How childhood trauma affects health across a lifetime | Nadine Burke Harris | TED

6,798,284 views ・ 2015-02-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gülsüm Öztürk Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:12
In the mid-'90s,
0
12653
1612
90'lı yılların ortalarında,
00:14
the CDC and Kaiser Permanente
1
14265
2607
CDC ve Kaiser Permanente,
00:16
discovered an exposure that dramatically increased the risk
2
16872
4120
ABD'de önde gelen 10 ölüm nedeninin 7'sinde
00:20
for seven out of 10 of the leading causes of death in the United States.
3
20992
5421
çarpıcı bir artışa yol açan bir faktör keşfettiler.
00:26
In high doses, it affects brain development,
4
26953
3391
Yüksek dozlarda maruz kalındığında, beyin gelişimini,
00:30
the immune system, hormonal systems,
5
30344
3667
bağışıklık sistemini, hormonal sistemleri
ve hatta DNA'mızın okunma ve kaydedilme şeklini etkiliyor.
00:34
and even the way our DNA is read and transcribed.
6
34011
4673
00:38
Folks who are exposed in very high doses
7
38684
3521
Çok yüksek dozda maruz kalanlarda,
00:42
have triple the lifetime risk of heart disease and lung cancer
8
42205
4087
yaşam boyu kalp hastalığı ve akciğer kanseri riskini üç katına çıkarırken
00:46
and a 20-year difference in life expectancy.
9
46292
4659
yaşam beklentisinde 20 yıl azalmaya yol açıyor.
00:51
And yet, doctors today are not trained in routine screening or treatment.
10
51911
5682
Lakin, günümüz doktorları rutin tarama veya tedavi konusunda eğitilmemişlerdir.
00:58
Now, the exposure I'm talking about is not a pesticide or a packaging chemical.
11
58203
5355
Burada bir böcek ilacı ya da ambalaj kimyasalından bahsetmiyorum.
01:03
It's childhood trauma.
12
63558
2430
Bahsettiğim şey çocukluk travması.
01:06
Okay. What kind of trauma am I talking about here?
13
66968
2718
Pekâlâ, burada ne tür bir travmadan bahsediyorum?
01:09
I'm not talking about failing a test or losing a basketball game.
14
69686
4309
Sınavda başarısız olmaktan veya basketbol maçını kaybetmekten bahsetmiyorum.
01:13
I am talking about threats that are so severe or pervasive
15
73995
4741
Kelimenin tam anlamıyla derimizin altına nüfuz eden ve fizyolojimizi değiştiren,
01:18
that they literally get under our skin and change our physiology:
16
78736
4597
çok şiddetli ve yaygın bir tehditten söz ediyorum:
01:23
things like abuse or neglect,
17
83333
2392
İstismar veya ihmal edilme gibi şeylerden
01:25
or growing up with a parent who struggles with mental illness
18
85725
3770
veya akıl hastalığı veya madde bağımlılığının
01:29
or substance dependence.
19
89495
1982
pençesindeki ebeveynlerden.
01:31
Now, for a long time,
20
91887
1557
Şimdi, uzun süredir,
01:33
I viewed these things in the way I was trained to view them,
21
93444
2997
bu tür şeyleri incelemek için eğitildiğim şekilde inceledim,
01:36
either as a social problem -- refer to social services --
22
96441
4092
ya bir sosyal sorun olarak - sosyal hizmetlere göndererek-
01:40
or as a mental health problem -- refer to mental health services.
23
100533
4583
ya da zihinsel bir sağlık sorunu olarak -akıl sağlığı servislerine göndererek.
Ve sonra tüm yaklaşımımı tekrar düşündürecek bir şey oldu.
01:46
And then something happened to make me rethink my entire approach.
24
106088
5688
01:51
When I finished my residency,
25
111776
1872
İhtisas dönemimi tamamladığımda,
01:53
I wanted to go someplace where I felt really needed,
26
113648
3724
gerçekten ihtiyaç duyulduğumu hissettiğim bir yere gitmek istedim,
01:57
someplace where I could make a difference.
27
117372
3158
farklılık yapabileceğim bir yere.
02:00
So I came to work for California Pacific Medical Center,
28
120530
3116
Bu yüzden, çalışmak için California Pacific Tıp Merkezi'ne geldim,
02:03
one of the best private hospitals in Northern California,
29
123646
3826
ki burası Kuzey Kaliforniya'daki en iyi özel hastanelerden biri
02:07
and together, we opened a clinic in Bayview-Hunters Point,
30
127472
4528
ve onlarla birlikte, San Francisco'nun en fakir ve en az hizmet alan bölgesi olan
Bayview-Hunters Point'te bir klinik açtık.
02:12
one of the poorest, most underserved neighborhoods in San Francisco.
31
132000
3733
02:16
Now, prior to that point,
32
136263
1855
Şimdi, o noktadan önce,
tüm Bayview'de 10 binden fazla çocuğa
02:18
there had been only one pediatrician in all of Bayview
33
138118
2862
02:20
to serve more than 10,000 children,
34
140980
3443
hizmet eden sadece bir çocuk doktoru vardı,
02:24
so we hung a shingle, and we were able to provide top-quality care
35
144423
4649
bu yüzden bir tabela astık ve ödeme gücüne bakmaksızın
yüksek kalite bakım hizmeti verebildik.
02:29
regardless of ability to pay.
36
149072
1985
02:31
It was so cool. We targeted the typical health disparities:
37
151057
4162
Bu harikaydı. Sağlık konusundaki tipik eşitsizlikleri hedefledik:
02:35
access to care, immunization rates, asthma hospitalization rates,
38
155219
4807
bakıma erişim, aşı oranları, astımın hastanede tedavi oranları gibi
ve tüm hedeflerimize ulaştık.
02:40
and we hit all of our numbers.
39
160026
2157
02:42
We felt very proud of ourselves.
40
162183
2613
Kendimizle gurur duyduk.
02:45
But then I started noticing a disturbing trend.
41
165446
3181
Ama sonra, tedirgin edici bir eğilimi fark etmeye başladım.
02:48
A lot of kids were being referred to me for ADHD,
42
168627
3890
Buradaki birçok çocuk bana DEHB ya da Dikkat Eksikliği
02:52
or Attention Deficit Hyperactivity Disorder,
43
172517
2997
Hiperaktivite Bozukluğu hastası olarak gönderiliyordu,
02:55
but when I actually did a thorough history and physical,
44
175514
4882
ancak geçmişlerine bakıp muayene ettiğimde,
03:00
what I found was that for most of my patients,
45
180396
3199
hastalarımın çoğuna
03:03
I couldn't make a diagnosis of ADHD.
46
183595
3039
DEHB teşhisi koyamadım.
03:07
Most of the kids I was seeing had experienced such severe trauma
47
187264
5570
Çalıştığım çocukların çoğu oldukça şiddetli travmalara maruz kalmışlardı
03:12
that it felt like something else was going on.
48
192834
3390
ve bu durumun altında başka şeyler olabileceğini hissediyordum.
03:16
Somehow I was missing something important.
49
196224
3982
Nasıl olduysa önemli bir noktayı kaçırıyordum.
03:21
Now, before I did my residency, I did a master's degree in public health,
50
201516
3801
İhtisasımı bitirmeden önce halk sağlığı üzerine master yapmıştım.
03:25
and one of the things that they teach you in public health school
51
205317
3093
Halk sağlığı okulunda size öğrettikleri şeylerden biri,
03:28
is that if you're a doctor
52
208410
1885
bir doktorsanız
03:30
and you see 100 kids that all drink from the same well,
53
210295
3784
ve 100 çocuğun 100'ününde aynı çeşmeden içtiğini görüyorsanız
ve bunlardan 98'i ishalse,
03:34
and 98 of them develop diarrhea,
54
214079
3398
03:37
you can go ahead and write that prescription
55
217477
2286
işe koyulup art arda antibiyotik dozları içeren
03:39
for dose after dose after dose of antibiotics,
56
219763
4329
reçeteleri yazabilirsiniz
ya da kolayca ''Bu su kaynağının içinde ne var?'' diyebilirsiniz.
03:44
or you can walk over and say, "What the hell is in this well?"
57
224092
5823
03:49
So I began reading everything that I could get my hands on
58
229915
3793
Ben de, olumsuz durumların çocukların beyin gelişimi
03:53
about how exposure to adversity
59
233708
2554
ve vücut gelişimini nasıl etkilediğine dair
03:56
affects the developing brains and bodies of children.
60
236262
3479
elime ne geçerse okudum.
03:59
And then one day, my colleague walked into my office,
61
239741
3905
Bir gün iş arkadaşım ofisime geldi
04:03
and he said, "Dr. Burke, have you seen this?"
62
243646
4414
ve ''Dr. Burke, bunu gördünüz mü?'' diye sordu.
04:08
In his hand was a copy of a research study
63
248900
4002
Elinde "Olumsuz Çocukluk Deneyimleri" adlı
04:12
called the Adverse Childhood Experiences Study.
64
252902
3217
çalışmanın bir kopyası vardı.
04:16
That day changed my clinical practice and ultimately my career.
65
256569
7123
O gün, benim hem klinik uygulamalarımı hem de tüm kariyerimi değiştirdi.
"Olumsuz Çocukluk Deneyimleri" çalışması,
04:24
The Adverse Childhood Experiences Study
66
264465
2108
04:26
is something that everybody needs to know about.
67
266573
3232
herkesin bilmesi gereken bir çalışma.
04:29
It was done by Dr. Vince Felitti at Kaiser and Dr. Bob Anda at the CDC,
68
269805
5331
Çalışma, Kaiser'deki Dr. Vince Felitti ve CDC'deki Dr. Bob Anda tarafından yapıldı
ve hep birlikte 17.500 yetişkine, "olumsuz çocukluk deneyimleri"
04:35
and together, they asked 17,500 adults about their history of exposure
69
275136
8198
04:43
to what they called "adverse childhood experiences," or ACEs.
70
283334
4717
veya ACE dedikleri şeye maruz kalma öykülerini sordular.
04:48
Those include physical, emotional, or sexual abuse;
71
288911
3927
Bunların içinde şunlar var: Fiziksel, duygusal ve cinsel istismar,
04:52
physical or emotional neglect;
72
292838
3926
fiziksel ya da duygusal ihmal,
ebeveynsel akıl hastalığı, madde bağımlılığı, hapsedilme,
04:56
parental mental illness, substance dependence, incarceration;
73
296764
3094
04:59
parental separation or divorce;
74
299858
2779
ebeveyn ayrılığı veya boşanması
05:02
or domestic violence.
75
302637
2535
ya da aile içi şiddet.
Verdiğiniz her bir evet cevabı için, ACE puanında bir puan elde edersiniz.
05:05
For every yes, you would get a point on your ACE score.
76
305172
4436
05:09
And then what they did
77
309608
1508
Ve sonra yaptıkları şey,
bu ACE puanlarını sağlık sonuçları ile ilişkilendirmek.
05:11
was they correlated these ACE scores against health outcomes.
78
311116
5250
05:16
What they found was striking.
79
316836
2837
Buldukları şey, çarpıcıydı.
05:19
Two things:
80
319673
1295
İki şey:
05:20
Number one, ACEs are incredibly common.
81
320968
4262
Birincisi, ACE'lerin akıl almaz derecede yaygın olması.
05:25
Sixty-seven percent of the population had at least one ACE,
82
325230
6804
Nüfusun yüzde 67'sinde en az bir ACE var
ve yüzde 12,6'sı, yani sekizde biri, dört veya daha fazlasında ACE var.
05:32
and 12.6 percent, one in eight, had four or more ACEs.
83
332034
5839
05:38
The second thing that they found
84
338692
2279
Bulduklari ikinci şey,
05:40
was that there was a dose-response relationship
85
340971
3462
ACE'ler ve sağlık sonuçları arasında
05:44
between ACEs and health outcomes:
86
344433
4600
bir doz-davranış ilişkisi olmasıydı:
ACE puanınız ne kadar yüksekse, sağlık sonuçlarınız o kadar kötüdür.
05:49
the higher your ACE score, the worse your health outcomes.
87
349033
3919
05:52
For a person with an ACE score of four or more,
88
352952
3251
ACE puanı dört veya daha fazla olan kişinin
05:56
their relative risk of chronic obstructive pulmonary disease
89
356203
3692
kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile ilgili
05:59
was two and a half times that of someone with an ACE score of zero.
90
359895
4551
ACE puanı sıfır olandan iki buçuk kat daha fazla göreceli riski var.
Hepatit için, iki buçuk katı daha fazla,
06:05
For hepatitis, it was also two and a half times.
91
365096
3274
06:08
For depression, it was four and a half times.
92
368370
3320
depresyon için ise, dört buçuk katı daha fazla risk var.
06:11
For suicidality, it was 12 times.
93
371690
3433
İntihar eğilimi için, bu risk 12 kat daha fazla.
06:15
A person with an ACE score of seven or more
94
375123
3165
ACE puanı yedi veya daha fazla olan bir kişinin ise,
06:18
had triple the lifetime risk of lung cancer
95
378288
4570
hayat boyu üç kat daha fazla akciğer kanseri riski varken,
06:22
and three and a half times the risk of ischemic heart disease,
96
382858
3971
iskemik kalp hastalığında da üç buçuk kat daha fazla riski var,
06:26
the number one killer in the United States of America.
97
386829
3145
ki bu, ABD'de bir numaralı öldürücü hastalık demek.
Tabii, bu bir anlam ifade ediyor.
06:31
Well, of course this makes sense.
98
391124
2763
06:33
Some people looked at this data and they said, "Come on.
99
393887
4667
Bazı insanlar bu veriye bakıp dediler ki: "Hadi ama,
06:38
You have a rough childhood, you're more likely to drink and smoke
100
398554
4822
zor bir çocukluk geçiriyorsun, muhtemelen daha fazla içki ve sigara içiyorsun
06:43
and do all these things that are going to ruin your health.
101
403376
2815
ve sağlığını bozacak tüm bu şeyleri yapıyorsun.
06:46
This isn't science. This is just bad behavior."
102
406191
3795
Bu bilim değil. Sadece kötü davranış."
06:50
It turns out this is exactly where the science comes in.
103
410486
5239
İşte tam burada bilim devreye giriyor.
06:55
We now understand better than we ever have before
104
415725
4654
Şimdi, ilk sıkıntıların, çocuklarımızın gelişen beyinlerini
07:00
how exposure to early adversity
105
420379
3252
ve bedenlerini nasıl etkilediğini
07:03
affects the developing brains and bodies of children.
106
423631
3088
eskisinden çok daha iyi anlıyoruz.
07:06
It affects areas like the nucleus accumbens,
107
426719
2786
Akkumbens çekirdeğini,
07:09
the pleasure and reward center of the brain
108
429505
2531
beynin zevk ve ödül merkezini etkiliyor,
ki bu alan, madde bağımlılığını da içeriyor.
07:12
that is implicated in substance dependence.
109
432036
2646
07:14
It inhibits the prefrontal cortex,
110
434682
2722
Dürtü kontrolü ve yürütme fonksiyonu için gerekli olan
07:17
which is necessary for impulse control and executive function,
111
437404
4057
prefrontal korteksi engelliyor,
07:21
a critical area for learning.
112
441461
2067
ki bu alan, öğrenme için kritik bir alandır.
07:23
And on MRI scans,
113
443528
1688
MR taramalarında,
07:25
we see measurable differences in the amygdala,
114
445216
3988
beynin korku merkezi olan amigdaladaki
07:29
the brain's fear response center.
115
449204
2642
ölçülebilen farklılıkları görüyoruz.
07:32
So there are real neurologic reasons
116
452246
3520
Bu yüzden yüksek dozda sıkıntıya maruz kalan insanların
07:35
why folks exposed to high doses of adversity
117
455766
3530
neden yüksek riskli davranışlarda bulunduğuyla ilgili
07:39
are more likely to engage in high-risk behavior,
118
459296
3297
gerçek nörolojik sebepler var
07:42
and that's important to know.
119
462593
1904
ve bunları bilmek önemli.
07:44
But it turns out that even if you don't engage in any high-risk behavior,
120
464497
5619
Ancak, eğer herhangi bir yüksek riskli davranışlarla iç içe değilseniz bile,
yine de kalp hastalığı veya kanser olma ihtimaliniz var.
07:50
you're still more likely to develop heart disease or cancer.
121
470116
5141
Bunun sebebinin, beynin ve bedenin stres yanıt sistemi olan
07:56
The reason for this has to do with the hypothalamic–pituitary–adrenal axis,
122
476101
5925
hipotalamus-hipofiz-adrenal aks ile ilgisi olmalı
08:02
the brain's and body's stress response system
123
482027
3669
08:05
that governs our fight-or-flight response.
124
485696
3780
ki bu sistem 'savaş-ya da-kaç' tepkimizi yönetiyor.
08:09
How does it work?
125
489476
1955
Peki bu nasıl çalışıyor?
08:11
Well, imagine you're walking in the forest and you see a bear.
126
491431
3738
Bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin ve bir ayı görüyorsunuz.
Acilen, hipotalamus'unuz hipofiz bezinize sinyal gönderir,
08:15
Immediately, your hypothalamus sends a signal to your pituitary,
127
495169
4157
08:19
which sends a signal to your adrenal gland that says,
128
499326
2601
o da böbreküstü bezinize sinyal göndererek şöyle der:
08:21
"Release stress hormones! Adrenaline! Cortisol!"
129
501927
3551
"Stres hormonlarını sal! Adrenalin! Kortizol!"
08:25
And so your heart starts to pound,
130
505478
2621
ve kalbiniz çarpmaya başlar,
göz bebekleriniz büyür, hava yollarınız açılır
08:28
Your pupils dilate, your airways open up,
131
508099
2134
08:30
and you are ready to either fight that bear or run from the bear.
132
510234
6248
ve artık ya ayı ile savaşmaya ya da ayıdan kaçmaya hazırsınız.
08:36
And that is wonderful
133
516482
2316
Bu harika,
08:38
if you're in a forest and there's a bear.
134
518798
3491
eğer bir ormandaysanız ve bir ayı varsa.
08:42
(Laughter)
135
522289
2554
(Gülüşmeler)
08:44
But the problem is what happens when the bear comes home every night,
136
524843
5413
Ancak problem, ayı her gece eve gelirse
08:50
and this system is activated over and over and over again,
137
530256
5648
ve bu sistem tekrar tekrar etkinleştiğinde ne olacağı
08:55
and it goes from being adaptive, or life-saving,
138
535904
4504
ve bu, uyumsal ya da hayat kurtarıcı olmaktan,
09:00
to maladaptive, or health-damaging.
139
540408
4125
uyumsuz olmaya veya sağlığa zarar verici olmaya kadar gider.
Çocuklar, bu tekrarlanan stres aktivasyonuna karşı özellikle hassastır,
09:04
Children are especially sensitive to this repeated stress activation,
140
544533
5503
çünkü beyinleri ve bedenleri henüz gelişiyor.
09:10
because their brains and bodies are just developing.
141
550036
3234
Yüksek dozda sıkıntı onların sadece beyin yapılarını ve fonksiyonlarını etkilemez,
09:14
High doses of adversity not only affect brain structure and function,
142
554000
6075
gelişen bağışıklık sistemlerini,
09:20
they affect the developing immune system,
143
560075
3226
09:23
developing hormonal systems,
144
563301
2843
gelişen hormonal sistemlerini
ve hatta DNA'mızın okunma ve kopyalanma şeklini de etkiler.
09:26
and even the way our DNA is read and transcribed.
145
566144
4689
Bu nedenle, bana göre, bu bilgi, bana öğretilenleri bir kenara attı,
09:32
So for me, this information threw my old training out the window,
146
572413
4458
09:36
because when we understand the mechanism of a disease,
147
576871
3947
çünkü bir hastalığın mekanizmasını anladığımızda,
09:40
when we know not only which pathways are disrupted, but how,
148
580818
4737
sadece hangi yolların bozulduğunu değil, nasıl bozulduğunu bildiğimiz takdirde,
09:45
then as doctors, it is our job to use this science
149
585555
4661
o zaman doktorlar olarak, bu bilimi,
önlem ve tedavi için kullanmak bizim işimiz.
09:50
for prevention and treatment.
150
590216
2629
09:52
That's what we do.
151
592845
1693
Yaptığımız şey bu.
09:54
So in San Francisco, we created the Center for Youth Wellness
152
594728
4063
Bu yüzden, San Francisco'da Genç Sağlığı Merkezi oluşturduk,
09:58
to prevent, screen and heal the impacts of ACEs and toxic stress.
153
598791
5433
ACE'lerin ve toksik stresin etkilerini önlemek, taramak ve iyileştirmek için.
10:04
We started simply with routine screening of every one of our kids
154
604224
4583
Çocuklarımızın her birinin düzenli muayenelerinde,
basitçe bir rutin tarama ile başladık,
10:08
at their regular physical,
155
608807
1527
10:10
because I know that if my patient has an ACE score of 4,
156
610334
4704
çünkü eğer hastamın 4 ACE puanı varsa,
iki buçuk kat daha fazla hepatit ya da COPD geliştirme riski olduğunu,
10:15
she's two and a half times as likely to develop hepatitis or COPD,
157
615038
4557
10:19
she's four and half times as likely to become depressed,
158
619595
2902
dört buçuk kez daha fazla depresyona girme riski olduğunu
10:22
and she's 12 times as likely to attempt to take her own life
159
622497
4063
ve sıfır ACE'li hastamdan 12 kez daha fazla
10:26
as my patient with zero ACEs.
160
626560
2300
kendi hayatına son verme riski olduğunu biliyorum.
10:28
I know that when she's in my exam room.
161
628860
2659
Ben bunu hastam odamdayken biliyorum.
Taraması pozitif çıkan hastalarımız için,
10:32
For our patients who do screen positive,
162
632249
2764
en iyi uygulamaları kullanarak sıkıntı dozunu azaltmak ve semptomları
10:35
we have a multidisciplinary treatment team that works to reduce the dose of adversity
163
635013
5222
tedavi etmek için çalışan multidisipliner bir tedavi takımımız var.
10:40
and treat symptoms using best practices, including home visits, care coordination,
164
640235
5883
Bununla birlikte ev ziyaretleri, bakım koordinasyonu, zihin sağlığı bakımı,
10:46
mental health care, nutrition,
165
646118
3914
beslenme, holistik müdahele ve evet, gerektiğinde ilaç tedavisi de var.
10:50
holistic interventions, and yes, medication when necessary.
166
650032
4715
10:54
But we also educate parents about the impacts of ACEs and toxic stress
167
654747
4689
Ayrıca ebeveynleri, ACE'lerin ve toksik stresin etkileri hakkında eğitiyoruz,
10:59
the same way you would for covering electrical outlets, or lead poisoning,
168
659436
5510
sizin elektrik prizlerini kapatmak veya kurşun zehirlenmesini önlediğiniz şekilde
11:04
and we tailor the care of our asthmatics and our diabetics
169
664946
3940
ve astımlı ve diyabetli hastalarımızın bakımını uygun hâle getiriyoruz.
11:08
in a way that recognizes that they may need more aggressive treatment,
170
668886
4458
Hormonal ve bağışıklık sistemlerindeki değişiklikler dikkate alındığında,
11:13
given the changes to their hormonal and immune systems.
171
673344
4427
daha girişken bir tedaviye ihtiyaç duyma ihtimallerini onaylayıcı bir şekilde.
11:17
So the other thing that happens when you understand this science
172
677771
4092
Bu, bilimi anladığınızda olan diğer şey,
11:21
is that you want to shout it from the rooftops,
173
681863
2998
çatı tepelerinden bağırmak isteyecek olmanız,
11:24
because this isn't just an issue for kids in Bayview.
174
684861
4330
çünkü bu sadece Bayview'deki çocukların meselesi değil.
11:29
I figured the minute that everybody else heard about this,
175
689191
3634
Herkesin bunu duyduğu anı hayal ettim,
11:32
it would be routine screening, multi-disciplinary treatment teams,
176
692825
3483
rutin tarama, multidisipliner tedavi takımları olurdu
11:36
and it would be a race to the most effective clinical treatment protocols.
177
696308
4797
ve en etkili klinik tedavi protokollerine bir yarış olurdu.
Evet. Bu olmadı.
11:41
Yeah. That did not happen.
178
701105
4120
Benim için çok büyük bir öğrenme idi.
11:45
And that was a huge learning for me.
179
705225
2855
En iyi klinik uygulaması olarak düşündüğüm şeyin
11:48
What I had thought of as simply best clinical practice
180
708080
4807
şimdi bir eylem olduğunu anlıyorum.
11:52
I now understand to be a movement.
181
712887
3558
Amerikan Pediatri Akademisi'nin eski başkanı,
11:57
In the words of Dr. Robert Block,
182
717125
2350
11:59
the former President of the American Academy of Pediatrics,
183
719475
3701
Dr. Robert Block'un dediği gibi:
"Olumsuz çocukluk deneyimleri
12:03
"Adverse childhood experiences
184
723176
2952
bugün ulusumuzun karşı karşıya kaldığı en büyük değinilmemiş
12:06
are the single greatest unaddressed public health threat
185
726128
5010
toplum sağlığı tehdidir."
12:11
facing our nation today."
186
731138
2249
12:13
And for a lot of people, that's a terrifying prospect.
187
733387
4646
Pek çok insan için, bu korkunç bir beklenti.
Sorunun kapsam ve ölçeği o kadar geniş ki
12:18
The scope and scale of the problem seems so large that it feels overwhelming
188
738033
5805
nasıl yaklaşabileceğimizi düşünmek bunaltıcı.
12:23
to think about how we might approach it.
189
743838
2624
Ancak bana göre, burası aslında ümidin olduğu yer,
12:26
But for me, that's actually where the hopes lies,
190
746462
4407
12:30
because when we have the right framework,
191
750869
2664
çünkü doğru çerçeveye sahip olduğumuzda,
12:33
when we recognize this to be a public health crisis,
192
753533
5257
bunun bir toplum sağlığı krizi olduğunu tanımladığımızda,
12:38
then we can begin to use the right tool kit to come up with solutions.
193
758790
5004
o zaman çözüme götürecek doğru alet takımını kullanmaya başlayacağız.
12:43
From tobacco to lead poisoning to HIV/AIDS,
194
763794
3728
Tütünden, kurşun zehirlenmesine ve HIV/AIDS'e kadar,
12:47
the United States actually has quite a strong track record
195
767522
5013
ABD aslında, toplum sağlığı problemlerine değinen
12:52
with addressing public health problems,
196
772535
2904
güçlü bir geçmiş performans kaydına sahip,
12:55
but replicating those successes with ACEs and toxic stress
197
775439
5503
ama bu başarıları ACE'lerle ve toksik stres ile yenilemek
13:00
is going to take determination and commitment,
198
780942
4597
azim ve bağlılık gerektirecek
13:05
and when I look at what our nation's response has been so far,
199
785539
3972
ve ulusumuzun şimdiye kadarki yanıtına baktığımda,
13:09
I wonder,
200
789511
1844
merak ediyorum,
13:11
why haven't we taken this more seriously?
201
791355
3799
bunu neden daha fazla ciddiye almadık?
Biliyorsunuz, başlangıçta meseleyi dışladığımızı düşünmüştüm,
13:15
You know, at first I thought that we marginalized the issue
202
795154
3822
13:18
because it doesn't apply to us.
203
798976
1924
çünkü bize uymuyordu.
13:20
That's an issue for those kids in those neighborhoods.
204
800900
3298
Bu, o mahallelerdeki çocukların meselesi.
13:24
Which is weird, because the data doesn't bear that out.
205
804198
4189
Bu garip, çünkü veriler bunu doğrulamıyor.
Orijinal ACE çalışması, yüzde 70'i
13:28
The original ACEs study was done in a population
206
808387
4133
13:32
that was 70 percent Caucasian,
207
812520
2787
beyaz olan bir topluluk için yapıldı,
13:35
70 percent college-educated.
208
815307
3158
yüzde 70 üniversite eğitimli kesim.
Ancak sonra, insanlarla konuştukça,
13:38
But then, the more I talked to folks,
209
818465
3482
13:41
I'm beginning to think that maybe I had it completely backwards.
210
821947
4507
belki de tamamen geriye doğru yaptığımı düşünmeye başlıyorum.
13:47
If I were to ask how many people in this room
211
827334
5944
Bu odada kaç kişinin mental hastalığa sahip bir aile ferdiyle
13:53
grew up with a family member who suffered from mental illness,
212
833278
3679
büyüdüğünü sorsaydım,
13:57
I bet a few hands would go up.
213
837587
2466
birkaç el kalkardı.
Ve sonra kaç kişinin çok fazla içen ya da kızını dövmeyen dizini döver
14:00
And then if I were to ask how many folks had a parent who maybe drank too much,
214
840053
5701
14:05
or who really believed that if you spare the rod, you spoil the child,
215
845754
4513
lafına inanan bir ebeveyne sahip olduğunu sorsaydım,
eminim birkaç el daha kalkardı.
14:11
I bet a few more hands would go up.
216
851077
3118
14:14
Even in this room, this is an issue that touches many of us,
217
854195
5081
Bu odada bile, pek çoğumuza dokunan bir mesele var
14:19
and I am beginning to believe that we marginalize the issue
218
859276
3389
ve ben bu meseleyi dışladığımıza inanmaya başlıyorum,
14:22
because it does apply to us.
219
862665
2596
çünkü bizi ilgilendirmiyor.
14:25
Maybe it's easier to see in other zip codes
220
865261
2860
Başka posta kodlarında görmek daha kolay,
çünkü bakmak istemiyoruz.
14:28
because we don't want to look at it.
221
868121
2903
Hasta olmayı tercih ederiz.
14:31
We'd rather be sick.
222
871024
2078
Neyse ki, bilimsel ilerlemeler ve açıkçası, ekonomik gerçekler
14:34
Fortunately, scientific advances and, frankly, economic realities
223
874112
6328
14:40
make that option less viable every day.
224
880440
4044
bu seçeneği her gün daha az uygulanabilir kılıyor.
14:45
The science is clear:
225
885524
1587
Bilim nettir:
14:47
Early adversity dramatically affects health across a lifetime.
226
887991
4949
İlk sıkıntılar sağlığı hayat süresince dramatik olarak etkiler.
14:53
Today, we are beginning to understand how to interrupt the progression
227
893870
4762
Bugün, biz erken olumsuzluklardan, hastalığa ve erken ölüme giden ilerlemeyi
14:58
from early adversity to disease and early death,
228
898632
4301
nasıl durduracağımızı anlamaya başlıyoruz
15:02
and 30 years from now,
229
902933
2525
ve bundan 30 yıl sonra,
15:05
the child who has a high ACE score
230
905458
2508
yüksek ACE puanı olan
15:07
and whose behavioral symptoms go unrecognized,
231
907966
3105
ve davranışsal semptomları belirlenmemiş,
astım yönetimi bağlantılanmamış,
15:11
whose asthma management is not connected,
232
911071
2700
15:13
and who goes on to develop high blood pressure
233
913771
3204
yüksek tansiyona müsait
15:16
and early heart disease or cancer
234
916975
2844
ve erken kalp hastalığı ya da kanser olan bir çocuk
15:19
will be just as anomalous as a six-month mortality from HIV/AIDS.
235
919819
5144
HIV/AIDS'den altı aylık ölen kadar anormal olacak.
15:24
People will look at that situation and say, "What the heck happened there?"
236
924963
4485
İnsanlar bu duruma bakıp "Neler olmuş burada?" diyecek.
15:30
This is treatable.
237
930468
2287
Bu, tedavi edilebilir.
15:32
This is beatable.
238
932755
2772
Bu, alt edilebilir.
15:35
The single most important thing that we need today
239
935527
4163
Bugün ihtiyacımız olan tek şey,
15:39
is the courage to look this problem in the face
240
939690
3327
bu sorunla yüzleşip
bu gerçek ve bu biziz deme cesareti.
15:43
and say, this is real and this is all of us.
241
943017
5072
Hareketin biz olduğuna inanıyorum.
15:48
I believe that we are the movement.
242
948089
4737
15:52
Thank you.
243
952826
1378
Teşekkür ederim.
15:54
(Applause)
244
954204
3463
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7