Stanley McChrystal: The military case for sharing knowledge

Stanley McChrystal: Bilgi paylaşımı için askeri bakış

107,479 views

2014-05-07 ・ TED


New videos

Stanley McChrystal: The military case for sharing knowledge

Stanley McChrystal: Bilgi paylaşımı için askeri bakış

107,479 views ・ 2014-05-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşegül Şenyiğit Gözden geçirme: Ridvan Akdemir
00:12
When I was a young officer, they told me
0
12656
1970
Genç bir subayken bana
00:14
to follow my instincts,
1
14626
2268
içgüdülerimi izlemem,
00:16
to go with my gut,
2
16894
2256
kendi yolumda ilerlemem
00:19
and what I've learned
3
19150
2010
ve öğrendiğim şeylerin
00:21
is that often our instincts are wrong.
4
21160
4384
genellikle içgüdülerimle ters düşeceğini söylediler.
00:25
In the summer of 2010,
5
25544
3176
2010 yazında
00:28
there was a massive leak of classified documents
6
28720
3339
Pentagon'dan çok büyük gizli bilgi
00:32
that came out of the Pentagon.
7
32059
2973
dökümanları sızdırıldı.
00:35
It shocked the world,
8
35032
1816
Bu dünyayı şoke etti,
00:36
it shook up the American government,
9
36848
1575
Amerika hükümetini derinden sarstı
00:38
and it made people ask a lot of questions,
10
38423
2153
ve bu insanların birçok soru sormasına neden oldu
00:40
because the sheer amount of information
11
40576
2681
çünkü büsbütün dışarıya sızan bilginin sayısının
00:43
that was let out, and the potential impacts,
12
43257
3575
potansiyel etkisi
00:46
were significant.
13
46832
2576
dikkate değer ölçüdeydi.
00:49
And one of the first questions we asked ourselves
14
49408
4022
Kendimize sorduğumuz ilk soru,
00:53
was why would a young soldier have access
15
53430
2718
genç bir askerin neden bu kadar bilgiye
00:56
to that much information?
16
56148
2932
ulaşabiliyor olduğuydu.
00:59
Why would we let sensitive things
17
59080
2526
Neden hassas şeylerin görece genç insanların
01:01
be with a relatively young person?
18
61606
4158
elinde olmasına izin veriyoruz?
01:05
In the summer of 2003, I was assigned to command
19
65764
3122
2003 yazında bir özel harekat kuvveti
01:08
a special operations task force,
20
68886
2504
görevini yönetmek için atandım
01:11
and that task force was spread across the Mideast
21
71390
2140
ve bu görev, Ortadoğu boyunca yayılan
01:13
to fight al Qaeda.
22
73530
1588
El Kaide ile savaşmaktı.
01:15
Our main effort was inside Iraq,
23
75118
2997
Asıl çabamız Irak'ta oldu
01:18
and our specified mission
24
78115
1967
ve bize belirtilen görev
01:20
was to defeat al Qaeda in Iraq.
25
80082
1854
Irak'ta El Kaide'ye kaybetti.
01:21
For almost five years I stayed there,
26
81936
3104
Yaklaşık 5 yıl orada kaldım
01:25
and we focused on fighting a war
27
85040
1810
ve biz bir savaşa odaklandık,
01:26
that was unconventional and it was difficult
28
86850
5046
o alışılmadık, zorlu
01:31
and it was bloody
29
91896
1840
kanlı
01:33
and it often claimed its highest price
30
93736
3094
ve bedelini en fazla masum insanların
01:36
among innocent people.
31
96830
3074
ödediği bir savaş.
01:39
We did everything we could
32
99904
2505
El Kaide'yi durdurabilmek için
01:42
to stop al Qaeda
33
102409
1909
elimizden gelen her şeyi yaptık
01:44
and the foreign fighters that came in as suicide bombers
34
104318
3285
ve yabancı savaşçılar intihar bombacıları gibi gelerek
01:47
and as accelerants to the violence.
35
107603
5115
şiddeti körüklediler.
01:52
We honed our combat skills,
36
112718
2022
Savaş yeteneklerimizi geliştirdik,
01:54
we developed new equipment,
37
114740
2836
yeni ekipmanlar geliştirdik,
01:57
we parachuted, we helicoptered,
38
117576
2454
paraşütle atladık, helikopterle taşındık
02:00
we took small boats, we drove, and we walked
39
120030
2458
küçük botlar aldık, araç sürdük ve bu örgütün
02:02
to objectives night after night to stop
40
122488
3010
önümüze koyduğu ölümleri durdurmak için
02:05
the killing that this network was putting forward.
41
125498
5352
geceler boyu görevlere yürüdük.
02:10
We bled,
42
130850
2540
Kanımızı akıttık,
02:13
we died,
43
133390
1489
öldük
02:14
and we killed to stop that organization
44
134879
4851
ve çoğunlukla Iraklı insanlara
02:19
from the violence that they were putting
45
139730
1743
şiddet koyarak zorbalık uygulayan
02:21
largely against the Iraqi people.
46
141473
4229
bu örgütü durdurmak için öldürdük.
02:25
Now, we did what we knew,
47
145702
2578
Biz bildiğimiz şeyi yaptık,
02:28
how we had grown up, and one of the things that we knew,
48
148280
2914
büyütülme şeklimiz ve bildiğimiz şeylerden biri
02:31
that was in our DNA, was secrecy.
49
151194
3126
DNA'mızdaydı, gizlilikteydi.
02:34
It was security. It was protecting information.
50
154320
1917
Güvenlikti. Bilgilerin korunmasıydı.
02:36
It was the idea that information was the lifeblood
51
156237
2813
Düşünce, bilginin cansuyu olduğu
02:39
and it was what would protect and keep people safe.
52
159050
3640
ve insanları güvende tutacak ve koruyacak şey olduğuydu.
02:42
And we had a sense that,
53
162690
1895
Bunu hissetmiştik,
02:44
as we operated within our organizations,
54
164585
2011
teşkilatımızda operasyonları yürütürken
02:46
it was important to keep information
55
166596
1918
bilgiyi teşkilatın siloları
02:48
in the silos within the organizations,
56
168514
2311
boyunca korumak önemliydi,
02:50
particularly only give information
57
170825
2914
özellikle bilgi, sadece bilmiş olması
02:53
to people had a demonstrated need to know.
58
173739
4192
gereken kişilere verilmişti.
02:57
But the question often came, who needed to know?
59
177931
4639
Ama sıkça şu soru kafama takıldı, kimin bilmesi gerekti?
03:02
Who needed, who had to have the information
60
182570
3363
Kimin ihtiyacı var, kim bu bilgilere sahip olmalı ki
03:05
so that they could do the important parts of the job that you needed?
61
185933
3071
işinizin bir parçası olan önemli işleri yapabilsin?
03:09
And in a tightly coupled world,
62
189004
2052
Her şeyin iç içe girdiği bu dünyada
03:11
that's very hard to predict.
63
191056
2798
bunu öngörmek güç.
03:13
It's very hard to know who needs to have information
64
193854
2944
Kimin bilgiye ihtiyacı olduğunu ve kimin olmadığını
03:16
and who doesn't.
65
196798
1507
bilmek çok zor.
03:18
I used to deal with intelligence agencies,
66
198305
1979
Eskiden istihbarat teşkilatındaydım
03:20
and I'd complain that they weren't sharing enough intelligence,
67
200284
2167
ve yeterince bilgi paylaşmamalarından şikayet ettim
03:22
and with a straight face, they'd look at me and they'd say,
68
202451
2390
ve bana ifadesiz biçimde bakıp dediler ki
03:24
"What aren't you getting?" (Laughter)
69
204841
2147
"Hangi bilgiyi alamıyorsun?" (Gülüşmeler)
03:26
I said, "If I knew that, we wouldn't have a problem."
70
206988
5482
Dedim ki, "Eğer bilseydim, şu an bir sorunumuz olmazdı."
03:32
But what we found is we had to change.
71
212470
1602
Fakat neyi değiştirmemiz gerektiğini bulmuştuk.
03:34
We had to change our culture about information.
72
214072
2177
Bilgi hakkındaki kültürümüzü değiştirmeliydik.
03:36
We had to knock down walls. We had to share.
73
216249
2117
Duvarları yıkmalıydık. Paylaşmalıydık.
03:38
We had to change from who needs to know
74
218366
3068
Kimin bilmesi gerektiğinden
03:41
to the fact that who doesn't know,
75
221434
2123
kimin bilmemesi gerçeğini değiştirmeliydik
03:43
and we need to tell, and tell them as quickly as we can.
76
223557
3234
ve onlara söylemeliydik ayrıca bunu olabildiğince çabuk söylemeliydik.
03:46
It was a significant culture shift for an organization
77
226791
3126
Bu DNA'sında gizlilik olan bir organizasyon için
03:49
that had secrecy in its DNA.
78
229917
5324
önemli bir kültür değişimiydi.
03:55
We started by doing things, by building,
79
235241
2276
İşe binalarla başladık,
03:57
not working in offices,
80
237517
1705
ofislerde çalışmadık,
03:59
knocking down walls, working in things we called
81
239222
1665
duvarları yıkarak haber alma odaları
04:00
situation awareness rooms,
82
240887
2458
dediğimiz yerlerde çalıştık
04:03
and in the summer of 2007,
83
243345
2476
ve 2007'nin yazında
04:05
something happened which demonstrated this.
84
245821
1623
bunu ispat eden bir şey oldu.
04:07
We captured the personnel records
85
247444
2192
Yabancı savaşçıları Irak'a
04:09
for the people who were bringing foreign fighters
86
249636
2200
getiren kişinin kişisel verilerini
04:11
into Iraq.
87
251836
2155
ele geçirdik.
04:13
And when we got the personnel records, typically,
88
253991
1848
Bu tip kişisel verileri elde ettiğimizde
04:15
we would have hidden these,
89
255839
1314
bunu gizlerdik,
04:17
shared them with a few intelligence agencies,
90
257153
2338
sadece birkaç istihbarat teşkilatı ile paylaşırdık
04:19
and then try to operate with them.
91
259491
1796
ve onlarla çalışmayı denerdik.
04:21
But as I was talking to my intelligence officer,
92
261287
2038
Ama istihbarat memurum ile konuşurken
04:23
I said, "What do we do?"
93
263325
850
"Ne yapıyoruz?" dedim
04:24
And he said, "Well, you found them." Our command.
94
264175
3026
ve o da "Onları siz buldunuz." dedi. Bizim emrimiz.
04:27
"You can just declassify them."
95
267201
2364
"Gizliliklerini kaldırabilirsiniz."
04:29
And I said, "Well, can we declassify them?
96
269565
1648
Ben de dedim ki, "Gizliliklerini kaldırabilir miyiz?"
04:31
What if the enemy finds out?"
97
271213
1010
Ya düşman anlarsa?
04:32
And he says, "They're their personnel records."
98
272223
2612
Ve o da dedi ki, "Bunlar onların kişisel verileri."
04:34
(Laughter)
99
274835
1400
(Gülüşmeler)
04:36
So we did,
100
276235
1082
Yaptık da
04:37
and a lot of people got upset about that,
101
277317
2034
ve birçok insan bu konuya kızdı
04:39
but as we passed that information around,
102
279351
2484
ama bilgileri etrafa dağıtınca
04:41
suddenly you find that information is only of value
103
281835
2890
birdenbire farkettiğiniz şey: bilgiyi ancak
04:44
if you give it to people who have the ability
104
284725
1856
onu kullanabilecek yeteneğe sahip insanlara
04:46
to do something with it.
105
286581
2138
verdiğinizde bir değeri olduğudur.
04:48
The fact that I know something has zero value
106
288719
2126
Benim bildiğim bir gerçek sıfır değere sahip olabilir
04:50
if I'm not the person who can actually
107
290845
1488
eğer onunla gerçekten
04:52
make something better because of it.
108
292333
1874
iyi bir şeyler yapabilecek kişi ben değilsem.
04:54
So as a consequence, what we did was
109
294207
1876
Yani sonuç olarak, yaptığımız şey
04:56
we changed the idea of information,
110
296083
3110
bilgi fikrini,
04:59
instead of knowledge is power,
111
299193
2284
"bilgi güçtür" yerine
05:01
to one where sharing is power.
112
301477
2946
"paylaşmak güçtür" ile değiştirmekti.
05:04
It was the fundamental shift,
113
304423
1972
Bu ne yeni taktikler,
05:06
not new tactics, not new weapons,
114
306395
2338
ne yeni silahlar, ne de yeni başka birşeydi,
05:08
not new anything else.
115
308733
1304
bu temelden bir değişiklikti.
05:10
It was the idea that we were now part of a team
116
310037
2778
Bu, bilginin birbirimize engel olduğu değil,
05:12
in which information became the essential link
117
312815
2348
bizi birbirimize bağladığı bir takımın
05:15
between us, not a block between us.
118
315163
4498
şimdi bir parçası olduğumuz fikriydi.
05:19
And I want everybody to take a deep breath
119
319661
2582
Herkesin derin bir nefes almasını istiyorum
05:22
and let it out,
120
322243
2122
ve bırakın,
05:24
because in your life, there's going to be information
121
324365
1934
çünkü dışarı çıktığınızda
05:26
that leaks out you're not going to like.
122
326299
2332
hoşlanmayacağınız bilgi sızıntıları olacaktır.
05:28
Somebody's going to get my college grades out,
123
328631
2246
Bazıları benim üniversite notlarımı ortaya çıkarabilir
05:30
a that's going to be a disaster. (Laughter)
124
330877
4027
ki bu bir felaket olacaktır. (Gülüşmeler)
05:34
But it's going to be okay, and I will tell you that
125
334904
3369
Ama bu sorun olmayacak ve size şunu söylemeliyim ki
05:38
I am more scared of the bureaucrat
126
338273
3220
çekmece gözünde veya kasasında
05:41
that holds information in a desk drawer
127
341493
2452
bilgi saklayan bürokratlara göre
05:43
or in a safe than I am of someone who leaks,
128
343945
2796
bilgi sızdıranlardan daha çok korkarım,
05:46
because ultimately, we'll be better off if we share.
129
346741
2936
çünkü nihayetinde bilgiyi paylaşırsak daha iyi olacağız.
05:49
Thank you.
130
349677
1760
Teşekkürler.
05:51
(Applause)
131
351437
4402
(Alkış)
05:57
Helen Walters: So I don't know if you were here this morning,
132
357761
1576
Helen Walters: Bu sabah burada mıydınız bilmiyorum,
05:59
if you were able to catch Rick Ledgett,
133
359337
2300
Edward Snowden'ın önceki haftaki konuşmasına
06:01
the deputy director of the NSA
134
361637
1832
cevap veren, NSA'nın müdür yardımcısı
06:03
who was responding to Edward Snowden's talk earlier this week.
135
363469
3664
Rick Ledgett'i yakalayabildiniz mi bilmiyorum.
06:07
I just wonder, do you think the American government
136
367133
2312
Sadece şunu merak ediyorum, sizce Amerikan hükümeti
06:09
should give Edward Snowden amnesty?
137
369445
2688
Edward Snowden'a genel af uygulamalı mı?
06:12
Stanley McChrystal: I think that Rick said something very important.
138
372133
2448
Stanley McChrystal: Bence Rick çok önemli bir şey söyledi.
06:14
We, most people, don't know all the facts.
139
374581
2620
Biz, çoğu insanlar tüm gerçekleri bilmiyor.
06:17
I think there are two parts of this.
140
377201
1352
Bence bunun iki tarafı var.
06:18
Edward Snowden shined a light on an important need
141
378553
3740
Edward Snowden insanların anlaması gereken çok önemli
06:22
that people had to understand.
142
382293
1490
bir kısmı aydınlattı.
06:23
He also took a lot of documents that he didn't have
143
383783
2982
Aynı zamanda ne kadar önemli olduğunun farkında olmadığı
06:26
the knowledge to know the importance of,
144
386765
2592
birçok dokümanı da yanında götürdü,
06:29
so I think we need to learn the facts about this case
145
389357
2433
bu yüzden Edward Snowden hakkında hemen
06:31
before we make snap judgments
146
391790
1547
bir yargılama yapmadan bu olay hakkındaki
06:33
about Edward Snowden.
147
393337
2148
gerçekleri öğrenmemiz lazım.
06:35
HW: Thank you so much. Thank you.
148
395485
2184
HW: Çok teşekkürler. Teşekkkürler
06:37
(Applause)
149
397669
1918
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7