How we found the giant squid | Edith Widder

Edith Widder: Dev mürekkep balığını nasıl bulduk

720,753 views ・ 2013-03-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Mehmet Emin Yildiz Gözden geçirme: Okan KILIC
00:16
The Kraken, a beast so terrifying
1
16235
3036
Kraken. Bu çirkin yaratık öyle korkunç ki
00:19
it was said to devour men and ships and whales,
2
19271
3097
bir çırpıda insanlari, gemileri, balinaları yiyebileceği
00:22
and so enormous it could be mistaken for an island.
3
22368
3927
söylenir ve öyle büyük ki bir ada bile zannedilebilir.
00:26
In assessing the merits of such tales,
4
26295
2256
Bu tip hikayeleri değerlendirirken, eski denizcilerin bakış açısına göre,
00:28
it's probably wise to keep in mind that old sailor's saw
5
28551
2885
bir peri masalı ile bir denizci hikayesinin arasındaki farkın,
00:31
that the only difference between a fairytale and a sea story
6
31436
3623
peri masallarıı " bir varmış bir yokmuş" diye başlarken
00:35
is a fairytale begins, "Once upon a time,"
7
35059
2637
denizci hikayelerinin " bak bu yalan değil" diye başlaması
00:37
and a sea story begins, "This ain't no shit." (Laughter)
8
37696
5233
olduğunu akılda tutmak bilgece olacaktır. (Gülmeler)
00:42
Every fish that gets away
9
42929
1778
Kaçmayı başaran her balık
00:44
grows with every telling of the tale.
10
44707
2148
bu hikayelerin her anlatımıyla daha da büyür.
00:46
Nevertheless, there are giants in the ocean,
11
46855
2487
Ama yinede, bu okyanuslarda devler de var,
00:49
and we now have video proof,
12
49342
2029
ve artık bunu kanıtlayacak videolarımız var,
00:51
as those of you that saw the Discovery Channel documentary are no doubt aware.
13
51371
4622
Discovery Channel belgeselini görenleriniz, şüphesiz bundan haberdardır.
00:55
I was one of the three scientists on this expedition
14
55993
2637
Geçen yaz Japaonya açıklarında yapılan
00:58
that took place last summer off Japan.
15
58630
2196
bu yolculuktaki 3 bilim insanından biriydim.
01:00
I'm the short one.
16
60826
2496
Kısa olan benim.
01:03
The other two are Dr. Tsunemi Kubodera and Dr. Steve O'Shea.
17
63322
4058
Diğer ikisi, Dr.Tsunemi Kubodera ve Dr.Steve O'Shea.
01:07
I owe my participation in this now-historic event
18
67380
3530
Bu güncel tarihi olaya katılımımı TED'e
01:10
to TED.
19
70910
1806
borçluyum.
01:12
In 2010, there was a TED event called Mission Blue
20
72716
3075
2010 yilinda "mavi görev" adında, Galapagos'ta
01:15
held aboard the Lindblad Explorer in the Galapagos
21
75791
2734
Lindblad Explorer gemisinde yapılan bir TED aktivitesi vardı
01:18
as part of the fulfillment of Sylvia Earle's TED wish.
22
78525
3842
Sylvia Earle'in TED dileğini gerçekleştirmenin bir parçası olarak yapılmıştı.
01:22
I spoke about a new way of exploring the ocean,
23
82367
2789
Okyanusu keşfetmenin yeni yolları hakkında bir konuşma yapmıştım,
01:25
one that focuses on attracting animals instead of scaring them away.
24
85156
4777
hayvanları korkutup kaçırmak yerine onları cezbetmek odaklıydı.
01:29
Mike deGruy was also invited,
25
89933
2296
Mike deGruy da davetliydi
01:32
and he spoke with great passion about his love of the ocean,
26
92229
3555
ve okyanusa olan sevgisinden büyük bir tutkuyla bahsetti,
01:35
and he also talked to me about applying my approach
27
95784
2413
hem de uzun süredir ilgilenmekte olduğu bir şeyde
01:38
to something he's been involved with for a very long time,
28
98197
2656
benim yaklaşımımı uygulamak hakkında benimle konuştu,
01:40
which is the hunt for the giant squid.
29
100853
3434
dev mürekkep balıklarını bulmakla ilgili.
01:44
It was Mike that got me invited to the squid summit,
30
104287
3880
Beni de bu mürekkep balığı zirvesine, o yaz köpek balığı haftası boyunca
01:48
a gathering of squid experts at the Discovery Channel
31
108167
4125
Discovery Channel'da mürekkep balığı
01:52
that summer during Shark Week. (Laughter)
32
112292
4789
uzmanlarının toplantısına davet eden kişi Mike idi. (Gülmeler)
01:57
I gave a talk on unobtrusive viewing
33
117081
2416
Derin deniz mürekkep balıklarının görsel çekiciliği ve
01:59
and optical luring of deep sea squid
34
119497
2543
mütevazi görünüşü üzerine bir konuşma yaptım.
02:02
in which I emphasized the importance
35
122040
1777
Ve bu konuşmada bu keşifler için sessiz,
02:03
of using quiet, unobtrusive platforms for exploration.
36
123817
5250
basit platformlar kullanılmasının önemini vurguladım.
02:09
This came out of hundreds of dives I have made,
37
129067
2725
Bu fikir, yaptığım yüzlerce dalıştan,
02:11
farting around in the dark
38
131792
2326
bu platformları kullanarak
02:14
using these platforms,
39
134118
2778
karanlıklarda dolaşmaktan geldi,
02:16
and my impression that I saw more animals
40
136896
3583
benim izlenimim bir denizaltıyla, uzaktan kumandalı
02:20
working from the submersible
41
140479
1881
herhangi bir cihazla olduğundan
02:22
than I did with either of the remote-operated vehicles.
42
142360
2920
daha fazla sayıda hayvan görebildiğim.
02:25
But that could just be because the submersible has a wider field of view.
43
145280
3370
Tabii bu sadece denizaltının daha geniş bir görüş alanı olmasından da kaynaklanıyor olabilir.
02:28
But I also felt like I saw more animals
44
148650
1689
Ayrıca Tiburanla çalışırken Ventana'dan
02:30
working with the Tiburon than the Ventana,
45
150339
1851
daha fazla hayvan gördüğümü hissettim,
02:32
two vehicles with the same field of view
46
152190
2185
bu iki alet de aynı görüş alanına sahip,
02:34
but different propulsion systems.
47
154375
2038
fakat itiş sistemleri farklı.
02:36
So my suspicion was that it might have something to do with the amount of noise they make.
48
156413
4031
Bu yüzden şüphem çıkardıkları gürültü miktarıyla ilgili birşeyler olabileceğiydi.
02:40
So I set up a hydrophone on the bottom of the ocean,
49
160444
2256
Böylece okyanusun tabanına bir hidrofon yerleştirdim
02:42
and I had each of these fly by at the same speed and distance
50
162700
3160
ve bunların herbiri ile aynı hız ve mesafeden geçişler yapıp
02:45
and recorded the sound they made.
51
165860
2432
çıkardıkları sesleri kaydettim.
02:48
The Johnson Sea-Link -- (whirring noise) --
52
168292
1637
The Johnson Sea-Link ( makine sesleri)
02:49
which you can probably just barely hear here,
53
169929
2595
Burada büyük ihtimalle anca duyabilirsiniz,
02:52
uses electric thrusters -- very, very quiet.
54
172524
3600
elektrikli itiş sistemi kullanıyor, çok, çok sessiz.
02:56
The Tiburon also uses electric powered thrusters.
55
176124
3355
Tiburon da bu elektrikli itiş sistemi kullanıyor,
02:59
It's also pretty quiet, but a bit noisier. (Louder whirring noise)
56
179479
5079
o da oldukça sessiz ama birazcık daha gürültülü (daha güçlü makine sesleri)
03:04
But most deep-diving ROVs these days use hydraulics
57
184558
3203
Fakat bu günlerde kullanılan bir çok derin dalış Uzaktan Kumandalı aracı hidrolik kullanıyor,
03:07
and they sound like the Ventana. (Loud beeping noise)
58
187761
3438
ve Ventana gibi ses çıkarıyorlar. (yüksek bip sesi)
03:11
I think that's got to be scaring a lot of animals away.
59
191199
3426
Bence bu ses birçok hayvanı korkutup kaçırıyor olmalı.
03:14
So for the deep sea squid hunt,
60
194625
2493
Sonuçta derin deniz mürekkep balığı avı için,
03:17
I proposed using an optical lure
61
197118
2157
bir kamera platformuna yerleştirilmiş,
03:19
attached to a camera platform
62
199275
2160
görsel bir yem kullanmayı önerdim
03:21
with no thrusters, no motors,
63
201435
4768
motorsuz ve iticisiz,
03:26
just a battery-powered camera,
64
206203
2609
sadece pille çalışan bir kamera
03:28
and the only illumination coming from red light
65
208812
3020
ve sadece kırmızı ışıktan gelen bir aydınlatma, ki bu da
03:31
that's invisible to most deep-sea animals
66
211832
2492
birçok deniz canlısı için görünmezdir,
03:34
that are adapted to see primarily blue.
67
214324
2692
öncelikli olarak maviyi görebilmeye adapte olmuşlardır.
03:37
That's visible to our eye,
68
217016
1262
Bizim gözümüz için görülebilirdir,
03:38
but it's the equivalent of infrared in the deep sea.
69
218278
3341
fakat derin denizde kızılötesine eşdeğerdir.
03:41
So this camera platform, which we called the Medusa,
70
221619
2841
Ve Medusa olarak adlandırdığımız bu kamera platformu
03:44
could just be thrown off the back of the ship,
71
224460
2129
basitçe geminin arka tarafından atılabilir,
03:46
attached to a float at the surface with over 2,000 feet of line,
72
226589
5586
akıntılar tarafından pasif bir şekilde yüzdürülen
03:52
it would just float around passively carried by the currents,
73
232175
4079
bir şamandıraya 600 metrenin üzerinde bir kabloyla tutturulmuştur
03:56
and the only light visible to the animals in the deep
74
236254
4397
ve derindeki hayvanların görebileceği tek ışık
04:00
would be the blue light of the optical lure,
75
240651
3987
bu görsel yemin mavi ışığı olacak,
04:04
which we called the electronic jellyfish, or e-jelly,
76
244638
3780
ki biz buna elektronik deniz anası yada e-jelly diyoruz,
04:08
because it was designed to imitate
77
248418
2860
çünkü bu yem, derin denizlerde yaygın görülen
04:11
the bioluminescent display
78
251278
2256
deniz anası Atolla'nın biyo-ışıldamasını
04:13
of the common deep sea jellyfish Atolla.
79
253534
3345
taklit etmek için dizayn edildi.
04:16
Now, this pinwheel of light that the Atolla produces
80
256879
3561
Atolla'nın ürettiği bu ışıldak pervane,
04:20
is known as a bioluminescent burglar alarm
81
260440
2983
biyo-ışıldak hırsız alarmı olarak billinir
04:23
and is a form of defense.
82
263423
2278
ve bir çeşit savunma şeklidir.
04:25
The reason that the electronic jellyfish worked as a lure
83
265701
3181
Elektronik deniz anasının bir yem olarak
04:28
is not because giant squid eat jellyfish,
84
268882
2903
çalışmasının sebebi mürekkep balıklarının deniz analarını yemesi değil,
04:31
but it's because this jellyfish only resorts to producing this light
85
271785
4429
bu deniz analarının bu ışığı sadece
04:36
when it's being chewed on by a predator
86
276214
2377
bir yırtıcı tarafından ısırıldığında üretmesidir,
04:38
and its only hope for escape
87
278591
2679
sadece tek kaçış ümidi bu olduğunda,
04:41
may be to attract the attention of a larger predator
88
281270
2975
belki daha büyük bir yırtıcının dikkatini çekip,
04:44
that will attack its attacker
89
284245
2062
onun, kendine saldıran yırtıcıya saldırmasını
04:46
and thereby afford it an opportunity for escape.
90
286307
2543
ve bu arada kendine bir kaçma şansı yaratabileceği ümidiyle kullanır.
04:48
It's a scream for help, a last-ditch attempt for escape,
91
288850
3892
Bu bir yardım çığlığıdır, kaçış için son bir çırpınış
04:52
and a common form of defense in the deep sea.
92
292742
3408
ve derin denizlerdeki savunmanın yaygın bir şeklidir.
04:56
The approach worked.
93
296150
2113
Bu yaklaşım işe yaradı,
04:58
Whereas all previous expeditions had failed to garner
94
298263
3511
önceki bütün keşifler bu devin bir anlık görüntüsünü
05:01
a single video glimpse of the giant,
95
301774
2448
yakalamakta başarısız olduysa da,
05:04
we managed six, and the first triggered wild excitement.
96
304222
4665
biz 6 tane bulmayı başardık ve bu birincisi vahşi bir heyecanı tetikledi.
05:08
Edith Widder (on video): Oh my God. Oh my God! Are you kidding me?Other scientists: Oh ho ho! That's just hanging there.
97
308887
13218
Edith Widder (videoda): Aman Tanrım. Dalga mı geçiyorsun? Diğer bilim insanları: oh ho ho! orada öylece duruyor.
05:22
EW: It was like it was teasing us, doing a kind of fan dance --
98
322105
3136
EW: Bizimle dalga geçiyor gibiydi, bir çeşit dans ediyordu.
05:25
now you see me, now you don't --
99
325241
2045
-- şimdi beni görüyorsun, şimdi görmüyorsun --
05:27
and we had four such teasing appearances,
100
327286
3003
ve biz dört tane daha muzip halini yakalamıştık
05:30
and then on the fifth, it came in and totally wowed us.
101
330289
5409
ve sonra beşincisi geldi ve bizi tamamen şok etti.
05:35
(Music) Narrator: (Speaking in Japanese)
102
335698
4273
(Müzik) Sunan: (Japonca konuşuyor)
05:39
Scientists: Ooh. Bang! Oh my God! Whoa!
103
339971
9842
Bilim insanları: Ohh. Aman Tanrım!
05:52
(Applause)
104
352259
2254
(Alkışlar)
05:54
EW: The full monty.
105
354513
4854
EW: Bütünüyle.
05:59
What really wowed me about that
106
359367
1345
Bunda beni gerçekten şok eden şey
06:00
was the way it came in up over the e-jelly
107
360712
2174
e-jelly'nin üzerine gelip,
06:02
and then attacked the enormous thing next to it,
108
362886
2320
yanındaki büyük şeye sonra saldırıyor,
06:05
which I think it mistook for the predator on the e-jelly.
109
365206
3306
sanıyorum ki onu e-jelly'nin üzerindeki yırtıcı olarak düşünüyor.
06:08
But even more incredible was the footage shot
110
368512
2419
Ama daha da inanılmaz olanı, Triton denizaltısında
06:10
from the Triton submersible.
111
370931
2645
yakalanan görüntüydü.
06:13
What was not mentioned in the Discovery documentary
112
373576
2784
Discovery belgeselinde bahsedilmeyen şey
06:16
was that the bait squid that Dr. Kubodera used,
113
376360
3446
Dr.Kuboder'in yem olarak kullandığı mürekkep balığıydı,
06:19
a one-meter long diamondback squid
114
379806
3602
bir metre uzunluğunda elmas sırtlı murekkep balığına
06:23
had a light attached to it, a squid jig
115
383408
2712
tuturulmuş bir ışık, kültür balıkçılığı
06:26
of the type that longline fishermen use,
116
386120
2584
yapan balıkçıların kullandığı bir çeşit yalancı yemdi
06:28
and I think it was this light
117
388704
2038
ve bence o ışık, bu devi
06:30
that brought the giant in.
118
390742
2549
oraya çeken ışıktı.
06:33
Now, what you're seeing
119
393291
1465
Şimdi gördüğünüz şey
06:34
is the intensified camera's view under red light,
120
394756
5098
kırmızı ışığın altındaki yoğunlaştırılmış kameranın görüntüsü
06:39
and that's all Dr. Kubodera could see when the giant comes in here.
121
399854
4122
ve Dr.Kubodera'nın görebildiği bu devin gelişiydi.
06:43
And then he got so excited,
122
403976
2455
Çok heyecanlanmıştı,
06:46
he turned on his flashlight because he wanted to see better,
123
406431
3495
el fenerini açtı çünkü daha iyi görmek istiyordu
06:49
and the giant didn't run away,
124
409926
2184
ve bu dev kaçmadı,
06:52
so he risked turning on the white lights on the submersible,
125
412110
3241
o da riske girerek platformun üstündeki beyaz ışıkları açtı
06:55
bringing a creature of legend
126
415351
2536
ve efsane bir yaratığı
06:57
from the misty history into high-resolution video.
127
417887
4971
buğulu bir tarihten yüksek çözünürlüklü bir videoya getirdi.
07:02
It was absolutely breathtaking,
128
422858
3268
Kesinlikle nefes kesiciydi
07:06
and had this animal had its feeding tentacles intact
129
426126
2929
ve gördüğümüz bu hayvan, beslenme dokunaçları bütün
07:09
and fully extended,
130
429055
1465
ve tam uzatılmış olarak,
07:10
it would have been as tall as a two-story house.
131
430520
3252
iki katlı bir ev uzunluğunda olmayıdı.
07:13
How could something that big
132
433772
2659
Nasıl bu kadar büyük birşey
07:16
live in our ocean and yet remain unfilmed until now?
133
436431
4600
okyanuslarımızda yaşar da şimdiye dek kaydedilmemiş olabilir?
07:21
We've only explored about five percent of our ocean.
134
441031
3624
Biz okyanusun sadece yüzde beş kadarını keşfettik.
07:24
There are great discoveries yet to be made down there,
135
444655
3136
Oralarda daha yapılacak büyük keşifler var,
07:27
fantastic creatures representing millions of years of evolution
136
447791
4622
müthiş yaratıklar milyonlarca yıllık evrimi temsil ediyor
07:32
and possibly bioactive compounds
137
452413
2097
ve muhtemelen bioaktif bileşenler
07:34
that could benefit us in ways that we can't even yet imagine.
138
454510
3815
bize henüz hayal bile edemeyeceğimiz katkılar sağlayabilir.
07:38
Yet we have spent only a tiny fraction
139
458325
3048
Henüz, uzay keşiflerine harcadığımız
07:41
of the money on ocean exploration
140
461373
3369
paranın sadece minik bir kesirini
07:44
that we've spent on space exploration.
141
464742
2407
okyanusun keşfine harcadık.
07:47
We need a NASA-like organization for ocean exploration,
142
467149
3645
Okyanusların keşfi için NASA gibi bir organizasyona ihtiyacımız var
07:50
because we need to be exploring and protecting
143
470794
2835
cünkü burada, yeryüzündeki hayat destek sistemimizi
07:53
our life support systems here on Earth.
144
473629
2592
keşfetmeli ve korumalıyız.
07:56
We need — thank you. (Applause)
145
476221
6232
Buna ihtiyacımız var -- Teşekkürler (Alkış)
08:02
Exploration is the engine that drives innovation.
146
482453
2854
Keşif yeniliğe yön veren bir makinedir.
08:05
Innovation drives economic growth.
147
485307
2971
Yenilik ekonomik büyümeye yön verir.
08:08
So let's all go exploring,
148
488278
1523
Haydi hep birlikte keşfedelim,
08:09
but let's do it in a way that doesn't scare the animals away,
149
489801
3101
fakat bunu hayvanları korkutmayan bir yolla yapalım,
08:12
or, as Mike deGruy once said,
150
492902
2333
ya da Mike deGruy'ın da bir zamanlar söylediği gibi
08:15
"If you want to get away from it all
151
495235
1786
"Eğer herşeyden kaçmak istersen
08:17
and see something you've never seen,
152
497021
1614
hiç görmediğin bir şey görmek,
08:18
or have an excellent chance of seeing something that no one's ever seen,
153
498635
3585
ya da hiç kimsenin görmemiş olduğu bir şey görmek için mükemmel bir şans,
08:22
get in a sub."
154
502220
1530
bir denizaltına bin"
08:23
He should have been with us for this adventure.
155
503750
2206
Bu macerada o da bizimle olmalıydı.
08:25
We miss him.
156
505956
1807
Onu özlüyoruz.
08:27
(Applause)
157
507763
5216
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7