Nicholas Negroponte takes OLPC to Colombia

15,890 views ・ 2009-08-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: osman oguz ahsen Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
It's amazing, when you meet a head of state and you say,
0
12000
2000
Bir devlet başkanı ile tanıştığınızda ve ona
00:14
"What is your most precious natural resource?" --
1
14000
4000
"Sizin en değerli doğal kaynağınız nedir" diye sorduğunuzda
00:18
they will not say children at first.
2
18000
2000
ilk olarak "çocuklar" dememeleri çok ilginçtir.
00:20
And then when you say children,
3
20000
2000
Fakat siz "çocuklar" derseniz
00:22
they will pretty quickly agree with you.
4
22000
2000
sizinle hemencecik fikir birliğine varırlar.
00:31
(Video): We're traveling today with
5
31000
2000
Bugün Kolombiya Savunma Bakanı,
00:33
the Minister of Defense of Colombia,
6
33000
3000
Genelkurmay Başkanı
00:36
head of the army and the head of the police,
7
36000
2000
ve Emniyet Müdürü ile geziyoruz.
00:38
and we're dropping off 650 laptops
8
38000
3000
Bugün televizyonu olmayan,
00:41
today to children
9
41000
2000
telefonu olmayan
00:43
who have no television, no telephone
10
43000
2000
ve dünyanın geri kalanından 40 yıldır kopmuş
00:45
and have been in a community
11
45000
2000
bir toplumda yaşayan
00:47
cut off from the rest of the world
12
47000
2000
çocuklara 650 adet
00:49
for the past 40 years.
13
49000
3000
dizüstü bilgisayar dağıtıyoruz.
00:52
The importance of delivering laptops to this region
14
52000
3000
Bu bölgeye dizüstü bilgisayar göndermenin önemi
00:55
is connecting kids who have otherwise been unconnected
15
55000
3000
40 yıl önce gerillalar tarafından politik bir hareket olarak başlayan
00:58
because of the FARC,
16
58000
2000
ve daha sonra uyuşturucu hareketine dönüşen
01:00
the guerrillas that started off 40 years ago
17
60000
3000
FARC denilen örgütten ötürü dünyadan bağlantısı kesilen
01:03
as a political movement and then became a drug movement.
18
63000
4000
öğrencileri tekrar dünyaya bağlamaktır.
01:08
There are one billion children in the world,
19
68000
2000
Dünyada bir milyar çocuk var
01:10
and 50 percent of them don't have electricity
20
70000
2000
ve bunların yüzde ellisinin
01:12
at home or at school.
21
72000
3000
evinde ya da okulda elektriği yok.
01:15
And in some countries -- let me pick Afghanistan --
22
75000
2000
Ve bazı ülkelerde, mesela Afganistan,
01:17
75 percent of the little girls don't go to school.
23
77000
3000
kızların yüzde 75'i okula gitmiyor.
01:20
And I don't mean that they drop out of school
24
80000
2000
Üçincü ya da dördüncü sınıfta okuldan ayrılıyorlar demiyorum,
01:22
in the third or fourth grade -- they don't go.
25
82000
2000
... okula hiç başlamıyorlar.
01:24
So in the three years
26
84000
2000
TED'de konuştuğum ve prototipi gösterdiktan sonra
01:26
since I talked at TED and showed a prototype,
27
86000
3000
3 yıl içinde bir fikir olmaktan çıkıp
01:29
it's gone from an idea
28
89000
2000
gerçek bir
01:31
to a real laptop.
29
91000
3000
dizüstü bilgisayar oldu.
01:34
We have half a million laptops today
30
94000
2000
Bugün çocukların elinde
01:36
in the hands of children.
31
96000
3000
yarım milyon dizüstü bilgisayar var.
01:39
We have about a quarter of a million in transit
32
99000
2000
Yaklaşık çeyrek milyon tane dizüstü
01:41
to those and other children,
33
101000
2000
çocuklar için yolda
01:44
and then there are another quarter of a million more
34
104000
3000
ve çeyrek milyon tanenin daha
01:48
that are being ordered at this moment.
35
108000
2000
siparişi verilmek üzere.
01:50
So, in rough numbers, there are a million laptops.
36
110000
2000
Yani, kabaca 1 milyon tane dizüstü var.
01:52
That's smaller than I predicted --
37
112000
2000
Ben 10 milyon tane notebook tahmin etmiştim
01:54
I predicted three to 10 million --
38
114000
2000
ve bu tahmin ettiğimden daha küçük,
01:56
but is still a very large number.
39
116000
2000
ama gene de büyük bir miktar.
01:58
In Colombia, we have about 3,000 laptops.
40
118000
4000
Kolombiya'da 3,000 tane dizüstü var.
02:02
It's the Minister of Defense with whom we're working,
41
122000
3000
Beraber çalıştığım kişi Savunma Bakanı,
02:05
not the Minister of Education, because it is seen as
42
125000
3000
Eğitim Bakanı değil.
02:08
a strategic defense issue
43
128000
2000
Çünkü bu 40 yıla bedel bombalamalara,
02:10
in the sense of liberating these zones
44
130000
5000
çocuk kaçırmalara ve suikastlara
02:15
that had been completely closed off,
45
135000
2000
neden olan insanların yaşadığı
02:17
in which the people who had been causing, if you will,
46
137000
4000
ve tamamen dünyadan kopmuş olan
02:21
40 years' worth of bombings and kidnappings
47
141000
4000
bu bölgeyi özgürleştirme adına
02:25
and assassinations lived.
48
145000
2000
stratejik bir savunma meselesi olarak görülüyordu.
02:27
And suddenly,
49
147000
2000
Ve aniden...
02:29
the kids have connected laptops.
50
149000
2000
bu çocuklar internete bağlı dizüstü bilgisayar sahibi oldular.
02:31
They've leapfrogged.
51
151000
2000
Bir anda çağ atladılar.
02:33
The change is absolutely monumental,
52
153000
4000
Bu değişim devasadır
02:37
because it's not just opening it up,
53
157000
2000
çünkü bu sadece bir açılım değil,
02:39
but it's opening it up to the rest of the world.
54
159000
3000
dünyanın geri kalanına açılmaktır.
02:42
So yes, they're building roads, yes, they're putting in telephone,
55
162000
2000
Evet, yollar yapıyorlar, telefonlar koyuyorlar
02:44
yes, there will be television.
56
164000
2000
ve evet, orada televizyon olacak.
02:46
But the kids six to 12 years old
57
166000
2000
Fakat 6-12 yaş arasıdaki çocuklar
02:48
are surfing the Internet in Spanish and in local languages,
58
168000
4000
interneti Ispanyolca ve yerel dillerinde dolaşıyorlar,
02:52
so the children grow up
59
172000
2000
ve bu çocuklar bilgiye ulaşabilerek
02:54
with access to information,
60
174000
2000
ve dünyanın geri kalanına
02:56
with a window into the rest of the world.
61
176000
3000
ulaşabilerek büyüyorlar.
02:59
Before, they were closed off.
62
179000
2000
Dünyaya kapanmadan önce...
03:01
Interestingly enough, in other countries,
63
181000
2000
İlginçtir ki; bazı ülkelerde,
03:03
it will be the Minister of Finance who sees it
64
183000
2000
Maliye Bakanı bu işi ekonominin büyümesinin
03:05
as an engine of economic growth.
65
185000
4000
motoru olarak görüyor.
03:09
And that engine is going to see the results in 20 years.
66
189000
4000
Ve bu motor 20 sene sonra olumlu sonuçlar görmeye başlayacak.
03:13
It's not going to happen, you know, in one year,
67
193000
3000
Takdir edersiniz ki bu bir senede olacak iş değil,
03:16
but it's an important, deeply economic
68
196000
3000
ama bu önemli ve temeli ekonomik ve
03:19
and cultural change
69
199000
2000
kültürel olan, çocuklar tarafından
03:21
that happens through children.
70
201000
2000
gerçekleştirilecek bir değişim.
03:24
Thirty-one countries in total are involved,
71
204000
2000
31 ülke bu işin içinde,
03:26
and in the case of Uruguay,
72
206000
3000
ve Uruguay'da çocukların yarısının
03:29
half the children already have them,
73
209000
2000
dizüstü bilgisayarı oldu,
03:31
and by the middle of 2009,
74
211000
3000
ve 2009'un ortalarına doğru
03:34
every single child in Uruguay will have a laptop --
75
214000
3000
Uruguay'daki her çocuğun dizüstü bilgisayarı olacak--
03:37
a little green laptop.
76
217000
2000
...küçük yeşil bir dizüstü.
03:39
Now what are some of the results?
77
219000
2000
Sonuçların bazıları nelerdir?
03:41
Some of the results
78
221000
2000
Her ülkede görülen sonuçların bazıları
03:43
that go across every single country
79
223000
3000
öğretmenlerin öğretmeyi hiç bu kadar
03:46
include teachers saying
80
226000
2000
sevmediklerini, ve 3. el kişiler tarafından
03:48
they have never loved teaching so much,
81
228000
3000
yapılan okuma testlerinin
03:51
and reading comprehension
82
231000
2000
sonuçlarının tavana
03:53
measured by third parties -- not by us -- skyrockets.
83
233000
4000
fırladığını gösteriyor.
03:57
Probably the most important thing we see
84
237000
3000
Belki de gördüğümüz en önemli şey
04:00
is children teaching parents.
85
240000
3000
çocukların ailelerini eğitmeleri.
04:03
They own the laptops. They take them home.
86
243000
3000
Dizüstü bilgisayarlarını eve götürüyorlar.
04:06
And so when I met with three children from the schools,
87
246000
3000
Bir gün o okullardan gün boyu dolaşıp
04:09
who had traveled all day to come to Bogota,
88
249000
4000
Bogota'ya gelen 3 tane çocukla karşılaştım
04:13
one of the three children brought her mother.
89
253000
3000
ve birisi annesini beraber getirmişti.
04:16
And the reason she brought her mother
90
256000
2000
Ve annesini getirme nedeni
04:18
is that this six-year-old child
91
258000
3000
6 yaşındaki çocuğun
04:21
had been teaching her mother
92
261000
2000
annesine okuma
04:23
how to read and write.
93
263000
2000
ve yazmayı öğretmesiydi.
04:25
Her mother had not gone to primary school.
94
265000
3000
Annesi ilkokula bile gitmemişti.
04:28
And this is such an inversion,
95
268000
2000
Bu o kadar güzel bir terslik,
04:30
and such a wonderful example
96
270000
3000
ve çocukların değişim aracıları olduğu
04:33
of children being the agents of change.
97
273000
3000
o kadar güzel bir örnektir.
04:37
So now, in closing, people say,
98
277000
2000
Sonuç olarak bazen insanlar
04:39
now why laptops?
99
279000
2000
"neden dizüstü bilgisayar?" diye soruyorlar.
04:41
Laptops are a luxury; it's like giving them iPods. No.
100
281000
3000
Dizüstü bilgisayarlar pahalı, onlara iPod vermek gibi.
04:44
The reason you want laptops
101
284000
2000
Hayır. Dizüstü istememizin sebebi
04:46
is that the word is education, not laptop.
102
286000
4000
kritik olan kelimenin "eğitim" olması, dizüstü değil.
04:50
This is an education project, not a laptop project.
103
290000
3000
Bu bir eğitim projesi, dizüstü projesi değil.
04:53
They need to learn learning. And then, just think --
104
293000
2000
Onların eğitilmeler gerekiyor. Ve şimdi düşün--
04:55
they can have, let's say, 100 books.
105
295000
2000
onların mesela 100 tane kitapları olabilir.
04:57
In a village, you have 100 laptops,
106
297000
3000
100 tane dizüstü olan bir köyde,
05:00
each with a different set of 100 books,
107
300000
3000
her bir dizüstünde 100 tane kitap varsa
05:03
and so that village suddenly has 10,000 books.
108
303000
3000
o zaman bir anda o köyde 10,000 tane kitap olmuş olur.
05:06
You and I didn't have 10,000 books when we went to primary school.
109
306000
4000
Sizin be benim de ilkokula giderken 10,000 tane kitabımız yoktu.
05:10
Sometimes school is under a tree,
110
310000
2000
Bazen okul bir ağacın altıdır,
05:12
or in many cases, the teacher has only a fifth-grade education,
111
312000
4000
veya çoğu zaman öğretmenin sadece beşinci sınıf eğitimi vardır,
05:16
so you need a collaborative model of learning,
112
316000
3000
bu yüzden de grupsal bir eğitim modeli lazım,
05:19
not just building more schools and training more teachers,
113
319000
2000
sadece okul yapmak ve öğretmen yetiştirmeyle olmayacak bir model,
05:21
which you have to do anyway.
114
321000
2000
ki zaten bunu yapmak zorundasınız.
05:23
So we're once again doing "Give One, Get One."
115
323000
3000
Bu yüzden bir kez daha "Bir tane ver, bir tane al" diyoruz.
05:26
Last year, we ran a "Give One, Get One" program,
116
326000
2000
Geçen yıl "Bir tane ver, bir tane al" programını uyguladık
05:28
and it generated over 100,000 laptops
117
328000
4000
ve bu 100,000 taneden fazla dizüstü bilgisayar getirdi.
05:32
that we were then able to give free.
118
332000
3000
ve bunları bedavaya dağıttık.
05:35
And by being a zero-dollar laptop,
119
335000
2000
Bunların bedava olmasından ötürü hiç bir şekilde
05:37
we can go to countries that can't afford it at all.
120
337000
3000
bunları karşılayamayacak ülkelere gidebiliyoruz.
05:40
And that's what we did. We went to Haiti,
121
340000
3000
Yaptığımız da bu. Haiti'ye gittik,
05:43
we went to Rwanda, Afghanistan,
122
343000
2000
Rwanda ve Afganistan'a gittik,
05:45
Ethiopia, Mongolia.
123
345000
3000
Etiyopya'ya ve Moğolistan'a gittik.
05:48
Places that are not markets,
124
348000
2000
Pazar olmayan ve
05:50
seeding it with the principles of
125
350000
3000
dolgunluk, bağlılık, düşük ücret vs.'nin
05:53
saturation, connectivity, low ages, etc.
126
353000
3000
hüküm sürdüğü bölgeler...
05:56
And then we can actually roll out large numbers.
127
356000
4000
Aslında büyük sayılarda bilgisayar dağıtabiliriz..
06:00
So think of it this way:
128
360000
2000
bu yüzden şu şekilde düşünün:
06:02
think of it as inoculating children
129
362000
3000
bunu çocuğa cehalete karşı
06:05
against ignorance.
130
365000
3000
aşı yapmak olarak düşünün.
06:08
And think of the laptop as a vaccine.
131
368000
2000
Ve dizüstünü bir aşı olarak düşünün.
06:10
You don't vaccinate a few children.
132
370000
2000
Siz sadece bir kaç çocuğu aşılamazsınız,
06:12
You vaccinate all the children in an area.
133
372000
3000
bölgedeki tüm çocukları aşılarsınız.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7