Rory Stewart: Time to end the war in Afghanistan

Rory Stewart: Afganistan'daki savaşa son verme vakti geldi

134,165 views

2011-07-25 ・ TED


New videos

Rory Stewart: Time to end the war in Afghanistan

Rory Stewart: Afganistan'daki savaşa son verme vakti geldi

134,165 views ・ 2011-07-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Duygu Tamer Gözden geçirme: Diba Szamosi
00:15
The question today is not:
0
15260
3000
Bugünkü soru şu değil:
00:18
Why did we invade Afghanistan?
1
18260
2000
Neden Afganistan'ı işgal ettik?
00:20
The question is:
2
20260
2000
Soru şu:
00:22
why are we still in Afghanistan
3
22260
3000
Neden on yıl sonra hala
00:25
one decade later?
4
25260
3000
Afganistan'dayız?
00:28
Why are we spending
5
28260
2000
Neden 135 milyar dolar
00:30
$135 billion?
6
30260
4000
harcıyoruz?
00:34
Why have we got 130,000 troops on the ground?
7
34260
4000
Neden sahada 135.000 askeri birliğimiz var?
00:38
Why were more people killed
8
38260
2000
Neden geçen ay içinde
00:40
last month
9
40260
2000
çatışmanın yaşandığı
00:42
than in any preceding month
10
42260
2000
önceki aylardan daha çok
00:44
of this conflict?
11
44260
2000
kişi öldü?
00:46
How has this happened?
12
46260
2000
Bütün bunlar nasıl oldu?
00:48
The last 20 years
13
48260
3000
Son 20 yıl
00:51
has been the age of intervention,
14
51260
3000
müdahalenin devri oldu
00:54
and Afghanistan is simply one act
15
54260
3000
ve Afganistan 5 perdelik bir trajedinin
00:57
in a five-act tragedy.
16
57260
2000
sadece bir perdesi.
00:59
We came out of the end of the Cold War
17
59260
3000
Soğuk Savaş'ın sonundan umutsuzlukla
01:02
in despair.
18
62260
2000
çıktık.
01:04
We faced Rwanda;
19
64260
2000
Ruanda ile karşı karşıya geldik;
01:06
we faced Bosnia,
20
66260
2000
Bosna ile karşı karşıya geldik;
01:08
and then we rediscovered our confidence.
21
68260
3000
ve sonra güvenimizi yeniden keşfettik.
01:11
In the third act, we went into Bosnia and Kosovo
22
71260
3000
Üçüncü perdede, Bosna ve Kosova'ya girdik.
01:14
and we seemed to succeed.
23
74260
3000
ve sonunda başarmışa benziyorduk.
01:17
In the fourth act, with our hubris,
24
77260
2000
Dördüncü perdede, kibrimiz ile,
01:19
our overconfidence developing,
25
79260
2000
aşırı güven duygumuz yükselirken,
01:21
we invaded Iraq and Afghanistan,
26
81260
3000
Irak ve Afganistan'ı işgal ettik.
01:24
and in the fifth act,
27
84260
2000
Ve beşinci perdede,
01:26
we plunged into a humiliating mess.
28
86260
4000
küçük düşürücü bir karmaşanın içine daldık.
01:30
So the question is: What are we doing?
29
90260
3000
Bu nedenle soru şu: Ne yapıyoruz?
01:33
Why are we still stuck in Afghanistan?
30
93260
3000
Neden hala Afganistan'da sıkışıp kaldık?
01:36
And the answer, of course,
31
96260
2000
Ve bize sürekli verilen cevap
01:38
that we keep being given
32
98260
2000
elbette sıradaki sözlerden
01:40
is as follows:
33
100260
2000
ibaret.
01:42
we're told that we went into Afghanistan
34
102260
2000
9/11 nedeniyle Afganistan'a girdiğimiz
01:44
because of 9/11,
35
104260
2000
ve Taliban'ın
01:46
and that we remain there
36
106260
2000
küresel güvenliğe karşı
01:48
because the Taliban poses an existential threat
37
108260
2000
varoluşsal bir tehdit oluşturması nedeniyle
01:50
to global security.
38
110260
2000
orada kaldığımız söyleniyor.
01:52
In the words of President Obama,
39
112260
3000
Başkan Obama'nın sözleriyle,
01:55
"If the Taliban take over again,
40
115260
2000
"Eğer Taliban tekrar yönetimi ele geçirirse,
01:57
they will invite back Al-Qaeda,
41
117260
2000
El-Kaide'yi geri çağırırlar ve
01:59
who will try to kill as many of our people
42
119260
3000
ve onlar da yapabildikleri kadar çok insanımızı
02:02
as they possibly can."
43
122260
3000
öldürmeye çalışırlar."
02:05
The story that we're told
44
125260
2000
Bize anlatılan hikaye şu:
02:07
is that there was a "light footprint" initially --
45
127260
2000
Başlangıçta hafif bir ayak izi olduğu --
02:09
in other words, that we ended up in a situation
46
129260
2000
bir başka deyişle, yeteri kadar bölüğümüzün olmadığı,
02:11
where we didn't have enough troops,
47
131260
2000
yeteri kadar kaynağa sahip olmadığımız
02:13
we didn't have enough resources,
48
133260
2000
bir duruma düştüğümüz ve
02:15
that Afghans were frustrated --
49
135260
2000
Afganların hayal kırıklığına uğradıkları söylendi.
02:17
they felt there wasn't enough progress
50
137260
2000
Afganlar yeteri kadar ilerleme, ekonomik gelişim
02:19
and economic development and security,
51
139260
3000
ve güvenliğin olmadığını hissettiler,
02:22
and therefore the Taliban came back --
52
142260
2000
ve bu nedenle Taliban geri geldi.
02:24
that we responded in 2005 and 2006
53
144260
3000
2005 ve 2006'da bölük yerleştirme ile
02:27
with troop deployments,
54
147260
2000
cevap verdiğimiz,
02:29
but we still didn't put enough troops on the ground.
55
149260
4000
fakat hala sahaya yeterince bölük koymadığımız söylendi.
02:33
And that it wasn't until 2009,
56
153260
3000
Ve ancak 2009 yılında,
02:36
when President Obama signed off on a surge,
57
156260
3000
Başkan Obama daha çok bölük yerleştirilmesini onayladığında,
02:39
that we finally had,
58
159260
2000
Bakan Clinton'ın sözleriyle
02:41
in the words of Secretary Clinton,
59
161260
2000
sonunda gereken "strateji, liderlik ve
02:43
"the strategy, the leadership and the resources."
60
163260
3000
kaynaklar"ı elde ettik.
02:46
So, as the president now reassures us,
61
166260
3000
yani, Başkan'ın güvenimizi tazelediği gibi,
02:49
we are on track to achieve our goals.
62
169260
4000
hedeflerimizi başaracak yoldayız.
02:54
All of this is wrong.
63
174260
3000
Bütün bunlar yanlış.
02:57
Every one of those statements is wrong.
64
177260
3000
Bu açıklamaların her biri yanlış.
03:01
Afghanistan does not
65
181260
2000
Afganistan küresel güvenliğe
03:03
pose an existential threat
66
183260
2000
karşı varoluşsal bir tehdit
03:05
to global security.
67
185260
2000
teşkil etmiyor.
03:07
It is extremely unlikely
68
187260
2000
Taliban'ın bir daha
03:09
the Taliban would ever be able to take over the country --
69
189260
3000
ülkeyi ele geçirebileceği ihtimali son derece düşük --
03:12
extremely unlikely they'd be able to seize Kabul.
70
192260
2000
Kabil'i ele geçirebileceği ihtimali çok düşük.
03:14
They simply don't have a conventional military option.
71
194260
3000
Geleneksel bir ordu seçenekleri açık şekilde yok.
03:17
And even if they were able to do so, even if I'm wrong,
72
197260
3000
Ve oluşturabilseler bile, yanılıyorsam bile,
03:20
it's extremely unlikely
73
200260
2000
Taliban'ın El-Kaide'yi
03:22
the Taliban would invite back Al-Qaeda.
74
202260
2000
geri çağırma olasılığı pek yok.
03:24
From the Taliban's point of view,
75
204260
2000
Taliban'ın bakış açısından,
03:26
that was their number one mistake last time.
76
206260
3000
bu geçen sefer yaptıkları bir numaralı hataydı.
03:29
If they hadn't invited back Al-Qaeda,
77
209260
2000
Eğer El-Kaide'yi geri çağırmasalardı,
03:31
they would still be in power today.
78
211260
3000
şu an hala iktidarda olurlardı.
03:34
And even if I'm wrong about those two things,
79
214260
2000
Ve bu iki şey hakkında yanılıyor olsam bile,
03:36
even if they were able to take back the country,
80
216260
2000
eğer ülkeyi tekrar geri alabilseler bile,
03:38
even if they were to invite back Al-Qaeda,
81
218260
3000
eğer El-Kaide'yi çağırsalar bile,
03:41
it's extremely unlikely
82
221260
2000
El-Kaide'nin, Birleşik Devletler'e
03:43
that Al-Qaeda would significantly enhance
83
223260
2000
ve Avrupa'ya zarar verme gücünü
03:45
its ability to harm the United States
84
225260
2000
önemli ölçüde artırabilme ihtimali
03:47
or harm Europe.
85
227260
3000
çok düşük.
03:50
Because this isn't the 1990s anymore.
86
230260
2000
Çünkü artık 1990'lı yıllarda değiliz.
03:52
If the Al-Qaeda base
87
232260
2000
Eğer El-Kaide üssü
03:54
was to be established near Ghazni,
88
234260
2000
Gazne yakınlarında kurulmuş olsaydı,
03:56
we would hit them very hard,
89
236260
2000
onlara çok ağır vururduk,
03:58
and it would be very, very difficult
90
238260
2000
ve Taliban'ın onları koruması
04:00
for the Taliban to protect them.
91
240260
2000
çok zor olurdu.
04:02
Furthermore, it's simply not true
92
242260
3000
Ayrıca, Afganistan'da yanlış giden
04:05
that what went wrong in Afghanistan
93
245260
2000
şeyin birliklerin geniş etki alanının olduğu kanısı
04:07
is the light footprint.
94
247260
2000
tümüyle yanlış.
04:09
In my experience, in fact,
95
249260
2000
Deneyimlerime göre, aslında,
04:11
the light footprint was extremely helpful.
96
251260
4000
bu etki alanı son derece yararlıydı.
04:15
And these troops that we brought in --
97
255260
3000
Ve yolladığımız bu birlikler --
04:18
it's a great picture of David Beckham
98
258260
2000
Bu da David Beckham'ın orada
04:20
there on the sub-machine gun --
99
260260
2000
hafif makinalı tüfekli güzel bir resmi --
04:22
made the situation worse, not better.
100
262260
3000
durumu iyileştirmedi, aksine kötüleştirdi.
04:25
When I walked across Afghanistan
101
265260
2000
2001-2002 kışında Afganistan
04:27
in the winter of 2001-2002,
102
267260
3000
boyunca yürürken,
04:30
what I saw was scenes like this.
103
270260
2000
gördüğüm şeyler bu manzaralar gibiydi.
04:32
A girl, if you're lucky,
104
272260
2000
Bir kız, eğer şanslıysa,
04:34
in the corner of a dark room --
105
274260
2000
karanlık bir odanın köşesinde --
04:36
lucky to be able to look at the Koran.
106
276260
3000
Kuran'a bakabilme şansına sahipti.
04:39
But in those early days
107
279260
2000
Fakat o ilk günlerde,
04:41
when we're told we didn't have enough troops and enough resources,
108
281260
2000
bize yeterince birlik ve kaynağa sahip olmadığımız söylendiğinde,
04:43
we made a lot of progress in Afghanistan.
109
283260
2000
Afganistan'da büyük bir ilerleme kaydettik.
04:45
Within a few months,
110
285260
2000
Birkaç ay içerisinde,
04:47
there were two and a half million more girls in school.
111
287260
3000
iki buçuk milyon daha fazla kız okula gidiyordu.
04:50
In Sangin where I was sick in 2002,
112
290260
3000
Sangin'de 2002'de hasta olduğumda,
04:53
the nearest health clinic
113
293260
2000
en yakın sağlık kliniği
04:55
was within three days walk.
114
295260
2000
üç günlük yürüme mesafesindeydi.
04:57
Today, there are 14 health clinics
115
297260
3000
Bugün, sırf o bölgede 14 tane
05:00
in that area alone.
116
300260
2000
sağlık kliniği var.
05:02
There was amazing improvements.
117
302260
2000
Şaşırtıcı gelişmeler gerçekleşti.
05:04
We went from almost no Afghans
118
304260
2000
Taliban devri süresince neredeyse
05:06
having mobile telephones during the Taliban
119
306260
2000
hiç bir Afgan'ın cep telefonu olmadığı bir durumdan
05:08
to a situation where, almost overnight,
120
308260
2000
neredeyse bir gecede üç milyon Afgan'ın
05:10
three million Afghans had mobile telephones.
121
310260
4000
cep telefonu sahibi olduğu bir duruma geldik.
05:14
And we had progress in the free media.
122
314260
2000
Ve bağımsız medyada ilerleme kaydettik.
05:16
We had progress in elections --
123
316260
2000
Seçimlerde ilerlemeye şahit olduk --
05:18
all of this with the so-called light footprint.
124
318260
3000
bütün bunlar bu etki alanı sayesinde gerçekleşti.
05:21
But when we began to bring more money,
125
321260
3000
Fakat daha çok para getirmeye,
05:24
when we began to invest more resources,
126
324260
3000
daha fazla kaynak yatırımı yapmaya başladığımızda
05:27
things got worse, not better. How?
127
327260
3000
herşey kötüye gitti, iyiye değil. Nasıl mı?
05:30
Well first see, if you put 125 billion dollars a year
128
330260
3000
İlk olarak, Afganistan gibi, tüm devlet geliri
05:33
into a country like Afghanistan
129
333260
2000
yılda bir milyar dolar olan bir ülkeye
05:35
where the entire revenue of the Afghan state
130
335260
3000
bir yılda 125 milyar dolar
05:38
is one billion dollars a year,
131
338260
2000
getirirseniz,
05:40
you drown everything.
132
340260
3000
herşeyi batırırsınız.
05:43
It's not simply corruption and waste
133
343260
2000
Yalnızca yolsuzluk ve israf yaratmakla
05:45
that you create;
134
345260
2000
kalmayıp;
05:47
you essentially replace the priorities of the Afghan government,
135
347260
3000
Afgan hükümetinin, seçilmiş olan Afgan hükümetinin
05:50
the elected Afghan government,
136
350260
2000
önceliklerini, kısa turda olan ve
05:52
with the micromanaging tendencies
137
352260
2000
yakından idare etme eğilimlerine sahip
05:54
of foreigners on short tours
138
354260
3000
yabancıların kendi öncelikleri
05:57
with their own priorities.
139
357260
2000
ile değiştirirsiniz.
05:59
And the same is true for the troops.
140
359260
2000
Ve aynı şey birlikler için de doğru.
06:01
When I walked across Afghanistan,
141
361260
2000
Afganistan boyunca yürüdüğümde,
06:03
I stayed with people like this.
142
363260
2000
bu gibi insanlar ile kaldım.
06:05
This is Commandant Haji Malem Mohsin Khan of Kamenj.
143
365260
3000
Bu Kumandan Hacı Kamenj Hanı Malem Mohsin.
06:08
Commandant Haji Malem Mohsin Khan of Kamenj was a great host.
144
368260
3000
Kumandan çok harika bir ev sahibiydi.
06:11
He was very generous,
145
371260
2000
Kaldığım birçok Afgan gibi
06:13
like many of the Afghans I stayed with.
146
373260
2000
çok cömert bir insandı.
06:15
But he was also considerably more conservative,
147
375260
3000
Ama o da kabul etmek istediğimizden
06:18
considerably more anti-foreign,
148
378260
2000
oldukça çok muhafazakar,
06:20
considerably more Islamist
149
380260
2000
oldukça çok yabancı karşıtı,
06:22
than we'd like to acknowledge.
150
382260
3000
oldukça çok İslamcıydı.
06:25
This man, for example, Mullah Mustafa,
151
385260
2000
Örneğin bu adam Molla Mustafa
06:27
tried to shoot me.
152
387260
2000
beni vurmaya çalıştı.
06:29
And the reason I'm looking a little bit perplexed in this photograph
153
389260
3000
Ve bu fotoğrafta biraz şaşırmış gibi görünmemin nedeni
06:32
is I was somewhat frightened,
154
392260
2000
oldukça korkmuş olmamdı,
06:34
and I was too afraid on this occasion
155
394260
2000
ve bu durumda ona, çöl boyunca bir saat koşup
06:36
to ask him, having run for an hour through the desert
156
396260
2000
ve bu evde sığındıktan sonra, neden buraya geldiğini
06:38
and taken refuge in this house,
157
398260
2000
ve benimle fotoğraf çektirmek
06:40
why he had turned up and wanted to have his photograph taken with me.
158
400260
4000
istediğini sormaya bir hayli çekiniyordum.
06:44
But 18 months later, I asked him
159
404260
2000
Ama 18 ay sonra, ona beni neden
06:46
why he had tried to shoot me.
160
406260
2000
vurmaya çalıştığını sordum.
06:48
And Mullah Mustafa -- he's the man with the pen and paper --
161
408260
2000
Ve Molla Mustafa -- elinde kalem ve kağıt olan o --
06:50
explained that the man sitting immediately to the left as you look at the photograph,
162
410260
3000
fotoğrafa baktığınızda hemen solda oturan adam Nadir Shah'ın kendisine beni
06:53
Nadir Shah
163
413260
2000
vuramayacağına dair
06:55
had bet him that he couldn't hit me.
164
415260
3000
iddiaya girdiğini söyledi.
06:58
Now this is not to say
165
418260
2000
Şimdi bu demek değil ki
07:00
Afghanistan is a place full of people like Mullah Mustafa.
166
420260
3000
Afganistan Molla Mustafa gibi insanlarla dolu bir yer.
07:03
It's not; it's a wonderful place
167
423260
3000
Öyle değil: harika bir yer ve
07:06
full of incredible energy and intelligence.
168
426260
3000
inanılmaz bir enerji ve zeka ile dolu.
07:09
But it is a place
169
429260
2000
Ama bölük yerleştirmenin
07:11
where the putting-in of the troops
170
431260
2000
şiddeti azaltmak yerine
07:13
has increased the violence rather than decreased it.
171
433260
3000
arttırdığı bir yer.
07:16
2005, Anthony Fitzherbert,
172
436260
2000
2005 yılında bir ziraat mühendisi olan
07:18
an agricultural engineer,
173
438260
2000
Anthony Fitzherbert
07:20
could travel through Helmand,
174
440260
2000
Helmand boyunca seyahat edebilir,
07:22
could stay in Nad Ali, Sangin and Ghoresh,
175
442260
2000
Nad Ali, Sangin ve Göreş'te kalabilirdi,
07:24
which are now the names of villages where fighting is taking place.
176
444260
3000
ki bu yerler şimdi çatışmanın yaşandığı köylerin isimleri.
07:27
Today, he could never do that.
177
447260
3000
Bugün bunların hiçbirini yapamaz.
07:30
So the idea that we deployed the troops
178
450260
2000
Bu nedenle birlikleri Taliban direnişine
07:32
to respond to the Taliban insurgency
179
452260
2000
yanıt vermek için konuşlandırdığımız fikri
07:34
is mistaken.
180
454260
2000
yanlış.
07:36
Rather than preceding the insurgency,
181
456260
2000
Direnişi azaltmak yerine,
07:38
the Taliban followed the troop deployment,
182
458260
3000
Taliban bölük yerleştirmesini takip etti.
07:41
and as far as I'm concerned,
183
461260
2000
Ve bana kalırsa,
07:43
the troop deployment caused their return.
184
463260
3000
birlik konuşlanması geri gelmelerine neden oldu.
07:46
Now is this a new idea?
185
466260
2000
Şimdi bu yeni bir fikir mi?
07:48
No, there have been any number of people
186
468260
2000
Hayır, son yedi yıldır bunu söyleyen
07:50
saying this over the last seven years.
187
470260
3000
birçok insan oldu.
07:53
I ran a center at Harvard
188
473260
2000
2008 ve 2010 yılları arasında
07:55
from 2008 to 2010,
189
475260
2000
Harvard'ta bir merkez işlettim.
07:57
and there were people like Michael Semple there
190
477260
2000
Ve orada Michael Semple gibi Afgan dillerini
07:59
who speak Afghan languages fluently,
191
479260
2000
akıcı bir şekilde konuşan,
08:01
who've traveled to almost every district in the country.
192
481260
3000
neredeyse ülkedeki her bölgeye seyahat etmiş insanlar vardı.
08:04
Andrew Wilder, for example,
193
484260
3000
Örneğin Andrew Wilder,
08:07
born on the Pakistan-Iranian border,
194
487260
3000
Pakistan-Iran sınırında doğmuş,
08:10
served his whole life
195
490260
2000
tüm hayatı boyunca
08:12
in Pakistan and Afghanistan.
196
492260
2000
Pakistan ve Afganistan'da hizmet etmiş.
08:14
Paul Fishstein who began working there in 1978 --
197
494260
2000
1978 yılında orada çalışmaya başlamış olan Paul Fishstein
08:16
worked for Save the Children,
198
496260
2000
Save the Children (Çocukları Kurtarın) için çalışmış,
08:18
ran the Afghan research and evaluation unit.
199
498260
3000
Afgan araştırma ve değerlendirme birimini yönetmiş.
08:22
These are people
200
502260
2000
Bu insanlar
08:24
who were able to say consistently
201
504260
2000
devamlı olarak geliştirme yardımındaki artışın
08:26
that the increase in development aid
202
506260
2000
Afganistan'ı daha çok değil,
08:28
was making Afghanistan less secure, not more secure --
203
508260
3000
daha az güvenli bir yer yaptığını,
08:31
that the counter-insurgency strategy
204
511260
2000
direnişe karşı koyma stratejisinin
08:33
was not working and would not work.
205
513260
3000
işe yaramadığını ve yaramayacağını söyleyebildiler.
08:36
And yet, nobody listened to them.
206
516260
3000
Ancak, kimse onları dinlemedi.
08:39
Instead,
207
519260
2000
Bunun yerine,
08:41
there was a litany of astonishing optimism.
208
521260
2000
şaşırtıcı bir iyimserlik havası vardı.
08:43
Beginning in 2004,
209
523260
3000
2004'te başlayarak,
08:46
every general came in saying,
210
526260
3000
her general şu sözlerle göreve geldi,
08:49
"I've inherited a dismal situation,
211
529260
2000
"Umut vermeyen bir mevki devraldım,
08:51
but finally I have the right resources and the correct strategy,
212
531260
3000
fakat sonunda," General Barno'nun sözleriyle, "2004 yılında
08:54
which will deliver,"
213
534260
2000
belirleyici yılı
08:56
in General Barno's word in 2004,
214
536260
2000
getirecek doğru kaynak ve
08:58
the "decisive year."
215
538260
2000
uygun stratejiye sahibim."
09:00
Well guess what? It didn't.
216
540260
2000
Tahmin ettiğiniz gibi öyle olmadı.
09:02
But it wasn't sufficient to prevent General Abuzaid saying
217
542260
3000
Ama bu General Abuzaid'in 2005'te "belirleyici yılı" getirecek
09:05
that he had the strategy and the resources
218
545260
2000
strateji ve kanyaklara sahip olduğunu
09:07
to deliver, in 2005,
219
547260
2000
söylemesini
09:09
the "decisive year."
220
549260
2000
engellemeye yeterli olmadı.
09:11
Or General David Richards to come in 2006
221
551260
3000
Ya da General David Richards'ın 2006'da gelip,
09:14
and say he had the strategy and the resources
222
554260
2000
"kritik yılı" getirecek strateji ve kaynakları
09:16
to deliver the "crunch year."
223
556260
2000
olduğunu söylemesini,
09:18
Or in 2007,
224
558260
2000
ya da 2007'de,
09:20
the Norwegian deputy foreign minister, Espen Eide,
225
560260
3000
Norveçli Dışişleri Bakan Yardımcısı Espen Eide'nin
09:23
to say that that would deliver the "decisive year."
226
563260
3000
"belirleyici yılı" getireceklerini söylemesini,
09:26
Or in 2008, Major General Champoux
227
566260
2000
ya 2008'de, Tümgeneral Champoux'un
09:28
to come in and say he would deliver the "decisive year."
228
568260
3000
gelip "belirleyici yılı" getireceğini söylemesini,
09:31
Or in 2009, my great friend,
229
571260
2000
ya da 2009 yılında,
09:33
General Stanley McChrystal,
230
573260
2000
"belirleyici yılın içinde olduğunu"
09:35
who said that he was "knee-deep in the decisive year."
231
575260
3000
söyleyen çok iyi dostum General Stanley McChrystal'ı engelleyemedi.
09:38
Or in 2010,
232
578260
2000
Ya da 2010'da,
09:40
the U.K. foreign secretary, David Miliband,
233
580260
3000
İngiliz Dışişleri Bakanı David Milliband'in
09:43
who said that at last we would deliver the "decisive year."
234
583260
3000
sonunda "belirleyici yılı" getireceklerini söylemesinden alıkoyamadı.
09:46
And you'll be delighted to hear in 2011, today,
235
586260
3000
Ve bugün 2011 yılında Alman Dışişleri Bakanı
09:49
that Guido Westerwelle, the German foreign minister,
236
589260
3000
Guido Westerwelle'in "belirleyici yıl"da olduğumuzu
09:52
assures us that we are in the "decisive year."
237
592260
3000
temin ettiğini duymaktan memnun olacaksınız.
09:57
(Applause)
238
597260
6000
(Alkışlar)
10:03
How do we allow
239
603260
2000
Bütün bunların
10:05
any of this to happen?
240
605260
2000
olmasına nasıl izin veririz?
10:07
Well the answer, of course, is,
241
607260
2000
Yanıt, elbette ki, şu:
10:09
if you spend 125 billion or 130 billion
242
609260
2000
eğer bir ülkede bir yılda 125 ya da
10:11
dollars a year in a country,
243
611260
3000
130 milyar dolar harcarsanız,
10:14
you co-opt almost everybody.
244
614260
2000
neredeyse herkesi atayabilirsiniz,
10:16
Even the aid agencies,
245
616260
2000
ABD ve Avrupa devletlerinden
10:18
who begin to receive an enormous amount of money
246
618260
2000
okullar ve klinikler inşa etmek için muazzam miktarda
10:20
from the U.S. and the European governments
247
620260
2000
para almaya başlayan yardım kuruluşları bile
10:22
to build schools and clinics,
248
622260
2000
Afganistan'ın küresel güvenliğe karşı
10:24
are somewhat disinclined
249
624260
2000
varoluşsal bir tehdit
10:26
to challenge the idea
250
626260
2000
teşkil ettiği fikrine
10:28
that Afghanistan is an existential threat
251
628260
2000
itiraz etme konusunda oldukça
10:30
to global security.
252
630260
2000
isteksiz olurlar.
10:32
They're worried, in other words,
253
632260
2000
Bir başka deyişle,
10:34
that if anybody believes that it wasn't such a threat --
254
634260
2000
eğer kimse tehdit oluşturduğuna inanmazsa,
10:36
Oxfam, Save the Children
255
636260
2000
Oxfam, Save the Children
10:38
wouldn't get the money
256
638260
2000
hastane ve okul yaptırmak için
10:40
to build their hospitals and schools.
257
640260
2000
para alamayacaklarından endişe duyuyorlar.
10:42
It's also very difficult to confront a general
258
642260
2000
Göğsünde madalyalar taşıyan bir generale
10:44
with medals on his chest.
259
644260
2000
karşı koymak da çok zor.
10:46
It's very difficult for a politician,
260
646260
3000
Bir siyasetçi için çok zor,
10:49
because you're afraid that many lives have been lost in vain.
261
649260
3000
çünkü birçok insan hayatının boşuna kaybedildiğinden korkarsınız.
10:52
You feel deep, deep guilt.
262
652260
2000
Derin suçluluk hissedersiniz.
10:54
You exaggerate your fears,
263
654260
3000
Korkularınızı abartırsınız.
10:57
and you're terrified about the humiliation
264
657260
3000
Ve yenilginin getireceği aşağılanmadan
11:00
of defeat.
265
660260
2000
korkarsınız.
11:02
What is the solution to this?
266
662260
2000
Bunun çözümü nedir?
11:04
Well the solution to this
267
664260
2000
Bu duruma çözüm şu:
11:06
is we need to find a way
268
666260
2000
doğruyu söyleyen,
11:08
that people like Michael Semple, or those other people,
269
668260
3000
ülkeyi iyi bilen, 30 yılını orada geçiren Michael Semple
11:11
who are telling the truth, who know the country,
270
671260
3000
ya da onun gibi başka insanları
11:14
who've spent 30 years on the ground --
271
674260
2000
ve herşeyden en önemlisi,
11:16
and most importantly of all,
272
676260
2000
bu konuda eksik olan öğe,
11:18
the missing component of this --
273
678260
2000
neler olup bittiğini anlayan
11:20
Afghans themselves,
274
680260
2000
Afgan halkının kendisi
11:22
who understand what is going on.
275
682260
3000
dinlemeliyiz.
11:25
We need to somehow get their message
276
685260
3000
Bir şekilde mesajlarını politikacılara
11:28
to the policymakers.
277
688260
2000
iletmeliyiz.
11:30
And this is very difficult to do
278
690260
2000
Ve bunu yapmak yapımız
11:32
because of our structures.
279
692260
2000
nedeniyle çok zor.
11:34
The first thing we need to change
280
694260
2000
Değiştirmemiz gereken ilk şey
11:36
is the structures of our government.
281
696260
2000
devletimizin yapısı.
11:38
Very, very sadly,
282
698260
2000
Çok acı bir şekilde,
11:40
our foreign services, the United Nations,
283
700260
2000
dış servislerimiz, Birleşmiş Milletler,
11:42
the military in these countries
284
702260
2000
bu ülkelerdeki ordular
11:44
have very little idea of what's going on.
285
704260
2000
neler olduğuna dair pek bir fikri yok.
11:46
The average British soldier is on a tour of only six months;
286
706260
3000
Ortalama bir İngiliz askeri sadece altı ay görev yapıyorlar;
11:49
Italian soldiers, on tours of four months;
287
709260
3000
İtalyan askerleri dört ay, Amerikan
11:52
the American military, on tours of 12 months.
288
712260
3000
askerleri 12 ay görev yapıyorlar.
11:55
Diplomats are locked in embassy compounds.
289
715260
3000
Diplomatlar elçilik binalarında kilitliler.
11:58
When they go out, they travel in these curious armored vehicles
290
718260
3000
Dışarı çıktıklarında, bu tuhaf zırhlı araçlar içinde oldukça
12:01
with these somewhat threatening security teams
291
721260
3000
korkutucu güvenlik ekipleri ile seyahat ediyorlar ve
12:04
who ready 24 hours in advance
292
724260
2000
bu ekipler 24 saat öncesinden hazırlanıyor ve
12:06
who say you can only stay on the ground for an hour.
293
726260
2000
sahada sadece bir saat boyunca kalabileceğini söylüyorlar.
12:08
In the British embassy in Afghanistan
294
728260
2000
2008 yılında Afganistan'daki İngiliz
12:10
in 2008,
295
730260
2000
elçiliği
12:12
an embassy of 350 people,
296
732260
2000
350 kişiden oluşuyordu ve
12:14
there were only three people who could speak Dari,
297
734260
3000
içlerinde Afganistan'ın ana dili olan Dari'yi
12:17
the main language of Afghanistan, at a decent level.
298
737260
3000
iyi derecede konuşabilen sadece üç kişi vardı.
12:20
And there was not a single Pashto speaker.
299
740260
3000
Ve Paşto dilini konuşabilen tek kişi bile yoktu.
12:23
In the Afghan section in London
300
743260
3000
Oradaki Afgan politikasını yönetmekle
12:26
responsible for governing Afghan policy on the ground,
301
746260
3000
yükümlü Londra'daki Afgan bölümünde, geçen yıl
12:29
I was told last year
302
749260
2000
bana söylenene göre,
12:31
that there was not a single staff member
303
751260
2000
o bölümün çalışmakta olan
12:33
of the foreign office in that section
304
753260
3000
Afganistan'da görev yapmış
12:36
who had ever served
305
756260
2000
tek bir dış ofis
12:38
on a posting in Afghanistan.
306
758260
2000
elemanı yoktu.
12:40
So we need to change that institutional culture.
307
760260
2000
Bu nedenle kurumsal kültürü değiştirmemiz gerek.
12:42
And I could make the same points about the United States
308
762260
3000
Ve Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler için de
12:45
and the United Nations.
309
765260
2000
aynı noktalara temas edebilirim.
12:47
Secondly, we need to aim off of the optimism of the generals.
310
767260
3000
İkinci olarak, generallerin sahip olduğu iyimserlikten uzaklaşmalıyız.
12:50
We need to make sure that we're a little bit suspicious,
311
770260
3000
Biraz şüpheci yaklaştığımızdan, iyimserliğin
12:53
that we understand that optimism
312
773260
2000
ordunun DNA'sında olduğunu
12:55
is in the DNA of the military,
313
775260
2000
anladığımızdan ve buna
12:57
that we don't respond to it
314
777260
2000
büyük bir hevesle yanıt vermediğizden
12:59
with quite as much alacrity.
315
779260
2000
emin olmalıyız.
13:01
And thirdly, we need to have some humility.
316
781260
3000
Ve üçüncü olarak, biraz tevazuya sahip olmalıyız.
13:04
We need to begin from the position
317
784260
2000
Bilgimizin, gücümüzün,
13:06
that our knowledge, our power,
318
786260
2000
meşruluğumuzun sınırlı olduğu
13:08
our legitimacy
319
788260
2000
konumundan
13:10
is limited.
320
790260
2000
başlamalıyız.
13:12
This doesn't mean
321
792260
2000
Bu, dünya çapında
13:14
that intervention around the world is a disaster.
322
794260
2000
müdahalenin bir felaket olduğu anlamına gelmiyor.
13:16
It isn't.
323
796260
2000
Öyle değil.
13:18
Bosnia and Kosovo
324
798260
2000
Bosna ve Kosova
13:20
were signal successes,
325
800260
2000
önemli başarılardı,
13:22
great successes.
326
802260
3000
büyük başarılardı.
13:25
Today when you go to Bosnia
327
805260
2000
Bugün Bosna'ya gittiğinizde,
13:27
it is almost impossible to believe
328
807260
2000
1990'larda başlarında gördüklerimizin
13:29
that what we saw in the early 1990s happened.
329
809260
4000
gerçekleştiğine inanmanız neredeyse imkansız.
13:33
It's almost impossible to believe the progress we've made
330
813260
3000
1994'ten beri kaydettiğimiz ilerlemeye inanmak neredeyse
13:36
since 1994.
331
816260
3000
imkansız.
13:39
Refugee return,
332
819260
2000
Birleşmiş Milletler
13:41
which the United Nations High Commission for Refugees
333
821260
2000
Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin gerçekleşmesi ihtimalinin
13:43
thought would be extremely unlikely,
334
823260
2000
düşük olduğunu düşündüğü mülteci dönüşü
13:45
has largely happened.
335
825260
2000
büyük çapta gerçekleşti.
13:47
A million properties have been returned.
336
827260
2000
Bir milyon mülk geri getirildi.
13:49
Borders between the Bosniak territory
337
829260
2000
Boşnak bölgesi ile Boşnak-Sırp bölgesi
13:51
and the Bosnian-Serb territory have calmed down.
338
831260
3000
arasındaki sınırlarda durum yatıştı.
13:54
The national army has shrunk.
339
834260
3000
Ulusal ordu küçüldü.
13:57
The crime rates in Bosnia today
340
837260
2000
Bugün Bosna'daki suç oranı
13:59
are lower than they are in Sweden.
341
839260
3000
İsveç'tekinden daha düşük.
14:03
This has been done
342
843260
2000
Bütün bunlar uluslararası
14:05
by an incredible, principled effort
343
845260
3000
toplum ve elbette en önemlisi
14:08
by the international community,
344
848260
2000
Bosnalılar tarafından inanılmaz,
14:10
and, of course, above all,
345
850260
2000
ilkeli bir çaba ile
14:12
by Bosnians themselves.
346
852260
2000
gerçekleştirildi.
14:14
But you need to look at context.
347
854260
2000
Ama şartlara bakmanız gerekiyor.
14:16
And this is what we've lost in Afghanistan and Iraq.
348
856260
3000
Ve bu Afganistan ve Irak'ta kaybettiğimiz şey.
14:19
You need to understand that in those places
349
859260
2000
Şunu anlamanız gerekiyor ki o yerlerde
14:21
what really mattered
350
861260
2000
gerçekten önemli olan
14:23
was, firstly, the role of Tudman and Milosevic
351
863260
2000
öncelikle Tudman ve Milosevic'in anlaşmaya
14:25
in coming to the agreement,
352
865260
2000
varmadaki rolüydü,
14:27
and then the fact those men went,
353
867260
3000
ve sonra bu insanların gitmesiyle,
14:30
that the regional situation improved,
354
870260
2000
bölgesel durum iyileşti,
14:32
that the European Union could offer Bosnia
355
872260
3000
Avrupa Birliği Bosna'ya olağanüstü birşey
14:35
something extraordinary:
356
875260
2000
sunabildi:
14:37
the chance to be part
357
877260
2000
yeni birşeyin, yeni bir
14:39
of a new thing, a new club,
358
879260
2000
kulübün bir parçası olma şansı,
14:41
a chance to join something bigger.
359
881260
3000
büyük birşeye katılma şansı.
14:44
And finally, we need to understand that in Bosnia and Kosovo,
360
884260
3000
Ve son olarak, Bosna ve Kosova'da yaptıklarımızın,
14:47
a lot of the secret of what we did,
361
887260
2000
başarılarımızın ardındaki sırrın
14:49
a lot of the secret of our success,
362
889260
2000
gösterdiğimiz tevazu ve
14:51
was our humility --
363
891260
2000
müdahelemizin
14:53
was the tentative nature of our engagement.
364
893260
3000
geçici doğasından ibaret olduğunu anlamalıyız.
14:56
We criticized people a lot in Bosnia
365
896260
2000
Bosna'daki insanları savaş suçlularını
14:58
for being quite slow to take on war criminals.
366
898260
2000
devirmek konusunda çok yavaş olmakla eleştirdik.
15:00
We criticized them
367
900260
2000
Mültecileri geri getirmekte
15:02
for being quite slow to return refugees.
368
902260
2000
çok yavaş olmakla eleştirdik.
15:04
But that slowness, that caution,
369
904260
2000
Fakat bu yavaşlık, bu dikkat,
15:06
the fact that President Clinton initially said
370
906260
3000
Başkan Clinton'ın başlarda Amerikan
15:09
that American troops would only be deployed for a year,
371
909260
2000
askerilerinin sadece bir yıllığına konuşlandırılacağını söylemesi
15:11
turned out to be a strength,
372
911260
2000
bir güç haline geldi,
15:13
and it helped us to put our priorities right.
373
913260
3000
ve önceliklerimizi doğru şekilde belirlememize yardım etti.
15:16
One of the saddest things
374
916260
2000
Afganistan'daki müdahalemize dair
15:18
about our involvement in Afghanistan
375
918260
2000
en üzücü olan şeylerden biri
15:20
is that we've got our priorities out of sync.
376
920260
2000
önceliklerimizi uyumsuz bir şekilde belirlemiş olmamız.
15:22
We're not matching our resources to our priorities.
377
922260
3000
Kaynaklarımızı, önceliklerimize eşleştirmiyoruz.
15:25
Because if what we're interested in is terrorism,
378
925260
3000
Çünkü eğer asıl ilgilendiğimiz konu terörizm ise,
15:28
Pakistan is far more important than Afghanistan.
379
928260
3000
Pakistan Afganistan'dan çok daha önemli.
15:31
If what we're interested in is regional stability,
380
931260
2000
Eğer ilgilendiğimiz konu bölgesel istikrar ise,
15:33
Egypt is far more important.
381
933260
2000
Mısır çok daha önemli.
15:35
If what we're worried about is poverty and development,
382
935260
3000
Eğer endişelendiğimiz konu yoksulluk ve geliştirme ise,
15:38
sub-Saharan Africa is far more important.
383
938260
3000
Sahra Çölüne özgü Afrika çok daha önemli.
15:41
This doesn't mean that Afghanistan doesn't matter,
384
941260
3000
Bu Afganistan'ın önemli olmadığı anlamına gelmiyor,
15:44
but that it's one of 40 countries in the world
385
944260
2000
ama dünya üzerinde dahil olmamız gereken 40
15:46
with which we need to engage.
386
946260
2000
ülkeden biri olduğu anlamına geliyor.
15:48
So if I can finish with a metaphor for intervention,
387
948260
4000
Yani eğer müdahaleye dair bir benzetme ile bitirebilirsem,
15:52
what we need to think of
388
952260
3000
düşünmemiz gereken
15:55
is something like mountain rescue.
389
955260
3000
dağ kurtarma gibi birşey.
15:58
Why mountain rescue?
390
958260
2000
Neden mi dağ kurtarma?
16:00
Because when people talk about intervention,
391
960260
3000
Çünkü insanlar müdahale hakkında konuştuklarında,
16:03
they imagine that some scientific theory --
392
963260
2000
ortada bilimsel bir teori olduğunu düşünürler --
16:05
the Rand Corporation goes around
393
965260
2000
RAND şirketini dolaşıp,
16:07
counting 43 previous insurgencies
394
967260
3000
önceki 43 direnişi sayarak
16:10
producing mathematical formula
395
970260
2000
matematiksel bir formül yaratıp
16:12
saying you need one trained counter-insurgent
396
972260
2000
nüfusun her 20 üyesine eğitimli bir direniş karşıtına
16:14
for every 20 members of the population.
397
974260
3000
ihtiyaç olduğunu söylerler.
16:17
This is the wrong way of looking at it.
398
977260
2000
Bu olaya yanlış yoldan bakmak olur.
16:19
You need to look at it in the way that you look at mountain rescue.
399
979260
3000
Dağ kurtarma çalışmasına baktığınız gibi bakmanız gerekir.
16:22
When you're doing mountain rescue,
400
982260
2000
Dağ kurtarma çalışması yapmak için
16:24
you don't take a doctorate in mountain rescue,
401
984260
3000
bu konuda doktora almazsanız,
16:27
you look for somebody who knows the terrain.
402
987260
3000
araziyi bilen birisini bulmaya çalışırsınız.
16:30
It's about context.
403
990260
2000
Bu şartlarla alakalı.
16:32
You understand that you can prepare,
404
992260
2000
Hazırlık yapabileceğinizi bilirsiniz,
16:34
but the amount of preparation you can do
405
994260
2000
fakat yapabileceğiniz hazırlık miktarı
16:36
is limited --
406
996260
2000
sınırlıdır.
16:38
you can take some water, you can have a map,
407
998260
2000
Biraz su alabilir, bir harita alabilir,
16:40
you can have a pack.
408
1000260
2000
bir sırt çantası alabilirsiniz.
16:42
But what really matters
409
1002260
2000
Ama asıl önemli olan
16:44
is two kinds of problems --
410
1004260
2000
iki tür problemdir --
16:46
problems that occur on the mountain
411
1006260
2000
dağda gerçekleşen, öngöremediğiniz
16:48
which you couldn't anticipate,
412
1008260
2000
fakat üstesinden gelebileceğiniz,
16:50
such as, for example, ice on a slope,
413
1010260
3000
örneğin buzlanmış yokuş gibi
16:53
but which you can get around,
414
1013260
2000
problemler ve
16:55
and problems which you couldn't anticipate
415
1015260
3000
öngöremediğiniz ve üstesinden gelemeyeceğiniz
16:58
and which you can't get around,
416
1018260
2000
problemler, örneğin ani bir kar fırtınası
17:00
like a sudden blizzard or an avalanche
417
1020260
2000
ya da bir çığ ya da havada
17:02
or a change in the weather.
418
1022260
2000
bir değişiklik.
17:04
And the key to this
419
1024260
2000
Ve buradaki kilit nokta
17:06
is a guide who has been on that mountain,
420
1026260
3000
her sıcaklıkta, her dönemde o dağda
17:09
in every temperature,
421
1029260
2000
bulunmuş
17:11
at every period --
422
1031260
2000
bir rehber --
17:13
a guide who, above all,
423
1033260
2000
herşeyden önce, ne zaman
17:15
knows when to turn back,
424
1035260
2000
döneceğini bilen
17:17
who doesn't press on relentlessly
425
1037260
2000
şartlar aleyhine döndüğünde,
17:19
when conditions turn against them.
426
1039260
2000
inatla üstelemeyen bir rehberdir.
17:21
What we look for
427
1041260
2000
İtfaiyecilerde,
17:23
in firemen, in climbers, in policemen,
428
1043260
3000
dağcılarda, polislerde aradığımız,
17:26
and what we should look for in intervention,
429
1046260
2000
ve bir müdahale için aramamız gereken şey
17:28
is intelligent risk takers --
430
1048260
2000
zeki, risk alan insanlar --
17:30
not people who plunge blind off a cliff,
431
1050260
3000
bir uçurumdan gözleri kapalı atlayan,
17:33
not people who jump into a burning room,
432
1053260
3000
yanan bir odaya atlayan insanlar değil,
17:36
but who weigh their risks,
433
1056260
2000
ama risklerini, sorumluluklarını
17:38
weigh their responsibilities.
434
1058260
2000
tartan insanlar.
17:40
Because the worst thing we have done in Afghanistan
435
1060260
3000
Çünkü Afganistan'da yapmış olduğumuz en kötü şey
17:43
is this idea
436
1063260
2000
başarısızlığın bir seçenek
17:45
that failure is not an option.
437
1065260
3000
olmadığı fikrini yaratmak.
17:48
It makes failure invisible,
438
1068260
3000
Bu başarısızlığı görünmez,
17:51
inconceivable and inevitable.
439
1071260
3000
anlaşılmaz ve kaçınılmaz kılıyor.
17:54
And if we can resist
440
1074260
2000
Ve biz bu çılgın slogana
17:56
this crazy slogan,
441
1076260
2000
karşı koyabilirsek,
17:58
we shall discover --
442
1078260
2000
Mısır'da, Suriye'de, Libya'da,
18:00
in Egypt, in Syria, in Libya,
443
1080260
2000
ve dünyada nereye gidersek gidelim
18:02
and anywhere else we go in the world --
444
1082260
3000
eğer yapmış gibi göründüğümüzden daha azını
18:05
that if we can often do much less than we pretend,
445
1085260
3000
yapabilirsek, korktuğumuzdan daha çok şey
18:08
we can do much more than we fear.
446
1088260
4000
yapabileceğimizi keşfedeceğiz.
18:12
Thank you very much.
447
1092260
2000
Çok teşekkür ederim.
18:14
(Applause)
448
1094260
2000
(Alkışlar)
18:16
Thank you. Thank you very much.
449
1096260
3000
Teşekkürler. Çok teşekkür ederim.
18:19
Thank you. Thank you very much.
450
1099260
3000
Teşekkürler. Çok teşekkür ederim.
18:22
Thank you. Thank you. Thank you.
451
1102260
4000
Teşekkürler. Teşekkürler.
18:26
(Applause)
452
1106260
8000
(Alkışlar)
18:34
Thank you.
453
1114260
2000
Teşekkür ederim.
18:36
Thank you. Thank you.
454
1116260
2000
Teşekkürler.
18:38
Thank you.
455
1118260
2000
Teşekkür ederim.
18:40
(Applause)
456
1120260
2000
(Alkışlar)
18:42
Bruno Giussani: Rory, you mentioned Libya at the end.
457
1122260
3000
Bruno Giussani: Rory, konuşmanın sonunda Libya'dan bahsettin.
18:45
Just briefly, what's your take on the current events there
458
1125260
3000
Kısaca, orada bugün yaşanan olaylar ve müdahale hakkında
18:48
and the intervention?
459
1128260
2000
ne düşünüyorsun?
18:50
Rory Stewart: Okay, I think Libya poses the classic problem.
460
1130260
3000
Rory Stewart: Pekala, bence Libya var olan klasik bir sorunu teşkil ediyor.
18:53
The problem in Libya
461
1133260
2000
Libya'daki sorun
18:55
is that we are always pushing for the black or white.
462
1135260
2000
bizim her zaman siyah ve beyaz için yükleniyor olmamız.
18:57
We imagine there are only two choices:
463
1137260
2000
Sadece iki seçeneğin olduğunu düşünüyoruz:
18:59
either full engagement and troop deployment
464
1139260
3000
ya tam müdahale ve asker yerleştirme
19:02
or total isolation.
465
1142260
2000
ya da tümüyle tecrit.
19:04
And we are always being tempted up to our neck.
466
1144260
3000
Ve her zaman boğazımıza kadar işe giriyoruz.
19:07
We put our toes in and we go up to our neck.
467
1147260
2000
Boğazımıza kadar batıyoruz.
19:09
What we should have done in Libya
468
1149260
2000
Libya'da yapmış olmamız gereken şuydu:
19:11
is we should have stuck to the U.N. resolution.
469
1151260
2000
B.M. çözümüne sadık kalmalıydık.
19:13
We should have limited ourselves very, very strictly
470
1153260
3000
Kendimiz kati bir biçimde sadece Bengazi'deki
19:16
to the protection of the civilian population in Benghazi.
471
1156260
3000
sivil nüfusun koruması ile sınırlamalıydık.
19:19
We could have done that.
472
1159260
2000
Bunu yapabilirdik.
19:21
We set up a no-fly zone within 48 hours
473
1161260
3000
48 saat içinde uçuşa yasak bir bölge kurduk
19:24
because Gaddafi had no planes
474
1164260
2000
çünkü Kaddafi'nin 48 saat içinde
19:26
within 48 hours.
475
1166260
2000
ulaşabileceği uçakları yoktu.
19:28
Instead of which, we've allowed ourselves to be tempted
476
1168260
3000
Onun yerine, kendimizi rejim değişimine doğru sürüklenmeye
19:31
towards regime change.
477
1171260
2000
izin verdik.
19:33
In doing so, we've destroyed our credibility with the Security Council,
478
1173260
4000
Bunu yaparak, güvenlik konseyinin güvenini kaybettik,
19:37
which means it's very difficult
479
1177260
2000
yani Suriye'de bir çözüme
19:39
to get a resolution on Syria,
480
1179260
2000
ulaşmak çok zor,
19:41
and we're setting ourselves up again for failure.
481
1181260
3000
ve yine kendimizi başarısızlığa yönlendiriyoruz.
19:44
Once more, humility,
482
1184260
2000
Bir daha, tevazu,
19:46
limits, honesty,
483
1186260
2000
sınırlar, dürüstlük,
19:48
realistic expectations
484
1188260
2000
gerçekçi beklentiler
19:50
and we could have achieved something to be proud of.
485
1190260
2000
ve böylece gurur duyabileceğimiz bir şey başarmış olurduk.
19:52
BG: Rory, thank you very much.
486
1192260
2000
BG: Rory, çok teşekkür ederim.
19:54
RS: Thank you. (BG: Thank you.)
487
1194260
2000
RS: Teşekkürler. (BG: Teşekkürler.)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7