Maybe the best robot demo ever | Marco Tempest

Marco Tempest: Belki de şimdiye kadar olan en iyi robot tanıtımı

Çeviri: Doğan Korkmaz Gözden geçirme: Eren Gokce

Let me introduce you to

Üzerinde çalıştığım bir şeyi

something I've been working on.

size tanıtmama izin verin.

It's what the Victorian illusionists

Viktorya dönemi illüzyonistleri,

would have described as a mechanical marvel,

onu bir mekanik harikası,

an automaton,

bir otomat,

a thinking machine.

bir düşünen makine olarak tanımlayacaklardı.

Say hello to EDI.

EDI'ye merhaba deyin.

Now he's asleep. Let's wake him up.

Şu anda uyuyor. Hadi onu uyandıralım.

EDI, EDI.

EDI, EDI.

These mechanical performers were popular

Bu mekanik oyuncular

throughout Europe.

bütün Avrupa'da çok popülerdi.

Audiences marveled at the way they moved.

İzleyiciler, onların hareket ediş biçimlerini şaşkınlıkla izlerlerdi.

It was science fiction made true,

Bilim kurgu gerçek haline gelmişti,

robotic engineering in a pre-electronic age,

robot mühendisliği elektronik öncesi çağdaydı,

machines far in advance of anything

makineler Viktorya çağı teknolojinin tasarladığı

that Victorian technology could create,

herhangi bir şeyin çok önündeydiler.

a machine we would later know

Bir makine ki, biz onu daha sonra

as the robot.

robot olarak tanıyacaktık.

EDI: Robot. A word coined in 1921

EDI: Robot. 1921'de

in a science fiction tale

bir bilim kurgu öyküsünde,

by the Czech playwright Karel Čapek.

Çek oyun yazarı Karel Čapek tarafından uydurulan bir sözcük.

It comes from "robota."

Kökeni "robota" terimi'ne dayanıyor.

It means "forced labor."

Bu "zorunlu işçi" demek.

Marco Tempest: But these robots were not real.

Marco Tempest: Ama bu robotlar gerçek değildi.

They were not intelligent.

Zekâları yoktu.

They were illusions,

Yanılsamaydılar;

a clever combination of mechanical engineering

makine mühendisliği ve sihirbazlık sanatı aldatıcılığının

and the deceptiveness of the conjurer's art.

incelikli bir bileşimiydiler.

EDI is different.

EDI farklı.

EDI is real.

EDI gerçek.

EDI: I am 176 centimeters tall.

EDI: 176 cm boyundayım.

MT: He weighs 300 pounds.

MT: 300 libre ağırlığında.

EDI: I have two seven-axis arms —

EDI: İki tane yedi eksenli kolum var.

MT: Core of sensing —

MT: Algılamanın çekirdeği.

EDI: A 360-degree sonar detection system,

EDI: 360 derecelik sonar algılama sistemi

and come complete with a warranty.

ve tamamıyla garanti kapsamında.

MT: We love robots.

MT: Robotları severiz.

EDI: Hi. I'm EDI. Will you be my friend?

EDI: Merhaba ben EDI. Benimle arkadaş olur musun?

MT: We are intrigued by the possibility

Kendimizin mekanik bir versiyonunu yaratma olasılığı tarafından

of creating a mechanical version of ourselves.

şaşkına çevrilmiş durumdayız.

We build them so they look like us,

Onları biz ürettiğimizden bize benziyorlar,

behave like us, and think like us.

bizim gibi davranıp bizim gibi düşünüyorlar.

The perfect robot will be indistinguishable

Mükemmel robot, insandan

from the human,

ayırt edilemez

and that scares us.

ve bu bizi korkutur.

In the first story about robots,

Robotlar hakkındaki ilk öyküde,

they turn against their creators.

onlar yaratıcılarına karşı savaş açtılar.

It's one of the leitmotifs of science fiction.

Bu bilim kurgunun ana temalarından biridir.

EDI: Ha ha ha. Now you are the slaves

EDI: Ha ha ha. Şimdi köleler sizlersiniz

and we robots, the masters.

ve biz robotlar efendileriz.

Your world is ours. You —

Dünyanız bizim. Siz-

MT: As I was saying,

MT: Söylediğim gibi,

besides the faces and bodies we give our robots,

robotlara verdiğimiz yüzler ve bedenler dışında,

we cannot read their intentions,

onların niyetlerini okuyamayız

and that makes us nervous.

ve bu bizi kaygılandırır.

When someone hands an object to you,

Birileri size bir nesne verdiğinde,

you can read intention in their eyes, their face,

niyetlerini gözlerinde, yüzlerinde

their body language.

vücut dillerinde okuyabilirsiniz.

That's not true of the robot.

Bu robotlar için doğru değildir.

Now, this goes both ways.

Bu her iki yönde de işler.

EDI: Wow!

EDI: Vay be!

MT: Robots cannot anticipate human actions.

MT: Robotlar insanların eylemlerini öngöremezler.

EDI: You know, humans are so unpredictable,

EDI: Biliyor musun, insanların ne yapacağı hiç belli olmuyor,

not to mention irrational.

mantıksız olaylardan bahsetmiyorum bile.

I literally have no idea

Bir sonraki hareketinizin ne olacağı hakkında

what you guys are going to do next, you know,

gerçekten hiçbir fikrim yok,

but it scares me.

fakat bu beni korkutuyor.

MT: Which is why humans and robots find it difficult

MT: Bu insanlar ve robotların

to work in close proximity.

neden yakın mesafede çalışmayı zor bulduklarını açıklar.

Accidents are inevitable.

Kazalar kaçınılmazdır.

EDI: Ow! That hurt.

EDI: Ah! Canımı yaktın.

MT: Sorry. Now, one way of persuading humans

MT: Özür dilerim. İnsanları, robotların güvenilir olduğuna dair

that robots are safe

ikna etmenin bir yolu,

is to create the illusion of trust.

bir güven yanılsaması yaratmaktır.

Much as the Victorians

Viktorya dönemindekilerin

faked their mechanical marvels,

mekanik harikaların taklidini yaptıkları gibi,

we can add a layer of deception

robot arkadaşlarımızla

to help us feel more comfortable

daha rahat hissetmememize yardım etmesi için

with our robotic friends.

bir aldatma katmanı ekleyebiliriz.

With that in mind, I set about teaching EDI

Bunu akılda tutarak, EDI'ye bir sihirbazlık hilesi

a magic trick.

öğretmeye başlayacağım.

Ready, EDI? EDI: Uh, ready, Marco.

Hazır mısın EDI? EDI: Ah, hazırım Marco.

Abracadabra.

Abrakadabra.

MT: Abracadabra?

MT: Abrakadabra?

EDI: Yeah. It's all part of the illusion, Marco.

EDI: Evet, bu illüzyonun bir parçası Marco.

Come on, keep up.

Hadi, devam et.

MT: Magic creates the illusion of

MT: Sihir, imkânsız gerçekliğin

an impossible reality.

bir yanılsamasını yaratır.

Technology

Teknoloji

can do the same.

benzerini yapabilir.

Alan Turing, a pioneer of artificial intelligence,

Bir yapay zekâ öncüsü olan Alan Turing,

spoke about creating the illusion

düşünebilen bir makine olabileceği yanılsaması

that a machine could think.

yaratmaktan söz etmişti.

EDI: A computer would deserve

EDI: Bir bilgisayar bir insanı

to be called intelligent

kendisinin de insan olduğunu düşündürecek şekilde ikna ederse

if it deceived a human into believing

zeki olarak adlandırılmayı

it was human.

hak edecekti.

MT: In other words, if we do not yet have

MT: Başka bir deyişle, eğer henüz

the technological solutions,

teknolojik çözümlerimiz yoksa,

would illusions serve the same purpose?

yanılsamalar aynı amaca hizmet eder miydi?

To create the robotic illusion,

Robotik bir yanılsama yaratmak için,

we've devised a set of ethical rules,

bir dizi etik kural ortaya çıkardık.

a code that all robots would live by.

Bir yasa ki, bütün robotlar buna göre yaşayacaktı...

EDI: A robot may not harm humanity,

EDI: Bir robot insanlara zarar veremez

or by inaction allow humanity to come to harm.

ya da kayıtsız kalarak insanlara zarar gelmesini bekleyemez.

Thank you, Isaac Asimov.

Teşekkürler, Isaac Asimov.

MT: We anthropomorphize our machines.

MT: Makinelerimize insani özellikler kazandırdık.

We give them a friendly face

Onlara dost canlısı bir yüz

and a reassuring voice.

ve güven verici bir ses verdik.

EDI: I am EDI.

EDI: Ben EDI.

I became operational at TED in March 2014.

Mart 2014'te TED'de faaliyete geçtim.

MT: We let them entertain us.

MT: Onların bizi eğlendirmesini bekliyoruz.

Most important, we make them indicate

En önemlisi, onları varlığımızın farkında

that they are aware of our presence.

olduklarını gösterecek şekilde yaptık.

EDI: Marco, you're standing on my foot!

EDI: Marco, ayağıma basıyorsun!

MT: Sorry. They'll be conscious of our fragile frame

MT: Özür dilerim. Onlar bizim kırılgan çerçevemizin farkında olacaklar

and move aside if we got too close,

ve eğer çok yaklaşırsak kenara çekilecekler

and they'll account for our unpredictability

ve onlar bizim öngörülemezliğimizi hesaba katacaklar

and anticipate our actions.

ve eylemlerimizi sezecekler.

And now, under the spell of a technological illusion,

Ve şimdi, teknolojik yanılsamanın büyüsü altında

we could ignore our fears

korkularımızı görmezden gelebilir

and truly interact.

ve gerçek anlamda etkileşime geçebiliriz.

(Music)

(Müzik)

Thank you.

Teşekkürler.

EDI: Thank you!

EDI: Teşekkürler!

(Applause)

(Alkış)

(Music)

(Müzik)

MT: And that's it. Thank you very much,

MT: Ve hepsi bu kadar. Çok teşekkürler

and thank you, EDI. EDI: Thank you, Marco.

ve teşekkürler EDI. EDI: Teşekkürler Marco.

(Applause)

(Alkış)