Georgette Mulheir: The tragedy of orphanages

Georgette Mulheir ile yetimhanelerdeki trajedi üzerine

43,149 views ・ 2012-11-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Abdullah OSKAY Gözden geçirme: Ahmet Kurnaz
00:16
Across Europe and Central Asia,
0
16404
2726
Avrupa ve Orta Asya'da
00:19
approximately one million children live in large
1
19130
2560
yaklaşık bir milyon çocuk yetimhane olarak bilinen büyük kurumlarda
00:21
residential institutions, usually known as orphanages.
2
21690
4098
kalmakta.
00:25
Most people imagine orphanages as a benign environment
3
25788
3058
İnsanların çoğu yetimhanelerin bu çocuklar için
00:28
that care for children.
4
28846
1671
iyi ve rahat yerler olduğunu düşünüyor.
00:30
Others know more about the living conditions there,
5
30517
3231
Bazıları ise gerçek koşulların farkında
00:33
but still think they're a necessary evil.
6
33748
2452
ama içlerinden şöyle geçiyor: "Yetimhaneler olması gereken şeytanlar."
00:36
After all, where else would we put all of those children
7
36200
3397
Peki ya, anne babaları yoksa bunca çocuğu
00:39
who don't have any parents?
8
39597
2151
nereye koyacağız?
00:41
But 60 years of research has demonstrated
9
41748
3467
60 yıllık araştırmalar şunu gösteriyor:
00:45
that separating children from their families
10
45215
2256
Çocukları ailelerinden ayırmak ve
00:47
and placing them in large institutions
11
47471
2352
büyükçe kurumlara yerleştirmek
00:49
seriously harms their health and development,
12
49823
2840
sağlıklarını ve gelişimlerini ciddi olarak tehlikeye atıyor.
00:52
and this is particularly true for young babies.
13
52663
3482
Bu özellikle de bebekler için geçerli.
00:56
As we know, babies are born
14
56145
2144
Bebekler kas
00:58
without their full muscle development,
15
58289
2760
ve beyin gelişimleri
01:01
and that includes the brain.
16
61049
1924
tam olmadan doğar.
01:02
During the first three years of life, the brain grows
17
62973
2660
Yaşamlarının ilk üç yılında,
01:05
to its full size, with most of that growth taking place
18
65633
2770
özellikle de ilk altı ayında beyin gelişimleri
01:08
in the first six months. The brain develops
19
68403
2620
tamamlanır.
01:11
in response to experience and to stimulation.
20
71023
3226
Bu gelişim de tecrübe ve teşviklere karşı tepki olarak gelişir.
01:14
Every time a young baby learns something new --
21
74249
3814
Bir bebek her zaman yeni bir şeyler öğrenir.
01:18
to focus its eyes,
22
78063
1527
Gözlerini bir noktaya odaklamayı,
01:19
to mimic a movement or a facial expression,
23
79590
2993
bir hareketi veya yüz ifadesini taklit etmeyi,
01:22
to pick something up, to form a word or to sit up --
24
82583
3990
bir şeyleri toparlamayı, oluşturmayı, kurmayı, oturmayı
01:26
new synaptic connections are being built in the brain.
25
86573
3577
ve beyninde yeni sinaptik bağlantılar inşa etmeyi öğrenir.
01:30
New parents are astonished by the rapidity of this learning.
26
90150
4099
Çocuklarının bu öğrenme hızları ebeveynleri hayrete düşürür.
01:34
They are quite rightly amazed and delighted by their children's cleverness.
27
94249
4908
Çocuklarının zekiliği karşısında haklı olarak şaşırır ve heyecanlanırlar.
01:39
They communicate their delight to their children,
28
99157
2584
Çocuklarla ebeveynler ilişki kurar,
01:41
who respond with smiles,
29
101741
1721
gülümsemelerine gülümser,
01:43
and a desire to achieve more and to learn more.
30
103462
4402
daha fazla öğrenmesi ve tecrübe etmesi için cesaretlendirir.
01:47
This forming of the powerful attachment between child and parent
31
107864
3742
Bu, anne baba ve çocuk arasında çok güçlü bağların kurulmasını sağlar.
01:51
provides the building blocks for physical, social,
32
111606
3211
Fiziksel, sosyal, dilsel, bilişsel,
01:54
language, cognitive and psychomotor development.
33
114817
3510
psikomotor gelişimlerini güçlendirir.
01:58
It is the model for all future relationships with friends,
34
118327
4214
Bu durum kendi arkadaşlarımızdan, ailemizden
02:02
with partners and with their own children.
35
122541
3241
ve çocuklarımızla ilişkilerden çok aşina olduğumuz bir durum.
02:05
It happens so naturally in most families
36
125782
2416
Bu durum birçok ailede oldukça normal karşılanır.
02:08
that we don't even notice it. Most of us are unaware
37
128198
3104
O kadar ki, çoğumuz farkına bile varmayız. İnsanın gelişimindeki merkezi
02:11
of its importance to human development and, by extension,
38
131302
3430
rolünün ve daha da genişletirsek,
02:14
to the development of a healthy society.
39
134732
2899
sağlıklı bir toplumun gelişimindeki rolünün öneminin farkında bile değilizdir.
02:17
And it's only when it goes wrong that we start to realize
40
137631
2542
Ancak bir şeyler yanlış gittiğinde ailelerin çocukların
02:20
the importance of families to children.
41
140173
3009
gelişimindeki rolünü anlıyoruz.
02:23
In August, 1993, I had my first opportunity to witness
42
143182
3936
1993 Ağustosunda bir yetimhaneyi ziyaretimde
02:27
on a massive scale the impact on children
43
147118
4158
annesiz ve babasız olmanın çocukların üzerindeki çok derin ve
02:31
of institutionalization and the absence of parenting.
44
151276
4403
olumsuz etkisine şahit oldum.
02:35
Those of us who remember the newspaper reports
45
155679
2437
Kimimiz Romanya'daki 1989 devrimlerinden sonra bu
02:38
that came out of Romania after the 1989 revolution
46
158116
3254
kurumlardan gelen şok edici koşullar ve haberlerle
02:41
will recall the horrors of the conditions in some of those institutions.
47
161370
4421
olayların farkına varmaya başladık.
02:45
I was asked to help the director of a large institution to
48
165791
2759
Buralardaki bir kurumun yöneticisine bu çocukları anne ve babalarından
02:48
help prevent the separation of children from their families.
49
168550
3963
ayırmama konusunda yardım istedim.
02:52
Housing 550 babies, this was Ceausescu's show orphanage,
50
172513
4185
550 bebeğe evsahipliği yapan Çavuşesku'nun (Eski Romanya Devlet Başkanı) yetimhanesi Romanya'nın gösteri amaçlı donatılmış bir merkeziydi
02:56
and so I'd been told the conditions were much better.
51
176698
2918
ve buradaki koşullar nispeten çok iyiydi.
02:59
Having worked with lots of young children, I expected
52
179616
2450
Birçok çocukla çalışmış birisi olarak bu kurumların
03:02
the institution to be a riot of noise,
53
182066
2616
gürültüden geçilmeyeceğini düşünüyordum.
03:04
but it was as silent as a convent.
54
184682
1863
Ama sadece sessizlik vardı.
03:06
It was hard to believe there were any children there at all,
55
186545
3446
O kadar ki, neredeyse yuvada çocuk yok diyebilirdiniz.
03:09
yet the director showed me into room after room,
56
189991
2636
Yuvanın yöneticisi beni
03:12
each containing row upon row of cots,
57
192627
3015
oda oda gezdirdi
03:15
in each of which lay a child staring into space.
58
195642
6016
ve odaların içinde çocuklar sadece boşluğa bakıyordu.
03:21
In a room of 40 newborns, not one of them was crying.
59
201658
3650
40 tane yenidoğan bebeğin olduğu bir odada hiçbir bebek ağlamıyordu.
03:25
Yet I could see soiled nappies, and I could see
60
205308
2039
Ama kirli bebek bezlerini görebiliyordum.
03:27
that some of the children were distressed,
61
207347
1572
Çocukların bazıları stresli ve sıkıntılı görünüyordu
03:28
but the only noise was a low, continuous moan.
62
208919
3845
ama tek ses küçük bir inleme idi.
03:32
The head nurse told me proudly,
63
212764
2100
Başhemşire bana dönüp gururla:
03:34
"You see, our children are very well-behaved."
64
214864
3221
"Görüyorsunuz, bütün çocuklarımıza iyi muamele ediyoruz."
03:38
Over the next few days, I began to realize
65
218085
2743
Sonraki birkaç günde anladım ki,
03:40
that this quietness was not exceptional.
66
220828
2063
bu sessizlik olağan değildi.
03:42
The newly admitted babies would cry for the first few hours,
67
222891
3773
Yeni kabul edilen bebekler önce birkaç saat ağlıyor,
03:46
but their demands were not met, and so eventually
68
226664
1989
talepleri karşılanmayınca kimseye rahatsızlık vermemeyi
03:48
they learned not to bother. Within a few days,
69
228653
2678
öğreniyorlar. Birkaç gün içinde
03:51
they were listless, lethargic, and staring into space
70
231331
3496
neşesiz, uyuşuk ve boş boş bakan bireylere dönüşüyorlar.
03:54
like all the others.
71
234827
1826
Tıpkı diğer yuvada kalan bebekler gibi.
03:56
Over the years, many people and news reports
72
236653
2917
Yıllar içinde bir ton insan ve gazete haberinde
03:59
have blamed the personnel in the institutions
73
239570
2171
kurumlarda çalışan insanlar, bu çocuklara kötü davrandıkları için suçlandı.
04:01
for the harm caused to the children, but often, one member
74
241741
2854
Ama sıklıkla bir personelin
04:04
of staff is caring for 10, 20, and even 40 children.
75
244595
4567
10, 20 veya 40 çocuğa baktığı göz ardı edildi.
04:09
Hence they have no option but to implement a regimented program.
76
249162
4062
Ve bu personelin devletin uygula dediği programdan başka yapacak bir şeyi yoktu.
04:13
The children must be woken at 7 and fed at 7:30.
77
253224
3875
Çocuklar 7-7.30 gibi uyandırılıyordu.
04:17
At 8, their nappies must be changed, so a staff member
78
257099
2512
8'de altları değiştiriliyordu. Ve bir personelin yalnızca 30 dakikası
04:19
may have only 30 minutes to feed 10 or 20 children.
79
259611
3365
vardı. 30 dakika ve temizlenmesi gereken 10 ya da 20 çocuğun altı.
04:22
If a child soils its nappy at 8:30, he will have to wait
80
262976
3696
Bir çocuk altına 8.30'da kirletse saatlerce
04:26
several hours before it can be changed again.
81
266672
2959
altının temizlenmesi için bekliyordu.
04:29
The child's daily contact with another human being
82
269631
2649
Herhangi bir çocuğun diğer insanlarla günlük etkileşimi
04:32
is reduced to a few hurried minutes of feeding and changing,
83
272280
4468
sadece birkaç dakika oluyordu. O da beslenirken ve altı değiştirilirken.
04:36
and otherwise their only stimulation is the ceiling,
84
276748
2900
Geriye kalan zamanlarda bolca tavan, duvarlar, sütunlar
04:39
the walls or the bars of their cots.
85
279648
4132
bu çocukları öğrenmeye teşvik etmesi gereken ama edemeyen nesneler oluyordu.
04:43
Since my first visit to Ceausescu's institution,
86
283780
2899
Çavuşeku'nun bu yetimhanesine ilk ziyareti yaptığımdan beri
04:46
I've seen hundreds of such places across 18 countries,
87
286679
3133
Çek Cumhuriyeti'nden Sudan'a kadar
04:49
from the Czech Republic to Sudan.
88
289812
2792
18 ülkede yüzlerce yuva ve yurdu ziyaret ettim.
04:52
Across all of these diverse lands and cultures,
89
292604
2984
Bu çok farklı kültür ve topraklarda,
04:55
the institutions, and the child's journey through them,
90
295588
3297
kurumlar ve bu çocukların oralardaki yolculuğu
04:58
is depressingly similar.
91
298885
2593
ümitsizce aynıydı.
05:01
Lack of stimulation often leads to self-stimulating behaviors
92
301478
3110
El çırpması gibi ilk anlarında
05:04
like hand-flapping, rocking back and forth,
93
304588
2941
teşvik edici aileler ve insanlar yoktu.
05:07
or aggression, and in some institutions, psychiatric drugs
94
307529
3811
Saldırgan davranışlarında kurum yetkilileri psikiyatrik ilaçları yoğun bir şekilde
05:11
are used to control the behavior of these children,
95
311340
2831
çocukları kontrol etmek için veriyorlardı.
05:14
whilst in others, children are tied up to prevent them
96
314171
2201
Bazılarında da çocuklar kendilerine ya da başkalarına zarar
05:16
from harming themselves or others.
97
316372
2888
vermesin diye bağlanıyordu.
05:19
These children are quickly labeled as having disabilities
98
319260
2492
Bu çocuklar kolaylıkla engelli diye yaftalanıyordu
05:21
and transferred to another institution for children with disabilities.
99
321752
3435
ve engellilerin olduğu kurumlara gönderiliyordu.
05:25
Most of these children will never leave the institution again.
100
325187
4343
Ve çoğu da bu kurumlardan bir daha asla ayrılamıyordu.
05:29
For those without disabilities, at age three,
101
329530
2663
Engelsizler içinse, üç yaşına geldiklerinde başka yollar gözüküyordu.
05:32
they're transferred to another institution, and at age seven,
102
332193
2548
Başka kurumlara gönderiliyorlardı ve sonra da
05:34
to yet another. Segregated according to age and gender,
103
334741
3953
bir başkasına. Cinsiyet ve yaşa göre ayrıldıktan sonra,
05:38
they are arbitrarily separated from their siblings,
104
338694
2545
kardeşlerinden keyfi bir şekilde ayrı bırakılıyordu.
05:41
often without even a chance to say goodbye.
105
341239
3888
Hatta bazı durumlarda elveda demelerine bile izin verilmeden.
05:45
There's rarely enough to eat. They are often hungry.
106
345127
2778
Yemekler oldukça azdı. Çoğu zaman açtılar.
05:47
The older children bully the little ones. They learn to
107
347905
2710
Akran şiddeti çok yaygındır. Hayatta kalmayı bir şekilde öğrenmek
05:50
survive. They learn to defend themselves, or they go under.
108
350615
3349
zorunda kalıyorlardı. Ya kendilerini kollayacaklar, ya da ezileceklerdi.
05:53
When they leave the institution, they find it really difficult
109
353964
3560
Kurumdan ayrıldıklarında da topluma ve hayata entegre olmak için
05:57
to cope and to integrate into society.
110
357524
3295
yine zor şartlar onları bekliyordu.
06:00
In Moldova, young women raised in institutions
111
360819
3249
Moldova'da mesela kurumda yetişen gençler 10 kat fazla insan
06:04
are 10 times more likely to be trafficked than their peers,
112
364068
4008
kaçakçılığına maruz kalıyordu.
06:08
and a Russian study found that two years after leaving institutions,
113
368076
4156
Rusya'da ise yurttan ayrıldıktan sonraki iki yılda bu gençlerin
06:12
young adults, 20 percent of them had a criminal record,
114
372232
4359
yüzde 20'si suça bulaşıyordu.
06:16
14 percent were involved in prostitution,
115
376591
2856
Yüzde 14'ü fuhuşa sürükleniyordu.
06:19
and 10 percent had taken their own lives.
116
379447
4564
Yüzde 10'unu da canına kıyıyordu.
06:24
But why are there so many orphans in Europe
117
384011
2881
O zaman hala neden yüzlerce yurt ve yuva var Avrupa çapında?
06:26
when there hasn't been a great deal of war or disaster in recent years?
118
386892
3871
Hele bir de, onca yıllardır savaş ve kıtlık olmuyorsa.
06:30
In fact, more than 95 percent of these children have living parents,
119
390763
4584
Halbuki, bu çocukların yüzde 95'inin anne ve babası var.
06:35
and societies tend to blame these parents
120
395347
1989
Ve hatta bu anne ve babalar çocuklarını yuvaya verdikleri için ayıplanıyor.
06:37
for abandoning these children, but research shows that
121
397336
2763
Araştırmalar gösteriyor ki,
06:40
most parents want their children, and that the primary drivers
122
400099
3121
birçok anne baba
06:43
behind institutionalization
123
403220
2319
kurumda kalmasındansa
06:45
are poverty, disability and ethnicity.
124
405539
4197
çocuklarına kendileri bakmak istiyor.
06:49
Many countries have not developed inclusive schools,
125
409736
3099
Birçok ülke bu çocukları entegre edici nitelikte okullar açmıyordu.
06:52
and so even children with a very mild disability
126
412835
2704
Hatta küçücük bir zihinsel hastalığı olanları
06:55
are sent away to a residential special school,
127
415539
2576
altı veya yedi yaşında
06:58
at age six or seven.
128
418115
1808
zihinsel engelliler için özel okullara gönderiliyor.
06:59
The institution may be hundreds of miles away from the family home.
129
419923
4134
Bu kurumlarsa bu çocukların ailelerinden yüzlerce kilometre uzakta olabiliyor.
07:04
If the family's poor, they find it difficult to visit,
130
424057
2724
Eğer aile de fakirse, bu çocukları ziyaret etmek neredeyse imkansızlaşıyor ve
07:06
and gradually the relationship breaks down.
131
426781
4118
ilişkiler de yavaş yavaş kopuyor.
07:10
Behind each of the million children in institutions,
132
430899
3303
Bu kurumlardaki milyonlarca çocuğun her birinin yanında,
07:14
there is usually a story of parents who are desperate
133
434202
3754
bu çocukların anne babalarının da ümitsiz hikayeleri ve çaresizlikleri var.
07:17
and feel they've run out of options, like Natalia in Moldova,
134
437956
5110
Örneğin Moldova'dan Natalia.
07:23
who only had enough money to feed her baby,
135
443066
2393
Natalia'nın sadece kendi bebeğini besleyebilecek kadar parası vardı ve
07:25
and so had to send her older son to the institution;
136
445459
3184
bu yüzden büyük oğlunu yuvaya verdi.
07:28
or Desi, in Bulgaria, who looked after her four children
137
448643
3040
Bulgaristan'dan Desi.
07:31
at home until her husband died,
138
451683
2629
Desi kocası öldükten sonra dört çocuğuna bakıyordu.
07:34
but then she had to go out to work full time,
139
454312
2243
Tam zamanlı bir işte çalışmak zorunda kaldı.
07:36
and with no support, felt she had no option
140
456555
2147
Arkasında hiçbir destek yoktu ve engelli bir çocuğunu
07:38
but to place a child with disabilities in an institution;
141
458702
3832
bu kurumlardan birine yerleştirmek zorunda kaldı.
07:42
or the countless young girls too terrified to tell their parents
142
462534
3154
Ya da sayısız genç kız anne veya babalarına
07:45
they're pregnant, who leave their babies in a hospital;
143
465688
3586
hamile olduklarını söyleyemedikleri için çocuklarını hastanelere terk etmek zorunda kaldılar.
07:49
or the new parents, the young couple who have
144
469274
2732
Ya da yeni anne babalar veya genç çiftler,
07:52
just found out that their firstborn child has a disability,
145
472006
4506
çocuklarının engelli olacağını doktorlarından ilk duyduklarında
07:56
and instead of being provided with positive messages
146
476512
3055
çocuklarının potansiyelleri hakkında olumlu mesajlarla desteklenmek yerine
07:59
about their child's potential, are told by the doctors,
147
479567
2847
doktorlar tarafından şu telkinle karşılaştılar:
08:02
"Forget her, leave her in the institution,
148
482414
3056
"Yuvaya verebilirsiniz. Evinize dönün ve
08:05
go home and make a healthy one."
149
485470
3520
yeni ve sağlıklı bir tanesini yapın."
08:08
This state of affairs is neither necessary nor is it inevitable.
150
488990
3532
Bu karmaşık işlerden kaçınılabilir aslında.
08:12
Every child has the right to a family, deserves
151
492522
3127
Her çocuğun aile yanında büyümeye hakkı vardır dersek
08:15
and needs a family, and children are amazingly resilient.
152
495649
3831
çocukların kendilerini çarçabuk toparladıklarını görürüz.
08:19
We find that if we get them out of institutions and into loving
153
499480
2682
Bu çocukları bu kurumların dışına çıkarıp, onları sevgileriyle sarıp sarmalayacak
08:22
families early on, they recover their developmental delays,
154
502162
3521
ailelerin yanına yerleştirebilirsek, gelişim bozukluklarını iyileştirebilir ve
08:25
and go on to lead normal, happy lives.
155
505683
3043
mutlu yaşamlarına erişmelerini sağlarız.
08:28
It's also much cheaper to provide support to families
156
508726
3561
Zaten kurum bakımındansa aile yanında bakım
08:32
than it is to provide institutions.
157
512287
2519
çok daha ucuza mal olmakta.
08:34
One study suggests that a family support service
158
514806
3196
Bir çalışmanın sonucunda aile yanında bakımın
08:38
costs 10 percent of an institutional placement,
159
518002
2908
kurum yanında bakımdan yüzde 10 daha az maliyetli olduğu ispatlanmış durumda.
08:40
whilst good quality foster care
160
520910
2264
Nitelikli bir koruyucu aile hizmeti ise
08:43
costs usually about 30 percent.
161
523174
2992
kurum bakımından yaklaşık yüzde 30 daha ucuz.
08:46
If we spend less on these children but on the right services,
162
526166
3048
Bu çocuklara daha az parayla daha doğru hizmetleri sağlayabilirsek,
08:49
we can take the savings and reinvest them in high quality
163
529214
3952
artakalan parayla daha özel bakıma ihtiyaç duyan çocuklar için de
08:53
residential care for those few children with extremely complex needs.
164
533166
4649
daha kaliteli hizmet sağlayan kurumlar oluşturabiliriz.
08:57
Across Europe, a movement is growing to shift the focus
165
537815
4537
Avrupa çapında bir hareket giderek zemin bulmakta:
09:02
and transfer the resources from large institutions
166
542352
2836
Artık çocukları kalitesiz hizmet sunan
09:05
that provide poor quality care to community-based services
167
545188
3960
büyük kurumlarda tutmaktansa, çocukların kendilerini
09:09
that protect children from harm and allow them to develop
168
549148
2725
koruyabilecekleri, toplumun desteklediği ve
09:11
to their full potential. When I first started to work in Romania
169
551873
3827
potansiyellerini daha iyi gerçekleştirmelerini sağlayan sisteme yöneliş var.
09:15
nearly 20 years ago, there were 200,000 children living
170
555700
3776
20 yıl önce Romanya'da çalışmalarıma ilk başladığımda
09:19
in institutions, and more entering every day.
171
559476
3561
200.000 çocuk kurum bünyesinde bakılıyordu ve her gün yenileri ekleniyordu.
09:23
Now, there are less than 10,000, and
172
563037
2311
Şimdiyse bu rakam 10.000'den az. Aile yanında bakım hizmetleri ise
09:25
family support services are provided across the country.
173
565348
3448
ülke çapında her noktada yaygınlaşmış durumda.
09:28
In Moldova, despite extreme poverty and the terrible effects
174
568796
3786
Moldova'da örneğin, küresel finans krizinin olumsuz etkileri
09:32
of the global financial crisis, the numbers of children
175
572582
2992
ve inanılmaz yoksulluğa rağmen, kurumlardaki çocukların
09:35
in institutions has reduced by more than 50 percent
176
575574
2784
sayısı son beş yılda yarı yarıya azaldı.
09:38
in the last five years, and the resources are being
177
578358
3216
Kurumlar için ayrılan kaynaklar ise, aile destek hizmetlerine ve
09:41
redistributed to family support services and inclusive schools.
178
581574
4653
özel alt gruplar için oluşturulan okullara yönlendirildi.
09:46
Many countries have developed national action plans for change.
179
586227
3230
Artık birçok ülke Ulusal Eylem planları oluşturarak bu yönde değişim için çalışıyor.
09:49
The European Commission and other major donors
180
589457
2521
Avrupa Komisyonu ve büyük fon sağlayıcı diğer kuruluşlar
09:51
are finding ways to divert money from institutions
181
591978
3480
kurumlara yönlendirdiğimiz parayı çocuklarının bakımını üstlenmek isteyen ailelere
09:55
towards family support, empowering communities
182
595458
2996
nasıl yönlendirebilirizi araştırıyor
09:58
to look after their own children.
183
598454
2729
ve yeni yollar buluyor.
10:01
But there is still much to be done to end the systematic
184
601183
2803
Bununla birlikte, çocukların bu kurumlarda kalmasını önlemeye
10:03
institutionalization of children.
185
603986
2368
yönelik yapılması gereken oldukça fazla şey var.
10:06
Awareness-raising is required at every level of society.
186
606354
3069
Toplumun her kesiminde farkındalık artırıcı çalışma yapılmalı.
10:09
People need to know the harm that institutions cause to children,
187
609423
3524
İnsanlar bu kurumların bu çocuklara nasıl zarar verdiğini görmeli ve
10:12
and the better alternatives that exist.
188
612947
2960
daha iyi alternatiflerin olduğunu bilmeli.
10:15
If we know people who are planning to support orphanages,
189
615907
2964
Eğer hala yetimhaneleri desteklemeyi düşünen insanlar olduğunu görüyor ve biliyorsak,
10:18
we should convince them to support family services instead.
190
618871
4042
tüm gücümüzle onları aile destek hizmetlerini desteklemeleri için iknaya çalışmalıyız.
10:22
Together, this is the one form of child abuse
191
622913
3262
Hep birlikte inşa ettiğimiz çocuk istismarının yolunu
10:26
that we could eradicate in our lifetime.
192
626175
2864
ancak bu şekilde bitirebiliriz.
10:29
Thank you. (Applause)
193
629039
2592
Teşekkürler. (Alkış)
10:31
(Applause)
194
631631
4000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7