Paul Conneally: Digital humanitarianism

Paul Conneally: Dijital yardımlaşma

46,188 views ・ 2012-02-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ekin Öcalan Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
The humanitarian model has barely changed
0
15260
3000
20. yüzyılın başından beri
00:18
since the early 20th century.
1
18260
2000
yardımlaşmanın modeli hemen hemen hiç değişmedi.
00:20
Its origins are firmly rooted
2
20260
2000
Kökleri kesin bir şekilde
00:22
in the analog age.
3
22260
2000
analog çağa dayanıyor.
00:24
And there is a major shift coming on the horizon.
4
24260
4000
Ve ufukta büyük bir değişiklik görünüyor.
00:28
The catalyst for this change
5
28260
2000
Bu değişimi hızlandıran etkense
00:30
was the major earthquake that struck Haiti
6
30260
3000
12 Ocak 2010'da Haiti'yi vuran
00:33
on the 12th of January in 2010.
7
33260
4000
büyük deprem oldu.
00:37
Haiti was a game changer.
8
37260
3000
Haiti oyunun kurallarını değiştirdi.
00:40
The earthquake destroyed the capital of Port-au-Prince,
9
40260
4000
Deprem, başkent Port-au-Prince'la birlikte
00:44
claiming the lives of some 320,000 people,
10
44260
3000
320,000 insanın hayatını yok etti;
00:47
rendering homeless
11
47260
2000
yaklaşık 1.2 milyon insanı da
00:49
about 1.2 million people.
12
49260
3000
evsiz bıraktı.
00:52
Government institutions were completely decapitated,
13
52260
3000
Başkanlık sarayı da dahil olmak üzere
00:55
including the presidential palace.
14
55260
3000
devlet kurumlarının tümü yıkıldı.
00:58
I remember standing
15
58260
2000
Port-au-Prince şehir merkezinde
01:00
on the roof of the Ministry of Justice
16
60260
2000
Adalet Bakanlığı'nın çatısında
01:02
in downtown Port-au-Prince.
17
62260
2000
durduğumu hatırlıyorum.
01:04
It was about two meters high,
18
64260
2000
Yaklaşık iki metre yüksekliğindeydi,
01:06
completely squashed
19
66260
2000
depremin etkisiyle
01:08
by the violence of the earthquake.
20
68260
2000
tamamen yıkılmıştı.
01:10
For those of us on the ground in those early days,
21
70260
3000
Bu tarz olayların daha ilk zamanlarında saha görevinde olan bizim gibiler
01:13
it was clear for even the most disaster-hardened veterans
22
73260
3000
ve hatta en kıdemlilerimiz için bile
01:16
that Haiti was something different.
23
76260
2000
Haiti depreminin diğerlerinden tamamen farklı olduğu çok açıktı.
01:18
Haiti was something we hadn't seen before.
24
78260
3000
Haiti depremi bizim daha önce hiç görmediğimiz bir şeydi.
01:22
But Haiti provided us with something else unprecedented.
25
82260
3000
Ama Haiti depremi bize başka örneği olmayan bir şey daha gösterdi.
01:25
Haiti allowed us to glimpse into a future
26
85260
3000
Haiti bize, insanların akıllı telefonlara
01:28
of what disaster response might look like
27
88260
3000
erişiminin olduğu
01:31
in a hyper-connected world
28
91260
2000
hiper-bağlantılı bir dünyada
01:33
where people have access
29
93260
2000
afete müdahalenin nasıl olacağına dair
01:35
to mobile smart devices.
30
95260
3000
geleceğe bir göz atmamızı sağladı.
01:38
Because out of the urban devastation
31
98260
2000
Port-au-Prince'taki
01:40
in Port-au-Prince
32
100260
2000
kentsel tahribat yüzünden
01:42
came a torrent of SMS texts --
33
102260
3000
SMS'lerden oluşan bir sağanak geldi --
01:45
people crying for help,
34
105260
2000
insanlar yardım istiyor,
01:47
beseeching us for assistance,
35
107260
2000
yardım etmemiz için yalvarıyor,
01:49
sharing data, offering support,
36
109260
2000
veri paylaşıyor, desteklerini sunuyor,
01:51
looking for their loved ones.
37
111260
2000
sevdiklerini arıyorlardı.
01:53
This was a situation
38
113260
2000
Bu, geleneksel yardım kuruluşlarının
01:55
that traditional aid agencies had never before encountered.
39
115260
3000
daha önce hiç karşılaşmadığı bir durumdu.
01:58
We were in one of the poorest countries on the planet,
40
118260
3000
Dünyanın en fakir ülkelerinden birindeydik,
02:01
but 80 percent of the people
41
121260
3000
ama insanların yüzde 80'inin
02:04
had mobile devices in their hands.
42
124260
2000
ellerinde mobil cihazları vardı.
02:06
And we were unprepared for this,
43
126260
2000
Bu duruma karşı hazırlıksızdık
02:08
and they were shaping the aid effort.
44
128260
3000
ve yardım uğraşını onlar şekillendiriyordu.
02:11
Outside Haiti also, things were looking different.
45
131260
3000
Haiti'nin dışında da her şey farklı gözüküyordu.
02:14
Tens of thousands of so-called digital volunteers
46
134260
3000
On binlerce dijital gönüllü
02:17
were scouring the Internet,
47
137260
2000
interneti tarıyor,
02:19
converting tweets
48
139260
2000
yazılardan dönüştürülmüş
02:21
that had already been converted from texts
49
141260
2000
tweetleri dönüştürüyor
02:23
and putting these into open-source maps,
50
143260
2000
ve bunları açık-kaynaklı haritalara koyuyor,
02:25
layering them with all sorts of important information --
51
145260
3000
bir sürü önemli bilgiyle dolduruyorlardı --
02:28
people like Crisis Mappers and Open Street Map --
52
148260
3000
Crisis Mappers ve Open Street Map'teki gibi insanlar --
02:31
and putting these on the Web for everybody --
53
151260
2000
ve bu bilgileri Web'e herkes için koyuyorlardı --
02:33
the media, the aid organizations and the communities themselves --
54
153260
3000
medya, yardım kuruluşları ve toplulukların kendilerinin --
02:36
to participate in and to use.
55
156260
3000
katılmaları ve kullanmaları için.
02:39
Back in Haiti,
56
159260
2000
Haiti'deki insanlar
02:41
people were increasingly turning
57
161260
2000
git gide artan biçimde
02:43
to the medium of SMS.
58
163260
2000
SMS diline dönüyorlardı.
02:45
People that were hungry and hurting
59
165260
2000
Acıkan ve canı acıyan insanlar
02:47
were signaling their distress,
60
167260
2000
sıkıntılarını belirtiyorlar,
02:49
were signaling their need for help.
61
169260
3000
yardıma olan ihtiyaçlarını duyuruyorlardı.
02:52
On street sides all over Port-au-Prince,
62
172260
3000
Port-au-Prince'ın tüm sokaklarında
02:55
entrepreneurs sprung up
63
175260
2000
cep telefonu şarj eden istasyonlar
02:57
offering mobile phone charging stations.
64
177260
3000
sunan girişimciler türemişti.
03:00
They understood more than we did
65
180260
2000
İnsanın doğuştan gelen
03:02
people's innate need
66
182260
2000
iletişimde kalma dürtüsünü
03:04
to be connected.
67
184260
2000
bizden çok daha iyi anlamışlardı.
03:06
Never having been confronted
68
186260
2000
Böyle bir durumla daha önce
03:08
with this type of situation before,
69
188260
2000
karşılaşmamış olan bizler,
03:10
we wanted to try and understand
70
190260
2000
bu inanılmaz kaynaktan nasıl yararlanabileceğimizi,
03:12
how we could tap into this incredible resource,
71
192260
3000
mobil teknolojinin
03:15
how we could really leverage
72
195260
2000
ve SMS'lerin bu denli kullanımını
03:17
this incredible use of mobile technology
73
197260
2000
nasıl çıkarımıza kullanabileceğimizi
03:19
and SMS technology.
74
199260
2000
anlamak ve bunu denemek istiyorduk.
03:21
We started talking with a local telecom provider called Voilà,
75
201260
4000
Trilogy International'ın iştiraki olan
03:25
which is a subsidiary of Trilogy International.
76
205260
4000
yerel bir telekomünikasyon sağlayıcısı Voilà ile görüşmeye başladık.
03:29
We had basically three requirements.
77
209260
2000
Temelde üç gereksinimimiz vardı.
03:31
We wanted to communicate
78
211260
2000
Çift-yönlü bir iletişim formunda
03:33
in a two-way form of communication.
79
213260
2000
bağlantı kurmak istiyorduk.
03:35
We didn't want to shout; we needed to listen as well.
80
215260
3000
Sadece haykırmaya değil, dinlemeye de ihtiyacımız vardı.
03:38
We wanted to be able to target
81
218260
2000
Belli coğrafik toplulukları
03:40
specific geographic communities.
82
220260
2000
hedef alabilmek istiyorduk.
03:42
We didn't need to talk to the whole country at the same time.
83
222260
3000
Tüm ülkeyle aynı anda konuşmamıza gerek yoktu.
03:45
And we wanted it to be easy to use.
84
225260
3000
Ve olabildiğince kolay bir kullanıma sahip olmalıydı.
03:48
Out of this rubble of Haiti and from this devastation
85
228260
3000
Haiti'nin bulunduğu bu enkazdan ve yıkımdan
03:51
came something that we call TERA --
86
231260
2000
TERA adını verdiğimiz şey çıktı --
03:53
the Trilogy Emergency Response Application --
87
233260
3000
Trilogy Acil Durum Müdahale Uygulaması --
03:56
which has been used to support the aid effort
88
236260
2000
o zamandan beri yardım çalışmalarına
03:58
ever since.
89
238260
2000
destek oldu.
04:00
It has been used to help communities prepare for disasters.
90
240260
3000
Toplumlara, afetlere hazırlık konusunda yardım için kullanıldı.
04:03
It has been used to signal early warning
91
243260
3000
Havaya bağlı afetlerde
04:06
in advance of weather-related disasters.
92
246260
2000
önceden haber verebilmek için kullanıldı.
04:08
It's used for public health awareness campaigns
93
248260
3000
Kolerayı önleme gibi kamuyu bilinçlendirme
04:11
such as the prevention of cholera.
94
251260
2000
kampanyalarında kullanıldı.
04:13
And it is even used for sensitive issues
95
253260
3000
Hatta cinsiyet temelli şiddete karşı
04:16
such as building awareness
96
256260
2000
dikkat çekmek gibi hassas konularda dahi
04:18
around gender-based violence.
97
258260
2000
bilinç oluşturma amaçlı kullanıldı.
04:20
But does it work?
98
260260
3000
Ama işe yarıyor mu?
04:23
We have just published
99
263260
2000
Bu program hakkında
04:25
an evaluation of this program,
100
265260
3000
bir değerlendirme yayınladık
04:28
and the evidence that is there for all to see
101
268260
3000
ve herkesin görmesi için yayınlanan kanıtlar
04:31
is quite remarkable.
102
271260
3000
oldukça dikkate değer.
04:34
Some 74 percent of people
103
274260
2000
İnsanların yüzde 74'ü
04:36
received the data.
104
276260
2000
veriye eriştiler.
04:38
Those who were intended to receive the data,
105
278260
2000
Bunlar veriye erişmesi istenen kişilerdi,
04:40
74 percent of them received it.
106
280260
2000
yüzde 74'ü de erişti.
04:42
96 percent of them
107
282260
2000
Yüzde 96'sı
04:44
found it useful.
108
284260
2000
kullanışlı buldu.
04:46
83 percent of them took action --
109
286260
3000
Yüzde 83'ü harekete geçti --
04:49
evidence that it is indeed empowering.
110
289260
2000
gerçekten de güçlendirici bir kanıt.
04:51
And 73 percent of them shared it.
111
291260
4000
Ve yüzde 73'ü paylaştı.
04:55
The TERA system
112
295260
2000
TERA sistemi
04:57
was developed from Haiti
113
297260
2000
bölgedeki mühendislerin desteğiyle
04:59
with support of engineers in the region.
114
299260
3000
Haiti'de geliştirildi.
05:02
It is a user-appropriate technology
115
302260
2000
İnsancıllığın büyük etki göstermesi için kullanılan
05:04
that has been used for humanitarian good to great effect.
116
304260
3000
kullanıcı dostu bir teknoloji.
05:07
Technology is transformational.
117
307260
3000
Teknoloji dönüşümlüdür.
05:10
Right across the developing world,
118
310260
2000
Gelişen dünyadaki
05:12
citizens and communities
119
312260
2000
yurttaşlar ve topluluklar
05:14
are using technology
120
314260
2000
kendi toplumlarında teknolojiyi;
05:16
to enable them to bring about change, positive change,
121
316260
2000
değişimi, pozitif yönde bir değişimi
05:18
in their own communities.
122
318260
2000
getirmelerine olanak sağlaması için kullanıyorlar.
05:20
The grassroots has been strengthened
123
320260
2000
Sıradan insanlar,
05:22
through the social power of sharing
124
322260
2000
paylaşmanın sosyal gücüyle pekiştirilmiş olarak
05:24
and they are challenging the old models,
125
324260
2000
eski analog
05:26
the old analog models
126
326260
2000
denetleme ve yönetim sistemlerine
05:28
of control and command.
127
328260
3000
meydan okuyorlar.
05:31
One illustration of the transformational power of technology
128
331260
3000
Teknolojinin dönüşümsel gücünün
05:34
is in Kibera.
129
334260
2000
bir örneği de Kibera'da.
05:36
Kibera is one of Africa's largest slums.
130
336260
2000
Kibera Afrika'nın en büyük fakir semtlerinden biri.
05:38
It's on the outskirts of Nairobi,
131
338260
2000
Kenya'nın başkenti
05:40
the capital city of Kenya.
132
340260
2000
Nairobi'nin varoşlarında.
05:42
It's home to an unknown number of people --
133
342260
2000
Meçhul sayıda insana ev sahipliği yapıyor --
05:44
some say between 250,000
134
344260
2000
kimisi bu sayının 250.000 ile
05:46
and 1.2 million.
135
346260
2000
1,2 milyon arasında olduğunu söylüyor.
05:48
If you were to arrive in Nairobi today
136
348260
2000
Eğer bugün Nairobi'ye ulaşıp
05:50
and pick up a tourist map,
137
350260
2000
bir turist haritası alırsanız görürsünüz;
05:52
Kibera is represented
138
352260
2000
Kibera, insan yerleşiminden yoksun
05:54
as a lush, green national park
139
354260
2000
yeşil bir ulusal park
05:56
devoid of human settlement.
140
356260
2000
olarak gösteriliyor.
05:58
Young people living in Kibera
141
358260
2000
Kibera'da yaşayan topluluk içerisinde
06:00
in their community,
142
360260
2000
basit avuçiçi cihazlara,
06:02
with simple handheld devices,
143
362260
2000
GPS özellikli cihazlara
06:04
GPS handheld devices and SMS-enabled mobile phones,
144
364260
4000
ve SMS atılabilen cep telefonlarına sahip genç nüfus
06:08
have literally put themselves on the map.
145
368260
2000
kendilerini harfi harfine haritaya yerleştiriyorlar.
06:10
They have collated crowd-sourced data
146
370260
2000
Kalabalığın oluşturduğu verileri birleştirip
06:12
and rendered the invisible visible.
147
372260
3000
görünmezi görünüz kılıyorlar.
06:15
People like Josh and Steve
148
375260
3000
Josh ve Steve gibi insanlar
06:18
are continuing to layer information upon information,
149
378260
3000
herkesin kullanımı için
06:21
real-time information, Tweet it and text it onto these maps
150
381260
3000
bilgi üstüne bilgi eklemeye, gerçek zamanlı bilgiler vermeye,
06:24
for all to use.
151
384260
2000
tweetlemeye ve bunları haritalara koymaya devam ediyorlar.
06:26
You can find out about the latest impromptu music session.
152
386260
3000
En yeni doğaçlama müzik oturumu hakkında bilgi alabilirsiniz.
06:29
You can find out about the latest security incident.
153
389260
2000
En son güvenlik olayları hakkında bilgi bulabilirsiniz.
06:31
You can find out about places of worship.
154
391260
2000
İbadet edecek yerler hakkında bilgiye ulaşabilirsiniz.
06:33
You can find out about the health centers.
155
393260
2000
Sağlık merkezleri hakkında bilgilere erişebilirsiniz.
06:35
You can feel the dynamism
156
395260
2000
Bu yaşayan, nefes alan topluluğun
06:37
of this living, breathing community.
157
397260
2000
dinamizmini hissedebilirsiniz.
06:39
They also have their own news network on YouTube
158
399260
3000
Ayrıca şu anda YouTube üzerinde 36.000 izleyicisi bulunan
06:42
with 36,000 viewers at the moment.
159
402260
3000
kendi haber ağlarına da sahipler.
06:45
They're showing us what can be done
160
405260
3000
Bize mobil, dijital teknolojiyle
06:48
with mobile, digital technologies.
161
408260
2000
nelerin yapılabileceğini gösteriyorlar.
06:50
They're showing that the magic of technology
162
410260
2000
Bize teknoloji sihrinin
06:52
can bring the invisible visible.
163
412260
2000
görünmezi görünür kılabileceğini gösteriyorlar.
06:54
And they are giving a voice to themselves.
164
414260
2000
Ve böylece kendilerini ifade ediyorlar.
06:56
They are telling their own story,
165
416260
3000
Resmi öykülerini es geçip,
06:59
bypassing the official narrative.
166
419260
2000
bize kendi hikayelerini anlatıyorlar.
07:01
And we're seeing from all points on the globe similar stories.
167
421260
3000
Ve biz de dünya üzerinde her yerde benzer öykülerle karşılaşıyoruz.
07:04
In Mongolia for instance,
168
424260
2000
Mesela halkın yüzde 30'unun göçebe olduğu
07:06
where 30 percent of the people are nomadic,
169
426260
2000
Moğolistan'da,
07:08
SMS information systems are being used
170
428260
3000
göç ve hava durumlarını takip etmek için
07:11
to track migration and weather patterns.
171
431260
2000
SMS bilgi sistemleri kullanılıyor.
07:13
SMS is even used
172
433260
2000
SMS
07:15
to hold herder summits
173
435260
2000
çobanların uzaktan katılımlı
07:17
from remote participation.
174
437260
2000
toplantılar düzenlemesi için bile kullanılıyor.
07:19
And if people are migrating
175
439260
2000
Ve eğer insanlar
07:21
into urban, unfamiliar, concrete environments,
176
441260
2000
şehre, tanıdık olmayan, betonarme yapılarla dolu bir çevreye
07:23
they can also be helped in anticipation
177
443260
2000
göç ediyor olsalar dahi, SMS bilgilerine dayanarak,
07:25
with social supporters ready and waiting for them
178
445260
3000
sosyal destek vermeye hazır ve onları bekleyen insanlar tarafından
07:28
based on SMS knowledge.
179
448260
2000
yardım alabiliyorlar.
07:30
In Nigeria,
180
450260
2000
Nijerya'da,
07:32
open-source SMS tools
181
452260
3000
açık-kaynaklı SMS araçları
07:35
are being used by the Red Cross community workers
182
455260
3000
Kızıl Haç kamu personeli tarafından
07:38
to gather information from the local community
183
458260
3000
yerel toplumda sıtmaya yakalanan insanların sayısını
07:41
in an attempt to better understand and mitigate
184
461260
2000
daha iyi kavramak ve bu sayıyı düşürme amaçlı olarak
07:43
the prevalence of malaria.
185
463260
2000
bilgi toplamak için kullanılıyor.
07:45
My colleague, Jason Peat, who runs this program,
186
465260
3000
Bu programı yürüten meslektaşım, Jason Peat,
07:48
tells me it's 10 times faster and 10 times cheaper
187
468260
3000
bu yöntemin, geleneksel yöntemden
07:51
than the traditional way of doing things.
188
471260
3000
10 katı hızlı ve 10 katı ucuz olduğunu söylüyor.
07:54
And not only is it empowering to the communities,
189
474260
2000
Ve bu sadece toplumları güçlendirmekle de kalmıyor,
07:56
but really importantly,
190
476260
2000
ama gerçekten önemli olarak, bu bilgiler,
07:58
this information stays in the community
191
478260
2000
uzun vadeli sağlık politikaları formüle etmek için
08:00
where it is needed to formulate long-term health polices.
192
480260
3000
kullanılacakları bu toplum içerisinde de kalmış oluyorlar.
08:04
We are on a planet
193
484260
2000
Bizler 7 milyar nüfuslu,
08:06
of seven billion people,
194
486260
3000
5 milyar mobil aboneye sahip,
08:09
five billion mobile subscriptions.
195
489260
3000
bir dünyada yaşıyoruz.
08:12
By 2015,
196
492260
2000
2015 itibariyle,
08:14
there will be three billion smartphones in the world.
197
494260
4000
dünya üzerinde üç milyar akıllı telefon olacak.
08:19
The U.N. broadband commission
198
499260
2000
Birleşmiş Milletler genişbant komisyonu
08:21
has recently set targets
199
501260
2000
gelişmekte olan dünyada
08:23
to help broadband access
200
503260
2000
bugün yüzde 20 ile ölçülen
08:25
in 50 percent of the Developing World,
201
505260
3000
genişbanta erişimi yüzde 50'ye çıkarmak için
08:28
compared to 20 percent today.
202
508260
2000
hedeflerini belirliyorlar.
08:30
We are hurtling towards a hyper-connected world
203
510260
3000
Tüm kültürlerin ve tüm sosyal tabakaların
08:33
where citizens from all cultures and all social strata
204
513260
3000
akıllı, hızlı mobil cihazlara erişiminin olduğu
08:36
will have access to smart, fast mobile devices.
205
516260
4000
hiper-bağlantılı bir dünyaya doğru son sürat gidiyoruz.
08:40
People are understanding,
206
520260
2000
Kahire'den Oakland'e,
08:42
from Cairo to Oakland,
207
522260
2000
insanlar bir araya gelmek için
08:44
that there are new ways to come together,
208
524260
2000
seferber olmak için yeni yollara sahip olduklarını,
08:46
there are new ways to mobilize,
209
526260
2000
etkili olabilmek için yeni yollar bulunduğunu
08:48
there are new ways to influence.
210
528260
3000
anlıyorlar.
08:52
A transformation is coming which needs to be understood
211
532260
3000
Yardımlaşma düzenleri ve modellerinin
08:55
by the humanitarian structures and humanitarian models.
212
535260
3000
anlaması gereken bir değişim süreci geliyor.
08:58
The collective voices of people
213
538260
2000
İnsanların ortak seslerinin
09:00
needs to be more integrated through new technologies
214
540260
3000
eylemlerin organizasyonel strateji ve planlara
09:03
into the organizational strategies and plans of actions
215
543260
2000
yeni teknolojilerle daha çok entegre edilmesi gerekiyor
09:05
and not just recycled
216
545260
2000
ve bu entegrasyon sadece
09:07
for fundraising or marketing.
217
547260
2000
para toplamak ve pazarlamak için kullanılmamalı.
09:09
We need to, for example, embrace
218
549260
2000
Örneğin, bizim,
09:11
the big data,
219
551260
2000
büyük veriyi,
09:13
the knowledge that is there from market leaders
220
553260
2000
onu nasıl kullanacağını bilen
09:15
who understand what it means
221
555260
2000
piyasa liderlerinden gelen
09:17
to use and leverage big data.
222
557260
3000
bilgiyi benimsememiz gerekiyor.
09:20
One idea that I'd like you to consider, for instance,
223
560260
3000
Düşünmenizi istediğim bir fikir, mesela,
09:23
is to take a look at our IT departments.
224
563260
3000
bilgi işlem departmanlarımıza bir göz atmanız.
09:26
They're normally backroom or basement hardware service providers,
225
566260
3000
Bu kişiler normalde arka odada ya da bodrumda çalışan donanım servis sağlayıcıları,
09:29
but they need to be elevated to software strategists.
226
569260
3000
fakat yazılım stratejistleri katına yükseltilmeleri gerekiyor.
09:32
We need people in our organizations
227
572260
2000
Bize organizasyonlarımızda
09:34
who know what it's like to work with big data.
228
574260
2000
büyük veriyle çalışmak nasıldır bilen insanlar lazım.
09:36
We need technology
229
576260
2000
Biz teknolojiye
09:38
as a core organizational principle.
230
578260
2000
organizasyonel esasımız olarak ihtiyaç duyuyoruz.
09:40
We need technological strategists in the boardroom
231
580260
3000
Bize yönetim kurulu toplantılarında
09:43
who can ask and answer the question,
232
583260
2000
"Amazon veya Google bu kadar veriyle ne yapıyor?"
09:45
"What would Amazon or Google
233
585260
2000
sorusunu sorabilecek ve cevaplayabilecek
09:47
do with all of this data?"
234
587260
2000
ve bunu yardımlaşmanın hayrına dönüştürebilecek
09:49
and convert it to humanitarian good.
235
589260
2000
teknolojik stratejistler lazım.
09:53
The possibilities
236
593260
2000
Yeni dijital teknolojilerin
09:55
that new digital technologies are bringing
237
595260
2000
getirdiği imkanlar
09:57
can help humanitarian organizations,
238
597260
2000
yardımlaşma organizasyonlarına katkıda bulunabilir,
09:59
not only ensure
239
599260
2000
sadece, insanların
10:01
that people's right to information is met,
240
601260
2000
bilgiye ulaşma veya iletişimde kalma hakkını
10:03
or that they have their right to communicate,
241
603260
3000
güvence altına almakla kalmayıp,
10:06
but I think in the future,
242
606260
2000
öyle sanıyorum ki gelecekte,
10:08
humanitarian organizations will also have to anticipate
243
608260
3000
yardımlaşma kuruluşları ayrıca
10:11
the right for people to access
244
611260
2000
insanların bu yardımlaşma dünyasında güçlenmelerini,
10:13
critical communication technologies
245
613260
2000
seslerinin duyulmasını
10:15
in order to ensure
246
615260
2000
ve bu dünyaya katkıda bulunmalarını da
10:17
that their voices are heard,
247
617260
2000
sağlama almak için gerekli
10:19
that they're truly participating,
248
619260
2000
kritik iletişim teknolojilerine
10:21
that they're truly empowered in the humanitarian world.
249
621260
3000
erişim haklarını da temin edecektir.
10:24
It has always been the elusive ideal
250
624260
3000
Yardımlaşma çabasında,
10:27
to ensure full participation of people affected by disasters
251
627260
3000
afetten etkilenen insanların tam katılımını sağlamak
10:30
in the humanitarian effort.
252
630260
3000
her zaman için ulaşılamaz bir ülkü olmuştur.
10:33
We now have the tools. We now have the possibilities.
253
633260
3000
Şimdi araçlara sahibiz. Şimdi imkanlarımız var.
10:36
There are no more reasons not to do it.
254
636260
4000
Yapmamak için ortada daha fazla neden yok.
10:40
I believe we need to bring the humanitarian world
255
640260
3000
Yardımlaşma dünyasını analogdan dijitale geçirmeye
10:43
from analog to digital.
256
643260
2000
ihtiyaç duyduğumuza inanıyorum.
10:45
Thank you very much.
257
645260
2000
Çok teşekkür ederim.
10:47
(Applause)
258
647260
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7