How to design a library that makes kids want to read | Michael Bierut

480,619 views ・ 2017-06-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: John Quartz Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
So there's this thing called the law of unintended consequences.
0
12740
4456
İstenmeyen sonuçlar yasası diye bir şey var.
00:17
I thought it was just like a saying,
1
17220
1736
Bunu bir özlü söz gibi düşünürdüm,
00:18
but it actually exists, I guess.
2
18980
1576
ama gerçekmiş.
00:20
There's, like, academic papers about it.
3
20580
1920
Bununla ilgili bilimsel yazılar var.
00:22
And I'm a designer.
4
22940
1256
Ben bir tasarımcıyım.
00:24
I don't like unintended consequences.
5
24220
2856
İstenmeyen sonuçlardan hoşlanmam.
00:27
People hire me because they have consequences that they really intend,
6
27100
4576
İnsanlar benim hizmetimden yararlanıyor çünkü gerçekten istedikleri sonuçlar var
00:31
and what they intend is for me to help them achieve those consequences.
7
31700
3856
ve istekleri, onlara bu sonuçları gerçekleştirmede yardımcı olmam.
00:35
So I live in fear of unintended consequences.
8
35580
3016
Bu yüzden istenmeyen sonuçların korkusuyla yaşıyorum.
00:38
And so this is a story about consequences intended and unintended.
9
38620
4680
Bu hikaye istenen ve istenmeyen sonuçlarla alakalı.
00:43
I got called by an organization called Robin Hood
10
43900
3136
Robin Hood isimli organizasyon tarafından
onlara bir iyilik yapmam için arandım.
00:47
to do a favor for them.
11
47060
1576
00:48
Robin Hood is based in New York, a wonderful philanthropic organization
12
48660
3416
Robin Hood, New York merkezli süper bir hayır kurumu.
00:52
that does what it says in the name.
13
52100
1736
Kurumun ismi amacını da gösteriyor.
00:53
They take from rich people, give it to poor people.
14
53860
2776
Zenginlerden alıp fakirlere veriyorlar.
00:56
In this case, what they wanted to benefit was the New York City school system,
15
56660
4896
Bu sefer, bir milyondan fazla öğrencinin eğitim gördüğü dev bir oluşum olan
01:01
a huge enterprise that educates more than a million students at a time,
16
61580
5336
New York'taki okul sisteminin istifade edeceği bir şey planlıyorlardı.
01:06
and in buildings that are like this one,
17
66940
2336
Hem de bunun gibi binalarda,
01:09
old buildings, big buildings,
18
69300
1896
eski yapılar, büyük yapılar,
01:11
drafty buildings, sometimes buildings that are in disrepair,
19
71220
3136
rüzgar alan yapılar, çoğu zaman bakımsız kalmış yapılar,
01:14
certainly buildings that could use a renovation.
20
74380
2536
kesinlikle yenilenmeye ihtiyaç duyan binalar.
01:16
Robin Hood had this ambition to improve these buildings in some way,
21
76940
3256
Robin Hood bu binaları bir şekilde iyileştirmeye hevesliydi,
01:20
but what they realized was
22
80220
1456
fakat fark ettiler ki
01:21
to fix the buildings would be too expensive and impractical.
23
81700
4536
bina onarımı çok pahalı ve pek de pratik değil.
01:26
So instead they tried to figure out what one room they could go into
24
86260
4376
Daha sonra, her binada sadece bir odayı ele almayı,
01:30
in each of these buildings, in as many buildings that they could,
25
90660
3056
olabildiğince fazla binada
01:33
and fix that one room
26
93740
2656
o bir odayı bulmayı ve düzeltmeyi düşündüler,
01:36
so that they could improve the lives of the children inside
27
96420
2816
böylece çocukların yaşamını içeriden, çalışmaları esnasında
01:39
as they were studying.
28
99260
1216
iyileştirebileceklerdi.
01:40
And what they came up with was the school library,
29
100500
2416
Bu odanın kütüphane olmasına karar verdiler ve
01:42
and they came up with this idea called the Library Initiative.
30
102940
2936
Kütüphane İnisiyatifi fikrini ortaya attılar.
01:45
All the students have to pass through the library.
31
105900
2376
Tüm öğrencilerin yolu kütüphaneden geçer.
01:48
That's where the books are.
32
108300
1336
Orası kitapların,
01:49
That's where the heart and soul of the school is.
33
109660
2336
okulun kalbinin ve ruhunun bulunduğu yer.
O zaman kütüphaneleri düzeltelim.
01:52
So let's fix these libraries.
34
112020
1416
01:53
So they did this wonderful thing where they brought in
35
113460
2536
Böylece bu mükemmel işi başlattılar.
Önce 10, sonra 20 ve daha sonra daha fazla mimar geldi.
01:56
first 10, then 20, then more architects,
36
116020
3096
01:59
each one of whom was assigned a library to rethink what a library was.
37
119140
3736
Herkes bir kütüphanenin nasıl olması gerektiğini düşünmekle görevliydi.
02:02
They trained special librarians.
38
122900
2056
Özel kütüphaneciler yetiştirdiler.
02:04
So they started this mighty enterprise
39
124980
2056
Kütüphanelerini geliştirmek suretiyle
02:07
to reform public schools by improving these libraries.
40
127060
3016
devlet okullarında reform yapacak bu büyük girişimi başlattılar.
02:10
Then they called me up and they said, "Could you make a little contribution?"
41
130100
3656
Beni aradılar ve "Küçük bir katkı yapabilir misin?" dediler.
02:13
I said, "Sure, what do you want me to do?"
42
133780
2016
"Tabii. Ne yapmamı istiyorsunuz?" dedim.
02:15
And they said, "Well, we want you to be the graphic designer
43
135820
2856
"İşin tamamından sorumlu grafik tasarımcı olmanı
02:18
in charge of the whole thing."
44
138700
1456
istiyoruz." dediler.
Bunun ne anlama geldiğini biliyorum. Bu, bir logo tasarlamam demek.
02:20
And so I thought, I know what that means. That means I get to design a logo.
45
140180
3576
Bu işten anlarım. Daha önce de yaptım.
02:23
I know how to design that. I design logos.
46
143780
2016
02:25
That's what people come to me for.
47
145820
1656
İnsanlar bana bu sebeple geliyor.
02:27
So OK, let's design a logo for this thing.
48
147500
2096
Peki, haydi bu iş için bir logo tasarlayalım.
02:29
Easy to do, actually, compared with architecture
49
149620
2256
Mimar ya da kütüphaneci olmakla kıyaslanırsa
02:31
and being a librarian.
50
151900
1256
kolay aslında.
02:33
Just do a logo, make a contribution, and then you're out,
51
153180
2736
Bir logo hazırla, geliştir ve bu kadar,
02:35
and you feel really good about yourself.
52
155940
1936
kendini çok iyi hissettirir.
02:37
And I'm a great guy and I like to feel good about myself when I do these favors.
53
157900
3776
Ben de büyük bir adamım ve iyilik yapıp iyi hissetmeyi severim.
02:41
So I thought, let's overdeliver.
54
161700
1576
Daha iyisi olsun diye düşündüm.
"Bu düşünce üzerine hazırlanmış üç logo göstereceğim size.
02:43
I'm going to give you three logos, all based on this one idea.
55
163300
2936
02:46
So you have three options, pick any of the three.
56
166260
2336
Bu üç seçenekten birini tercih edin.
02:48
They're all great, I said.
57
168620
1296
İnanın hepsi müthiş." dedim.
02:49
So the basic idea was these would be new school libraries
58
169940
3216
Temel fikir, bunların New York'taki okullar için
02:53
for New York schools,
59
173180
1536
yeni kütüphaneler olması,
02:54
and so the idea is that it's a new thing, a new idea that needs a new name.
60
174740
3856
yani bu yeni bir şey, yeni bir isme ihtiyaç duyan yeni bir fikir.
02:58
What I wanted to do was dispel the idea that these were musty old libraries,
61
178620
5016
Bunların demode eski yerler olduğu fikrinden kurtulmak istiyordum.
03:03
the kind of places that everyone is bored with,
62
183660
3616
Hani şu herkesi sıkan, bilirsiniz,
03:07
you know, not your grandparents' library.
63
187300
1976
dedenizin zamanından kalma olmasın.
03:09
Don't worry about that at all.
64
189300
1456
Hiç endişeniz olmasın.
03:10
This is going to this new, exciting thing,
65
190780
2016
Bu, yeni ve heyecan verici olacak,
03:12
not a boring library.
66
192820
1256
can sıkıcı bir yer değil.
03:14
So option number one:
67
194100
1656
Ve işte birinci seçenek:
03:15
so instead of thinking of it as a library,
68
195780
2016
kütüphane olarak değil de konuşulan,
03:17
think of it as a place where it is like: do talk, do make loud noises.
69
197820
4176
gürültü yapılan bir yer olarak düşünün.
03:22
Right? So no shushing, it's like a shush-free zone.
70
202020
4016
"Şşşt!" yok, şşşt olmayan bir yer.
03:26
We're going to call it the Reading Room.
71
206060
2176
Adına Okuma Odası diyeceğiz.
03:28
That was option number one. OK, option number two.
72
208260
3376
Bu, birinci seçenek. İkinci seçenek.
03:31
Option number two was, wait for it,
73
211660
3416
İkinci seçenek, sıkı durun,
03:35
OWL.
74
215100
1256
OWL (baykuş anlamında)
03:36
I'll meet you at OWL.
75
216380
1336
OWL'da buluşuruz.
03:37
I'm getting my book from the OWL. Meet you after school down at OWL.
76
217740
3296
Kitabımı OWL'dan alıyorum. Dersten sonra OWL'da görüşürüz.
03:41
I like that, right? Now, what does OWL stand for?
77
221060
2336
Hoşuma gitti, tamam mı? Peki OWL'un açılımı ne?
03:43
Well, it could be One World Library,
78
223420
1896
Tek Dünya Kütüphanesi
03:45
or it could be Open. Wonder. Learn.
79
225340
2616
ya da Aç. Meraklan. Öğren. olabilir
03:47
Or it could be -- and I figure librarians could figure out other things it could be
80
227980
4496
ya da -- Eminim kütüphaneciler daha başka açılımlar da bulabilir,
03:52
because they know about words.
81
232500
1456
onların kelimelerle arası iyi.
03:53
So other things, right?
82
233980
1216
Veya diğer şeyler.
03:55
And then look at this. It's like the eye of the owl.
83
235220
2456
Şimdi buna bakın. Baykuş gözüne benziyor.
03:57
This is irresistible in my opinion.
84
237700
1696
Bana göre bu karşı konulamaz.
03:59
But there's even another idea.
85
239420
1456
Tabii, bir fikir daha var.
04:00
Option number three.
86
240900
1216
Üçüncü seçenek.
04:02
Option number three was based actually on language.
87
242140
2616
Bu seçenek aslında dile dayalı.
04:04
It's the idea that "read" is the past tense of "read,"
88
244780
3296
Oku kelimesinin, okumak fiilinin geçmiş zaman çekimiyle eşsesli olması
04:08
and they're both spelled the same way.
89
248100
1856
fikrine dayalı.
04:09
So why don't we call this place The Red Zone?
90
249980
2936
Niye buraya Kırmızı Bölge demeyelim?
04:12
I'll meet you at the Red Zone.
91
252940
1429
Kırmızı Bölgede buluşuruz.
04:14
Are you Red? Get Red.
92
254393
2560
Kırmızı mısın? Haydi kızaralım.
04:17
I'm well Red.
93
257700
1216
Ben de kırmızıyım.
04:18
(Laughter)
94
258940
1216
(Gülüşmeler)
04:20
I really loved this idea,
95
260180
1336
Bu fikre bayıldım,
04:21
and I somehow was not focused on the idea
96
261540
2336
fakat nasıl olduysa, kütüphanecilerin telaffuza
04:23
that librarians as a class are sort of interested in spelling and I don't know.
97
263900
5896
ilgi duyduklarını gözden kaçırmışım. Neyse!
04:29
(Laughter)
98
269820
1935
(Gülüşmeler)
04:31
But sometimes cleverness is more important than spelling,
99
271779
3497
Bazen kurnazlık, telaffuzdan daha önemlidir
04:35
and I thought this would be one of those instances.
100
275300
2416
ve bunun o anlardan biri olduğunu düşündüm.
04:37
So usually when I make these presentations
101
277740
2016
Genellikle, sunum yaparken
04:39
I say there's just one question and the question should be,
102
279780
2776
sadece bir soru olmalı ve o da şu olmalı:
"Sana nasıl teşekkür edebilirim, Mike?"
04:42
"How can I thank you, Mike?"
103
282580
1376
04:43
But in this case, the question was more like,
104
283980
2616
Fakat bu defa soru şu şekildeydi:
04:46
"Um, are you kidding?"
105
286620
2416
"Şaka mı bu?"
Çünkü, bu projenin ana fikri
04:49
Because, they said,
106
289060
1696
04:50
the premise of all this work
107
290780
1376
04:52
was that kids were bored with old libraries, musty old libraries.
108
292180
4136
çocukların eski ve demode
kütüphanelerden sıkılıyor olması, dediler.
04:56
They were tired of them.
109
296340
1216
Çocuklar bundan bıkmış.
04:57
And instead, they said, these kids have never really seen a library.
110
297580
3336
Bu çocuklar bugüne kadar gerçekten bir kütüphane görmedi.
05:00
The school libraries in these schools
111
300940
1816
Bu okullardaki kütüphanelere
05:02
are really so dilapidated, if they're there at all,
112
302780
3416
kütüphane demeye bin şahit lazım.
05:06
that they haven't bored anyone.
113
306220
1936
Canı sıkılacak kimse bile buralara uğramıyor.
05:08
They haven't even been there to bore anyone at all.
114
308180
2976
Çocukların canını sıkmaktan bile uzaklar.
05:11
So the idea was, just forget about giving it a new name.
115
311180
3416
Dolayısıyla buralara yeni bir isim vermeye gerek yok.
05:14
Just call it, one last try, a library.
116
314620
4056
İsmi kalsın, buralara kütüphane işlevini kazandıralım yeter.
05:18
Right? OK.
117
318700
1216
Tamam mı?
05:19
So I thought, OK, give it a little oomph?
118
319940
2856
Tamam diye düşündüm. Biraz enerji.
05:22
Exclamation point?
119
322820
1216
Ünlem işareti!
Akıllı bir adam olduğumdan
05:24
Then -- this is because I'm clever --
120
324060
1976
05:26
move that into the "i,"
121
326060
2536
ünlem işaretini "i" ile değiştirdim,
05:28
make it red,
122
328620
1256
kırmızı yaptım ve
05:29
and there you have it, the Library Initiative.
123
329900
2176
alın size Kütüphane İnisiyatifi.
05:32
So I thought, mission accomplished, there's your logo.
124
332100
2536
Görevi başardım diye düşündüm. Buyrun yeni logonuz.
05:34
So what's interesting about this logo, an unintended consequence,
125
334660
3056
Logoyla ilgili ilginç olan, istenmeyen sonuç olarak karşımıza çıkan,
05:37
was that it turned out that they didn't really even need my design
126
337740
3136
aslında benim tasarımıma ihtiyaç duymadıklarını anlamam oldu.
05:40
because you could type it any font, you could write it by hand,
127
340900
2976
İstediğiniz şekilde ayarlayın, isterseniz elinizle yazın,
05:43
and when they started sending emails around,
128
343900
2096
e-posta göndermeye başladıklarında
05:46
they just would use Shift and 1,
129
346020
1576
sadece shift ve 1 tuşlarına basarak
05:47
they'd get their own logo just right out of the thing.
130
347620
2576
kendi logolarını yapabilirlerdi.
Öyle olsun, diye düşündüm.
05:50
And I thought, well, that's fine.
131
350220
1736
05:51
Feel free to use that logo.
132
351980
1776
Logoyu çekinmeden kullanın.
05:53
And then I embarked on the real rollout of this thing --
133
353780
2896
Sonra olayın gerçek yüzünü fark etmeye başladım --
05:56
working with every one of the architects
134
356700
1936
logoyu kullanmaları için
05:58
to put this logo on the front door of their own library. Right?
135
358660
3000
aslında projedeki tüm mimarlarla çalışıyordum.
06:02
So here's the big rollout.
136
362180
1376
İşte olan:
06:03
Basically I'd work with different architects.
137
363580
2256
Temel olarak, farklı mimarlarla çalışacaktım.
06:05
First Robin Hood was my client. Now these architects were my client.
138
365860
3216
Önce Robin Hood müşterimdi, şimdi ise bu mimarlar müşterim oldu.
06:09
I'd say, "Here's your logo. Put it on the door."
139
369100
2239
"Logonuz bu, kapıya asın." diyebilirdim.
"Logonuz bu, iki kapıya da asın."
06:11
"Here's your logo. Put it on both doors."
140
371363
1953
"Logonuz bu, yanlara asın."
06:13
"Here's your logo. Put it off to the side."
141
373340
2016
06:15
"Here's your logo repeated all over to the top."
142
375380
2256
"Logonuz bu, tavana kadar yapın."
06:17
So everything was going swimmingly.
143
377660
1696
Yani, her şey yolunda gidiyordu.
06:19
I just was saying, "Here's your logo. Here's your logo."
144
379380
2656
Tek söylediğim "Logonuz bu, logonuz bu." idi.
Bir ara, Richard Lewis adlı mimar aradı.
06:22
Then I got a call from one of the architects,
145
382060
2136
06:24
a guy named Richard Lewis, and he says, "I've got a problem.
146
384220
2856
"Bir sorunum var.
Sen tasarımcısın, çözebilir misin?" dedi.
06:27
You're the graphics guy. Can you solve it?"
147
387100
2016
"Elbette." dedim.
06:29
And I said, OK, sure."
148
389140
1216
06:30
And he said, "The problem is that there's a space
149
390380
2576
Raflarla tavan arasında bir boşluk
06:32
between the shelf and the ceiling."
150
392980
1816
bulunduğunu söyledi.
06:34
So that sounds like an architectural issue to me,
151
394820
2336
Bana tasarımdan ziyade mimari bir mesele gibi gelmişti
06:37
not a graphic design issue, so I'm, "Go on."
152
397180
2096
ve "Devam edin." dedim.
06:39
And Richard says, "Well, the top shelf has to be low enough
153
399300
3656
Richard dedi ki: "En üst raf çocukların erişebileceği kadar
06:42
for the kid to reach it,
154
402980
1216
alçak olmalı, fakat büyük bir binadayım ve
06:44
but I'm in a big old building, and the ceilings are really high,
155
404220
3000
tavanlar gerçekten çok yüksek,
tavana kadar olan bu alan boş duruyor ve
06:47
so actually I've got all this space up there
156
407244
2072
06:49
and I need something like a mural."
157
409340
1696
duvarı kapatacak bir şey lazım."
06:51
And I'm like, "Whoa, you know, I'm a logo designer.
158
411060
2936
"Hey, ben logo tasarımcısıyım.
06:54
I'm not Diego Rivera or something.
159
414020
2136
Beni Diego Rivera filan mı sandın?
06:56
I'm not a muralist."
160
416180
1616
Duvar kapatmak benim işim değil." dedim.
06:57
And so he said, "But can't you think of anything?"
161
417820
2376
Cevaben: "Peki aklına bir şeyler gelmiyor mu?" dedi.
07:00
So I said, "OK, what if we just took pictures of the kids in the school
162
420220
5376
Ben de: "O zaman okuldaki çocukların
fotoğraflarını çekip o şeyin üzerine koysak
07:05
and just put them around the top of the thing,
163
425620
2456
belki işimizi görür." dedim.
07:08
and maybe that could work."
164
428100
1336
07:09
And my wife is a photographer,
165
429460
1856
Eşim bir fotoğrafçı.
07:11
and I said, "Dorothy, there's no budget,
166
431340
1936
"Dorothy, ortada para filan yok,
07:13
can you come to this school in east New York, take these pictures?"
167
433300
3176
New York'un doğusundaki bu okulda bazı fotoğraflar çeker misin?" diye sordum.
07:16
And she did,
168
436500
1216
Yaptı.
07:17
and if you go in Richard's library,
169
437740
1976
Eğer açılan ilk kütüphanelerden olan
07:19
which is one of the first that opened,
170
439740
1856
Richard'ın kütüphanesine giderseniz
07:21
it has this glorious frieze of, like, the heroes of the school,
171
441620
3096
okulun kahramanlarının büyük boy ihtişamlı fotoğraflarının
07:24
oversized, looking down
172
444740
1696
aşağıya, kütüphanede çalışanlara doğru,
07:26
into the little dollhouse of the real library, right?
173
446460
3016
baktıklarını görürsünüz.
07:29
And the kids were great, hand-selected by the principals
174
449500
2816
Çocuklar müdür ve kütüphaneciler tarafından
özenle belirlenmişti.
07:32
and the librarian.
175
452340
1776
07:34
It just kind of created this heroic atmosphere in this library,
176
454140
3256
Kütüphanenin içerisinde destansı bir atmosfer oluşturdu.
07:37
this very dignified setting below and the joy of the children above.
177
457420
3496
Aşağıda muazzam bir düzen ve yukarıda çocukların neşesi.
07:40
So naturally all the other librarians in the other schools see this
178
460940
4336
Doğal olarak, bunu gören diğer okulların kütüphanecileri de
hemen benzer düzenlemeler istediler.
07:45
and they said, well, we want murals too.
179
465300
1936
07:47
And I'm like, OK.
180
467260
1296
Ben de tamam dedim.
07:48
So then I think, well, it can't be the same mural every time,
181
468580
2896
Her yerde aynı duvar düzenlemesi olmaz diye düşünüyordum.
07:51
so Dorothy did another one, and then she did another one,
182
471500
3056
Dorothy bir tane daha yaptı, sonra bir tane daha.
07:54
but then we needed more help,
183
474580
1616
Fakat daha fazla yardıma ihtiyaç duyduk.
07:56
so I called an illustrator I knew named Lynn Pauley,
184
476220
2856
İllüstratör Lynn Pauley'i aradım,
07:59
and Lynn did these beautiful paintings of the kids.
185
479100
2936
o da çocukların bu mükemmel resimlerini yaptı.
Sonra Charles Wilkin'i aradım. Otomatik Dizayn isimli yerde
08:02
Then I called a guy named Charles Wilkin at a place called Automatic Design.
186
482060
4336
bu mükemmel kolajları hazırladı.
08:06
He did these amazing collages.
187
486420
1800
08:08
We had Rafael Esquer
188
488780
2336
Rafael Esquer bizim için
08:11
do these great silhouettes.
189
491140
1856
bu müthiş silüetleri yaptı.
Esquer çocuklarla beraber kelimeler belirledi
08:13
He would work with the kids, asking for words,
190
493020
2176
08:15
and then based on those prompts,
191
495220
1576
sonra bunlara bağlı olarak
08:16
come up with this little, delirious kind of constellation
192
496820
2696
kitaplardaki şeylerin silüetlerinin
bu küçük, çılgın şekillerini oluşturdu.
08:19
of silhouettes of things that are in books.
193
499540
2056
08:21
Peter Arkle interviewed the kids
194
501620
1576
Peter Arkle çocuklarla
sevdikleri kitaplar hakkında konuştu
08:23
and had them talk about their favorite books
195
503220
2096
08:25
and he put their testimony as a frieze up there.
196
505340
2256
ve söylediklerini duvara aktardı.
08:27
Stefan Sagmeister worked with Yuko Shimizu
197
507620
2256
Stefan Sagmeister, Yuko Shimizu ile çalıştı.
08:29
and they did this amazing manga-style statement,
198
509900
2296
Manga stilinde, boydan boya uzanan
08:32
"Everyone who is honest is interesting,"
199
512220
2456
bunun gibi mükemmel ifadeler oluşturdular:
08:34
that goes all the way around.
200
514700
1856
"Dürüst olan herkes ilginçtir."
08:36
Christoph Niemann, brilliant illustrator,
201
516580
2376
Dahi bir illüstratör olan Christoph Niemann
08:38
did a whole series of things
202
518980
1376
kitapları simalara ve karakterlere büründüren
08:40
where he embedded books into the faces and characters
203
520380
3016
kitaplardaki imge ve yerleri gösteren
08:43
and images and places that you find in the books.
204
523420
3136
bir sürü şey yaptı.
08:46
And then even Maira Kalman
205
526580
2039
Hatta, Maira Kalman,
08:48
did this amazing cryptic installation of objects and words
206
528660
3815
nesneleri ve kelimeleri, tüm odaya yayılan
ve orada bulundukları müddetçe çocukları heyecanlandıran
08:52
that kind of go all around and will fascinate students
207
532499
3177
gizemli bir şekilde duvarlara yerleştirdi.
08:55
for as long as it's up there.
208
535700
1576
08:57
So this was really satisfying,
209
537300
1656
Gerçekten tatmin ediciydi
08:58
and basically my role here was reading a series of dimensions to these artists,
210
538980
5896
ve benim rolüm temel olarak duvarların ölçülerini alarak
sanatçılara bildirmekten ibaretti:
09:04
and I would say,
211
544900
1256
"1x5 metre, dilediğini yapmakta özgürsün,
09:06
"Three feet by 15 feet, whatever you want.
212
546180
2696
09:08
Let me know if you have any problem with that."
213
548900
2216
sorun olursa haber et." gibisinden.
Onlar da yapıp koyarlardı. Mükemmel bir şeydi.
09:11
And they would go and install these. It just was the greatest thing.
214
551140
3216
09:14
But the greatest thing, actually, was --
215
554380
2296
Ama en harikası, aslında --
09:16
Every once in a while,
216
556700
1216
arada bir posta kutuma
09:17
I'd get, like, an invitation in the mail made of construction paper,
217
557940
3216
renkli kartondan yapılmış şöyle yazan davetiyelerin gelmesi:
"Yeni kütüphanemizin açılışına davetlisiniz."
09:21
and it would say, "You are invited to the opening of our new library."
218
561180
3296
Kütüphaneye gidersiniz, mesela PS10,
09:24
So you'd go to the library, say, you'd go to PS10,
219
564500
2376
09:26
and you'd go inside.
220
566900
1216
içeri girersiniz.
Balonlar vardır, öğrenci temsilcisi hazırdır,
09:28
There'd be balloons, there'd be a student ambassador,
221
568140
2776
09:30
there'd be speeches that were read,
222
570940
2136
konuşmalar yapılır,
09:33
poetry that was written specifically for the opening,
223
573100
2896
açılış için yazılmış şiirler okunur,
09:36
dignitaries would present people with certificates,
224
576020
2936
sertifikalar verilir ve
09:38
and the whole thing was just a delirious, fun party.
225
578980
2616
her şey eğlenceli, coşkulu bir parti gibidir.
09:41
So I loved going to these things.
226
581620
1616
Buralara gitmeye bayılırdım.
09:43
I would stand there dressed like this, obviously not belonging,
227
583260
2976
Oraya ait olmadığım belli eden bir kıyafetle bir kenarda dikilirken,
09:46
and someone would say, "What are you doing here, mister?"
228
586260
2667
birisi: "Bayım, burada ne yapıyorsunuz?" der.
09:48
And I'd say, "Well, I'm part of the team that designed this place."
229
588951
3165
Ben de: "Burayı tasarlayan ekipteyim." derim.
"Rafları siz mi yaptınız?" diye sorar.
09:52
And they'd said, "You do these shelves?"
230
592140
1905
"Hayır." derim. "O zaman, şu yukarıdaki resimleri mi çektiniz?" der.
09:54
And I said, "No." "You took the pictures up above."
231
594069
2407
09:56
"No."
232
596500
1216
"Hayır."
09:57
"Well, what did you do?"
233
597740
1216
"Peki siz ne yaptınız?"
09:58
"You know when you came in? The sign over the door?"
234
598980
2456
"İçeri girerken kapıdaki logoyu gördün mü?"
"Kütüphane yazısını mı?"
10:01
"The sign that says library?"
235
601460
1416
10:02
(Laughter)
236
602900
1016
(Gülüşmeler)
10:03
"Yeah, I did that!"
237
603940
1216
"Evet, işte onu ben yaptım."
10:05
And then they'd sort of go, "OK. Nice work if you can get it."
238
605180
4120
Böylece uzaklaşırlar. Anlayan için güzel bir eser.
10:10
So it was so satisfying going to these little openings
239
610020
4096
Daha çok görmezden gelinmeme veya küçük görülmeme rağmen
bu küçük açılışlara gitmek çok tatmin edici.
10:14
despite the fact that I was kind of largely ignored or humiliated,
240
614140
3736
10:17
but it was actually fun going to the openings,
241
617900
2176
Açılışlara gitmek eğlenceli olduğu için
bu projelerde çalışan ofisimdeki insanları,
10:20
so I decided that I wanted to get the people in my office
242
620100
2696
10:22
who had worked on these projects, get the illustrators and photographers,
243
622820
3456
fotoğrafçı ve illüstratörleri yanıma alıp
bir araç kiralayarak
New York'un etrafındaki beş köyü turlamaya karar verdim ve
10:26
and I said, why don't we rent a van
244
626300
1696
10:28
and drive around the five boroughs of New York
245
628020
2376
bir seferde kütüphanelerden kaçını görebileceğimizi öğrenmek istedim.
10:30
and see how many we could hit at one time.
246
630420
2016
10:32
And eventually there were going to be 60 of these libraries,
247
632460
2856
Proje sonunda 60'a yakın kütüphane olacaktı,
biz de bir günde belki bunlardan beş altısını görebilecektik.
10:35
so we probably got to see maybe half a dozen in one long day.
248
635340
3776
10:39
And the best thing of all was meeting these librarians
249
639140
2936
En iyi yanı da kütüphanecilerle buluşmak olacaktı.
10:42
who kind of were running these, took possession of these places
250
642100
3576
Onlar bu yerleri bir nevi çalıştırıyor ve buraları sahipleniyordu
10:45
like their private stage upon which they were invited
251
645700
2576
sanki öğrencilerini etkilemek ve kitaplara can vermek için
10:48
to mesmerize their students and bring the books to life,
252
648300
3936
davet edildikleri kendi özel sahneleri gibi.
10:52
and it was just this really exciting experience
253
652260
2536
Bizim için bu işlerin nasıl yürüdüğünü gösteren
10:54
for all of us to actually see these things in action.
254
654820
2816
tek şey bu heyecan verici deneyim.
10:57
So we spent a long day doing this
255
657660
2536
Bütün günü bu şekilde geçirdik ve
11:00
and we were in the very last library.
256
660220
1816
son kütüphaneye gelmiştik.
11:02
It was still winter, because it got dark early,
257
662060
2816
Henüz kış bitmemişti ve hava erken kararmıştı,
11:04
and the librarian says,
258
664900
1216
ve kütüphaneci dedi ki:
11:06
"I'm about to close down. So really nice having you here.
259
666140
2696
"Kapatmak üzereydim. Sizi burada görmek çok güzel.
11:08
Hey, wait a second, do you want to see how I turn off the lights?"
260
668860
3136
Bir saniye, ışıkları nasıl kapattığımı görmek ister misiniz?"
11:12
I'm like, "OK."
261
672020
1296
"Peki" dedim.
11:13
And she said, "I have this special way that I do it."
262
673340
2496
"Özel bir yöntemim var." dedi
11:15
And then she showed me.
263
675860
1256
ve bana gösterdi.
Lambaları tek tek kapattı
11:17
What she did was she turned out every light one by one by one by one,
264
677140
3456
ve kapattığı son lamba
11:20
and the last light she left on
265
680620
2056
11:22
was the light that illuminated the kids' faces,
266
682700
2896
çocukların yüzlerini aydınlatan lambaydı.
11:25
and she said, "That's the last light I turn off every night,
267
685620
2856
Ve ekledi: "Bunu her gün en son kapatıyorum
11:28
because I like to remind myself why I come to work."
268
688500
2576
çünkü bana neden işe geldiğimi hatırlatıyor."
11:31
So when I started this whole thing,
269
691100
2856
Her şey başladığında,
11:33
remember, it was just about designing that logo
270
693980
2191
hatırlayın, mesele sadece logo tasarlamak ve
akıllı olup yeni bir isim bulmaktı.
11:36
and being clever, come up with a new name?
271
696195
2001
Buradaki istenmeyen sonuç,
11:38
The unintended consequence here,
272
698220
1576
11:39
which I would like to take credit for
273
699820
1816
takdir edilmek istediğim ve
11:41
and like to think I can think through the experience to that extent,
274
701660
3216
olabileceğini öngörebilmenin hoşuma gittiği sonucun
11:44
but I can't.
275
704900
1216
ortaya çıkmamış olması.
Kendi çabamla ulaşabileceğimi düşündüğüm bir sonraki adıma odaklanmıştım.
11:46
I was just focused on a foot ahead of me, as far as I could reach with my own hands.
276
706140
3976
Halbuki, uzakta bir yerde
11:50
Instead, way off in the distance
277
710140
2576
11:52
was a librarian
278
712740
1256
bir kütüphaneci
harekete geçirdiğimiz
11:54
who was going to find the chain of consequences
279
714020
2936
sonuçlar silsilesini bulmuş,
11:56
that we had set in motion,
280
716980
1416
11:58
a source of inspiration
281
718420
1496
kendi örneğinde, işini iyi yapmak için
11:59
so that she in this case could do her work really well.
282
719940
3376
bir ilham kaynağı edinmişti.
12:03
40,000 kids a year are affected by these libraries.
283
723340
3376
Yılda 40 bin çocuk bu kütüphanelerden etkileniyor.
12:06
They've been happening for more than 10 years now,
284
726740
2456
Şimdi 10 yılı geçti,
12:09
so those librarians have kind of turned on a generation of children to books
285
729220
4536
o kütüphaneciler bir nesle kitapları sevdirdi
12:13
and so it's been a thrill to find out
286
733780
2496
ve istenmeyen sonuçların bazen en iyi sonuçlar olduğunu görmek
12:16
that sometimes unintended consequences are the best consequences.
287
736300
3736
inanılmaz bir şey.
Çok teşekkürler.
12:20
Thank you very much.
288
740060
1216
12:21
(Applause)
289
741300
3880
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7