Chris Burkard: The joy of surfing in ice-cold water

450,558 views ・ 2015-05-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Semih Şimşek Gözden geçirme: Eren Gokce
00:13
So if I told you that this was the face of pure joy,
0
13461
5716
Size, bu yüz ifadesinin, tamamen mutluluktan olduğunu söyleseydim,
00:19
would you call me crazy?
1
19177
2791
bana deli der miydiniz?
00:22
I wouldn't blame you,
2
22678
1240
Sizi suçlayamazdım ki,
00:23
because every time I look at this Arctic selfie, I shiver just a little bit.
3
23918
4254
çünkü her ne zaman bu Kuzey Kutbu'ndaki özçekime baksam, birazcık ürperiyorum.
00:28
I want to tell you a little bit about this photograph.
4
28920
2999
Bu fotoğraf hakkında size birkaç şey söylemek istiyorum.
00:31
I was swimming around in the Lofoten Islands in Norway,
5
31919
3566
Norveç'te, Lofoten Adaları civarında,
00:35
just inside the Arctic Circle,
6
35485
1705
tam da Kuzey Kutup Dairesi'nde yüzüyordum
00:37
and the water was hovering right at freezing.
7
37190
3158
ve su donma noktasındaydı.
00:40
The air? A brisk -10 with windchill,
8
40348
3831
Peki hava? Hissedilen sıcaklık rahatlıkla -10'du.
00:44
and I could literally feel the blood trying to leave my hands,
9
44179
3436
Kanımın gerçekten ellerimden, ayaklarımdan ve yüzümden çekilmeye
00:47
feet and face, and rush to protect my vital organs.
10
47615
4760
ve hayati organlarımı korumak için hücum etmeye çalıştığını hissediyordum.
00:52
It was the coldest I've ever been.
11
52375
1774
Şimdiye kadar yaşadığım en soğuk andı.
00:55
But even with swollen lips, sunken eyes, and cheeks flushed red,
12
55069
4852
Fakat bu şişmiş dudaklar, çökmüş gözler ve kızarmış yanaklarla bile,
00:59
I have found that this place right here is somewhere I can find great joy.
13
59921
5946
ben, işte tam burada, inanılmaz bir keyif alıyordum.
01:06
Now, when it comes to pain, psychologist Brock Bastian
14
66562
3065
Konu acıya gelince, psikolog Brock Bastian,
01:09
probably said it best when he wrote,
15
69627
2345
ne güzel söylemiştir:
01:11
"Pain is a kind of shortcut to mindfulness.
16
71972
2577
"Acı, farkındalığa giden bir nevi kısa yoldur.
01:14
It makes us suddenly aware of everything in the environment.
17
74549
3669
Bir anda, çevremizdeki her şeyin farkında olmamızı sağlar.
01:18
It brutally draws us in
18
78218
1974
Bizi, zorla dünyadaki sanal duyusal farkındalığın içine çeker,
01:20
to a virtual sensory awareness of the world much like meditation."
19
80192
4526
tıpkı bir meditasyon gibi."
01:25
If shivering is a form of meditation, then I would consider myself a monk.
20
85047
3490
Titremek meditasyonun başka bir formu olsa, kendimi bir keşiş sayardım.
01:28
(Laughter)
21
88537
850
(Gülüşmeler)
01:29
Now, before we get into the why
22
89387
2879
Bir kimsenin dondurucu soğukta sörf yapmak istemesinin
01:32
would anyone ever want to surf in freezing cold water?
23
92266
3715
nedenine gelmeden önce,
01:35
I would love to give you a little perspective
24
95981
2577
sizlere yaşantımda bir günümün nasıl geçtiği ile ilgili küçük
01:38
on what a day in my life can look like.
25
98558
2604
bir perspektif sunmayı isterim.
01:41
(Music)
26
101832
5967
(Müzik)
02:28
(Video) Man: I mean, I know we were hoping for good waves,
27
148017
3527
(Video) Adam: İyi dalgaları görmeyi bekliyorduk da,
02:31
but I don't think anybody thought that was going to happen.
28
151544
2880
kimsenin bunun olacağını düşündüğünü sanmıyorum.
02:34
I can't stop shaking.
29
154424
1671
Titremeden duramıyorum.
02:36
I am so cold.
30
156095
1824
Çok üşüyorum.
(Müzik)
02:40
(Music)
31
160344
3088
02:43
(Applause)
32
163432
2753
(Alkışlar)
Chris Burkard: Sörf fotoğrafçısı, cidden?
02:48
Chris Burkard: So, surf photographer, right?
33
168135
3669
02:51
I don't even know if it's a real job title, to be honest.
34
171804
2904
Açıkçası, bunun gerçek bir iş ünvanı olup olmadığını bile bilmiyorum.
02:54
My parents definitely didn't think so
35
174708
2136
19 yaşındayken, hayalimdeki kariyerin peşinden gitmek için
02:56
when I told them at 19 I was quitting my job to pursue this dream career:
36
176844
4874
işimi bırakacağımı söylediğimde, ailem de kesinlikle öyle olduğunu düşünmemişti:
03:01
blue skies, warm tropical beaches, and a tan that lasts all year long.
37
181718
4576
Mavi gökyüzü, sıcak tropikal sahiller, bütün yıl geçmek bilmeyen güneş yanığı.
03:06
I mean, to me, this was it. Life could not get any better.
38
186294
3831
Yani, benim için anlamı buydu. Hayat daha güzel olamazdı.
03:10
Sweating it out, shooting surfers in these exotic tourist destinations.
39
190125
4644
Buna çabalamak, sörfçüleri egzotik yerlerde sörf yaparken çekmek.
03:14
But there was just this one problem.
40
194769
1741
Fakat, ortada bir problem vardı.
03:16
You see, the more time I spent traveling to these exotic locations,
41
196510
3599
Egzotik yerlerde vakit geçirdikçe, bu beni daha az
03:20
the less gratifying it seemed to be.
42
200109
2425
tatmin eder oldu.
03:23
I set out seeking adventure, and what I was finding was only routine.
43
203104
3805
Ben macera için yola çıktım, ama sonunda karşılaştığım şey sadece rutindi.
03:27
It was things like wi-fi, TV, fine dining, and a constant cellular connection
44
207679
4760
Wi-Fi, TV, güzel bir akşam yemeği ve sürekli mobil telefon bağlantısı gibi,
03:32
that to me were all the trappings of places heavily touristed
45
212439
2972
deniz içi ve dışında yoğun turizm bölgelerinin nimetleri,
03:35
in and out of the water,
46
215411
2298
beni kısıtlayan şeylerdi ve kapana kısılmış gibi hissetmem
03:37
and it didn't take long for me to start feeling suffocated.
47
217709
3667
çok uzun zaman almadı.
03:43
I began craving wild, open spaces,
48
223106
4117
Daha doğal, açık alanlarda olmayı arzular oldum.
03:47
and so I set out to find the places others had written off
49
227223
3442
İnsanların, "çok soğuk" "çok uzak" ve "sörf yapmak için çok tehlikeli" diye gözardı ettikleri
03:50
as too cold, too remote, and too dangerous to surf,
50
230665
3878
03:54
and that challenge intrigued me.
51
234543
2810
yerleri aramaya koyuldum ve bu meydan okuma beni heyecanlandırdı.
03:57
I began this sort of personal crusade against the mundane,
52
237353
4132
Bir nevi rutine karşı olan kişisel mücadelemi başlattım;
04:01
because if there's one thing I've realized,
53
241485
2624
çünkü eğer fark ettiğim bir şey varsa,
04:04
it's that any career,
54
244109
1852
o da hangi kariyer olursa olsun,
04:05
even one as seemingly glamorous as surf photography,
55
245961
3761
çok çekici görünen sörf fotoğrafçılığının bile
04:09
has the danger of becoming monotonous.
56
249722
2426
monotonlaşma tehlikesi var.
04:12
So in my search to break up this monotony, I realized something:
57
252648
3054
Bu monotonlaşmadan uzaklaşmak için başlattığım
arayışımda, bir şey fark ettim:
04:15
There's only about a third of the Earth's oceans that are warm,
58
255702
2954
Dünya'daki okyanusların sadece üçte biri sıcak ve o da ekvatorun etrafında ince bir çizgide.
04:18
and it's really just that thin band around the equator.
59
258656
2931
04:21
So if I was going to find perfect waves,
60
261587
2508
Yani, eğer mükemmel dalgaları aramaya çıkacaksam,
04:24
it was probably going to happen somewhere cold,
61
264095
2577
bu muhtemelen denizlerin fazlasıyla zor olduğu
04:26
where the seas are notoriously rough,
62
266672
1881
soğuk bir yer olacaktı.
04:28
and that's exactly where I began to look.
63
268553
2693
İşte buralar, tam da benim aradığım yerlerdi.
04:31
And it was my first trip to Iceland
64
271246
2531
İzlanda'ya yaptığım ilk seyahat,
04:33
that I felt like I found exactly what I was looking for.
65
273777
2719
tam olarak aradığımı bulmuş gibi hissettiğim seyahatti.
04:36
I was blown away by the natural beauty of the landscape,
66
276846
3177
Manzaranın doğal güzelliğiyle büyülenmiştim,
04:40
but most importantly, I couldn't believe we were finding perfect waves
67
280023
4196
fakat daha önemlisi dünyanın bu, gözden ırak ve haşin kısmında
04:44
in such a remote and rugged part of the world.
68
284219
3010
mükemmel dalgaları bulacağımıza inanamamıştım.
04:47
At one point, we got to the beach
69
287639
2276
Bir noktada, sahile gittiğimizde kıyı şeridinde kocaman
04:49
only to find massive chunks of ice had piled on the shoreline.
70
289915
3103
buz yığınlarının yığılı olduğunu gördük.
04:53
They created this barrier between us and the surf,
71
293018
2353
Bizimle sörf arasında bariyer oluşturmuşlardı,
04:55
and we had to weave through this thing like a maze
72
295371
2390
sadece suda yerimizi almak için bu labirent gibi şeylerin
04:57
just to get out into the lineup.
73
297761
1587
arasından geçmemiz gerekiyordu,
04:59
and once we got there,
74
299348
1125
o noktaya geldiğimizde,
05:00
we were pushing aside these ice chunks trying to get into waves.
75
300473
3038
dalgalara ulaşabilmek için buz kütlelerini kenara itiyorduk.
05:03
It was an incredible experience, one I'll never forget,
76
303511
3957
Hiçbir zaman unutamayacağım inanılmaz bir deneyimdi;
05:07
because amidst those harsh conditions,
77
307468
2786
çünkü o ağır koşullar ortasında,
son kalan ıssız yerlerden birine rastladığımı düşündüm,
05:10
I felt like I stumbled onto one of the last quiet places,
78
310254
4722
05:14
somewhere that I found a clarity and a connection with the world
79
314976
3015
kalabalık bir kumsalda asla bulamayacağımı bildiğim,
05:17
I knew I would never find on a crowded beach.
80
317991
2922
dünyayla bir bağlantı ve bir vuzuh bulduğum yerler.
Buraya bağlanmıştım, bağlanmıştım. (Gülüşmeler)
05:22
I was hooked. I was hooked. (Laughter)
81
322073
3158
05:25
Cold water was constantly on my mind,
82
325231
2856
Soğuk su her zaman aklımdaydı,
05:28
and from that point on,
83
328087
1312
o noktadan sonra
05:29
my career focused on these types of harsh and unforgiving environments,
84
329399
3330
kariyerim bu tür haşin, aman vermeyen doğa şartlarına odaklandı.
05:32
and it took me to places like Russia, Norway, Alaska, Iceland, Chile,
85
332729
3876
Beni Rusya, Norveç, Alaska, İzlanda, Şili
05:36
the Faroe Islands, and a lot of places in between.
86
336605
2929
Faroe Adaları gibi yerlere götürdü.
05:39
And one of my favorite things about these places
87
339534
3018
Bu yerlerle ilgili en sevdiğim şeylerden biri de,
05:42
was simply the challenge and the creativity it took just to get there:
88
342552
3901
sadece oraya gitmek için gereken meydan okuma ve yaratıcılıktı.
05:46
hours, days, weeks spent on Google Earth
89
346453
2206
Gidebileceğimiz bir kumsalın, kayalığın herhangi bir uzak noktasını
05:48
trying to pinpoint any remote stretch of beach or reef we could actually get to.
90
348659
4169
tam olarak belirlemeye çalışarak Google Earth'de saatler, günler, haftalar harcandı.
05:53
And once we got there, the vehicles were just as creative:
91
353418
3430
Oraya vardığımızda, araçlarımız da bir o kadar yaratıcıydı,
05:56
snowmobiles, six-wheel Soviet troop carriers,
92
356848
2909
kar arabaları, altı tekerli Sovyet asker taşıma araçları
05:59
and a couple of super-sketchy helicopter flights.
93
359757
3297
ve birkaç tane de, külüstür helikopter yolculuğu.
06:03
(Laughter)
94
363054
2206
(Gülüşmeler)
06:05
Helicopters really scare me, by the way.
95
365260
2660
Bu arada, helikopter korkusu var bende.
06:08
There was this one particularly bumpy boat ride
96
368510
2532
Bilhassa Vancouver Adası kıyılarındaki o ücra sörf yerine
06:11
up the coast of Vancouver Island to this kind of remote surf spot,
97
371042
3116
doğru giderken oldukça sarsıntılı bir tekne gezintisi olmuştu.
06:14
where we ended up watching helplessly from the water
98
374158
2619
Orada ayılar kamp yerimizi mahvederken,
06:16
as bears ravaged our camp site.
99
376777
2391
suda çaresizce izlemek zorunda kalmıştık.
06:19
They walked off with our food and bits of our tent,
100
379168
3020
Çadırlarımızdan bir ısırık alıp, yemeklerimizle çekip gittiler.
06:22
clearly letting us know that we were at the bottom of the food chain
101
382188
3212
Besin zincirinin en altında olduğumuzu ve buranın bizim değil,
06:25
and that this was their spot, not ours.
102
385400
2127
onların mekânı olduğunu açık şekilde bize söylediler.
06:27
But to me, that trip
103
387527
1927
Yine de bana göre bu gezinti,
06:29
was a testament to the wildness I traded for those touristy beaches.
104
389454
4592
turistik kumsallara karşılık olarak yabanla yaptığım bir anlaşmaydı.
06:36
Now, it wasn't until I traveled to Norway -- (Laughter) --
105
396066
4054
Norveç'e seyahat edinceye kadar -- (Gülüşmeler) --
06:40
that I really learned to appreciate the cold.
106
400123
3081
soğuğu gerçekten takdir etmeyi bilmiyordum.
06:44
So this is the place
107
404294
1912
Burası da,
06:46
where some of the largest, the most violent storms in the world
108
406206
3367
dünyanın en büyük, en şiddetli fırtınalarının
06:49
send huge waves smashing into the coastline.
109
409573
3054
kıyı şeridini döven devasa dalgaları gönderdiği bir yerdi.
06:52
We were in this tiny, remote fjord, just inside the Arctic Circle.
110
412627
3978
Biz bu küçük, uzak fiyortun içindeydik, Kuzey Kutup Dairesi'nin tam içinde.
06:56
It had a greater population of sheep than people,
111
416605
2546
İnsanlardan çok koyunların olduğunu bir yerdi.
06:59
so help if we needed it was nowhere to be found.
112
419151
3050
Yani, olur da yardıma ihtiyacımız olursa, bulamayacağımız bir yerdi.
07:02
I was in the water taking pictures of surfers,
113
422936
2215
Sudaydım, sörfçülerin fotoğraflarını çekiyordum
07:05
and it started to snow.
114
425151
2130
ve kar yağmaya başladı.
07:08
And then the temperature began to drop.
115
428241
3626
Ardından sıcaklık düşmeye başladı
07:12
And I told myself, there's not a chance you're getting out of the water.
116
432458
3385
ve kendime şöyle söyledim; kesinlikle sudan çıkmıyorsun.
07:15
You traveled all this way, and this is exactly what you've been waiting for:
117
435843
3594
Bu kadar yolu, bunun hayalini kurarak geldin;
07:19
freezing cold conditions with perfect waves.
118
439437
2082
dondurucu soğukta, mükemmel dalgalar.
07:21
And although I couldn't even feel my finger to push the trigger,
119
441519
3018
Deklanşöre basabilecek kadar bile parmaklarımı hissetmiyor olsam da,
07:24
I knew I wasn't getting out.
120
444537
1512
sudan çıkmayacağımı biliyordum.
07:26
So I just did whatever I could. I shook it off, whatever.
121
446049
2793
Bu yüzden yapabildiğimi yaptım, silkeledim, her neyse.
07:28
But that was the point that I felt
122
448842
1683
Ama o noktada,
07:30
this wind gush through the valley and hit me,
123
450525
2119
rüzgârın vadiden eserek gelip bana vurduğunu hissettim,
07:32
and what started as this light snowfall quickly became a full-on blizzard,
124
452644
5412
hafif kar yağışı aniden ciddi bir tipiye dönüştü
07:38
and I started to lose perception of where I was.
125
458058
4168
ve olduğum yerin algısını kaybetmeye başladım.
07:42
I didn't know if I was drifting out to sea or towards shore,
126
462932
3160
Denize mi, yoksa kıyıya doğru mu sürüklendiğimi bilmiyordum.
07:46
and all I could really make out was the faint sound of seagulls
127
466095
3952
Yalnızca hafiften martıların ve kıyıya çarpan dalgaların
07:50
and crashing waves.
128
470047
2123
sesini seçebiliyordum.
07:52
Now, I knew this place had a reputation for sinking ships and grounding planes,
129
472810
4836
Burasının batan gemileri ve düşen uçaklarıyla ünlü olduğunu biliyordum,
dalgalarla orada sürüklenirken, birazcık endişelenmeye başladım.
07:57
and while I was out there floating, I started to get a little bit nervous.
130
477646
4391
08:02
Actually, I was totally freaking out --
131
482609
2368
Aslında, tamamen korku içindeydim --
08:04
(Laughter) -- and I was borderline hypothermic,
132
484977
3437
(Gülüşmeler) -- hipotermi sınırındaydım
08:08
and my friends eventually had to help me out of the water.
133
488414
3181
ve arkadaşlarım sonunda beni sudan çıkarmak zorunda kaldılar.
08:11
And I don't know if it was delirium setting in or what,
134
491595
3157
O sırada hezeyanda mıydım bilmiyorum,
08:14
but they told me later
135
494752
2160
ama bana sonradan söylediklerine göre,
08:16
I had a smile on my face the entire time.
136
496912
4179
bütün o zaman boyunca yüzümde bir gülümseme varmış.
08:22
Now, it was this trip
137
502415
2113
Bu yolculukla
08:24
and probably that exact experience where I really began to feel
138
504528
3784
ve muhtemelen bu deneyimle birlikte gerçekten her fotoğrafın eşsiz
08:28
like every photograph was precious,
139
508312
3960
olduğunu anlamaya başladım.
08:32
because all of a sudden in that moment, it was something I was forced to earn.
140
512272
4030
Çünkü ansızın o anda, kazanmak için zorlandığım bir şey şeydi o.
08:37
And I realized, all this shivering had actually taught me something:
141
517352
4905
Fark ettim ki, bütün o titremeler, aslında bana bir şey öğretmişti:
08:42
In life, there are no shortcuts to joy.
142
522257
4013
Hayatta, mutluluğa giden kısa yol yok.
08:47
Anything that is worth pursuing is going to require us to suffer
143
527120
3773
Peşinde koşmaya değer bir şey için, sıkıntı çekmemiz icap eder,
08:50
just a little bit,
144
530893
1962
birazcık da olsa.
08:52
and that tiny bit of suffering that I did for my photography,
145
532855
3692
Fotoğrafçılığım için göze aldığım bu küçük sıkıntılar,
08:56
it added a value to my work that was so much more meaningful to me
146
536547
3297
işime ayrı bir değer kattı, ki bu benim için dergilerin sayfalarını
08:59
than just trying to fill the pages of magazines.
147
539844
2336
doldurmaya çalışmaktan çok daha anlamlıydı.
09:03
See, I gave a piece of myself in these places,
148
543900
6308
Bu yerlerde kendimden bir parça verdim
09:10
and what I walked away with
149
550208
2547
ve karşılığında,
09:12
was a sense of fulfillment I had always been searching for.
150
552755
4291
her zaman peşinde olduğum tatmin olma duygusuna eriştim.
09:18
So I look back at this photograph.
151
558326
2972
Bu yüzden bu fotoğrafa tekrar bakıyorum.
09:21
It's easy to see frozen fingers and cold wetsuits
152
561298
4720
Donmuş parmakları ve soğuk dalış kıyafetlerini, hatta oraya varmak
09:26
and even the struggle that it took just to get there,
153
566018
3064
için sarf edilen çabaları kolayca görüyorsunuz baktığınızda,
09:29
but most of all, what I see is just joy.
154
569082
4046
ama her şeyden önemlisi, benim gördüğüm şey, sadece mutluluk.
09:33
Thank you so much.
155
573935
2061
Çok teşekkür ederim.
09:35
(Applause)
156
575996
5387
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7