How the progress bar keeps you sane | Small Thing Big Idea, a TED series

239,512 views ・ 2018-11-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Camille Martínez Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
How many people are bored at their desk
1
12103
2374
Kaç kişi her gün saatlerce
00:14
for how many hours every day
2
14501
1518
masalarında sıkılmış bekliyor
ve hayatları boyunca haftanın, hatta yılın kaç gününü
00:16
and how many days a week and how many weeks a year
3
16043
2350
00:18
for how many years in their life?
4
18417
1578
bu şekilde geçiriyorlar?
00:20
[Small thing. Big idea.]
5
20020
2584
[Küçük şey. Büyük fikir.]
00:22
[Daniel Engber on the Progress Bar]
6
22629
2000
[Daniel Engber İlerleme Çubuğu üzerine.]
00:25
The progress bar is just an indicator on a computer
7
25165
2692
İlerleme çubuğu cihazın içinde olan bir şey için
00:27
that something's happening inside the device.
8
27881
3026
bilgisayarda gösterilen bir işaret sadece.
00:31
The classic one that's been used for years is a horizontal bar.
9
31579
4532
Yıllardır kullanılan klasik şekli yatay bir çubuk.
00:36
I mean, this goes back to pre-computer versions of this
10
36135
3841
Bilgisayar öncesinde de bu yöntem kullanılıyordu,
00:40
on ledgers, where people would fill in a horizontal bar from left to right
11
40000
4314
fabrikalarda bir işin ne kadarını tamamladıklarını göstermek için
00:44
to show how much of a task they had completed at a factory.
12
44338
3616
insanlar büyük defterlere soldan sağa bir çubuk çizerlerdi.
00:47
This is just the same thing on a screen.
13
47978
2176
Şimdi aynı şey ekran üzerinde.
00:50
Something happened in the 70s
14
50497
1488
70'li yıllarda
00:52
that is sometimes referred to as "the software crisis,"
15
52009
2764
''yazılım krizi'' dediğimiz bir şey yaşandı,
00:54
where suddenly, computers were getting more complicated
16
54797
2908
birdenbire bilgisayarlar tasarımsal açıdan
00:57
more quickly than anyone had been prepared for,
17
57729
3278
insanların hazırlıklı olduğundan çok daha hızlı bir şekilde
01:01
from a design perspective.
18
61031
1786
karmaşıklaşmaya başladı.
01:02
People were using percent-done indicators in different ways.
19
62841
4309
İnsanlar farklı şekillerde yüzde üzerinden göstergeler kullanıyordu.
01:07
So you might have a graphical countdown clock,
20
67174
2645
Yani grafik bir geri sayım saatiniz varmış gibi
01:09
or they would have a line of asterisks
21
69843
2795
ya da onların ekranı soldan sağa dolduracak
01:12
that would fill out from left to right on a screen.
22
72662
2395
bir dizi asterisk işareti varmış gibi.
01:15
But no one had done a systematic survey of these things
23
75081
3593
Ancak kimse bunlara dair bir anket yapıp
01:18
and tried to figure out:
24
78698
1183
şunu anlamaya çalışmadı:
01:19
How do they actually affect the user's experience
25
79905
3111
Bunlar bilgisayarın başında oturma kullanıcı deneyimini
01:23
of sitting at the computer?
26
83040
1327
aslında nasıl etkiliyor?
01:24
This graduate student named Brad Myers,
27
84391
1950
Brad Myers adlı bu lisansüstü öğrencisi
01:26
in 1985, decided he would study this.
28
86365
3234
1985 yılında bunu araştırmaya karar verdi.
01:29
He found that it didn't really matter
29
89623
2053
Yüzdeli göstergenin aslında doğru yüzdeyi
01:31
if the percent-done indicator was giving you the accurate percent done.
30
91700
5106
gösterip göstermediğinin pek de önemli olmadığını buldu.
01:36
What mattered was that it was there at all.
31
96830
2730
Asıl önemli olan göstergenin orada olmasıydı.
01:39
Just seeing it there made people feel better,
32
99584
2604
Onu orada görmek insanları rahatlatıyordu
01:42
and that was the most surprising thing.
33
102212
2689
ve işin şaşırtıcı kısmı da buydu.
01:44
He has all these ideas about what this thing could do.
34
104925
2919
Bu şeyin neler yapabileceği hakkında bir sürü fikri vardı.
01:47
Maybe it could make people relax effectively.
35
107868
4086
Belki de insanları etkili bir şekilde rahatlatabiliyordu.
01:51
Maybe it would allow people to turn away from their machine
36
111978
4670
Belki de insanların makineden uzaklaşmasını sağlıyor
01:56
and do something else of exactly the right duration.
37
116672
3063
ve tam da o aralıkta başka bir şey yapmalarına imkan sağlıyordu.
01:59
They would look and say, "Oh, the progress bar is half done.
38
119759
2881
Bakıp şöyle diyebiliyorlardı, ''Çubuğun yarısı dolmuş.
02:02
That took five minutes.
39
122664
1151
Beş dakika sürdü.
02:03
So now I have five minutes to send this fax,"
40
123839
3897
Bu faksı göndermek için de beş dakikam var''
02:07
or whatever people were doing in 1985.
41
127760
2364
veya 1985 yılında insanlar ne yapıyorlarsa.
02:10
Both of those things are wrong.
42
130148
1804
Bunların ikisi de yanlış.
02:11
Like, when you see that progress bar,
43
131976
1866
İlerleme çubuğunu gördüğünüzde
02:13
it sort of locks your attention in a tractor beam,
44
133866
2967
dikkatinizi adeta mıknatıs gibi çekiyor
02:16
and it turns the experience of waiting
45
136857
2016
ve bekleme deneyimini
02:18
into this exciting narrative that you're seeing unfold in front of you:
46
138897
5082
önünüzde çözülen heyecanlı bir anlatı hâline getiriyor:
02:24
that somehow, this time you've spent waiting in frustration
47
144003
3849
bilgisayarın bir şey yapmasını sabırsızlıkla bekleyerek
02:27
for the computer to do something,
48
147876
1635
harcadığınız bu zaman
02:29
has been reconceptualized as:
49
149535
1975
şu şekilde algılanıyor:
02:31
"Progress! Oh! Great stuff is happening!"
50
151535
2294
''İlerleme. Harika bir şey oluyor!''
02:33
[Progress...]
51
153853
2138
[İlerleme...]
02:36
But once you start thinking about the progress bar
52
156015
3215
Ancak ilerleme çubuğunu beklemenin acısını dindiren
02:39
as something that's more about dulling the pain of waiting,
53
159254
3345
bir şeyden daha fazlası olarak düşünmeye başladığınızda
02:42
well, then you can start fiddling around with the psychology.
54
162623
3883
işte o zaman işin psikolojik yanıyla da ilgilenebilirsiniz.
02:46
So if you have a progress bar that just moves at a constant rate --
55
166530
4048
Sabit bir hızda ilerleyen bir ilerleme çubuğuna bakıyorsanız --
02:50
let's say, that's really what's happening in the computer --
56
170602
2976
Bilgisayarda şu an olanın bu olduğunu varsayalım --
02:53
that will feel to people like it's slowing down.
57
173602
3257
bu durum insanlarda ilerleme yavaşlıyor hissi yaratacaktır.
02:57
We get bored.
58
177668
1286
Sıkılıyoruz.
03:00
Well, now you can start trying to enhance it
59
180002
2107
Şimdi buna hız kazandırmaya çalışabilir
03:02
and make it appear to move more quickly than it really is,
60
182133
2762
ve olduğundan daha hızlı ilerliyor izlenimi yaratabilir,
03:04
make it move faster at the beginning, like a burst of speed.
61
184919
3707
en başta süper hızlı ilerletebiliriz.
03:08
That's exciting, people feel like, "Oh! Something's really happening!"
62
188650
3344
Heyecanlı olur, insanlar ''Bu işi oluyor!'' hissine kapılır.
03:12
Then you can move back into a more naturalistic growth of the progress bar
63
192018
4029
Sonra ilerleme çubuğunun biraz daha doğal bir hızda ilerlemesi için
03:16
as you go along.
64
196071
1311
biraz geri adım atarız.
03:17
You're assuming that people are focusing on the passage of time --
65
197406
3194
İnsanların aradan geçen zamana odaklandığını sanıyorsunuz --
03:20
they're trying to watch grass grow,
66
200624
1703
çimlerin büyüdüğünü görmek istiyor,
03:22
they're trying to watch a pot of water, waiting for it to boil,
67
202351
2980
bir kap suyu izleyip kaynadığını görmek istiyor
03:25
and you're just trying to make that less boring,
68
205355
2392
ve sadece bunu daha az sıkıcı hâle getiriyorsunuz,
03:27
less painful and less frustrating
69
207771
2226
önceleri olduğundan daha acısız
03:30
than it was before.
70
210021
1326
ve daha az sinir bozucu.
03:31
So the progress bar at least gives you
71
211371
3001
Yani ilerleme çubuğu en azından
03:34
the vision of a beginning and an end,
72
214396
2461
size bir başlangıç ve bitiş noktası sunuyor
03:36
and you're working towards a goal.
73
216881
1694
ve bir amaca doğru ilerliyorsunuz.
03:38
I think in some ways, it mitigates the fear of death.
74
218599
2953
Bence bazı yönlerden ölüm korkusunu hafifletiyor.
03:44
Too much?
75
224079
2111
Abarttım mı?
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7