How my son's short life made a lasting difference | Sarah Gray

87,721 views ・ 2016-05-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Olcay Söngüt Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:13
I was three months pregnant with twins
0
13798
2473
Eşim Ross ve ben, ikinci sonogramıma gittiğimizde,
00:16
when my husband Ross and I went to my second sonogram.
1
16295
3344
ikizlerime üç aylık hamileydim.
00:21
I was 35 years old at the time,
2
21221
2318
O zamanlar, 35 yaşındaydım
00:23
and I knew that that meant we had a higher risk
3
23563
3320
ve bunun, doğuştan özürlü bir çocuğumuz
00:26
of having a child with a birth defect.
4
26907
1944
olma ihtimalinin yüksek olduğu anlamına geldiğini biliyordum
00:29
So, Ross and I researched the standard birth defects,
5
29907
3058
Dolayısıyla, Ross ve ben standart doğum kusurlarını araştırdık
00:32
and we felt reasonably prepared.
6
32989
2000
ve kendimizi bu duruma karşı oldukça hazırlıklı hissettik.
00:35
Well, nothing would have prepared us
7
35973
1945
Tabii ki de, hiçbir şey bizi
00:37
for the bizarre diagnosis that we were about to face.
8
37942
3054
yüzleşeceğimiz tuhaf teşhise hazırlayamazdı.
00:42
The doctor explained that one of our twins, Thomas,
9
42291
3539
Doktor, ikizlerimizden, Thomas'ın ölümcül bir
00:45
had a fatal birth defect called anencephaly.
10
45854
2824
kusur olan anasefalisi olduğunu söyledi.
00:49
This means that his brain was not formed correctly
11
49476
3394
Bunun anlamı, beyni düzgün şekilde biçimlenmemişti,
00:52
because part of his skull was missing.
12
52894
1976
çünkü kafatasının parçası eksikti.
00:55
Babies with this diagnosis typically die in utero
13
55663
3524
Bu şekilde teşhis edilen bebekler genellikle rahim içinde ölürler
00:59
or within a few minutes, hours or days of being born.
14
59211
3571
ya da doğumlarından sonra, dakikalar, saatler belkide günler için de ölürler.
01:05
But the other twin, Callum,
15
65013
3215
Diğer ikiz, Callum,
01:08
appeared to be healthy, as far as the doctor could tell,
16
68252
3888
doktorun söylediklerine göre, sağlıklı görünüyordu,
01:12
and these twins were identical,
17
72164
4167
ve bu ikizler tek yumurta ikiziydi
01:16
genetically identical.
18
76355
1269
genetik açıdan birebir.
01:20
So after a lot of questions about how this could have possibly happened,
19
80125
4612
Dolayısıyla, böyle bir şeyin nasıl olabileceği ile ilgili onca sorudan sonra,
01:24
a selective reduction was mentioned,
20
84761
3136
seçici indirgeme'den bahseldildi
01:27
and while this procedure was not impossible,
21
87921
2901
ve bu yöntem imkansız olmasa da,
01:30
it posed some unique risks for the healthy twin and for me,
22
90846
4358
ben ve sağlıklı ikiz için bazı emsalsiz riskler arz ediyordu
01:35
so we decided to carry the pregnancy to term.
23
95228
2357
ve hamileliği sonuna kadar devam ettirmeye karar verdik.
01:39
So there I was, three months pregnant, with two trimesters ahead of me,
24
99101
4191
İşte üç aylık hamileydim ve önümde gebeliğin iki dönemi daha vardı
01:43
and I had to find a way to manage my blood pressure and my stress.
25
103316
4879
ve ben, kan basıncımı ve stresimi kontrol altında
tutmanın bir yolunu bulmak zorundaydım.
01:49
And it felt like having a roommate point a loaded gun at you for six months.
26
109268
4936
Bu sanki, oda arkadaşınızın size altı ay boyunca
silah doğrultması gibi hissetirdi.
01:55
But I stared down the barrel of that gun for so long
27
115553
4930
Fakat, silahın namlusuna o kadar uzun süre baktım ki,
02:00
that I saw a light at the end of the tunnel.
28
120507
2063
tünelin ucunda bir ışık gördüm.
02:03
While there was nothing we could do to prevent the tragedy,
29
123506
3104
Trajediyi önlemek için, bizim yapabilecek hiçbir şeyimiz olmasa da
02:06
I wanted to find a way for Thomas's brief life
30
126634
2463
Thomas'ın kısacık hayatında, olumlu bir etki bırakması için
02:09
to have some kind of positive impact.
31
129121
2221
bir yol bulmak istedim.
02:11
So I asked my nurse about organ, eye and tissue donation.
32
131366
3666
Ve hemşireme, organ, göz ve doku bağışı ile ilgili sorular sordum.
02:16
She connected with our local organ-procurement organization,
33
136080
3521
O da, yerel organ tedarik kurumuyla bağlantı kurdu,
02:19
the Washington Regional Transplant Community.
34
139625
2293
Washington Bölgesel Organ Nakli Topluluğu.
02:23
WRTC explained to me
35
143359
2571
WBONT bana,
02:25
that Thomas would probably be too small at birth to donate for transplant,
36
145954
4401
Thomas'ın organ bağışlayamayacak kadar küçük olabileceğini ifade etti
02:30
and I was shocked:
37
150379
1150
ve ben çok şaşırdım:
02:31
I didn't even know you could be rejected for that.
38
151553
2404
Böyle bir sebepten ötürü,
reddedebileceklerini bile bilmiyordum.
02:33
But they said that he would be a good candidate to donate for research.
39
153981
3412
Fakat, onun, araştırmaya bağış yapabilecek
iyi bir aday olduğunu söylediler.
02:38
This helped me see Thomas in a new light.
40
158290
2031
Bu, bana Thomas'ı yeni bir ışıkta görmemi sağladı.
02:40
As opposed to just a victim of a disease,
41
160345
2895
Bir hastalığın kurbanı olmasının aksine,
02:43
I started to see him as a possible key to unlock a medical mystery.
42
163264
3587
onu, tıbbi bir gizemi çözecek muhtemel bir anahtar olarak görmeye başladım.
02:48
On March 23, 2010,
43
168288
3278
23 Mayıs 2010,
02:51
the twins were born, and they were both born alive.
44
171590
2507
ikizler doğdu ve her ikisi de hayatta.
02:55
And just like the doctor said,
45
175978
1666
Ve tam da doktorun dediği gibi,
02:57
Thomas was missing the top part of his skull,
46
177668
3079
Thomas'ın kafatasının üst kısmı yoktu,
03:00
but he could nurse,
47
180771
1523
fakat emebiliyor,
03:02
drink from a bottle,
48
182318
1452
şişeden içebiliyor,
03:03
cuddle and grab our fingers like a normal baby,
49
183794
3299
normal bir bebek gibi, parmaklarımızı tutup oynuyor
03:07
and he slept in our arms.
50
187117
1597
ve kollarımızda uyuyabiliyordu.
03:10
After six days, Thomas died in Ross's arms
51
190053
3389
Altı gün sonra, Thomas, Ross'un kollarında öldü
03:13
surrounded by our family.
52
193466
1396
ve ailemizde oradaydı.
03:16
We called WRTC, who sent a van to our home
53
196846
4135
WBONT'nu aradık, ve onlar evimize bir araç gönderip,
03:21
and brought him to Children's National Medical Center.
54
201005
2539
onu Çocuk Ulusal Tıp Merkezine götürdüler.
03:24
A few hours later, we got a call to say that the recovery was a success,
55
204751
3821
Birkaç saat sonra, kurtarmanın başarılı olduğunu söyleyen bir telefon aldık
03:28
and Thomas's donations would be going to four different places.
56
208596
3234
ve Thomas'ın bağışları dört farklı yere gidecekti.
03:32
His cord blood would go to Duke University.
57
212159
2396
Kordon kanı Duke Üniversitesi'ne gidecekti.
03:35
His liver would go to a cell-therapy company called Cytonet in Durham.
58
215208
4015
Karaciğeri, Durham'daki Cytonet adlı hücre-tedavi şirketi gidecekti.
03:40
His corneas would go to Schepens Eye Research Institute,
59
220263
3245
Korneaları, Harvard Tıp Okulunun bir bölümü olan,
03:43
which is part of Harvard Medical School,
60
223532
2159
Schepens Göz Araştırma enstitüsüne gidecekti
03:45
and his retinas would go to the University of Pennsylvania.
61
225715
2856
ve retinası da Pensilvanya Üniversitesine.
03:50
A few days later, we had a funeral with our immediate family,
62
230083
3928
Birkaç gün sonra, yakın akrabaların katıldığı
03:54
including baby Callum,
63
234035
1944
bebek Callum da dahil, bir cenaze töreni düzenledik
03:56
and we basically closed this chapter in our lives.
64
236003
3314
ve hayatımızın bu bölümünü kapattık.
03:59
But I did find myself wondering, what's happening now?
65
239718
2916
Fakat, kendimi, şimdi ne oluyor, diye merak ederken buldum,
04:03
What are the researchers learning?
66
243055
1667
Araştırmacılar ne öğreniyorlar?
04:05
And was it even worthwhile to donate?
67
245130
2293
Ve hatta bağış yapmaya bile değdi mi?
04:09
WRTC invited Ross and I to a grief retreat,
68
249019
3722
WBONT bizi üzüntü terapisine davet etti,
04:12
and we met about 15 other grieving families
69
252765
2753
ve yaklaşık yas tutan 15 aile ile tanıştık,
04:15
who had donated their loved one's organs for transplant.
70
255542
2627
onlar da, sevdiklerinin organlarını bağışlamışlar.
04:19
Some of them had even received letters
71
259494
2401
Hatta bazıları, yakınlarının organlarını
04:21
from the people who received their loved one's organs,
72
261919
2969
alan insanlardan,
04:24
saying thank you.
73
264912
1165
teşekkür mektupları almış.
04:27
I learned that they could even meet each other
74
267038
2189
Öğrendim ki, birbirleriyle bile tanışabilirler,
04:29
if they'd both sign a waiver,
75
269251
1438
eğer her ikisi de feragat imzalarsa,
04:30
almost like an open adoption.
76
270713
1396
sanki açık evlat edinme gibi.
04:32
And I was so excited, I thought maybe I could write a letter
77
272907
2839
Ve çok heyecanlandım, belki, bir mektup yazabilirim
04:35
or I could get a letter and learn about what happened.
78
275770
2609
ya da bir mektup alır, neler olduğunu öğrenebilirim dedim.
04:38
But I was disappointed to learn
79
278403
1539
Fakat, hayal kırıklığına uğradım
04:39
that this process only exists for people who donate for transplant.
80
279966
3170
çünkü bu süreç sadece organ bağışı yapanlar için işliyordu.
04:43
So I was jealous. I had transplant envy, I guess.
81
283160
3262
Ve kıskandım. Sanırım, organ nakline imrendim.
04:46
(Laughter)
82
286446
1150
(Kahkaha)
04:48
But over the years that followed,
83
288104
1896
Fakat takip eden yıllarda,
04:50
I learned a lot more about donation,
84
290024
2476
organ bağışıyla ilgili çok şey öğrendim
04:52
and I even got a job in the field.
85
292524
2078
ve hatta bu alanda işe bile girdim.
04:54
And I came up with an idea.
86
294626
1413
Ve bir fikir ileri sürdüm.
04:57
I wrote a letter that started out,
87
297879
1659
"Sayın Araştırmacı", diye başlayan,
04:59
"Dear Researcher."
88
299562
1166
bir mektup yazdım.
05:02
I explained who I was,
89
302468
1850
Kim olduğumu açıkladım
05:04
and I asked if they could tell me why they requested infant retinas
90
304342
3868
ve neden 2010 Mart'ta bebek retinalarını istediklerini
05:08
in March of 2010,
91
308234
2235
bana söylemelerini rica ettim
05:10
and I asked if my family could visit their lab.
92
310493
2269
ve ailemin laboratuvarlarını ziyaret edip edemeyeceklerini sordum.
05:13
I emailed it to the eye bank that arranged the donation,
93
313953
3096
Bunu, bağışı ayarlayan göz bankasına e-posta olarak gönderdim,
05:17
the Old Dominion Eye Foundation,
94
317073
2378
Old Dominion Göz Kuruluşu
05:19
and asked if they could send it to the right person.
95
319475
2492
ve bu e-postayı, doğru kişiye ulaştırmalarını istedim.
05:22
They said that they had never done this before,
96
322395
2231
Böyle bir şeyi daha önce yapmadıklarını
05:24
and they couldn't guarantee a response,
97
324650
1889
ve herhangi bir cevabı garanti edemeyeceklerini
05:26
but they wouldn't be an obstacle, and they would deliver it.
98
326563
2816
fakat engel de olmayacaklarını, ve e-postayı ileteceklerini söylediler.
05:30
Two days later, I got a response
99
330506
2191
İki gün sonra, Pensilvanya Üniversitesi'nden
05:32
from Dr. Arupa Ganguly of the University of Pennsylvania.
100
332721
2984
Dr. Arupa Ganguly'den bir cevap aldım.
05:36
She thanked me for the donation,
101
336617
1622
Bağış için bana teşekkür etti
05:38
and she explained that she is studying retinoblastoma,
102
338263
2723
ve bana retinoblastom üzerindeki çalışmasını anlattı,
05:41
which is a deadly cancer of the retina
103
341010
1817
bu bir tür ölümcül retina kanseri türü,
05:42
that affects children under the age of five,
104
342851
2126
beş yaş altı çocukları etkiliyor
05:45
and she said that yes, we were invited to visit her lab.
105
345001
2690
ve evet dedi, ve onun laboratuvarını ziyaret etmeye davet edildik.
05:48
So next we talked on the phone,
106
348612
1642
Sonra, telefonda konuştuk
05:50
and one of the first things she said to me
107
350278
2047
ve bana söylediği bir sürü şeyden biri
05:52
was that she couldn't possibly imagine how we felt,
108
352349
2831
bizim ne hissettiğimizi tahmin bile edemediği,
05:55
and that Thomas had given the ultimate sacrifice,
109
355204
2740
ve Thomas'ın en büyük fedakarlığı yaptığı
05:57
and that she seemed to feel indebted to us.
110
357968
2087
ve kendisini bize borçlu olarak hissettiğiydi.
06:00
So I said, "Nothing against your study,
111
360709
3126
Ve ben de dedim ki, "Çalışmanıza karşı değilim,
06:03
but we didn't actually pick it.
112
363859
1666
fakat biz çalışmanızı aslında seçmedik.
06:05
We donated to the system, and the system chose your study.
113
365549
3158
Sisteme bağış yaptık, ve sistem sizin çalışmanızı seçti."
06:09
I said, "And second of all, bad things happen to children every day,
114
369493
4890
Dedim ki "İkincisi, çocukların başına her gün kötü şeyler geliyor
06:14
and if you didn't want these retinas,
115
374407
1788
ve siz bu retinaları istememiş olsaydınız
06:16
they would probably be buried in the ground right now.
116
376219
2530
şimdi, büyük ihmalle toprağın altında çürüyeceklerdi.
06:18
So to be able to participate in your study
117
378773
3366
Yani, çalışmanıza katılabilmek
06:22
gives Thomas's life a new layer of meaning.
118
382163
3643
Thomas'ın hayatına yeni bir anlam katmanı katıyor.
06:25
So, never feel guilty about using this tissue."
119
385830
2944
Bu yüzden, bu dokuyu kullanırken asla kendinizi suçlu hissetmeyin."
06:29
Next, she explained to me how rare it was.
120
389845
2534
Sonra, bana, bunun ne denli ender olduğunu söyledi.
06:32
She had placed a request for this tissue six years earlier
121
392403
3696
Bu doku için, Ulusal Hastalık Araştırma'dan
06:36
with the National Disease Research Interchange.
122
396123
2213
altı yıl önce istekte bulunmuş.
06:39
She got only one sample of tissue that fit her criteria,
123
399160
3334
Onun kriterlerine uyan tek doku örneğine ulaşmış,
06:42
and it was Thomas's.
124
402518
1205
O da Thomas'ın.
06:44
Next, we arranged a date for me to come visit the lab,
125
404958
3730
Sonra, benim laboratuvarı ziyaretim için bir tarih belirledik
06:48
and we chose March 23, 2015, which was the twins' fifth birthday.
126
408712
4650
ve ikizlerin beşinci doğum günü, 23 Mart 2015'i seçtik.
06:54
After we hung up, I emailed her some pictures of Thomas and Callum,
127
414563
3936
Telefonu kapattıktan sonra ona
Thomas ve Callum'un bazı fotoğraflarını gönderdim,
06:58
and a few weeks later, we received this T-shirt in the mail.
128
418523
2889
ve bir kaç hafta sonra, posta kutumuza bu T-shirt geldi.
07:03
A few months later, Ross, Callum and I piled in the car
129
423142
2799
Birkaç ay sonra, Ross, Callum ve ben arabaya bindik
07:05
and we went for a road trip.
130
425965
1591
ve yolculuğa çıktık.
07:07
We met Arupa and her staff,
131
427580
2564
Arupa ve personeli ile tanıştık
07:10
and Arupa said that when I told her not to feel guilty, that it was a relief,
132
430168
4248
ve Arupa, benim ona suçlu hissetmemesini söylediğimde
bunun onu rahatlattığını
07:14
and that she hadn't seen it from our perspective.
133
434440
2301
ve bunu, bizim bakış açımızdan göremediğini söyledi.
07:18
She also explained that Thomas had a secret code name.
134
438090
4238
Bir de, Thomas'ın gizli bir kod adı olduğunu söyledi.
07:22
The same way Henrietta Lacks is called HeLa,
135
442931
3369
Aynı Henrietta Lacks'ın, HeLa olarak hitap edilmesi gibi,
07:26
Thomas was called RES 360.
136
446324
2626
Thomas'da RES 360 olarak adlandırılmış.
07:29
RES means research,
137
449394
1398
RES, araştırma anlamına geliyor
07:30
and 360 means he was the 360th specimen
138
450816
3500
ve 360 ise, 10 yıllık süre zarfındaki,
07:34
over the course of about 10 years.
139
454340
1785
360. numune anlamına geliyor.
07:37
She also shared with us a unique document,
140
457133
4143
Ayrıca, bizimle eşsiz bir belge de paylaştı,
07:41
and it was the shipping label
141
461300
2485
ve bu onun retinalarını DC'den Philadelphia'ya
07:43
that sent his retinas from DC to Philadelphia.
142
463809
3484
götüren sevkiyat etiketiydi.
07:48
This shipping label is like an heirloom to us now.
143
468273
3389
Bu sevkiyat etiketi bizim için bir yadigar gibi.
07:52
It's the same way that a military medal or a wedding certificate might be.
144
472304
3508
Aynı bir askeri madalyanın ya da evlilik cüzdanının olabileceği gibi.
07:56
Arupa also explained that she is using Thomas's retina and his RNA
145
476687
5400
Arupa, ayrıca Thomas'ın retinasını ve RNAsını
08:02
to try to inactivate the gene that causes tumor formation,
146
482111
3410
tümör oluşumuna sebep olan geni
devre dışı bırakmak için kullandığını açıkladı
08:05
and she even showed us some results that were based on RES 360.
147
485545
3110
ve hatta bize, RES 360'a dayalı bazı sonuçları gösterdi.
08:09
Then she took us to the freezer
148
489959
1834
Sonra, bizi dondurucuya götürdü
08:11
and she showed us the two samples that she still has
149
491817
3435
ve bize elindeki, RES 360 etiketli
08:15
that are still labeled RES 360.
150
495276
2322
iki tane örnek gösterdi.
08:17
There's two little ones left.
151
497622
1860
Geriye sadece bu ikisi kalmış.
08:19
She said she saved it
152
499506
1528
Bunları sakladığını söyledi
08:21
because she doesn't know when she might get more.
153
501058
2328
çünkü daha ne zaman başkasının eline geçeceğini bilmiyordu.
08:24
After this, we went to the conference room
154
504553
2048
Bundan sonra, konferans salonuna gittik
08:26
and we relaxed and we had lunch together,
155
506625
2610
rahatladık ve beraber öğle yemeğini yedik
08:29
and the lab staff presented Callum with a birthday gift.
156
509259
4270
ve lab ekibi Callum'a bir doğum günü hediyesi verdi.
08:34
It was a child's lab kit.
157
514179
1643
Bir tane çocuk laboratuvar ekipmanı.
08:36
And they also offered him an internship.
158
516419
2388
Ve ona stajyerlik önerdiler.
08:38
(Laughter)
159
518831
3183
(Kahkaha)
08:42
So in closing, I have two simple messages today.
160
522038
3150
Konumu kapatırken, bugün size iki tane basit mesajım var.
08:45
One is that most of us probably don't think about donating to research.
161
525578
3804
Bir tanesi, çoğumuz araştırmalara bağış yapmayı genellikle düşünmüyor.
08:49
I know I didn't. I think I'm a normal person.
162
529406
3110
Biliyorum, çünkü bende düşünmüyordum. Normal olduğumu sanırdım.
08:52
But I did it.
163
532540
1151
Ama değilmişim.
08:53
It was a good experience, and I recommend it,
164
533715
2142
Bu iyi bir deneyimdi ve sizlere de öneriyorum
08:55
and it brought my family a lot of peace.
165
535881
1944
ve bu aileme çokça huzur getirdi.
08:57
And second is if you work with human tissue
166
537849
2785
Ve ikincisi, eğer insan dokusuyla çalışıyorsanız
09:00
and you wonder about the donor and about the family,
167
540658
2595
ve bağışçı ile ailesini merak ediyorsanız
09:03
write them a letter.
168
543277
1195
onlara bir mektup yazın.
09:04
Tell them you received it, tell them what you're working on,
169
544496
2816
Bağışı aldığınızı ve üzerinde çalıştığınızı söyleyin,
09:07
and invite them to visit your lab,
170
547336
1667
ve onları laboratuvarınıza davet edin,
09:09
because that visit may be even more gratifying for you
171
549027
2525
bu onlara olduğundan çok sizin için
09:11
than it is for them.
172
551576
1231
daha sevindirici olabilir.
09:12
And I'd also like to ask you a favor.
173
552831
1762
Ve sizlerden bir iyilik istiyorum.
09:14
If you're ever successful in arranging one of these visits,
174
554617
2959
Bu ziyaretlerden bir tanesi düzenlemekte başarılı olursanız,
09:17
please tell me about it.
175
557600
1318
lütfen beni haberdar edin.
09:20
The other part of my family's story
176
560064
1696
Aile hikayemizin diğer kısmı ise
09:21
is that we ended up visiting all four facilities
177
561784
2312
Thomas'ın bağışlarını alan
09:24
that received Thomas's donations.
178
564120
2062
diğer dört tane kuruluşu da ziyaret etmemizdir.
09:26
And we met amazing people doing inspiring work.
179
566206
2924
Ve, ilham verici işler yapan harika insanlarla tanıştık.
09:30
The way I see it now is that Thomas got into Harvard,
180
570003
5101
Artık bunu, Thomas Harvard'a, Duke ve Penn
09:35
Duke and Penn --
181
575128
2166
girmiş gibi görüyor --
09:37
(Laughter)
182
577318
3325
(Kahkaha)
09:40
And he has a job at Cytonet,
183
580667
2368
Ve Cytonet'te bir işi var,
09:43
and he has colleagues and he has coworkers
184
583059
2785
iş arkadaşları ve alanlarında
09:45
who are in the top of their fields.
185
585868
1761
birinci sınıf olan meslektaşları var.
09:47
And they need him in order to do their job.
186
587653
2571
Ve işlerini yapabilmeleri için ona ihtiyaçları var.
09:51
And a life that once seemed brief and insignificant
187
591137
4651
Ve bir zamanlar, kısa ve önemsiz gibi görünen bir hayat
09:55
revealed itself to be vital, everlasting and relevant.
188
595812
5682
kendisini hayati, sonsuz ve belirgin hale getirdi.
10:02
And I only hope that my life can be as relevant.
189
602224
2547
Ve tek isteğim, umarım benim
hayatımda bu denli belirgin olur.
10:05
Thank you.
190
605512
1151
Teşekkür ediyorum.
10:06
(Applause)
191
606687
9728
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7