Béatrice Coron: Stories cut from paper

Béatrice Coron: Kağıtların öyküleri

69,800 views ・ 2011-10-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayse Gurel Erguven Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:18
(Applause)
0
18260
6000
(Alkış)
00:32
(Applause)
1
32260
4000
(Alkış)
00:42
I am a papercutter.
2
42260
3000
Benim işim kağıt kesmek.
00:45
(Laughter)
3
45260
2000
(Gülüşmeler)
00:47
I cut stories.
4
47260
3000
Kağıt keserek öyküler oluşturuyorum.
00:50
So my process is very straightforward.
5
50260
3000
Esasen bu iş çok basit.
00:53
I take a piece of paper,
6
53260
2000
Elime bir kağıt parçası alıyorum.
00:55
I visualize my story,
7
55260
3000
Aklımdaki hikayeyi görselleştiriyorum.
00:58
sometimes I sketch, sometimes I don't.
8
58260
3000
bazen eskiz yapıyorum. Bazen de buna gerek kalmıyor.
01:01
And as my image
9
61260
2000
Aklımdaki imge
01:03
is already inside the paper,
10
63260
3000
zaten kağıdın kendisinde var.
01:06
I just have to remove
11
66260
2000
Yapmam gereken sadece
01:08
what's not from that story.
12
68260
3000
hikayeye ait olmayan parçaları çıkarmak oluyor.
01:11
So I didn't come to papercutting
13
71260
3000
Kağıdı düz bir çizgide
01:14
in a straight line.
14
74260
2000
kesmiyorum sizin anlayacağınız.
01:16
In fact,
15
76260
2000
Aslında
01:18
I see it more as a spiral.
16
78260
2000
yuvarlak biçimde olmasını istiyorum.
01:20
I was not born
17
80260
2000
Elimde
01:22
with a blade in my hand.
18
82260
3000
kesici bir cisimle doğmadım.
01:25
And I don't remember papercutting as a child.
19
85260
3000
Çocukken kendimi kağıt keserken hatırlamıyorum.
01:28
As a teenager,
20
88260
2000
Ergenlik çağımda
01:30
I was sketching, drawing,
21
90260
2000
eskiz eşliğinde çizim yapıyordum
01:32
and I wanted to be an artist.
22
92260
2000
ve sanatçı olmak istedim.
01:34
But I was also a rebel.
23
94260
4000
Kaderine razı olan biri değildim. Aynı zamanda isyankardım.
01:38
And I left everything
24
98260
2000
Ve her şeyi bir kenara bıraktım
01:40
and went for a long series of odd jobs.
25
100260
4000
ve bir dizi tuhaf işlerin izinden gittim.
01:44
So among them,
26
104260
2000
Bunlar arasında sayabileceklerim.
01:46
I have been a shepherdess,
27
106260
3000
Çobanlık yaptım.
01:49
a truck driver,
28
109260
2000
kamyon şöforlüğü
01:51
a factory worker,
29
111260
2000
Fabrikada işçi olarak çalıştım.
01:53
a cleaning lady.
30
113260
2000
temizlikçilik yaptım.
01:55
I worked in tourism for one year
31
115260
2000
Bir sene turizmci olarak çalıştım
01:57
in Mexico,
32
117260
2000
Meksika'da.
01:59
one year in Egypt.
33
119260
3000
Bir sene de Mısır'da.
02:02
I moved for two years
34
122260
2000
İki sene Tayvan'da
02:04
in Taiwan.
35
124260
2000
yaşadım.
02:06
And then I settled in New York
36
126260
2000
Ve sonra New York'a yerleştim
02:08
where I became a tour guide.
37
128260
2000
rehber olarak çalıştım.
02:10
And I still worked as a tour leader,
38
130260
3000
Halen bu işi yapıyorum yönetici olarak.
02:13
traveled back and forth
39
133260
2000
Bir oraya bir buraya seyahat ettim.
02:15
in China, Tibet and Central Asia.
40
135260
3000
Çin, Tibet ve Orta Asya.
02:18
So of course, it took time, and I was nearly 40,
41
138260
3000
Ve tabii ki oldukça zamanımı aldı bu iş ve neredeyse 40 yaşıma geldim.
02:21
and I decided it's time
42
141260
2000
ve kendi kendime dedim ki zamanı geldi
02:23
to start as an artist.
43
143260
3000
sanatçı olabilirim.
02:27
(Applause)
44
147260
5000
(Alkışlar)
02:32
I chose papercutting
45
152260
2000
Kesme işleminde kağıdı kullanıyorum
02:34
because paper is cheap,
46
154260
2000
çünkü kağıt ucuz,
02:36
it's light,
47
156260
2000
hafif
02:38
and you can use it
48
158260
2000
bir çok farklı şekillerde
02:40
in a lot of different ways.
49
160260
2000
kullanmak mümkün.
02:42
And I chose the language of silhouette
50
162260
4000
Silüetin gücünden faydalanmayı seçtim.
02:46
because graphically it's very efficient.
51
166260
3000
çünkü grafik olarak çok etkileyici.
02:49
And it's also just getting to the essential of things.
52
169260
6000
Ve aynı zamanda sadece gerekli şeyleri anlatmak ve ön plana çıkarmak için yeterli.
02:55
So the word "silhouette"
53
175260
2000
"Silüet" kelimesi
02:57
comes from a minister of finance,
54
177260
3000
Etienne de Silhouette isimli
03:00
Etienne de Silhouette.
55
180260
3000
ekonomi bakanın isminden geliyor.
03:03
And he slashed so many budgets
56
183260
4000
Bütçeleri o kadar çok kıstı ki
03:07
that people said they couldn't afford
57
187260
2000
insanlar artık resim alabilecek
03:09
paintings anymore,
58
189260
2000
finansal güce sahip olamadılar.
03:11
and they needed to have their portrait
59
191260
2000
ve portrelerinin silüetlerini
03:13
"a la silhouette."
60
193260
2000
çizdirmek zorunda kaldılar.
03:15
(Laughter)
61
195260
2000
(Gülüşmeler)
03:17
So I made series of images, cuttings,
62
197260
6000
Kürülerden bir dizi görsel hazırladım
03:23
and I assembled them in portfolios.
63
203260
5000
ve bunları portfolyo haline getirdim.
03:28
And people told me --
64
208260
2000
Ve insanlar bana dediler ki --
03:30
like these 36 views of the Empire State building --
65
210260
3000
Empire State binasının şu gerçeküstü görüntüleri gibi --
03:33
they told me, "You're making artist books."
66
213260
4000
"Sanatçı kitabı mı hazırlıyorsun?"
03:37
So artist books have a lot of definitions.
67
217260
3000
Sanatçı kitaplarıyle ilgili bir sürü tanım bulunuyor.
03:40
They come in a lot of different shapes.
68
220260
3000
Çeşitli boyutlara sahip oluyorlar
03:43
But to me,
69
223260
2000
Bana göre
03:45
they are fascinating objects
70
225260
2000
görsel olarak bir hikayeyi anlatabilmek bakımında
03:47
to visually narrate a story.
71
227260
3000
fantastik nesneler.
03:50
They can be with words
72
230260
2000
Sözcüklerden oluşabilir de
03:52
or without words.
73
232260
3000
oluşmayabilir de.
03:55
And I have a passion
74
235260
2000
Resim ve sözcüklere karşı bir
03:57
for images and for words.
75
237260
3000
tutkum var.
04:00
I love pun
76
240260
2000
Kelime oyununu
04:02
and the relation to the unconscious.
77
242260
3000
ve bilinçaltı ile olan ilişkisini seviyorum.
04:05
I love oddities of languages.
78
245260
3000
Dilin tuhaf yapısını seviyorum.
04:08
And everywhere I lived, I learned the languages,
79
248260
2000
Yaşadığım her yerin dilini öğrendim
04:10
but never mastered them.
80
250260
2000
ama tam anlamıyla hakim olmadım.
04:12
So I'm always looking
81
252260
2000
Her zaman
04:14
for the false cognates
82
254260
2000
farklı dillerdeki kelimelerde yalancı eşdeğerlik
04:16
or identical words in different languages.
83
256260
3000
ya da benzer sözcükleri bulmak her zaman ilgimi çekmiştir.
04:19
So as you can guess, my mother tongue is French.
84
259260
3000
Tahmin edebileceğiniz gibi anadilim Fransızca.
04:22
And my daily language is English.
85
262260
4000
Günlük kullandığım dil ise İngilizce.
04:26
So I did a series of work
86
266260
2000
O bakımdan bir dizi çalışma yaptım
04:28
where it was identical words
87
268260
3000
Fransızca ve İngilizce dillerinde
04:31
in French and in English.
88
271260
3000
benzer sözcüklerin yer aldığı.
04:34
So one of these works
89
274260
2000
Bu işlerden bir tanesi
04:36
is the "Spelling Spider."
90
276260
2000
"Spelling Spider".
04:38
So the Spelling Spider
91
278260
2000
Spelling Spider
04:40
is a cousin of the spelling bee.
92
280260
3000
spelling bee'nin akrabası yani kuzeni.
04:43
(Laughter)
93
283260
2000
(Gülüşmeler)
04:45
But it's much more connected to the Web.
94
285260
3000
Daha çok Web'de kullanılan bir kelime.
04:48
(Laughter)
95
288260
2000
(Gülüşmeler)
04:50
And this spider
96
290260
2000
Ve bu spider sözcüğü
04:52
spins a bilingual alphabet.
97
292260
3000
her iki dilde de söylenebiliyor.
04:55
So you can read "architecture active"
98
295260
4000
"architecture active" ya da
04:59
or "active architecture."
99
299260
3000
"active architecture" olarak okuyabilirsiniz.
05:02
So this spider goes through the whole alphabet
100
302260
3000
Bu spider kelimesi tüm alfabede
05:05
with identical adjectives and substantives.
101
305260
4000
benzer sıfat ve isimlerle birlikte geçiyor.
05:09
So if you don't know one of these languages,
102
309260
3000
Bu dillerden birini bilmeseniz de
05:12
it's instant learning.
103
312260
3000
o an öğreniyorsunuz.
05:16
And one ancient form of the book
104
316260
3000
Çok eski dönemlerde kitapların yerine
05:19
is scrolls.
105
319260
2000
parşömenler, el yazmaları kullanılıyordu.
05:21
So scrolls are very convenient,
106
321260
3000
Küçük bir masada
05:24
because you can create a large image
107
324260
3000
büyük resimler çizebilmek için
05:27
on a very small table.
108
327260
3000
çok uygunlardı.
05:31
So the unexpected consequences of that
109
331260
4000
Tek dezavantajı
05:35
is that you only see one part of your image,
110
335260
5000
çizimin sadece bir bölümünü görebiliyordunuz
05:40
so it makes a very freestyle architecture.
111
340260
4000
ama özgün çizimler, mimari yapılar için ideal ortam sunuyordu
05:44
And I'm making all those kinds of windows.
112
344260
4000
Gördüğünüz tüm bu pencereler bunun ürünü.
05:48
So it's to look beyond the surface.
113
348260
3000
Amaç yüzeysel görmek.
05:51
It's to have a look
114
351260
2000
Farklı dünyalara
05:53
at different worlds.
115
353260
2000
bakabilmek.
05:55
And very often I've been an outsider.
116
355260
2000
Sıklıkla dışarıda gezen biriydim.
05:57
So I want to see how things work
117
357260
3000
İşler nasil yürüyor
06:00
and what's happening.
118
360260
2000
ve neler oluyor görmek istiyorum.
06:02
So each window
119
362260
2000
Buradaki her bir pencere
06:04
is an image
120
364260
2000
bir çizim
06:06
and is a world
121
366260
2000
ve sıklıkla seyahat ettiğim
06:08
that I often revisit.
122
368260
2000
bir dünya.
06:10
And I revisit this world
123
370260
2000
Ben de tekrar tekrar bu dünyayı geziyorum.
06:12
thinking about the image
124
372260
2000
Tasarlamak istediğim çizim
06:14
or cliché about what we want to do,
125
374260
3000
ya da klişe üzerinde düşünüyorum
06:17
and what are the words, colloquialisms,
126
377260
2000
Anlatımlarımızda kullandığımız deyimler
06:19
that we have with the expressions.
127
379260
3000
hangileridir?
06:22
It's all if.
128
382260
3000
Hep ya şöyle olsaydı deriz.
06:25
So what if we were living in balloon houses?
129
385260
5000
Peki balon evlerde yaşasaydık ne olurdu?
06:30
It would make a very uplifting world.
130
390260
4000
Çok cezbedici bir dünya olurdu.
06:34
And we would leave a very low footprint on the planet.
131
394260
5000
Dünyada ayak izimizi mümkün oldukça az bırakırdık.
06:39
It would be so light.
132
399260
3000
Çok aydınlık olurdu.
06:42
So sometimes I view from the inside,
133
402260
5000
Bazen içeriden bakıyorum.
06:47
like EgoCentriCity
134
407260
2000
EgoCentriCity misali.
06:49
and the inner circles.
135
409260
3000
ve içerideki yuvarlakdan.
06:52
Sometimes it's a global view,
136
412260
3000
Ortak köklerimizi görebilmemiz
06:55
to see our common roots
137
415260
3000
ve hayallerimize ulaşmak yolunda köklerimizi nasıl kullanabilirizin cevabını verebilmek için
06:58
and how we can use them to catch dreams.
138
418260
4000
bazen küresel bakmamız gerekiyor.
07:02
And we can use them also
139
422260
2000
Bunları aynı zamanda
07:04
as a safety net.
140
424260
2000
güvenlik ağı olarak kullanabiliriz.
07:06
And my inspirations
141
426260
3000
İlham kaynağım
07:09
are very eclectic.
142
429260
3000
eklektik unsurlar.
07:13
I'm influenced by everything I read,
143
433260
3000
Okuduğum gördüğüm her şeyden
07:16
everything I see.
144
436260
3000
etkileniyorum.
07:19
I have some stories that are humorous,
145
439260
3000
Komik bazı hikayelerim var
07:22
like "Dead Beats."
146
442260
3000
"Dead Beats" gibi.
07:25
(Laughter)
147
445260
2000
(Gülüşmeler)
07:28
Other ones are historical.
148
448260
2000
Diğerleri ise tarihsel.
07:30
Here it's "CandyCity."
149
450260
2000
İşte "CandyCity".
07:32
It's a non-sugar-coated
150
452260
2000
Bu çalışma şekerle kaplanmadı merak etmeyin.
07:34
history of sugar.
151
454260
2000
Şekerin tarihi anlatılıyor.
07:36
It goes from slave trade
152
456260
3000
Eserde köle ticaretine
07:39
to over-consumption of sugar
153
459260
3000
şekerin aşırı miktarda tüketimine
07:42
with some sweet moments in between.
154
462260
4000
ve arada kalan bazı tatlı anlara değinildi.
07:46
And sometimes I have an emotional response to news,
155
466260
3000
Bazen haberlere duygusal tepki veriyorum
07:49
such as the 2010 Haitian earthquake.
156
469260
4000
örnek vermek gerekirse 2010 Taiti depremi.
07:55
Other times, it's not even my stories.
157
475260
3000
Arta kalan zamanlar benim hikayelerimi oluşturmuyor.
07:58
People tell me their lives,
158
478260
2000
İnsanlar bana hayatlarından bahsediyor,
08:00
their memories, their aspirations,
159
480260
3000
anılarından, özlemlerinden.
08:03
and I create a mindscape.
160
483260
3000
Tüm bunları temsil edebilecek bir sahne yaratiyorum.
08:06
I channel their history
161
486260
3000
Geçmişlerini deşiyorum
08:09
[so that] they have a place to go back
162
489260
3000
böylece geçmişe dönüp
08:12
to look at their life and its possibilities.
163
492260
4000
hayatlarını ve sunulan imkanları tartabiliyorlar.
08:16
I call them Freudian cities.
164
496260
4000
Bu eserlere Freud şehirleri ismini verdim.
08:20
I cannot speak for all my images,
165
500260
2000
Tüm eserlere detaylıca değinemeyeceğim
08:22
so I'll just go through a few of my worlds
166
502260
4000
o bakımdan yarattığım sınırlı bir kaç dünya ile devam ediyorum konuşmama.
08:26
just with the title.
167
506260
2000
sadece başlıklara değinerek tabii.
08:28
"ModiCity."
168
508260
3000
"ModiCity."
08:32
"ElectriCity."
169
512260
3000
"ElectriCity."
08:37
"MAD Growth on Columbus Circle."
170
517260
4000
"MAD Growth on Columbus Circle."
08:45
"ReefCity."
171
525260
3000
"ReefCity."
08:49
"A Web of Time."
172
529260
4000
"A Web of Time."
08:55
"Chaos City."
173
535260
3000
"Chaos City."
09:00
"Daily Battles."
174
540260
3000
"Daily Battles."
09:05
"FeliCity."
175
545260
2000
"FeliCity."
09:09
"Floating Islands."
176
549260
3000
"Floating Islands."
09:13
And at one point,
177
553260
2000
Öyle bir noktaya geldim ki
09:15
I had to do "The Whole Nine Yards."
178
555260
3000
"The Whole Nine Yards." çalışmasını yapmam gerektiğini hissetim.
09:18
So it's actually a papercut that's nine yards long.
179
558260
3000
8 metre uzunluğunda bir çalışma.
09:21
(Laughter)
180
561260
2000
(Gülüşmeler)
09:23
So in life and in papercutting,
181
563260
2000
Hayatta ve kağıt kesim işinde
09:25
everything is connected.
182
565260
2000
her şey içiçe birbirine bağlı.
09:27
One story leads to another.
183
567260
3000
Bir hikaye başka bir hikayeyi doğuruyor.
09:30
I was also interested
184
570260
2000
Aynı zamanda bu format
09:32
in the physicality of this format,
185
572260
2000
ilgimi çekti
09:34
because you have to walk to see it.
186
574260
3000
çünkü görebilmek için aynı zamanda da yürümeniz gerekiyor.
09:37
And parallel to my cutting
187
577260
2000
Ancak ortaya çıkan bu eserde
09:39
is my running.
188
579260
2000
koşmanız gerekiyor sanırım.
09:41
I started with small images,
189
581260
2000
Küçük görsellerle başladım.
09:43
I started with a few miles.
190
583260
2000
İlk etapta bu görseller bir kaç metrelik alanı kapladı.
09:45
Larger images, I started to run marathons.
191
585260
3000
Daha büyük boyutlu görseller yüzünden adeta maraton koşusuna başladım.
09:48
Then I went to run 50K, then 60K.
192
588260
3000
50,000, 60,000 km yürümeye başladım.
09:51
Then I ran 50 miles -- ultramarathons.
193
591260
5000
Ultamaraton koşusu yaptım. 50 mil kadar bir mesafeyi koştum.
09:56
And I still feel I'm running,
194
596260
3000
Hala koştuğumu hissedebiiliyorum.
09:59
it's just the training
195
599260
2000
Büyük boyutlarda kağıt kesim işi
10:01
to become a long-distance papercutter.
196
601260
3000
benim için birer ısınma deneyimi oldu.
10:04
(Laughter)
197
604260
2000
(Gülüşmeler)
10:06
And running gives me a lot of energy.
198
606260
4000
Koşmak enerji toplamamı sağladı. Enerji aşıladı adeta.
10:10
Here is a three-week papercutting marathon
199
610260
3000
Bu görüntüler New York'da Sanat ve Tasarım Müzesi'nde
10:13
at the Museum of Arts and Design
200
613260
3000
üç haftalık kağıt kesim
10:16
in New York City.
201
616260
2000
maratonununa ait.
10:18
The result is "Hells and Heavens."
202
618260
4000
İşte karşınızda "Cennet ve Cehennem" adlı eser.
10:22
It's two panels 13 ft. high.
203
622260
3000
13 feet yüksekliğinde iki panodan oluşuyor.
10:25
They were installed in the museum on two floors,
204
625260
3000
Bu çalışmalar müzenin iki katında teşhir ediliyor.
10:28
but in fact, it's a continuous image.
205
628260
2000
Sürekli görüntülerden oluşuyor.
10:30
And I call it "Hells and Heavens"
206
630260
3000
Bu yüzden eserin ismine "Cennet ve Cehennem" ismini koydum.
10:33
because it's daily hells and daily heavens.
207
633260
4000
çünkü günlük hayatta cennet ve cehennem olarak yaşadığımız olaylar
10:37
There is no border in between.
208
637260
2000
Her ikisi arasında bir sınır çizgisi yok.
10:39
Some people are born in hells,
209
639260
2000
Kimi insanlar cehennemde doğuyor
10:41
and against all odds, they make it to heavens.
210
641260
3000
ve her şeye karşı gelerek cenneti haketmiş gibi yaşıyorlar.
10:44
Other people make the opposite trip.
211
644260
2000
Diğerleri de tam tersini yapıyor.
10:46
That's the border.
212
646260
2000
İşte sınır tam da burada.
10:48
You have sweatshops in hells.
213
648260
2000
Cehennemde şeker dükkanları var.
10:50
You have people renting their wings in the heavens.
214
650260
3000
Cennette kanatlarını kiralayan insanlar var.
10:53
And then you have all those individual stories
215
653260
3000
Bir bakıyorsunuz ki elinizde birbirinden bağımsız hikayeler var.
10:56
where sometimes we even have the same action,
216
656260
4000
Bu hikayelerdeki olaylar bizim de başımıza gelmiş.
11:00
and the result puts you in hells or in heavens.
217
660260
5000
ve hikayelerin sonu ya cennet ya da cehennem ile sonuçlanıyor.
11:05
So the whole "Hells and Heavens"
218
665260
2000
"Cennet ve Cehennem" ile kastedilen
11:07
is about free will
219
667260
3000
özgür irade
11:10
and determinism.
220
670260
2000
ve deteminizmdir.
11:12
And in papercutting,
221
672260
2000
Kağıt kesiminde
11:14
you have the drawing as the structure itself.
222
674260
4000
yapının kendisi olarak çizim bulunuyor.
11:18
So you can take it off the wall.
223
678260
3000
Duvardan öylece söküp alabilirsiniz.
11:22
Here it's an artist book installation
224
682260
3000
"Kimlik Projesi" adını verdiğim
11:25
called "Identity Project."
225
685260
3000
sanatçı kitabı uygulaması.
11:28
It's not autobiographical identities.
226
688260
4000
Bu çalışma otobiyografik kimliklerden oluşmuyor.
11:32
They are more our social identities.
227
692260
4000
Daha ziyade sosyal kimliklerden oluşuyor.
11:36
And then you can just walk behind them
228
696260
2000
Bu çalışmaların arkasına geçerek
11:38
and try them on.
229
698260
2000
sizde nasıl duruyor diye bakabilirsiniz.
11:40
So it's like the different layers
230
700260
2000
Bizi vareden
11:42
of what we are made of
231
702260
2000
farklı katmanlar gibi
11:44
and what we present to the world
232
704260
2000
ve varlığımızla kimliğimizle
11:46
as an identity.
233
706260
2000
dünyaya ne kattığımız gibi.
11:48
That's another artist book project.
234
708260
3000
Bu diğer bir sanatçı kitabı projesi.
11:51
In fact, in the picture, you have two of them.
235
711260
4000
Resimde her ikisi de görmektesiniz.
11:55
It's one I'm wearing
236
715260
2000
Hem üzerimdekini
11:57
and one that's on exhibition
237
717260
2000
hem de New York Sanat Kitapları Merkezi'ndeki
11:59
at the Center for Books Arts in New York City.
238
719260
2000
sergide teşhir edileni.
12:01
Why do I call it a book?
239
721260
2000
Neden kitap diyorum?
12:03
It's called "Fashion Statement,"
240
723260
2000
Çünkü eserin adı "Modaya İlişkin Deyimler"
12:05
and there are quotes about fashion,
241
725260
2000
Moda ile alakalı sözler bulunuyor
12:07
so you can read it,
242
727260
2000
ve okuyabiliyorsunuz.
12:09
and also,
243
729260
2000
ve aynı zamanda
12:11
because the definition of artist book
244
731260
3000
sanatçı kitabının tanımı
12:14
is very generous.
245
734260
3000
oldukça zengin.
12:17
So artist books, you take them off the wall.
246
737260
2000
Sanatçı kitaplarını duvara asabilir
12:19
You take them for a walk.
247
739260
2000
beraberinizde götürebilirsiniz.
12:21
You can also install them as public art.
248
741260
3000
Sokak sanatının bir parçası olarak aynı zamanda teşhir edebilirsiniz.
12:24
Here it's in Scottsdale, Arizona,
249
744260
3000
Arizona Scottsdale'de yaptığım bir çalıma.
12:27
and it's called "Floating Memories."
250
747260
3000
Eserin adı "Yüzen Anılar"
12:30
So it's regional memories,
251
750260
3000
Bölgesel anılardan oluşuyor
12:33
and they are just randomly moved by the wind.
252
753260
3000
ve rastgele rüzgar tarafından hareket ediyorlar.
12:38
I love public art.
253
758260
2000
Sokak sanatını seviyorum.
12:40
And I entered competitions
254
760260
3000
Uzun süre yarışmalara
12:43
for a long time.
255
763260
2000
katıldım.
12:45
After eight years of rejection,
256
765260
3000
8 yıl boyunca sürekli red cevapları aldım.
12:48
I was thrilled to get my first commission
257
768260
3000
New York'da Percent for Art programının komisyona
12:51
with the Percent for Art in New York City.
258
771260
3000
ilk girdiğimde çok heyecanlanmıştım.
12:54
It was for a merger station
259
774260
3000
Acil servis ve itfaiye görevlilerini de içinde bulunduğu
12:57
for emergency workers and firemen.
260
777260
3000
iki farklı birimin bulunduğu bir merkez içindi.
13:00
I made an artist book
261
780260
3000
Bir sanatçı kitabı hazırladım
13:03
that's in stainless steel
262
783260
2000
kağıt yerine
13:05
instead of paper.
263
785260
2000
paslanmaz çelikten
13:07
I called it "Working in the Same Direction."
264
787260
4000
Eserin adına "Aynı Yolda Çalışmak" ismini verdim.
13:11
But I added weathervanes on both sides
265
791260
2000
Her iki tarafa rüzgargülü ekledim
13:13
to show that they cover all directions.
266
793260
4000
yer yönde hareket edebildiklerini göstermek için.
13:17
With public art,
267
797260
2000
Sokak sanatında
13:19
I could also make cut glass.
268
799260
3000
kestiğim cam parçalarından da eserler yaptım.
13:22
Here it's faceted glass in the Bronx.
269
802260
3000
Bronx'da kesme camlardan oluşan bir çalışma.
13:25
And each time I make public art,
270
805260
2000
Sokak sanatı ile alakalı bir çalışma yapmaya kalktığımda
13:27
I want something that's really relevant
271
807260
2000
çalışmanın teşhir edileceği mekan ile gerçekten
13:29
to the place it's installed.
272
809260
2000
uyumlu olmasını istedim.
13:31
So for the subway in New York,
273
811260
2000
New York metrosunda
13:33
I saw a correspondence
274
813260
3000
metroya binmek
13:36
between riding the subway
275
816260
3000
okuman
13:39
and reading.
276
819260
2000
arasında uyumlu bir bağ kurdum.
13:41
It is travel in time, travel on time.
277
821260
3000
Zaman içinde ve zamanda yolculuk.
13:44
And Bronx literature,
278
824260
2000
Ve Bronx edebiyatı
13:46
it's all about Bronx writers
279
826260
2000
Bronx'lu yazarlar
13:48
and their stories.
280
828260
2000
ve hikayeleri.
13:52
Another glass project
281
832260
2000
Bir diğer cam projesi
13:54
is in a public library
282
834260
2000
ise halk kütüphanesi içindi
13:56
in San Jose, California.
283
836260
3000
Californiya eyaleti San Jose'de.
13:59
So I made a vegetable point of view
284
839260
3000
Nasıl ki bitkiler tohum, çekirdek şeklinde aşama aşama olgunlaşıyor. Bu bakış açısıyla
14:02
of the growth of San Jose.
285
842260
2000
San Jose'nin gelişimini ele aldım..
14:04
So I started in the center
286
844260
2000
Ohlone Kızılderili uygarlığı için
14:06
with the acorn
287
846260
2000
orta noktaya
14:08
for the Ohlone Indian civilization.
288
848260
4000
meşe palamudu çizdim.
14:12
Then I have the fruit from Europe
289
852260
2000
Çiftlik sahiplerini anlatmak için
14:14
for the ranchers.
290
854260
2000
Avrupa'daki meyveleri yerleştirdim.
14:16
And then the fruit of the world for Silicon Valley today.
291
856260
3000
Ve sonra dünyadaki tüm meyveleri koydum günümüzün Silicon Vadisini anlatmak için.
14:19
And it's still growing.
292
859260
2000
Ve bu çalışma büyüyor, gelişiyor.
14:21
So the technique, it's cut,
293
861260
3000
Teknik olarak kesim
14:24
sandblasted, etched
294
864260
2000
kumlama, kazıma
14:26
and printed glass into architectural glass.
295
866260
4000
ve mimari yapılardaki cam yüzeyler için cam baskı tekniğini kullandım.
14:30
And outside the library,
296
870260
2000
Kütüphanenin dışına
14:32
I wanted to make a place to cultivate your mind.
297
872260
4000
zihni besleyebilecek bir mekan tasarlamak istedim.
14:36
I took library material
298
876260
3000
Kütüphanede kullanılan araç ve gereçleri meyveler ile özdeşleştirdim.
14:39
that had fruit in their title
299
879260
3000
Meyve isimlerini
14:42
and I used them to make an orchard walk
300
882260
3000
bostan yaratmak amacıyla kullandım.
14:45
with these fruits of knowledge.
301
885260
2000
Bilgiyi anlatmak için metafor olarak meyveyi kullandım.
14:47
I also planted the bibliotree.
302
887260
3000
Kitap ağacını çizdim.
14:50
So it's a tree,
303
890260
2000
Bu bir ağaç
14:52
and in its trunk you have the roots of languages.
304
892260
3000
ve gövdesinde dillerin kökleri bulunuyor.
14:55
And it's all about international writing systems.
305
895260
4000
Her şey ulusararası yazışma sistemleri ile alakalı.
14:59
And on the branches
306
899260
2000
Ağacın dallarında
15:01
you have library material growing.
307
901260
3000
büyüyen bir kitaplık bulunuyor.
15:05
You can also have function and form
308
905260
3000
Sokak sanatında işlev ve form
15:08
with public art.
309
908260
2000
bir arada olabilir.
15:10
So in Aurora, Colorado it's a bench.
310
910260
2000
Colorado'da Aurora'da bir bank var.
15:12
But you have a bonus with this bench.
311
912260
3000
Bu bankın şöyle bir artısı var.
15:15
Because if you sit a long time in summer in shorts,
312
915260
3000
Bankın üzerine sıcak bir yaz gününde
15:18
you will walk away
313
918260
2000
şortla uzun süre oturduğunuzda
15:20
with temporary branding of
314
920260
3000
banktaki çizimlerin izleri
15:23
the story element on your thighs.
315
923260
2000
poponuza geçecektir.
15:25
(Laughter)
316
925260
3000
(Gülüşmeler)
15:30
Another functional work,
317
930260
2000
Bir diğer işlevsel iş
15:32
it's in the south side of Chicago
318
932260
2000
Chicago'nun güneyinde
15:34
for a subway station.
319
934260
2000
tren istasyonu için yapmıştım.
15:36
And it's called "Seeds of the Future are Planted Today."
320
936260
4000
Çalışmanın adı "Geleceğin Tohumları Bügünden Ekiliyor"
15:40
It's a story about transformation
321
940260
3000
Dönüşüm
15:43
and connections.
322
943260
2000
ve bağlarla ilgili bir hikaye.
15:45
So it acts as a screen
323
945260
2000
Bir levha düşünün
15:47
to protect the rail and the commuter,
324
947260
3000
Demiryolu ve banliyö hattını ayırmak amacıyla kullanılıyor
15:50
and not to have objects falling on the rails.
325
950260
3000
demiryolu hattına cisimlerin atılmasını önlemek için.
15:53
To be able to change fences
326
953260
3000
Çitlerinizi artık değiştirebiir
15:56
and window guards into flowers,
327
956260
3000
ve parmaklıkları çiçek figürleriyle renklendirebilirsiniz.
15:59
it's fantastic.
328
959260
2000
Büyüleyici.
16:01
And here I've been working for the last three years
329
961260
3000
Son üç yıldır
16:04
with a South Bronx developer
330
964260
2000
Güney Bronx'lu bir inşaat müteahhidi ile çalışıyorum
16:06
to bring art to life
331
966260
2000
düşük gelirli ve ekonomik bütçeli binalara
16:08
to low-income buildings
332
968260
2000
sanat çalışmaları yapabilmek,
16:10
and affordable housing.
333
970260
3000
sanatı ön plana çıkarmak, hayata katmak için.
16:13
So each building has its own personality.
334
973260
3000
Her binanın kendine özgü bir kişiliği bulunuyor.
16:16
And sometimes it's about a legacy of the neighborhood,
335
976260
4000
Bazen bir mahallenin sahip olduğu miras ele alınıyor.
16:20
like in Morrisania, about the jazz history.
336
980260
4000
Caz tarihi dendiğinde Morrisania.
16:24
And for other projects, like in Paris,
337
984260
3000
Paris'te
16:27
it's about the name of the street.
338
987260
2000
sokak isimleri.
16:29
It's called Rue des Prairies -- Prairie Street.
339
989260
3000
Rue des Prairies -- Prairie Sokağı idi.
16:32
So I brought back the rabbit,
340
992260
2000
Bu sokakta oturmak için
16:34
the dragonfly,
341
994260
2000
geri dönüş
16:36
to stay in that street.
342
996260
2000
yaptım.
16:38
And in 2009,
343
998260
2000
2009'da
16:40
I was asked to make a poster
344
1000260
3000
benden poster tasarlamamı istediler
16:43
to be placed in the subway cars in New York City
345
1003260
3000
New York'da bir yıl boyunca
16:46
for a year.
346
1006260
2000
metro vagonların teşhir edilmek üzere.
16:48
So that was a very captive audience.
347
1008260
4000
Seyretmekten başka seçeneği olmayan bir hedef kitle söz konusu.
16:52
And I wanted to give them an escape.
348
1012260
4000
Onlara kaşış hissini yaşayabilecekleri bir ortam yarattım.
16:56
I created "All Around Town."
349
1016260
3000
Eserin adı "Şehri Altına Üstüne Getirdim"
16:59
It is a papercutting,
350
1019260
2000
Kağıt kesim işi.
17:01
and then after, I added color on the computer.
351
1021260
3000
Daha sonra bilgisayarda renklendirdim.
17:04
So I can call it techno-crafted.
352
1024260
3000
Bu çalışmaya teknolojiden faydalanılarak yapılan el sanatı da diyebiliriz.
17:07
And along the way,
353
1027260
2000
Sürekli
17:09
I'm kind of making papercuttings
354
1029260
3000
kağıt kesiyorum
17:12
and adding other techniques.
355
1032260
2000
ve diğer teknikleri kullanıyorum.
17:14
But the result is always to have stories.
356
1034260
3000
Amaç hikayeler yaratmak.
17:17
So the stories, they have a lot of possibilities.
357
1037260
3000
Hikayelerin sunduğu bir çok olanak var.
17:20
They have a lot of scenarios.
358
1040260
2000
Bir çok senaryo sunuyorlar.
17:22
I don't know the stories.
359
1042260
2000
Ben hikaye bilmem.
17:24
I take images from our global imagination,
360
1044260
4000
Global hayal gücümüzden, klişelerden, aklımızdan geçen düşüncelerden,
17:28
from cliché, from things we are thinking about,
361
1048260
2000
tarihten
17:30
from history.
362
1050260
2000
faydalanarak imgeler yaratıyorum.
17:32
And everybody's a narrator,
363
1052260
2000
Herkes birer yazar olabilir.
17:34
because everybody has a story to tell.
364
1054260
3000
herkesin bir hikayesi vardır.
17:37
But more important
365
1057260
2000
Daha da önemlisi
17:39
is everybody has to make a story
366
1059260
2000
herkesin bir hikaye yaratması gerekir
17:41
to make sense of the world.
367
1061260
2000
dünyayı daha anlamlı bir yer haline getirmek için.
17:43
And in all these universes,
368
1063260
2000
Evrende
17:45
it's like imagination is the vehicle
369
1065260
3000
hayal gücü bir yere ulaşmak için
17:48
to be transported with,
370
1068260
2000
araçtır
17:50
but the destination is our minds
371
1070260
3000
ama varış noktamız zekamızdır
17:53
and how we can reconnect
372
1073260
2000
ve hayati olanla büyülü olan arasında
17:55
with the essential and with the magic.
373
1075260
2000
nasıl bağ kurulacağını söyleyen de.
17:57
And it's what story cutting is all about.
374
1077260
3000
Hikayeleri kağıtları kesip biçerek aktarmak da bundan ibaret.
18:01
(Applause)
375
1081260
8000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7