Love -- you're doing it wrong | Yann Dall'Aglio

Yann Dall'Aglio: Aşk -- Yanlış yapıyorsunuz

Translator: Naíma Perrella Milani Reviewer: Elisabeth Buffard

Çeviri: güney örnek Gözden geçirme: Uğur Çakır

What is love?

Aşk nedir?

It's a hard term to define

Çok geniş uygulama alanına sahip olmasından dolayı

in so far as it has a very wide application.

tanımlanması zor bir terimdir.

I can love jogging.

Tempolu koşuyu sevebilirim.

I can love a book, a movie.

Bir kitabı, bir filmi sevebilirim.

I can love escalopes.

Şnitzeli sevebilirim.

I can love my wife.

Eşimi sevebilirim.

(Laughter)

(Kahkaha)

But there's a great difference

Ama örnek olması için,

between an escalope and my wife, for instance.

şnitzel ile eşim arasında büyük bir fark var.

That is, if I value the escalope,

Ben şnitzele değer verirsem ,

the escalope, on the other hand, it doesn't value me back.

şnitzel bana değer vermez.

Whereas my wife, she calls me

Oysa ki karım beni

the star of her life.

hayatının yıldızı olarak görüyor.

(Laughter)

(Kahkaha)

Therefore, only another desiring conscience

Bu nedenle, sadece başka bir arzu edilen bilinç

can conceive me as a desirable being.

beni arzu edilen bir varlık olarak düşünebilir.

I know this, that's why

Şunu biliyorum,

love can be defined in a more accurate way

aşkın, daha isabetli bir şekilde

as the desire of being desired.

"arzulanmanın arzusu" olarak tanımlanabilmesinin nedeni budur.

Hence the eternal problem of love:

Dolayısıyla sevginin ebedi sorunu:

how to become and remain desirable?

nasıl istenen olunur ve kalınır?

The individual used to find

Birey kendi hayatını

an answer to this problem

toplum kurallarına teslim ederek

by submitting his life to community rules.

bu soruna bir çözüm bulmaya alışkındır.

You had a specific part to play

Cinsiyetine, yaşına,

according to your sex, your age,

sosyal statüne göre,

your social status,

oynamak için spesifik bir rolün var

and you only had to play your part

ve tüm toplum tarafından sevilmek ve değerli görülmek için

to be valued and loved by the whole community.

kendi rolünü oynamak zorundasın.

Think about the young woman who must remain chaste before marriage.

Evlilikten önce cinsel ilişkiden kaçınması gereken genç kadını düşünün.

Think about the youngest son who must obey the eldest son,

Aile reisine itaat etmesi gereken büyük oğulu

who in turn must obey the patriarch.

ve ona itaat etmesi gereken kardeşini düşünün.

But a phenomenon

Ancak

started in the 13th century,

13. Yüzyılda

mainly in the Renaissance, in the West,

başlıca Rönesans'la batıda, insanlık tarihinin

that caused the biggest identity crisis

en büyük kimlik krizine neden olan

in the history of humankind.

bir fenomen başladı.

This phenomenon is modernity.

Bu fenomen modernlikti.

We can basically summarize it through a triple process.

Biz bunu kısaca üçlü bir süreçle özetleyebiliriz.

First, a process of rationalization of scientific research,

İlki, teknik ilerlemeyi hızlandıran bilimsel araştırmanın

which has accelerated technical progress.

rasyonalizasyon süreci

Next, a process of political democratization,

İkincisi, bireysel hakları teşvik eden

which has fostered individual rights.

politik demokratikleşme süreci.

And finally, a process of rationalization of economic production

Ve son olarak, ekonomik üretimin rasyonelleştirilmesi

and of trade liberalization.

ve ticaretin serbestleştirilmesi süreci.

These three intertwined processes

Bu üç iç içe geçmiş süreçler

have completely annihilated

bireyler için radikal sonuçlarla

all the traditional bearings of Western societies,

batı toplumlarının tüm geleneksel mafsallarını

with radical consequences for the individual.

tamamen yok etti.

Now individuals are free

Artık bireyler

to value or disvalue

herhangi bir tutumu, seçeneği ve gayeyi

any attitude, any choice, any object.

değerli ya da değersiz kılmakta özgürdürler.

But as a result, they are themselves confronted

Ancak sonuç olarak,onlar da

with this same freedom that others have

diğerlerinin onları değerli ya da değersiz kılma

to value or disvalue them.

özgürlükleriyle karşılaşmışlar.

In other words, my value was once ensured

Başka bir deyişle benim değerim

by submitting myself to the traditional authorities.

kendimi geleneksel otoriteye teslim etmemle garantiye alınmıştır.

Now it is quoted in the stock exchange.

Fiyat artık piyasada belirlenmiştir.

On the free market of individual desires,

Bireysel isteklerin serbest piyasasında

I negotiate my value every day.

her gün kendi değerimin pazarlığını yapıyorum.

Hence the anxiety of contemporary man.

Bu nedenden doğar çağdaş insanın kaygısı.

He is obsessed: "Am I desirable? How desirable?

Tedirgindir: "Arzu ediliyor muyum? Ne kadar arzu ediliyorum?"

How many people are going to love me?"

Kaç insan beni sevecek?

And how does he respond to this anxiety?

Bu kaygıya nasıl tepki verir?

Well, by hysterically collecting symbols of desirability.

Eh, arzu edilmenin sembollerini deli gibi toplayarak.

(Laughter)

(Kahkaha)

I call this act of collecting,

Ben bu toplama işini,

along with others, seduction capital.

cazibe sermayesi diye adlandırıyorum.

Indeed, our consumer society

Gerçekten de bizim tüketici toplumumuz

is largely based on seduction capital.

büyük oranda cazibe sermayesine dayanmaktadır.

It is said about this consumption that our age is materialistic.

Bu tüketimle ilgili olarak çağımızın materyalist olduğu söylenir.

But it's not true! We only accumulate objects

Ancak bu doğru değil! Biz sadece

in order to communicate with other minds.

diğer zihinlerle iletişim kurmak için nesneleri birleştiririz.

We do it to make them love us, to seduce them.

Bunu onları baştan çıkarmak için,bizi sevmeleri için yapıyoruz.

Nothing could be less materialistic, or more sentimental,

Hiçbir şey bir gencin, Jennifer'ı memnun etmek istediği için

than a teenager buying brand new jeans

yepyeni bir kot pantolon almasından

and tearing them at the knees,

ve dizlerini yırtmasından

because he wants to please Jennifer.

daha az materyalist veya daha fazla duygusal olamaz.

(Laughter)

(Kahkaha)

Consumerism is not materialism.

Tüketicilik materyalizm değildir.

It is rather what is swallowed up

Bu daha ziyade içine çekilen

and sacrificed in the name of the god of love,

ve sevgi tanrısı adına ya da

or rather in the name of seduction capital.

cazibe sermayesi adına kurban edilen şeydir.

In light of this observation on contemporary love,

Çağdaş aşkla ilgili bu gözlem ışığında

how can we think of love in the years to come?

gelecek yıllarda sevgiyi, aşkı nasıl düşünebiliriz?

We can envision two hypotheses:

İki hipotez düşünebiliriz:

The first one consists of betting

İlki bu narsistik kapitalizasyon sürecinin

that this process of narcissistic capitalization will intensify.

yoğunlaşacağı bahsini içermektedir.

It is hard to say what shape this intensification will take,

Bu yoğunluğun hangi şekli alacağını söylemek zordur.

because it largely depends

Çünkü bu büyük oranda

on social and technical innovations,

tabiatı gereği tahmin edilmesi zor olan

which are by definition difficult to predict.

sosyal ve teknik gelişmelere bağlıdır.

But we can, for instance,

Ancak biz örneğin,

imagine a dating website

biraz sadakat puanları programı gibi

which, a bit like those loyalty points programs,

cazibe sermayesi puanları kullanan

uses seduction capital points

randevu sitesi hayal edebiliriz.

that vary according to my age, my height/weight ratio,

Yaşımı, boy/ağırlık oranımı,

my degree, my salary,

seviyemi, maaşımı ya da

or the number of clicks on my profile.

profilimdeki tıklanma sayısını baz alan bir site.

We can also imagine

Aynı zamanda

a chemical treatment for breakups

bağlanma duygularını zayıflatan ayrılıklar için

that weakens the feelings of attachment.

kimyasal bir tedavi de hayal edebiliriz.

By the way, there's a program on MTV already

Söz açılmışken, MTV'de

in which seduction teachers

cazibe öğretmenlerinin bir hastalıkmış gibi

treat heartache as a disease.

gönül yarasını tedavi ettikleri bir program da vardır.

These teachers call themselves "pick-up artists."

Bu öğretmenler kendilerini "kız tavlama sanatçıları " olarak adlandırıyorlar.

"Artist" in French is easy, it means "artiste."

"Sanatçı"; Fransız dilinde kolaydır, "artiste" anlamına gelmektedir.

"Pick-up" is to pick someone up,

Pick-up"; birilerini yukarı kaldırmaktır.

but not just any picking up -- it's picking up chicks.

ama sadece herhangi birini kaldırmak değil – piliçleri kaldırmaktır.

So they are artists of picking up chicks.

Bu nedenle onlar piliç kaldırma sanatçılarıdır.

(Laughter)

(Kahkaha)

And they call heartache "one-itis."

Hem de onlar gönül yarasına "one-itis" diyorlar.

In English, "itis" is a suffix that signifies infection.

İngiliz dilinde,"itis" enfeksiyonu gösteren bir ektir.

One-itis can be translated as "an infection from one."

One-itis "birinden mikrop kapma" olarak tercüme edilebilir.

It's a bit disgusting. Indeed, for the pick-up artists,

Bu bir az tiksindiricidir. Nitekim, kaldırma sanatçıları için

falling in love with someone

birine aşık olmak

is a waste of time,

zaman kaybıdır.

it's squandering your seduction capital,

Bu sizin cazibe sermayenizi israf eder,

so it must be eliminated

Bu nedenle aşk bir hastalık,

like a disease, like an infection.

bir enfeksiyon gibi elenmelidir.

We can also envision

Biz de aynı zamanda genomların

a romantic use of the genome.

romantik kullanımını hayal edebiliriz.

Everyone would carry it around

Herkes onu etrafında taşır

and present it like a business card

ve eğer cazibe üremeye yol açarsa

to verify if seduction can progress to reproduction.

doğrulamak için onu kartvizit gibi sunar.

(Laughter)

(Kahkaha)

Of course, this race for seduction,

Tabii ki, bu cazibe yarışı

like every fierce competition,

her şiddetli rekabet gibi

will create huge disparities in narcissistic satisfaction,

narsisistik memnuniyette büyük eşitsizliikler yaratacak

and therefore a lot of loneliness and frustration too.

ve bu nedenle çok sayıda yalnızlık ve hayal kırıklıkları da ortaya çıkacaktır.

So we can expect that modernity itself,

Bu nedenle biz cazibe sermayesinin kökeni olan modernitenin

which is the origin of seduction capital, would be called into question.

kendisinin sorgulanmasını bekleyebiliriz.

I'm thinking particularly of the reaction

Ben özellikle

of neo-fascist or religious communes.

neo-faşist veya dini toplulukların tepkisini düşünüyorum.

But such a future doesn't have to be.

Ancak bu tarz bir gelecek zorunlu değil.

Another path to thinking about love may be possible.

Aşkla ilgili düşünmek için başka bir yol mümkün olabilir.

But how?

Ama nasıl?

How to renounce the hysterical need to be valued?

Değerli olmak için histerik ihtiyaç nasıl terk edilir?

Well, by becoming aware of my uselessness.

Eh, faydasız olduğumun farkına varmakla.

(Laughter)

(Kahkaha)

Yes,

Evet,

I'm useless.

Ben faydasızım.

But rest assured:

Ancak geriye kalanlar da eminler:

so are you.

sen de öylesin.

(Laughter)

(Kahkaha)

(Applause)

(Alkış)

We are all useless.

Hepimiz faydasısız.

This uselessness is easily demonstrated,

Bu faydasızlık değerli olmak için

because in order to be valued

birinin beni arzulamasına ihtiyaç duymamla

I need another to desire me,

(ki bu da kendi başıma bir değerimin olmadığını gösterir)

which shows that I do not have any value of my own.

kolay bir şekilde gösterilir.

I don't have any inherent value.

Doğuştan gelen değerim yok.

We all pretend to have an idol;

Hepimizi bir idol rolüne girmişiz;

we all pretend to be an idol for someone else, but actually

hepimiz bir başkası için idol gibi davranırız ancak aslında

we are all impostors, a bit like a man on the street

hepimiz biraz

who appears totally cool and indifferent,

sokakta tamamen rahat ve ilgisiz görünürken

while he has actually anticipated and calculated

tüm gözlerin üzerinde olmasını öngören ve

so that all eyes are on him.

hesaplayan adam gibi sahtekarız.

I think that becoming aware

Bence her birimizi endişelendiren

of this general imposture

bu genel sahtekarlığın farkında olmak

that concerns all of us

aşk ilişkilerimizi

would ease our love relationships.

kolaylaştıracak.

It is because I want to be loved

Bunun sebebi

from head to toe,

cazibe histerisinin var olduğu her seçimimde

justified in my every choice,

haklı olmak istemem

that the seduction hysteria exists.

ve tepeden tırnağa sevilmek istemem.

And therefore I want to seem perfect

Bu nedenle mükemmel gözükmek istiyorum,

so that another can love me.

böylece başkaları beni sevebilir.

I want them to be perfect

Onların mükemmel olmalarını istiyorum,

so that I can be reassured of my value.

böylece değerli olduğumu güvence altına alabilirim.

It leads to couples

Bu, en ufak bir başarısızlıkta

obsessed with performance

kimin ayrılacağı konusuna

who will break up, just like that,

kilitlenen çiftlere

at the slightest underachievement.

yol gösterir.

In contrast to this attitude,

Bu tutumun aksine,

I call upon tenderness -- love as tenderness.

ben hassasiyet istiyorum -- hassasiyet gibi sev.

What is tenderness?

Hassasiyet nedir?

To be tender is to accept the loved one's weaknesses.

Hassas olmak sevdiğin kişinin zayıf yönlerini kabul etmektir.

It's not about becoming a sad couple of orderlies.

Bu emir eri üzgün bir çift olmak gibi bir şey değildir.

(Laughter)

(Kahkaha)

That's pretty bad.

Bu oldukça kötüdür.

On the contrary,

Aksine,

there's plenty of charm and happiness in tenderness.

hassasiyette bol çekicilik ve mutluluk vardır.

I refer specifically to a kind of humor that is unfortunately underused.

Özellikle ne yazık ki gereken şekilde kullanılmayan bir mizah türünü kastediyorum.

It is a sort of poetry of deliberate awkwardness.

Bu bir tür kasıtlı beceriksizlik şiiridir.

I refer to self-mockery.

Kendisi ile alay etmeye değiniyorum.

For a couple who is no longer sustained, supported

Geleneğin kısıtlamaları tarafından desteklenmeyen,

by the constraints of tradition,

artık sürdürülmeyen ilişkide bir çift için

I believe that self-mockery

kendileri ile alay etmenin ilişkilerine devam etmek için

is one of the best means for the relationship to endure.

en iyi araçlardan biri olduğuna inanıyorum.