I don't want children -- stop telling me I'll change my mind | Christen Reighter

2,486,945 views ・ 2017-12-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I recognized the roles that were placed on me very early.
0
12000
4833
Üzerime yüklenen rolleri çok küçük yaşta fark ettim.
00:17
One persistent concept that I observed --
1
17932
3050
Günlük konuşmalar ve medyada
00:21
existing in our language, in our media --
2
21006
2357
sürekli tekrarlanan bir konu görüyordum;
00:23
was that women are not only supposed to have children,
3
23387
4991
kadınlardan sadece çocuk sahibi olmaları değil
00:29
they are supposed to want to.
4
29340
1882
ayrıca bunu istemeleri de bekleniyor.
00:32
This existed everywhere.
5
32558
1945
Bu her yerdeydi.
00:34
It existed in the ways that adults spoke to me
6
34527
4025
Yetişkinler benimle konuşurken,
00:38
when they posed questions in the context of "when."
7
38576
3960
"ne zaman" etrafında dönen sorular sorarken.
00:43
"When you get married ..."
8
43577
1881
"Ne zaman evleneceksin..."
00:45
"When you have kids ..."
9
45482
1674
"Ne zaman çocuk yapacaksın..."
00:48
And these future musings were always presented to me
10
48806
3000
Bu geleceğe dair derin düşüncelerini bana sanki
00:51
like part of this American dream,
11
51830
2801
Amerikan rüyasının bir parçasıymış gibi sunuyorlardı
00:54
but it always felt to me like someone else's dream.
12
54655
2689
ama bu bana hep başkasının rüyasıymış gibi geliyordu.
00:57
You see, a value that I have always understood about myself
13
57368
4231
Yani kendimle ilgili öteden beri anladığım şey (değer) şuydu;
01:01
was that I never wanted children.
14
61623
2737
ben hiç çocuk istemiyordum.
01:04
And as a kid, when I would try to explain this,
15
64996
3841
Küçüklüğümde bunu açıklamaya çalışırken,
01:08
this disconnect between their roles and my values,
16
68861
3809
yani onların rolü ve benim değerlerim arasındaki kopukluğu,
01:12
they often laughed
17
72694
1616
bana, yetişkinlerin
01:14
in the way that adults do at the absurdities of children.
18
74334
3185
bir çocuğun saçmalıklarına güldüğü biçimde gülerler
01:18
And they would tell me knowingly,
19
78770
1778
ve bilmiş bir havayla
01:20
"You'll change your mind."
20
80572
1555
"Düşüncen değişir" derlerdi.
01:23
And people have been saying things like that to me my whole life.
21
83782
3600
İnsanlar bana hayatım boyunca buna benzer şeyler söyledi.
01:27
Otherwise polite conversation can turn intrusive fast.
22
87406
4376
Öte yandan, nazik bir sohbet hızla müdahaleye dönüşebiliyordu
01:33
"Does your husband know?"
23
93366
1722
"Kocanın haberi var mı?"
01:35
(Laughter)
24
95112
2807
(Kahkahalar)
01:37
"Do your parents know?"
25
97943
1349
"Ailen bunu biliyor mu?"
01:39
(Laughter)
26
99316
1150
(Kahkahalar)
01:41
"Don't you want a family?"
27
101132
1754
"Bir ailen olsun istemiyor musun?"
01:44
"Don't you want to leave anything behind?"
28
104463
2176
"Arkanda bir şey bırakmak istemiyor musun?"
01:48
And the primary buzzword when discussing childlessness,
29
108106
5871
Ve çocuk sahibi olmamayı eleştirirken en sevdikleri söz;
01:54
"That's selfish."
30
114001
1442
"Bu bencillik."
01:59
There are countless reasons a woman may have
31
119252
3333
Bir kadının anne olmaktan kaçınması için
02:02
for choosing to abstain from motherhood,
32
122609
3096
sayısız neden var
02:05
the majority of them not self-prioritizing.
33
125729
2865
ve bunların çoğu kendini öne almak değil.
02:10
But it is still socially acceptable to publicly vilify women as such,
34
130094
4302
Fakat böyle kadınları ayıplamak toplumda hâlâ kabul görüyor
02:14
because none of these reasons have made it into the social narrative.
35
134420
3634
çünkü bu gerekçelerin hiçbiri toplumun anlayışında yer etmiyor.
02:18
When I was little and learning about the inevitability of maternity,
36
138482
5683
Küçük bir kızken ve anneliğin kaçınılmaz olduğunu öğrenirken
02:24
it was never explained to me
37
144189
1743
bana kadınların dikkate
02:25
the commonness of these factors that women consider,
38
145956
4031
alabileceği şu faktörlerin yaygınlığından hiç bahsedilmedi
02:31
like the risk of passing on hereditary illness,
39
151718
2413
örneğin; kalıtsal hastalıklar aktarmak,
02:34
the danger of having to stop life-saving medication
40
154155
3158
hamilelik süresince hayat kurtarabilecek
02:37
for the duration of your pregnancy,
41
157337
1939
tıbbi tedavileri alamama riski,
02:39
concern about overpopulation,
42
159300
2128
aşırı nüfus artışı endişesi,
02:41
your access to resources,
43
161452
1762
kaynaklara erişiminiz
02:44
and the fact that there are 415,000 children
44
164269
5649
ve şu anda ABD'de, koruyucu aile
02:49
in the foster-care system in the United States at any given time.
45
169942
3928
yetimhane siteminde 415.000 çocuk olduğu gerçeği.
02:54
Reasons like these, many more,
46
174842
3906
Bunun gibi nedenler ve fazlası
02:58
and the fact that I don't like to leave things of this magnitude to chance,
47
178772
4952
ve bu kadar önemli bir işi şansa bırakmak istemediğimden
03:03
all informed my decision
48
183748
2358
bu kararımı bilinçli bir kısırlaştırma
03:06
to become surgically sterilized.
49
186130
1759
operasyonuyla uygulayacaktım.
03:09
I began my research eagerly.
50
189023
3386
Hevesle araştırmaya başladım.
03:12
I wanted to fully understand
51
192433
1591
Tüp ligasyonu veya
03:14
all that was going to come with undergoing a tubal ligation,
52
194048
5405
diğer bir deyişle tüplerimi bağlatmanın
03:19
which is just another word for getting your tubes tied.
53
199477
2801
hangi sonuçları olacağını tam olarak anlamak istedim.
03:22
I wanted to know approval to aftermath,
54
202809
3330
Buna, memnuniyet oranı, riskler ve istatistikleri gördükten sonra
03:26
satisfaction rates, risks, statistics.
55
206163
2661
onay vermeyi istiyordum.
03:30
And at first, I was empowered.
56
210171
2334
Ve ilk önce bilgilendim.
03:32
You see, the way the narrative has always been taught to me,
57
212529
3722
Yani görüyorsunuz, bana sürekli anlatılanlar öyle bir tarzdaydı ki
03:36
I would have thought that women who didn't want children were so rare,
58
216275
4268
çocuk istemeyen kadınların çok az olduğunu sanabilirdim
03:40
and then I learned one in five American women
59
220567
3779
ama sonra her beş Amerikalı kadından birinin
03:44
won't be having a biological child --
60
224370
2317
biyolojik anne olmadığını öğrendim,
03:46
some by choice, some by chance.
61
226711
2833
bazıları bilinçli, bazıları şans eseri.
03:49
(Applause)
62
229568
1189
(Alkışlar)
03:50
But I was not alone.
63
230781
2363
Yalnız değildim.
03:55
But the more I read, the more disheartened I became.
64
235192
2715
Ama okudukça hevesim kırılmaya başladı.
03:57
I read women's stories,
65
237931
2807
Bu operasyonu yaptırmak için
04:00
trying desperately to get this procedure.
66
240762
2714
çaresizce çabalayan kadınların öykülerini okudum.
04:04
I learned how common it was for women to exhaust their finances
67
244534
6395
Kadın doğumcu jinekologlara başvuran kadınların
04:10
appealing to dozens of ob-gyns over many years,
68
250953
5476
finansal yönden sıfırı tüketmelerinin çok yaygın bir durum olduğunu
04:17
only to be turned down so many times,
69
257921
1862
ve çoğu kez küstahça bir saygısızlıkla
04:19
often with such blatant disrespect that they just gave up.
70
259807
2931
reddedildikleri ve bu işten vazgeçtiklerini öğrendim.
04:23
Women reported that medical practitioners were often condescending
71
263529
6636
Kadınlar sağlık çalışanlarının genelde aşağılayıcı davrandığını
04:30
and dismissive of their motivations,
72
270189
2325
ve onların düşüncelerini ciddiye
04:34
being told things like,
73
274236
1953
almadığını söylüyorlar. Örneğin:
04:36
"Come back when you're married with a child."
74
276213
2221
"Evlenip çocuğun olduğunda gel" deniyormuş.
04:40
But women who did have children, who went to go get this procedure,
75
280865
3988
Ama bu operasyonu yaptırmak isteyen evli ve çocuklu kadınlara da
04:44
were told they were too young,
76
284877
1624
çok genç oldukları veya yeterince
04:47
or they didn't have enough children,
77
287707
3341
çocukları olmadığı söyleniyormuş.
04:51
which is very interesting,
78
291072
1953
Bu çok ilginçti
04:53
because the legal requirements in my state for getting this kind of surgery were,
79
293049
6261
çünkü benim eyaletimde bu tür bir operasyonun yasal koşulları
05:00
"Be at least 21 years old,"
80
300160
1651
"En az 21 yaşında olmak"
05:03
"appear of sound mind, acting of your own accord,"
81
303287
2938
"akıl sağlığı yerinde olmak, kendi iradesiyle hareket etmek"
05:06
and "have a 30-day waiting period."
82
306249
1857
ve " 30 günlük bekleme süresini tamamlamak"
05:10
And I was perplexed that I could meet all of these legal requirements
83
310345
4413
Dondum kaldım. Yani bütün bu yasal koşullara sahiptim ama buna rağmen
05:16
and still have to face a battle in the exam room
84
316067
3111
bir muayenehanede bedenim üzerindeki bir hak (yetki) için
05:19
for my bodily autonomy.
85
319202
1467
mücadele etmek zorundaydım.
05:21
And it was daunting,
86
321957
1681
Bu gözümü korkutmuştu
05:24
but I was determined.
87
324468
1251
ama ben kararlıydım.
05:26
I remember I dressed so professionally to that first appointment.
88
326664
4832
İlk randevuya çok profesyonelce giyinerek gittiğimi hatırlıyorum.
05:31
(Laughter)
89
331988
1177
(Kahkahalar)
05:33
I sat up straight.
90
333189
1667
Dimdik oturdum
05:34
I spoke clearly.
91
334880
1570
ve çok net konuştum.
05:37
I wanted to give that doctor every piece of evidence
92
337292
4873
O doktora, o dosyadaki doğum tarihinden ibaret olmadığıma dair
05:42
that I was not the date of birth in that file.
93
342189
3103
bütün kanıtları sunmak istiyordum.
05:46
And I made sure to mention things like,
94
346643
2481
Ve şu gibi şeylerden de özellikle bahsettim:
05:49
"I just got my bachelor's degree
95
349148
1691
" Lisans diplomamı yeni aldım,
05:50
and I'm applying to these doctoral programs,
96
350863
2563
şu doktora programına başvuruyorum
05:53
I'm going to study these things."
97
353450
1931
ve şu konuda araştırma yapacağım"
05:55
And "my long-term partner has this kind of business,"
98
355405
4138
"Birlikte yaşadığım kişinin şöyle bir işi var,
05:59
and "I've done research on this for months.
99
359567
3426
bu konuyu aylardır araştırıyorum
06:03
I understand everything about it, all the risks."
100
363017
2308
ve konuyla ilgili her şeyi ve riskleri biliyorum." dedim.
06:06
Because I needed the doctor to know that this was not a whim,
101
366615
3708
Doktorun, bunun geçici bir heves olmadığını anlamasını istiyordum,
06:10
not reactionary,
102
370347
1961
tepkisel olmadığını
06:12
not your 20-something looking to go out and party
103
372332
3452
ya da hamile kalma korkusu yaşamadan partilere gitmek isteyen
06:15
without fear of getting knocked up ...
104
375808
2120
bir 20'lik olmadığımı...
06:17
(Laughter)
105
377952
1968
(Kahkahalar)
06:19
that this supported something integral to who I was.
106
379944
2914
ve bunun kişiliğimin bir parçası olduğunu.
06:25
And I understand informed consent,
107
385237
1640
Bilgilendirilmiş onayı (rıza) anlıyordum
06:26
so I fully expected to be reeducated on how it all worked, but ...
108
386901
6114
yani bu konuda tekrar eğitilmeye kesinlikle hazırdım ama..
06:34
At one point, the information being given to me started to feel agenda'd,
109
394909
4881
Bir ara, sanki bana verilen bilgilerin gizli bir amacı var gibi gelmeye başladı
06:39
interlaced with bias and inflated statistics.
110
399814
5103
ön yargıya bulanmışlardı ve istatistikler şişirilmişti.
06:45
The questions began to feel interrogative.
111
405603
2420
Sorular, sorgulama gibi gelmeye başladı.
06:49
At first they were asking me questions
112
409885
2462
Başlangıçta sadece soru soruyorlardı
06:52
that seemed to understand my situation better,
113
412371
3459
yani meselemi daha iyi anlamak istiyor gibiydiler
06:55
and then it seemed like they were asking questions to try to trip me up.
114
415854
3413
ama sonra, sanki beni yanıltmak, hataya zorlamak ister gibi sormaya başladılar.
06:59
I felt like I was on the witness stand, being cross-examined.
115
419291
4348
Yani kendimi mahkemede çapraz sorgulama yapılan tanık gibi hissettim.
07:04
The doctor asked me about my partner.
116
424651
1929
Doktor partnerim hakkında soru soruyordu;
07:07
"How does he or she feel about all of this?"
117
427029
2194
" Bu konuda o kişi ne düşünüyor?"
07:10
"Well, I've been with the same man for five years,
118
430460
3477
"Şey, beş yıldır aynı erkekle birlikteyim
07:13
and he fully supports any decision I make for my body."
119
433961
2832
ve kendi bedenimle ilgili her kararımı tamamen destekliyor"
07:17
And he said, "Well, what happens in the future,
120
437139
2581
Ve doktor : " Peki ya ileride partnerin değişirse
07:19
if you change partners?
121
439744
1151
ne olacak?
07:20
What happens when that person wants children?"
122
440919
2190
O kişi çocuk isterse ne olacak?"
07:24
And I didn't quite know how to react to that,
123
444767
4152
Soruya nasıl tepki vereceğimi tam bilemedim
07:28
because what I was hearing
124
448943
2016
çünkü şöyle anlıyordum;
07:30
was this doctor tell me that I'm supposed to disregard everything I believe
125
450983
6973
bu doktor bana, eğer partnerim çocuk isterse, inandığım her şeye
07:37
if a partner demands children.
126
457980
2800
boş vermem gerektiğini söylüyordu.
07:40
So I told him not to worry about that.
127
460804
3160
Adama şunu dedim; "Bunun için endişelenmeyin.
07:43
My stance on childbearing has always been first date conversation.
128
463988
3244
İlk buluşmadaki sohbet konum, daima çocuk doğurmadaki duruşumdur.
07:47
(Laughter)
129
467597
6087
(Kahkahalar)
07:53
(Cheering)
130
473708
1150
(Tezahürat)
07:54
(Laughter)
131
474882
3921
(Kahkahalar)
07:59
He then asks me to consider
132
479253
2413
Sonra benden şunu düşünmemi istedi;
08:03
how "in 20 years, you could really come to regret this" ...
133
483531
4262
"20 yıl sonra çok pişman olabilirsin, keşke
08:08
as though I hadn't.
134
488848
1461
yaptırmasaydım" gibi.
08:11
I told him,
135
491654
4478
Şöyle cevapladım;
08:16
"OK, if I wake up one day
136
496156
3225
"Tamam, eğer bir gün aklım başıma gelir
08:20
and realize, you know,
137
500555
3048
yani anlarsam,
08:23
I wish I'd made a different decision back then,
138
503627
2722
keşke o zaman farklı bir karar verseydim dersem
08:28
the truth is, I'd only removed a single path to parenthood.
139
508856
3015
gerçek şu olur, anneliğe giden tek bir yolu elemiş olurum.
08:32
I never needed biology to form family anyway."
140
512973
2533
Bir aile kurmak için biyolojiye zaten baştan ihtiyacım yoktu ki''
08:36
(Applause)
141
516356
7000
(Alkışlar)
08:44
And I would much rather deal with that any day
142
524892
3785
Ve bir gün, aslında istemediğim ve büyütmeye hazır olmadığım
08:48
than deal with one day waking up,
143
528701
2968
bir çocuk doğurduğum
08:51
realize I'd had a child
144
531694
3969
gerçeğiyle yüzleşmek yerine
08:55
that I didn't really want or was prepared to care for.
145
535688
5921
ben kendi gerçeğimle herhangi bir gün yüzleşmeyi tercih ederim.
09:01
Because one of these affects only me.
146
541633
2547
Çünkü bu gerçeğin biri sadece beni etkilerken
09:04
The other affects a child,
147
544873
2467
diğeri bir çocuğu etkiler,
09:07
their development, their well-being --
148
547364
2286
onların gelişimi, onların sağlığı--
09:09
(Applause)
149
549674
3659
(Alkışlar)
09:13
and human beings are not to be gambled with.
150
553357
2174
ve insan üzerine kumar oynanacak bir şey değildir.
09:18
He then tells me why no one was going to approve this procedure,
151
558058
6027
Sonra bana neden hiç kimsenin bu işlemi kabul etmeyeceğini anlattı
09:24
certainly not he,
152
564109
1515
kesinlikle kendi değil,
09:25
because of a concept called medical paternalism,
153
565648
3239
tıbbı ataerkillik denen kavram yüzündenmiş
09:28
which allows him, as my well-informed provider,
154
568911
5065
ve bu, benim yetkin uzmanım olarak ona, benim adıma
09:34
to make decisions for me ...
155
574000
2230
karar verme yetkisi veriyormuş,
09:37
based on his perception of my best interest,
156
577481
2813
ve benim için neyin iyi olacağı onun düşüncesine göre belirlenir
09:40
regardless of what I, as the patient, want or believe.
157
580318
2706
ve bir hasta olarak benim istek veya düşünceme bakılmazmış.
09:44
He takes this opportunity to step out
158
584800
2985
Bu fırsatı değerlendirdi ve gidip
09:47
and discuss my case with my potential surgeon,
159
587809
3896
konuyu benim potansiyel cerrahımla görüşmek istedi
09:51
and through the door, I hear him describe me as a little girl.
160
591729
5277
kapıdan sesini duyuyordum, beni küçük bir kız gibi tarif ediyordu.
10:01
I was so offended.
161
601137
1714
Çok kırılmıştım.
10:03
I wanted to defend myself.
162
603434
1550
Kendimi savunmak istiyordum.
10:05
I wanted to explicitly explain to each one of these providers
163
605412
4421
Bu uzmanların her birine çok açık bir biçimde, bana olan
10:09
how they were treating me,
164
609857
1320
davranışlarının aşağılayıcı ve cinsiyetçi
10:11
that it was belittling and sexist,
165
611201
2425
olduğunu anlatmak istiyordum
10:13
and I didn't have to take it.
166
613650
2761
ve bunu kabullenmek zorunda değildim.
10:19
But I did take it.
167
619082
1150
Fakat kabullendim.
10:22
I swallowed every sharp word in my throat,
168
622211
2545
Dişlerimi sıktım ve bana söyledikleri
10:26
clenched my jaw, and instead
169
626501
3037
bütün acı sözleri yuttum ve
10:29
answered each one of their condescending questions and statements.
170
629562
5204
onların bütün küçümseyen soru ve açıklamalarına cevap verdim.
10:36
I had come here looking for objectivity and support
171
636595
3982
Ben oraya tarafsızlık ve destek bulma umuduyla gitmiş
10:40
and instead I felt dismissed and silenced,
172
640601
4067
ancak yok sayılmış, susturulmuş ve
bu yüzden kendimden nefret etmiştim,
10:44
and I hated myself for it.
173
644692
1369
10:46
I hated that I was letting people disrespect me repeatedly.
174
646085
4596
Bana defalarca saygısızlık yapılmasına izin verdiğim için kendimden nefret ettim.
10:51
But this was my one shot.
175
651918
1818
Ama bu benim tek şansımdı.
10:57
That was one of multiple consultations that I had to go to.
176
657424
4484
Bu, yapmak zorunda kaldığım çok sayıda görüşmeden biriydi.
11:02
At one point, I had seen five or six medical professionals in the same hour.
177
662967
4222
Bir ara, aynı anda beş veya altı uzman vs. tıp çalışanıyla görüştüm.
11:07
The door to the exam room felt more like the door to a clown car.
178
667891
3524
Muayenehaneye girerken kendimi sirk vagonuna biniyor gibi hissettim.
11:11
There's my primary,
179
671439
1366
İşte benim uzman,
11:12
there's his colleague,
180
672829
1808
işte onun meşlektaşı,
11:14
the director, OK.
181
674661
2493
direktör, tamam.
11:17
It felt like I was asking them to infect me with smallpox
182
677178
5396
Sanki onlardan bana çiçek virüsü bulaştırmalarını istemişim gibi
11:22
instead of, I don't know, obtain birth control.
183
682598
4403
bunun yerine, ne bileyim doğum kontrol yöntemi.
11:28
But I didn't waver,
184
688787
4342
Ama kararsızlığa kapılmadım
11:33
and I was persistent,
185
693153
2247
ve ısrarcıydım
11:35
and I eventually convinced one of them to allow the procedure.
186
695424
6373
ve en sonunda onlardan birini bu işleme izin vermeye ikna ettim.
11:42
And even as I am in the room, signing the consent forms
187
702790
5270
Ama hâlâ, daha odadayken, izin belgelerini imzalarken,
11:48
and getting the hormone shots and tying up loose ends ...
188
708084
4373
hormon iğneleri yapılırken ve son pürüzler giderilirken bile
11:53
my doctor is shaking his head in disapproval.
189
713556
3959
doktor başını iki yana sallamaya devam ediyor
11:59
"You'll change your mind."
190
719335
1515
"Fikrin değişecek" diyordu.
12:03
I never really understood
191
723542
3239
Bütün bu şeyleri yaşamadan önce
12:06
how strongly this society clings to this role
192
726805
4356
toplumun bu role (anneliğe) ne kadar
12:11
until I went through this.
193
731185
1317
sıkı bağlı olduğunu anlamamıştım.
12:13
I experienced firsthand, repeatedly,
194
733556
6055
Bunu birinci elden defalarca yaşadım
12:20
how people, be it medical providers,
195
740908
3634
insanlar, sağlık uzmanları,
12:26
colleagues, strangers,
196
746175
2270
meşlektaşlar, yabancılar diyelim,
12:30
were literally unable to separate me being a woman
197
750554
5659
benim kadınlığımla anneliğimi birbirinden ayırmada
12:37
from me being a mother.
198
757261
1483
ne kadar çok zorlanıyorlardı.
12:40
And I've always believed that having children
199
760191
4589
Ve ben her zaman çocuk doğurmanın, kadın olmanın
12:44
was an extension of womanhood, not the definition.
200
764804
2483
bir uzantısı (özelliği) olduğuna inandım, tanımı olduğuna değil.
12:48
I believe that a woman's value
201
768728
2676
Bence bir kadının değeri
12:51
should never be determined by whether or not she has a child,
202
771428
4482
asla çocuk doğurup doğurmadığına göre belirlenmemelidir.
12:55
because that strips her of her entire identity
203
775934
4144
Çünkü bu durumda onun bütün yetişkin kimliğini
13:00
as an adult unto herself.
204
780102
1419
soyup onu indirgersiniz.
13:02
Women have this amazing ability to create life,
205
782492
3534
Kadınlar hayat vermek gibi muhteşem bir kabiliyete sahiptir
13:07
but when we say that that is her purpose,
206
787185
2111
ama kadının amacı budur demek
13:11
that says that her entire existence is a means to an end.
207
791414
4483
onun bütün var oluşunu bir amaca yönelik araç olarak görmektir.
13:20
It's so easy to forget the roles that society places on us
208
800995
4156
Toplumun bize yüklediği rollerin basit kelimelerden çok daha fazlası
13:25
are so much more than mere titles.
209
805175
2233
olduğunu unutmak gayet kolay.
13:27
What about the weight that comes with them,
210
807432
2564
Peki ya çocukla birlikte gelen kilolar,
13:30
the pressure to conform to these standards ...
211
810020
2229
bazı standartlara uyum sağlama baskısı,
13:33
the fear associated with questioning them,
212
813169
2166
bunları sorgulamaya korkmak
13:36
and the desires that we cast aside to accept them?
213
816375
2452
ve bunları kabullenme adına bir kenara attığımız arzular.
13:40
There are many paths to happiness and fulfillment.
214
820841
2382
Mutluluk ve başarıya giden pek çok yol var
13:44
They all look very different,
215
824222
1971
ve hepsi birbirinden farklı görünüyor
13:46
but I believe that every one
216
826217
4723
ama ben bu yolların tamamının
13:50
is paved with the right to self-determination.
217
830964
2984
kendi kaderini tayin etme hakkıyla döşeli olduğuna inanıyorum.
13:57
I want women to know that your choice to embrace or forego motherhood
218
837951
6873
Kadınların şunu bilmesini istiyorum; anneliği kucaklamak da vazgeçmek de
14:06
is not in any way tied to your worthiness or identity
219
846546
3771
senin seçimin ve bunun senin değerin ve kişiliğinle hiçbir bağı yok,
14:10
as spouses, as adults, or as women ...
220
850341
4098
eş olarak, yetişkin olarak, kadın olarak..
14:15
and there absolutely is a choice behind maternity,
221
855820
4338
ve anneliğin arkasında kesinlikle bir seçim var
14:20
and it is yours
222
860182
1802
bu senin seçimin
14:22
and yours alone.
223
862008
1150
sadece senin seçimin.
14:23
Thank you.
224
863645
1151
Teşekkürler.
14:24
(Applause)
225
864820
7000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7