Chris Anderson: How YouTube is driving innovation

Chris Anderson: Web video küresel inovasyonu nasıl güçlendirir?

236,376 views

2010-09-14 ・ TED


New videos

Chris Anderson: How YouTube is driving innovation

Chris Anderson: Web video küresel inovasyonu nasıl güçlendirir?

236,376 views ・ 2010-09-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ufuk Alan Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
If nothing else, at least I've discovered
0
15260
3000
Hiçbir şey değilse en azından hoparlörlerimizi
00:18
what it is we put our speakers through:
1
18260
2000
bağladığımız şeyi keşfettim:
00:20
sweaty palms, sleepless nights,
2
20260
3000
terli avuçlar, uykusuz geceler,
00:23
a wholly unnatural fear of clocks.
3
23260
3000
doğamıza aykırı olan saat korkumuz.
00:26
I mean, it's quite brutal.
4
26260
3000
Bence, bu çok zalim bir şey,
00:29
And I'm also a little nervous about this.
5
29260
3000
ve bu konuda biraz da gerginim.
00:33
There are nine billion humans coming our way.
6
33260
3000
Insanlığın nüfusu 9 milyara çıkacak.
00:36
Now, the most optimistic dreams
7
36260
2000
En iyimser hayaller bile
00:38
can get dented by the prospect
8
38260
3000
dünyayı talan eden insanlar olması
00:41
of people plundering the planet.
9
41260
3000
durumunda çökebilir.
00:44
But recently, I've become intrigued
10
44260
3000
Fakat kısa süre önce, bir şey ilgimi çekti.
00:47
by a different way of thinking of large human crowds,
11
47260
3000
İnsan kitlelerinin düşünce yapılarının değişikliğine dair.
00:50
because there are circumstances
12
50260
2000
Çünkü bazı durumlar vardır ve bu durumlarda
00:52
where they can do something really cool.
13
52260
2000
bu insanlar harika şeyler yapabilir.
00:54
It's a phenomenon that I think
14
54260
2000
Bence herhangi bir organizasyon ya da insanın
00:56
any organization or individual can tap into.
15
56260
3000
yer alabileceği bir fenomen.
00:59
It certainly impacted the way we think about TED's future,
16
59260
3000
Bu kesinlikle TED'in geleceğine dair düşüncelerimizi etkiledi
01:02
and perhaps the world's future overall.
17
62260
3000
ve hatta tüm dünyanın geleceğini bile.
01:05
So, let's explore.
18
65260
2000
Öyleyse şimdi biraz keşfedelim.
01:07
The story starts with just a single person,
19
67260
2000
Hikaye tek bir kişi ile başlıyor.
01:09
a child, behaving a little strangely.
20
69260
3000
Biraz tuhaf davranan küçük bir çocukla.
01:13
This kid is known online as Lil Demon.
21
73260
3000
Bu çocuk internette Lil Demon(Küçük Şeytan) olarak biliniyor.
01:16
He's doing tricks here, dance tricks,
22
76260
2000
Figürler yapıyor, dans figürleri.
01:18
that probably no six-year-old in history ever managed before.
23
78260
3000
Muhtemelen tarihte hiç bir 6 yaşındaki çocuğun yapmadığı figürler.
01:21
How did he learn them?
24
81260
2000
Nereden öğrendi bu figürleri?
01:23
And what drove him to spend the hundreds of hours of practice
25
83260
3000
Bunu yapabilmesi için yaptığı yüzlerce saatlik çalışmaları
01:26
this must have taken?
26
86260
2000
yapmasına iten şey neydi?
01:28
Here's a clue.
27
88260
2000
İşte bir ipucu.
01:30
(Video) Lil Demon: ♫ Step your game up. Oh. Oh. ♫
28
90260
3000
(Video) Lil Demon: ♫ Step your game up. Oh. Oh. ♫
01:33
♫ Step your game up. Oh. Oh. ♫
29
93260
3000
♫ Step your game up. Oh. Oh. ♫
01:36
Chris Anderson: So, that was sent to me by this man,
30
96260
3000
Chris Anderson: Bunu bana bir yönetmen olan
01:39
a filmmaker, Jonathan Chu,
31
99260
2000
Jonathan Chu gönderdi
01:41
who told me that was the moment he realized
32
101260
2000
Ve dedi ki bu videoya bakınca internetin
01:43
the Internet was causing dance to evolve.
33
103260
3000
dansın gelişmesini sağladığını anladım.
01:46
This is what he said at TED in February.
34
106260
3000
Jonathan bunu şubatta TED'de söyledi.
01:50
In essence,
35
110260
2000
Aslında, dansçılar
01:52
dancers were challenging each other online to get better;
36
112260
2000
daha iyi olabilmek için internet üzerinden birbirleriyle rekabet ediyorlar;
01:54
incredible new dance skills were being invented;
37
114260
3000
6 yaşındaki çocukların bile dahil olduğu
01:57
even the six-year-olds were joining in.
38
117260
2000
muhteşem dans yetenekleri keşfediliyor.
01:59
It felt like a revolution.
39
119260
2000
Bu bir devrim gibi.
02:01
And so Jon had a brilliant idea:
40
121260
3000
Ve Jon'un aklına harika bir fikir geldi:
02:04
He went out to recruit the best of the best dancers
41
124260
2000
Youtube'un gördüğü
02:06
off of YouTube
42
126260
2000
en iyi dansçılarla anlaştı,
02:08
to create this dance troupe --
43
128260
3000
ve Sıradışı Dansçılar Ligi (SDL)
02:11
The League of Extraordinary Dancers, the LXD.
44
131260
3000
isimli dans grubunu oluşturdu.
02:14
I mean, these kids were web-taught,
45
134260
2000
Demek istediğim bu çocuklar her şeyi web'den öğrenmişti
02:16
but they were so good that they got to play at the Oscars this year.
46
136260
3000
ama o kadar iyilerdi ki bu sene Oscar ödüllerinde bile sahneye çıktılar.
02:20
And at TED here in February,
47
140260
2000
Ve şubatta burada TED'de,
02:22
their passion and brilliance just took our breath away.
48
142260
3000
dansa olan tutkuları ve kabiliyetleri nefeslerimizi kesti.
02:26
So, this story
49
146260
2000
Böylelikle, bu
02:28
of the evolution of dance
50
148260
2000
dansın evrimi hikayesi
02:30
seems strangely familiar.
51
150260
2000
garip bir şekilde tanıdık bir hikaye gibi duruyor.
02:32
You know, a while after TEDTalks started taking off,
52
152260
3000
Biliyorsunuz, TEDTalks (TEDKonuşmaları) başladıktan bir süre sonra,
02:35
we noticed that speakers
53
155260
2000
şunu fark ettik ki konuşmacılar
02:37
were starting to spend a lot more time in preparation.
54
157260
3000
artık daha çok hazırlanıyorlardı konuşmalarına.
02:40
It was resulting in incredible new talks like these two.
55
160260
3000
Bu olay şu ki konuşmadaki gibi harika konuşmalarla sonuçlanıyordu.
02:43
... Months of preparation
56
163260
2000
18 dakikaya sığdırılmış
02:45
crammed into 18 minutes,
57
165260
2000
aylarca süren hazırlık,
02:47
raising the bar cruelly for the next generation of speakers,
58
167260
3000
bu hafta gördüğümüz etkiler ile
02:50
with the effects that we've seen this week.
59
170260
2000
bir sonraki konuşmacılar için çıtayı önemli ölçüde yükseltti.
02:52
It's not as if J.J. and Jill
60
172260
3000
Aslında J.J ve Jill
02:55
actually ended their talks saying, "Step your game up,"
61
175260
2000
konuşmalarını "Daha iyi şeyler yapın" diyerek sonlandırmadılar,
02:57
but they might as well have.
62
177260
2000
ama belki de öyle yapmaları gerekirdi.
02:59
So, in both of these cases,
63
179260
3000
Yani, bu iki örnekte de
03:02
you've got these cycles of improvement,
64
182260
2000
web videoları izleyen insanlar
03:04
apparently driven
65
184260
2000
tarafından güdümlenen
03:06
by people watching web video.
66
186260
2000
gelişme döngülerini görebiliriz.
03:08
What is going on here?
67
188260
2000
Ne oluyor burada?
03:10
Well, I think it's the latest iteration of a phenomenon we can call
68
190260
3000
Bence bu "kalabalığın ivmelendirdiği yenileşim" diyebileceğimiz
03:13
"crowd-accelerated innovation."
69
193260
3000
fenomenin son hali.
03:17
And there are just three things you need for this thing to kick into gear.
70
197260
3000
Bunu harekete geçirmek için gerekli üç adım şunlardır:
03:20
You can think of them
71
200260
2000
Bunu dev bir tekerlekteki
03:22
as three dials on a giant wheel.
72
202260
2000
üç bilye gibi düşünebilirsiniz
03:24
You turn up the dials, the wheel starts to turn.
73
204260
3000
Bilyeleri çevirirsiniz ve tekerlek dönmeye başlar.
03:27
And the first thing you need is ... a crowd,
74
207260
3000
İhtiyacınız olan ilk şey bir topluluk.
03:30
a group of people who share a common interest.
75
210260
3000
Ortak bir ilgiyi paylaşan bir topluluk.
03:33
The bigger the crowd,
76
213260
2000
Topluluk büyüdükçe,
03:35
the more potential innovators there are.
77
215260
2000
potansiyel yenilikçi sayısıda çok olacaktır.
03:37
That's important, but actually most people in the crowd
78
217260
2000
Bu önemlidir, fakat topluluktaki çoğu insan
03:39
occupy these other roles.
79
219260
2000
diğer rolleri işgal edecektir.
03:41
They're creating the ecosystem
80
221260
2000
Onlar birlikte, yeniliğin ortaya çıktığı
03:43
from which innovation emerges.
81
223260
3000
ekosistemi oluşturuyorlar.
03:46
The second thing you need is light.
82
226260
2000
İhtiyacınız olan ikinci şey ışık.
03:48
You need clear, open visibility
83
228260
2000
bu toplulukta bulunan en iyi insanların
03:50
of what the best people in that crowd are capable of,
84
230260
2000
neler yapabileceğine dair net ve açık bir görünürlüğe ihtiyacınız var
03:52
because that is how you will learn
85
232260
2000
çünkü bu katılmak için nasıl
03:54
how you will be empowered to participate.
86
234260
3000
yetki vereceğinizi öğrendiğiniz noktadır.
03:57
And third, you need desire.
87
237260
3000
Ve üçüncü olarak, arzuya ihtiyacınız var.
04:00
You know, innovation's hard work.
88
240260
2000
Yenilikçilerin çok çalıştığını bilirsiniz.
04:02
It's based on hundreds of hours of research, of practice.
89
242260
3000
Yüzlerce saat araştırma ve pratik gerektirir.
04:05
Absent desire, not going to happen.
90
245260
3000
Arzu olmadan, bu olmaz.
04:08
Now, here's an example -- pre-Internet --
91
248260
2000
Örnek olarak, internetten önce
04:10
of this machine in action.
92
250260
2000
bu makinenin nasıl olacağını düşünelim.
04:12
Dancers at a street corner --
93
252260
2000
Sokağın köşesinde dansçılar,
04:14
it's a crowd, a small one,
94
254260
2000
etraflarında küçük bir topluluk,
04:16
but they can all obviously see what each other can do.
95
256260
3000
ama topluluğun tamamı neler olduğunu açıkca görebilmekte.
04:19
And the desire part comes, I guess,
96
259260
2000
Ve tahminimce arzu bölümü
04:21
from social status, right?
97
261260
2000
sosyal statüden gelir, değil mi?
04:23
Best dancer walks tall, gets the best date.
98
263260
3000
En iyi dansçılar gösterişli yürürler, en iyi kişilerle çıkarlar.
04:26
There's probably going to be some innovation happening here.
99
266260
3000
Burada bir yenilik olduğu kesindir.
04:29
But on the web,
100
269260
2000
Ama web'de,
04:31
all three dials are ratcheted right up.
101
271260
2000
bu üç dişli artmış olacaktır.
04:33
The dance community is now global.
102
273260
2000
Dans topluluğu artık globaldir.
04:35
There's millions connected.
103
275260
2000
Milyonlar birbirine bağlanmıştır.
04:37
And amazingly,
104
277260
2000
Ve şaşırtıcı biçimde,
04:39
you can still see what the best can do,
105
279260
3000
hala en iyilerin ne yapabildiğini görebilirsiniz,
04:42
because the crowd itself shines a light on them,
106
282260
3000
çünkü topluluğun kendisi onun üzerine bir ışık tutar,
04:45
either directly, through comments, ratings,
107
285260
3000
direk olarak yorumlar, oylamalar, email, Facebook, Twitter
04:48
email, Facebook, Twitter,
108
288260
2000
yoluylada olabilir
04:50
or indirectly,
109
290260
2000
ya da dolaylı olarak,
04:52
through numbers of views,
110
292260
2000
izlenme sayıları,
04:54
through links that point Google there.
111
294260
2000
Google tarafından yapılan yönlendirmeler ile de olabilir
04:56
So, it's easy to find the good stuff,
112
296260
2000
Yani, iyi olanı keşfetmek kolaydır
04:58
and when you've found it, you can watch it in close-up repeatedly
113
298260
2000
ve bir kez bulduktan sonra, onu defalaca izleyebilirsiniz
05:00
and read what hundreds of people have written about it.
114
300260
3000
ve yüzlerce insanın onun hakkında neler yazdığını okuyabilirsiniz.
05:03
That's a lot of light.
115
303260
2000
Bu çok fazla ışık demektir.
05:05
But the desire element
116
305260
2000
Ama arzu unsuru
05:07
is really dialed way up.
117
307260
3000
gerçekten de oluşmadı.
05:11
I mean, you might just be a kid with a webcam,
118
311260
3000
Demek istediğim, sadace bir webcam'i olan bir çocuk olabilirsiniz
05:14
but if you can do something that goes viral,
119
314260
3000
ama viral olacak bir şey yapabilirseniz
05:17
you get to be seen by the equivalent
120
317260
2000
insanlarla dolmuş spor stadyumlarına eşit
05:19
of sports stadiums crammed with people.
121
319260
3000
miktarda insan tarafından görülebilirsiniz.
05:22
You get hundreds of strangers writing excitedly about you.
122
322260
3000
Sizin hakkınızda heyecanla yazmış insanlar olur.
05:25
And even if it's not that eloquent -- and it's not --
123
325260
3000
Güzel şeyler yazılmamış olsa bile,
05:28
it can still really make your day.
124
328260
3000
hala sizi sevindirebilir.
05:32
So, this possibility
125
332260
2000
Sanırım bu
05:34
of a new type of global recognition,
126
334260
3000
global farkına varılma olasılığı
05:37
I think, is driving huge amounts of effort.
127
337260
3000
çok fazla çaba sarfetmeye teşvik ediyor.
05:41
And it's important to note that it's not just the stars who are benefiting:
128
341260
3000
Ve şuna dikkat etmek gerekiyorki sadece starlar faydalanmıyor,
05:44
because you can see the best, everyone can learn.
129
344260
3000
en iyisini görebildiğiniz için, herkes öğrenebilir.
05:47
Also, the system is self-fueling.
130
347260
3000
Ayrıca sistem kendiliğinden yakıtlı,
05:50
It's the crowd that shines the light and fuels the desire,
131
350260
3000
ışığı yakan ve arzuyu besleyen topluluğun kendisidir,
05:53
but the light and desire are a lethal one-two combination
132
353260
3000
ancak ışık ve arzu aslında topluluğa yeni insanları çeken
05:56
that attract new people to the crowd.
133
356260
3000
ölümcül bir ikili kombinasyondur.
05:59
So, this is a model
134
359260
2000
Yani bu,
06:01
that pretty much any organization could use
135
361260
2000
hemen hemen bütün organizasyonun
06:03
to try and nurture its own cycle
136
363260
2000
"Kalabalığın ivmelendirdiği yenileşim" döngüsünü
06:05
of crowd-accelerated innovation.
137
365260
3000
beslemek için kullanabileceği bir modeldir.
06:08
Invite the crowd, let in the light,
138
368260
3000
Topluluğu davet edin, ışığa izin verin,
06:11
dial up the desire.
139
371260
2000
arzuyu arayın.
06:13
And the hardest part about that is probably the light,
140
373260
3000
Muhtemelen bunun en zor kısmı ışık,
06:16
because it means you have to open up,
141
376260
2000
çünkü bu açılmanızı gerektirir,
06:18
you have to show your stuff to the world.
142
378260
3000
elinizdekileri dünyaya göstermeniz gerekir.
06:23
It's by giving away what you think is your deepest secret
143
383260
3000
En derin olduğunu düşündüğünüz sırlarınızı
06:26
that maybe millions of people
144
386260
2000
milyonlarca insanın katkıda bulunması
06:28
are empowered to help improve it.
145
388260
2000
ihtimali için, açığa çıkarmanız ile olur.
06:30
And, very happily, there's one class of people
146
390260
2000
Ne mutlu ki, bu araçtan faydalanamayan
06:32
who really can't make use of this tool.
147
392260
3000
bir kesim insan var.
06:35
The dark side of the web
148
395260
2000
Web'in karanlık yüzü
06:37
is allergic to the light.
149
397260
2000
ışığa karşı alerjiktir.
06:39
I don't think we're going to see terrorists, for example,
150
399260
2000
Örneğin, teroristlerin planlarını online olarak yayımlayıp,
06:41
publishing their plans online and saying to the world,
151
401260
2000
dünyaya "Lütfen en azından bu sefer
06:43
"Please, could you help us to actually
152
403260
2000
işe yaraması için yardım edebilir misiniz"
06:45
make them work this time?"
153
405260
2000
diyeceklerini göreceğimizi zannetmiyorum.
06:47
But you can publish your stuff online.
154
407260
3000
Ama siz elinizdekileri online olarak yayımlayabilirsiniz.
06:50
And if you can get that wheel to turn,
155
410260
2000
Ve çarkın dönmesini sağlayabilirseniz,
06:52
look out.
156
412260
2000
dikkat edin.
06:54
So, at TED,
157
414260
2000
Bizler TED'de
06:56
we've become a little obsessed with this idea of openness.
158
416260
3000
bu açıklık fikrine biraz takıntılıyız.
06:59
In fact, my colleague, June Cohen, has taken to calling it "radical openness,"
159
419260
3000
Meslektaşım June Cohen bu fikre "radikal açıklık" diyor
07:02
because it works for us each time.
160
422260
3000
çünkü bu fikir bizim için her seferinde işe yarıyor.
07:05
We opened up our talks to the world,
161
425260
2000
Biz konuşmaları dünyaya açtık
07:07
and suddenly there are millions of people out there
162
427260
2000
ve birden dünyada milyonlarca insan
07:09
helping spread our speakers' ideas,
163
429260
2000
konuşmacılarımızın fikirlerini yaymaya
07:11
and thereby making it easier for us
164
431260
2000
ve böylece bizim için yeni nesil konuşmacıları
07:13
to recruit and motivate the next generation of speakers.
165
433260
3000
üye yapmayı ve motive etmeyi kolaylaştırdılar.
07:16
By opening up our translation program,
166
436260
2000
Çeviri programımızı açmamızla birlikte
07:18
thousands of heroic volunteers --
167
438260
2000
binlerce kahraman gönüllü --
07:20
some of them watching online right now, and thank you! --
168
440260
3000
bazıları şu anda online olarak izliyor, sizlere teşekkür ediyoruz --
07:23
have translated our talks
169
443260
2000
konuşmalarımızı
07:25
into more than 70 languages,
170
445260
2000
70 den fazla dile çevirdiler,
07:27
thereby tripling our viewership in non-English-speaking countries.
171
447260
3000
böylece ingilizce konuşulmayan ülkelerdeki izleyici sayımızı 3 katına çıkardılar.
07:30
By giving away our TEDx brand,
172
450260
3000
TEDx markasını hediye etmekle
07:33
we suddenly have a thousand-plus
173
453260
3000
aniden fikir yayma sanatıyla ilgili deneylerde
07:36
live experiments in the art of spreading ideas.
174
456260
3000
binlerce sayıda artış gördük.
07:39
And these organizers,
175
459260
2000
Bu organizatörler,
07:41
they're seeing each other, they're learning from each other.
176
461260
3000
birbirlerini görüyor ve birbirlerinden öğreniyorlar.
07:44
We are learning from them.
177
464260
2000
Bizler de onlardan öğreniyoruz.
07:46
We're getting great talks back from them.
178
466260
2000
Onlardan harika konuşmalar elde ediyoruz.
07:48
The wheel is turning.
179
468260
2000
Çark dönüyor.
07:50
Okay, step back a minute.
180
470260
2000
Bir dakikalığına geri adım atalım.
07:52
I mean, it's really not news for me to tell you
181
472260
3000
Yani, size yeniliğin gruplardan çıktığı
07:55
that innovation emerges out of groups.
182
475260
2000
haberini vermeye çalışmıyorum.
07:57
You know, we've heard that this week --
183
477260
2000
Biliyorsunuz, bu hafta öğrendik ki
07:59
this romantic notion of the lone genius
184
479260
2000
dünyayı değiştiren "eureka" anını yaşayan
08:01
with the "eureka!" moment that changes the world
185
481260
3000
romantik yalnız deha kavramı
08:04
is misleading.
186
484260
2000
aslında yanıltıcı.
08:06
Even he said that, and he would know.
187
486260
3000
O bile söyledi ki
08:09
We're a social species.
188
489260
2000
bizler sosyal canlı türleriyiz,
08:11
We spark off each other.
189
491260
2000
biz birbirimize neden oluruz.
08:13
It's also not news
190
493260
2000
Ayrıca internetin
08:15
to say that the Internet has accelerated innovation.
191
495260
3000
yeniliği hivmelendirdiğini söylemeye de gerek yok.
08:18
For the past 15 years,
192
498260
2000
Son 15 yıldır,
08:20
powerful communities have been connecting online,
193
500260
2000
güçlü komuniteler online olarak birbiriyle iletişim kuruyor,
08:22
sparking off each other.
194
502260
2000
ve birbirlerini besliyor.
08:24
If you take programmers,
195
504260
2000
Programcıları ele alırsanız,
08:26
you know, the whole open-source movement
196
506260
3000
bilirsiniz, tüm açık-kaynak dünyası,
08:29
is a fantastic instance of crowd-accelerated innovation.
197
509260
3000
kalabalığın ivmelendirdiği yenileşimin müthiş bir örneğidir.
08:32
But what's key here is,
198
512260
2000
Ama burada anahtar nokta şu ki;
08:34
the reason these groups have been able to connect
199
514260
3000
bu komunitenin birbirlerine bağlanabilmesinin sebebi
08:37
is because their work output is of the type
200
517260
2000
iş olarak ortaya çıkardığı şeyin
08:39
that can be easily shared digitally --
201
519260
3000
dijital yolla çok kolay paylaşılabilmesidir;
08:42
a picture, a music file,
202
522260
3000
bir resim, bir müzik dosyası
08:45
software.
203
525260
2000
veya bir yazılım.
08:48
And that's why what I'm excited about,
204
528260
2000
Beni heyecanlandıran da bu
08:50
and what I think is under-reported,
205
530260
3000
ve düşündüğüm şeyler değeri anlaşılmamış,
08:53
is the significance of the rise
206
533260
2000
online videonun yüklelişinin
08:55
of online video.
207
535260
2000
önemidir.
08:57
This is the technology
208
537260
3000
Bu yetenekli insanların
09:00
that's going to allow the rest of the world's talents to be shared digitally,
209
540260
3000
dijital olarak paylaşılmasına izin vercek
09:03
thereby launching a whole new cycle
210
543260
2000
ve böylece kalabalığın ivmelendirdiği yenleşimde
09:05
of crowd-accelerated innovation.
211
545260
3000
yeni bir döngü başlatcak teknolojidir.
09:08
The first few years of the web
212
548260
2000
Web'in ilk yılları
09:10
were pretty much video-free,
213
550260
2000
videodan yoksun gibiydi
09:12
for this reason: video files are huge; the web couldn't handle them.
214
552260
3000
çünkü video dosyaları büyüktü, web onları kaldıramıyordu.
09:15
But in the last 10 years,
215
555260
2000
Ama son 10 yıldır,
09:17
bandwidth has exploded a hundredfold.
216
557260
3000
bantgenişliği yüz misli arttı
09:20
Suddenly, here we are.
217
560260
2000
ve birden bu noktaya geldik.
09:22
Humanity watches 80 million hours of YouTube every day.
218
562260
3000
İnsanlık her gün 80 milyon saat youtube videousu izliyor.
09:25
Cisco actually estimates that, within four years,
219
565260
3000
Cisco, 4 yıl içerisinde web'de ki datanın
09:28
more than 90 percent of the web's data will be video.
220
568260
3000
yüzde doksanından fazlasının video olacağını tahmin ediyor.
09:32
If it's all puppies, porn and piracy,
221
572260
2000
Eğer hepsi porno ve korsan olursa
09:34
we're doomed.
222
574260
2000
mahvoluruz.
09:36
I don't think it will be.
223
576260
2000
Olacağını zannetmiyorum.
09:38
Video is high-bandwidth for a reason.
224
578260
3000
Videonun geniş bant aralıklı olmasının bir sebebi var,
09:41
It packs a huge amount of data,
225
581260
3000
çok fazla data içeriyor
09:44
and our brains are uniquely wired to decode it.
226
584260
3000
ve beyinlerimiz eşsiz biçimde onu çözebilme yeteneğine sahip.
09:47
Here, let me introduce you to Sam Haber.
227
587260
3000
Sizi Sam Haber ile tenıştırmama izin verin.
09:50
He's a unicyclist.
228
590260
2000
O bir ünisiklet göstericisi.
09:52
Before YouTube,
229
592260
2000
Youtube'den önce,
09:54
there was no way for him to discover
230
594260
2000
Onun için yaptığı sporun
09:56
his sport's true potential,
231
596260
2000
potansiyelini keşfetmenin hiç bir yolu yoktu,
09:58
because you can't communicate this stuff in words, right?
232
598260
3000
çünkü bu iş ile kelimerle iletişime geçemezsiniz değil mi?
10:01
But looking at video clips posted by strangers,
233
601260
3000
Ama yabancıların yayımladığı videoları görmek
10:04
a world of possibility opens up for him.
234
604260
3000
ona bir olasılık dünyası açar.
10:07
Suddenly, he starts to emulate and then to innovate.
235
607260
3000
Aniden özenmeye ve yeni şeyler denemeye başlar.
10:10
And a global community of unicyclists discover each other online,
236
610260
3000
Dünyadaki unisiklet kullanıcıları birbirlerini online olarak keşfeder
10:13
inspire each other to greatness.
237
613260
2000
ve mükemmellik için birbirlerine ilham kaynağı olurlar.
10:15
And there are thousands of other examples of this happening --
238
615260
3000
Ve burada video güdümlü evrimin
10:18
of video-driven evolution of skills,
239
618260
2000
fizikselden sanatsala, birsürü alanda
10:20
ranging from the physical to the artful.
240
620260
3000
binlerce örneğini gerçekleşiyor.
10:23
And I have to tell you,
241
623260
2000
Ve eski bir hobi dergisi editöru olarak
10:25
as a former publisher of hobbyist magazines,
242
625260
2000
size şunu söylemeliyim ki
10:27
I find this strangely beautiful.
243
627260
2000
bunu garip bir şekilde güzel buluyorum.
10:29
I mean, there's a lot of passion right here on this screen.
244
629260
3000
Demek istediğim, bu ekranda çok fazla tutku var.
10:32
But if Rube Goldberg machines
245
632260
3000
Rube Goldberg makineleri
10:35
and video poetry aren't quite your cup of tea,
246
635260
3000
ve video şiiri sizin bir bardak çayınız değilse
10:38
how about this.
247
638260
2000
bir de buna göz atın.
10:41
Jove is a website
248
641260
2000
Jove, bilim adamlarını
10:43
that was founded to encourage scientists
249
643260
2000
araştırmalarını video üzerinden yayınlamaları
10:45
to publish their peer-reviewed research
250
645260
2000
için teşvik etmek üzere kurulmuş
10:47
on video.
251
647260
2000
bir web sitesi.
10:49
There's a problem with a traditional scientific paper.
252
649260
3000
Geleneksel makaleyle ilgili bir sorun var.
10:52
It can take months for a scientist in another lab
253
652260
3000
Başka bir labratuardaki bilim adamı için
10:55
to figure out how to replicate the experiments
254
655260
2000
basılı kağıtta bulunan bir deneyin aynısının
10:57
that are described in print.
255
657260
2000
nasıl yapacağını çözmek aylar sürebilir.
10:59
Here's one such frustrated scientist,
256
659260
2000
Karşınızda bu şekilde engele uğramış bir bilim adamı,
11:01
Moshe Pritsker, the founder of Jove.
257
661260
2000
Jove'un kurucusu Moshe Pritsker.
11:03
He told me that the world is wasting
258
663260
2000
Moshe bana, bunun için insanların
11:05
billions of dollars on this.
259
665260
2000
milyarlarca doları heba ettiğini söylüyor.
11:07
But look at this video.
260
667260
2000
Ama şu videoya bakın.
11:09
I mean, look: if you can show
261
669260
2000
Bir bakın, eğer sadece tasvir etmek yerine
11:11
instead of just describing,
262
671260
2000
gösterebilirseniz
11:13
that problem goes away.
263
673260
2000
bu problem ortadan kalkıyor.
11:15
So it's not far-fetched to say
264
675260
2000
Online videonun bilimsel gelişimi bir noktadan sonra
11:17
that, at some point,
265
677260
2000
çok önemli miktarda
11:19
online video is going to dramatically accelerate scientific advance.
266
679260
3000
etkileyeceğini söylemek yanlış olmaz.
11:23
Here's another example
267
683260
2000
TED deki kalplerimize yakın bir yerden,
11:25
that's close to our hearts at TED,
268
685260
2000
bir fikri paylaşmada
11:27
where video is sometimes more powerful than print --
269
687260
3000
videonun baskıdan daha güçlü olduğunu
11:30
the sharing of an idea.
270
690260
2000
gösteren bir örnek daha var.
11:34
Why do people like watching TEDTalks?
271
694260
3000
İnsanlar neden TED konuşmalarını izlemeyi sever?
11:37
All those ideas are already out there in print.
272
697260
3000
Bütün bu fikirler zaten basılı olarak bulunabilir.
11:40
It's actually faster to read than to view.
273
700260
2000
Aslında okumak izemekten daha hızlıdır.
11:42
Why would someone bother?
274
702260
2000
Neden böyle bişey yapıyor ki insanlar?
11:44
Well, so, there's some showing as well as telling.
275
704260
3000
Yani evet birşeyler söylemenin yanında bazı şeyler de gösteriliyor evet
11:47
But even leaving the screen out of it,
276
707260
3000
ama ekranı aradan çıkarsak bile
11:50
there's still a lot more being transferred than just words.
277
710260
3000
hala sadece kelimelerden öte aktarılan bir şeyler var
11:53
And in that non-verbal portion, there's some serious magic.
278
713260
3000
ve bu sözlü olmayan kısım, fiziksel jestlerde saklı
11:56
Somewhere hidden in the physical gestures,
279
716260
3000
önemli bir sihir var.
11:59
the vocal cadence, the facial expressions,
280
719260
3000
sözlü ritim, yüz ifadeleri,
12:02
the eye contact,
281
722260
2000
göz teması,
12:04
the passion,
282
724260
2000
tutku,
12:06
the kind of awkward, British body language,
283
726260
3000
garip, ingiliz vücüt dili,
12:09
the sense of how the audience are reacting,
284
729260
3000
seyircinin tepki verme hissi,
12:12
there are hundreds of subconscious clues
285
732260
2000
nasıl anlayacağınıza
12:14
that go to how well you will understand,
286
734260
3000
ve ne kadar ilham
12:17
and whether you're inspired --
287
737260
2000
ışık ve arzu alacağınıza dair
12:19
light, if you like,
288
739260
2000
binlerce bilinçaltı
12:21
and desire.
289
741260
2000
ipucu var.
12:23
Incredibly, all of this can be communicated
290
743260
2000
Mucizevi şekilde tüm bunlar
12:25
on just a few square inches of a screen.
291
745260
3000
bir kaç santimlik bir ekran üzerinden iletilebilir.
12:28
Reading and writing are actually
292
748260
2000
Okuma ve yazma aslında
12:30
relatively recent inventions.
293
750260
2000
göreceli olarak daha yakın zamana ait bir keşif.
12:32
Face-to-face communication has been fine-tuned
294
752260
2000
Yüz yüze iletişim milyonlarca yıllık evrim ile
12:34
by millions of years of evolution.
295
754260
2000
ince ayar yapılmıştır.
12:36
That's what's made it into this mysterious, powerful thing it is.
296
756260
3000
Bu onu gizemli ve güçlü kılan şeydir.
12:39
Someone speaks,
297
759260
2000
Bazıları,
12:41
there's resonance in all these receiving brains,
298
761260
2000
birlikte hareket ettiğini ve bu beyinlerde
12:43
the whole group acts together.
299
763260
2000
bütün grubun bir direnç olduğunu söylüyor.
12:45
I mean, this is the connective tissue
300
765260
2000
Yani bu, hareket halindeki insan süper organizmasının
12:47
of the human superorganism in action.
301
767260
2000
bağlayıcı dokusudur.
12:49
It's probably driven our culture for millennia.
302
769260
2000
Bu muhtemelen bizi milenyum kültürüne götürüyor.
12:51
500 years ago, it ran into
303
771260
2000
500 yıl önce
12:53
a competitor with a lethal advantage.
304
773260
2000
çok avantajlı bir şeyle rekabete maruz kaldı.
12:55
It's right here.
305
775260
2000
Tam burada
12:57
Print scaled.
306
777260
3000
basılı.
13:00
The world's ambitious innovators and influencers
307
780260
2000
Dünyanın hırslı yenilikçileri ve söz sahipleri
13:02
now could get their ideas to spread far and wide,
308
782260
3000
atık fikirlerini daha uzağa ve geniş alanlara yayabilirler,
13:05
and so the art of the spoken word
309
785260
2000
yani söz söyleme sanatı
13:07
pretty much withered on the vine.
310
787260
2000
asma üzerinde soldu sayılır.
13:09
But now, in the blink of an eye,
311
789260
3000
Ama şimdi, bir göz kırpması süresinde
13:12
the game has changed again.
312
792260
2000
oyun tekrar değişti.
13:14
It's not too much to say
313
794260
2000
Gutenberg'in yazı için yaptığını
13:16
that what Gutenberg did for writing,
314
796260
3000
bugün online videonun
13:19
online video can now do for face-to-face communication.
315
799260
3000
yüz yüze iletişim için yaptığını söylemek çok olmaz.
13:22
So, that primal medium,
316
802260
3000
Yani bu beyninizin üstün bir biçimde
13:25
which your brain is exquisitely wired for ...
317
805260
3000
donanımlı olduğu eski medya
13:28
that just went global.
318
808260
3000
küresel hale geldi.
13:31
Now, this is big.
319
811260
2000
Artık çok büyük.
13:33
We may have to reinvent an ancient art form.
320
813260
3000
Belki de eski bir versiyonunu tekrar keşfetmemiz gerekebilir.
13:36
I mean, today, one person speaking
321
816260
3000
Yani, bugün bir kişinin konuşması
13:39
can be seen by millions,
322
819260
3000
milyonlarca insan tarafından izlenebiliyor.
13:42
shedding bright light on potent ideas,
323
822260
2000
potansiyel fikirler üzerine ışık tutuyor
13:44
creating intense desire
324
824260
2000
öğrenmek ve cevap vermek için
13:46
for learning and to respond --
325
826260
2000
yoğun arzu yaratıyor
13:48
and in his case, intense desire to laugh.
326
828260
3000
ve onun durumunda, gülmek için yoğun arzu yaratıyor.
13:52
For the first time in human history,
327
832260
3000
İnsanlık tarihinde ilk defa
13:55
talented students
328
835260
2000
yetenekli öğrenciler
13:57
don't have to have their potential and their dreams
329
837260
3000
yetenekleri ve potansiyelleri
14:00
written out of history by lousy teachers.
330
840260
3000
kötü öğretmenler tarafından tarihe yazılmıyor.
14:03
They can sit two feet in front of the world's finest.
331
843260
3000
Dünyanın en iyileri karşısında iki ayak üstünde durabiliyorlar.
14:07
Now, TED is just a small part of this.
332
847260
3000
TED bunun sadece küçük bir kısmı.
14:10
I mean, the world's universities are opening up their curricula.
333
850260
3000
Dünya üniversiteleri derslerini binlerce
14:13
Thousands of individuals and organizations
334
853260
3000
kişi ve organizasyona açıyorlar
14:16
are sharing their knowledge and data online.
335
856260
2000
ve bilgiyi online olarak paylaşıyorlar.
14:18
Thousands of people are figuring out new ways
336
858260
2000
Binlerce insan öğrenmenin ve önemli bir miktarda cevap vermenin
14:20
to learn and, crucially,
337
860260
2000
halkayı tamamlamanın
14:22
to respond, completing the cycle.
338
862260
3000
yeni yollarını buluyor.
14:25
And so, as we've thought about this,
339
865260
3000
Biz bunu düşündük,
14:28
you know, it's become clear to us
340
868260
3000
Bizim için TED'in bir sonraki gelişim aşaması
14:31
what the next stage of TED's evolution has to be.
341
871260
3000
ne olmalı, artık belli.
14:34
TEDTalks can't be a one-way process, one-to-many.
342
874260
3000
TED konuşmaları tek yönlü olamaz, birden çoğa da olmamalı,
14:37
Our future is many-to-many.
343
877260
3000
geleceğimiz çoktan çoğa olmalı
14:40
So, we're dreaming of ways
344
880260
2000
Bizler küresel TED topluluğunu
14:42
to make it easier for you, the global TED community,
345
882260
3000
sizlerinde cevap verebileceği kendi fikirlerinizi
14:45
to respond to speakers,
346
885260
2000
ifade edebileceğiniz hatta
14:47
to contribute your own ideas,
347
887260
2000
kendi TED konuşmalarınızı yapabileceğiniz
14:49
maybe even your own TEDTalks,
348
889260
3000
ve en iyiler vüzerine ışık tutabileceiğiniz bir hale
14:52
and to help shine a light on the very best of what's out there.
349
892260
3000
getirmenin yollarını hayal ediyoruz.
14:55
Because, if we can bubble up the very best
350
895260
2000
Çünkü eğer biz bu büyük havuzda
14:57
from a vastly larger pool,
351
897260
2000
en iyileri yukarıya taşıyabilirsek
14:59
this wheel turns.
352
899260
2000
çark döner.
15:01
Now, is it possible to imagine
353
901260
3000
Peki aynı bunun gibi bir süreci
15:04
a similar process to this,
354
904260
2000
küresel eğitim için de
15:06
happening to global education overall?
355
906260
3000
olduğunu düşünmek mümkün mü?
15:09
I mean, does it have to be this painful,
356
909260
2000
Yani bu işlem bu kadar
15:11
top-down process?
357
911260
2000
zor olmalı mı?
15:13
Why not a self-fueling cycle
358
913260
3000
Neden hepimizin katkıda bulunabildiği kendiliğinden
15:16
in which we all can participate?
359
916260
2000
yakıtlı olmayan bir süreç olmasın?
15:18
It's the participation age, right?
360
918260
3000
Katılım çağını yaşıyoruz değil mi?
15:21
Schools can't be silos.
361
921260
2000
Okullar ambar olamaz
15:23
We can't stop learning at age 21.
362
923260
3000
21 yaşında öğrenmeyi durduramayız.
15:27
What if, in the coming crowd of nine billion ...
363
927260
3000
9 milyarlık nüfus için olabilir mi?
15:31
what if that crowd could learn enough
364
931260
3000
bu topluluk yağmalayıcı yerine
15:34
to be net contributors,
365
934260
2000
katılımcı olacak katar
15:36
instead of net plunderers?
366
936260
3000
eğitilebilir mi?
15:39
That changes everything, right?
367
939260
2000
Bu herşeyi değiştirir değil mi?
15:41
I mean, that would take more teachers than we've ever had.
368
941260
3000
Yani bu şu ana kadar sahip olduğumuzdan daha fazla öğretmen demek.
15:44
But the good news is they are out there.
369
944260
2000
Ama iyi haberler var.
15:46
They're in the crowd,
370
946260
2000
Onlar topluluğun içinde
15:48
and the crowd is switching on lights,
371
948260
2000
ve topluluk ışıkları açmış durumda
15:50
and we can see them for the first time,
372
950260
2000
ve bizler ilk defa onları ayrımlaştırılmış yabancı insan kitleleri olarak değil de,
15:52
not as an undifferentiated mass of strangers,
373
952260
3000
onlardan bir şeyler öğrenebileceğimiz
15:55
but as individuals we can learn from.
374
955260
3000
bireyler olarak görüyoruz.
16:00
Who's the teacher?
375
960260
2000
Öğretmen kim?
16:02
You're the teacher.
376
962260
2000
Öğretmen sizsiniz.
16:06
You're part of the crowd
377
966260
2000
Sizler de insanlık tarihindeki en büyük
16:08
that may be about to launch
378
968260
2000
öğrenme döngüsünü başlatma ihtimali olan
16:10
the biggest learning cycle in human history,
379
970260
3000
topluluğun bir parçasısınız,
16:13
a cycle capable of carrying all of us
380
973260
3000
bir döngü ki hepimizi daha zeki, daha bilge, daha güzel
16:16
to a smarter, wiser, more beautiful place.
381
976260
3000
bir yere götürebilecek kapasitede.
16:22
Here's a group of kids in a village in Pakistan
382
982260
2000
Burada, benim büyüdüğüm yere yakın bir yerde
16:24
near where I grew up.
383
984260
2000
Pakistan'daki bir köydeki bir grup çocuk var.
16:26
Within five years, each of these kids is going to have access
384
986260
2000
5 yıl içerisinde bu çocukların her biri
16:28
to a cellphone capable of full-on web video
385
988260
3000
web de video izlenebilen ve web e video
16:31
and capable of uploading video to the web.
386
991260
3000
yükleyebilecekleri bir cep telefonuna sahip olacaklar.
16:34
I mean, is it crazy to think that this girl,
387
994260
2000
Yani şu arkada sağ tarafta duran 15 yaşındaki kızın,
16:36
in the back, at the right, in 15 years,
388
996260
2000
torunlarımız için dünyayı daha güzel bir yer kılabilecek
16:38
might be sharing the idea that keeps the world beautiful
389
998260
3000
fikirleri paylaşabilecek olmasını
16:41
for your grandchildren?
390
1001260
2000
düşünmek çok çılgınca.
16:43
It's not crazy; it's actually happening right now.
391
1003260
3000
Aslında çok çılgınca değil, bu olay şu anda oluyor.
16:46
I want to introduce you to a good friend of TED
392
1006260
3000
Sizlere Afrikanın en büyük gecekondu bölgesinde gerçekleşen
16:49
who just happens to live in Africa's biggest shantytown.
393
1009260
3000
TED'in en büyük arkadaşlarından biriyle tanıştırmak istiyorum.
16:52
(Video) Christopher Makau: Hi. My name is Christopher Makau.
394
1012260
3000
(Video) Christopher Makau: Merhaba, benim adım Christopher Makau.
16:55
I'm one of the organizers of TEDxKibera.
395
1015260
3000
TEDxKibera organizatörlerinden birisiyim.
16:58
There are so many good things which are happening right here in Kibera.
396
1018260
3000
Şu anda tam burada, Kibera'da gerçekleşen çok güzel şeyler var.
17:01
There's a self-help group.
397
1021260
2000
Kendi kendine yardım eden bir grup var.
17:03
They turned a trash place into a garden.
398
1023260
3000
Onlar çöplük bir bölgeyi bir bahçeye dönüştürdüler.
17:06
The same spot, it was a crime spot
399
1026260
3000
Burası insanların gasp edildiği
17:09
where people were being robbed.
400
1029260
2000
bir suç bölgesiydi.
17:11
They used the same trash
401
1031260
2000
Suç bölgesinde bulunan çöpleri
17:13
to form green manure.
402
1033260
2000
bahçeyi gübrelemek için kullandılar.
17:15
The same trash site
403
1035260
2000
Bu bölge şu anda
17:17
is feeding more than 30 families.
404
1037260
3000
30 dan fazla aileyi besliyor.
17:20
We have our own film school.
405
1040260
2000
Kendi film okulumuz var.
17:22
They are using Flip cameras
406
1042260
2000
Videoları kayıt etmek, düzenlemek
17:24
to record, edit,
407
1044260
2000
ve kendi kanalları olan
17:26
and reporting to their own channel,
408
1046260
2000
KebiraTV'ye rapor etmek için
17:28
Kibera TV.
409
1048260
2000
el kameraları kullanıyorlar.
17:30
Because of a scarcity of land,
410
1050260
2000
Yerin az olmasından dolayı
17:32
we are using the sacks to grow vegetables,
411
1052260
2000
sebze yetiştirmek için çuvallar kullanıyoruz
17:34
and also [we're] able to save on the cost of living.
412
1054260
3000
ve ayrıca yaşama maliyetini düşürmeyi başarıyoruz.
17:37
Change happens when we see things in a different way.
413
1057260
3000
Biz olayları farklı görmeye başladığımızda, değişim gerçekleşir.
17:40
Today, I see Kibera in a different way.
414
1060260
3000
Bugün ben Kebira'yı farklı görüyorum.
17:43
My message to TEDGlobal
415
1063260
3000
Benim TEDGlobal'e ve
17:46
and the entire world is:
416
1066260
2000
tüm dünyaya mesajım şudur:
17:48
Kibera is a hotbed
417
1068260
2000
Kibera, yenilikler
17:50
of innovation and ideas.
418
1070260
3000
ve fikirler için bir fırsat yuvasıdır.
17:54
(Applause)
419
1074260
6000
(Alkış)
18:00
CA: You know what?
420
1080260
2000
CA: Siz ne biliyorsunuz?
18:03
I bet Chris has always been an inspiring guy.
421
1083260
3000
İddia ediyorum Chris her zaman ilham verici bir insan oldu.
18:06
What's new -- and it's huge --
422
1086260
3000
Yeni olan -- ve bu çok büyük --
18:09
is that, for the first time, we get to see him,
423
1089260
3000
şu ki; biz onu ilk defa görebiliyoruz
18:12
and he can see us.
424
1092260
2000
ve oda bizi görebiliyor.
18:14
Right now, Chris and Kevin
425
1094260
2000
Şu anda Chris, Kevin,
18:16
and Dennis and Dickson and their friends
426
1096260
2000
Dennis, Dickson ve onların arkadaşları
18:18
are watching us, in Nairobi, right now.
427
1098260
3000
bizleri şu anda Nairobi'de izliyorlar.
18:21
Guys,
428
1101260
2000
Beyler,
18:23
we've learned from you today.
429
1103260
2000
bizler bugün sizden birşeyler öğrendik.
18:25
Thank you.
430
1105260
2000
Teşekkürler.
18:27
And thank you.
431
1107260
2000
Ve sizlere de teşekkürler.
18:29
(Applause)
432
1109260
17000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7