The future of good food in China | Matilda Ho

115,376 views ・ 2017-12-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I was six when I had the first chance to learn what patience means.
0
12817
4333
Sabrın ne olduğunu öğrendiğimde altı yaşındaydım.
00:18
My grandmother gave me a magic box as a birthday present,
1
18099
3362
Büyükannem doğum günü hediyesi olarak bana sihirli bir kutu vermişti,
00:21
which neither of us knew would become a gift for life.
2
21485
3285
bunun hayatımın hediyesi olacağını ikimiz de bilmiyorduk.
00:25
I became obsessed with magic,
3
25817
2477
Sihirle aşırı ilgili oldum
00:28
and at 20, I became an amateur dove magician.
4
28318
3571
ve 20 yaşında amatör güvercin shirbazı oldum.
00:33
This act of magic requires that I train my doves
5
33467
3127
Sihirbazlığın bu dalı gereği güvercinlerime giysilerimin içinde
00:36
to sit and wait inside my clothing.
6
36618
2221
oturup beklemelerini öğretiyorum.
00:39
As a young magician, I was always in a rush to make them appear,
7
39738
4723
Genç bir sihirbazken bir an önce ortaya çıkmalarını isterdim
00:44
but my teacher told me
8
44485
1547
fakat eğitmenim bana
00:46
the secret to the success of this magical act
9
46056
3388
bu gösterinin başarılı olabilmesi için güvercinleri sadece
00:49
is to make my doves appear only after they've waited patiently
10
49468
4223
pelerinin içinde sabırlı bir şekilde bekledikten sonra ortaya çıkarmak
00:53
in my tuxedo.
11
53715
1233
gerektiğini söyledi.
00:55
It has to be a mindful kind of patience,
12
55797
3020
Önemli bir sabır şekliydi,
00:58
the kind that took me some years to master.
13
58841
2988
buna hakim olabilmek yıllarımı aldı.
01:03
When life took me to Shanghai seven years ago,
14
63789
3115
Hayat beni yedi yıl önce Shanghai'ya götürdüğünde,
01:06
the mindful patience I learned became almost impossible to practice.
15
66928
4465
edindiğim bu önemli sabır yetisi neredeyse imkansız bir hale geldi.
01:12
In China, where everyone and everything is in a hurry,
16
72419
3969
Çin'de her zaman herkes bir şeyler için acele eder,
01:16
you need to outperform over 1.3 billion other people
17
76412
3452
daha iyi bir hayat sürebilmek için 1.3 milyar insanın
01:19
to build a better life.
18
79888
1309
önüne geçmeniz gerekir.
01:22
You hack the system, bend the rules,
19
82601
2414
Sistemin içine girer, kuralları değiştirir,
01:25
circumvent the boundaries.
20
85039
1507
sınırları aşarsınız.
01:27
It is the same when it comes to food ...
21
87530
2031
Konu gıdaya gelince de bu böyledir...
01:30
except that when it comes to food,
22
90500
3014
Ancak konu gıda olunca
01:33
impatience can have dire consequences.
23
93538
3055
sabırsızlık ciddi sonuçlar doğurabilir.
01:37
In the haste to grow more, sell more,
24
97618
2739
Daha çok yetiştirip satma acelesi
01:40
4,000 years of agriculture in a country of rich natural resources
25
100381
4983
zengin doğal kaynaklara sahip bir ülkede 4.000 yıllık tarımı
01:45
is spoiled by the overuse of chemicals and pesticides.
26
105388
3380
kimyasal ve tarım ilacı fazlalığı ile mahveder.
01:49
In 2016, the Chinese government revealed
27
109650
2953
2016'da Çin Hükümeti
01:52
half a million food safety violations in just nine months.
28
112627
4292
yalnızca 9 ay içinde yarım milyon güvenlik tedbiri yayınladı.
01:58
Alarmingly, one in every four diabetics in the world
29
118125
3731
Dahası, dünyadaki her dört şeker hastasından biri
02:01
now comes from China.
30
121880
1546
artık Çin'den geliyor.
02:04
The stories around food
31
124742
1713
Gıda hakkında duyduklarımız
02:06
are scary and somewhat overwhelming,
32
126479
3462
korkutucu ve bir şekilde şaşkınlık verici
02:09
and I told myself it's time to bring a mindful patience into the impatience.
33
129965
5396
ve ben kendime bu sabırsızlığa sağduyulu bir sabır getireceğimi söyledim.
02:16
When I say mindful patience,
34
136352
1818
Sağduyulu sabır dediğimde,
02:18
I don't mean the ability to wait.
35
138194
2007
bekleme yeteneğini kastetmiyorum.
02:20
I mean knowing how to act while waiting.
36
140966
2833
Beklerken nasıl davranılması gerektiğini kastediyorum.
02:25
And so, while I wait for the day
37
145751
2585
Sürdürülebilir gıda sisteminin
02:28
when a sustainable food system becomes a reality in China,
38
148360
3968
Çin'de bir gerçek olacağı günü beklerken,
02:32
I launched one of China's first online farmers market
39
152352
3310
Çin'de ailelere yerel ve organik şartlarda yetiştirilmiş
02:35
to bring local, organically grown produce to families.
40
155686
3475
mahsül ulaştıracak ilk internet çiftçi pazarını açtım.
02:40
When we went live, 18 months ago,
41
160488
2173
18 ay önce, harekete geçirdiğimde
02:42
the food we could sell then was somewhat dismal.
42
162685
2588
o zamanlar sattığımız gıdalar biraz sıkıntılıydı.
02:46
We had no fruit and hardly any meat to sell,
43
166006
3040
Hiç meyvemiz yoktu ve çok az etimiz vardı,
02:49
as none that was sent to the lab passed our zero tolerance test
44
169070
3992
çünkü laboratuvara gönderdiğimiz hiçbir ürün tarım ilacı, kimyasallar,
02:53
towards pesticides, chemicals, antibiotics and hormones.
45
173086
4002
antibiyotik ve hormonlara karşı sıfır tolerans testimizi geçemiyordu.
02:57
I told our very anxious employees
46
177572
2096
Morali bozulan çalışanlarımıza
02:59
that we would not give up until we've met every local farmer in China.
47
179692
4452
Çin'deki her bir çiftçiyle tanışmadan pes etmeyeceğimizi söyledim.
03:05
Today, we supply 240 types of produce
48
185882
3842
Bugün 57 yerel çiftçiden
03:09
from 57 local farmers.
49
189748
2078
240 tür farklı ürün tedarik ediyoruz.
03:12
After almost one year of searching,
50
192732
2574
Neredeyse bir yıl aradıktan sonra
03:15
we finally found chemical-free bananas
51
195330
2847
sonunda Hainan Adası köylülerinin bahçelerinde yetişmiş
03:18
grown in the backyards of villagers on Hainan Island.
52
198201
3190
kimyasal karışmamış muz bulabildik.
03:22
And only two hours away from Shanghai,
53
202569
2783
Üstelik Shangai'ydan sadece 2 saat uzak,
03:25
on an island that even Google Maps does not have coordinates for,
54
205376
4071
Google Maps'in bile koordinatlarını göstermediği bir adada,
03:29
we found a place where cows eat grass
55
209471
2770
ineklerin ot yediği ve mavi gökyüzü altında
03:32
and roam free under the blue sky.
56
212265
2166
özgürce koşabildikleri bir yer bulduk.
03:35
We also work hard on logistics.
57
215941
2183
Lojistik üzerine de çok çalışıyoruz.
03:38
We deliver our customers' orders in as fast as three hours
58
218690
3421
elektrikli araçlarla müşteri siparişlerini 3 saat kadar
03:42
on electric vehicles,
59
222135
1944
hızlı şekilde ulaştırıyoruz.
03:44
and we use biodegradable, reusable boxes
60
224103
2699
Geri dönüşümlü, yeniden kullanılır kutular kullanarak
03:46
to minimize our environmental footprint.
61
226826
2554
çevreye olan etkimizi en aza indirgiyoruz.
03:50
I have no doubt that our offerings will continue to grow,
62
230885
4032
Sunduklarımızın artmaya devam edeceğinden hiç şüphem yok
03:54
but it will take time,
63
234941
1913
ama bu zaman alacak
03:56
and I know a lot more people are needed to shape the future of good food.
64
236878
4595
ve iyi gıdanın geleceğini şekillendirmek için daha çok kişiye gerek var.
04:02
So last year, I founded China's first food tech accelerator and VC platform
65
242390
5469
Geçen yıl Çin'de yeni işletmelerin iyi gıdanın geleceğine
04:07
to help start-ups to shape the future of good food
66
247883
2961
yardım edebilmeleri için bir gıda hızlandırıcı
04:10
the way they want,
67
250868
1563
ve VC platformu kurdum;
04:12
be that through using edible insects as a more sustainable source of protein
68
252455
4945
gerek sürdürülebilir protein kaynağı olarak yenilebilir böceklerin kullanımı
04:17
or using essential oils to keep food fresh for longer.
69
257424
3753
gerek gıdayı daha uzun süre taze tutacak temel yağlar olsun.
04:22
So, you may still ask:
70
262514
2080
Yine de şunu sorabilirsiniz:
04:24
Why are you trying to build a sustainable food system
71
264618
3317
Neden işleri ağırdan almanın neredeyse suç olduğu bir ülkede
04:27
by driving a patient movement
72
267959
1983
bir sabır hareketi ile
04:29
in a country where it's almost a crime to take it slow?
73
269966
3246
sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmaya çalışıyorsun?
04:34
Because, for me,
74
274329
1357
Çünkü benim için,
04:35
the real secret to success is patience --
75
275710
3556
başarının asıl sırrı sabır...
04:39
a mindful kind of patience
76
279290
1809
sağduyulu bir sabır,
04:41
that requires knowing how to act while waiting,
77
281123
3802
beklerken ne yapılması gerektiğini bilen,
04:44
the kind of patience I learned with my grandmother's magic box.
78
284949
3719
büyükannemin verdiği sihirli kutudan öğrendiğim türde sabır.
04:49
After all, we do not inherit the earth from our ancestors.
79
289865
4595
Ne de olsa dünyayı atalarımızdan miras değil,
04:55
We borrow it from our children.
80
295030
2145
çocuklarımızdan ödünç alıyoruz.
04:57
Thank you.
81
297199
1151
Teşekkürler.
04:58
(Applause)
82
298374
4856
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7