How My Mind Came Back to Life — and No One Knew | Martin Pistorius | TED Talks

351,291 views ・ 2015-10-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ercan Tozluoğlu Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Imagine being unable to say, "I am hungry," "I am in pain,"
0
12960
5296
"Açım", "Acı çekiyorum", "Teşekkür ederim"
00:18
"thank you," or "I love you."
1
18280
2536
ya da "Seni seviyorum" diyemediğinizi hayal edin.
00:20
Being trapped inside your body,
2
20840
2096
Kendi bedenine hapsolmak...
00:22
a body that doesn't respond to commands.
3
22960
3136
Bir beden ki hiç bir emre karşılık vermez.
00:26
Surrounded by people,
4
26120
1656
İnsanlarla kuşatılmış
00:27
yet utterly alone.
5
27800
1616
fakat tamamen yalnız.
00:29
Wishing you could reach out,
6
29440
1696
Bağlanmak, rahatlatmak veya
00:31
to connect, to comfort, to participate.
7
31160
4216
katılmak için erişebilmeyi dileyerek.
00:35
For 13 long years, that was my reality.
8
35400
3080
13 uzun yıl boyunca bu benim gerçekliğimdi.
00:39
Most of us never think twice about talking, about communicating.
9
39520
5536
Pek çoğumuz iletişim hakkında konuşmayı asla iki kez düşünmez.
00:45
I've thought a lot about it.
10
45080
2136
Ben bunun üstünde çok düşündüm.
00:47
I've had a lot of time to think.
11
47240
2656
Düşünmek için çok zamanım vardı.
00:49
For the first 12 years of my life,
12
49920
2096
Hayatımın ilk 12 yılı,
00:52
I was a normal, happy, healthy little boy.
13
52040
2696
mutlu, sağlıklı ve normal küçük bir çocuktum.
00:54
Then everything changed.
14
54760
2136
Sonra her şey değişti.
00:56
I contracted a brain infection.
15
56920
2256
Bir beyin enfeksiyonuna yakalandım.
Doktorlar bunun ne olduğu konusunda pek emin değillerdi
00:59
The doctors weren't sure what it was,
16
59200
2296
01:01
but they treated me the best they could.
17
61520
2496
fakat ellerinden geleni yaparak beni tedavi ettiler.
01:04
However, I progressively got worse.
18
64040
3376
Fakat gittikçe kötüleştim.
01:07
Eventually, I lost my ability to control my movements,
19
67440
4176
Zamanla hareketlerimi kontrol etme,
01:11
make eye contact,
20
71640
1336
göz teması kurma ve
01:13
and finally, my ability to speak.
21
73000
3239
nihayetinde konuşma yeteneğimi kaybettim.
01:17
While in hospital,
22
77280
1216
Hastanedeyken
01:18
I desperately wanted to go home.
23
78520
2576
çaresizce eve gitmeyi istedim.
Anneme dedim ki "Ev ne zaman?"
01:21
I said to my mother, "When home?"
24
81120
3296
01:24
Those were the last words I ever spoke with my own voice.
25
84440
4456
Bunlar kendi sesimle konuşabildiğim son kelimelerdi.
01:28
I would eventually fail every test for mental awareness.
26
88920
3816
En sonunda tüm zihinsel farkındalık testlerinde başarısız oldum.
01:32
My parents were told I was as good as not there.
27
92760
2816
Aileme orada değilmiş gibi olduğum söylenmişti.
01:35
A vegetable, having the intelligence of a three-month-old baby.
28
95600
4616
3 aylık bir bebeğin zekasına sahip bir sebze.
01:40
They were told to take me home and try to keep me comfortable
29
100240
3656
Beni eve götürmeleri ve ben ölünceye kadar
01:43
until I died.
30
103920
1200
rahat ettirmeleri söylenmişti aileme.
Ebeynlerim, aslında tüm ailemin hayatları
01:46
My parents, in fact my entire family's lives,
31
106000
3536
01:49
became consumed by taking care of me the best they knew how.
32
109560
4296
bildikleri en iyi şekilde benimle ilgilenerek tükenmişti.
01:53
Their friends drifted away.
33
113880
2336
Arkadaşları uzaklaştı.
Bir yıl ikiye
01:56
One year turned to two,
34
116240
1816
01:58
two turned to three.
35
118080
1320
iki üçe döndü.
02:00
It seemed like the person I once was began to disappear.
36
120240
4416
Öyle görünüyordu ki bir zamanlar olduğum insan kaybolmaya başlıyor gibiydi.
02:04
The Lego blocks and electronic circuits I'd loved as a boy were put away.
37
124680
4896
Bir çocuk olarak sevdiğim Lego blokları ve elektronik devreler rafa kaldırılmıştı.
02:09
I had been moved out of my bedroom into another more practical one.
38
129600
4456
Kendi yatak odamdan daha pratik bir tanesine taşınmıştım.
02:14
I had become a ghost,
39
134080
1696
Bir hayalete dönüşmüştüm,
02:15
a faded memory of a boy people once knew and loved.
40
135800
4375
insanların bir zamanlar bildikleri ve sevdikleri bir çocuğun silik hatırasına.
02:20
Meanwhile, my mind began knitting itself back together.
41
140199
4257
Bu arada zihnim kendini tekrar örmeye başladı.
02:24
Gradually, my awareness started to return.
42
144480
3016
Yavaş yavaş bilincim geri gelmeye başladı.
02:27
But no one realized that I had come back to life.
43
147520
3336
Fakat hayata döndüğümü kimse farketmemişti.
02:30
I was aware of everything,
44
150880
1816
Herhangi normal bir insan gibi
02:32
just like any normal person.
45
152720
2016
her şeyin farkındaydım.
02:34
I could see and understand everything,
46
154760
2296
Her şeyi görüp anlayabiliyordum
02:37
but I couldn't find a way to let anybody know.
47
157080
2840
fakat bunu belli etmek için bir yol bulamadım.
02:40
My personality was entombed within a seemingly silent body,
48
160560
3976
Kişiliğim, görünürde sessiz olan bir vücut içine gömülmüştü,
02:44
a vibrant mind hidden in plain sight within a chrysalis.
49
164560
3720
güpegündüz bir koza içine gizlenmiş canlı bir zihin...
02:48
The stark reality hit me that I was going to spend
50
168920
2736
Tamamen yalnız, kendi bedenime hapsolmuş şekilde
02:51
the rest of my life locked inside myself,
51
171680
2656
hayatımın geri kalanını geçirecek olduğum acı gerçeği
02:54
totally alone.
52
174360
1696
beni sarsmıştı.
02:56
I was trapped with only my thoughts for company.
53
176080
3616
Bana eşlik edecek yalnız kendi düşüncelerimle hapsolmuştum.
02:59
I would never be rescued.
54
179720
2176
Asla kurtarılmayabilirdim.
03:01
No one would ever show me tenderness.
55
181920
2936
Kimse bana şefkat göstermeyebilirdi.
03:04
I would never talk to a friend.
56
184880
2256
Asla bir arkadaşla konuşamayabilirdim.
03:07
No one would ever love me.
57
187160
1920
Kimse beni sevmeyebilirdi.
03:09
I had no dreams, no hope, nothing to look forward to.
58
189920
4136
Hayalim, umudum ya da ileriye bakacak hiçbir şeyim yoktu.
03:14
Well, nothing pleasant.
59
194080
2496
Aslında hoş olan hiçbir şey...
03:16
I lived in fear,
60
196600
1336
Korku içinde yaşadım
03:17
and, to put it bluntly,
61
197960
1536
ve açıkça söylemek gerekirse
03:19
was waiting for death to finally release me,
62
199520
3056
bir bakım evinde yapayalnız bir şekilde
03:22
expecting to die all alone in a care home.
63
202600
3896
ölümün sonunda gelip beni serbest bırakmasını bekliyordum.
03:26
I don't know if it's truly possible to express in words
64
206520
3376
İletişim kuramamanın nasıl bir şey olduğunu
03:29
what it's like not to be able to communicate.
65
209920
2816
kelimelerle ifade edebilmek gerçekten mümkün mü bilmiyorum.
03:32
Your personality appears to vanish into a heavy fog
66
212760
3416
Kişiliğiniz yoğun bir sis içinde kayboluyormuş gibidir
03:36
and all of your emotions and desires are constricted, stifled and muted within you.
67
216200
5776
ve tüm duygularınız ve arzularınız kendi içinizde kısıtlanmış, bastırılmış ve susturulmuştur.
03:42
For me, the worst was the feeling of utter powerlessness.
68
222000
4496
Benim için en kötüsü tamamen güçsüz olduğum hissiydi.
03:46
I simply existed.
69
226520
1440
Sadece vardım.
03:48
It's a very dark place to find yourself
70
228680
2456
Kendinizi bulabileceğiniz en karanlık yer
03:51
because in a sense, you have vanished.
71
231160
2680
çünkü bir anlamda kayboluyorsunuz.
Hayatımın tüm yönlerini başkaları kontrol ediyordu.
03:55
Other people controlled every aspect of my life.
72
235000
3216
Ne yiyeceğime ve ne zaman yiyeceğime,
03:58
They decided what I ate and when.
73
238240
2296
04:00
Whether I was laid on my side or strapped into my wheelchair.
74
240560
3976
yan tarafıma mı yatırılacağıma, tekerlekli sandalyeye mi bağlanacağıma onlar karar verirdi.
04:04
I often spent my days positioned in front of the TV
75
244560
3376
Genellikle günlerimi TV karşısında konuşlanmış
04:07
watching Barney reruns.
76
247960
1840
Barney'nin tekrarlarını izleyerek geçirirdim.
04:10
I think because Barney is so happy and jolly,
77
250440
2896
Barney çok mutlu ve neşeliydi
04:13
and I absolutely wasn't,
78
253360
1736
ve ben kesinlikle değildim
04:15
it made it so much worse.
79
255120
1680
sanırım bu beni daha da kötü yaptı.
04:17
I was completely powerless to change anything in my life
80
257800
3416
Hayatımdaki herhangi bir şeyi ya da
insanların hakkımdaki algılarını değiştirmek için hiç bir gücüm yoktu.
04:21
or people's perceptions of me.
81
261240
2456
04:23
I was a silent, invisible observer of how people behaved
82
263720
3576
Kimsenin izlemediğini düşündükleri zaman
insanların davranışlarının sessiz ve görünmez bir gözlemicisiydim.
04:27
when they thought no one was watching.
83
267320
2376
04:29
Unfortunately, I wasn't only an observer.
84
269720
3696
Ne yazık ki sadece bir gözlemci değildim.
04:33
With no way to communicate, I became the perfect victim:
85
273440
3976
İletişim kurabileceğim bir yol olmayınca mükemmel bir kurban haline geldim:
04:37
a defenseless object, seemingly devoid of feelings
86
277440
3976
insanların kendisi üzerinde en karanlık arzularını gerçekleştirdiği
04:41
that people used to play out their darkest desires.
87
281440
3736
hislerden yoksun görünen savunmasız bir nesne
04:45
For more than 10 years, people who were charged with my care
88
285200
3656
10 yıldan fazla bir süre, benimle ilgilenmekle görevli insanlar
04:48
abused me physically, verbally and sexually.
89
288880
3160
beni fiziksel, sözel ve cinsel açılardan taciz ettiler.
04:52
Despite what they thought, I did feel.
90
292760
2760
Onların sahip oldukları düşüncelere rağmen ben hissediyordum.
04:56
The first time it happened,
91
296400
1736
Bu ilk kez olduğunda
04:58
I was shocked and filled with disbelief.
92
298160
2656
çok şaşırmış ve inanamamıştım.
05:00
How could they do this to me?
93
300840
1520
Bunu bana nasıl yaparlardı?
05:03
I was confused.
94
303120
1576
Kafam karışmıştı.
05:04
What had I done to deserve this?
95
304720
2120
Bunu hak edecek ne yapmıştım?
05:07
Part of me wanted to cry and another part wanted to fight.
96
307440
4056
Bir parçam ağlamak ve diğer parçam da savaşmak istiyordu.
05:11
Hurt, sadness and anger flooded through me.
97
311520
3736
Acı, üzüntü ve kızgınlık sel olup içimden aktı.
05:15
I felt worthless.
98
315280
1776
Değersiz hissettim.
05:17
There was no one to comfort me.
99
317080
1920
Beni teselli edecek kimse yoktu.
Fakat ebeveynlerimden hiç birinin bunun olduğundan haberleri yoktu.
05:20
But neither of my parents knew this was happening.
100
320080
3256
05:23
I lived in terror, knowing it would happen again and again.
101
323360
4056
Bunun tekrar tekrar gerçekleşeceğini bildiğimden korku içinde yaşadım.
05:27
I just never knew when.
102
327440
2096
Yalnızca ne zaman olacağını asla bilemezdim.
05:29
All I knew was that I would never be the same.
103
329560
2760
Bildiğim tek şey bir daha asla aynı olmayacağımdı.
05:33
I remember once listening to Whitney Houston singing,
104
333360
3616
Bir kere Whitney Houston'ın şarkısını dinlediğimi hatırlıyorum.
05:37
"No matter what they take from me, they can't take away my dignity."
105
337000
4856
"Benden ne alırlarsa alsınlar, onurumu alamazlar."
05:41
And I thought to myself, "You want to bet?"
106
341880
2920
Ve kendi kendime düşündüm: "İddiaya var mısınız?"
05:47
Perhaps my parents could have found out and could have helped.
107
347120
3736
Belki de ailem öğrenebilir ve bana yardım edebilirdi.
05:50
But the years of constant caretaking,
108
350880
2256
Fakat sürekli bakımla geçen yıllar,
05:53
having to wake up every two hours to turn me,
109
353160
2896
beni çevirmek için iki saatte bir uyanmak
05:56
combined with them essentially grieving the loss of their son,
110
356080
3376
ve aslında oğullarının kaybının kederiyle de birleşince
05:59
had taken a toll on my mother and father.
111
359480
3336
anne ve babama çok zarar vermişti.
06:02
Following yet another heated argument between my parents,
112
362840
3576
Ebeveynlerim arasındaki şiddetli bir tartışma sonrasında
06:06
in a moment of despair and desperation,
113
366440
2616
bir umutsuzluk ve çaresizlik anında
06:09
my mother turned to me and told me that I should die.
114
369080
3320
annem bana döndü ve ölmem gerektiğini söyledi.
Şok olmuştum fakat bana söylediği şeyi düşündüğümde
06:14
I was shocked, but as I thought about what she had said,
115
374160
3136
06:17
I was filled with enormous compassion and love for my mother,
116
377320
4016
annem için müthiş bir merhamet ve sevgi hissiyle doldum
06:21
yet I could do nothing about it.
117
381360
1960
ama bununla ilgili yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
06:24
There were many moments when I gave up,
118
384640
2376
Karanlık bir çukura batıp vazgeçtiğim
06:27
sinking into a dark abyss.
119
387040
2376
çok zamanlar oldu.
06:29
I remember one particularly low moment.
120
389440
3136
Özellikle neşesiz bir anı hatırlıyorum.
06:32
My dad left me alone in the car
121
392600
2256
Babam, dükkandan hızlıca bir şey almaya giderken
06:34
while he quickly went to buy something from the store.
122
394880
3576
beni arabada yalnız bırakmıştı.
06:38
A random stranger walked past,
123
398480
2616
Alelade bir yabancı önümden geçti ve
06:41
looked at me and he smiled.
124
401120
2840
bana bakıp gülümsedi.
06:44
I may never know why, but that simple act,
125
404880
3136
Neden olduğunu asla bilemeyebilirim fakat bu basit hareket,
06:48
the fleeting moment of human connection,
126
408040
2296
bir anlık insan teması
06:50
transformed how I was feeling,
127
410360
2376
hislerimi değiştirip
06:52
making me want to keep going.
128
412760
1920
beni devam etmeye teşvik etti.
06:55
My existence was tortured by monotony,
129
415760
2936
Varlığım tekdüzelik nedeniyle işkence görüyordu
06:58
a reality that was often too much to bear.
130
418720
3016
ki bu öyle bir gerçeklik ki genellikle katlanılmazdır.
07:01
Alone with my thoughts, I constructed intricate fantasies
131
421760
4136
Düşüncelerimle yalnız olduğum için zeminde koşuşturan karıncalarla ilgili
07:05
about ants running across the floor.
132
425920
3376
karmaşık fanteziler kurardım.
07:09
I taught myself to tell the time by noticing where the shadows were.
133
429320
5096
Gölgelerin yerini dikkate alarak zamanı söylemeyi öğrettim kendime.
07:14
As I learned how the shadows moved as the hours of the day passed,
134
434440
4136
Günün saatleri geçtikçe gölgelerin nasıl hareket ettiğini öğrendiğimden
07:18
I understood how long it would be before I was picked up and taken home.
135
438600
4656
alınıp eve götürülmeden önce ne kadar süre kaldığını anlıyordum.
Beni almak için babamın kapıdan girdiğini görmek
07:23
Seeing my father walk through the door to collect me
136
443280
3256
07:26
was the best moment of the day.
137
446560
2160
günün en güzel anıydı.
07:29
My mind became a tool that I could use
138
449600
2336
Zihnim, gerçekliğimden kaçmak için kapanmak ya da
07:31
to either close down to retreat from my reality
139
451960
2816
fantezilerle doldurabileceğim devasa bir alana ulaşmak için
07:34
or enlarge into a gigantic space that I could fill with fantasies.
140
454800
4976
kullanabileceğim bir alet oldu.
07:39
I hoped that my reality would change
141
459800
1976
Gerçekliğimin değişmesini ve birinin
07:41
and someone would see that I had come back to life.
142
461800
2856
benim hayata döndüğümü farketmesini umdum.
07:44
But I had been washed away like a sand castle
143
464680
2696
Fakat dalgalara çok yakın inşa edilmiş
07:47
built too close to the waves,
144
467400
2136
kumdan bir kale gibi sürüklenip gittim
07:49
and in my place was the person people expected me to be.
145
469560
4176
ve benim yerimdeki, insanların benim olmamı bekledikleri kişiydi.
07:53
To some I was Martin, a vacant shell, the vegetable,
146
473760
3776
Bazılarına göre ben, Martin, boş bir kabuk, sebze,
07:57
deserving of harsh words, dismissal and even abuse.
147
477560
4416
acımasız kelimeleri, kovulmayı ve hatta tacizi hak edendim.
Diğerlerine göreyse ben trajik bir şekilde beyin hasarına uğrayıp
08:02
To others, I was the tragically brain-damaged boy
148
482000
2936
08:04
who had grown to become a man.
149
484960
2216
yetişkinliğe erişmiş bir çocuktum.
08:07
Someone they were kind to and cared for.
150
487200
3176
Kendisine karşı nazik oldukları ve ilgilendikleri biri.
08:10
Good or bad, I was a blank canvas
151
490400
2496
İyi ya da kötü, farklı versiyonlarımın üzerine yansıtıldığı
08:12
onto which different versions of myself were projected.
152
492920
3320
boş bir tuvaldim.
08:17
It took someone new to see me in a different way.
153
497160
3296
Beni farklı bir açıdan görmek için yeni biri gerekti.
08:20
An aromatherapist began coming to the care home about once a week.
154
500480
4256
Bir aromaterapist haftada bir bakım için eve gelmeye başladı.
08:24
Whether through intuition or her attention to details
155
504760
2976
Ya sezgileriyle ya da başkalarının farkedemediği
08:27
that others failed to notice,
156
507760
2016
detaylara olan dikkatiyle
08:29
she became convinced that I could understand what was being said.
157
509800
4136
ne söylendiğini anladığıma kanaat getirdi.
08:33
She urged my parents to have me tested by experts
158
513960
3496
Alternatif ve artırıcı iletişim uzmanlarına beni test ettirmeleri için
08:37
in augmentative and alternative communication.
159
517480
3296
ailemi teşvik etti.
08:40
And within a year,
160
520800
1216
Ve bir yıl içinde
08:42
I was beginning to use a computer program to communicate.
161
522040
4056
iletişim kurmak için bir bilgisayar programı kullanmaya başladım.
Coşku vericiydi fakat bazen de moral bozucu.
08:46
It was exhilarating, but frustrating at times.
162
526120
3736
08:49
I had so many words in my mind,
163
529880
1976
Zihnimde o kadar fazla kelime vardı ki
08:51
that I couldn't wait to be able to share them.
164
531880
2816
paylaşabilmek için bekleyemiyordum.
08:54
Sometimes, I would say things to myself simply because I could.
165
534720
4736
Bazen, sadece yapabildiğim için kendi kendime bir şeyler söylerdim.
08:59
In myself, I had a ready audience,
166
539480
2616
Kendi içimde hazır halde bir dinleyici kitlem vardı
09:02
and I believed that by expressing my thoughts and wishes,
167
542120
3136
ve düşüncelerimi ve dileklerimi ifade ettikçe
diğerlerinin de dinleyeceğine inanıyordum.
09:05
others would listen, too.
168
545280
1736
Fakat daha fazla iletişim kurmaya başladıkça
09:07
But as I began to communicate more,
169
547040
2256
09:09
I realized that it was in fact only just the beginning
170
549320
3176
bunun kendim için yeni bir ses yaratmanın
09:12
of creating a new voice for myself.
171
552520
2936
sadece başlangıcı olduğunu farkettim.
09:15
I was thrust into a world I didn't quite know how to function in.
172
555480
4336
Nasıl işlev göstereceğimi bilemediğim bir dünyanın içine fırlatılmıştım.
09:19
I stopped going to the care home
173
559840
1656
Bakım evine gitmeyi bıraktım
09:21
and managed to get my first job making photocopies.
174
561520
3856
ve fotokopi çekerek ilk işimi bulmayı başardım.
09:25
As simple as this may sound, it was amazing.
175
565400
3456
Kulağa basit geldiği kadar harikaydı da.
09:28
My new world was really exciting
176
568880
2016
Yeni dünyam gerçekten heyecan vericiydi
09:30
but often quite overwhelming and frightening.
177
570920
2816
fakat bazen ezici ve korkutucuydu da.
09:33
I was like a man-child,
178
573760
1816
Bir "adam-çocuk" gibiydim
09:35
and as liberating as it often was,
179
575600
2096
ve genelde özgürleştirici olduğu kadar
09:37
I struggled.
180
577720
1736
mücadele ettim.
09:39
I also learned that many of those who had known me for a long time
181
579480
3536
Ayrıca öğrendim ki beni uzun zamandır tanıyanların çoğu
kafalarındaki eski Martin fikrini terk etmeyi imkansız buldular.
09:43
found it impossible to abandon the idea of Martin they had in their heads.
182
583040
4656
09:47
While those I had only just met
183
587720
1616
Halbuki daha yeni tanıştığım insanlar
09:49
struggled to look past the image of a silent man in a wheelchair.
184
589360
3760
tekerlekli sandalyedeki sessiz adam resminin ötesini görmek için mücadele ediyorlardı.
Bazı insanların beni, yalnızca söylediklerimi
09:54
I realized that some people would only listen to me
185
594000
2736
09:56
if what I said was in line with what they expected.
186
596760
3016
onların beklediği doğrultudaysa dinlediklerini fark ettim.
09:59
Otherwise, it was disregarded
187
599800
2016
Yoksa söylediğim göz ardı edilir
10:01
and they did what they felt was best.
188
601840
2656
ve onlar bildiklerini yaparlardı.
10:04
I discovered that true communication
189
604520
2016
Gerçek iletişimin sadece fiziksel bir mesaj iletme olayından
10:06
is about more than merely physically conveying a message.
190
606560
3816
çok daha fazlası olduğunu keşfettim.
10:10
It is about getting the message heard and respected.
191
610400
2960
Mesajın duyulmasını ve saygı görmesini sağlamakla ilgili.
10:14
Still, things were going well.
192
614960
2256
Yine de işler iyi gidiyordu.
10:17
My body was slowly getting stronger.
193
617240
2576
Bedenim yavaş yavaş güçleniyordu.
10:19
I had a job in computing that I loved,
194
619840
2456
Çok sevdiğim bilgisayar alanında bir iş buldum
10:22
and had even got Kojak, the dog I had been dreaming about for years.
195
622320
4896
ve hatta yıllardır hayalini kurduğum köpeği, Kojak'ı aldım.
10:27
However, I longed to share my life with someone.
196
627240
3936
Ne var ki hayatımı biriyle paylaşmayı istiyordum.
Babam beni evden işe götürürken camdan dışarı bakıp içimde ne kadar fazla sevgi olduğunu
10:31
I remember staring out the window as my dad drove me home from work,
197
631200
4416
10:35
thinking I have so much love inside of me and nobody to give it to.
198
635640
4696
ve bunu vermek için kimsenin olmadığını düşündüğümü hatırlıyorum.
10:40
Just as I had resigned myself to being single for the rest of my life,
199
640360
4456
Tam kendimi hayatımın geri kalanında bekar olacağım fikrine teslim etmiştim ki
10:44
I met Joan.
200
644840
1776
Joan'la karşılaştım.
10:46
Not only is she the best thing that has ever happened to me,
201
646640
3456
O sadece başıma gelen en iyi şey değildi,
10:50
but Joan helped me to challenge my own misconceptions about myself.
202
650120
4896
aynı zamanda kendimle ilgili yanlış fikirlerime meydan okumama yardım etti.
Joan, benim kelimelerim vasıtasıyla bana aşık olduğunu söyledi.
10:55
Joan said it was through my words that she fell in love with me.
203
655040
4616
10:59
However, after all I had been through,
204
659680
2776
Yine de bütün yaşadıklarımdan sonra
11:02
I still couldn't shake the belief
205
662480
1736
hiçkimsenin sakatlığımın ötesini gerçekten görüp
11:04
that nobody could truly see beyond my disability
206
664240
3216
beni olduğum gibi kabul edemeyeceği
11:07
and accept me for who I am.
207
667480
2576
inancını hâlâ sarsamadım.
Yetişkin bir erkek olduğumu kavramak için de gerçekten çok mücadele ettim.
11:10
I also really struggled to comprehend that I was a man.
208
670080
4176
11:14
The first time someone referred to me as a man,
209
674280
2816
Birinin beni, bir adam olarak ilk andığı zaman
11:17
it stopped me in my tracks.
210
677120
2296
şaşkınlıktan dilim tutuldu.
11:19
I felt like looking around and asking, "Who, me?"
211
679440
4616
Etrafıma bakıp: "Kim, ben mi?" demek istedim.
Hepsi Joan'la değişti.
11:24
That all changed with Joan.
212
684080
2176
11:26
We have an amazing connection
213
686280
1576
Harika bir bağımız var
11:27
and I learned how important it is to communicate openly and honestly.
214
687880
4656
ve açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim.
11:32
I felt safe, and it gave me the confidence to truly say what I thought.
215
692560
4936
Güvende hissettim ve bu bana düşündüğümü olduğu gibi söyleme cesareti verdi.
11:37
I started to feel whole again, a man worthy of love.
216
697520
4296
Tekrar bir bütün olduğumu ve sevilmeye değer bir adam olduğumu hissetmeye başladım.
11:41
I began to reshape my destiny.
217
701840
2456
Kaderimi yeniden şekillendirmeye başladım.
11:44
I spoke up a little more at work.
218
704320
2216
İşte biraz daha fazla konuştum.
11:46
I asserted my need for independence to the people around me.
219
706560
4376
Etrafımdaki insanlara bağımsızlık ihtiyacımı açıkladım.
11:50
Being given a means of communication changed everything.
220
710960
3856
Bir iletişim aracı verilmesi her şeyi değiştirdi.
11:54
I used the power of words and will to challenge the preconceptions
221
714840
4216
Kelimelerin ve iradenin gücünü, etrafımdakilerin ve kendimin
önyargılarına meydan okumak için kullandım.
11:59
of those around me and those I had of myself.
222
719080
3576
12:02
Communication is what makes us human,
223
722680
2696
İletişim, etrafımızdakilerle en derin seviyede
12:05
enabling us to connect on the deepest level
224
725400
2296
bağlanmamızı sağlayarak,
12:07
with those around us --
225
727720
1936
kendi hikayemizi anlatarak,
12:09
telling our own stories,
226
729680
1576
istek, ihtiyaç ya da arzularımızı dile getirerek
12:11
expressing wants, needs and desires,
227
731280
3616
ya da gerçek dinlemeyle başkalarınınkini duyurarak
12:14
or hearing those of others by really listening.
228
734920
3136
bizi insan yapan şeydir.
12:18
All this is how the world knows who we are.
229
738080
3336
Dünya bizim kim olduğumuzu işte böyle bilir.
12:21
So who are we without it?
230
741440
1800
Öyleyse onsuz biz neyiz?
12:24
True communication increases understanding
231
744480
3176
Gerçek iletişim anlayışı arttırır ve
12:27
and creates a more caring and compassionate world.
232
747680
3040
daha ilgili ve şefkatli bir dünya yaratır.
12:31
Once, I was perceived to be an inanimate object,
233
751800
3096
Bir zamanlar cansız bir nesne,
tekerlekli sandalyedeki çocuğun akılsız hayaleti olarak görüldüm.
12:34
a mindless phantom of a boy in a wheelchair.
234
754920
3296
12:38
Today, I am so much more.
235
758240
2256
Bugün ise çok daha fazlasıyım.
12:40
A husband, a son, a friend,
236
760520
2416
Bir koca, oğul, arkadaş
12:42
a brother, a business owner, a first-class honors graduate,
237
762960
4256
kardeş, iş sahibi, okul birincisi,
12:47
a keen amateur photographer.
238
767240
2336
hevesli bir amatör fotoğrafçı.
12:49
It is my ability to communicate that has given me all this.
239
769600
3840
Bütün bunları bana veren iletişim yeteneğimdir.
12:54
We are told that actions speak louder than words.
240
774320
3696
Eylemlerin kelimelerden daha yüksek sesle konuştukları söylenmişti bize.
12:58
But I wonder,
241
778040
1936
Fakat merak ediyorum da
13:00
do they?
242
780000
1200
gerçekten öyle mi?
13:02
Our words, however we communicate them,
243
782880
2656
Nasıl iletirsek iletelim, kelimelerimiz
13:05
are just as powerful.
244
785560
2096
yine de aynı şekilde kuvvetli.
13:07
Whether we speak the words with our own voices,
245
787680
2736
İster onları kendi sesimizle söyleyelim
13:10
type them with our eyes,
246
790440
1336
ister gözlerimizle yazalım
13:11
or communicate them non-verbally to someone who speaks them for us,
247
791800
4256
ister sözsüz bir şekilde onları bizim için seslendirecek birine iletelim,
13:16
words are among our most powerful tools.
248
796080
2880
kelimeler en güçlü aletlerimiz arasındadır.
13:20
I have come to you through a terrible darkness,
249
800400
2816
Korkunç bir karanlıktan
şefkatli ruhlar ve dilin kendisi tarafından çekilip alınıp
13:23
pulled from it by caring souls
250
803240
2096
13:25
and by language itself.
251
805360
2336
karşınıza geldim.
13:27
The act of you listening to me today brings me farther into the light.
252
807720
4016
Bugün sizin beni dinlemeniz, beni daha da aydınlığa taşıdı.
13:31
We are shining here together.
253
811760
2296
Burada birlikte parlıyoruz.
İletişim kurma yöntemimde zor bir engel varsa o da
13:34
If there is one most difficult obstacle to my way of communicating,
254
814080
4296
13:38
it is that sometimes I want to shout
255
818400
1936
bazen bağırmak ve bazen de
13:40
and other times simply to whisper a word of love or gratitude.
256
820360
4296
bir aşk ya da minnet kelimesini fısıldamak istememdir.
13:44
It all sounds the same.
257
824680
2256
Hepsi aynı geliyor kulağa.
13:46
But if you will,
258
826960
1416
Ama eğer isterseniz
13:48
please imagine these next two words as warmly as you can:
259
828400
3760
lütfen şimdi şu iki kelimeyi olabildiğince sıcak bir şekilde hayal edin:
13:54
Thank you.
260
834480
1200
Teşekkür ederim.
13:56
(Applause)
261
836280
10800
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7