Iceland's secret power - Jean-Baptiste P. Koehl

Çeviri: Emre Incel Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

While the weather in Iceland is often cold, wet, and windy,

İzlanda’daki hava genellikle soğuk, ıslak ve rüzgarlı olsa da

a nearly endless supply of heat bubbles away below the surface.

yüzeyin altında neredeyse sonsuz bir ısı kaynağı bulunur.

In fact, almost every building in the country is heated by geothermal energy,

Aslında, ülkedeki hemen hemen her bina, neredeyse hiç karbon emisyonu olmayan

in a process with virtually no carbon emissions.

jeotermal enerji ile ısıtılmakta.

So how exactly does this renewable energy work?

Peki bu yenilenebilir enerji tam olarak nasıl çalışıyor?

Between the Earth’s core and its crust is a mixed layer

Dünyanın çekirdeği ile kabuğu arasında, manto adı verilen

of solid and partially molten rock called the mantle.

karışık bir katı ve kısmen erimiş kaya tabakası bulunur.

Temperatures here range from 1,000 to 3,500 degrees Celsius.

Buradaki sıcaklıklar 1.000 ila 3.500 santigrat derece arasında değişmekte.

Some of this heat comes from the radioactive decay of metals.

Bu ısının bir kısmı metallerin radyoaktif bozunmasından gelir.

But much of it comes from Earth’s core,

Ancak bunun çoğu, gezegenin dört milyar yıl önce

which has been radiating energy since the planet formed

oluşmasından bu yana enerji yayan

over four billion years ago.

Dünya’nın çekirdeğinden geliyor.

While the mantle moves slowly,

Manto yavaş hareket ederek

circulating roughly 40 kilometers below the Earth’s crust,

yerkabuğunun yaklaşık 40 kilometre altında dolaşırken

there are places where it surges closer to the surface.

yüzeye daha yakın olduğu yerler var.

Here, the magma forms pockets and veins in the ground,

Burada magma, yerde cepler ve damarlar oluşturarak yeraltı nehirlerini

heating underground rivers and pools to temperatures reaching 300 degrees.

ve havuzlarını 300 dereceye ulaşan sıcaklıklara kadar ısıtır.

Controlling heated water is at the heart of harnessing geothermal energy,

Isıtılmış suyu kontrol etmek,

jeotermal enerjiden yararlanmanın merkezinde yer alır

and there are two primary models for how to do it.

ve bunun nasıl yapılacağına dair iki ana yöntem mevcut.

One is to build a geothermal power plant

Biri, elektrik üretmek için bu sıcak, derin havuzları kullanan

which uses these hot, deep pools to produce electricity.

bir jeotermal enerji santrali inşa etmek.

First, engineers drill a well several kilometers into permeable rock

İlk olarak, mühendisler kumtaşı veya bazalt gibi geçirgen kayalara

like sandstone or basalt.

birkaç kilometrelik bir kuyu açarlar.

As the hot, highly pressurized groundwater flows into the well,

Sıcak, yüksek basınçlı yeraltı suyu kuyuya akarken

the rapid change in pressure and temperature

basınç ve sıcaklıktaki hızlı değişim

produces huge amounts of steam.

büyük miktarda buhar üretir.

This steam then turns the blades of a turbine to generate electricity.

Bu buhar daha sonra elektrik üretmek için bir türbinin kanatlarını döndürür.

Finally, the remaining cooled water and condensed steam

Son olarak, kalan soğutulmuş su ve yoğunlaştırılmış buhar,

are injected back into the ground to create an open loop

suyu kaybetmeden elektrik sağlayan açık bir çevrim oluşturmak için

that provides electricity without losing water.

toprağa geri basılır.

However, we don't have to drill this deep to take advantage of the planet's heat.

Fakat gezegenin sıcaklığından yararlanmak için bu kadar derine inmek gerekmiyor.

Thanks to solar radiation,

Güneş radyasyonu sayesinde sadece 1,5 metre derinliğindeki toprak,

dirt just 1.5 meters deep can reach temperatures over 20 degrees Celsius.

20 santigrat derecenin üzerindeki sıcaklıklara ulaşabilir.

Geothermal heat pumps pipe water or antifreeze liquid

Jeotermal ısı pompaları, enerjisini sifonlamak için

through this layer of earth to siphon its energy.

bu toprak tabakasından su veya antifriz sıvısı gönderir.

These liquids are then pumped through local infrastructure,

Bu sıvılar daha sonra yerel altyapı aracılığıyla pompalanır

ve daha fazla enerjiyi emmek için zemine geri dönmeden önce

dispersing their heat before moving back through the ground

to absorb more energy.

elde edilen ısıyı dağıtır.

While external electricity is needed to operate the pumps,

Pompaları çalıştırmak için harici elektriğe ihtiyaç duyulsa da

the energy provided is far greater than the energy used,

sağlanan enerji kullanılan enerjiden çok daha fazladır,

meaning this process is also a sustainable loop.

yani bu süreç aynı zamanda sürdürülebilir bir döngü.

In fact, geothermal heat pumps are both cheaper to operate

Aslında jeotermal ısı pompaları, fosil yakıt eşdeğerlerine göre

and at least two times more energy efficient than fossil fuel equivalents.

hem daha ucuz hem de en az iki kat daha fazla enerji verimli.

Whether geothermal energy is radiating just below our feet,

Jeotermal enerji ister ayaklarımızın hemen altında yayılıyor olsun,

or heating water several kilometers deep,

isterse birkaç kilometre derinliğindeki suyu ısıtıyor olsun,

the planet is constantly radiating heat.

gezegen sürekli olarak ısı yayıyor.

Averaged across one year,

Ortalama bir yıl boyunca Dünya,

Earth gives off roughly three times more energy than humanity consumes.

insanlığın tükettiğinden yaklaşık üç kat daha fazla enerji yayar.

So why does geothermal only account for 0.2% of humanity’s energy production?

Peki jeotermal neden insanlığın enerji üretiminin sadece %0.2′sini oluşturuyor?

The answer has to do with heat, location, and cost.

Cevap ısı, konum ve maliyetle ilgili.

Since geothermal heat pumps rely on the consistent heat

Jeotermal ısı pompaları sığ toprakta bulunan tutarlı ısıya dayandığından,

found in shallow earth,

they can be implemented almost anywhere.

hemen hemen her yerde uygulanabilirler.

But geothermal power plants require tapping into

Ancak jeotermal enerji santralleri, 180 dereceden daha sıcak yüksek sıcaklıklı

high-temperature geothermal fields;

ve genellikle yerin birkaç kilometre altında

regions hotter than 180 degrees and typically several kilometres underground.

jeotermal alanlardan yararlanmayı gerektirir.

These high temperature zones are hard to find,

Bu yüksek sıcaklık bölgelerini bulmak zor

and drilling this deep for just one of the several wells a plant will need

ve bir tesisin ihtiyaç duyacağı birkaç kuyudan sadece biri için

bu kadar derin sondaj yapmak 20 milyon dolara mal olabilir.

can cost up to $20 million.

There are regions with shallower geothermal fields.

Daha sığ jeotermal alanlara sahip bölgeler var.

Iceland and Japan are near active volcanoes and tectonic plate boundaries,

İzlanda ve Japonya, magmanın kabuğun içinden yükseldiği aktif volkanlara

where magma rises up through the crust.

ve tektonik levha sınırlarına yakın ülkeler.

But these same factors also make those regions prone to earthquakes,

Ancak aynı faktörler, bu bölgeleri aynı zamanda yoğun sondajlarla da

which can also be triggered by intensive drilling.

tetiklenebilecek depremlere yatkın hale getirir.

Furthermore, while geothermal energy is clean and renewable,

Ayrıca jeotermal enerji temiz ve yenilenebilir olsa da

it’s not entirely harmless.

tamamen zararsız değil.

Drilling can release vapors containing pollutants

Sondaj, metan ve hidrojen sülfür gibi kirleticiler içeren

like methane and hydrogen sulfide.

buharları serbest bırakabilir.

And drilling tools that use pressurized water can contaminate groundwater.

Basınçlı su kullanan sondaj aletleri yeraltı suyunu kirletebilir.

Fortunately, new technologies are emerging to meet these challenges.

Neyse ki bu zorlukların üstesinden gelmek için yeni teknolojiler ortaya çıkıyor.

Emission control systems can capture pollutants,

Emisyon kontrol sistemleri kirleticileri yakalayabilir

and electromagnetic monitoring can help detect seismic risks.

ve elektromanyetik izleme sismik risklerin tespit edilmesine yardımcı olabilir.

We're also uncovering entirely new sources of geothermal energy,

Ayrıca okyanus ortasındaki volkanlardaki magma cepleri gibi

like pockets of magma in mid-ocean volcanoes.

tamamen yeni jeotermal enerji kaynaklarını ortaya çıkarıyoruz.

So if we can safely and responsibly tap into the heat sustaining our planet,

Dolayısıyla gezegenimizi besleyen ısıdan

güvenli ve sorumlu bir şekilde faydalanabilirsek

we might be able to sustain humanity as well.

insanlığı da sürdürebiliriz.