullanabilirdik.
16:56
and I realized that hand didn't have to be Eddie Marsan's.
367
1016280
2736
16:59
It could be Tom's.
368
1019040
1216
17:00
And Tom would know just how hard to push the gun.
369
1020280
2336
Tom silahı ne kadar zorlayabileceğini bilirdi. Kendi canını acıtmazdı.
17:02
He wouldn't hurt himself.
370
1022640
1216
17:03
So we took his hand and we painted it to look a little bit more like Eddie's.
371
1023880
3656
Elini aldık, Eddie'nin eline benzemesi için biraz makyaj yaptık.
Eddie'nin eldivenini giydirdik,
17:07
We put it in Eddie's sleeve,
372
1027560
1856
17:09
and so the hand that you see --
373
1029440
1496
ve burada gördüğünüz el - bir daha gösteriyorum,
17:10
that's not Eddie's hand, that's Tom's. So Tom is playing two roles.
374
1030960
3176
Eddie'nin değil, Tom'un eli.
Yani aslında Tom iki rol birden oynuyor. (Kahkaha)
17:14
(Laughter)
375
1034160
1416
17:15
And he didn't ask for any more money.
376
1035600
1816
Daha fazla para da istemedi.
17:17
So here, here. Watch it again.
377
1037440
1559
İşte burası. Bir daha seyredin.
17:19
There he is. He's waking up.
378
1039999
1496
İşte adam. Uyanıyor. Uykulu, başından çok şey geçmiş.
17:21
He's drowsy, been through a lot.
379
1041519
2121
17:27
(Video) Brownway: Good morning.
380
1047560
1576
17:29
JJA: Tom's hand. Tom's hand. Tom's hand.
381
1049160
2136
Tom'un eli. Tom'un eli. Tom'un eli. (Kahkaha) Her neyse.
17:31
Anyway.
382
1051320
1216
17:32
So ...
383
1052560
1216
Yani...
17:33
(Applause)
384
1053800
3376
Teşekkürler.
17:37
Thanks.
385
1057200
1216
Yani filmlerde izlediğimiz şeyleri yapmak için yüksek teknolojiye ihtiyacınız yok.
17:38
(Applause)
386
1058440
2055
17:40
So you don't need the greatest technology to do things that can work in movies.
387
1060519
4617
ve bu gizemli kutu, dedemin onuruna, kapalı durmaya devam edecek.
17:45
And the mystery box, in honor of my grandfather, stays closed.
388
1065160
3336
Teşekkürler. (Alkış)
17:48
Thank you.
389
1068520
1216
17:49
(Applause)
390
1069760
3600

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7