Mark Forsyth: What's a snollygoster? A short lesson in political speak

Mark Forsyth: Zübük nedir? Politik dil ile ilgili kısa bir ders

27,595 views

2012-10-01 ・ TED


New videos

Mark Forsyth: What's a snollygoster? A short lesson in political speak

Mark Forsyth: Zübük nedir? Politik dil ile ilgili kısa bir ders

27,595 views ・ 2012-10-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Morton Bast Reviewer: Thu-Huong Ha
0
0
7000
Çeviri: Meric Aydonat Gözden geçirme: Diba Szamosi
00:15
One of my favorite words in the whole of the Oxford English Dictionary
1
15926
3581
Oxford İngilizce Sözlüğü'ndeki
en sevdiğim sözcüklerden biri: zübük (snollygoster).
00:19
is "snollygoster,"
2
19531
1843
00:21
just because it sounds so good.
3
21398
1646
Kulağa çok hoş geldiğinden seviyorum bu sözcüğü.
Zübüğün sözcük anlamı
00:23
And what snollygoster means is "a dishonest politician."
4
23068
3389
"dürüst olmayan bir politikacı".
00:27
Although there was a 19th-century newspaper editor
5
27376
2530
Ancak 19. yüzyılda bir gazete editörü onu,
şu şekilde daha iyi tanımladı.
00:29
who defined it rather better when he said,
6
29930
2033
00:31
"A snollygoster is a fellow who seeks office
7
31987
2516
"Zübük bir partiden, bir platformdan veya bir prensipten
00:34
regardless of party, platform or principle,
8
34527
3583
bağımsız olarak iktidar arayan
ve kazandığında
00:38
and who, when he wins,
9
38134
1508
00:39
gets there by the sheer force of monumental talknophical assumnancy."
10
39666
5224
oraya muazzam konuşsal üstlenmenin gücüyle erişen
kişiye denir."
00:44
(Laughter)
11
44914
1529
(Gülüşmeler)
00:46
Now, I have no idea what "talknophical" is.
12
46467
2098
"Konuşsal" ne demek hiçbir fikrim yok.
00:48
Something to do with words, I assume.
13
48589
1802
Sözcüklerle ilgili bir şey olsa gerek.
Ancak sözcüklerin politikanın tam ortasında yer aldığı gerçeği çok önemli
00:50
But it's very important that words are at the center of politics,
14
50415
3275
ve politikacılar da dili kontrollü kullanmayı denemeleri gerektiğinin farkındalar.
00:53
and all politicians know they have to try and control language.
15
53714
3205
00:56
It wasn't until, for example, 1771
16
56943
3028
Örneğin 1771'e kadar
00:59
that the British Parliament allowed newspapers to report
17
59995
4423
İngiliz Parlementosu, tartışma meclisindeki konuşulanların gazetelere
01:04
the exact words that were said in the debating chamber.
18
64442
2772
kelimesi kelimesine aktarılmasına izin vermiyordu.
01:07
And this was actually all down to the bravery
19
67714
2297
Bunu Brass Crosby gibi ilginç bir ada sahip
bir kişinin ceseratine ve parlemantoya savaş açmasına
01:10
of a guy with the extraordinary name of Brass Crosby,
20
70035
3309
01:13
who took on Parliament.
21
73368
1726
borçluyuz.
01:15
And he was thrown into the Tower of London
22
75118
2078
Londra Kulesi'ne atıldı
ve hapsedildi,
01:17
and imprisoned,
23
77220
2094
ama onlarla mücadele edecek
01:19
but he was brave enough,
24
79338
2809
kadar cesurdu
01:22
he was brave enough to take them on, and in the end,
25
82171
2479
ve sonunda halkın öylesine desteğini aldı ki kazandı.
01:24
he had such popular support in London that he won.
26
84674
2435
Bundan birkaç yıl sonra da
01:27
And it was only a few years later
27
87133
1763
01:28
that we have the first recorded use of the phrase "as bold as brass."
28
88920
4871
"pirinç kadar cesur" (ç.n.: pirinç: madeni alaşım, İng. brass)
sözcük öbeği kullanılmaya başlandı.
Birçok insan bunun metalle ilgisi var sanıyor.
01:34
Most people think that's down to the metal.
29
94321
2024
Öyle değil. Basın özgürlüğünü
01:36
It's not; it's down to a campaigner for the freedom of the press.
30
96369
3830
savunan kişiyle ilgili.
01:40
But to really show you how words and politics interact,
31
100811
4186
Ancak size politikayla sözcüklerin
nasıl etkileştiğini anlatmak için,
sizi Amerika Birleşik Devletleri'ne götürmek istiyorum,
01:45
I want to take you back to the United States of America,
32
105021
2620
01:47
just after they'd achieved independence.
33
107665
2364
bağımsızlıklarını kazandıktan hemen sonraya.
01:50
And they had to face the question
34
110469
1748
Liderleri George Washington'a ne diyecekleri
sorusuyla karşı karşıyaydılar.
01:52
of what to call George Washington, their leader.
35
112241
2705
01:54
They didn't know.
36
114970
1256
Ne diyeceklerini bilmiyorlardı.
01:56
What do you call the leader of a republican country?
37
116250
2956
Cumhuriyetçi bir ülkenin liderine ne dersiniz?
01:59
And this was debated in Congress for ages and ages.
38
119595
2867
Kongrede uzun süreler boyu tartıştılar.
02:02
And there were all sorts of suggestions on the table,
39
122486
2532
Masaya olabilecek
birçok öneri geldi.
02:05
which might have made it.
40
125042
1195
02:06
I mean, some people wanted him to be called
41
126261
2237
Mesela, bazıları ona
Baş Sulh Yargıcı Washington demek istedi,
02:08
"Chief Magistrate Washington,"
42
128522
1790
02:10
and other people, "His Highness, George Washington,"
43
130336
2489
diğerleri ise Majesteleri George Washington,
02:12
and other people,
44
132849
1234
bazıları ise ona Amerika Birleşik Devletleri Halkının Haklarının Koruyucusu Washington demek istediler.
02:14
"Protector of the Liberties
45
134107
2758
02:16
of the People of the United States of America Washington."
46
136889
3051
02:19
Not that catchy.
47
139964
1336
Pek akılda kalıcı değil.
02:21
Some people just wanted to call him king --
48
141607
2434
Bazıları ise ona Kral demek istediler.
Bunun denenip onaylandığını düşündüler.
02:24
it was tried and tested.
49
144065
1506
02:25
They weren't even being monarchical,
50
145595
1730
Monarşik olmak istemiyorlardı,
sadece sınırlı bir süreliğine Kral olabileceğinizi
02:27
they had the idea that you could be elected king for a fixed term.
51
147349
3214
düşünüyorlardı.
02:30
And, you know, it could have worked.
52
150587
2264
Aslında, bu olabilirdi.
02:32
And everybody got insanely bored,
53
152875
1858
Herkes inanılmaz sıkılmıştı,
02:34
because this debate went on for three weeks.
54
154757
2074
çünkü bu tartışma üç hafta sürdü.
02:36
I read a diary of this poor senator who just keeps coming back,
55
156855
2990
Zavallı bir senatörün günlüğünü okudum,
"Hala bu konu üzerinde çalışıyoruz" deyip duruyordu.
02:39
"Still on this subject."
56
159869
1248
Bu gecikmenin ve sıkıntının nedeni
02:41
And the reason for the delay and the boredom
57
161141
2529
02:43
was that the House of Representatives were against the Senate.
58
163694
3615
Temsilciler Meclisi'nin Senato'ya karşı olmasıydı.
Temsilciler Meclisi Washington'ın
02:47
The House of Representatives didn't want Washington to get drunk on power.
59
167333
4217
gücün sarhoşluğuna kapılmasını istemiyordu.
02:51
They didn't want to call him "king," in case that gave him ideas,
60
171574
3087
Ona Kral demek istemiyorlardı,
çünkü bunun onun veya onu takip eden kişinin aklına fikirler sokmasını istemiyorlardı.
02:54
or his successor ideas.
61
174685
1340
Bu yüzden ona düşünebildikleri
02:56
So they wanted to give him the humblest, meagerest,
62
176049
3147
02:59
most pathetic title that they could think of.
63
179220
2647
en mütevazı, en yavan, en acınası ünvanı vermek istiyorlardı.
Bu ünvan "Başkan" idi.
03:02
And that title ...
64
182616
1230
03:04
was "President."
65
184704
1395
03:06
(Laughter)
66
186123
2064
03:08
"President." They didn't invent the title.
67
188211
2027
Başkan. Bu ünvanı onlar yaratmadılar. Daha önce de kullanılıyordu,
03:10
I mean, it existed before,
68
190262
1322
03:11
but it just meant somebody who presides over a meeting.
69
191608
2665
ama anlamı sadece bir toplantıya başkanlık eden kişiydi.
03:14
It was like the foreman of the jury.
70
194297
1883
Jüri başkanı gibi bir şeydi.
03:16
And it didn't have much more grandeur
71
196204
1836
Sözcü veya denetmen terimlerinden
öte bir görkemi yoktu.
03:18
than the term "foreman" or "overseer."
72
198064
1854
03:19
There were occasional presidents of little colonial councils
73
199942
2873
Bazen küçük koloni konseylerinin ve küçük devlet kurumlarının
03:22
and bits of government,
74
202839
1172
başkanları oluyordu, ama pek anlamı olmayan bir ünvandı.
03:24
but it was really a nothing title.
75
204035
1765
Bundan dolayı Senato bu ünvana karşı çıktı.
03:26
And that's why the Senate objected to it.
76
206250
2010
Bu komik, ona Başkan diyemezsiniz.
03:28
They said, "That's ridiculous! You can't call him 'President.'
77
208284
3749
Bu kişinin gidip antlaşmaları imzalaması, yabancı delegelerle görüşmesi gerekiyor.
03:32
This guy has to go and sign treaties and meet foreign dignitaries.
78
212057
3419
03:35
Who's going to take him seriously if he's got a silly little title
79
215500
3555
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı
gibi uyduruk bir ünvana sahip bir kişiyi
kim ciddiye alır?
03:39
like 'President of the United States of America'?"
80
219079
2641
03:41
(Laughter)
81
221744
1011
03:42
And after three weeks of debate, in the end,
82
222779
2432
Üç haftalık bir tartışmanın sonunda,
03:46
the Senate did not cave in.
83
226547
2698
Senato teslim olmadı.
03:50
Instead, they agreed to use the title "President" for now.
84
230626
4860
Bunun yerine, şimdilik "Başkan" ünvanını kullanacaklarını söylediler,
ancak bu ünvanı kabul etmediklerinin,
03:56
But they also wanted it absolutely set down
85
236316
2784
ve geleneği kör olası Başkan değil de
03:59
that they didn't agree with it,
86
239124
1817
Baş Sulh Yargıcı ve saygın ünvanlarının,
04:02
from a decent respect for the opinions and practice of civilized nations,
87
242229
5449
04:07
whether under republican or monarchical forms of government,
88
247702
3804
kaleminde ilhak etmek olan
04:11
whose custom it is to annex,
89
251530
2114
devletin cumhuriyetçi ya da monarşik şekillerinden
04:13
through the office of the Chief Magistrate,
90
253668
2016
hangisine bağlı olursa olsun
04:15
titles of respectability --
91
255708
2131
uygar ülkelerin fikirlerine
04:18
not bloody "President."
92
258512
1247
ve çalışmalarına uygun saygıdan dolayı,
04:20
And that, in the intercourse with foreign nations,
93
260642
2722
ayrıca yabancı ülkelerle olan ilişkilerin teklik görüntüsüyle
04:24
the majesty of the people of the United States
94
264270
3247
04:27
may not be hazarded by an appearance of singularity --
95
267541
3983
zarar görmesini istemediklerinin kesin olarak anlaşılmasını istediler,
04:31
i.e., we don't want to look like bloody weirdos.
96
271548
2412
yani tuhaf gözükmek istemiyoruz.
Bundan ilginç şeyler öğrenebiliriz.
04:35
Now, you can learn three interesting things from this.
97
275745
2605
Birincisi, - bu en sevdiğim -
04:38
First of all -- and this is my favorite --
98
278374
2197
04:40
is that, so far as I've ever been able to find out,
99
280595
2436
şimdiye kadar Senato'nun resmi olarak
Başkan ünvanını onayladığını bulabilmiş değilim.
04:43
the Senate has never formally endorsed the title of President.
100
283055
4304
04:48
Barack Obama, President Obama, is there on borrowed time,
101
288351
2919
Barack Obama, Başkan Obama, ödünç alınmış bir süreyle bu ünvanı kullanıyor ve
04:51
just waiting for the Senate to spring into action.
102
291294
3140
Senato'nun harekete geçmesini bekliyor.
04:54
(Laughter)
103
294458
1246
04:55
The second thing you can learn
104
295728
1452
İkinci öğreneceğiniz şey
devlet geçici süreyle dediğinde --
04:57
is that, when a government says that this is a temporary measure --
105
297204
3220
(Gülüşmeler) -
05:00
(Laughter)
106
300448
2368
05:02
you can still be waiting 223 years later.
107
302840
4371
223 yıl sonra hala bekliyor olabilirsiniz.
Ama üçüncü öğreneceğiniz şey,
05:08
But the third thing you can learn -- and this is the really important one,
108
308114
3516
bu oldukça önemli,
sizin konuşmamdan bunu çıkarmanızı istiyorum,
05:11
the point I want to leave you on --
109
311654
1724
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ünvanı
05:13
is that the title, "President of the United States of America,"
110
313402
3932
05:17
doesn't sound that humble at all these days, does it?
111
317358
3305
o kadar da mütevazı durmuyor, değil mi?
05:21
Something to do with the slightly over 5,000
112
321504
3199
Onun kullanımındaki
05:24
nuclear warheads he has at his disposal
113
324727
2250
5.000 nükleer savaş başlığıyla
ve dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmakla
05:27
and the largest economy in the world
114
327001
2173
ve insansız hava araçları filosuyla ve bunun gibi şeylerle bir ilgisi olsa gerek.
05:29
and a fleet of drones and all that sort of stuff.
115
329198
2519
05:32
Reality and history have endowed that title with grandeur.
116
332797
5969
Gerçeklik ve tarih bu unvana görkem bahşetti.
05:39
And so the Senate won in the end.
117
339751
1618
Sonuç olarak Senato kazandı.
05:41
They got their title of respectability.
118
341393
2428
İstedikleri saygınlık unvanını aldılar.
05:43
And also, the Senate's other worry, the appearance of singularity --
119
343845
3536
Ayrıca Senato'nun diğer endişesi, teklik görüntüsü,
05:47
well, it was a singularity back then.
120
347405
2124
şey, o zamanlar teklikti.
05:49
But now, do you know how many nations have a president?
121
349553
2849
Şimdi kaç ülkenin başkanı var, biliyor musunuz?
Yüz kırk yedi.
05:52
A hundred and forty-seven.
122
352426
1783
05:54
All because they want to sound like the guy
123
354772
2011
Hepsi 5.000 nükleer savaş başlığına ve benzerlerine
05:56
who's got the 5,000 nuclear warheads, etc.
124
356807
2552
sahip adama benzemek istediklerinden.
Sonunda Senato kazandı
06:01
And so, in the end, the Senate won
125
361415
2879
ve Temsilciler Meclisi kaybetti,
06:04
and the House of Representatives lost ...
126
364318
2457
06:07
because nobody's going to feel that humble
127
367823
2516
çünkü Amerika Birleşik Devletleri Başkanı
olduğunu söylediğiniz kimse
06:10
when they're told that they are now
128
370363
1687
kendini mütevazı hissetmez.
06:12
the President of the United States of America.
129
372074
3032
06:16
And that's the important lesson I think you can take away,
130
376503
2766
Bence buradan çıkaracağınız
ve çıkarmanızı istediğim en önemli ders bu.
06:19
and the one I want to leave you with.
131
379293
1775
Politikacılar gerçeği şekillendirmek ve onu kontrol etmek için
06:21
Politicians try to pick and use words to shape and control reality,
132
381092
3794
sözcükleri seçerler ve kullanırlar, ama aslında,
06:24
but in fact,
133
384910
1658
06:26
reality changes words far more than words can ever change reality.
134
386592
5180
gerçekler sözcükleri, sözcüklerin
gerçeği değiştirdiğinden çok daha ciddi olarak değiştirirler.
Çok teşekkür ederim.
06:32
Thank you very much.
135
392502
1265
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7