How to fix a broken education system ... without any more money | Seema Bansal

268,118 views ・ 2016-07-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
So we all have our own biases.
0
12759
2350
Hepimizin önyargıları vardır.
00:15
For example, some of us tend to think
1
15133
2651
Mesela bazılarımız düzgün işlemeyen devlet sistemlerini
00:17
that it's very difficult to transform failing government systems.
2
17808
3609
düzeltmenin çok zor olduğunu düşünmeye meyillidir.
00:21
When we think of government systems,
3
21871
1747
Devlet sistemleri dendiğinde,
00:23
we tend to think that they're archaic, set in their ways,
4
23642
3591
eski, kendi iç düzeni olan ve hatta yönetimin bir şeyleri
00:27
and perhaps, the leadership is just too bureaucratic
5
27257
2696
değiştirebilmek için fazla bürokratik olduğunu düşünürüz.
00:29
to be able to change things.
6
29977
1405
00:32
Well, today, I want to challenge that theory.
7
32097
3015
Bugün bu teoriyi sınamak istiyorum.
00:35
I want to tell you a story of a very large government system
8
35886
4069
Size yalnızca kendi içinde devrime uğramamış,
00:39
that has not only put itself on the path of reform
9
39979
3444
ayrıca üç yıldan kısa sürede muhteşem sonuçlar göstermiş
00:43
but has also shown fairly spectacular results
10
43447
3189
bir devlet sistemi hakkında bir hikâye
00:46
in less than three years.
11
46660
1335
anlatmak istiyorum.
00:48
This is what a classroom in a public school in India looks like.
12
48746
4280
Bu, Hindistan devlet okulundaki bir sınıf.
00:53
There are 1 million such schools in India.
13
53050
2352
Hindistan'da bunun gibi bir milyon okul var.
00:55
And even for me, who's lived in India all her life,
14
55878
3132
Ve tüm hayatını Hindistan'da geçirmiş benim gibi biri için bile
00:59
walking into one of these schools is fairly heartbreaking.
15
59034
3047
bu okulları ziyaret etmek oldukça üzücü.
01:03
By the time kids are 11,
16
63106
2069
Çocuklar 11 yaşına geldiğinde
01:05
50 percent of them have fallen so far behind in their education
17
65199
4032
onların %50'si eğitimde çok geri kalıyor
01:09
that they have no hope to recover.
18
69255
1740
ve iyileşme umutları yok.
01:11
11-year-olds cannot do simple addition,
19
71606
2798
11 yaşındakiler basit bir toplama işlemi yapamıyor,
01:14
they cannot construct a grammatically correct sentence.
20
74428
2882
dil bilgisi açısından düzgün bir cümle kuramıyorlar.
01:17
These are things that you and I would expect an 8-year-old
21
77779
3263
Bunlar sizin ve benim sekiz yaşındaki bir çocuktan yapmasını
01:21
to be able to do.
22
81066
1268
bekleyebileceğimiz şeyler.
01:22
By the time kids are 13 or 14,
23
82672
2797
Çocuklar 13, 14 yaşlarına geldiğinde
01:25
they tend to drop out of schools.
24
85493
1780
okulu bırakabiliyorlar.
01:28
In India, public schools not only offer free education --
25
88313
3274
Hindistan'da devlet okulları ücretsiz, eğitimin yanı sıra
01:31
they offer free textbooks, free workbooks, free meals,
26
91611
3413
ders kitapları, çalışma kitapları, yemek ve hatta bazen
01:35
sometimes even cash scholarships.
27
95048
2070
nakit burslar veriyor.
01:37
And yet, 40 percent of the parents today
28
97691
2985
Tüm bunlara rağmen bugün ebeveynlerin %40'ı
01:40
are choosing to pull their children out of public schools
29
100700
3180
çocuklarını devlet okullarından alıp
01:43
and pay out of their pockets to put them in private schools.
30
103904
3517
üzerine para vererek özel okula göndermeyi tercih ediyorlar.
01:47
As a comparison, in a far richer country, the US,
31
107445
3665
Karşılaştırırsak, çok daha zengin bir ülke olan ABD'de
01:51
that number is only 10 percent.
32
111134
1921
bu rakam sadece %10.
01:53
That's a huge statement on how broken the Indian public education system is.
33
113377
4953
Bu, Hindistan eğitim sisteminin ne hâlde olduğunu çok net gösteriyor.
01:59
So it was with that background that I got a call in the summer of 2013
34
119431
4476
Hâl böyle iken, 2013 yılı yazında Surina Rajan adında
02:03
from an absolutely brilliant lady called Surina Rajan.
35
123931
3823
pırlanta gibi bir bayandan bir telefon geldi.
02:07
She was, at that time, the head of the Department of School Education
36
127778
4117
O zaman Hindistan'ın Haryana eyaletinde
02:11
in a state called Haryana in India.
37
131919
2266
okul eğitimi bölümünün başındaydı.
02:14
So she said to us, "Look, I've been heading this department
38
134209
3071
Bize şöyle dedi: "Bakın, son iki yıldır bu bölümün başındayım.
02:17
for the last two years.
39
137304
1226
02:18
I've tried a number of things, and nothing seems to work.
40
138554
3431
Birkaç şey denedim ama hiçbir işe yaramadı.
02:22
Can you possibly help?"
41
142008
1462
Acaba yardım edebilir misiniz?"
02:24
Let me describe Haryana a little bit to you.
42
144852
2814
Size biraz Haryana'yı anlatayım.
02:27
Haryana is a state which has 30 million people.
43
147690
3359
Haryana 30 milyon nüfuslu bir eyalet.
02:31
It has 15,000 public schools
44
151721
3171
15 bin devlet okulu var
02:34
and 2 million plus children in those public schools.
45
154916
2835
ve bu okullarda iki milyonun üzerinde çocuk eğitim görüyor.
02:38
So basically, with that phone call,
46
158119
2444
Kısacası, bu telefon görüşmesinde
02:40
I promised to help a state and system
47
160587
2422
Peru veya Kanada kadar büyük olan bir eyalete ve sistemine
02:43
which was as large as that of Peru or Canada transform itself.
48
163033
4323
kendisini dönüştürmesi için yardım edeceğime söz verdim.
02:48
As I started this project, I was very painfully aware of two things.
49
168591
3577
Bu projeye başladığımda iki şeyin çok acı bir şekilde farkındaydım.
02:52
One, that I had never done anything like this before.
50
172192
3211
Birincisi, daha önce böyle bir şeyi hiç yapmadım.
02:55
And two, many others had, perhaps without too much success.
51
175427
4375
Ve ikincisi, başkaları yapmıştı, ama pek de başarılı olamadılar.
03:00
As my colleagues and I looked across the country
52
180247
2762
İş arkadaşlarım ve ben ülke ve dünya çapında
03:03
and across the world,
53
183033
1308
araştırmalar yaptık
03:04
we couldn't find another example
54
184365
1868
ama Haryana'da uygulayabileceğimiz bir örnek dahi bulamadık.
03:06
that we could just pick up and replicate in Haryana.
55
186257
2826
03:09
We knew that we had to craft our own journey.
56
189107
2500
Kendi yolumuzu çizmek zorunda olduğumuzu biliyorduk.
03:12
But anyway, we jumped right in and as we jumped in,
57
192692
3054
Ama her hâlükârda işe koyulduk ve başlar başlamaz
03:15
all sorts of ideas started flying at us.
58
195770
2739
ortaya türlü fikirler çıkmaya başladı.
03:18
People said, "Let's change the way we recruit teachers,
59
198533
3038
"Öğretmen alım şeklini değiştirelim,
03:21
let's hire new principals and train them
60
201595
2744
yeni müdürler alıp onları eğitelim
03:24
and send them on international learning tours,
61
204363
2218
ve onları uluslararası öğrenim turlarına gönderelim,
03:26
let's put technology inside classrooms."
62
206605
2499
sınıflarda teknolojiyi kullanalım."
03:29
By the end of week one, we had 50 ideas on the table,
63
209128
2606
İlk haftanın sonunda masada 50 tane fikir vardı,
03:31
all amazing, all sounded right.
64
211758
2228
hepsi harikaydı ve kulağa güzel geliyordu.
03:34
There was no way we were going to be able to implement 50 things.
65
214010
4703
Bu 50 şeyi uygulamamızın imkânı yoktu.
03:39
So I said, "Hang on, stop.
66
219103
1750
O yüzden: "Bekleyin, durun." dedim.
03:41
Let's first at least decide what is it we're trying to achieve."
67
221175
3249
"Öncelikle neyi başarmaya çalıştığımıza bir karar verelim."
03:44
So with a lot of push and pull and debate,
68
224448
2774
Epey bir itiş, kakış ve tartışmayla
03:47
Haryana set itself a goal which said: by 2020,
69
227246
3887
Haryana kendine şöyle bir hedef koydu: 2020 yılına kadar,
03:51
we want 80 percent of our children to be at grade-level knowledge.
70
231157
3987
çocuklarımızın %80'inin normal bilgi seviyesinde olmasını istiyoruz.
03:55
Now the specifics of the goal don't matter here,
71
235590
2883
Hedefin detaylarının burada bir önemi yok,
03:58
but what matters is how specific the goal is.
72
238497
2914
ama önemi olan şey hedefin kesin olması.
04:01
Because it really allowed us to take all those ideas
73
241786
2972
Çünkü bu, bize gönderilen fikirlerin hepsini almayı ve
04:04
which were being thrown at us
74
244782
1425
hangilerini gerçekleştireceğimizi belirlememizi sağladı.
04:06
and say which ones we were going to implement.
75
246231
2374
04:08
Does this idea support this goal? If yes, let's keep it.
76
248629
4319
Bu fikir bu hedefi destekliyor mu? Evetse, bunu alalım.
04:12
But if it doesn't or we're not sure, then let's put it aside.
77
252972
3280
Ama değilse veya emin değilsek, o zaman onu kenara koyalım.
04:16
As simple as it sounds, having a very specific goal right up front
78
256276
4624
Bu kadar kolay bir şekilde, önümüzde belirli bir hedefin olması
04:20
has really allowed us to be very sharp and focused
79
260924
3216
dönüşüm serüvenimizde
keskin ve odaklanmış olmamızı sağladı.
04:24
in our transformation journey.
80
264164
1628
04:25
And looking back over the last two and a half years,
81
265816
2618
Dönüp iki buçuk sene geriye baktığımızda
04:28
that has been a huge positive for us.
82
268458
1962
bu bizim için büyük bir artı oldu.
04:31
So we had the goal,
83
271488
1164
Hedefimiz belliydi
04:32
and now we needed to figure out what are the issues, what is broken.
84
272676
3406
ve şimdi meselenin ne olduğunu, sorunu bulmalıydık.
04:37
Before we went into schools, a lot of people told us
85
277001
2727
Okullara gitmeden önce, birçok insan bize
04:39
that education quality is poor
86
279752
2066
eğitim kalitesinin düşük olduğunu söyledi,
04:41
because either the teachers are lazy, they don't come into schools,
87
281842
3874
çünkü ya öğretmenler tembel, okula gelmiyorlar
04:45
or they're incapable, they actually don't know how to teach.
88
285740
3234
veya yetersizler, nasıl öğreteceklerini gerçekten bilmiyorlar.
04:49
Well, when we went inside schools, we found something completely different.
89
289427
4283
Ama okullara gittik ve tamamen farklı şeyler bulduk.
04:53
On most days, most teachers were actually inside schools.
90
293734
3583
Çoğu gün, çoğu öğretmen aslında okuldaydı.
04:57
And when you spoke with them,
91
297771
1579
Ve onlarla konuştuğunuzda,
04:59
you realized they were perfectly capable of teaching elementary classes.
92
299374
3811
öğretme konusunda son derece liyakatli oldukları fark ediliyordu.
05:03
But they were not teaching.
93
303952
1804
Ama öğretmiyorlardı.
05:06
I went to a school
94
306702
1399
Gittiğim bir okulda
05:08
where the teachers were getting the construction of a classroom
95
308125
3084
öğretmenler sınıfın ve tuvaletin inşaatını denetliyorlardı.
05:11
and a toilet supervised.
96
311233
2078
05:13
I went to another school
97
313645
1642
Gittiğim başka bir okulda,
05:15
where two of the teachers had gone to a nearby bank branch
98
315311
2891
iki öğretmen yakındaki bir banka şubesine
05:18
to deposit scholarship money into kids' accounts.
99
318226
2742
burs parasını çocukların hesabına yatırmaya gitmişti.
05:21
At lunchtime, most teachers were spending all of their time
100
321452
4291
Öğlen arasında, çoğu öğretmen zamanlarının tamamını
05:25
getting the midday meal cooking, supervised and served to the students.
101
325767
4101
pişirilen öğlen yemeğini ve çocuklara servisini kontrol ediyorlar.
05:30
So we asked the teachers,
102
330907
1204
Öğretmenlere sorduk,
05:32
"What's going on, why are you not teaching?"
103
332135
2748
"Neler oluyor, neden ders yapmıyorsunuz?"
05:35
And they said, "This is what's expected of us.
104
335196
2187
Cevapları şu oldu: "Bizden beklenen şey bu.
05:38
When a supervisor comes to visit us,
105
338500
2311
Bir müfettiş ziyarete geldiğinde
05:40
these are exactly the things that he checks.
106
340835
2389
kontrol ettikleri şeyler bunlar.
05:43
Has the toilet been made, has the meal been served.
107
343248
2680
Tuvalet yapılmış mı, yemek servis edilmiş mi?
05:45
When my principal goes to a meeting at headquarters,
108
345952
3110
Okul müdürüm merkeze toplantıya gittiğinde
05:49
these are exactly the things which are discussed."
109
349086
2387
konuşulan şeyler tam olarak bunlar."
05:52
You see, what had happened was, over the last two decades,
110
352481
4024
Gördüğünüz gibi son 20 yıldır Hindistan
05:56
India had been fighting the challenge of access, having enough schools,
111
356529
3830
erişim, yeterli sayıda okul,
okul kaydı, çocukları okula getirme gibi zorluklarla mücadele etti.
06:00
and enrollment, bringing children into the schools.
112
360383
2771
06:03
So the government launched a whole host of programs
113
363178
3430
Hükûmet bu sıkıntıları gidermek için
06:06
to address these challenges,
114
366632
1859
bir sürü program çıkardı
06:08
and the teachers became the implicit executors of these programs.
115
368515
4757
ve öğretmenler de bu programların gizli uygulayıcısı oldular.
06:13
Not explicitly, but implicitly.
116
373296
2148
Aşikâr değil, ama gizli.
06:16
And now, what was actually needed was not to actually train teachers further
117
376652
5016
Ve şimdi, asıl yapılması gereken öğretmenleri daha fazla eğitmek
06:21
or to monitor their attendance
118
381692
1899
veya katılımlarını kontrol etmek değil,
06:23
but to tell them that what is most important
119
383615
3871
onlara en önemli olan şeyin
06:27
is for them to go back inside classrooms and teach.
120
387510
2600
sınıfa dönmek ve öğretmek olduğunu söylemek.
06:30
They needed to be monitored and measured and awarded
121
390134
3854
İzlenmeleri, denetlenmeleri ve ödüllendirilmeleri gereken şey
06:34
on the quality of teaching
122
394012
1348
eğitim kaliteleri olmalı,
06:35
and not on all sorts of other things.
123
395384
1843
diğer konular değil.
06:38
So as we went through the education system,
124
398018
2460
Eğitim sistemini eşeledikçe,
06:40
as we delved into it deeper, we found a few such core root causes
125
400502
5260
derinlere indikçe, insanların sistem içindeki davranışlarını belirleyen,
06:45
which were determining, which were shaping how people behaved in the system.
126
405786
4132
şekillendiren birkaç temel sorun bulduk.
06:49
And we realized that unless we change those specific things,
127
409942
3683
Ve bu belirli şeyleri değiştirmezsek
06:53
we could do a number of other things.
128
413649
1953
birkaç şey yapabileceğimizi fark ettik.
06:55
We could train, we could put technology into schools,
129
415626
2843
Eğitebilir, sınıflara teknoloji koyabilirdik
06:58
but the system wouldn't change.
130
418493
1980
ama sistem değişmezdi.
07:00
And addressing these non-obvious core issues
131
420497
3057
Ve bu bariz olmayan temel meseleler
07:03
became a key part of the program.
132
423578
1809
programın püf noktası oldu.
07:06
So, we had the goal and we had the issues,
133
426678
2952
Yani, elimizde hedef ve sorunlar vardı
07:09
and now we needed to figure out what the solutions were.
134
429654
2749
ve şimdi çözümlerin ne olduğunu bulmamız gerekiyordu.
07:12
We obviously did not want to recreate the wheel,
135
432888
2438
Tabii ki tekerleği tekrar icat etmek istemiyorduk,
07:15
so we said, "Let's look around and see what we can find."
136
435350
2750
bu yüzden, "Etrafa bakıp bir şeyler bulamaya çalışalım." dedik.
07:18
And we found these beautiful, small pilot experiments
137
438490
4897
Ve ülke ve dünya çapında yapılan
07:23
all over the country and all over the world.
138
443411
2171
bu güzel, küçük pilot deneyleri bulduk.
07:26
Small things being done by NGOs, being done by foundations.
139
446146
3968
STK'lar ve vakıflar tarafından yapılan küçük şeyler.
07:30
But what was also interesting was that none of them actually scaled.
140
450138
3957
Ama ilginç olan bir şey de, bunların hiçbirinin ölçekli olmamasıydı.
07:34
All of them were limited to 50, 100 or 500 schools.
141
454119
3538
Hepsi 50, 100 veya 500 okulla sınırlandırılmıştı.
07:37
And here, we were looking for a solution for 15,000 schools.
142
457681
3040
Ve biz burada, 15 bin okul için bir çözüm arıyorduk.
07:41
So we looked into why,
143
461180
1704
Nedenlerini araştırmaya başladık.
07:42
if these things actually work, why don't they actually scale?
144
462908
3115
Eğer bu şeyler işe yarıyorsa neden ölçeklenmesin?
07:46
What happens is that when a typical NGO comes in,
145
466572
3235
Tipik STK'lar devreye girdiğinde
07:49
they not only bring in their expertise
146
469831
2413
sadece uzmanlıklarını değil,
07:52
but they also bring in additional resources.
147
472268
2515
ayrıca ek kaynaklarını da getirirler.
07:54
So they might bring in money,
148
474807
1757
Yani para getirebilirler,
07:56
they might bring in people,
149
476588
1321
insan getirebilirler,
07:57
they might bring in technology.
150
477933
1694
teknoloji getirebilirler.
07:59
And in the 50 or 100 schools that they actually operate in,
151
479651
4389
Ve çalışma yaptıkları 50 veya 100 okulda
08:04
those additional resources actually create a difference.
152
484064
2860
bu ek kaynaklar aslında bir fark yaratabilir.
08:07
But now imagine that the head of this NGO
153
487476
2532
Fakat düşünün ki, bu STK'nin başkanı
Okul Eğitimi bölümünün başkanına gider
08:10
goes to the head of the School Education Department
154
490032
2755
08:12
and says, "Hey, now let's do this for 15,000 schools."
155
492811
3265
ve der ki: "Hey, hadi bunu 15 bin okul için yapalım."
08:16
Where is that guy or girl going to find the money
156
496100
3453
Peki bunu 15 bin okula yaymak için
08:19
to actually scale this up to 15,000 schools?
157
499577
2704
gereken parayı bulacak olan adam veya kadın nerede?
08:22
He doesn't have the additional money,
158
502305
1762
Gerekli paraya sahip değil,
08:24
he doesn't have the resources.
159
504091
1597
gerekli kaynaklara sahip değil.
08:25
And hence, innovations don't scale.
160
505712
2351
Dolayısıyla yenilikler yayılamıyor.
08:28
So right at the beginning of the project, what we said was,
161
508938
3403
Projenin en başında şunu söyledik:
08:32
"Whatever we have to do has to be scalable,
162
512365
2646
"Yapmamız gereken şey ölçeklenebilir olmalı,
08:35
it has to work in all 15,000 schools."
163
515035
3287
15 bin okulun hepsinde işe yaramalı."
08:38
And hence, it has to work within the existing budgets
164
518346
3792
Dolayısıyla, bu eyaletin elindeki
08:42
and resources that the state actually has.
165
522162
2531
mevcut bütçe ve kaynaklarla yapılmalı.
08:45
Much easier said than done.
166
525552
1875
Söylemesi yapmaktan kolay.
08:47
(Laughter)
167
527451
1389
(Gülüşmeler)
08:48
I think this was definitely the point in time
168
528864
2156
Takımımın benden nefret ettiği anın tam olarak
08:51
when my team hated me.
169
531044
1844
bu an olduğunu düşünüyorum.
08:52
We spent a lot of long hours in office, in cafés,
170
532912
5178
Ofiste, kafelerde, hatta bazen barlarda
08:58
sometimes even in bars,
171
538114
1295
uzun saatler harcadık,
08:59
scratching out heads and saying,
172
539433
1663
kafamızı kaşıyarak:
09:01
"Where are the solutions, how are we going to solve this problem?"
173
541120
3266
"Çözümler nerede, bu problemi nasıl çözeceğiz?" dedik.
09:04
In the end, I think we did find solutions to many of the issues.
174
544410
3780
Sonunda, birçok mesele için bir çözüm bulduğumuzu düşünüyorum.
09:08
I'll give you an example.
175
548214
1873
Size bir örnek vereceğim.
09:10
In the context of effective learning,
176
550111
1942
Etkili öğrenme bağlamında,
09:12
one of the things people talk about is hands-on learning.
177
552077
3285
insanların konuştuğu şeylerden biri uygulamalı öğrenme.
09:15
Children shouldn't memorize things from books,
178
555386
2268
Çocuklar kitaplardan bir şeyler ezberlememeli,
09:17
they should do activities,
179
557678
1589
aktiviteler yapmalı.
09:19
and that's a more effective way to learn.
180
559291
1999
Ve bu daha etkili bir öğrenme yolu.
09:21
Which basically means giving students things
181
561314
2298
Bu da öğrencilere boncuk, çubuk,
09:23
like beads, learning rods, abacuses.
182
563636
3422
abaküs vermek anlamına geliyor.
09:27
But we did not have the budgets to give that
183
567082
2454
Fakat 15 bin okuldaki 2 milyon çocuğa
09:29
to 15,000 schools, 2 million children.
184
569560
2615
bunu verecek bir bütçemiz yok.
09:32
We needed another solution.
185
572199
1703
Başka bir çözüme ihtiyacımız vardı.
09:34
We couldn't think of anything.
186
574446
1546
Hiçbir şey aklımıza gelmiyordu.
09:36
One day, one of our team members went to a school
187
576368
2829
Bir gün, takımımızdan biri bir okula gitmiş
09:39
and saw a teacher pick up sticks and stones from the garden outside
188
579221
4366
ve bir öğretmenin okulun bahçesinden taş ve sopalar alıp
09:43
and take them into the classroom
189
583611
1821
sınıfa götürdüğünü ve onları
09:45
and give them to the students.
190
585456
1512
öğrencilere verdiğini görmüş.
09:47
That was a huge eureka moment for us.
191
587726
2907
Bu bizim için büyük bir "Buldum!" anıydı.
09:51
So what happens now in the textbooks in Haryana
192
591617
2883
Ve artık Haryana ders kitaplarında
09:54
is that after every concept, we have a little box
193
594524
2742
her kavramdan sonra, küçük bir kutumuz var.
09:57
which are instructions for the teachers which say,
194
597290
2388
Burada öğretmenler için talimatlar var.
09:59
"To teach this concept, here's an activity that you can do.
195
599702
4156
"Bu kavramı öğretmek için, yapabileceğiniz bir aktivite var.
10:03
And by the way, in order to actually do this activity,
196
603882
3087
Ve bu arada, bu aktiviteyi yapmak için,
10:06
here are things that you can use from your immediate environment,
197
606993
3179
hemen yakın çevrenizde kullanabileceğiniz şeyler şunlar.
10:10
whether it be the garden outside or the classroom inside,
198
610196
3021
Gerek dışarıda bahçede veya sınıfta
10:13
which can be used as learning aids for kids."
199
613241
2445
çocukların öğrenmelerine yardımcı olacak şeyler."
10:16
And we see teachers all over Haryana
200
616194
2446
Haryana'daki öğretmenlerin
10:18
using lots of innovative things to be able to teach students.
201
618664
3250
öğrencilere öğretmek için birçok yenilikçi şey kullandığını gördük.
10:22
So in this way, whatever we designed,
202
622617
3585
Bu şekilde, tasarladığımız şeyleri
10:26
we were actually able to implement it
203
626226
2078
ilk günden 15 bin okulda uygulayabildik.
10:28
across all 15,000 schools from day one.
204
628328
2804
10:32
Now, this brings me to my last point.
205
632304
2186
Şimdi, bu beni son konuma getirdi.
10:34
How do you implement something across 15,000 schools
206
634514
3273
Bir şeyi 15 bin okul ve 100 bin öğretmende
10:37
and 100,000 teachers?
207
637811
1757
nasıl uygularsınız?
10:40
The department used to have a process
208
640357
2022
Müdürlüğün önceden çok ilginç bir işleyişi vardı.
10:42
which is very interesting.
209
642403
1274
10:43
I like to call it "The Chain of Hope."
210
643701
2701
Buna "Umut Zinciri" diyorum.
10:48
They would write a letter from the headquarters
211
648240
2360
Merkezden bir mektup yazarlar
10:50
and send it to the next level,
212
650624
1625
ve onu bir üst seviyeye,
10:52
which was the district offices.
213
652273
1483
yani bölge müdürlüğüne gönderirlerdi.
10:54
They would hope that in each of these district offices,
214
654186
2657
Umuyorlardı ki, bu bölge ofislerinin her birinde,
10:56
an officer would get the letter, would open it, read it
215
656867
3975
bir memur bu mektubu alacak, açacak, okuyacak
11:00
and then forward it to the next level,
216
660866
2094
ve onu bir üst seviyeye gönderecek,
11:02
which was the block offices.
217
662984
2007
yani ilçe müdürlüğüne.
11:05
And then you would hope that at the block office,
218
665015
3765
Ve ilçe müdürlüğünde de umulur ki,
11:08
somebody else got the letter,
219
668804
1483
birisi mektubu alır,
11:10
opened it, read it and forwarded it eventually to the 15,000 principals.
220
670311
4019
açar, okur ve onu 15 bin müdüre yönlendirir.
11:14
And then one would hope that the principals
221
674354
2659
Ve umulur ki müdürler
mektubu alır, okur, anlar
11:17
got the letter, received it, understood it
222
677037
2647
11:19
and started implementing it.
223
679708
1930
ve uygulamaya başlar.
11:21
It was a little bit ridiculous.
224
681662
1647
Bu biraz saçmaydı.
11:24
Now, we knew technology was the answer,
225
684684
2461
Şimdi, cevabın teknoloji olduğunu biliyorduk
11:27
but we also knew that most of these schools
226
687169
2141
ama ayrıca bu okulların çoğunda bilgisayar
11:29
don't have a computer or email.
227
689334
2077
veya e-posta olmadığını da biliyorduk.
11:32
However, what the teachers do have are smartphones.
228
692497
3083
Lakin öğretmenlerin akıllı telefonları var.
11:35
They're constantly on SMS, on Facebook and on WhatsApp.
229
695604
4679
Sürekli SMS atıyor, Facebook ve WhatsApp kullanıyorlar.
11:40
So what now happens in Haryana is,
230
700650
2245
Ve şu anda Haryana'da
11:42
all principals and teachers are divided into hundreds of WhatsApp groups
231
702919
4620
tüm müdürler ve öğretmenler yüzlerce WhatsApp grubuna bölündü
11:47
and anytime something needs to be communicated,
232
707563
2822
ve iletişim kurulması gerektiğinde
11:50
it's just posted across all WhatsApp groups.
233
710409
2421
WhatsApp gruplarıyla iletişime geçiliyor.
11:53
It spreads like wildfire.
234
713486
2201
Ateş gibi yayılıyor.
11:55
You can immediately check who has received it,
235
715711
2993
Anında kime ulaştığını, kimin okuduğunu
11:58
who has read it.
236
718728
1290
kontrol edebiliyorsunuz.
12:00
Teachers can ask clarification questions instantaneously.
237
720042
3860
Öğretmenler derhal konuyla ilgili soru sorabiliyor.
12:03
And what's interesting is,
238
723926
1241
Ve ilginç olanı da,
12:05
it's not just the headquarters who are answering these questions.
239
725191
3358
bu soruları cevaplayanlar sadece merkezdekiler olmuyor.
12:08
Another teacher from a completely different part of the state
240
728573
2889
Eyaletin diğer ucundaki bir öğretmen
12:11
will stand up and answer the question.
241
731486
2393
soruyu cevaplandırabiliyor.
12:13
Everybody's acting as everybody's peer group,
242
733903
2680
Herkes birbirinin grubundaymış gibi davranıyor
12:16
and things are getting implemented.
243
736607
1794
ve işler uygulanabiliyor.
12:19
So today, when you go to a school in Haryana,
244
739784
2283
Ve bugün, Haryana'daki bir okula gittiğinizde,
12:22
things look different.
245
742091
1587
her şey farklı görünüyor.
12:23
The teachers are back inside classrooms,
246
743702
2430
Öğretmenler sınıflarına tekrar döndü
12:26
they're teaching.
247
746156
1304
ve artık ders yapıyorlar.
12:27
Often with innovative techniques.
248
747484
1858
Daha çok da yenilikçi tekniklerle.
12:29
When a supervisor comes to visit the classroom,
249
749740
3102
Sınıfa bir müfettiş geldiğinde,
12:32
he or she not only checks the construction of the toilet
250
752866
3867
sadece tuvaletlerin inşaasını kontrol etmiyor,
12:36
but also what is the quality of teaching.
251
756757
2343
ayrıca öğretme kalitesine de bakıyor.
12:40
Once a quarter, all students across the state
252
760092
3116
Her üç ayda bir, eyalet çapında tüm öğrenciler
12:43
are assessed on their learning outcomes
253
763232
2165
değerlendirmeye tabi tutuluyor
12:45
and schools which are doing well are rewarded.
254
765421
2858
ve başarılı olan okullar ödüllendiriliyor.
12:48
And schools which are not doing so well
255
768303
2469
Ve çok iyi sonuç alamayan okullar
12:50
find themselves having difficult conversations.
256
770796
2405
hesap vermek zorunda kalıyorlar.
12:53
Of course, they also get additional support
257
773568
2079
Tabii ki, daha iyi olmaları için de
12:55
to be able to do better in the future.
258
775671
1936
ek destek alıyorlar.
12:59
In the context of education,
259
779232
1624
Eğitim bağlamında,
13:00
it's very difficult to see results quickly.
260
780880
2367
hızlı sonuç elde etmek çok zor.
13:03
When people talk about systemic, large-scale change,
261
783630
2975
İnsanlar sistemli, geniş çapta bir değişim hakkında konuşurken
13:06
they talk about periods of 7 years and 10 years.
262
786629
3579
genelde 7 ve 10 yıllık değişime bakarlar.
13:10
But not in Haryana.
263
790232
1265
Ama Haryana'da öyle değil.
13:12
In the last one year, there have been three independent studies,
264
792153
3952
Geçtiğimiz sene, üç bağımsız çalışma yapıldı.
13:16
all measuring student learning outcomes,
265
796129
2579
Hepsi de öğrencilerin öğrenme durumlarını değerlendirdi.
13:18
which indicate that something fundamental,
266
798732
2307
Sonuç olarak Haryana'da esaslı
13:21
something unique is happening in Haryana.
267
801063
2090
ve eşsiz bir şeyin olduğu görüldü.
13:23
Learning levels of children have stopped declining,
268
803622
3008
Çocukların öğrenme seviyeleri azalmayı durdurmuş
13:26
and they have started going up.
269
806654
1803
ve yükselmeye başlamış.
13:28
Haryana is one of the few states in the country
270
808481
3210
Haryana bir gelişme gösteren
13:31
which is showing an improvement,
271
811715
1579
ülkedeki birkaç eyaletten biri,
13:33
and certainly the one that is showing the fastest rate of improvement.
272
813318
3703
hatta en hızlı artış oranına sahip.
13:38
These are still early signs,
273
818005
1368
Bunlar hâlâ ilk belirtiler,
13:39
there's a long way to go,
274
819397
1194
önümüzde uzun bir yol var,
13:40
but this gives us a lot of hope for the future.
275
820615
2491
fakat bu, gelecek adına bizlere umut veriyor.
13:44
I recently went to a school,
276
824859
1563
Geçenlerde bir okula gittim
13:46
and as I was leaving,
277
826446
1943
ve ayrılırken
13:48
I ran into a lady,
278
828413
1151
bir bayanla karşılaştım.
13:49
her name was Parvati,
279
829588
1151
Adı Parvati'ydi.
13:50
she was the mother of a child,
280
830763
1438
Bir çocuğun annesiydi
13:52
and she was smiling.
281
832225
1271
ve gülümsüyordu.
13:53
And I said, "Why are you smiling, what's going on?"
282
833828
2909
"Neden gülümsüyorsun, ne oldu?" dedim.
13:56
And she said, "I don't know what's going on,
283
836761
2746
O da: "Ne olduğunu bilmiyorum,
13:59
but what I do know is that my children are learning,
284
839531
3087
ama çocuklarımın öğrendiğini,
14:02
they're having fun,
285
842642
1451
eğlendiğini
14:04
and for the time being, I'll stop my search for a private school
286
844117
3195
ve şu anda onları göndereceğim bir özel okul arayışımı bırakıyorum.
14:07
to send them to."
287
847336
1163
14:09
So I go back to where I started:
288
849523
2000
Ve başladığım yere geri dönüyorum.
14:11
Can government systems transform?
289
851547
1874
Devlet sistemleri dönüşebilir mi?
14:14
I certainly believe so.
290
854163
1500
Kesinlikle buna inanıyorum.
14:15
I think if you give them the right levers,
291
855687
2094
Eğer onlara doğru kaldıraçları verirseniz
14:17
they can move mountains.
292
857805
1483
dağları oynatabilirler.
14:19
Thank you.
293
859735
1151
Teşekkürler.
14:20
(Applause)
294
860910
6115
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7