Rob Harmon: How the market can keep streams flowing

Rob Harmon: Piyasa, derelerin akmaya devam etmesini nasıl sağlar?

23,564 views

2011-03-14 ・ TED


New videos

Rob Harmon: How the market can keep streams flowing

Rob Harmon: Piyasa, derelerin akmaya devam etmesini nasıl sağlar?

23,564 views ・ 2011-03-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Naz Beykan Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:18
This is a river.
0
18490
1309
Bu bir nehir.
Bu bir dere.
00:21
This is a stream.
1
21117
1341
00:23
This is a river.
2
23650
1284
Bu bir nehir.
Bu ülkenin her dört bir yanında oluyor.
00:26
This is happening all over the country.
3
26004
2025
00:28
There are tens of thousands of miles of dewatered streams in the United States.
4
28615
4494
Amerika Birleşik Devletleri'nde
on binlerce mil kurumuş dere var.
00:33
On this map, the colored areas represent water conflicts.
5
33516
4749
Bu haritada,
renkli alanlar su anlaşmazlıklarını temsil ediyor.
00:39
Similar problems are emerging in the East as well.
6
39260
2966
Benzer sorunlar doğuda da ortaya çıkıyor.
Nedenler eyaletten eyalete farklılaşsalar da,
00:43
The reasons vary state to state, but mostly in the details.
7
43051
3378
ama genelde detaylarda.
Sadece Montana'da 6.400 kilometre
00:47
There are 4,000 miles of dewatered streams in Montana alone.
8
47167
4702
kurumuş dere var.
00:52
They would ordinarily support fish and other wildlife.
9
52915
3090
Normalde balık ve diğer vahşi yaşamı desteklerler.
00:56
They're the veins of the ecosystem,
10
56505
2960
Ekosistemin damarlarıdırlar
ve genelde boş damarlardır.
00:59
and they're often empty veins.
11
59489
1823
Size bu derelerden
01:03
I want to tell you the story of just one of these streams,
12
63224
3247
sadece bir tanesinin hikayesini anlatmak istiyorum,
01:06
because it's an archetype for the larger story.
13
66495
3440
çünkü bu daha büyük bir hikayenin modeli.
01:09
This is Prickly Pear Creek.
14
69959
1740
Bu Prickly Pear Çayı.
01:11
It runs through a populated area from East Helena to Lake Helena.
15
71723
4525
Yoğun nüfuslu bir bölge içinden
Doğu Helena'dan Helena Gölü'ne akıyor.
Cutthroat, dere ve gökkuşağı alabalıkları dahil olmak üzere
01:17
It supports wild fish including cutthroat, brown and rainbow trout.
16
77200
5652
vahşi balıklara
yaşam ortamı sunuyor.
01:22
Nearly every year for more than a hundred years ...
17
82876
3972
Yüzyıldan fazla zamandır,
neredeyse her yıl
bu çay yazın böyle görünüyor.
01:28
it looked like this in the summer.
18
88390
2189
01:30
How did we get here?
19
90603
1260
Nasıl bu noktaya geldik?
Bu 1800'lerin sonunda
01:33
Well, it started back in the late 1800s
20
93087
3175
insanlar Montana gibi yerlere yerleşmeye başladıkları zaman başladı.
01:36
when people started settling in places like Montana.
21
96286
2950
01:39
In short, there was a lot of water and there weren't very many people.
22
99550
3852
Özetle, çok su vardı
ve çok da insan yoktu.
01:44
But as more people showed up wanting water,
23
104351
2010
Ama su isteyen daha çok insan ortaya çıktıkça
01:46
the folks who were there first got a little concerned,
24
106385
2953
oraya ilk gelmiş olanlar biraz endişelendiler,
01:49
and in 1865, Montana passed its first water law.
25
109362
3938
ve 1985'te Montana ilk su yasasını çıkardı.
Bu yasa temel olarak, dere kıyısındaki herkesin
01:54
It basically said, everybody near the stream can share in the stream.
26
114014
4017
dereyi paylaşabileceğini söylüyordu.
01:58
Oddly, a lot of people showed up wanting to share the stream,
27
118569
2958
Gariptir ki, dereyi paylaşmak isteyen pek çok insan ortaya çıktı
02:01
and the folks who were there first
28
121551
1627
ve oraya ilk gelmiş olanlar
02:03
got concerned enough to bring out their lawyers.
29
123202
2344
avukatlarını devreye sokacak kadar endişelendiler.
02:05
There were precedent-setting suits in 1870 and 1872,
30
125894
3467
1870 ve 1872'de
Prickly Pear Çayı'yla ilgili
02:09
both involving Prickly Pear Creek.
31
129385
2188
emsal teşkil davaları oldu.
1921'de
02:12
And in 1921,
32
132010
1226
02:13
the Montana Supreme Court ruled in a case involving Prickly Pear
33
133260
5075
Montana Temyiz Mahkemesi,
Prickly Pear'la ilgili bir davada
02:18
that the folks who were there first had the first, or "senior water rights."
34
138359
5595
oraya ilk gelmiş olanların
öncelikli ya da kıdemli su hakları olduğuna karar verdi.
02:24
These senior water rights are key.
35
144824
2622
Bu öncelikli su hakları kilit nokta.
Sorun şu ki şu an Batı'nın dört bir yanında
02:28
The problem is that all over the West now it looks like this.
36
148066
3835
bu, böyle görünüyor.
02:31
Some of these creeks have claims
37
151925
1781
Bu çayların bazıları üzerinde
02:33
for 50 to 100 times more water than is actually in the stream.
38
153730
4298
dere yatağında mevcut olan sudan
50 ile 100 kat daha fazla hak iddiası var.
02:38
And the senior water rights holders, if they don't use their water right,
39
158568
4846
Öncelikli su haklarını elinde bulunduranlar,
su haklarını kullanmazlarsa,
02:43
they risk losing their water right --
40
163438
2150
su haklarını ve onla gelen ekonomik değeri
kaybetme riskine giriyorlar.
02:46
along with the economic value that goes with it.
41
166333
2677
Bu nedenle, korumaya yönelik onları teşvik edici bir şeyleri yok.
02:49
So they have no incentive to conserve.
42
169034
2662
02:52
So it's not just about the number of people;
43
172440
2502
Yani bu sadece kaç insan olduğuyla ilgili değil,
02:55
the system itself creates a disincentive to conserve
44
175781
3389
sistemin kendisi, korumaktan cayılmasına yol açıyor,
çünkü su hakkınızı, eğer kullanmazsanız, kaybedebilirsiniz.
02:59
because you can lose your water right if you don't use it.
45
179194
3097
03:03
So after decades of lawsuits and 140 years, now, of experience,
46
183559
3995
Yani on yıllar süren davalardan
ve 140 yıllık deneyimden sonra, şimdi
03:07
we still have this.
47
187578
1682
elimizde hâlâ bu var.
Bu bozuk bir sistem.
03:11
It's a broken system.
48
191103
1777
03:12
There's a disincentive to conserve,
49
192904
2000
Burada korumaktan caydırma var,
03:14
because if you don't use your water right, you can lose your water right.
50
194928
3591
çünkü, eğer su hakkınızı kullanmazsanız,
su hakkınızı yitirebilirsiniz.
03:18
And I'm sure you all know, this has created significant conflicts
51
198543
3229
Eminim ki hepiniz biliyorsunuz, bu tarımsal ve çevreci topluluklar arasında
03:21
between the agricultural and environmental communities.
52
201796
3053
kayda değer anlaşmazlıklara yol açtı.
03:25
OK, now I'm going to change gears here.
53
205811
2425
Tamam. Bu noktada konuyu değiştireceğim.
Çoğunuzun, şunu bilmek hoşuna gidecektir ki
03:29
Most of you will be happy to know that the rest of the presentation's free ...
54
209225
3745
sunumun geri kalanı bedava.
03:32
(Laughter)
55
212994
1027
Bazılarınızın da şunu bilmek hoşuna gidecektir ki sunum birayla ilgili.
03:34
and some of you'll be happy to know that it involves beer.
56
214045
2784
03:36
(Laughter)
57
216853
2971
(Kahkaha)
03:39
There's another thing happening around the country,
58
219848
2450
Ülkenin dört bir yanında olan bir şey daha var.
Şirketler su ayak izleri hakkında
03:42
which is that companies are starting to get concerned
59
222322
2491
endişelenmeye başladılar.
03:44
about their water footprint.
60
224837
1634
03:46
They're concerned about securing an adequate supply of water,
61
226495
3088
Yeterli su temin etmek konusunda kaygılılar,
03:49
they're trying to be really efficient with their water use,
62
229607
2883
su kullanımlarında olabildiğince verimli olmaya çalışıyorlar,
03:52
and they're concerned about how their water use
63
232514
2212
ve su kullanımlarının marka imajlarını nasıl etkilediğiyle
03:54
affects the image of their brand.
64
234750
1665
ilgili olarak endişeleniyorlar.
03:57
Well, it's a national problem,
65
237529
1551
Tabi, bu ulusal bir sorun,
03:59
but I'm going to tell you another story from Montana ...
66
239104
2680
ama size Montana'dan başka bir hikaye anlatacağım
04:01
and it involves beer.
67
241808
2153
ve bu birayla ilgili.
04:03
I bet you didn't know, it takes about 5 pints of water
68
243985
2947
Bahse girerim ki bir litre bira yapmak için
04:06
to make a pint of beer.
69
246956
1613
5 litre su harcandığını bilmiyorsunuzdur.
04:08
If you include all the drain,
70
248593
1969
Tüm boşa akmaları hesaba katarsanız,
04:10
it takes more than a hundred pints of water to make a pint of beer.
71
250586
3551
bir litre bira için yüz litre su gerekiyor.
Şimdi, Montana'daki bira üreticileri
04:14
Now the brewers in Montana
72
254161
1448
04:15
have already done a lot to reduce their water consumption,
73
255633
3930
zaten su tüketimlerini azaltmak için
epey çok şey yaptılar,
04:19
but they still use millions of gallons of water.
74
259587
2265
ama yine de milyonlarca litre su kullanıyorlar.
04:21
I mean, there's water in beer.
75
261876
2230
Demek istediğim, biranın içinde su var.
04:25
So what can they do about this remaining water footprint
76
265428
6307
Peki ekosistem üzerinde
ciddi etkileri olabilecek
04:31
that can have serious effects on the ecosystem?
77
271759
3236
bu geriye kalan su ayak izi hakkında
ne yapabilirler?
04:35
These ecosystems are really important
78
275436
2288
Ekosistemler Montanalı bira üreticileri ve müsterileri
04:37
to the Montana brewers and their customers.
79
277748
2038
için çok önemliler.
04:39
After all, there's a strong correlation between water and fishing,
80
279810
3645
Ne de olsa, su ve balıkçılık arasında
güçlü bir ilişki var;
04:43
and for some, there's a strong correlation between fishing and beer.
81
283479
4227
ve bazıları için balıkçılık ve bira arasında
güçlü bir ilişki var.
04:47
(Laughter)
82
287730
1507
(Kahkaha)
04:49
So the Montana brewers and their customers are concerned
83
289261
3511
Bu yüzden Montanalı bira üreticileri ve müşterileri endişeliler,
04:52
and they're looking for some way to address the problem.
84
292885
2677
ve sorunu çözecek bir yol arıyorlar.
04:55
So how can they address this remaining water footprint?
85
295586
3619
Peki bu kalan su ayak izi sorununu nasıl çözebilirler?
Prickly Pear'ı hatırlayın.
04:59
Remember Prickly Pear.
86
299229
1505
05:00
Up until now, business water stewardship
87
300758
4179
Şimdiye kadar,
şirketlerin su yönetimi
05:04
has been limited to measuring and reducing,
88
304961
3275
ölçme ve azaltmayla sınırlı kaldı
ve biz bir sonraki adımı öneriyoruz ki bu
05:09
and we're suggesting that the next step is to restore.
89
309235
3121
eski haline getime.
Prickly Pear'ı hatırlayın.
05:13
Remember Prickly Pear.
90
313383
1172
05:14
It's a broken system.
91
314579
1224
Bu bozuk bir sistem.
05:15
You've got a disincentive to conserve,
92
315827
2043
Korumaktan caydırılıyorsunuz,
05:17
because if you don't use your water right, you risk losing your water right.
93
317894
3745
çünkü su hakkınızı kullanmazsanız, su hakkınızı kaybetme riskine giriyorsunuz.
05:21
Well, we decided to connect these two worlds --
94
321663
2387
İşte, bu iki dünyayı birbirine bağlamaya kadar verdik:
su ayak izleriyle
05:24
the world of the companies with their water footprints
95
324074
3321
şirketlerin dünyasını
05:27
and the world of the farmers
96
327419
1607
ve bu derelerdeki öncelikli su haklarıyla
05:29
with their senior water rights on these creeks.
97
329050
2449
çiftçilerin dünyasını.
05:31
In some states,
98
331523
1306
Bazı eyaletlerde,
05:33
senior water rights holders can leave their water in the stream
99
333584
4652
öncelikli su hakları olanlar
sularını başkalarından hukuksal olarak koruyarak
05:38
while legally protecting it from others,
100
338260
3154
ve su haklarını sürdürmeye devam ederek
dere yatağında bırakabiliyorlar.
05:42
and maintaining their water right.
101
342303
2666
Ne de olsa,
05:46
After all, it is their water right,
102
346000
2414
bu onların su hakkı,
05:48
and if they want to use that water right to help the fish grow in the stream,
103
348438
4099
ve eğer bu hakkı
deredeki balıkların büyümesi için kullanmak isterlerse,
05:52
it's their right to do so.
104
352981
1587
bunu yapmaya hakları var.
05:55
But they have no incentive to do so.
105
355395
3841
Ama bunu yapmaya onları teşvik edici bir şeyleri yok.
Bu nedenle, yerel su vakıflarıyla çalışarak
06:00
So, working with local water trusts, we created an incentive to do so.
106
360062
5274
bunu yapmaya özendirici bir teşvik yarattık.
06:05
We pay them to leave their water in stream.
107
365360
4152
Onlara suyu derede bırakmaları için para veriyoruz.
Burada olan o.
06:09
That's what's happening here.
108
369536
1394
06:10
This individual has made the choice and is closing this water diversion,
109
370954
4803
Bu birey seçimini yaptı
ve suyu dereye bırakarak
06:15
leaving the water in the stream.
110
375781
2175
yönünü değiştiren seti kapatıyor.
06:17
He doesn't lose the water right,
111
377980
1641
Su hakkını kaybetmiyor,
06:19
he just chooses to apply that right, or some portion of it,
112
379645
4769
sadece bu hakkı ya da bir kısmını
toprak yerine dereye
06:24
to the stream, instead of to the land.
113
384438
2503
yönlendirmeyi seçiyor.
06:27
Because he's the senior water-rights holder,
114
387692
2381
Çünkü o öncelikli bir su hakkına sahip,
suyu deredeki diğer kullanıcılardan koruyabilir.
06:30
he can protect the water from other users in the stream.
115
390097
3139
Tamam mı?
06:34
OK?
116
394210
1300
06:35
He gets paid to leave the water in the stream.
117
395534
2702
Ona suyu derede bırakması için para ödeniyor.
Bu adam dereyi terk eden
06:39
This guy's measuring the water that this leaves in the stream.
118
399468
3103
suyu ölçüyor.
06:43
We then take the measured water,
119
403825
2486
Sonra bu ölçülmüş suyu alıyoruz,
06:46
we divide it into thousand-gallon increments.
120
406335
2655
bin galonluk artışlara bölüyoruz.
06:49
Each increment gets a serial number and a certificate,
121
409500
3634
Her artışın bir seri numarası ve sertifikası oluyor.
Sonra bira üreticileri ve diğerleri
06:53
and then the brewers and others buy those certificates
122
413158
3388
bu tahrip olmuş ekosistemlere
06:56
as a way to return water to these degraded ecosystems.
123
416570
4065
suyu döndürmenin yolu olarak
bu sertifikaları alıyorlar.
07:00
The brewers pay to restore water to the stream.
124
420659
3153
Bira üreticileri dereye suyu geri kazandırmak için
para ödüyor.
07:05
It provides a simple, inexpensive and measurable way
125
425932
3241
Bu, suyu bu tahrip olmuş ekosistemlere döndürmek için
basit, ucuz ve ölçülebilir
bir yöntem sağlıyor.
07:10
to return water to these degraded ecosystems,
126
430133
2710
07:12
while giving farmers an economic choice
127
432867
2893
Bir yandan da çiftçilere ekonomik bir seçenek sunuyor
07:15
and giving businesses concerned about their water footprints
128
435784
2884
ve su ayak izleri konusunda endişeli şirketlere
07:18
an easy way to deal with them.
129
438692
1544
bu sorunla başa çıkmak için kolay bir yol sağlıyor.
07:20
After 140 years of conflict and 100 years of dry streams,
130
440737
6070
140 yıl süren anlaşmazlıklardan
ve 100 yıllardır kuru derelerden sonra
07:27
a circumstance that litigation and regulation has not solved,
131
447576
3986
davaların ve yasaların çözemediği
bir duruma,
bir piyasa bazlı, gönüllü alıcı, gönüllü satıcı
07:33
we put together a market-based, willing buyer, willing seller solution --
132
453047
4182
çözümü oluşturduk -
davaları gerektirmeyen bir çözüm.
07:37
a solution that does not require litigation.
133
457253
2682
07:41
It's about giving folks concerned about their water footprints
134
461735
4882
Su ayak izleri konusunda kaygılananlara
bu tahrip olmuş ekosistemlerde
07:46
a real opportunity to put water where it's critically needed,
135
466641
3827
hayati önem taşıyan noktalara
suyu koyabilmeleri için
gerçek bir fırsat vermek.
07:51
into these degraded ecosystems,
136
471246
2498
07:53
while at the same time providing farmers a meaningful economic choice
137
473768
5598
Aynı zamanda,
çiftçilere
sularını nasıl kullanıldığına dair
07:59
about how their water is used.
138
479523
1909
anlamlı bir ekonomik seçenek sunmak.
08:01
These transactions create allies, not enemies.
139
481456
2683
Bu etkileşimler müttefikler yaratırlar, düşmanlar değil.
08:04
They connect people rather than dividing them.
140
484163
2455
İnsanları bölmektense birbirlerine bağlarlar.
08:06
And they provide needed economic support for rural communities.
141
486642
3714
Kırsal toplulukların ihtiyacı olan ekonomik desteği sağlarlar.
En önemlisi, bu işe yarıyor.
08:10
And most importantly, it's working.
142
490380
1984
08:12
We've returned more than four billion gallons of water to degraded ecosystems.
143
492388
4669
Tahrip olmuş ekosistemlere
on beş milyar litreden fazla suyu geri kazandırdık.
Öncelikli su hakları olanlarla
08:17
We've connected senior water-rights holders
144
497081
2029
Montana'daki bira üreticileriyle,
08:19
with brewers in Montana,
145
499134
1448
08:20
with hotels and tea companies in Oregon,
146
500606
2712
Oregon'daki oteller ve çay şirketleriyle,
08:23
and with high-tech companies that use a lot of water in the Southwest.
147
503342
3605
ve Southwest'teki çok su kullanan yüksek teknoloji ürünü şirketleriyle bağladık.
08:26
And when we make these connections,
148
506971
2388
Bu bağlantıları kurduğumuzda,
08:29
we can and we do turn this ...
149
509383
3205
yapabildiğimiz ve yaptığımız
şunu buna döndürmek.
08:33
into this.
150
513223
1150
08:34
(Applause)
151
514823
1370
Çok teşekkür ederim.
08:36
Thank you very much.
152
516217
1453
08:37
(Applause)
153
517694
3700
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7