Dame Stephanie Shirley: Why do ambitious women have flat heads?

176,959 views ・ 2015-03-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tugce Senel Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
When I wrote my memoir,
0
12988
1901
Hayat hikayemi kaleme aldığımda
00:14
the publishers were really confused.
1
14889
3677
yayıncıların ciddi anlamda kafası karışmıştı.
00:18
Was it about me as a child refugee,
2
18566
4234
Bu hikaye beni, bir çocuk mülteci olarak mı,
00:22
or as a woman who set up a high-tech software company back in the 1960s,
3
22800
5504
yoksa 1960'larda, halka arz edilmiş ve sonuçta 8500'ün üzerinde
00:28
one that went public
4
28304
2076
insana iş olanağı sağlamış olan bir
00:30
and eventually employed over 8,500 people?
5
30380
4583
yüksek teknoloji yazılım firması kurmuş bir kadın olarak mı anlatıyordu?
00:34
Or was it as a mother of an autistic child?
6
34963
4507
Yoksa otistik bir çocuğun annesi olarak mı?
00:39
Or as a philanthropist that's now given away serious money?
7
39470
4455
Ya da ciddi miktarlarda bağışta bulunan bir hayırsever olarak mı?
00:43
Well, it turns out, I'm all of these.
8
43925
2644
Evet, ben bunların hepsiyim.
00:46
So let me tell you my story.
9
46569
2900
Size hikayemi anlatayım.
00:51
All that I am stems from when I got onto a train in Vienna,
10
51779
6667
Bugün olduğum her şeyin kaynağı, Nazi Avrupa'sından yaklaşık
00:58
part of the Kindertransport that saved nearly 10,000 Jewish children
11
58446
5037
10.000 Yahudi çocuğu kurtaran Kindertransport'un bir parçası olarak,
01:03
from Nazi Europe.
12
63483
2368
Viyana'ya giden o trene bindiğim andır.
01:05
I was five years old, clutching the hand of my nine-year-old sister
13
65851
4009
5 yaşında, 9 yaşındaki ablasının eline kenetlenmiş
01:09
and had very little idea as to what was going on.
14
69860
3953
olan bitene aklı çok az eren bir çocuktum.
01:13
"What is England and why am I going there?"
15
73813
4691
"İngiltere neresi? Biz niye oraya gidiyoruz ki?"
01:18
I'm only alive because so long ago, I was helped by generous strangers.
16
78504
6737
Bugün, çok yıllar önce cömert yabancılar bana yardım etmiş olduğu için hayattayım.
01:26
I was lucky, and doubly lucky to be later reunited
17
86911
3535
Şanslıydım ve sonradan gerçek anne-babamla bir araya gelebildiğim için
01:30
with my birth parents.
18
90446
2439
iki kat şanslıydım.
01:32
But, sadly, I never bonded with them again.
19
92885
7032
Ama ne yazık ki, onlarla tekrar o bağı kuramadım.
01:39
But I've done more in the seven decades since that miserable day
20
99917
3310
Ama annemin beni trene bindirdiği o meşhum günden sonraki
01:43
when my mother put me on the train
21
103227
1776
70 yıllık ömrümde,
01:45
than I would ever have dreamed possible.
22
105003
3287
hayal bile edemeyceğim kadar çok şey yaptım.
01:48
And I love England, my adopted country,
23
108290
3108
Ve, sonradan edinilmiş vatanım olan İngiltere'yi,
01:51
with a passion that perhaps only someone who has lost their human rights can feel.
24
111398
5071
ancak insani haklarını kaybetmiş birinin hissedebileceği bir tutkuyla seviyorum.
01:57
I decided to make mine a life that was worth saving.
25
117831
6357
Hayatımı, kurtarılmış olmaya değer bir hayat haline getirmeye karar verdim.
02:04
And then, I just got on with it.
26
124188
2261
Ve sonra da, bunu yaptım.
02:07
(Laughter)
27
127709
2815
(Kahkahalar)
02:11
Let me take you back to the early 1960s.
28
131264
4201
1960'ların başlarına gidelim birlikte.
02:15
To get past the gender issues of the time,
29
135465
4488
Dönemin cinsiyet engellerini aşmak için
02:19
I set up my own software house at one of the first such startups in Britain.
30
139953
6490
Britanya'da bu tip girişimlerin ilklerden olan kendi yazılım evimi kurdum.
02:26
But it was also a company of women, a company for women,
31
146443
5858
Bu firma bir kadın firmasıydı ve kadınlar için bir firmaydı,
02:32
an early social business.
32
152301
3024
ilk sosyal işlerden biriydi.
02:35
And people laughed at the very idea because software, at that time,
33
155325
3676
İnsanlar bu fikri komik buldular, çünkü o zamanlar yazılım,
02:39
was given away free with hardware.
34
159001
2073
donanımla birlikte ücretsiz verilirdi.
02:41
Nobody would buy software, certainly not from a woman.
35
161074
4734
Kimse yazılım satın almazdı, hele bir kadından hiç.
02:45
Although women were then coming out of the universities with decent degrees,
36
165808
5937
O zamanlar kadınlar üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmalarına rağmen
02:51
there was a glass ceiling to our progress.
37
171745
3554
ilerlememizi engelleyen görünmez sınırlar vardi.
02:56
And I'd hit that glass ceiling too often,
38
176309
4676
Ben bu görünmez sınırlara sık sık çarptım
03:00
and I wanted opportunities for women.
39
180985
3565
ve kadınlar için fırsatlar olsun istedim.
03:04
I recruited professionally qualified women who'd left the industry on marriage,
40
184550
4492
Evlendikten sonra veya ilk çocuğuna hamile kalınca işi bırakmış
03:09
or when their first child was expected
41
189042
2251
profesyonel açıdan kalifiye kadınları işe aldım
03:11
and structured them into a home-working organization.
42
191293
5191
ve evden çalışabilecekleri bir organizasyon yapısı oturttum.
03:16
We pioneered the concept of women going back into the workforce
43
196484
4585
Kadınların kariyer molası verdikten sonra tekrar çalışmaya dönmesi
03:21
after a career break.
44
201069
2542
konseptine öncülük ettik.
03:23
We pioneered all sorts of new, flexible work methods:
45
203611
3783
Birçok konuda yeni ve esnek çalışma metoduna öncülük ettik:
03:27
job shares, profit-sharing, and eventually, co-ownership
46
207394
5252
paylaşımlı iş, kar payları ve firmanın
03:32
when I took a quarter of the company into the hands of the staff
47
212646
3446
çeyreğini çalışanların ellerine bıraktığımda
03:36
at no cost to anyone but me.
48
216092
3820
müşterek sahiplik.
03:41
For years, I was the first woman this, or the only woman that.
49
221582
6191
Yıllarca, şunu yapan ilk kadın veya bunu yapan tek kadın oldum.
03:47
And in those days, I couldn't work on the stock exchange,
50
227773
3766
Ve o günlerde, borsada çalışamazdın,
03:51
I couldn't drive a bus or fly an airplane.
51
231539
3761
otobüs veya uçak kullanamazdım.
03:55
Indeed, I couldn't open a bank account without my husband's permission.
52
235300
5893
Bunları bırakın, eşimin izni olmadan bankada hesap bile açamazdım.
04:01
My generation of women fought the battles for the right to work
53
241193
4522
Benim nesilimdeki kadınlar, çalışabilme ve eşit ücret alabilme
04:05
and the right for equal pay.
54
245715
4492
hakları için savaştılar.
04:10
Nobody really expected much from people at work or in society
55
250207
3861
Kimse, çalışan ya da cemiyet içindeki insanlardan çok fazla şey beklemiyordu,
04:14
because all the expectations then
56
254068
2498
çünkü o zamanlar tüm beklentiler
04:16
were about home and family responsibilities.
57
256566
3895
ev ve aile sorumlulukları ile igiliydi.
04:20
And I couldn't really face that,
58
260461
2837
Bunu gerçekten göze alamazdım,
04:23
so I started to challenge the conventions of the time,
59
263298
5989
bu yüzden dönemin koşullarının getirdiği sorunlara, meydan okumaya başladım,
04:29
even to the extent of changing my name from "Stephanie" to "Steve"
60
269287
5855
bu, iş mektuplarında adımı 'Stephanie' yerine 'Steve' olarak yazmama kadar vardı
04:35
in my business development letters,
61
275142
1749
böylece insanlar iş yaptıkları,
04:36
so as to get through the door before anyone realized
62
276891
2478
adamın aslında kadın olduğunu fark etmeden önce
04:39
that he was a she.
63
279369
1381
eşikten geçebilmiş oluyordum.
04:40
(Laughter)
64
280750
3304
(Kahkahalar)
04:44
My company, called Freelance Programmers, and that's precisely what it was,
65
284054
7160
Firma, Freelance Programmers (Serbest Çalışan Programlamacılar) ki tam da öyleydik
04:51
couldn't have started smaller: on the dining room table,
66
291214
5073
daha küçük ölçekli başlayamazdı: bir yemek masasının üstünde,
04:56
and financed by the equivalent of 100 dollars in today's terms,
67
296287
5394
benim emeğim ve eve karşı aldığım bugünün parasıyla 100 dolarla
05:01
and financed by my labor and by borrowing against the house.
68
301681
7297
finanse edilerek başladı.
05:08
My interests were scientific, the market was commercial --
69
308978
5637
Ben işin bilimsel tarafıyla ilgileniyordum, maaş bordrosu falan gibi
05:14
things such as payroll, which I found rather boring.
70
314615
4025
şeyleri sıkıcı bulurdum ama piyasa ticariydi.
05:18
So I had to compromise with operational research work,
71
318640
5112
Yani, işin beni ilgilendiren işlevsel araştırma kısmıyla,
05:23
which had the intellectual challenge that interested me
72
323752
3431
müşterilerin ilgilendiği nakliye trenlerini ayarlamak,
05:27
and the commercial value that was valued by the clients:
73
327183
7667
otobüslere zaman çizelgesi hazırlamak
05:34
things like scheduling freight trains,
74
334850
5258
ve bir yığın stok denetlemesi gibi
05:40
time-tabling buses, stock control, lots and lots of stock control.
75
340108
6189
ticari değerler arasında bir denge kurmam gerekti.
05:46
And eventually, the work came in.
76
346297
4248
Ama sonunda, işe başladık.
05:50
We disguised the domestic and part-time nature of the staff
77
350545
3755
Çalışanlarımızın evden ve yarı-zamanlı çalışma doğasını
05:54
by offering fixed prices, one of the very first to do so.
78
354300
5140
sabit fiyatlar teklif ederek gizledik, bunu yapan ilk firmalardandık yine.
05:59
And who would have guessed that the programming
79
359440
3315
Ve düşünün, kim derdi ki,
06:02
of the black box flight recorder of Supersonic Concord
80
362755
3944
süpersonik Concorde'un (uçak) kara kutu uçuş kayıt cihazını,
06:06
would have been done by a bunch of women working in their own homes.
81
366699
5209
evlerinden çalışan bir grup kadın programlayacak.
06:11
(Applause)
82
371908
6774
(Alkışlar)
06:19
All we used was a simple "trust the staff" approach
83
379392
4931
Tüm kullandığımız, basit 'çalışanına güven' yaklaşımı
06:24
and a simple telephone.
84
384323
2181
ve basit bir telefondu.
06:26
We even used to ask job applicants, "Do you have access to a telephone?"
85
386504
5721
Hatta işe başvuran adaylara "Bir telefona erişiminiz var mı?" diye sorardık.
06:34
An early project was to develop software standards
86
394175
3019
İlk projelerden biri, yönetim kontrol protokolleri üstüne
06:37
on management control protocols.
87
397194
2240
yazılım standartları geliştirmekti.
06:39
And software was and still is a maddeningly hard-to-control activity,
88
399434
6202
Yazılım o günlerde, insanı deli edecek kadar kontrolü zor bir uğraştı, hâlâ öyle,
06:45
so that was enormously valuable.
89
405636
2111
yani bu proje çok kıymetliydi.
06:47
We used the standards ourselves,
90
407747
2224
Standartları kendimiz kullandık,
06:49
we were even paid to update them over the years,
91
409971
3018
hatta güncelleyelim diye yıllarca bize para bile verildi,
06:52
and eventually, they were adopted by NATO.
92
412989
4264
ve sonunda bunları NATO aldı.
06:58
Our programmers -- remember, only women,
93
418323
4127
Programlamacılarımız, hatırlatayım sadece kadınlar,
07:02
including gay and transgender --
94
422450
3446
gey ve cinsiyet değiştirenler de dahil,
07:05
worked with pencil and paper to develop flowcharts
95
425896
5043
yapılacak her bir görevi gösteren akış şemalarını geliştirmek için
07:10
defining each task to be done.
96
430939
3657
kağıt kalemle çalışıyordu.
07:14
And they then wrote code, usually machine code,
97
434596
3913
Sonra, genellikle makine kodu bazen de ikili kod olarak
07:18
sometimes binary code,
98
438509
2267
kodu yazıyorlardı,
07:20
which was then sent by mail to a data center
99
440776
4730
sonra kod postayla bir veri merkezine yollanıyor,
07:25
to be punched onto paper tape or card
100
445506
4218
orada kağıt şeride veya karta deliniyor
07:29
and then re-punched, in order to verify it.
101
449724
4327
ve sonra doğrulama için tekrar deliniyordu.
07:34
All this, before it ever got near a computer.
102
454051
3336
Bir bilgisayarın yanına yanaşmasından önce oluyordu tüm bunlar.
07:37
That was programming in the early 1960s.
103
457387
4659
İşte 1960'ların başında, programlama buydu.
07:43
In 1975, 13 years from startup,
104
463566
5135
İşin kurulmasından 13 yıl sonra, 1975'de
07:48
equal opportunity legislation came in in Britain
105
468701
3211
Britanya'ya fırsat eşitliği kanunu geldi
07:51
and that made it illegal to have our pro-female policies.
106
471912
6912
ve bizim kadınlardan yana olan ilkelerimizi uygulamak kanuna aykırı oldu.
07:58
And as an example of unintended consequences,
107
478824
3576
Bunun kasıtsız sonuçlarına bir örnek olarak,
08:02
my female company had to let the men in.
108
482400
3672
benim 'dişi' firmam, 'erkekleri' işe almak zorunda kaldı.
08:06
(Laughter)
109
486072
4942
(Kahkahalar)
08:11
When I started my company of women,
110
491014
2404
Ben kadınlardan oluşan bu firmayı kurduğumda,
08:13
the men said, "How interesting, because it only works because it's small."
111
493418
6899
erkekler dedi ki, "Ne ilginç, küçük ölçekli olduğu için ayakta kalabiliyor."
08:20
And later, as it became sizable, they accepted, "Yes, it is sizable now,
112
500317
5819
Sonra, büyüdüğümüzde, "Evet büyüyebildi ama
08:26
but of no strategic interest."
113
506136
3219
stratejik önem açısından değil."
08:30
And later, when it was a company valued at over three billion dollars,
114
510125
7149
Ve firmanın değeri üç milyar doları bulup
08:37
and I'd made 70 of the staff into millionaires,
115
517274
4603
çalışanların 70 tanesini milyoner ettiğimde ise
08:41
they sort of said, "Well done, Steve!"
116
521877
3520
"Aferin Steve!" falan dediler.
08:45
(Laughter)
117
525397
4286
(Kahkahalar)
08:49
(Applause)
118
529683
4286
(Alkışlar)
08:53
You can always tell ambitious women by the shape of our heads:
119
533969
4286
Hırslı kadınları, her zaman için, kafalarından ayırt edebilirsiniz;
08:58
They're flat on top for being patted patronizingly.
120
538255
3325
patronluk taslayanların okşaması nedeniyle üst kısımları düzdür.
09:01
(Laughter) (Applause)
121
541580
5941
(Kahkahalar) (Alkışlar)
09:07
And we have larger feet to stand away from the kitchen sink.
122
547521
4563
Ve mutfak lavabosundan uzak durabilmek için daha büyük ayaklarımız vardır.
09:12
(Laughter)
123
552084
1653
(Kahkahalar)
09:13
Let me share with you two secrets of success:
124
553737
3825
Size başarının iki sırrını vereyim:
09:17
Surround yourself with first-class people and people that you like;
125
557562
6219
Kendinizi birinci sınıf ve sevdiğiniz insanlarla çevirin
09:23
and choose your partner very, very carefully.
126
563781
6284
ve partnerinizi çok ama çok dikkatli seçin.
09:30
Because the other day when I said, "My husband's an angel,"
127
570065
3213
Çünkü geçenlerde, 'Kocam bir melek' dediğimde,
09:33
a woman complained -- "You're lucky," she said,
128
573278
2486
kadının biri sızlandı -- "Sen şanslısın", dedi,
09:35
"mine's still alive."
129
575764
2026
"benimki hâlâ hayatta."
09:37
(Laughter)
130
577790
3017
(Kahkahalar)
09:45
If success were easy, we'd all be millionaires.
131
585117
5057
Başarı kolay bir şey olsa, hepimiz birer milyoner olurduk.
09:51
But in my case, it came in the midst of family trauma and indeed, crisis.
132
591054
6994
Ama benim hikayemde, tam aile travması ve krizinin ortasında geldi.
10:01
Our late son, Giles, was an only child, a beautiful, contented baby.
133
601258
8274
Müteveffa oğlumuz, Giles, tek çocuktu, güzel, mutlu bir bebekti.
10:09
And then, at two and a half,
134
609532
3933
Ama sonra, iki buçuk yaşındayken,
10:13
like a changeling in a fairy story,
135
613465
3273
sanki periler başka bir çocukla değiştirmişçesine,
10:16
he lost the little speech that he had
136
616738
3432
sahip olduğu az buçuk konuşma yeteneğini kaybetti
10:20
and turned into a wild, unmanageable toddler.
137
620170
5272
ve vahşi, baş edilemez bir çocuğa dönüştü.
10:25
Not the terrible twos;
138
625442
2082
Korkunç ikili:
10:27
he was profoundly autistic and he never spoke again.
139
627524
5933
ciddi derece otistikti ve bir daha konuşmadı.
10:36
Giles was the first resident in the first house of the first charity that I set up
140
636387
5347
Giles, otizm için hizmet sağlamak amacıyla kurduğum ilk hayır kurumunun,
10:41
to pioneer services for autism.
141
641734
3570
ilk evinin, ilk sakiniydi.
10:45
And then there's been a groundbreaking Prior's Court school
142
645304
3000
Sonra, otistik öğrenciler için, çığır açan
10:48
for pupils with autism
143
648304
2420
Prior's Court okulu geldi
10:50
and a medical research charity, again, all for autism.
144
650724
4120
ve yine tamamen otizm için bir tıbbi araştırma hayratı.
10:54
Because whenever I found a gap in services, I tried to help.
145
654844
4979
Çünkü hizmetlerin neresinde bir boşluk görsem, yardım etmeye çalıştım.
11:01
I like doing new things and making new things happen.
146
661313
5270
Yeni şeyler yapmayı da yeni şeylerin olmasını sağlamayı da severim.
11:06
And I've just started a three-year think tank for autism.
147
666583
6576
Daha yeni, otizm için üç yıllık bir beyin takımı kurdum.
11:13
And so that some of my wealth does go back to the industry from which it stems,
148
673159
5275
Ve böylece, servetimin bir kısmı, geldiği endüstriye geri dönüyor,
11:18
I've also founded the Oxford Internet Institute
149
678434
3583
ayrıca Oxford İnternet Enstitüsü'nü ve diğer bilgi teknolojisi
11:22
and other IT ventures.
150
682017
2493
girişimlerini kurdum.
11:24
The Oxford Internet Institute focuses not on the technology,
151
684510
4285
Oxford İnternet Enstitüsü, internetin, teknoloji yönüne değil,
11:28
but on the social, economic, legal and ethical issues of the Internet.
152
688795
4812
sosyal, ekonomik, hukuki ve etik sorunlarına odaklanıyor.
11:35
Giles died unexpectedly 17 years ago now.
153
695887
7022
Giles, beklenmedik şekilde, 17 yıl önce öldü.
11:42
And I have learned to live without him,
154
702909
3780
Ve ben onsuz yaşamayı öğrendim,
11:46
and I have learned to live without his need of me.
155
706689
4780
bana olan ihtiyacı olmadan yaşamayı öğrendim.
11:51
Philanthropy is all that I do now.
156
711469
3360
Şimdi bütün yaptığım hayırseverlik.
11:54
I need never worry about getting lost
157
714829
2359
Kaybolmaktan korkmama hiç gerek yok
11:57
because several charities would quickly come and find me.
158
717188
3509
çünkü çeşitli hayır kurumları hemen gelip ben bulur.
12:00
(Laughter)
159
720697
3970
(Kahkahalar)
12:12
It's one thing to have an idea for an enterprise,
160
732807
4078
Bir girişim fikrine sahip olmak bir şeydir ama
12:16
but as many people in this room will know,
161
736885
2227
bu odadaki çoğu kişinin bildiği gibi,
12:19
making it happen is a very difficult thing
162
739112
2913
onu gerçekleştirmek çok zor bir şeydir
12:22
and it demands extraordinary energy, self-belief and determination,
163
742025
8092
ve inanılmaz enerji, kendine inanç, azim,
12:30
the courage to risk family and home,
164
750117
4205
aile ve ev yaşamını riske atabilme cesareti
12:34
and a 24/7 commitment that borders on the obsessive.
165
754322
5169
ve takıntıya varan, 7/24 adanmışlık gerektirir.
12:39
So it's just as well that I'm a workaholic.
166
759491
3984
Ben de bir işkoliğim.
12:43
I believe in the beauty of work when we do it properly and in humility.
167
763475
5231
Düzgün, alçak gönüllülükle yapıldığında, çalışmanın güzelliğine inanırım.
12:50
Work is not just something I do when I'd rather be doing something else.
168
770153
5369
Benim için iş, yerine başka bir şey de yapıyor olabileceğim bir şey değil.
12:57
We live our lives forward.
169
777612
2144
Hayatı ileriye dönük yaşıyoruz.
12:59
So what has all that taught me?
170
779756
3234
Peki tüm bunlar bana ne öğretti?
13:04
I learned that tomorrow's never going to be like today,
171
784210
3636
Yarının asla bugün gibi olmayacağını ve
13:07
and certainly nothing like yesterday.
172
787846
3053
düne hiç benzemeyeceğini öğrendim.
13:10
And that made me able to cope with change,
173
790899
3407
Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta
13:14
indeed, eventually to welcome change,
174
794306
4328
değişimi kucaklayabilir biri yaptı.
13:18
though I'm told I'm still very difficult.
175
798634
5032
Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor.
13:23
Thank you very much.
176
803666
2135
Çok teşekkür ederim.
13:25
(Applause)
177
805801
7280
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7